1. 276.
    0
    keşke kulağımı çınlatsaydın hakkımda biraz konuşarak,
    tanrı ne demek istiyor duyamadım bu gün,
    çok konuştun!

    ilk kez denenmiş ve ikincisini tekrar denemek isteyen
    zavallı bir kokain krizi sonrasında bütün hayallerinii
    torbacısıyla yatmaya gönderen,
    uyuşturucu bağımlısı bir puşt gibiydi yalnızlık,
    hiç indirilmemiş bir din için..

    çok konuştum..
    en kalabalık bir caddede sonra,
    en aşağılık adımlarla atılırken bu dünyaya yolculuk
    ışıkları söndürülmüş bir evin içinde diz çökerek bekleyen kız
    sanki maruz gibi işkenceye, polis baskısı gibi gece
    ve kan ter içinde uyanarak belki
    dört
    kere
    bağırırsa ölür sorgu
    ya leyteni
    küntu turaba.

    bir noktası koyulmamış bir özlemenin içinde
    ve bir kelimenin altına yatan anlamlar kadar
    bir kaldırımın altına yatarak her topukla sevişiyorsa veda
    belini doğrultmamış adamlar gibiyse
    doğrulmamış bir çocuksa o dinin son ayeti
    sesimi saçlarına iliştiriyorum
    cezm olur
    bir kağıdın kıyısına iliştirilmiş telden ataçlar kadar..

    böylece binlerce idam gören sehpaya ayaklarımı uzatıyorum
    ayaklarımdan beni
    ayaklarımdan beni
    tavanına asın hiç görülmemiş bir halisünasyonun..

    çok konuştun..

    sahip olduğum bütün mutluluklar illegaldi,
    yalnızlık o,
    ben bileklerimi keserken gecenin ortasına dökülsün diye bir yağmur gibi
    yalnızlık
    susamışçasına ağzını açmış bekliyordu tam altında..

    kimi zaman kanunlar çerçevesinde suçlu
    bir fotoğraf çerçevesinde masum gördünüz beni,
    adalet misin sen,
    dinle
    saçma bir çığlığın ekgib kalmış bir yanıyım sadece,
    ve
    saçları arasında jilet taşıyan kadınların
    saçlarını okşarken ellerimi kaybetmek için çıldırıyorum...

    diyorum,
    ve kapısını çalıyorum
    tanımadığım bir evin..
    daha kapı açılmadan düşüp bayılıyorum
    ve
    zaman aşımından
    hastaneye kaldırıyorlar beni yoldan geçen hüzünler
    sakinleştiriciler
    morfinler
    ve hala
    kanımdan çıkmamış yalnızlıkla
    taburcu ediliyorum..

    kriz ne zaman biter?
    bunu bilmek için
    defalarca öldürmek gerekir bir teni ve biteni..

    ah.
    hiç olmazsa saçlarının arasına koy üşümekten titreyen yüreğimi
    saçlarını okşadıkça birileri
    biraz ısınsın...

    ah.
    işte seni sevmek
    dönen dünya gibi bir şey
    durduramıyorum..
    ···
  2. 277.
    0
    siz, modern çağın afilli huurları, büyüdünüz,
    küçük düşürdüğünüz hayallerin üzerine yuvalar kurdunuz.
    dudaktan dudağa gezen ve neredeyse bütün kokuları
    ezbere bilen kucak düşkünleri,
    değiştiniz mi?

    başka bedenler uğruna kadınlığını hibe, şerefini heba etmiş günümün güzelleri.
    siz evlendiniz mi?
    buldunuz mu ve tuttunuz mu sonra bu cemaatten bir saf?
    o saflara ekgibsiz ve tam olarak anlattığınıza emin misiniz her şeyi?
    ve artık yeterince düzüldükten sonra düzeldiğinize emin misiniz?

    peki,
    peki nedir evliliklerinizi ayakta tutan şey,
    saygı ve sevginiz mi, yoksa hap ve geciktiricileriniz mi?

    owwww fuckkkk !!
    ···
  3. 278.
    0
    üzgün ve yalnız çocuklar anlatıyor sen dinlemiyorsun,
    onlar özür diliyorlar uzun uzun bakarak gözlerinin içine
    onlar üzgün çocuklar

    uzun uzun akarak göz yaşı gibi
    bir derinlik dibi denizin ortasında
    uzun uzun anlatılmıyor yalnızlıkları
    kısaltıyorum.
    üvey çocuklar.

    zünnarını çıkarmış bir hristiyanın geçmesi gibi
    bu dünyadan
    ve müslüman olmaya sonra,
    ve sonra
    bağışlanmaya gelen kim varsa gibip göndermiş gibi papaz.

    -ne gerek var bağışlanmaya-

    seninle karşılaşmak
    ilahi bir tesadüftü zaten..

    sonra birden benim şehrime silahlarınla geldin sen
    sonra birden benim şehrim kapı arkalarında saklandığında
    ü ve y çocuklar gibi
    o kapıda tahtaların açtığı bir boşluktan izlerken saldırıyı
    bir mermi
    gözlerimden öptü.

    sevincimden kanadım
    mutluluktan öldüm.

    tesadüf adalete boyun eğmez dedim ve
    bir seninle
    biz
    sonra
    amerikan üniformaları içinde
    ü ve y çocukları öldürmeye giderken
    omuz omuza yürüdük.

    tutkunduk
    kana
    ve bütün insanlara..

    sloganımız şuydu hatırladın mı?

    " bazı çocukların efendim
    şımarmaya hakkı yok. "

    hadi
    ağzına al beni.
    kendini tutma ağzından kötü bir laf çıksın
    bu kadar masum olmak çünkü
    sana yakışmıyor.

    gitmek isterken
    bizi otobüs gibi bir şey tutuyor sonra kusmak geliyor içimizden
    biz dağılıyoruz sonra
    biri senin elini tutuyor yine kusmak geliyor içimizden geçmişimizi.

    gitmeden önce
    kaburgalarımı kırmak istercesine bana sarılır mısın?

    çünkü
    yüzümüze bakmıyor hayat.
    olmayan bir şeye nasıl baksın ki zaten.

    yüzüme gülmüyorsan belki de sen, gülüşünü sevmiyor, sevmememden korkuyorsun...

    korkma
    bir yangınla öpüşüyorsun şu an durma öp üşüyorsun.
    ···
  4. 279.
    0
    gittiğin akşam eve geldiğimde, kapıya biraz sert davranmışım,
    gözüm kararmış.

    anahtarı bulamamışım, anahtarı bulsam kapıyı bulamamışım,
    tekmelemişim durmadan,
    yumruklamışım,
    kolu düşmüş kapının, canı yanmış, elim acımış,
    çökmüşüm sonra kapıya sırtımı yaslayıp,
    ağlamışım.
    bağırmışım.
    sızlamışım.

    içeride olsan açardın.

    karşı kapıda beliren bir kadın yerine, sen alırdın içeri,
    o kadın neyin var diyeceğine sen nasıl geçti derdin,
    kahveyi sen yapardın, canımı sen yakardın

    sonra
    ben
    kendimi
    onunla
    sevişirken bulmazdım.

    hadi ağla da avuçlarıma, elimi yıkayayım.
    ···
  5. 280.
    0
    sevgilim şimdi çıkıp gelmeye, lüzum da yok yüzün de.
    yüzün hüzün, lüzum olan zulüm olur yine...

    bana dünyaları verme!
    allah diyorum bak, şu koca dünya onun lakin,
    o bile vazgeçilmez değil...

    hor kullandığın, kırdığın, parçaladığın bir kalbin ardından,
    ben değiştim dersen dediğini tekrarlarım,
    ben değiştim...

    ve değiştirdim, kendimi, evimi, sokağımı
    sok ağını yine içinde nice kalp boğduğun o denize,
    bu balık bu kez takılmadı, derken, giderim...

    ben değiştirdiğini değiştirdim,
    sahte tavırlarını, gerçeğimle...

    şimdi silik bir yazı gibi dururken önümde hayat,
    gözlerimi ovuştururum,
    ve gibik bir adam gibi okuyamam artık...

    gelme çünkü bağıracağım, gelirsen yapamayacağım,
    bu yüzden bir nefret yarattım..

    !

    tapularınızı yakarak bir yangın çıkaracağım muhitinizde,
    tabularınız yıkılana kadar.
    çıplak demokrasiniz üzerinden atlayacak o ateşin,
    ve topuğuna yapışan kıvılcımla, zuladan cigaramı yakacağım...

    bakışlarını sağa sola çarpan bir zanlıyım, delilsiz cinayet, şuursuz ölü,
    ve bir şoka uğramaya her zaman müsait,
    her an ölebiliriz hayat böyle,
    ama ben her an ölüyorum bu hayat değil,
    keyfini kaçırmayı kafasına koymuş mahalle serserisiyim,
    kahvede dayının ağır eli, kaldırımda yosmanın gevşek ağzı,
    kerhanede öldürülen masumiyetin jartiyerli bacağı,
    kesilmiş kolu çocukların, bir teröristin kopmuş kafası, havaya sıkılan kurşun,
    balkonda yığılan minik beden,
    evet ben!
    potansiyel tehlike, göç, alarm, güvenlik, yardım, yetiş, ateş,
    imdat...

    !

    durma, anlat...

    iyi bir insan olarak yetiştirmek istediler beni,
    ancak, bir ambulans gibi yetiştirildim, hayatımın her dönemi bir siren sesi,
    bir yangın, bir kaza,
    gittiğim her yerde, her yürekte,
    bir kaç ölü, fazlasıyla yaralı...

    hepsi sığmadı, giderken kaza yaptım, devrildim, öldürdüm...
    beni bir daha çağırmadılar..

    o yüzden sevgilim,
    gelme.

    beni çağır !
    ···
  6. 281.
    0
    çal bu gece ben uyurken..

    kapıyı çalmadan bir hırsız gibi usulca ve parmak uçlarına basa basa
    yanlışlıkla devir şişeleri uyanmam
    açtım ağzımı yumdum gözümü uyumadan
    öp demiyorum çal dilimi..

    altımdan örtüyü çekmeden topla ve çöp gibi zütür dök beni
    ve yürürken
    yemeden yarım bıraktığım bütün yalnızlıklarımı
    çal bu gece ben uyurken..

    zaman gibi ilerle ve zaman gibi geçme hemen
    çok içme bana benzersin sen ki öyleysen
    bana benzememek için ne kadar kırıldığım an varsa sana
    çal bu gece ben uyurken..

    sız bu gece ben uyurken,
    siz o gece ben uyumazken sarılıp uyuduğunuz gibi
    sız bu gece
    ve benden önce ayılıp çıkarken çal kapıyı
    geldiğini zannedip kapıyı açtığımda gidişini izlet yine
    hayal kırıklığını sıkıştır kapı koluna
    ayılmam için
    ve geceye yine çok içmem için bir sebep yarat
    ve gel bu gece ben uyurken...

    bir ayrılmak olsun bu
    doğumundan iki gün önce karnında çocukla intihar etmesi gibi bir annenin
    içimde seninle intihar etmek için sebepleri sırala kapımın önüne
    seçeyim birini ve o eşsiz intihar melodisini
    çal bu gece ben uyurken..

    yüzümü asayım ve hayata surat yapayım biraz,
    yüzünü as o duvara
    git
    ve
    sürat yap
    ama mutlaka
    içimde tuttuğum ne varsa sana dair
    çal bu gece ben uyurken..

    al bu hüznü
    çal bu gece ben uyurken
    alçal bu gece ben uyurken
    son bir kez eğilip öpmek için belki de
    bir kez daha öldürüp gitmek için yine
    alçal bu gece...

    ve her gece
    alçal
    gittikçe..

    çal
    istediğin ne varsa
    ne kadar anı kaldıysa
    ne kadar çekilmiş fotoğraf ve çekilmiş acı bulursan
    isteme vermem
    ama çal bu gece ben uyurken...

    müzisyenler
    çalsın bu gece
    hırsızlar
    çalsın bu gece
    hükümet
    çalsın bu gece
    daha ne kadar neyim varsa
    çalın bu gece ben uyurken...

    ve sonra
    bir dans müziği çaldığı sıra
    gittiğinle
    imzalarınızı attıktan hemen sonra
    seni yakınların gibi tebrik etmek istiyorum
    yanağından öpmek istiyorum
    ve en mutlu gününde gelip oldukça alçalmak...

    ıslak bir imzayı dudağımla, atmak istiyorum yanaklarına...

    bu yüzden dudağımdan bu mührü
    bu küfrü
    ve bu ıslaklığı
    al
    çal bu gece ben uyurken...
    ···
  7. 282.
    0
    seni sevmeye başladım, bir seri katilin ilk kurbanını seçmesi gibi,
    çok düşündüm sevmeden önce...

    silahın içinde mermi sayar gibi sayıyordum bana kaç kere baktığını
    bir iki üç dört, beş yok!
    namluyu temizler gibi sonra temizlemeye çalışıyordum seni gözlerimin önünden,
    bir kusur arıyordum sende, sevmemek için bir kusur, bağışlamak için bir kusur,
    öldürmemek için.
    silahı parçalar gibi kafamı sallıyordum dağıl git diye aklımdan,
    sonra kağıt üstünde cinayet planı gibi şiirler yazıyordum,
    acemiydim,
    ama seni öldürecektim..

    doğduğun kadar ölürsün diyecektim, korkma
    korkacaktın,
    öldüğün kadar doğarsın, bak güneşe diyecektim gözünü alsın,
    o sırada bir mermi gelip şakağına dayansın,
    uzaktan ateş edecektim ellerim titreyecekti, uzaktan sevecektim seni..

    sen beni, yani bir merminin sana geldiğini farkedene kadar,
    iki yüz metre uzaktan,
    üç yüz kere sevecektim,
    acemiydim,
    ama seni öldürecektim..

    bir mermi sana gelirken, pişman olacaktım ve ondan önce koşup sana sarılacaktım, ne oluyor diyecektin, cevap veremeden kan kusacak ölecektim.
    acemiydim. ama seni öldürecektim...

    düşünüldüğü kadar basit olsaydı bunlar yapacaktım,
    ilk kurbanım sen, gözlerin aklımdan gitmeye çalışırken,
    seninde ilk kurbanın ben olduğunu farkedene kadar katil bendim,
    inanacaktım,
    beni özlediğine
    yani
    işlemediğim bir suçu işlediğime,
    manyak olacaktım,
    delirecektim,
    acemiydim,
    ama seni öldürecektim..

    seni sevmeye başladım, bitiremiyorum..
    yani öldürmeye alışmış katiller gibi seni öldürmeye doyamıyorum,
    bir umut öldürmek, bir umut yaşamaktı,
    o kadar ki acemiydim,
    sana kendimi öldürtecektim..

    ellerimi uzatıyorum bu gece, acemiyim,
    soğuk taşlar gibi üstümde yat
    sana yardım ve yataklıktan, içeri alınmak istiyorum...
    bir yağmur gibi sırtından içine geçmek istiyorum...

    şimdi beni öldür,
    bütün profesyonelliğinle..
    ···
  8. 283.
    0
    seni anlatacak bir kelime bulamadım ve sadece noktalar koydum yan yana. hani en büyük huur noktadır, herkes koyar ya..
    ···
  9. 284.
    0
    kader nasıl bir sınır çizdi aramıza bilmiyorum ama, ateş olsam cehenneme düşmezsin..
    ···
  10. 285.
    0
    demek istediğim şu sevgilim;
    hemcinsinden örnek veriyorum ki en iyi böyle anla,
    çocuğunu dokuz ay karnında taşıyıp doğuran da anneydi,
    doğuştan engelli bir çocuğu karnından sonra sırtında taşıyan da..
    yani,
    seni bende sevdim,
    onlar da...
    ···
  11. 286.
    0
    inan şu an ne yaptığını hiç merak etmiyorum,
    kim bilir nerede, hangi kucakta, el ele.
    muhtemelen herkesin seni düşünmesi kıçının kalkmasına sebep oluyor,
    ki onların seni düşündükçe kalkan yerlerine
    pozisyon alıyorsun yine,
    oysa gitti demiştim,
    ucuz bir huurdan öteye gidememişsin,
    öyle işte...

    sen beni merak ediyor musun?
    cidden,
    etme...

    you madafakaaa !! ( mother fucker )
    ···
  12. 287.
    0
    bacak araları kalplerin değerini düşürdüğünden beri, insanlar gibe gibe öldürmeye başladılar birbirlerini. oysa kalpler, seve seve de öldürüyordu.
    ···
  13. 288.
    0
    rafa kaldırdığım bir hayatı yerinden oynatıyorum bu gece..
    üzerinde biriken toz oranı,
    neredeyse bütün bu kaldırıma birikenlerle aynı..

    uzansam yetişemiyorum gibi..
    yetişsem ziyan ediyorum gibi..

    insan sıfatını yitirmiş bir kelimeyim ben sadece,
    hayatını anlatırken söylemeyi unuttuğun..

    rafı sallayarak yerinden zor bela oynayan bir hayat,
    bir alt rafında dokunabildiğim acı,
    ve en üst rafta ince bir şişeden gırtlağıma dökülen aşk..

    konuşmama izin vermiyor.
    ne yapsam bilemiyorum ne yapmasam da öyle.

    bir yandan ısınmaya çalışırken hayata,
    isıtmak için birinin içini,
    ve alıp kalbimi ısırırken sen, aşka aç gibisin..
    isırdıkça bir ısıtma ki o,
    sıtma oluyorum...

    bir şarkı gelip canımı alıyor, bir şiir biraz daha canımı acıtıyor.
    soğuk soğuk yanıyor birşeyler etrafta kar kokusu*
    ve hepimizin ortak yanı gibi etrafta sahtekar korkusu..

    sonra işte, insanlar ölüyor.
    sığ bir hayat, kimsenin hayatıyla kesişemeyecek kadar uzakta kalıyor,
    ve bazen yarım kalıyor, dağılıyor, parçalanıyor,
    birinin hayatıyla fena halde,
    kanlı bıçaklı kesiştiği için*

    sonra hiçbir şey olmuyor,
    herkes herşeyleşiyor, hiç bir şey yok, daha ne olsun,
    çok şükür hamdolsun gibi,
    ağzımızın içinde dönüp duran tekerlemeler...

    ve tekmeledikçe,
    teklemesi kalbin...

    bu böyle oluyor, gündüz kayboluyor birden*
    karanlık oluyor gecenin geldiğini farkediyorum,
    korkuyorum,
    önümü göremiyorum.
    iyi niyetli bir şarkı,
    gelip canımı yakıyor, niyeti biraz ışık..

    geçecek diyorum, soğuk yüzünü gösterecek sabah,
    neyin var? diyeceğim cevap vermeyecek,
    ne söylersem söyleyeyim cevap vermeyecek,
    kafam karışacak, bir kirpi takla atacak beynimin içinde,
    ve beyin kanaması hafif küsur olarak geçecek yaşananlar içinde..

    " sorunun çaresi çözümse, sorunun ardından verilmesi gereken cevapsa,
    her cevap bir çözüm, her çözüm bir çare midir? "

    bakma aslında,
    toz olasım geliyor , toz.
    henüz kimse görmeden, fotoğrafının üstüne..
    biri çıkarıp resmine baktığında, bana çok dokunduğunu bilsin...

    i.

    şiir,
    boşa,
    mas,
    raf.

    yine
    ···
  14. 289.
    0
    ben sana küçücük bir şeyi neden büyütüyorsun demem,
    büyüttükçe daha çok severim seni..
    hadi küçücük bir şeyi büyüt,
    o şey mesela, kızımız olsun..
    ···
  15. 290.
    0
    merhaba, ben geldim, ben geldim. merhaba.
    elbiselerimi giymedim, ayaklarım çıplak, üstüm ıslak ben geldim.
    ben geldim merhaba.
    yaşanmış bir hayat bıraktım, çok sevmekten aşınmış bir kalp.
    çürüdüm, kurudum, ben geldim.
    gülüşümü bıraktım, hüznümü, yüzümü,
    bittim, vuruldum, yoruldum,
    ben geldim, merhaba.
    korkma görmediler geldiğimi,
    onlara kalırsa ben hala oradayım,
    ellerim orada,
    yarın orada,
    karım orada,
    hepsi orada kaldı, ben geldim merhaba.
    korkma,
    hoşgeldin demeyeceğini bildiğimden geldim,
    ben geldim, merhaba..
    allahım geldim,
    sonunda, sonuna.
    onlar beni orada biliyorlar, orası neresi bilmiyorlar ama,
    ve geldiklerinde,
    hoşgeldiniz diyemeyeceğimi.
    ben geldim, merhaba.

    cennete de razıyım ama, cehennem olsa kafi..
    hakettim, hakkım.
    hakettim, rabbim.

    sen sorma,
    herşey düzelir nasıl olsa diye şükredip dişini sıkıyordu,
    bu yüzden,
    dişlerini kırıp geldim annemin...

    sonuna mı geldim, yoksa yetiştim mi bilemedim ama,
    merhaba ya hu, merhaba..
    kalbime gelip, kimse yok mu diye sorma,
    merhaba de merhaba,
    varsa biri, seslenir nasıl olsa,
    öyleyse ben geldim,
    merhaba..

    • çıt çıkmasın, n'olur.
    ···
  16. 291.
    0
    şukular feda panpama
    ···
  17. 292.
    0
    ne garip değil mi? gideceksin. ben adını değiştireceğim, başkası soyadını..
    ···
  18. 293.
    0
    nikahlarda ayakkabıların ucu ezildiyse evet'ten sonra, başka birinin de yüreği ezilmiştir çok uzaklarda..

    offff...
    ···
  19. 294.
    0
    ikiden fazla adam alma koynuna. biri ben, diğeri benden olsa yeter..
    ···
  20. 295.
    0
    gönlüm ne dertlidir

    nede bahtiyar

    ne kendisine yar

    ne kimseye yar...
    ···