-
26.
0@7 sonuçta onu yapmanda yasak ananı gibmeden gibtir git şurdan
-
27.
0olm eğer şüphe ediyosan iyidir bu körükörüne inanmamış olursun bırak içinde biraz da olsa şüphe olsun ayrıca
din siyaset ferre üçlüsü yasak beyler!! -
28.
-1bunları dinleyipte etkilenmeyecek insan yoktur bence.
http://www.youtube.com/watch?v=z_SwpNzpcyQ
http://www.youtube.com/wa...vHZyg&feature=related
http://www.youtube.com/wa...ID24A&feature=related
http://www.youtube.com/wa...q1oJU&feature=related -
29.
+1 -2Kur’an mesajının özü tevhittir
Kur’an, mesajının özü tevhittir. Tevhit, Allah’ın varlığına ve birliğine, vahiyle bildirilen gerçeklerin bütününe inanmak demektir. Tevhit, Allah tarafından peygamberler aracılığı ile her topluma önerilen doğru inançtır. Yapılan işler, tevhitten sapıldığı an geçerliliğini yitirir.
Tevhidin ilk şartı, Allah’tan başka ilah tanımamak suretiyle inkâra ve şirke düşmemektir. Kur’an’dan anladığımıza göre, tarih boyunca Allah hakkında ihtilaf ve çekişmeler, onun varlığı ile ilgili olmayıp, nitelikleriyle, özellikle de birliğiyle ilgilidir. Nitekim Kur’an’da Allah’ın birliğini ifade eden ayetler, varlığını belirten ayetlerden çoktur. Bu nedenle Kur’an, yalnızca bir ve tek olan, eşi benzeri bulunmayan Allah’a inanmaya çağırır. Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde eş ve ortak koşmaya, Allah’ın yanında başka ilahlar edinmeye “şirk”, bu şekilde inanan kimseye de “müşrik” denir. islam’da şirk en büyük günahtır. Allah Kur’an’da “Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz” (Nisa suresi, 48) buyurarak, şirkin bağışlanmayacağını haber vermektedir. inanan bir kimse böyle bir duruma düşmemeye çok özen göstermelidir. (Anlatım: Osman Ay) -
30.
-2@2 @6 hiç bi din veya inanç hakkında hakaret ve benzeri şeylerde bulunmuyorum panpa sadece bilgi amaçlı bikaç bişey paylaşıcam.
-
31.
-2nsan, akıllı düşünen ve bilen bir varlık olmasının insan açısından önemi nedir?
insan akıl sahibi, düşünen ve bilen bir varlıktır. Yaratılışından getirdiği bu anlama, bilme ve merak duygusuyla evrende meydana gelen olayları ve düzenli işleyişi araştırmakta, bunların sebebini bulmaya çalışmaktadır. Bu gün insanlar aya gidip gelebiliyor, uzay boşluğunda milyonlarca ışık yılı uzaktaki yıldızları gözleyebiliyor, küçük mikroskobik varlıkların boyutlarını ölçebiliyor. Ancak bilgimiz arttıkça öğrenmemiz gereken daha çok şeyin olduğunu anlıyoruz. Merakımız daha da artıyor. Bunları kim yarattı, neden yarattı gibi soruların cevabını arıyoruz. Evrendeki bu düzenin nasıl başlayıp devam ettiğini merak ediyoruz. -
32.
-2ilkönce allahın varlığının ispatına deyinelim. Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kainatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez...
Bir sarayın kapılarından 999'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. işte inkarcı, devamlı surette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, o inkarcı ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyalarına kapalıdır. Mümin için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın!... Zaten 999'u herkese açıktır. Hem de ardına kadar... -
33.
-2.Allah’ın varlığını nasıl anlayabiliriz?
Evrenin var oluşu Allah’ın varlığının en büyük delilidir. insanın Allah’ın varlığını anlaması için kendisine, yeryüzüne ve gökyüzüne bakması yeterlidir. Çünkü hiçbir şey tesadüfen, kendiliğinden meydana gelemez. Gözlem ve deneye dayanan, varlığın yapısını ve işleyişini inceleyen pozitif bilimler, evrende bir sebep-sonuç ilişkisi olduğunu; hareket ettirici bir güç olmadan hiçbir şeyin hareket edemeyeceğini belirtir. Bu durum varlık ve olayların tesadüfen meydana gelmesinin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır. Çünkü insan aklı, hiçbir şeyin kendiliğinden meydana gelmeyeceğini, her şeyin bir yapıcısının var olduğunu kabul etmektedir. Örneğin hepimizin kullandığı kalem ve defterin bir imalatçısı, okuduğumuz kitabın bir yazarı, duvarda asılı duran resmin bir ressamı, oturduğumuz sıranın bir ustası olduğunu kabul ederiz. Her şeyin bir yapıcısı, bir ustası olduğuna göre, evrenin de bir yapıcısı ve yaratıcısı bulunmaktadır. O da Allah’tır.
Ünlü Fizik bilgini Lord Calvin şöyle diyor: “iyice düşündüğümüzde bilimlerin sizi Allah’ın varlığına inanmaya zorladığını göreceksiniz” Bilim adamı R.C.Eartes’e göre tesadüfe inanmak, içinden çıkılmaz sorular doğurur. “Eğer hayatın tesadüfle bir atom ve moleküllerin birleşerek meydana geldiğine inanılacak olursa, o zaman ortaya akıl bakımından, her şeyi yaratan Allah’ın varlığına inanmaktan çok sorular çıkar” Eartes’in belirttiği gibi şayet Allah’ı yaratan bir yaratıcı olduğu düşünülecek olursa, o yaratıcıyı yaratan başka bir yaratıcının da bulunması gerekir. Aynı şey, bu yaratıcı için de düşünülecektir. Netice olarak sonsuza doğru bir silsile takip edecektir. Bu durum bizi sonuca ulaştıramayacağı gibi, akıl da bunu kabul etmez.
Bütün bu düşünceler sonuçta bizi ve evrendeki varlıkları yaratan ve devam ettiren bir kudretin var olduğu inancına ulaştırır. Bu yüce varlığa Allah diyoruz. Kur’an, bir yaratıcının varlığının şüphe edilmeyecek kadar açık olduğunu şöyle ifade etmektedir: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?” (ibrahim suresi, 10) -
34.
-2Allah’ın varlığını bulmada aklın ve ilmin önemi nedir?
Akıl Allah’ın insana verdiği en büyük nimettir. insanı diğer varlıklardan ayıran özelliklerden biridir. Akıllı düşünen ve bilen bir varlık olan insan bu yeteneklerini kullandığında Allah’ın varlığını daha iyi kavrar.
Kur’anıkerim’e göre düşünen, araştıran her insan Allah’ın varlığına aklıyla ulaşabilir. Eğer akıl şartlanmamışsa, Allah’ın varlığını kolayca kabul eder. Kur’an bu gerçeği şöyle dile getirir: “Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah’ın varlığının nice delilleri vardır; görmez misiniz?” (Zariyat suresi, 20-21) Başka bir ayette ise Allah’ın varlığına inanmamak aklını kullanmamak olarak kabul edilmiştir. “Allah katında, yeryüzündeki canlıların en kötüsü gerçeği düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.” (Enfal suresi, 22) Ayrıca Kur’an’da Hz. ibrahim’in düşünerek Allah’ın varlığına nasıl ulaştığı anlatılır. Peygamberimize de gelen ilk ayetler öğrenmek, bilmek, araştırmakla ilgilidir. insan aklını kullanarak kendisini, çevresini, Rabb’ini tanır ve ona inanır. Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Kulları arasında Allah’ın varlığını açıkça görüp saygı gösterenler, bilginlerdir” (Fatır suresi, 28)
-
yannansizliktan inci sozluge
-
eyy gwynplaine cccrammsteincc ve gran torinoo
-
mentalcelin babaları tam liste v1
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 01 02 2025
-
baycerrahın anasınndan kampanya şok şok şok
-
hayat artigi ne zaman gelsem
-
kafamıza sıkılması gereken saatler
-
beyler cemaat yurdunda kalırken birgün
-
egemen bağış kabe ziyareti
-
frida kahlo hezeyanlarin
-
inci sözlük erkekleri neden tek eşli olamıyor
-
evet arkadaşlar 8 senedir kilo vermeye çalışıyorum
-
zalinazurtun basliklarini okuyan var mi la
-
beyler murphy yasalarına göre
-
axento riyakasmış
-
aynaya bakınca yakışıkla gibiyim
-
1 hafta sonra dna köken testi sonucu açıklanacak
-
ultimate ucube karakter yarattım
-
kaptan kirk dedikleri eleman da bu amg
-
şeriatı türkçe konuşarak isteyen tipler
-
azönce yan odadaki liseli kardeşimin bağırmasını
-
teğmenler ihraç edilmiş
-
herkez yedigiinden ikram edermis
-
nicole doshi
-
siyasal islam 1 nesil sonra biter
-
huurya huur demek geri kafalılık olmuş
-
ozgur ozelin tuttugu kirmizi karti
-
balkonda bi hava alalım dedik
-
beyler bazen kendimi bu adam gibi hissediyorum
-
ataturk saksaklama basligi
- / 2