1. 1.
    +1 -1
    eve gittim bi 31 çekmeye
    amsızlıktan vurdum başım daşlara
    girdim xvideosa baktım hemen oceana
    yere değer sirçülür
    ···
  2. 2.
    -2
    Şimdi artık boxerda
    Ötmez oldu bülbülüm
    Sevişelim deseydin
    Amın uğruna ölürdüm
    ···
  3. 3.
    +1 -1
    tahtadan yaptığım adam
    ne yemek yiyor
    ne konuşmak biliyor
    kaskatı gözlerle
    görünmez yerlere bakıyor

    tahtadan yaptığım adam
    hatırlıyor ki
    bir zaman
    nefes alan
    ince ince yaprakları vardı
    toprağı iştiha ile yiyen
    liften
    ince ince ağızları vardı

    tahtadan yaptığım adam
    ağaçtan uzaklaştı
    ve insana yaklaştı
    yazık ki
    ne insan oldu
    ne ağaç
    ···
  4. 4.
    0
    Evet beyler en sevdiğimiz aşk şiirlerini paylaşıyoruz. Yalnız ricam paylaştığınız şiirlerin ünlü şairlerden olması kendi çiziktirdiğiniz harf kombinasyonlarını paylaşmayın burda.

    bence şimdisen de herkes gibisin - nazım hikmet

    gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin

    aziz nesinin susarak adlı şiiri o da favorim:

    Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
    Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..

    Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
    Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..

    Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
    Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde...

    Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
    Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
    Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde ...

    Birde cemal süreya nın bir şiiri vardı aklıma gelince yazarım
    ···
  5. 5.
    0
    up up up up up
    ···
  6. 6.
    0
    up up up pu pup
    ···
  7. 7.
    0
    up up up up
    ···
  8. 8.
    0
    up p up upu up
    ···
  9. 9.
    0
    up up up up
    ···
  10. 10.
    0
    up up up up
    ···
  11. 11.
    0
    biliyorum sana giden yollar kapalı (cemal süreya)

    biliyorum sana giden yollar kapalı
    üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    yanlız seni, yanlız senin gözlerini

    sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
    ben artık adam olmam bu derde düşeli .
    ···
  12. 12.
    0
    necip fazıl kısakürekten beklenen

    ne hasta bekler sabahı,
    ne taze ölüyü mezar.
    ne de şeytan, bir günahı,
    seni beklediğim kadar.

    geçti istemem gelmeni,
    yokluğunda buldum seni;
    bırak vehmimde gölgeni,
    gelme, artık neye yarar?
    ···
  13. 13.
    0
    cemal süreya: aşk

    şimdi sen kalkıp gidiyorsun. git.
    gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
    oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
    oysa allah bilir bugün iyi uyanmıştık
    sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
    bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
    bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
    yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
    sanki hiç olmamıştı

    oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
    şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı istanbullar
    şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
    öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek
    ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
    bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
    çünkü iki kişiydik

    oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
    bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
    seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
    iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
    yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
    memelerin vardi memelerin kahramandı sonra
    sonrası iyilik güzellik.
    ···
  14. 14.
    0
    @4 helal koçum
    ···
  15. 15.
    0
    Münacaat

    Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
    ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
    büklümlerinin içten ve dışardan
    sarmaladığı günlerde
    bir zamandı
    heves ettim gölgemi enginde yatan
    o berrak sayfada gezindirsem diye
    ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
    Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi
    genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
    halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
    demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
    vay ki gençtim
    ölümle paslanmış buldum sesimi.

    Hata yapmak
    fırsatını Adem’e veren sendin
    bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
    gençtim ve ben neden hata payı yok diyordum hayatımda
    gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
    haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
    bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
    bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
    tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş
    ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.

    Çeşme var, kurnası murdar
    yazgım
    kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.

    Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
    nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
    gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
    ne fark eder demişim
    bilmeden farkı istemişim.
    Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
    arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
    Yola madem
    çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
    hava bozar, yüzüm eğik giderdim yine
    yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
    yola devam ederdim.

    Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
    gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
    onunla ben
    hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
    bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.

    Oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
    ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
    hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
    bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
    kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
    eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
    alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
    ah,bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
    doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
    ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
    gönendi dünya bundan istifade
    dünya bayındırladı:
    Bir yakış,bir yanış tasarımı beride
    öte yakada bir benî adem
    her gün küsülü kaldık.

    Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
    artık bu yaşa erdirdin beni, anladım
    gençken almadın canımı, bilmedim
    demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
    çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
    çiğ tanesi sanmak ne cüret, gözyaşıymış
    insanın insana raptolduğu cevher.

    Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
    kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?

    ismet Özel
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    0
    @1 deki şiirleri sevmekle beraber;

    MONA ROZA

    Mona Roza, siyah güller, ak güller
    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Ah, senin yüzünden kana batacak
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Ulur aya karşı kirli çakallar
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    Mona Roza, bugün bende bir hal var
    Yağmur iğri iğri düşer toprağa
    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Açma pencereni perdeleri çek
    Mona Roza seni görmemeliyim
    Bir bakışın ölmem için yetecek
    Anla Mona Roza, ben bir deliyim
    Açma pencereni perdeleri çek...

    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
    Bende çıkar güneş aydınlığa
    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
    Seni hatırlatıyor her zaman bana
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    Işıksız ruhumu sallar da durur
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ellerin ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli oluyor bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi
    Ellerin ellerin ve parmakların

    Zaman ne de çabuk geçiyor
    MonaSaat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Akşamları gelir incir kuşları
    Konar bahçenin incirlerine
    Kiminin rengi ak, kimisi sarı
    Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
    Akşamları gelir incir kuşları

    Ki ben Mona Roza bulurum seni
    incir kuşlarının bakışlarında
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni
    O masum bakışlar su kenarında
    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
    Henüz dinlemedin benden türküler
    Benim aşkım sığmaz öyle her saza
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Artık inan bana muhacir kızı
    Dinle ve kabul et itirafımı
    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    Alev alev sardı her tarafımı
    Artık inan bana muhacir kızı

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
    Bir tüy ki kapalı gece ve güne
    Altın bilezikler o kokulu ten

    Mona Roza siyah güller, ak güller
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Sezai Karakoç
    Tümünü Göster
    ···