--
spoiler--
mit'in operasyonunu ifşa edecek kadar vatan hainlerini alkışlarsın sen, 150 bin kişinin ölmesi seni rahatsız etmez, adalet-insanlık diye konuşursun. esad'ın zütünü yalarsın.
dünyada hangi ülkenin gizli servisini, yine o ülkenin kendi polisi-medyası-muhalefet partisi dünyaya üstelik haksız yere şikayet eder, yaygara koparır. rezilsiniz, sizin vatanı düşündüğünüz falan yok.
--
spoiler--
mit, operasyonunun içeriğinin ne olduğunu biliyor musunuz? birleşmiş milletler neden durduk yere türkiyeyi savaşı destekleyen ülke olarak göstersin?
--
spoiler--
abd-israil uydularıyla her yeri izliyor. dexer ne yaptı? kendi uydumuz olsun, kendi fırlatma rampamız olsun dedi vizyon koydu ortaya. ihaleyi abd-ab yerine japonlara verdi. siz ne yaptınız? taşak geçtiniz. odtü de ortalığı birbirine kattınız.
--
spoiler--
geçilen dalga, beyefendinin japonlara biz marmaray yaptık demesiydi. kimse uzaya attığı şeye laf etmedi.
--
spoiler--
yaşam tarzımıza karışılıyor, 10'dan sonra içki alamıyoruz diye bik bik ötersin. başörtülü diye kızları okula almazsın, bir insanı bugün okuldan kovmak; yaşama hakkını elinden almak gibi. okula almazsın, cahil dersin. bir de utanmadan özgürlükten dem vurursun. vicdanını gibtiklerim. uzak değil 2-3 yıl öncesi durum buydu. bunları 2014 yılında konuşmak bile rezillik amk.
özgürlük-adalet-onur dersin, hastanede başörtlülü hemşire görünce rahatsız olursun, ambulansta başörtülü çalışan görünce tiksinirsin. çünkü sen busun.
kadınları %60'ı başörtülü, devlette memur olarak çalışamıyordu (uzak değil 1 oldu heralde). şaka gibi. senin adalet-özgürlük anlayışın bu.
--
spoiler--
içki almakla başörtü aynı şey değil.
başörtü, senin neredeyse tapma düzeyinde hürmet gösterdiğin başbakanın sömürüsü yüzünden bu hale geldi. kötülediğiniz 10-11 yıl öncesinde nerede bu denli büyük bir kutuplaşma vardı? Peki ya toplum baskısına ne demeli? benim bulunduğum semtte o 10 yılda öyle bir değişim oldu ki, başı açık insanlara öyle pis bakıldı ki, baskıdan ötürü kapandılar. Başörtüsüne verilen özgürlük haddini aşarak toplumumuz algısında başörtüsüzler dinsizdir e döndü. bunun tek sorummlusu sürekli dini kışkırtan başbakan yüzünden oldu.
evet kutuplaşma o raddeye geldi ki başörtüsüzler başörtülülerden rahatsız hale geldi.
hatta ülkedeki aşırı islamcılar o kadar çoğaldılar ki hacı sakalı ve cübbesiyle dolaşmaya başlandı. bundan rahatsız olduğum için, "laikçi" olduğum için söylemiyorum, fakat bunar çoğalınca, bunlar dışında kalan insanlar baskı altına giriyor. hem kendi içlerinde hem toplumca uygulanan bir baskı var ve bu da kutuplaşmayı tetikliyor.
bu dini tetikleme de cemaat üzerinden yapıldı. bugün erzurumdaki insanlar zamanında o kadar sömürülmüşler ki, bugün fethullah gülen kötülendiğinde ağlıyorlar çaresizce yahu!
--
spoiler--
hes'lere karşı çıkarsın, nükleer yapalım derler ona da karşı çıkarsın, klimasız 1 saat duramazsın, cari açık bik bik ötersin. malsın çünkü, cari açığın yarısından fazlası enerji ithalatından. rüzgar enerjisi olsun evet, onu da dexer yapıyor, deli gibi teşvik veriyor. yaladığın koç gidip kursun rüzgar türbinlerini.
--
spoiler--
burda bir haksız duuruma geçiş var. bakın önce diyorsun ki enerji lazım, sonra enerjiye teşvik lazım bunu da başbakan yapıyor diyosun. çok güzel haklısınız. sonra neden köpek gibi saldırgan bir şekilde yaladığın koç diyorsun be adam? haklısın enerji lazım bak mutabıkız, sonra "yaladığın koç" e bu kutuplaşma neden bu nefret neden yani? bunun sebebini ben senin "taptığın" adamda buluyorum. sen nerde buluyorsan buyur gel açıkla. eğer o adam bunlaaaaar, gezicilleeeeer, diye hönkürmese sen bu çemkirişi yapar mıydın?
açıkçası ekonomi ve iktisatta aşırı bilgili değilim. yannlışım olduğunu sanmasam da belirteyim istedim. PEki neden yeşil sermaye tanımı var? yeşil sermaye neden bu kadar yükseldi? neden her ihaleyi yeşil sermaye aldı? neden ihaleler cuma namazı çıkışındaki sohbetlerde veriliyor? bunu da açıkla?
--
spoiler--
yolları-kavşakları-tünelleri-hızlı trenleri-metroları-marmarayı da dexer yaptı.
havaalanlarını da dexer yaptı
barajları da dexer yaptı.
--
spoiler--
evet yaptı. reddetmiyorum. yaptıklarının kaç km olduğunu 216489423168 kere mitinglerinde söyledi zaten. oğğğnnnnaltııııbiğğğnnn kiilometreeee diye. yapması gereken şeyler bunlar zaten. olması gereken övgü sebebi olabilir mi? yani sen kasiyer hakkında gidip bak bu litrelik suyu bu gofreti de kasiyer hüsamettin geçti helal olsun der misin?
ki ayrıca duble yollar hakkında yine belirtilmesi gereken 2 şey var bir yolların niteliği bkz. karadenizdekiler. iki yolları yapan firmalar, sahipleri, geçmişleri bkz. yıllar boyunca iş yapmayan ya da ufak çaplı iş yapan firmaların birdenbire ne hikmetse milyon dolarlık seviyeye yükselmesi. ya da kısaca yeşil sermaye mevzu.
--
spoiler--
sabah 5te hastaneye gidip öğleden sonra muayene olmuyosun artık, 10 yıl önce böyleydi. insanlık onuru bik bik. al insanlık onuru sana.
--
spoiler--
yine bir pönkürüş, yine kuduz salyaları... "al sana" "bik bik"
neyse bu konuda da büyük hastanelerde en yakın randevu tarihine bir bakmanızı öneriyorum. bana inanıyorsanız söyleyeyim benim gördüğümü: en yakını 14 gün sonra. o da saat 12:00da alıyoruz randevuyu çünkü randevu gün limiti 14! zaten 15. güne randevu vermiyorlar.
buraya edit: 12:00 demişim 00:00 olacaktı. yani sonraki güne geçerken.
--
spoiler--
konu yolsuzluk falan değil, gerizekalı değilseniz bunu görürsünüz. konu satılmışlar vatan hainleri ve onları oynatan abd emperyalizmi
--
spoiler--
doğru abd emperyalizmi.
peki siz de kör değilseniz bunu görürsünüz: tarım bitti lan. buğday ithal ediliyor. o teşvikçi başbakan bey neden tarımı teşvik etmiyor? her şeye gücü yeten, istediğini görevden alan, yerine istediğini koyan, kendini akrabalarını yetmediği gibi bakanlarının da kendilerini ve akrabalarını doyuran doyurmakla kalmayıp zanginleştirenn, şirketler gemiler yalılar elde ettiren başbakan ; tarımı neden teşvik etmez? neden ben buğday unundan yapılmış yiyecekler yerine amerikanın isteğiyle ithal edilen gdolu mısır unundan yapılmış şeyleri yiyorum? neden "sen burayı ekme ben dönüm başına şu kadar para vercem" diyor bu başbakan? neden devlet "istersen ek orayı ben ancak şu kadarını alırım kalanı da ziyan olur" diyor? neden çiftçi mağdur peki? neden o merhamet abidesi, o dinli imanlı başbakan karşısında ağlayan çiftçi babayı görmüyor?
eğer iddia ettiğiniz gibi biz akp nefretiyle kör olmuşsak, siz de başbakana taparcasına kör olmuşsunuz. eğer biz başbakanın her yaptığını eleştiriyorsak, siz de başbakanın her yaptığını alkışlıyorsunuz. bizim en bilinçsiz en cahil en iğrencimiz bile en azından birinin zütünün kılı olmuyor. işte benim için insanlık onuru burda devrede.
ama kabul etmeliyim ki bu yazıyı yazan adam belli düzeyde okumuş, sorgulamış ve ışık içeriyor. bu adam biliyor. peki akpye asıl oyu getiren tabanı?
hangi partiye oy veriyorsunuz, neden? sorusunu cevaplayabildiğin kadar vatandaşsın arkadaş. bu adam vatandaş. ben bu adamın bunları düşünerek attığı oydan razıyım. ama hüloğğ diyen kadın, ya da züt kılı olan teyzeden razı değilim, nasıl bir sömürüye kurban gittiği nasıl bir hayat yaşadığı umrumda değil. evet acımasızım belki de haksızım bu konuda. ama benim eğer bi hakkım varsa iki elim bu insanların yakasında olacak ahirette.
dipnot: kendimi ortalama bir vatandaş olarak görüyorum.