1. 24.
    0
    gib gibten üstündür
    ···
  2. 23.
    0
    ulan muallaknin birinin 2500 sene önce düşündüğünü düşünüp napayım, zütüme mi sokayım
    ···
  3. 22.
    +1
    hangi başlıkta?
    ···
  4. 21.
    0
    inci sözlük müdür? yoksa sözlük inci midir?
    ···
  5. 20.
    +1
    ve tanrı memeyi yarattı
    ···
  6. 19.
    0
    özet geçin laaaaan
    felsefeyse al sana felsefe
    değişmeyen tek şey değişimdir
    ···
  7. 18.
    +1
    değil mi lan
    ···
  8. 17.
    0
    copy-paste yapma lan bin. forumtr mi lan burası.
    ···
  9. 16.
    0
    up dıbına koyayım
    ···
  10. 15.
    0
    insan düşünmeye başlamış ve dinler arasında bocalarken en büyük korkusunun ölüm olduğunu farketmiştir. Yanlızca insan denen tür kendisine böyle bir işkence türü bulabilirdi.

    Aradan binlerceyıl geçmesine rağmen ölümden korkuyoruz.Ama korktuğumuz kadar da onu kullanıyoruz. Yığınları birarada tutabilmek ya da onları dağıtabilmek için bu korkuyu kullanıyoruz. Bir öğreti ortaya atılacaksa cennet-cehennem gibi olgulara atıfta bulunularak 60-70 yıllık ömrümüzü bazılarının isteklerine göre yaşamak için beynimiz yıkanmakta. Devlet ölümle tehdit eder, kısıtlar; mafya ölümle tehdit eder. Peki çözüm nerede?

    Ben bu konuyu oldukça uzun bir süre düşündüm ve hakkında araştırmalar yaptım.Şimdilerde internette ve kütüphanelerde sayısız öğreti tez ve konu hakkında tartışmaların yapıldığı paneller gördüm. Herkes bu konu hakkında bir şeyler söylüyor, savunuyor veya saldırıyor. Ama konunun garip belki de alakasız sayılabilecek bir yerine kafayı takmış durumdayım; ZAMAN

    Zaman;pek çok filme konu olmuş, hayatımızı belli kalıplar içerisine sığdırmamıza sebep olan bir oluşumdur.Ne hikmetse kendimize sınırlamalar koymada üzerimize yok.Örneğin evlenmek için belli bir yaşı bekleriz, çocuk edinme ya da bir baltaya sap olma yaşımız olduğu gibi.Ve maalesef toplum da bu dayatmaları genetik özelliklerden çok daha disiplinli bir biçimde gelecek nesillere aşılar.

    Peki madem hayatımızı bu kadar etkiliyor, nasıl bir şey bu zaman, neden ölçmeye ihtiyaç duymuşuz, merak ettik. Tabi bu sitede yer alan yazıları bulan bizler bu sorunun cevabını bulamasaydık gerçekten ayıp olurdu. Sırayla ortaya attığımız bu sorulara cevaplar arayalım :

    insanlar doğuyor, büyüyor ve ölüyor. Neden ve nasıl konularına girmeyeceğiz. Sayfalar tutar bu tarz konular.Ama insan herşeyi olduğu gibi ölümü de merak etmiş, sonrasını da.Ve sonrasını hiç bilmediği için ölümün nasıl geldiğini sorgulamış. Tabi ki bu konuda inceleyebildiği yegane kaynak kendisi. Doğumu tahmin etmeye çalışırken bir takvim yapma ihtiyacını duymuş ki o an yaklaşınca dişisini avdan geri hizmete çekmiş. Böylece ay takvimi yapmış, bunu mevsimlerden oluşan güneş takvimi izlemiş. Gitgide herşeyi bu olgulara göre yapmaya alışmış tabi bu arada kendi vücudundaki gelişim ve deformasyonlar sonucunda ölümün kendi yaptığı takvim ve vücut değişimleriyle ortak özellikleri olduğunu farketmiş.Ve yavaş yavaş hayat ve ölüm ayrımlarını belirli bir düzene oturtarak yapacaklarını programlamış.

    Bu gelişim ve düşünme tarzı arasıra bilimadamları tarafından yıkılmaya çalışılmışsa da din adamları ve felsefeciler bu akımı sonuna kadar savunmuşlardır.Çünkü insanların yaşamlarını kontrol etmenin en kolay yolu ebedi azap ve mükafat vaat edip ölümü son olarak göstermektir. Kanunların en caydırıcı silahı ölüm cezasıdır. Bedenin yokolması ve ruhun azap göreceği ihtimali insanları felsefe ve din adamlarının kuklası haline getirmiştir.

    Belki sert bir teori ve eleştiri oldu ama katı gerçekler her zaman en yumuşak üsluplarla bile şiddetinden hiç bir şey kaybetmiyor. Zaman tercihlerimizle cennet ya da cehenneme çevirebileceğimiz hayatımızı elimizden alıyor. Yani hayatımızı başka değerler için feda etmek mecburiyetine toplum tarafından itiliyoruz.

    Peki insanoğlu bu cendereden kurtulabilmek için şimdiye dek neler yaptı?Öncelikle dini ve tanrıyı yok farzeden akımlar ortaya attı.Ölüm ötesini araştırdı ve felsefeler geliştirdi, işin içinden çıkamayınca ölümü inkar etti. Yeniden doğuş ile kanunları kırmak istedi, dinlerle çatıştı. Yani düşünce ve bilim alanında herşeyi yaptı.Kah kendi ürettiklerini yargıladı kah onlar için savaştı.

    Ama bir gün ortaya Einstein diye bir adam çıktı.Çok zekiydi, önce vücut saatiyle takvimleri sorguladı, adına izafiyet teoremi verdi. Sonra madde ve enerji bağını inceledi e=m.c² formülüyle milyonlarca kişinin paranoyasını silah yaptı.Bu adam herşeyi değiştirmek için yapılan hamlelerin temel taşı oldu.

    Derken uzaya gidildi ve korkulduğu gibi kimse tanrıyı orada bulmadı, rahatsız etmedi. Nedense tüm fizik kurallarını değiştiren bir şey ortaya atıldı iki nokta arasındaki en kısa yol doğru olmadığı görüldü. Peki neler oldu sizce?

    20.yy. insanları toplumun bütün değer yargılarını korkmadan ve şiddetle sorguladı. Yüzyılın başındaki tanrı ve din kavramları yokoldu böylelikle. Yerlerine ya başka değerler atıldı yada dinler revize edildi. Rahipler, hahamlar ve imamların yerlerini fizik kimya biyoloji ve astronomi profesörleri aldı. Arkeoloji kabuk değiştirdi, tarih bile sorgulandı.

    Ve bir teori değişime bile son noktayı koymak üzere; insanların doğmadan ölebileceği. Yani bir işin yapılmaya başlanmadan bitirilmesi. Konuyu biraz daha açalım; zaman örgümüz, maddenin kendi kanunlarıyla birleşerek doğa kanunlarını oluşturmuştu.Bir canlı ya da madde doğar, yaşar ve ölür-şekil değiştirir.Bu teori ise tüm zaman hesaplarını ve uzay kanunlarını altüst edecektir.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 14.
    0
    boşaldım.
    ···
  12. 13.
    0
    @11 ağzın dilin var olsun. şukulata!
    ···
  13. 12.
    0
    barınma, beslenme, sevişme ihtiyaçlarını ortadan kaldırabilecek bir gelişme olmadıkca sabahları erkenden kalkıp okuluna gitmeye devam edeceksin.
    ···
  14. 11.
    +1
    @1 sana özet geç bin bile demicem.
    ···
  15. 10.
    0
    @9 dilimin ucundaydı ama yazmayım dedim aq
    ···
  16. 9.
    +2
    bir zamanlar özet geç bin yazan binler vardı buralarda şimdi yoklar. okuyorum o zaman.
    ···
  17. 8.
    0
    @6 ecevit halk çocuğu erdal paşa çocuğu da biz oruspu çocuğu muyuz?
    ···
  18. 7.
    0
    @1 dinin kendiliğinden varoluşsal hareketi için bir tür rasyonel bir meşrulaştırma
    yaptıgını anlatıp beceremeyen ipne
    ···
  19. 6.
    +1
    kerhaneleri kapatalım da millet bizi mi gibsin
    ···
  20. 5.
    0
    hayat çok taktan ve ben duvarların arasından gecen kucuk sıska penny'im
    ···