1. 22.
    0
    geçen yıldı bakçede tek başımaydım kimse yoktu... ve asılıyodum komşu kızı geldi ve gibimi tuttu yalamaya başladı derkene çadır olmuş bi gib ve yapışmış bi yarak :d
    ···
  2. 21.
    0
    am züt meme am züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt memeam züt meme
    ···
  3. 20.
    0
    ben bu hıkayeyı okuduktan sonra cin gördüm
    ···
  4. 19.
    0
    @4 korkan zütüne benzesin gib kafalı
    ···
  5. 18.
    0
    olm cinlerin tecavüzünü anlatında boşalalım bu ne lan
    ···
  6. 17.
    0
    uvv titreyerek tırstım da o ingilteredeki 2 kız olayı bi garip geldi
    ···
  7. 16.
    0
    okuyanı alaattinin cini gibsin..
    ···
  8. 15.
    0
    yazık lan adama bu kadar kopyala yapıştır yapmış ilgi gösterin.ne bileyim okumasanız bile korkmuş gibi falan yapın
    ···
  9. 14.
    0
    beyler adam cinci hoca dağılın
    ···
  10. 13.
    0
    büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş. bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış. bir ara telefon çalmış. kızcağız telefonu açtığında karşısında hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: şu an üst katta çocukların başucundayım. sen de gelsene buraya. huhahuha! kız feci korkmuş haliyle. ama kendini kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış. telefon tekrar çalmış. aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, çocukların yanındayım. hadi sen de gel yukarı demiş. kız daha da korkmuş ve santrali arayarak durumu anlatmış. santralde iyi bi kadın varmış, adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmiş. kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış bunu ve hemen telefonu kapatmış. bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış telefon, arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: hemmen kaç oradan! arayan numaranın da adresi aynı. yukarıda bir telefon hattı daha var demek ki! kız koşşa koşşa kaçmış evden. bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmiş bile. polisler birkaç dak’kada adrese gelip eve girmiş. gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bir katil yakalamışlar. üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocuğu öldürdükten sonra o telefonları etmeye başlamış.
    ···
  11. 12.
    0
    beyler okumayın cinler
    ···
  12. 11.
    0
    yıl 1994 temmuz ayı cumartesi akşamı.. ben ve kardeşim o akşam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldı, kapıyı annem açtı. kapıda olan kişiler arkadaşlarımdı ve bizi aşağıya çağırıyorlardı saat 10.00'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz aşağıya indik arkadaşlarımızla her gece korkunç hikayeler anlatırdık, (gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatır oyun oynardık) her kafadan bir hikaye çıkardı ortaya ama birbirimizi korkutmak için yarış yapardık.o akşam herkez hikayesini anlattıktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yaşındaydım ve saklanbaç oynamayı çok seviyordum. ebe saymaya başladığında herkes yerini almıştı ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar değildim, kim bilirdiki şeytanı karşımda göreceğimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayı bitirmesini bekliyordum ebenin saydığı binanın yan tarafındaydım ebebin sayması bitmediği için sıkıntıya girmiştim o, an arkamı dönmemle dona kalmam bir olmuştu şimdi şeytanla karşıkarşıyaydım o herkesin bildiği gördüğü bir tipten değildi (tabii ki görenler için..) 2 metre boyu, yumruğum kadar iri ve kıpkırmızı gözleri çatal biçiminde uzun asası 2 adet iri buynuzları ve üstünde siyah birşeyi vardı ama ayakları yoktu evet yanlış okumadınız ayakları yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermişti hemen bahçenin ortasındaki kuyunun arkasına saklanmıştım ebe ağladığımı duyunca hemen arkadaşlara haber verdi bu şeytanı yakın arkadaşımda görmüş ve oda çok korkmuştu. (ismini vermeyeceğim.) ve bu olaylardan sonra her pisliğin yanında cinlerin olduğuna şaitlik ettim. ertesi sabah şeytanı gördüğüm yere geldik orada bulunan ev bomboştu evin içinde bir el vardı ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadık sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydı banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attık ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçekleşti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kızını yerde baygın buluyorduk ve bu olaydan sonra bişey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü şeyler oluyordu ama anlatmayıda seviyorduk. bu yüzden siz siz olun sakın korkunç şeylerden bahsetmeyin eğer cinlerden bahsedecekseniz kötü varlıklar diye konuşun, bunu sakın unutmayın..
    ···
  13. 10.
    0
    olay 1974 yılında yapılan kıbrıs harekatı'nda yaşanmış. savaş sırasında bir gün, bizim askerlerden birinin yanına bir başka mehmetçik gelmiş. biraz hoşbeşten sonra, ailesine ulaştırması için ona bir mektup vermiş. bizimki, "kardeşim savaştayız. kimin ne olacağı belli değil ki. belki sen gidersin de, ben kalırım" dese de diğer asker, sürekli, "hayır sen gideceksin, ben kalacağım," diyormuş. sonunda başa çıkamayınca razı olmuş. mektubu zütüreceğine söz vermiş. bir daha o askeri görmemiş. bi süre sonra da olayı unutmuş.

    savaştan yıllar sonra, askerlikle ilgili eşyalarını karıştırırken bir anda eline o mektup geçmiş. verdiği sözü tutmamış olmanın rahatsızlığıyla hemen mektubun üzerindeki adrese doğru yola çıkmış. giderken de, "döndüyse kendisini görürüm, şehit olduysa ailesine başsağlığı dileyip mektubu veririm" diye aklından geçiriyormuş.

    sonunda evi bulup kapıyı çalmış. kapıyı açan yaşlı teyzeye, kıbrıs'ta birlikte savaştıkları oğullarından bir mektup getirdiğini, kendisiyle görüşmek istediğini söylemiş. kadın şaşkınlık içinde adamı içeri buyur edip kocasının yanına zütürmüş. yaşlı adam olayı dinledikten sonra, "i̇yi de evladım, bizim kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yok ki" demiş. ardından da diğer odaya gitmiş ve elinde bi fotoğrafla geri dönmüş. resmi bizimkine göstererek, "sana mektubu veren bu muydu?" diye sormuş. bizim kıbrıs gazisinin gözleri parlamış: "evet, işte bu askerdi. ama kıbrıs'ta savaşan oğlunuz yok demiştiniz." anne çoktan gözyaşlarına boğulmuşmuş bile. baba ise başını sallayıp üzüntülü bi sesle, "evet bu bizim oğlumuz. ancak kıbrıs'ta değil, yıllar önce kore'de şehit oldu" demiş.
    ···
  14. 9.
    0
    lisede yurtta kalıyoduk. bi hafta sonu herkes izine çıktı. biz sadece üç kişi kaldık gece alem yapıyoduk ,saat 3 civarı tıkırtılar gelmeye başladı .kapı hafif aralıktı golge falan gorduk koridorda ,daha sonra birbirimizi iyice tırstırmak için hikayeler anlatmaya başladık. iyice tırstık tabi tıkırtılar iki de bir gelmeye başladı kapı oynamaya falan başladı tabi millet korkunca herkes yattı. bu olayı anlattık okula okulda bi soylenti başladı okulun olduğu yerde eskiden mezarlık warmış diye millet ne korkuyodu walla
    tabi biz olayı iki gun sonra anladık meğer bizim bi sarhoş hacamız wardı o gece karısı wden kowmuş oda yurda gelmiş ama ne korktuydu herkes
    (alıntı diil gerçekdir)
    ···
  15. 8.
    0
    bir aile anne, baba, bir kız ve erkek bunlar evlerinin yanması sonucu ölmüşler ve hepsini aile olarak yanyana gömmüşler fakat her gece yarısı mezarlıktan ilginç sesler geliyormuş bu orada yaşayan birçok kişi tarafından duyulmuş, sonra içlerinden bir tanesi o seslerin nerden geldiğini anlamak için gece yarısı mezarlığa gitmiş yine başlamış sesler sanki kavga sesleri gibiymiş adam seslerin geldiği yöne gitmiş ve sesler o ailenin mezarından geliyormuş. sonra mezarı kazıp bakmaya karar vermiş halk mezarı açtıklarında çok ilginç bir manzarayla karşılaşmışlar annenin olması gereken yerde kız, erkek çocuğun olması gereken yerde de baba yatıyormuş herkes şaşırmış bunları yine eski yerlerinde koymuşlar ve mezarı kapatmışlar fakat kavga sesleri bitmek bilmiyormuş tekrar açıp bakmışlar yine aynıymış manzara bu kez düzeltmemeye karar vermişler sadece mezar taşlarının yerlerini değiştirmişler o günden sonra bir daha hiç ses gelmemiş. oradaki halka göre o sesler o ailenin yaptığı yer kavgasının sesleriymiş.
    ···
  16. 7.
    +1
    i̇ngiltere'de okuyan iki türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. bir gece kizlardan biri arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş.

    diğer kızla vedalaşıp çıkmış ama daha yurttan 100 metre falan uzaklaşmış ki ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. odaya geri dönmüş tabiyatıyla. kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "banu yattı heralde" diye düşünüp ayaklarının ucuna basa basa karanlıkta kitabını aramış. bulamayınca da, "şimdi kızcağızı rahatsız etmeyim, nasılsa arkadaşımda aynı kitaptan var. i̇dare ederiz artık" deyip çıkıp gitmiş. ertesi sabah sınavdan sonra odasına döndüğünde bir de ne görsün! oda baştan aşağı kan içinde! arkadaşının vücudu da parçalar halinde oraya buraya dağıtılmış.

    duvarda da (muhtemelen kızın kanıyla yazılmış) bir yazı varmış:
    "aren't you glad, you didn't turn on the lights?"

    (işıkları açmadığın için memnun musun?
    ···
  17. 6.
    0
    esra ceyhan daki adam bu beyler
    ···
  18. 5.
    0
    87 yaşındayım ve evsizim. geçen gün şöyle oldu böyle oldu...
    ···
  19. 4.
    0
    korkanlar gelmesin beyler.
    ···
  20. 3.
    0
    17 yaşındaydım ve annemin memleketi olan giresun'daydık. döndü abla o sıralarda 22 yaşında falandı (annemin amcasının kızı). o'nu her gece cinler döverdi ve üzerinde taşıdığı kuran'ı çıkartması için baskı yaparlardı. birlikte yatıyorduk onlarda kaldığım zamanlarda ama sabahları vücudunun her yerinde morluklar oluyordu bende ise hiçbirsey olmuyordu ve hiçbirsey hissetmiyordum... bir gece döndü, ablası, ablasının akrabası emine ve onun nişanlısı epey geç saate kadar oturduk. döndü'nün annesi ise saat 11 gibi yattı uyudu başka odada. biz hala sohbet ediyorduk. saat gece 02.00 olmustu.. ben cin çağırmayı önerdim. bu onlara da cazip gelmiş olacak ki kabul ettiler. ki̇ki̇ adında kibrit cinini hepiniz duymuşsunuzdur. bir kutudan 4 tane kibrit çöpü aldık ve cin çağırdık dualarla. bu işlerden çok iyi anlıyordu döndü. sorular soruyorduk kibritlerde sağa sola hareketle bize cevap veriyordu. ben yaşımında küçük olmasından dolayı bayağı zırvalamaya başlamıştım. cin ile dalga geçiyordum. yanımdakiler ise iyice korkmuşlardı benim cine ileri geri konuşmamdan! beni sürekli sus diye uyarıyorlardi. neyse bir müddet sonra ışık kendiliğinden kapandı kalktım düğmesine bastım açtım, arkamı döndüm ki tekrar çat!! diye düğmeden kapandı ışık.. bulunduğumuz oda köy evi olduğundan mutfak ve oturma odası bir kullanılan bir oda.. mutfak dolabi zangır zangır titremeye ve tabaklar birer birer yere dökülmeye başladı.. hepimiz korkudan sapsarı olmuştuk tv açık değildi birden tv açıldı. o zamanlar sadece trt 1 gösteriyordu köy yerinde. bilmediğimiz yabancı kanallar fişek gibi açılıp kapanıyordu.. biz binbir dua okuyarak cini göndermeye çalışıyorduk. artık yorulduk ve kibrit çöplerini masanın üzerine bıraktık. aman allah'ım cin gitmemişti, ve masanın üzerindeki kibrit çöpleri kendiliğinden hareket ediyordu. döndü'nün akrabası olan kadın bayıldı bayılacak. saat 04.00 olmuştu artık ve döndü'nün akrabası olan eminenin nişnlısı eve gidecekti. köy yerlerini bilirsiniz acayip sessiz ve ürkütücü olurlar. evine gideceği yol da ormanın içinden geçen ve derenin olduğu bir yer. neyse bu çıktı gitti ve biz cini göndermek için uğrasmaya devam ettik.. tabi ki başaramadik öyle kızdırmışım ki onu her yeri darmadağın etti diyebilirim... ve işin ilginç yanı yan odada yatan yengemin çıt bile duymamış olmasıydı.. sabah ezanı okunurken hepimiz korkudan ve uykusuzluktan uyuyakalmışız.. yengemin sesiyle uyandık, ortaliğin hali̇ ne böyle diye soruyordu. ona anlattık o da ürperdi ve kızdı bize.. emine'nin nişanlısı da ertesi günü geldi ve gece eve gittiği yolda onu taşlamıştı cinler, bu taşlar pek bir yerine isabet etmemişsse de omuzuna ve alnına çarpmış ve oldukça morarmıştı.. aynı gece ben ananemin evine gittim yatmaya ve o gece döndü ablamı da çok sıkıştırmışlar ve acaip dövmüş cinler. kız günlerce vücudu ve yüzü morluklar içerisinde gezmek zorunda kaldı... komşumuz olan bir hocaya olanları anlattık! hoca bile dehşete kapıldı ve cinin beni yaşım küçük olduğu için affettiğini yoksa yetişkin bir insanın cinle o şekilde dalga geçse çarpılacağını, ağzının burnunun ters döneceğini söyledi..
    Tümünü Göster
    ···