1. 1.
    0
    ne dediginizi biliyo musunuz huur cocukları
    ···
  2. 2.
    0
    Şapka olayları [değiştir]

    Şapka Kanunu'nun çıkmasıyla birlikte Erzurum, Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri, Tokat, Amasya, Samsun, Trabzon ve Gümüşhane'de sert direnişler yaşandı. Ama hepsi çok şiddetli bir şekilde bastırıldı.

    Mesela Rize, Hamidiye Zırhlısı tarafından bombalandı. "Bizim uşaklar"ın, "Atma Hamidiye atma, şapka da giyeceğuk, vergi de vereceğuk" diye aman dilemeleri meşhurdur.
    ···
  3. 3.
    0
    TBMM'de şapka görüşmeleri [değiştir]

    Hazırda bekletilen "Şapka iktisasına (giyilmesine) Dair Kanun" Tasarısı hemen Büyük Millet Meclisi'ne sevk edildi. Ama geçirmek çok kolay olmadı. Tasarı görüşülürken, taslağın anayasaya aykırı olduğu ileri sürüldü. Bunu ileri süren Bursa Milletvekili Nurettin Paşa'ya, Atatürk'ün yakın çevresinden zamanın Adalet Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt) çok sert çıktı: "Hürriyetin nasibi, irticanın elinde oyuncak olmak değildir? Ülkenin çıkarlarına olan şeyler hiçbir zaman anayasaya aykırı olamaz, olmaması mukayyettir (belirlenmiştir)." Herkes sustu. Şapka kanunlaştı. (25 Kasım 1925) Artık erkeklerin şapka dışında başlık giymeleri suçtu.
    ···
  4. 4.
    0
    Atatürk'e göre şapka [değiştir]
    Meditointihattu.jpg

    Çağdaş olma, evrensel medeniyete katılma, kafaların içini hurafelerden kurtarıp bilimsel düşünceye açma yolundaki çabaları destekleyecek en önemli adımdı. Kişinin kıyafetini değiştirmekle ruhsal yapısının da değişeceği varsayılıyordu. "Arkadaşlar" diyordu, şapkalı olarak ilk kez gittiği Kastamonu'da: "Turan kıyafetini araştırıp canlandırmaya gerek yoktur. Medeni milletlerarası kıyafet, milletimiz için layık bir kıyafettir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya potin, üstünde pantolon, yelek, gömlek, kravat, ceket ve doğal olarak bunların tamamlayıcısı olmak üzere başta siperi şemsli serpuş; bunu açık söylemek isterim, bu başlığın ismine şapka denir."

    Ankara'ya döndüğünde kendisini karşılayan "üst düzey"lerin tamamı şapkalıydı. Hava ile birlikte moda anlayışı da değişmiş, hayat bir gün içinde başkalaşmıştı.
    ···
  5. 5.
    0
    Erzurum Kongresi sonrası, vakit geceyarısını geçmiş. Mustafa Kemal Paşa, ibrahim Süreyya (Yiğit) ve Mazhar Müfit (Kansu) küçük bir odada çalışıyorlar. Aniden ibrahim Süreyya Bey, Mustafa Kemal Paşa'ya şöyle bir soru yöneltiyor:

    "Paşam, başarıya ulaştıktan sonra... neler yapmayı düşünüyorsunuz?"

    Mustafa Kemal bu soru üzerine Mazhar Müfit'e dönerek, "Şimdi not et bakalım" diyor, "ama defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir sen bileceksin. Şartım bu. Önce tarih koy: 7-8 Temmuz 1919. Sabaha karşı." Ve zafer sonrası Türkiyesi için düşüncelerini tek tek yazdırıyor:
    ···
  6. 6.
    0
    2008 japonya grand prix, (resmî adıyla xxxiv fuji television japonya grand prix), 12 ekim 2008 tarihinde oyama, japonya'daki fuji speedway pistinde yapılan formula 1 yarışı. toplam 18 yarışlı 2008 formula 1 sezonunun 16. yarışıdır. renault takımından fernando alonso yarışa 4. sırada başlayıp, 67 tur sonunda zafere ulaşmış; onun ardından gelen bmw sauber pilotu robert kubica ikinciliği, ferrari'den kimi räikkönen ise üçüncülüğü elde etmiştir.
    sezonun sonunda sürücüler şampiyonluğuna ulaşan lewis hamilton, yarışa räikkönen'in yanında pol pozisyonunda başlamasına rağmen, aldığı sonuçla şampiyonadaki rekabetin artmasına yol açtı. hamilton'un mclaren'daki takım arkadaşı heikki kovalainen ise alonso'nun hemen yanında 3. sıradan yarışa başladı. hamilton ilk virajda geç fren yaparak räikkönen'i dışarıya kaymaya zorladı. sonrasında ise aşırı agresif hareketleri yüzünden ceza alırken, bu durum i̇ngiliz basını tarafından oldukça tepki toplad
    ···
  7. 7.
    0
    Fese geçiş [değiştir]

    O tarihi takip eden günlerde, Akdeniz'de seferde bulunan Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı) Koca Hüsrev Paşa, Sultan ikinci Mahmud'un, Yeniçeri Ocağı'ndan geriye hiçbir alâmet ve kıyafet bırakmak istemediğini öğrenince, Tunus'tan bir miktar kes alıp tayfalara giydirdi. istanbul'a döndüğünde, subaylarıyla birlikte Padişah'ın huzuruna başında fesle çıktı. Fes, yenilikçi Padişah'ın hoşuna gitti.

    Tunus'tan hemen elli bin adet fes getirtildi. Osmanlıdaki ilk fabrika sayılan istanbul Eyüp Sultan'daki Feshane, devlet memurlarına fes başta olmak üzere başlık yetiştirmek için kurulmuştu. 1111'de çıkartılan bir kıyafet nizamnamesiyle de fes resmî başlık oldu. Zamanla moda haline geldi. O kadar ki, bir dönem kadınlar bile kullandı.
    ···
  8. 8.
    0
    http://t.co/zhnuzap
    ···
  9. 9.
    0
    charles darwin, 1809 yılında i̇ngiltere’de doğdu. babası onu on altı yaşında edinburgh üniversitesine gönderdi. burada başladığı tıp ve daha sonra devam ettiği hukuk öğrenimini gereksiz bularak yarıda kesti. ardından cambridge üniversitesine bağlı bir kolejde teoloji (dini bilimler) öğrenimi gördü. fakat aklı, bilim çevresindeydi. o arada tanıştığı botanikçi john henslow’un önerisiyle, i̇ngiliz deniz kuvvetleri için, dünya çevresinde harita yapmakla görevlendirilen gemiyle beş sene sürecek bir geziye çıkmaya karar verdi. gemi,1831 yılında denize açıldı.

    gezi sırasında fosiller topladı, jeolojik katmanları inceledi, sayısız gözlemler yaptı. arjantin’in paspas denilen bölgelerinde soyu tükenmiş birçok hayvan nesli buldu. jeolojik katmanların bünyesindeki fosillerin değişimini dikkatle izledi ve hayvan türlerinin değişik ortamlara yaptıkları uyumları saptadı.

    onun, canlıların yavaş yavaş değişmesine ilişkin düşüncesi, kendisi gibi bir bilim adamı olan alfred russel wallace’nin teorisine uygun düşmüştü. ortak görüşleri şöyleydi: “bütün canlılar bulundukları ortamdaki sayılarını muhafaza edecek matematiksel düzeylerin üzerinde üreme eğilimindedir. doğal koşulların sabit kalabilmesi, yani ‘denge unsuru’nun oluşturulabilmesi için fazlalık, elimine edilir. canlı populasyonların(1) hepsi mutasyon gösterir.”

    büyük baskılar sonunda, wallace ile birlikte görüşlerinin yayımlanmasını kabul etti. kısaltılmış adıyla “origin of species” (türlerin kökeni) isimli bu kitap, ilk günde tüketildi.

    çalışmalarına aralıksız devam etti. i̇nsanın evrimi ile ilgili düşünceleri “descent of man selection in relation sex” (i̇nsanın oluşumu ve eşeye bağlı seçilim) adlı eseriyle yayımlandı. darwin bu teorisinde, önceki inançlarda, özellikle mistisizm alanında benimsenen kalıpçı ve tamamen hayal mahsulü olan “özel yaradılış”düşüncesini reddediyor, diğer memelilerin fizyolojik yapılarında olduğu gibi varoluşun evrimsel yasalara bağlı olduğunu savunuyordu.

    yerleşik inanış ve önyargıların aksine, evrim modeli, maden, nebat, hayvan ve insan dizilimiyle oluşmuştu. çünkü, gerek jeoloji(2) ve paleontolojide(3) gerek embriyoloji(4) ya da karşılaştırmalı anatomide(5) birçok aşamada görüldüğü gibi, bir anda yaratılmanın olanaksızlığı ortaya konmuştu. darwin, tepki almamak için “tanrısal yaratılış”ile ilgili düşüncelerini kitabının son kısımlarına monte etti.

    zira ; insanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri uygulanmakta olan eğitim yöntemleri, katı mistik inançların etkisi, ayrıca insanın kalıtsal yapısı, yeniliklere kapalı ve itirazcı olunmasına yol açmıştır. günümüzde bile, gelişen bilim ve teknolojinin birtakım varsayımları devre dışı bırakmasına karşın, evrim kurdıbına tepkiler devam etmektedir.

    oysa mistisizm, gerçek yönüyle insan ismiyle işaret edilen ‘hücresel beden’ sahibi varlığın, insansı adıyla anıldığını, ona kendinden özellikler yükleyerek bir anlamda mutasyon oluşturduğunu haber veriyordu...

    bize göre darwin’in tek ekgibliği, lamarck’ın “organizmanın kendinde ve davranışlarındaki değişimler, çevredeki değişikliklerin sonucudur” görüşüne karşı, “dış dünyanın işlemekte olan kendi yasaları ve kendi mekanizmaları vardır” derken, birimlerin hücre genetiğinde oluşan mutasyonda ve çevresel faktörlerin değişiminde astrolojik tesirlerin varlığını hissetmemiş olmasıdır.

    düşünen beyinler arasında pek az bilim adamı charles darwin kadar tepki çekmiştir. yaşadığı dönemde, “maymunla akrabalık bağın annen tarafından mı, baban tarafından mı?” diye alaya alınmıştı.

    ama, newton yerçekimi ilkesiyle, devinim yasalarında nasıl yerini almışsa, darwin de, insanın, ottan çiçeğe, amipten maymuna uzanan, organik dünyanın bir parçası olduğunu göstermiştir.

    onun fikirleri “evrim teorisi” adı altında, tanrı’nın varlığına yer vermemekte, bir bakıma mutlak yaratıcı gücün, varlığın özünde olduğunu kanıtlamaktadır.

    bugün insanlık alemi saygıyla önünde eğiliyor.
    aslında hep böyle olmuş
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    Şapka türleri [değiştir]

    Fötr Şapka
    Melon Şapka
    Bere
    Silindir Şapka

    [gizle]
    g · t · d
    Giyim kuşam
    Kumaşlar
    Amerikan Bezi • Atlas • Basma • Coolmax • Denim • Divitin • Diyagonal • Emprime • Feretiko • Gabardin • Jarse • Kadife • Kaşmir • Moher • Muslin • Müflon • Orlon • Patiska • Pazen • Penye • Pike • Poplin • Saten • Tafta
    Takım
    istambulin • Redingot • Jaketatay • Smokin • Frak • Takım
    iç giyim
    Külotlu çorap • Çorap • Naylon çorap • Don • Külot • Atlet • Jüpon • Korse • Sutyen • Kombinezon • Fanila • Pijama • Eşofman • Gecelik • Sabahlık • Robdöşambr • Büstiyer • G-string • Martinsi Korsesi • Jartiyer
    Başlık
    Şapka • Melon • Külah • Kavuk • Fes • Sarık • Baş örtüsü • Kasket • Eşarp • Fötr • Balaklava • Türban • Yazma • Burka • Yaşmak • Peçe • Kask
    Üst giyim
    Yelek • Camadan • Jile • Göynek • Kaftan • Maşlah • Gömlek • Tişört • Blüz • Kazak • Süveter • Hırka • Kürk • Ceket • Mont • Yağmurluk • Pardesü • Palto • Manto • Önlük • Kimono • Ferace • Aba
    Belaltı Giyim
    Pantolon • Kot • Şort • Etek • Döpiyes
    Yüzerken
    Bikini • Mayo • Mayokini • Haşema • Odema
    Ayak için
    Ayakkabı • Terlik • Bot • Çizme • Spor ayakkabı • Pabuç • Sandalet • Çarık • Mes • Yemeni • Kundura • Galoş • iskarpin • Rugan • Postal • Başmak • Cimcime • Çapula • Çedik • Edik • Fotin • Kalçın • Merkub • Nalın • Soğukkuyu • Tomak
    Aksesuarlar
    Fermuar • Düğme • Kemer • Kravat • Papyon • Peruk • Poşu • Atkı • Şal • Eldiven • Gözlük • Baston
    Üniformalar
    Gakuran • Gemici fuku
    ···
  11. 11.
    0
    wikipedia gibi davranıyoruz deseydin daha iyiydi amk. entrylere bak arkadaş teallam.
    ···
  12. 12.
    0
    Kuruluşu [değiştir]

    1902 yılının sonbaharında Beşiktaş Serencebey Mahallesi'nde, o zamanın Medine Muhafızı olan Şhaplı Osman Ferit Paşa'nın konağının bahçesinde, 22 kişilik genç grup, haftanın bazı günlerinde toplanıp jimnastik hareketleri yapmaktaydı. Başta Şhaplı Osman Ferit Paşa'nın oğulları Mehmet Şamil Şhaplı ve Hüseyin Bereket ile mahellenin gençlerinden Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali Fetgeri, Nazımnazif, Cemil Feti ve Şevket Beyler’in aralarında bulunduğu gençlerin ilk ilgilendikleri spor branşları, özellikle barfiks, paralel, güreş, taks, halter, aletli ve aletsiz jimnastikti.

    1903 yılı Mart ayında ise özel bir izinle "Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü" kuruldu. Mehmet Şamil Şhaplı ilk başkan olarak seçildi Hüseyin Bereket ise ilk genel sekreter olarak seçildi.[1]

    "Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü" ismi Şhaplı Osman Ferit Paşa'nın dedesi olan Mirzaiko Bereket Bey'den ve babası Bereketiko Hasan Bey'den gelmektedir. Çerkeslerin Ubıh boyundan olan Şhaplı Osman Ferit Paşa 1870 lerin sonunda Beşiktaş Serencebey yokuşundaki ünlü konağını satın almıştır, bu konak; Mehmet Fetgeri Şoenu, Zübeydet Şhaplı, Şamil Şhaplı, Ahmet Fetgeri Aşeri (Şoenu), ismail Ziya Bersis gibi bazı gençlerin yetiştiği bir kültür ocağı olmuştur. Beşiktaş Bereket jimnastik kulübü (Bugünkü adı ile Beşiktaş Jimnastik Kulübü) işte bu konakta kurulmuştur.[2]

    O sıralarda siyasi hareketler dolayısıyla her türlü toplanmadan ürkerek, hafiyeler dolaştıran 2. Abdülhamit'in adamları Serencebey'deki bu toplanmaları haber alınca, spor yapan gençler bir baskınla karakola zütürüldü. Bu sporcu gençlerin bir kısmının saray erkanına yakın olması, ayrıca o dönemlerde kötü gözle bakılan futbol oynamadıkları ve sadece beden hareketleri yaptıklarını belirtmeleriyle gergin durum yumuşadı. Bu arada isimlerini "Osmanlı Beşiktaş Terbiye-i Bedeniye Mektebi" olarak değiştirdiler. Saray çevresinden Şehzade Abdülhalim bu sporcuları destekledi ve sık sık antrenmanları seyretmeye başladı. Ünlü taksör ve güreşçi Kenan Bey de antrenmanlara gelerek güreş ve taks hareketleri göstermeye başladı.

    1908'de Meşrutiyet'in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik kazandı. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile istanbul'a geldi. Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur'daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı ve Bereket Jimnastik Kulübü'nün adı "Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü" olarak değiştirildi. Böylece jimnastik, güreş, taks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Fuat Bey'in arkadaşları Refik ve Şerafettin Beyler de iyi birer eskrimciydi.

    Bu arada Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey'in teşvikiyle Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü, 13 Ocak 1910 tarihinde tescil edilen ilk Türk spor kulübü oldu. Semtin gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150'ye yükseldi. Kulübün merkezi de Ihlamur'dan Akaretler'de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu bina da küçük gelince, yine Akaretler'de 84 numaralı binaya geçildi. Bu binanın arkasındaki bahçe de bir spor sahası hâline getirildi.[3]
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    0
    üşenme panpa
    ···
  14. 14.
    0
    seviye yükseldi lan
    am züt meme
    ···
  15. 15.
    0
    fularımı alıp gelioyoğom
    ···
  16. 16.
    0
    şahin k veya şahin k yılmaz (d. 1968, aksaray, türkiye), türk ferre oyuncusu. şöhretini istanbul life (istanbul hayatı) serisinden 170'in üzerinde düşük bütçeli ferre filmde oynayarak kazanmıştır. halen bremen'de ikamet etmektedir

    şahin k, türkiye'de oto tamircisi olarak çalışmaktayken almanya'nın stuttgart kentine 1990 yılında gelerek ferre sektörüne girdi. ron jeremy ile olan benzerliği, "gülünç" konuşması (pek çok küfür içeren, düşük kalite türkçe) ve doğal hareketleriyle (örneğin sahil) türk izleyicileri arasında popüler oldu. en ünlü filmleri sahil ve ona 2002'de berlin'de uluslararasi berlin erotik film festivalinde iki ödül kazandıran hizmetçi kız 'dır.
    2003'te, halka açık bir yerde cinsel ilişkide bulunmaktan tutuklandı. bir süre hapiste yattıktan sonra kefaletle serbest bırakıldı. şahin k daha sonra filmlerini almanya'da çekmeye başladı. 2005'te, istanbul ve ankara'da hayranlarıyla buluştu. 2006'da, alman-türk hip hop grubu turk live crew ile bir dirty rap projesine katıldı. içeriği filmlerinden birinin başlığına dayanan tornisten bas kaptan adlı şarkıyı yaptı.
    aralık 2007'de, 1.5 yıldır ferregrafik filmlerde rol almadığını söyledi ve emekli olduğunu açıkladı.
    2009'da kendi t-shirt koleksyonunu piyasaya sürdü. resmi web sitesinde shopdan satın alınabilmektedir.

    (filmler 2000-2007 yılları arasında çekilmiştir, tamamı kendisine ait olan trimax şirketi tarafından yapılmıştır)
    çılgın sekreter jale - 2000 (ilk filmi)
    köylü kızı -2001
    yanıyorum doktor şahin
    hizmetçi kız
    telekızlar
    üniversiteli kızlar
    ne umdum ne buldum
    sahil
    jale almanya'da
    otostopçu
    aşk adası
    tornisten bas kaptan
    gerdek gecesi
    hamam
    doğum günü partisi
    şeyhin haremi
    fortçular
    baldız baldan tatlıdır
    bekçinin karısı
    harem bülbülü
    günah keçi
    ···
  17. 17.
    0
    çakmak kibritten önce icat edilmiştir. al kısa öz bin
    ···
  18. 18.
    0
    Neden "Kara Kartal"? [değiştir]

    Son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş, 1940-1941 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla girer. Haftalar ilerledikçe puan farkını açan Beşiktaş, ligde liderliğini sürdürmektedir. Bitime 5 hafta kala rakip Süleymaniye’dir. 19 Ocak 1941 Pazar günü Semih Duransoylu’un hakemliğini yaptığı Şeref Stadı’ndaki maça Beşiktaş şu kadro ile çıkar: Faruk, Yavuz, ibrahim, Rıfat, Halil, Hüseyin, Şakir, Hakkı, Şükrü, Şeref, Eşref. O sezonun genelinde olduğu gibi, Beşiktaş yine başarılı bir oyun ortaya koyar. Maçın ikinci yarısının ortalarıdır. Beşiktaş takımı farklı önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirmektedir. işte o sıralarda Beşiktaş’ın akın yönü olan Şeref Stadı’nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir ses yükselir: “Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar”... Şeref Stadı’nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazeteciler, çınlayan sesle donup kalmıştır. Son derece isabetli bir benzetmedir o anda yapılan. O sezon rakiplerini ezip geçen Beşiktaşlı futbolcuları “Kara Kartal”dan, oynadıkları futbolu “Kara Kartal gibi hücum etmek”ten başka bir şekilde tarif etmek mümkün değildir. Tribünlerden gelen sesin sahibi Mehmet Galin isimli bir balıkçıdır.

    Voleci Şeref lakabıyla maruf Şeref Görkey’in voleyle attığı 3 gol ve kaptan Hakkı Yeten’nın, Şakir’in ve Şükrü’nün birer golüyle sahadan 6-0 galip ayrılırlar.

    Bu maçın ardından, Beşiktaş’ın sembolü “Kara Kartallar” olmuştur.
    ···
  19. 19.
    0
    Renkleri [değiştir]

    Yıllardır Beşiktaş’ın ilk renklerinin kırmızı - beyaz olduğu, Balkan Savaşı'nın kaybedilmesinin ardından ölenlerin yası amacıyla siyah-beyaz olarak değiştirildiği söylenir. Beşiktaş tarihi ile ilgili birçok kaynak böyle yazmaktadır. Ancak 100. yıl belgeselinin hazırlanması sırasında yapılan ayrıntılı araştırmalarda, kırmızı rengin kullanılmadığı, renklerin her zaman siyah - beyaz olduğu yönündeki belgeler ağırlık göstermiştir. Beşiktaş 100. Yıl Belgeseli yapımcısı Tuğrul Yenidoğan, yaptığı araştırmalar sonucunda bu tartışmalara noktayı koymuştur:

    Osman Paşa Konağı’nda başlangıçta ferdi sporlar yapıldığından herhangi bir forma rengine gereksinim duyulmadı. Ancak sporcuların sayısı her geçen gün yeni katılımlarla artmaya devam edince, eğitimini Fransız mektebinde tamamlamış Mehmet Şamil Bey kurucular heyetini topladı. Okul günlerinde kullandığı, okulunun renklerini taşıyan rozeti yakasından çıkardı ve gösterdi: “Bizler de tıpkı bu rozet gibi bir rozet yaptırmalı ve Kulübümüz’de spora devam eden her azayı bu rozeti taşımaya mecbur tutmalıyız” dedi. Toplantıya katılanlar Mehmet Şamil Bey’in teklifini heyecanla kabul ettiler. Toplantının sonunda rozette yer alacak kulüp renkleri de kararlaştırıldı. Tabiatın bütünüyle birbirine zıt iki ana rengi kulüp renkleri olarak seçildi: Siyah ve Beyaz...

    Beşiktaş’ın ilk rozetinin yapıldığı tarih, Fransız mektebindeki rozetlerden esinlenerek miladi yıl olarak “1903” yazıldı. Üstte Arap harfleriyle “Beşiktaş” yazarken, sağda “J”, solda “K” harfleri yer aldı. arka yüzünde istanbul'da yapıldığı yazılıdır ve iç tarafında rozeti yapan ustanın mührü yer almaktadır. Rozetteki armada yer alan yıldızın 6 köşeli olduğu dikkat çekmektedir. 2. Meşrutiyet’e kadar (1908) bu 6 köşeli yıldız kullanılmıştır. Bu rozet, iskender Yakak tarafından Kulübün Onursal Başkanı Süleyman Seba’ya hediye edilmiştir.
    ···
  20. 20.
    0
    Kurucular [değiştir]

    Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün 21 kişide oluşan kurucu listesi şu şekildedir:

    Ahmet Fetgeri (Deniz albayı)
    Mehmet Ali Fetgeri (Öğretmen-Yazar)
    Fuat Balkan (Emekli Binbaşı-Kocaeli mebusu)
    Mehmet Şamil Şhaplı (Osman Paşazade)[2]
    Hüseyin Bereket (Osman Paşazade)
    Nazım Nazif Ander (Kadızade-Ziraat Mühendisi)
    Hamza Osman Erkan (Osman Paşazade-Eski Afyon Milletvekili)
    Behçet Bey
    Kenan Bey (II.Abdülhamit'in özel muhafızı)
    Mehmet Paşa (Seryaver)
    Deli Fuat Paşa
    Fethi Bey (Hava Yüzbaşısı)
    Muhittin Paşa (Eski Kahire Büyükelçisi)
    Ali Kılıç (Eski Gaziantep milletvekili)
    Mazhar Kazancı (Süvari Subayı)
    Ziya Karamürsel (Hazine-i Hassa Müdürü)
    Ahmet Paşa (Sürre Emiri)
    Şükrü Paşa (Eski Viyana Büyükelçisi)
    Mahmut Naci Bey (Fizan milletvekili)
    Şevket Cenani (Başvekil Kadri Paşazade)
    Cami Bayburt (Fizan milletvekili)
    ···