bu baslik sol framede kaybolncaya kadar yatmiyorum

futbolseverlerin dünya kupalarında afrika takımlarına duyduğu sempati abd karşısında özellikle ilk yarıda yeniden canlanmışa benziyor. 1990’daki kamerun, 2002’deki senegal’den sonra şimdi yine bir afrika takımı gana çeyrek finalde.. doğrusunu söylemek gerekirse gana’nın bu dünya kupasında yaptığından daha fazlasını fildişi sahilleri’nden beklemiyorduk değil..ama fildişi sahilleri portekiz ve brezilya’nın bulunduğu çok zor bir grupta elendi. özellikle portekiz karşısında oynadıkları futbol turnuvadaki birkaç klagibten birisi olmaya adaydı.
gana abd karşısında erken bir golle başladı. abd daha maçta ne olduğunu anlayamadan gana ilk 45 dakikayı orta boy paslarla alıp zütürdü. turnuvadaki en mekanik ikinci takım olan abd gana karşısında ilk yarıda tutunamadı. tek pozisyonunu 35’te kingston’la karşı karşıya kalan dempsey’le buldu. gana kalecisi pozisyonu ayağıyla kesti. diğer bir ani gol pozisyonunda kingson fulhaber’in önündeki topa riskli bir müdahalede bulundu.
gana hücumların son evrelerinde yaptığı hatalarla kontrolündeki bir oyunu riske etti. i̇kinci yarıda abd teknik direktörü bradley yaptığı oyuncu değişiklikleriyle oyuna ortak olmayı başardı. 64’te penaltı vuruşuyla beraberliği de yakaladı. ancak abd’li oyuncular gana’nın atletik yapılı oyuncuların vahşi mücadelesi karşısında fizik kondisyon açısından düşüşe geçtiler. 90 dakikası berabere biten maçın uzatmalarında asamoah gyan limitlerdeki gücüyle kontrol ettiği tatsız bir topu abd kalecisi howard’ın reflekslerinden mermi gibi geçirdi. abd’nin uzatmalardaki arayışına gana ekibi akıllıca karşılık verdi..
sonuçta afrika’nın siyah yıldızları turnuvaya yakışmayan bir takımı evine göndermiş oldu.
benim anlayamadığım ilk şey türk yorumcuların futbolda yada herhangi bir sporda ‘’rahatlama’’ ve ‘’moral bulma’’ deyimlerini nasıl kullanabildiğidir..bir doktor ameliyat yaparken rahatlayabilir mi? kalp naklini yaptığı zaman moral bulabilir mi? futbol anlayışımızda ve yorumlarımızda bir sürü saçma sapan şey var..bir diğeri trt spikerinin abd takımı için duyduğu heyecan. siyasi bir cümle değil; ama hemen yanı başımızda 1,5 milyon iraklıyı katletmiş bir ülkenin takımına duyduğunuz bu hayranlığın sebebi ne? hayran değilseniz bu sesinizin tonu ne? maalesef gana 12 kişiye karşı oynadığının ve galip geldiğinin farkında bile değil. maalesef 12.abd’li bir trt spikeriydi.. evet futbolu kana kana oynayan bir afrika ekibiydi gana.. turnuvadaki katilleri evlerine gönderdiler.. onlara sonsuz teşekkürler.
• * *
bir önceki maçta ise uruguay-güney kore maçı vardı. statüye göre yumurtalardan biri kırılmak zorundaydı. port elizabeth’deki düelloda uruguay rakibi güney kore’yi suarez’in iki golüyle 2-1’le geçerek tam 40 yıl sonra ilk kez çeyrek finale kaldı.
oyundaki pozisyonların enformatik akışında güney kore’den park’ın 5’de direkten dışarı giden topu vardı. pozisyondan 3 dakika sonra uruguay futbol adına komik bir gol, enlemesine bomboş zikzak pozisyonda suarez’i topla buluşturdu. jung’un bomboş bıraktığı kaleye tamamladı. herhalde dünyada bu gole en çok kuzey kore’nin diktatör lideri sevinmiştir.
kuzey kore lideri sevinir de bizim sovyet tv boş durur mu? sovyet tv’nin en ciddi futbol yorumcusu feyyaz uçar..? gülmeyin, feyyaz uçar trt’den kadro aldı.. luagano uruguay’da oynadıkça ve üst turlara çıktıkça fenerbahçelilerin mutlu olması için küresel bir sebep doğuyor.
bu turnuvadan şimdiye kadar öğrendiğim tek bir şey var, türkiye’de insanlara futbol diye sunulan oyunda zaman çalma adına yapılan numaraların nasıl bir enflasyon oluşturduğu..ve hakemlerin bu numaraları nasıl yediğidir. i̇ki yıldır avni aker’de gördüğüm yere yatma sürelerinden size 3 tane maç çıkarırım sayın seyirciler.. aynı duruma i̇stanbul’da müsaade edilmiyor.
güney kore kalesinde gördüğü golden sonra oyunu önce dengeledi sonra uruguay’ın yarı sahasına yıktı. trt’nin spikerine göre uruguay’lı suarez’in gerçek gücünü avrupa’da görmek lazım..? peki burada oynadığı ne? avrupa takımlarının hali ortada değil mi? i̇talya, fransa.. görüntülere göre güney kore’nin penaltısını alman stark es geçti..ama ne trt spikerinin ne de kadrolu yorumcunun umurunda değil pozisyon..
i̇kinci yarıda da etkili başlayan takım güney kore idi..52’de chu yong park’la net bir vuruştan yararlanamadı. güney kore duran toplarda da etkili olmaya çalışıyor. alman hakem güney kore’nin ikinci bir penaltısını es geçiyor. ceza sahası içinde çok net güney koreli oyuncunun ayağına basma var. trt’nin dünya kupasındaki kadrosunda da fistan. ve güney kore’nin golü futbolun yeşil protokolünden usul usul geldi. golü atan chung yong lee.. güney koreli oyuncunun kafa vuruşunda lugano’nun uruguay adına bilinçsiz şekilde gole engel olma uğraşısı bir işe yaramadı. sonrasında lugano bildik fenerbahçe agresifliğini uruguay defansında da sergiliyor.
71’de chung yong uruguay kalecisi muslera ile karşı karşıya ama.. beraberlik sonrası uruguay siperden çıkmaya başladı.
trt’nin futbola resmi bakış açısı;’’orta şut karışımı bir vuruş..!’’ aslında bu türkiye’de kavramları hala oturmamış bir oyunun devlet ağzıyla tescilidir.. anlayana..74’de bomboş pozisyonda suarez kafayı vuramadı..80’de uruguay adına suarez kornerden gelen ve güney kore defansının çıkaramadığı topu
jung’un koruduğu kaleye gönderdi. 87’de kore dong-kong’la bomboş pozisyondan yararlanamadı.
sonuçta dünya kupasında yükselen latin futboluna uruguay da ayak uydurdu. asya’da futbolun tarihine bakıldığında güney kore milli takımının geldiği güney kore’nin futbol adına ne kadar büyük işler başardığı bir kez daha anlaşılır. bazen iyi bir kaybeden olmak iyi bir kazanan olmak kadar değerl

öşemde yazdığım enformatik yorumların okuyucuların pek ilgisini çekmediği yönünde sayısal veriler var elimizde. onun için biraz çay sohbetinde gidelim.. konu futbolu kimseyi tatmin etmeyen futbol şöhreti boşlukta kalan şu brezilya.. gruptaki üç maçını da izledim. kuzey kore ile oynadıkları ve 2-1 yendikleri maçta tedirginlerdi. kuzey kore’nin bulduğu sayı diğer takımlar için brezilya’yı açık bir hedef yaptı. dunga’nın ne oynatmaya çalıştığını pele’ye ya da maradona’ya sormak gerekmiyor? dunga ne oynattığının farkında değil. bütün güvendiği brezilyalı futbolcuların sarı formaları ve bireysel yeteneklerine dayanan sirk futbolu.. bir de son yıllarda bu futbola ekledikleri bir şey var, ‘’hırsızlık.’’
bakıldığında brezilya’nın gruplarda yaptığı en iyi şeyin fildişi sahilleri'ni farklı yendiği söylenebilir. ama fildişi sahilleri karşısında fabiano’nun el-kolla attığı golü birisi halı saha da atmış olsa ona toroğlu’nun jargonuyla ‘’ohaa..! çüşşş..!’’ ‘’biraz yavaş hemşerim, aile var..!’’ derlerdi..ama söz konusu brezilya olunca hakemlerin bilinçaltına sinmiş bir hayranlık mı başka bir şey mi sormadan edemiyor insan. brezilya’nın fildişi sahilleri'ni farklı yenmesinin nedeni fildişi sahilleri'nin farklı avrupa liglerinde oynayan toplama bir afrika takımı oluşuydu. oysa brezilya ne kadar farklı liglerde oynayan futbolculardan oluşsa da brezilya milli takımının köklü bir futbol kültürü ve brezilyalı her futbolcunun milli takımlarında oynama hayali var..
portekiz maçına gelirsek; portekiz’in hücumda ronaldo’ya endeksli bir anlayışta görüldü. brezilya ise sarı forma içinde hazırlık paslarıyla rakibini pgibolojik olarak bastırmaya çalışan futbol dublörleriyle pas’o rol yaptı. osmanlının mehter takımı hücumlara yavaşça çıktılar, topa daha fazla sahip olmaları bu çağdaki futbola göre onları daha geleneksel bir takım yaptı.
i̇lginçtir portekizli oyuncu hakeme dokundu sarı kart. brezilya’nın bu hakem imtiyazını sanki bir yerlerden hatırlıyor gibiyim. aslında brezilya’nın hakemlerle, futbolun kendisiyle ve rakipleriyle arasında gelişen ve fair-play kurallarının dışına çıkan bu ilişki bir şekilde türk futboluna da sirayet ediyor, nitekim etti de yakın geçmişte..
maçın ilk yarım saatinde portekiz karşısındaki brezilya’nın bir şutu direkten dönüyor. brezilya hücumda genelde bireysel yetenekleriyle dalışı deniyor. oysa portekiz her ne kadar ronaldo’ya bağımlı görünse de meireles ve simao gibi isimler de devreye girebiliyor.
brezilya oyunda gücünün yetmemeye başladığını gördüğü periyotlarda rakibini geriyor ve ilginç bir denge sağlıyor maçta..bu muhafazid ali’nin yumruk attıktan sonra rakibinden dansla kaçması gibi bir şey. brezilya’nın pgibolojik kaçışlarına karşın portekiz sahadaki dizilişiyle brezilya’yı oynayamaz ve bir futbol bilmezi yapmayı başardı.
bu brezilya’nın finale çıkması ihtimal dahilinde değil.. brezilya hücumda tam anlamıyla dunga’lak gibi oynuyor. ne yapacağını bilemiyor. portekiz brezilya’ya oranla daha bir milli takım karakteri olan bir takım. maradona’nın kupa öncesinde bir sözü vardı, arjantin kupayı alsın donumu çıkarıp boines aires’te dolaşacağım diye. ben de aynı sözü brezilya için diyorum..’’bu brezilya dünya kupasını kazansın taksim meydanında donsuz gezeceğim..!’’
• * *
gruplardaki maçlardan sonra genel bir değerlendirme yapacak olursak..bir kere en göze batan takım arjantin..son maçta bütün maçlardaki en hard oyunu çıkardılar..ama bu oyun bir zirve ise, ki bana biraz öyle geldi; almanlardan kaçamayabilirler.. çünkü almanlar hala trendde olan bir takım.. daha zirveye çıkmış değiller. buna karşın i̇ngiltere ile karşılaşacak olmaları fransa, i̇talya’dan sonra i̇ngiltere’yi de evine gönderecek gibi. bence ‘’ada yolu kestane..!’’ çünkü i̇ngiltere de brezilya’nın yaşadığı şeylerin biraz daha değişiğini yaşıyor. brezilya’nın şansı latin yetenekleri benlilerinde birçok şeyi örtebiliyor.
bir diğer avrupa ekibi i̇spanya gruptan çıktı ama göbeği çatlamadı değil yani. gruptaki diğer takımların i̇sviçre-honduras maçına bakabildiğim kadarıyla inanılmaz bir maç olmuş. eren derdiyok ve hakan yakın birçok türkün hayal ettiği şeyi kondisyon yetersizliğine bağlı olarak terk etmek zorunda kaldı.
hem i̇sviçre hem de honduras inanılmaz pozisyonları harcadı.. adeta birbirini bitirdiler.i̇sviçre bir adım ötesi için gerekli fizik kondisyonu kendinde bulamadı.
daha önce tahmin ettiğim almanya-arjantin finali statü gereği daha önce oynanabilir. bana göre finalden önce oynanacak almanya-arjantin maçı ile bu dünya kupası biter. ve finali türklerin egosunun ittiği bir türkün meziyetleriyle almanya kazanır. brezilya’ya da ikide bir yapmaya çalıştığı ayak oyunlarından dolayı muz kabukları