1. 26.
    0
    iyi geceler.
    ···
  2. 27.
    0
    zamanla geçer diyip teselli etmek isterim :(
    ···
  3. 28.
    0
    1991 ağustos.
    9 yaşındaydım.

    bir sabah uyandığımda halam ve babam bana gelip, kardeşimin doğduğunu, annemin de hastanede olduğunu söylediler.
    annemin hamileliği boyunca da kardeş kavrdıbının ne olduğunu hiç sorgulamamıştım. dolayısıyla bu söyledikleri de bende duygusal bir tepki yaratmamıştı.
    iki gün sonra annem, kucağında mavi battaniye sarmalanmış kardeşimle eve geldi.

    yine birşey hissetmemiştim.

    babamdan miras olsa gerek; olaylara o an gerektirdiği tepkiyi veremeyen bir adamdım. ne gerektiğinde "seviyorum" diye haykırabilirim ne de gerektiğinde "gibtir" diye isyan edebilirim. gerekli zamanların gereksiz adamlarından oluşan bir aileyiz.

    eve gelen o kırmızı suratlı, cırtlak yaratık büyüdü. sevimli bir bin kurusuna dönüştü. ne ailemizde ne de komşularımız arasında bu bini sevmeyen yoktu.
    annem hiç belli etmezdi belki ama babamın onu benden fazla sevdiğine şu an bile eminim.
    hep bu velet benden daha iyi imkanlarda büyüdü derdim kendi kendime. hiç soba yakmak zorunda kalmadı, ilkokulun ilk günü eve yalnız dönüp de kaybolup bir saat boyunca okul bahçesinde ağlamadı (çünkü o okula başladığında annem emekli olmuştu) , babamın bir dönem öğretmenlik yaptığı fransa'ya gitme imkanı olmuştu.
    gitgide yapayalnız, tercih edilmeyen, önemsenmeyen, ilk çocuk ama ikinci evlat gibiydim.
    ilgiden şımarmış bu bini yani kardeşimi sevdiğimi düşünmezdim, çevremdeki herkes onu sevdiği için benim de bir şekilde onu sevmem gerektiğinin dayatıldığını düşünürdüm.
    bir gün komşumuzun oğlu atilla kardeşim için "gibtiğimin bebesi" demişti. neredeyse benim iki kat ağırlığımdaki atila'yı cılız kollarımla sırf kardeşime bu şekilde hitap ettiği için yere yapıştırmıştım. ama gel gör ki aynı akşam ben tetris oynarken kardeşim zırladığı için babam da beni salonun bir ucundan diğerine fırlatmış ve dişimin birini kırmıştı.
    gitgide ailemin içinde yalnızlığa itiliyordum ama hiçbir zaman abi olduğumu unutmadım.

    şu an 30'una merdiven dayamış, evli barklı, sistemin kölesi gibi hergün 10 saat çalışan bir adamım.

    ve hala abiyim.

    annem ve babam toprağa karışıp, sıra bana gelinceye kadar da "abi" olarak kalacağım.

    özet isteyen kendi hayatını gözden geçirsin.
    ···