bredadan maltaya bi aşk hikayesi

http://inci.ca/ut5styk8p9 >> This is Nightlife!!

sabah muhabbetinden sonra dedi ingilizce ödevim var (bizde ingilizce dersini bırakmıştık, gereksiz diye) dedim benim yok ama yardım ederim her türlü, aa edermisin falan süpersin, sonra işte kalktık yataktan giyindi falan bu ben o ara tokasının birini aldım dedim işte bu toka burada kalacak buda senin buraya gelmek için bahanen olacak ışığı gördüğünde çay ve sigara içmek için, güzel fikir dedi sevindi böyle bi, neyse sonra mutfaktan eşyalarını aldı kapıya geçtik ben yanakla dudak arasında bi yere gittim oda uzunca 2-3 öpücük aldı dudaktan bide yüzü gülüyordu beyler sabah kalkıncada ayrılırkende hani o bişeylerin değiştiğini hissettiren şey buydu bende bi yerde sadece bu değilde bi sebebide buydu, ben uçtum zaten dudaktan sağlam 2-3 uzun öpücük alınca
dedim teşekkür ederim
ne için dedi
mükemmel bi gece için dedim
güldü bi daha öptü sonra gitti odasına doğru.

http://inci.ca/uez4r9_s72

beyler inceden giriyorum, yolluğu verdim, sarın sigaraları başlıyoruz..

reerved

bu arada ben gelene kadar okuyun hikayeyi de 1-2 muhabbet edelim, kendin çal kendin oynayız burda binler!! ben zaten biliyom hikayeyi, size anlatıyorum biraz kültürlenin, tecrübe kazanın diye, illa küfür mü edelim zütverenler!!

kalktıktan sonra 2-3 saat yatakta sohbet ettik, bi ritüel olmuştu bizim için sabahki bu sohbetler.. Ama bu sefer farklıydı, onda da benden bişeyler bulmuştum bu sefer. Farklıydı yani, ne bileyim anlatılmaz olm yaşanır derler ya aynen, anlatınca hissedilecek bişey değil. Dokunuşu, öpüşü, konuşması, bana bakışı, diğer 2 gecenin sabahından farklıydı, gözlerinin için gülüyordu ve bunu hissetiriyordu. işte o an dedim oluyor galiba bu sefer.. Bu sefer bende farklı düşünmeye başlıyordum, ondan aldığım bu olumlu tepkiler sonunda..

Gece devam edicem beyler, erasmusta uyanan türk genci ile bi buluşmamız var şimdi. Gece görüşürüz

Au Revoir!!

http://inci.ca/u5bcg95c7s

neyse beyler, yatağa geçtik, yine gol yok evet, direk aklınıza gelmeden söyleyeyim, o kadar çok duygu besliyorsunuz ki o anlarda, aklınıza ciks dışında herşey geliyor, ve büyünün bozulmasını istemiyorsunuz.. Anlayanınız vardır beni mutlaka, aşk lan bu yaşadığın, adriana limayla 100 gece yatmaya değer gerçek aşk.. Uyuyamıyordum yanına yattığımda, aşktandı, yüreğim küt küt atarken onu seyrediyordum, ve aynısı oldu o gecede, uyuyamadım onu seyrettim bütün gece, zaten sabah olmuştu, ne gereği vardı ki uyumanın, onu öylece uyurken seyretmek varken..

http://inci.ca/uf4768e6p4 >>> I will survive!!

Geçtik bizim odaya, yaktık sigaraları, dedim bi ara elif bizi hiç yalnız bırakmayacak zanettim, o da onayladı beni gülüştük falan, baya bi konuştuk arkada inceden müzik çalıyor, bi ara "i will survive" çalıyordu, bizimkide çok seviyormuş o şarkıyı, Fransa 98'de fransa şampiyon olduğunda, paris sokaklarında bu şarkıyla eğleniyorduk falan diye anlattı bu bana, bende dedim bunun bide ajdalı versiyonu ver, onu dinlettim, baya beğendi bizim ajdanın sesini falan, kaldırdım dansa, dans ediyoruz odanın içinde manyaklar gibi. Dedim çok sarhoş olmadığımdan güzel dans ettiğimi hissetmiyorum, hadi dedim bi bira daha içelim. Açtık biraları, güneş yeni yeni doğuyor, o ara benim masanın üstündeki takvimi gördü. Başladı işaretlemeye, işte bu benim babaannemin doğum günü, bu benim ve ikizimin doğum günü (evet beyler yanlış duymadınız ikizi var) benim doğum günüm 26 mart ama 23 martta kutlayacağımız için 23 martıda işaretleyelim dedi, dedim işaretle takvim köpeğin olsun senin, mart ayı içinde ana baba hala kim varsa doğum gününü işaretledi oraya, hatta hala durur mart ayında anısı vardır o takvimin baktıkça hatırlar mutlu olurum.. O ara benim doğum günümü sordu, dedim söylemem, işte biliyorum ki 15 mart demiştin bana dedi, yoo dedim, o zaman 15 nisan dedi, bilmiyorum artık dedim kıllatıyorum sürekli. o ara cüzdanı aldı masanın üstünden, hüviyetten bakmaya çalıştı, aldım hemen elinden tabi. Ama iş işten geçti, gördü tabi tarihi, o ara hemen eline not aldı. Böyle bi huyu vardı, bi şeyi unutmamak için hemen eline yazardı, ertesi günde ajandasına yazardı (ajandayla gezerdi hep, herşeyi oraya not aldığı için sistemli biriydi vesselam)...

http://inci.ca/u9182a8fsm

Neyse bitirdik bulaşığı beyler, o an tahmin edemeyeceğim bi güzellik oldu, Anais elifi öptü hadi iyi geceler dedi, ben meşaleleri yakıp kutlamalar başladım tabi, ulan size biri böyle yapsa ne yaparsınız, he benim gitmem lazım dimi diyip gibtirip gidersiniz, ama bu, salak olduğu için durumu idrak edemedi, bi 3-4 saniye bakakaldı, sonra Anais'in ben maltaeriğiyle kalıp bi sigara daha içecem dedi, 15 dakika önce sardığı sigarayı göstererk, demese hiç anlamayacak mal mal bakacaktı zaten bi süre daha.. Peki o zaman iyi geceler dedi ve gitti beyler, sonunda gitti!!!

Elif hala orada. Hay gibeyim diyorum içimden ana bacı kalmadı, doğuş reyiz gibi sövüyorum içimden, o ara Anais bi sigara daha sardı, ama yakmadı onu bi 15-20 dakika, ben de dedim heralde eve gidince son sigara olarak içecek onu. Aha dedim sıçtık amk, bu gece evli evine köylü köyüne olacak. Ciddi anlamda bu gecenin böyle bitmesini hiç istemiyordum beyler, bu gece ona ihtiyacım vardı. ciks anlamında değil ama yanına yatıp uyumak istiyordum. Masumdum lan!! saat 5 buçuk gibi elif demez mi hadi anais çok geç oldu gidip yatalım artık diye, sana ne Anaisten be kadın diyip ağzının ortasına geçirecektim, ama geçiremedim ya la!! Dişlerimi sıkıyorum artık bişey dememek için, bak yine yaşadım o anı acayip tav oldum kaltağa, O ara bizim kızda bulaşığa yardım etmek istedi, geldi benim yanıma bulaşık falan yıkıyoruz, ben hala elifin gibtir olup gitmesini bekliyorum ama, bulaşıkların bitmesini beklemeye kararlı amk. Kaltak bide bulaşığa da yardım etmiye, mal mal ayakta bekliyor orda..

http://inci.ca/uoard4327h

beyler saat 4den 5:15 e kadar Elif ve bizim kızla muhabbet ettik, Elif bildiğin üstüme oynuyordu, hani bekliyorum, ya çok yoruldum, ben odama ineyim artık falan demesini ama yok. Muhtemelen bizim kızda bekliyor öyle bişeyi ama yok işte mal yemin ediyorum gerizekalı bu elif.. Bütün geceyi gibip atmaya niyetliydi belli ki.. O ara odaya geçtik sigara içmeye elif tek başına oturuyor mutfakta, dedim elifde bi yalnız bırakmadı bizi, o pek bi reaksiyon göstermedi bu duruma, çok da yüklenemiyorum, çünkü elifle bizim olduğumuz kadar kötü değil bizim kız, e bide bizimki polyana, şimdi ters bi laf ederim, bana patlar olay kötü çocuk ben olurum o yüzden çok da kıllatamıyorum. Neyse döndük biz, belki elif bizden habersiz gitmiştir düşüncesiyle, girdim ben mutfağa, bi baktım

RESERVED

Kurtulamadık beyler eliften, yol boyunca düşündüm, geceyi elifsiz nasıl bitirebiliriz diye, yok aklıma bişey gelmedi. En son dış kapıyı açtık, dedim yapacak bişey yok ya hep ya hiç, dedim hadi çay içmeye gelin bizim oraya, tek ümidim elifin hayır bizim kızın evet demesiydi, ama olmadı tabi öyle bişey, Önce bizim kız olur dedi, ardından bi ümitlendim ama bu ümitlenme 2 saniye içinde elifinde atlamasıyla son buldu. Kabus bitmemişti beyler.. Çıktık yukarıya çayları hazırlarken, bi umut kızlara yazdım tekrar, gelin şu salağı alın burdan diye, kızlar uyumuş tabi çoktan.. Ümitsiziz, çaresisiz beyler..

Yolluk >>> http://inci.ca/uihs1yzb2c

O ara ilk defa güvenmeye başladığımı anladım kıza beyler. O andı yani, bazı ilklerin başlaması unutulmaz ya, o ara ben güvenmeye ve inanmaya başlamıştım bizim kıza. Clubtan çıkmadan önce audreyle elif tuvalete gitti, o ara she wolf çalıyordu,tuttum ben bunu şarkının girişi de hafiften enstürmental ya dans etmeye başladık, dedim bu şarkıyı biliyomusun? yok dedi bilmiyorum, nası bilmezsin adam fransanın gururu David reyiz falan, bi yandan dans ediyoruz, bi yandan muhabbet. Tam o ara kızlar geldi, hadi dedik çıkalım. Çıktık biz clubtan Audreyin ev başka yerde, o kendi yoluna gitçek, bende eliften kurtulup başbaşa kalmayı planlıyorum, bizim kızla. Normal bi insan olsa, bi kaç haftadır aramızda yaşananlardan anlar bizim aramızda bişeyler olduğunu, ama bu elif mal bi arkadaşımız olduğu için, yada anlamak istemediği için o küçük beynine girmiyordu.

Neyse beyler biz evden çıktık, ekibi sayıyorum, Audrey, Elif, bizim kız ve ben ekibe gel amk. çıktık gittik kopmaya, elifle audrey bi ara baya sarmaş dolaş dans ediyorlar, hani audrey için belki normal olabilir, kız kıza bu şekil dans etmek ama biz türküz amk yine bi şüphe etmiyo değiliz, noluyor lan falan diyorum ben içimden. Audreyin de bu arada Gabrielle diye italyan bi sevgilisi var, önceki sene ispanyada erasmus yapmış hatun, orda tanışmışlar, 1 senedir falan elemanla takılıyorlar. Neyse eğlendik, koptuk ettik, çıktık clubtan başka bi mekana girdik. O mekanda elifle audrey takılıyor, bende bizim kızla yanyanayım, ama temas yok dans ediyoruz falan, ben sallanıyorum, o ara elemanın teki geldi. Çakmak istedi bizimkinden, o ara başladılar muhabbbete, ben tav oldum amk içimden diyorum sana bi çakmak lazım zütveren. sayıyorum sövüyorum ama dışarıdan baksan eğleniyorum takmıyorum modundayım. Halbuki içimizde fırtınalar kopuyor amk, aynı senaryoyu bi kez daha yaşamaktan korkuyoruz. Neyse elemana postayı koydu bu, eleman gitti, 10 dakika geçmeden çat yine geldi bu huur evladı, bildiğin sarıyor kıza falan, bizimki de polyana amk kimsenin kalbini kırmak istemediğinden biraz daha devam etti muhabbete, sonra gibtiri çekti nazikçe yine. Ben bi rahatladım. Yüzümdeki ifadeyi tahmin edemiyorum ama ne kadar takmıyorum desem de yüzüme yansımış heralde ki o da anladı rahatsız olduğumu.

Derken Marco dedi hadi ben kaçıyorum, sizin geleceğiniz yok, tamam dedik, herkesi buraya getirmeye çalış, bu da denerim dedi çıktı gitti. O ara ben kuruyorum tabi kafada ulan acaba ben gitmicem diye mi bu kadar kolay kalma kararı aldı falan diye. yoksa planı yapmış kesin gidecek. Türküz ya kafada paso kuruyoruz amk. O ara bizim odaya geçtik, benim leptoptan yazdık gruba hadi kopun gelin "dirty floor"da yapalım partiyi diye. Derken kabusum olmaya başlayacak olan elifde geldi. Hiç kaçırmaz böyle fırsatları, zaten bizim diğer türk kızları tarafından dışlanıyor, yabancılarla avutmaya çalışıyor kendini. Bi yandan salak saçma konuşuyor bi yandan da ben bizim türk kızlarına yazıyodum gelin alın şu elifi şurdan diye. Neyse Hadi bakalım dedik başlayalım, king of fire oyunuyla başladık millet kart çekiyor, içen içene, o bitti bus drivera geçtik, onda zaten herkes iptal olmaya oynuyor falan arada gidiyoruz sigaraya yalnız başımıza takılıyoruz muhabbet sohbet. Saat 1 gibi manon gitti, ona teyze derdik biz, hep erkenden uykum var deyip kaçardı. Hadi dedi bizimkiler dışarı çıkalım madem, ben pek istekli olmasam da bizim kızın ısrarlarına dayanamayıp hadi dedim geleyim bari, neyine ağırdan satıyosam kendimi.. cluba girdikten 30 saniye sonra cubappa cuppa moduna girer hale gelmiştim artık..

Manon dedi maltaeriği haklı gitmeyek bence de burada takılabiliriz, ben de içimden yürü be Manon kim tutar seni falan diyorum, bizimki patlamaz mı bana o arada şakayla karışık, biz yarım saatir Manon'u ikna etmeye çalışıyoruz, sen yardımcı olursun diye geldik, sen işleri taka sardırdın falan, ben gülüyorum tabi, o ara Marco geldi, sonunda hazırdı beyimiz, hadi dedi gitmiyoz mu? bu sefer herkes arada kaldı tabi, ulan gitsek mi gitmesek mi falan diye. Derken bizim kız dedi, hadi gruba yazalım herkesi buraya davet edelim, bizim burda partiye devam edelim. Bizde olsa ulan yok olur mu öyle şey ayıp olur falan deriz ama, dedim yürü be anais, tamam hadi yazalım diye gazladım ben bunu. O ara millet olur mu olmaz mı falan diyor ben de bunları izliyorum, içimden de bin bin sırıtıyorum amacıma ulaşmanın verdiği mutlulukla..

Bu arada ertesi günü agnes diye macar bi kızda parti olacaktı, kızda bizi davet etmişti, işte mutlaka gelin, hep biz geliyoruz hep biz olmaz böyle diye, biz önce "he he" dedik de sonra, bizim türk kızlarıyla gitmemeye karar verdik. Burada partileri biz düzenleriz amk size noluyor modunda değiliz tabi ki de, sıkıcı olacağını düşündük partinin, o yüzden gitmeme kararı aldık. Akşama doğru bizim gruba yazdı Agnes, saat 9'da başlıyoruz partiye, sizi bekliyor olacağız falan diye. Sonra altına da bizim kız yazdı bu sefer, yolu bilmiyoruz, cep numaranı yazda haberleşelim diye. aha dedim bunlarda gidiyor partiye. Neyse saat 9 buçuk gibi Anais Manon bide Audrey bizim kata geldi, (audrey yavaştan hikayeye giriyr beyler değişik şeyler olucak spoiler veriyorum), bizde bizim türk kızlardan biriyle makarna yiyoruz falan (bu arada ben türk kızlarına da anlattım bizim kızı, elif hariç, dedim böyle böyle hoşlanıyorum galiba falan, ben ne kadar heyecanlıysam, onlarda benim kadar heyecanlı her olayda) oturdular açtılar "parti öncesi" biralarını biraz sohbet ettik falan, dediler geliyor musunuz partiye, yok dedik gelmeyeceğiz biz, aa neden falan, dedik sıkıcı olacak sarmayacak ortam, zaten uzak bi yer, neresi olduğunu da bilmiyoruz, o yüzden hiç gitmeye gerek yok, bizde açtık bu arada biraları, bi yandan içiyoruz bi yandan muhabbet ediyoruz. Marco da bu arada agnese de yürüyor inceden, Agnes'in sevgilisi olmasına karşılık, adam bizim gibi değil pek, kaledi kalecide olsa golü atmak için atak yapıyor yani. O yüzden de partiye gitmeden bildiğin 1 saat süslendi adam. Tipik italyan amk.

sağolasın @diekmeier

salt hikaye için http://inci.sozlukspot.co...%9Fk-hikayesi/@maltaerigi

güne güzel bi öpücükle başladık derse gittik geldik ve resmi olarak haftasonuna da girdik. Haftasonu = party, marco yine patlattı duyuruyu bizim gruptan, gelen gelsin akşam "dirty floor"da party var diye. Yine yorumlar şukular geliyor hemen tabi. Dedik bu akşam da kalabalık olacaz. Nitekim öyle oldu beyler bu sefer 30 kişi civarındaydık, herkes yavaş yavaş arkadaşlarını da getirmeye başlıyordu partiye, birde biz okula gittikçe orada okuyan elemanlarla da panpa olunca, onları da davet ediyorduk, çevremiz istemsiz ve hızlı bi şekilde genişliyordu yani..

Biz başladık içmeye saat 8 gibi, saat 10 gibi 30 kişi civarında kopuyoruz, bi grup benim odada (benim oda sigara odasıydı zaten, salonda sigara içmiyorduk), bi grup salonda, koridorda takılanlar falan baya sığamıyorduk artık eve. Saat 1 gibi herkes dağılmaya başladı, en son Juliette, bizim kız, Marco bide ben kaldık, dedik napalım, bizimki dedi hadi bize gidip ot+bira yapalım, dedik tamam, geçtik onlara kafalar zaten güzel, otuda içince on numara olduk, makara kukara 2-3 saat geçirdik orada, sabaha karşı herkes dağıldı, bende yukarı çıkmadan aldım gündelik öpücüğümü ve huzurlu bi şekilde yukarı çıktım. O aralar içimde bi umut başlamıştı inceden, ulan acaba oluyor mu, noluyoruz lan? diye. Bi yandan da çok kaptırmak istemiyordum kendimi, çünkü başıma gelmesi olası şeyleri göz önünde bulundurup, realist takılarak, acıyı da azaltmayı hedefliyordum. Karışık, taktan bi durum yani anlıcağınız beyler..