bredadan maltaya bi aşk hikayesi

ulan tekrar baktımda ressimlere cidden çok eçüş bücüş bu gavur karıları bunlar için mi o kadar ermasu için uğraşıyom ben :(

gece motele döndük, direk yatışa geçtik. ertesi gün kalktık, check outları yaptık, güzel bi kahvaltı yaptıktan sonra pastanede, gümbete gittik, bizden başka kimse yok amk sahilinde, denize girmeyi denedik ama baya soğuktu, vazgeçtik akabinde. en azından güneş vardı, o bize yetti. 2-3 saat güneşlendikten sonra tekrar yola koyulduk, adres fethiye ölüdeniz. diğer arabayı marie kullanıcaktı, uyarılarımızı yaptık, yollar biraz alengirli virajlı o yüzden dikkatli olmasını söyledim. tamam dedi. marie'yi anlattım deli gibi kullanıyor arabayı. ondan en azından dedim bi uyarı yapalım, gider ayak bi sıkıntı çıkmasın. koyulduk yola. 2,5 saatlik bi yolculuğğun ardından, fethiyedeydik. akşam 6 buçuğu geçiyordu saat. benim bildiğim bi pansiyon vardı önceki sene kalmıştık orada, baya ucuz samimi bi yer, oraya park ettik arabaları direk.

ilk bulduğumuz deniz kenarı bi cafe/bar a oturduk. karşımızda tüm ihtişamıyla bodrum kalesi, dibimizde deniz, soğuk efesler, demeyin keyfimize.

http://imgim.com/bdrm.jpg >> şekil 1-a

zaten yorgunluk olduğundan üstümüzde, öyle cluba gidelim kop kop haydi eller havaya modunda değildik. nitekim ölü sezon ve h.içi olduğundan pek böyle gözümüze ve içimize sinen bi yerde olmadı. o yüzden geceyi öyle sohbet muhabbetle geçirdik.

efesten çıktık 4 buçuk gibi, koyulduk bodrum yollarına, yolda giderken kenar restoranların birinde durduk, bi pide lahmacun ayarı çektik, ordaki dayıda sağolsun 6 liraya 1 metre pide getirdi bize, hem ucuz hem kaliteli amk on numara beş yıldız. bizim milleti bilion sever misafirperverliği ikramları, hele bide yabancı geldiyse.. çaylar tatlılar ikram geldi bide, 6 kişi hayvan gibi yemek yedik 35 liraya kalktık masadan. tarih 29 ekimdi beyler, hemen cumhuriyetin ve yakın tarihin özetini geçtik tabi, günün anlam ve önemini belirterek bodruma giriş yaptık saat 9 gibi. işin garip tarafı izmirden çıktığımızda sadece rota hakkında bi planımız vardı, ne otel rezervasyonu ne bişey, hiçbi gib yapmadan yola çıkmıştık. bodruma girdik, barlar sokağının aralarında bi motel bulduk geceliği 30 dedi, 20ye bağladık zaten ölü sezon diye abimiz güzellik yaptı. üstümüze bişeyler giyip sahile doğru çıktık motelden.

beyler izmirde kalmıştık en son, bizim mekanda yedik içtik güzel sohbetimizi yaptık ve eve geçtik, ertesi gün kalktık erkenden, havalimanına gittik ikinci arabayı kiraladık, turizmci olduğumuzdan orada da tanıdıklar vardı sağolsunlar indirim falan yaptırdık. 3 günlüğüne ikinci arabayı da kiralayıp, koyulduk yollara, ilk durak efesti, ben yolları hemen hemen çıkarabildiğimden, önden gidicektim (anais ben manon), arkamdaki araçtada marie senja ve johanna olacaktı. bu şekilde planladık seyehati. çıktık yola, efese vardığımızda saat 3 falandı. girdik içeriye, benim artık 10 cu gelişim falan olduğundan, rehber gibi tüm hikayeleri sırasıyla anlattım. yok kütüphaneymiş, yok halk tuvaletiymiş, yok millet tuvaletini yaparken sohbet ediyormuş vs. vs. döktürüyorum, akıyorum resmen. neyse gaza gelmeyelim çok.

millet öncelikle özür diliyorum hepinizden, samimiyetle söylüyorum (samimiyetini gibeyim diyenleri ben gibeyim) eşşek gibi çalışıyorum eve geldiğimde de sızıyorum 3 haftadır dışarı adım atmadım, ev iş iş ev yapıyorum o yüzden pek fırsatım olmadı, kusura bakmayın.

ayrıca @1212 hikayeyi bitirecez dediysek bitirecez bizde yanlış yok, dediğin gibi ara verdiğim için hikayeden soğuyanlar takibi bırakanlar olmuş olabilir, hak veriyorum size de, bende olsam giberler deyip küfrü basardım. ama bende elimden geldiğince, her fırsatta yazmaya çalışıyorum emin olun beybilettolar, seviyorum sizleri ufak bir kuple ile devam ediyoruz

gececi tayfa var mı kimse

beyler!!

22 agustosta baktim en son 2 sayfa yazmissin hikayeyi bitirdin kendi kendine yaziklar olsun puuuuu sana reyiz dedik lan sana hikayeyi kesmiycem diger hikaye yazarlari gibi demene rağmen 9 gundur de yazmadin bisyler. Merakla bekliyorum hizli pls

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/27265737.asp

bekliyoruz erik

http://inci.ca/uyalgbyamc >> kaçış yolluğu

beyler şimdilik bu kadar, yemek olayına girecem, yarın off günüm yazmaya çalışacam. haftaya full gece çalışacağım, işten 3 gibi gelicem, gececi tayfa burada olursa, bende yorgun olmazsam elimden geldiği kadar yazmaya devam edicem.

Küfürlerinizi esirgemeyin, öpüyorum kukunuzdan.

ordan döndük izmire, bizim üniversitede, bredadan sevgili 2 arkadaşımız erasmus yapıyordu, onlarla alsancakta buluşacaktık, mahmut tezcan bayram (türk kızlarımız) da gelecekti + @fock me gelecekti. eve geçip bişeyler yedikten sonra alsancağa geçtik. her zaman takıldığımız mekana oturduk. diğer ekipte geldi inceden. baya hoş sohbet güzel muhabbet vardı. o gece de. max ile kyra(bredadan sevgili)yı ikna etmeye çalıştık bodruma bizle gelmeleri için ama pek ikna olmadılar. dersler var hocalar izin vermiyor dediler. Türkçe hocaları sıkıntılıymış amk izin vermemiş çocuklara. o yüzden gelemediler onlar bizle kıyı ege turuna.

aha buda alsancaktaki o akşamdan bi görüntü

http://imgim.com/alsancak.jpg

aha buda halıcıdan bi enstantene size

http://imgim.com/halikilimtravel.jpg soldan sağa marie johanna senja

hayal kırıklığıyla pergamon antik kentinden ayrıldık tabi, daha sonra merkezdeki kızıl avluya zütürdüm, orada en azından görüntü daha netti, daha yakındık, fotoğraflar falan çekildik akabinde bi halıcıya zütürdüm bunları. baya halıcı halıcı diye tutturmuşlardı geldiklerinden beri. orda baya bi muhabbete girdik, çaylar ikramlar falan, bizimkiler bayıldılar tabi halılara, 2şer 3er tane aldılar, halı dediğime bakmayın amk kilim bildiğin küçük boyutta.

bildiğin rehber gibi hissettim kendimi amk, bi komisyon almadığım kaldı halıcıdan. komisyon yerine indirim istiyordum tabi oda işin komik yanı :d abi diyorum yap bi güzellik turizm canlansın.

1 saatlik bir yolculuğun sonunda indik izmire, izmirdeki vaktimiz sınırlıydı, o yüzden iyi bi plan yapmıştım. ilk gün bergamaya gidecektik, ertesi gün bodruma doğru yola çıkacaktık bi araba daha kiralayıp (benim pederin araba zaten izmirdeydi), ve yol üstünde de efese uğrayacaktık. eve gitmemiz 10 buçuğu buldu. bizim ev geniş olduğundan herkes bizde kalacaktı. neyse evde kahvaltıydı, yerleşme ve dinlenme faslı falan biz 3 gibi anca çıkabildik evden bergamaya doğru. pergamon antik kentine vardığımızda saat 4:30 olmuştu, ve önceki gün saatler geri alındığından, girişler 4 buçukta kapanmıştı, normalde 5 di ve biz yine kontrol etmeden çıkmıştık yola birazda geç kalmıştık. yalvardık yakardık almadılar içeri.. bi yerde taku takuna bergamaya gitmiş olduk. uzaktan bir iki fotoğraf çektiler bizimkiler, bende görünen yerlerin özetini geçtim zeus sunağı falan vs.

beslenme çantası >> http://inci.ca/utor64byhz >> calvin reyizin yeni şarkısı blame

eminönünde tekrar indik vapurdan, hemen oturduk ordaki ilk balık ekmekçiye, bi balık ekmek çaktık. saat akşam 8 olmuştu bile. sabah 7de uçağımız vardı, taner abi yine yaptı kıyağını gelin dedi bizde kalın ben sizi 2 - 3 gibi gece havalimanına bırakırım, on numara adamdı vesselam, hayır diyemedik, yoksa gece son metroyla gidip orda sabahlıyacaktık. kızlar beşiktaştan eşyalarını alıp taksime geldiler. taner abilerin evde biraz kestirdiler. biz uyumadık anaisle, taner abi 2 buçuk gibi geldi eve bizi almaya, çıktık evden 3 gibi havalimanındaydık. bildiğin yere uzandık havalimanında çantaları yastık yaptık, hırkaları battaniye. mülteciler gibi 2 saat kestirdik, sonra checkin mheck in derken izmir uçağındaydık sonunda.

bi sonraki gün sözleştiğimiz gibi, dolmabahçede buluştuk, taner abiyde bizle geldi, güzel bi kahvaltı çektik kendimize, kahvaltıdan bi poz vereyim hatta patlayan linklerden sonra

http://imgim.com/kahvalti.jpg >> ortadaki erkek benim solumda anais sağımda senja öndekiler manon ve johanna(sarışın olan) diğer abimizde taner abimiz.

kahvatlıdan sonra, düştük kapalıçarşı yoluna, günlerden pazardı, tabi ben bir istanbullu olmadığımdan kapalı çarşının pazar günü kapalı olduğunu bilmiyordum, bir gittik, hayal kırıklığı amk, kapalı çarşı bildiğin kapalı. neyse dedik moral bozmak yok, aşağı doğru inelim, unkapanı bayırı mı ne var ordan indik aşağı doğru mısır çarşısına, orda takıldık biraz, ordan eminönüne geçtik hemen atladık 10 liralık vapurlara, küçük bi boğaz turu, bizimkiler iyice mest oldular zaten boğaz turuyla, tam bide gün batımına denk gelmiştik, manzara efsaneydi yani.

evet beyler sultanahmet süleymaniye falan, akşamı ettik, taksime geçtik ağa kapısından, canlı müzik yapan bi yere oturduk nevizadede, orda 2 bira eğlence falan takıldık zaten yorgunluktan ölüyorduk çok uzatmadık geceyi. biz taner abilere geçtik, kızlarda beşiktaşa döndüler, ertesi gün istanbuldaki son günümüz olacaktı, sabah dolmabahçede kahvaltıyla başlayacaktık güne, sözleştik sabah için dolmabahçe semalarında buluşmak için ve geceyi o şekilde tamamladık.