bredadan maltaya bi aşk hikayesi

beyler benden bugünlük bu kadar, yarın yeni işime başlıyorum, ilk günüm olacak, belli bi süre bu şekilde uzun uzadıya yazamayabilirim, o yüzden ettiğiniz ve edeceğiniz küfürleri kabul ediyorum, seviyorum sizleri, elimden geldiğince ufak ufak partlarla sizi hikayeden soğutmamaya çalışacağım.

au revoir!!

şuda kaçış yolluğu >> http://inci.ca/u1rfm4sa6l >>

beyler selamlar eşşek gibi çalışıyorum kusura bakmayın, ilk hafta baya yoğun geçti, eğitim oryantasyon, bide bünye alışkın değil çalışmaya, eve gelince direk sızıyorum, daha 1 haftadır anca girebildim nete tam anlamıyla, hikayeyi yarım bırakmayacağım, sadece sezon arası oldu. yavaş yavaş toparlıyorum kendimi. en kısa sürede geri döneceğim. ettiğiniz ve edeceğiniz küfürleri kabul ediyorum yine. çok özür diliyorum bu mecburi ara için.

beyler selamlar gelebildim sonunda var mı kimse gececi tayfadan?

2 gün off verdiler işten, bu 2 günlük süre zarfında mümkün olduğu kadar yazmaya çalışacağım bi aksilik olmadığı sürece

evet beyler devam ediyoruz

@1186 haklısın panpa ama cidden yazmaya durumum yoktu 2 haftadır. anca vakit bulabildim, anlatacam detaylı olarak yeri ve zamanı geldiğinde

previously on the story;

ekim 27 istanbuldayız erasmus tayfayla, marie johanna manon senja anais ve ben, sultanahmette buluşmak için sözleşmişiz önceki günden.

saat sabah 11 gibi buluştuk sultanahmette beyler, ilk durak topkapı sarayı, biz anaisle ekibin yanına vardığımızda onlar çoktan kahvelerini içiyorlardı, aldık onları yavaş yavaş sultanahmet ve ayasofyanın arasından süzülerek topkapıya doğru yürümeye başladık, zaten kafalar sürekli sağa sola bakıyor, mükemmel ve onlara değişik gelen bu yapılardan baya etkileniyorlardı. suratlarındaki ifadeden çok belliydi bu. velhasıl girdik topkapıya, bölüm bölüm geziyoruz, bildiğim bilgileri aktarıyorum, fetih 1453den hatırlatmalar yapıyorum falan, bunların zaten baya ilgisini çekti, gerek yapı olsun gerek içerdeki materyaller olsun, tam bi kültür turizmi anlayacağınız

topkapıda 2 saat geçirdikten sonra çıktık, meşhur sultanahmet köftecisine oturduk. klagibleri gerçekleştirdik. hatta oradan bi fotoğrafımızı paylaşayım. >> http://imgim.com/4676incix2635051.jpg >>

neyse ordan çıktık sultanahmete girdik, sultanahmet zaten son nokta oldu bizimkiler için, baya etkilendiler, atmosferden, yapıdan, mozaik taşlardan. bi yarım saat sonra çıkıp, gülhane parkına girdik, oranın tepesinde bi kafe var boğaz manzaralı, oraya oturduk, çay kahve muhabbeti. günün kritiğini yaptık. daha sonra topladım ekibi, süleymaniyeye, içeri girdik, biraz zaman geçirdikten sonra, süleymaniyenin ordaki meşhur kuru fasülyecilerin birine oturduk, lokal, kültürel yemeğimizi tattırdık. bende iyice gaza geldim, istanbulu bu kadar bilmememe rağmen bilonun taktiklerle ilerliyorduk ama süper geçiriyorduk zamanı.

zaman hızlı geçiyordu, sürekli yürümekten ebemiz gibilmişti ama değiyordu allahtan, o kadar yürümemize rağmen hiç bi memnuniyetsizlik belirtisi yoktu suratlarında. süleymaniyedeki keyifli kuru fasülye partisinden sonra, ağa kapısına gittik. yine mükemmel akşamüstü ve boğaz manzarası, nargile çay hoş sohbet. inceden rüzgar vardı ama her türlü gideri vardı mekanın.

http://imgim.com/a%C4%9Fakap%C4%B1s%C4%B1.jpg >> gördüğünüz üzre, yorgun ama mutlu suratlar ve güzel manzara.

bugünlük bu kadar şekerler, efsane uykum geldi, yarın ve sonraki gün devam edicez, öpüyorum kukunuzdan.

gece kapanışı inna yengemizle >> http://inci.ca/uf8i9j9o47 >> yeni şarkısı low

selam beyler gelebildim sonunda, iş şartları ebemi gibiyor anlatacağım hepsini inceden devam edicez hikayeye

@1195 panpa linklerin hepsi patlamış yeni attıklarım bile anlamadım neden öyle oldu bi ara fırsatım olduğunda düzeltmeye çalışacağım

@1195 panpa ayrıca hikayede belirttim, gibiş tokuş çok yoktu ortamda ama ben hayatımda 17 yıllık eğitim hayatım boyunca o kadar ders çalıştığım bi zaman dilimi hatırlamıyorum, burada anlatmadım sıkıcı olur diye ders muhabbetlerini, ama ebemiz gibiliyordu, h.içi sürekli proje ödev ders kasıyorduk h.sonu eğleniyorduk.

evet beyler sultanahmet süleymaniye falan, akşamı ettik, taksime geçtik ağa kapısından, canlı müzik yapan bi yere oturduk nevizadede, orda 2 bira eğlence falan takıldık zaten yorgunluktan ölüyorduk çok uzatmadık geceyi. biz taner abilere geçtik, kızlarda beşiktaşa döndüler, ertesi gün istanbuldaki son günümüz olacaktı, sabah dolmabahçede kahvaltıyla başlayacaktık güne, sözleştik sabah için dolmabahçe semalarında buluşmak için ve geceyi o şekilde tamamladık.

bi sonraki gün sözleştiğimiz gibi, dolmabahçede buluştuk, taner abiyde bizle geldi, güzel bi kahvaltı çektik kendimize, kahvaltıdan bi poz vereyim hatta patlayan linklerden sonra

http://imgim.com/kahvalti.jpg >> ortadaki erkek benim solumda anais sağımda senja öndekiler manon ve johanna(sarışın olan) diğer abimizde taner abimiz.

kahvatlıdan sonra, düştük kapalıçarşı yoluna, günlerden pazardı, tabi ben bir istanbullu olmadığımdan kapalı çarşının pazar günü kapalı olduğunu bilmiyordum, bir gittik, hayal kırıklığı amk, kapalı çarşı bildiğin kapalı. neyse dedik moral bozmak yok, aşağı doğru inelim, unkapanı bayırı mı ne var ordan indik aşağı doğru mısır çarşısına, orda takıldık biraz, ordan eminönüne geçtik hemen atladık 10 liralık vapurlara, küçük bi boğaz turu, bizimkiler iyice mest oldular zaten boğaz turuyla, tam bide gün batımına denk gelmiştik, manzara efsaneydi yani.

beslenme çantası >> http://inci.ca/utor64byhz >> calvin reyizin yeni şarkısı blame

eminönünde tekrar indik vapurdan, hemen oturduk ordaki ilk balık ekmekçiye, bi balık ekmek çaktık. saat akşam 8 olmuştu bile. sabah 7de uçağımız vardı, taner abi yine yaptı kıyağını gelin dedi bizde kalın ben sizi 2 - 3 gibi gece havalimanına bırakırım, on numara adamdı vesselam, hayır diyemedik, yoksa gece son metroyla gidip orda sabahlıyacaktık. kızlar beşiktaştan eşyalarını alıp taksime geldiler. taner abilerin evde biraz kestirdiler. biz uyumadık anaisle, taner abi 2 buçuk gibi geldi eve bizi almaya, çıktık evden 3 gibi havalimanındaydık. bildiğin yere uzandık havalimanında çantaları yastık yaptık, hırkaları battaniye. mülteciler gibi 2 saat kestirdik, sonra checkin mheck in derken izmir uçağındaydık sonunda.

1 saatlik bir yolculuğun sonunda indik izmire, izmirdeki vaktimiz sınırlıydı, o yüzden iyi bi plan yapmıştım. ilk gün bergamaya gidecektik, ertesi gün bodruma doğru yola çıkacaktık bi araba daha kiralayıp (benim pederin araba zaten izmirdeydi), ve yol üstünde de efese uğrayacaktık. eve gitmemiz 10 buçuğu buldu. bizim ev geniş olduğundan herkes bizde kalacaktı. neyse evde kahvaltıydı, yerleşme ve dinlenme faslı falan biz 3 gibi anca çıkabildik evden bergamaya doğru. pergamon antik kentine vardığımızda saat 4:30 olmuştu, ve önceki gün saatler geri alındığından, girişler 4 buçukta kapanmıştı, normalde 5 di ve biz yine kontrol etmeden çıkmıştık yola birazda geç kalmıştık. yalvardık yakardık almadılar içeri.. bi yerde taku takuna bergamaya gitmiş olduk. uzaktan bir iki fotoğraf çektiler bizimkiler, bende görünen yerlerin özetini geçtim zeus sunağı falan vs.