bredadan maltaya bi aşk hikayesi

devam burdayız panpa

beyler başladık yavaş yavaş gitmeye, biz anaisle en arkadan geliyoruz, onun dizinde problem var normalde, çok ağırlık verince, baya kötü oluyor, o yüzden biz yavaş yavaş en arkadan geliyoruz, millet gidiyor 2-3 dakika bizi bekliyor, tabi biz otomatikman tempoyu da düşürüyoruz. ama kıyamıyorum sevdiceğime amk, hadi hızlı gidelim demiyorum. her yer düzlük zaten, öyle ekstrem bi parkurda değil, bi 2 saatlik süre sonunda hollandadan çıktık. sonra bi mola verdik, kahvaltı ettik. yolluk yaptıydık, sandviç ekmeğine, 3er tane, nolur nolmaz diye. sonra devam ettik yola. belçikanın girişinden antwerpe kadar uzanan bi nehir var beyler oraya geldik. oraya gelince bi rahatlama oldu tabi. e dedik az kaldı. nah az kalmış amk.

http://imgim.com/20130625_112422.jpg >> kahvaltı ettiğimiz yer

http://imgim.com/20130625_122756.jpg >> yol üstünde antwerp tabelası gördüğümüzde seviniyorduk amk.

hatta yolda bi ara bi ceylan çiftliğine denk geldik amk, durduk, ceylanlar bize koşturuyor arada teller var tabi hatta bakınız şekil 1-a http://imgim.com/20130625_111515.jpg

baya sevimli hayvanlar amk onlarda şaşırdı, bizde şaşkın şaşkın izliyoruz bunları. sonra devam ettik yola, bu arada 20 km falan gittik ama 2,5 saat olmuştu çoktan. dedik gibsen biz 4 saate falan gidemeyiz oraya. neyse beyler nehirin oraya geldik, orada da bi foto çektirdik. yapıştırdık gidiyoruz nehir kenarından. zaten düzlük yol, hafiften rüzgarı da arkamıza aldık. git allah git, git allah git. bitmiyor amk yolu. bi ara dedik bitmeyecek heralde, son bi mola verdik, oradada bişeyler yedik, öğlen olmuştu çünkü amk. bide enerji kaybediyoruz sürekli, bizim kız iptal oldu zaten. bittim ben geri mi dönsek falan demeye başladı.

http://imgim.com/20130625_123011.jpg >> nehir kenarına girerken.

en sonunda beyler, şehrin ücra köşelerinden antwerpe vardık, merkeze gidene kadar da bi yarım saat geçti tabi, 3-5 bina görünce şehire girmiyosunuz ki amk. beyler sabah 9da çıktığımız yolculuğu saat 3de antwerpte bitirdik. 6 saat amk. 6 koca saat. bizim saat 9 buçukta falan evde olmamız için direk dönmemiz gerekiyordu. ebemiz gibilmiş direk nereye dönüyon amk bi soluklanalım diyoruz. neyse girdik merkeze. klagib avrupa meydanı zaten, meydanın yanında büyük kilise. oturduk bi bara, bi bira içtik. kendimize gelmeye çalışıyoruz. zaten 1 saat falan duracaz sonra tekrar yola çıkacaz. anais dedi ben trenle dönücem, tamam dedim johanna bende çok kötüyüm bende anaisle gidecem dedi. iyi dedim tamam ikiniz birbirinize arkadaş olursunuz hem.

http://inci.ca/uokrmd6hr6 >> tiesto >>

neyse beyler, benim de bi koleksiyon huyum var, her gittiğim yerden, plastik yuvarlak rozet alırım, o şehirin isminin yazdığı üstünde, ve 1 senedir bu plastik rozetler çok revaşta değil hep metallerden var, hemen gittim daha biraları söylemeden, çevre esnafta varmıdır yokmudur diye, yarım saat aradım bulamadım amk. zaten 1 saatimiz var yarım saatim onu aramakla geçti. oturduk yarım saat bira mira içtik sohbet muhabbet ama herkes bitik, konuşmaya hali yok millettin.

http://imgim.com/anaisme.jpg >> dinlendiğimiz yerde anaisle ben

http://imgim.com/9051incir5439802.jpg >> manon bitiklerde zaten.

herkes nası geri döneceğimizin hesabını yapıyor, bide amk aksilik ya benim bigiblete bişey olmuştu orada, ben sonra johannayla değişmiştim bigibletleri hatta. onun bigibletle dönücektim tam hatırlamıyorum ama pedalı takılıyordu sanırım.

http://inci.ca/utrr4eotas >> fedde le grand reyizle devam >>

beyler biz bi kaç foto çekip, anaisleride tren istasyonuna bırakıp çıktık yola. yola çıkmadan önce planları değiştirdik, tali yol var bi tane, ordan geri dönecez 55 km, 5-6 km daha az ve engebeli sağlı sollu bi yol değil, dümdüz iki şeritli bi yol yandada bigiblet yolu var. direk yolu kısaltıcaz dedik. ve plana göre mola vermek yok gelirkenki gibi. en fazla 1-2 mola. tamam dedik verdik gazı birbirimize, fatihin aslanları misali, yapabiliriz, başarabiliriz falan derken çıktık biz yola. saat 5 45 falandı. beyler o gazla, ağırlıklarıda kızlara vermişiz. ayaklarımız yanıncaya kadar pedal çeviriyoruz, yanma devam etse bile bırakmıyoruz pedal çevirmeyi o derece gazlıyız yani.

http://inci.ca/upglppt1dv >> deniz koyu - fedde reyizle >>

bi ara iyice otomatiğe bağlamıştık hatta, bildiğin acı çekerek pedal çeviriyorduk ama durmuyorduk. fabio zaten onun bigiblet baya seri olduğu için önden yardırıyordu, bi yerde bizi bekliyordu orda dinleniyordu 5-6 dakika, biz gelincede 30 saniye bi ayaklara açma germe yapıp devam ediyorduk. neyse beyler bi ara gaza geldik dedim ya, bi baktım ilerde hız göstergesi var bigibletler için. aha dedim bakayım kaçla gidiyorum, vurdum pedala vurdum pedala, saatte 22 km gösterdi amk. ben bi sevindim tabi, ulan dedim böyle gidersek 30 km kalmış 1 buçuk saate max. evdeyiz. sonra ilerde yine mola verdik fabioya sordum, gördünmü aleti işte falan diye he dedi gördüm. kaçla gidiyodun dedim. 42yle dedi amk. biz yıkıldık zaten. ebesinin amı dedik.

devam takıpteyım panpa bıde hala cıkıyonuzmu anaisle cıkıyosanız bı fotosunu koyda gorek yengemızın cıkmıyosanızda koy

rezerved

http://inci.ca/uy3hkig8ae >> above & beyond, konser programıyla devam ediyoruz >>

evet beyler fabionun 42yle gidip bizim 22yle gitmemiz bana çok koymuştu, ama yapacak bişey yok bigibletler külüstür amk. 45 euroya aldığımız 2. el bigibletten ne beklersin ki. beyler biz dediğim gibi pes etmeden o gazla devam ettik, bi tek bi benzinlikte durduk su ve ihtiyaç molası için, bir iki çiko aldık yolda enerji versin diye, oda 5 dakika falan sürmüştür, sonra bi yardırırsın, saat 8 buçuk gibi breda tabelasını gördük.

şekil 1-b >> http://imgim.com/20130625_213509.jpg >>

gündüz gibi durduğuna bakmayın beyler saat 8 buçuğu geçmişti bildiğin amk. biz tabi oradan eve varana kadar 20 dakika daha geçti. 9 gibi eve vardık, bizimkiler bize not bırakmış marco vasıtasıyla, biz agneslere gidiyoruz sizde gelin diye. beyler eve çıktık, bir oturdum ki zütümün üstüne, kaldırabilene aşk olsun. yok böyle bi çöküş..

@630 spoiler vermek istemiyorum devamında anlatacam hikayenin. şöyle bredada çekilmiş bi fotoğrafımızı koyayım.
http://imgim.com/20130420_165826.jpg

devam ediyoruz beyler, eve girdim marco zaten nasıl geçti falan diyor ama benim cevap verecek takatim kalmamış amk. bildiğin şarjı bitmek üzere olan akıllı telefonlar gibiyim, parlaklığı azalttım 3gyi kapattım, en az performansla çalışıyorum. marco söyledi işte dedi böyle böyle ben gidicem bi yarım saate, istersen beraber gidelim, neyle gitçez dedim uzak mı ev? hiç gitmediğimden bilmiyorum. ya işte uzak biraz bigibletle gidicez dedi, hay amk dedim ya bitmeyecek bu çile. dedim bi dur duş muş alayım öyle çıkarız. duş aldım beyler kendime geldim biraz daha, sonra manonlara da haber ettik çıktık evden..

neyse geçtik agneslere, zaten agneslere giderken bigibletle gittiğimizden sövüyorum ben yoldayken böyle ana bacı, doğuş reyiz gibiyim yolda giderken. ama eğlencesine sövüyorum tabi. girdik içeri, bunlar bizi bi gördüler zaten, bizim bitik halimizi koptular bi. sonra makaraya vurduk tabi. bişeyler içtik, başladık muhabbete, anlattık dedik böyle böyle 6 saatte gittik 3 saatte döndük diye. bizimki diyor işte benim yüzümden, dizim çok ağrıyordu falan diye. yok diyorum bidenem olur mu öyle şey. eğlene eğlene gittik bak ne güzel oldu falan, gönlünü alıyorum. muhabbet sohbet, en son lizaya veda ettik beyler, hüzünlü dakikalar yaşandı. memlekete davetimizi esirgemedik tabiki de, zor ama gelmeye çalışacam dedi. döndük eve, ve bredadaki son gecemizden önceki geceyi de beraber geçirdik anaisle. ertesi akşam son akşamıydı. onun içinde bişeyler organize etmiştik. ama artık iyice duygusala bağlamıştık bizde..

bak şöyle bi resimde buldum, belçikadan hollandaya geçerken dönüşte, avrupa sınırı böyle oluyor işte amk.

http://imgim.com/20130625_202833.jpg

gececi tayfa burda mıyız?

sigara molası yolluğu >> http://inci.ca/uzsf3remv8 >>

here i am on the inci again, devam beklemedeyiz..

devam panpa saat senin hikayeni sigarayla beraber saat 5 sularında seviyom

evet beyler son 2 gecemizdi, iyice duygusallaşmıştı iki tarafta, ben onu el üstünde tutarken, el bebek gül bebek, yemeğini yapıp, kahvaltısını yatağına kadar zütürürken, bam diye hayatımdan çıkacaktı, erasmus hayatı da bitiyordu, napıcam ben moduna girmiştim ben yavaştan. ama aklımda ki tek teselli, allahtan bi hafta sonra ben parise gidiyorumdu. yani aslında bi son değil, zorlu bi başlangıcın ilk aşamısıydı bizim için. distance relationship olayına girmek üzereydik. kafamızdaki soru işaretleri ve korkulara rağmen, buna cesaret etmiştik ikimizde..

Rezerve