bredadan maltaya bi aşk hikayesi

burdayız panpa

saat 12yi geçti baktım hikayeye, anlat diye bekliyoruz, umarım şu an yazıyosundur!! boşa bekliyorsak gibtim belanı

başlıyoruz beyler o halde.. ver coşkuyu haydar abi >> http://inci.ca/u9i7l67ooo >>

yarım saat geçti beklemedeyim

evet beyler günler yavaş yavaş geçiyordu, inceden de erasmus hayatının sonuna yaklaşıyorduk, normalde sınavlar 25 haziranda bitiyordu, ama bütler falan vardı 10 temmuza kadar o yüzden bide nolur nolmaz etkisiyle ben dönüş biletimi 15 temmuza almıştım. klagib türk mantığı amk işte. niye alırsın o kadar geçe. sırf bu yüzden, mezuniyet törenini, mezuniyet yemeğini, mezuniyet partisini, mezuniyetle alakalı her taku kaçıracaktım ya lan. evet beyler, aynen böyle olacaktı. ama yapçak bişey yok, 60 tane adamı sırf ben 15 temmuzda gelecem diye, 10 gün bekletemezdim. nitekim beklemezlerdi de zaten binler. o yüzden hep içimde bir ukte olarak kalacaktı mezuniyet..

günlerin yavaş yavaş geçmesi bi yandan da bizim anaisle olan durumumuz için dezavantajdı, tamam yiyoruz içiyoruz, sevişiyoruz, her akşam ot kafası, alkol malkol de, biz neydik amk? onu hiç sorgulamıyorduk, sorgulamaya, hakkında konuşmaya korkuyorduk. benim kafamda konuşmak olsa da lafı bi türlü oraya getiremiyordum. belki onun kafasında sadece bi erasmus heyecanıydık, her ne kadar benim kafamda devam ettirmek gibi, en azından bi denemek gibi fikir olsa da, karşı taraftan aynı düşünce gelecek mi diye kaygılıydım. hatta baya tırsıyodum yani, o yüzden sürekli erteledim bu konuşmayı. ta ki 15 haziran gecesine kadar..

http://inci.ca/ucyaekgol1 >> turbulence >>

evet beyler, o gece film milm izledik yine, yattık en son, duygusal bi atmosfer var, yatarken de genelde müziği açık bırakırdı, soft bi playlist vardı bende, onla uyurduk, sonra gece ilk tuvalete yada su içmeye kalkan pcyi kapatırdı. başladık konuşmaya, duygusala bağladık, işte yaklaşıyor yavaş yavaş dönem sonu, artık sona geliyoruz falan. ben en sonunda topladım cesaretimi beyler ve "bilmiyorum sen ne düşünüyosun ama, ben seni bi erasmus heyecanı olarak görmüyorum, bunu az çok anlamışsındır, sana herşeyden fazla değer veriyorum, ve ne olursa olsun en azından denemeliyiz diyorum" dedim.

tabi bizim ki de böyle bi konuşmanın olmasını bekliyormuş heralde ki..

http://inci.ca/ug2mzv3acb >> cascada - everytime we touch >> bu kadından kıskanırdı beni geçen sene eurovisionda cascada da varmış deyince biri, ooo demiştim ben, bizim ki tabi hemen lafı soktuydu, hayırdır oo moo diye

anais de "bende sana değer veriyorum, olmayacağını düşünsem de, bize şans vermemek içimden gelmez, deneyelim tabi ki de" dedi. evet beyler ilerisi için bir umut olmuştu o bana.. bir hayaldi ama, neden olmasın diye soruyordum kendime. tamam evlenme falan düşünmüyordum ama, neden olmasın neden devam etmeyelim, neden hayatımızı birbirimize göre ayarlamayalım, düşünceleri kafamda beliriyordu onun o gece verdiği cevapla birlikte.

http://inci.ca/up7tp8sr4a >> italo brothers >>

bu geceyle birlikte meşaleleri yakıp 40 gün 40 gece kutlamalarına başlamıştık, meşaleler yanmayalı uzun zaman olmuştu. ve ayrıca o gece, e biz şimdi sevgili olduk ama ne zaman çıkmaya başladığımızı bilmiyoruz dedik ve bi tarih kararlaştırmaya karar verdik. tabi ki önceliği ona verdim ona sordum. ne zaman olsun dedim.
25 mart gecesi olsun (doğum günü gecesi bredada ki hediyeli gece) dedi, çünkü seninle ilk defa gerçek anlamda o gece birlikte oldum dedi. halbuki o geceden önce 3 kez daha birlikte olmuştuk. sen ne düşünüyorsun dedi
dedim olabilir ama bence 11 mart (ilk yemeğe çıktığımız gün, iddayı kaybettiğim türk restoranına gittiğimiz gün) günü de olabilir dedim. o da ben seni o zaman daha çok arkadaş olarak görüyordum dedi. yani o zamanlardaki düşüncemde haklıymışım, hani sevgili değildik ama neydik belli değildi ya, benim için flört dönemi onun için biraz daha arkadaşla flört arasında olduğumuz dönemmiş. Tartışmaların sonunda 11 mart olarak kabul ettik başlangıç tarihimizi. evet beyler bugün ayın 11'i ve 11 mart 2013 üstünden 16 ay geçmiş..

şukuya boğcam senı kral panpam senın gıbı adamlar az bulunur bu memlekette

http://inci.ca/ul3f44pfmj >> biraderlerle devam >>

evet beyler bu olayların akabinde, hemen türkiye turu detaylarını konuşmaya başladık tabi, bunların ekim sonu bi tatilleri varmış 10 günlük o ara gelmeyi düşünüyorlardı, audrey manon marie bide anais, sonrasında muhabbeti johannayla senjada duydu, bizde gelelim mi falan, dedim gelin her türlü misafirimiz olun. ooo dedi süper olur, dur bakalım lan bizim de aynı tarihlerde tatilimiz var dediler. neyse dedik o zaman alalım biletleri hemen. haziranın ortasında beyler ekim için bilet aldık biz bunlara audrey hariç, (audreyin kesin değildi çünkü, ne yapacağı belli olmayan çılgın bi kız olduğu için ve bi de üniversite değiştirme olayları olduğu için, para işini kestiremiyordu ve bi de çoktan bi ingiltere uçak bileti yanmıştı, sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer mantığı, temkinli davranayım ben dedi) marie senja anais manon ve johanna 5 kız türkiye için biletlerini almışlardı 25 ekimde geliyorlardı 3 kasımda döneceklerdi. evet beyler, erasmusa giden her gencin yaptığı gibi ülkemize davet etmeler sonucu ülke turizmine katkıda bulunacak 5 avrupalı genci ülkeye getirmek için adımlar atılmıştı. biletler de türk hava yollarından alınmıştı, farkı anlayacalardı amk öyle air france, finlandiya hava yolları falan hikaye tabiki de amk.

@551 eyvallah panpa umarım ama az ama çok benim yaşadığım deneyimi hepiniz yaşarsınız. cidden çok isterim hepinizin böyle bi tecrübe edinmesini.

http://inci.ca/ukite552t5 >> devlin - rewind >>

evet beyler uçak biletlerini de almıştık, ama o an benim içime bi kurt düşmüştü, acaba o zamana kadar ayrılırsak, geldiğinde nasıl olacaktı durum, onlar için devam etmesi kolay olabilirdi ama, biz türk erkeğiyiz lan, duygusalız, romantiğiz, eskiye takılıyız, sevdik mi tam seviyoruz, akıllanmıyoruz da.. ne olacaktı? giberler dedim, bi kere de geleceği düşünme amk. 5 ay var daha haziran ortasındayız, ekim sonunda gelecekler. daha o zamana kadar neler olur neler biter. ve düşünmemeyi seçtim beyler..

http://inci.ca/ubj827_o6j

bu arada bizim kızla izabelle 8 temmuzda paristen uçağa binip vietnama gideceklerdi, asya turu için. gelecek çok şeylere gebeydi amk. içim içimi yiyor ama belli etmiyordum tabiki. hani devam etme, deneme kararını veriyoruz ama önümüz çok karanlık, hatun başka bi hatunla alıp başını 3000 km ötede gibimsonik bizim burada taşak geçtiğimiz vietnam kamboçya laos turuna çıkıyor, 2 ay orada kalacak, orada ona sarkanları mı düşünüp kafayı yersin, yoksa acaba başına bişi gelir mi diye paranoyalar mı kurup kendini bitirirsin. evet bunlar için çok erkendi ama beyler benim yapım buydu, bi aşamayı atlatınca, hemen diğerini düşünmeye başlıyordum. o andan zevk almak yerine daha çok depresife bağlıyordum.. bunu etrafa belli etmesem de içimde fırtınalar kopuyordu amk.

ve bizimki 27 hazirana bilet almıştı, eğer bi dersten kalırsam geri dönerim diyordu, gitmek zorundaydı evet, çünkü kuzeni evleniyordu 29unda, düğün paristeydi, ve daha sonra asyaya gitmeden ailesini görmeye limogesa gidecekti. annesiyle babası ayrı olduklarından, ikisine de 2 gün ayırmıştı, daha sonra ayın 3ünde parise geri dönecekti. babasının stüdyo daire tarzında bi ofisi vardı, orada kalacaktı ve paristeki arkadaşlarıyla buluşacaktı. gitmeden onlarıda görecekti. e biz amk biz bin miyiz? demeden geçemiyordum bende..

o bu planlarını anlatırken, bende tabi hemen kafamda planı kurdum amk, 5i 6sı gibi gidip 2 gece pariste kalacam, hostelde falan, çok da para yok çünkü amk, para suyunu çekmeye başlamış, biletler gidiş dönüş otobüsle 65 euro, bilen bilir eurolines diye bi illet var avrupa da. avrupanın kamil koçu amk her yere gidiyorlar. pek de ucuz değiller ama tekel olmuş adamlar, o yüzden herkes onları tercih ediyor. oradan alacaz 65 euroya bilet, geceliği 30 euroya hostel bulursak ne ala diyorum ben, üstüne birde yemesi içmesi sıçması var, ama yok beyler gidecez her türlü yani, kızın son günlerinde beraber olucaz, havalimanına kadar uğurlayacaz ondan sonra paşa paşa kafamızı öne eğip eve dönecez. evet böyle bi plan vardı kafamda, ve bu plan her türlü uygulanmak zorundaydı, bişeyler deneyecez demiştik ve iki tarafında bişeyler için çaba göstermesi gerekiyordu, ilk adımı ben atacaktım. kafamda herşeyiyle kurmuştum.

evet beyler, sizde az çok hikayden anladığınız kadarıyla ben böyle planları kafamda kurunca genelde ne olur bilirsiniz. ben 2 gün sonra anaisten böyle bi teklif aldım, daha kafamdaki planları netleştiremeden.. okulun kantininde oturuyoruz, güneşleniyoruz bildiğin kapı önündeki sandalyelerde. konu konuyu açtı, sonra durdu dedi ki bu, babamın stüdyo dairesinde kalacam demiştim ya sana pariste, sende gelsene, beraber kalırız, son 5-6 günümüz beraber geçer hem olmaz mı?

ben tabi ne diyeceğimi şaşırdım amk, tabi ki olur bidenem, tabi kide dedim. ben bunları planlıyordum hatta ama sen yine benden önce davrandın dedim. bi yandan da iyi olmuştu beyler, temmuzun başında pariste 30 euroya hostel bulmak, biraz hayalicilikti, hem sezondan, hemde 6-7 temmuz haftasonuna denk geliyordu, o yüzden nerdeyse imkansızdı. hem beni masraftan kurtarıyor, dolayısıylada daha erken gelme fırsatını da sunmuş oluyordu. bense sadece içimden vay amk demekten kendimi alamıyordum..

evet beyler, tam anlamıyla mükemmel oturmuştu herşey, hemen planladık, o 3 temmuz yada 4 temmuz gibi orada olacaktı, bende 4 temmuz öğlen gibi orda olurum dedim ve 4 temmuza bileti aldım. böylelikle nerdeyse 5 günümüz olacaktı beraber geçirebileceğimiz. son 5 ama mükemmel bi 5 gün ve pariste, daha önce 24 saat bile kalamadığım, bi gib gezemediğim, instagram ve face için 3-5 fotoğraf çektiğim pariste, aşkların şehrinde, belki de hayatımın aşkı olacak insanla 5 gün.. rüya gibi geliyordu ilk başta bana da, sonra sonra ne kadar şanslı olduğumun farkına varacaktım. ama hala bi rüyadaydım, onu ilk gördüğüm 27 ocak 2013 pazartesi sabahından beri olduğum gibi..

bi sigara molası rica ediyorum beyler >> sigara yolluğu http://inci.ca/ut7p8kabi4 mavi rengini çok sevdiğim ve herşeyim mavi olduğu için bu şarkıyı benim şarkım olarak belirlemişti, harbiden sözlerini dinleyince, bende hak vermiştim.

beklemedeyiz