/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 26.
    0
    Abartmaya başlamıştı izet. Önümdeki ufaklığın ağzına bira damlatıyor seviyesine çoktan gelmiştik. Üstelik bu eylemler, hiç gereği yokken yüksek desibelde gerçekleşiyordu. izet’in bu abartmaları artık sadece bizi değil aklı başında diğer Boşnakları da rahatsız etmeye başlamıştı. isyan çığlıklarını duymak bana ve Berkay’a ve Karslı’ya adeta bir destek, umut vermişti.
    ···
  2. 27.
    0
    Otobüs yavaşladı, yavaşladı ve durdu. Işıklar yanmıştı ve ben kamaşan gözlerle diğer herkes gibi izet’i izliyordum. izet içiyor, bağırıyor ve debeleniyordu.
    ···
  3. 28.
    0
    Muavin sonunda yerinden kalktı.
    ···
  4. 29.
    0
    Muavin sarhoşun yanına gitti. iki üç kelime ile uyardı. Sadece uyardı!? Oysa ben bu aşamada kolezyumlarda aslanlara atılan gladyatör muamelesi görmesini beklemiştim. Batı uygarlığı burada devreye giriyor ve benim beklentilerime ket vuruyordu. izet sarı kart bile almadan, ufacık tefecik bir uyarı ile 2-3 saati atlatmış demekti.
    ···
  5. 30.
    0
    Bu en az Angel kadar mucizevi bir hadiseydi. Seve seve bunu kabul etmiştim. Berkay’a kalsa Bosna’da bir Boşnak delisi dövmenin bedeli daha uygun olmalıydı, bense daha garantici yaklaşıyordum. Fakat ortada bir sorun çıktı. Tutanaklar tutuldu, cezanın fatuurası Boşnak para birimindeydi ve sınırların ötesinde bir yerde, Eylül ayının bir gecesinde saat 4’te euro’yu yerel para birimine çevirebilecek benzinci aramak için yollara koyulduk. Berkay iki polisle birlikte, polis arabası içinde giderken, ben ve peşime taktığım 50 kişilik bir otobüs dolusu Boşnak polis arabasını takip ediyorduk. Şansımız yaver gitmeye başlamıştı. 15 dakikalık yolda Berkay para bozabileceği bir benzinciye rast geldi ve parayı bozdu. Tutanağı da tescilletmek için bölge karakoluna gitmek durumunda kaldı. Karaklda da, oradaki polisler Berkay’ın dövmelerini beğenip kendisi ile fotoğraf çekilmişler. Bu karakol hikayesine dair daha fazla net bilgim yok, zira o süre içinde Angel ile otobüste Berkay’ın bütün gecemizi nasıl gibip batırdığından bahsetmiştik. izet ise yine bağırmalarına devam ediyordu. Ülkesine ödediğimiz 100 euro’dan dayak yediği için kendisine de pay biçilmesi gerektiğini savunuyordu. Dayak yediği ile kalması onu üzmüştü.
    Berkay işlerini hallettikten sonra bizimle aynı otobüste yolculuğa devam etti. Destinasyona 3 saatimiz kalmıştı. Yol boyunca, Türklüğümüzden, ortodoksluğumuzdan(?) ve Bosna’yı kirletiyor oluşumuzdan söylenip durdu. Bense bu sefer Berkay’ın yanına oturdum. Karslı ile arkadaşı da çantalarına sarılıp uyumuşlardı.
    Sabah saatlerinde gün ağırmışken Saraybosna’ya varmıştık. Boşnak börekleri ve cevappi bizi bekliyordu.
    ···