-
26.
0Daha somut kanıtlarla ve şekilli dövmeleriyle karşısında duran bu kriminal suç makinesi öncelik meselesiydi. Fakat o konuda da bir arpa boyu yol alınamamıştı. Neyse ki, bir süre sonra şahit olarak ben içeri çağrıldım; diğer tarafın şahidi olarak da ingilizce konuşabildiklerini öğrendiğimiz bir grup genç mazlum izet’i korumaya başlamışlardı. Anlayabildiğim kadar kısıtlı Boşnakça ile bu kanıya varabiliyordum. izet o an dünyanın en masum insanıydı. Sonrasında bu deliliğe son vermek ve beklemekten sıkıldığı her halinden belli olan bir kahraman çıkageldi. Adı Angel’dı. (Angel Sloven bir vatandaş ve Bosna’daki ailesinin yanına gidiyor.) Yardımımıza koşan adamın adının Angel olması bir ilahi mesaj mıydı? Bilemiyorum. O an için Berkay’la ben garip ironiye gülüyorduk.
-
27.
0Angel için durum çok da gülünesi değildi. Aslında sadece Angel değil, diğer insanlar için de pek gülünç bir an değildi. Zira demin izet’i kutsayan genç kızlar histerik şekilde ağlamaya başladılar. Angel bizim gevşek tavrımızı düzeltmek adına, öncesinde boğazını temizledi. Sonrasında ise kendimi hayatımda duyduğum en saçma cümleleri duyarken buldum. Berkay’ın döve döve bitiremediği sarhoş izet, aslında mental özürleri olan bir Boşnak vatandaşıydı ve yol boyunca bunca müsamaa sarhoş olmasından değil mental özrü nedeniyle tanınmıştı.
En nihayetinde, sınırından geçmekte bulunduğun ülkenin mental özürlü vatandaşın, 50 tane aynı memlekete ait şahitin içinde, ve hatta pasaportun o ülkenin sınır polisi elindeyken döversen, yapacak çok alternatifin malesef olamıyor. -
28.
0Bosna polisi bu krminal vakayı üstlenmek niyetinde değildi. ilk akla gelen çözüm Berkay’ın Karadağ polisine havale edilerek gerisin geri Kotor Mahkemelerinde yargılanmasıydı. Bu da ayrı bir problem meydana getiriyordu. Berkay ile kontak kuramayacaktık. O zamanlar, wi-fi bağlantısı kurmayı bilemeyen bir akıllı telefona sahipti Berkay. Bu da bağlantı olanağımızı tamamen yitiriyordu. Yok yere “yollarımızı şimdi ayırıyoruz, ama seni otogarda bekleyeceğim” triplerine girmeye başlamıştık. Neyse ki, Angel yüksek Boşnakçası ve yüksek karakteriyle, izet’in aslında pek de masum olmadığını ve bize şans tanınması gerektiğini polislere açıkladı. Sonrasında, polisler kendi aralarında tekrar konuşmaya başladılar.
-
29.
0Yolcular artık isyan ediyorlardı. Bizi bırakıp gideceklerdi, demokratik öngörü buna işaret ediyordu. Bir kısmı ise halinden memnun gibiydi. Öyle ki bir kadın asfalta uzanıp şınav çekiyordu. iki Türk, ötede bir yerde sigara içip, sinsice kendi aralarında konuşuyorlardı. Otobüsün arkasındaki grup yine gülecek bir şeyler bulmuşlardı. Yine biraz önce şınav çeken kadın, bu sefer demin dayak yiyen izet’le izet’in nasıl dayak yediğinin canlandırmasını yapıyolarlardı. Bir yandan da beni gösterip “şu kısa boylu iyi çocuk da, iri olan yaramaz” diyen emekli ablalar grubu vardı. Bu ablarlara kanım kaynamıştı, gururumu okşadıklarını söyleyebilirim. Yine de neticesinde tam anlamıyla bir deliler hastanesine düşmüştük.
Ardından polislerin içinden conflict derecesinde ingilizce bilen, bu işi 100 euro ile bitirebileceğimizi söyledi.
100 euro. Kurtuluş bileti sadece 1oo euro. -
30.
0Bu en az Angel kadar mucizevi bir hadiseydi. Seve seve bunu kabul etmiştim. Berkay’a kalsa Bosna’da bir Boşnak delisi dövmenin bedeli daha uygun olmalıydı, bense daha garantici yaklaşıyordum. Fakat ortada bir sorun çıktı. Tutanaklar tutuldu, cezanın fatuurası Boşnak para birimindeydi ve sınırların ötesinde bir yerde, Eylül ayının bir gecesinde saat 4’te euro’yu yerel para birimine çevirebilecek benzinci aramak için yollara koyulduk. Berkay iki polisle birlikte, polis arabası içinde giderken, ben ve peşime taktığım 50 kişilik bir otobüs dolusu Boşnak polis arabasını takip ediyorduk. Şansımız yaver gitmeye başlamıştı. 15 dakikalık yolda Berkay para bozabileceği bir benzinciye rast geldi ve parayı bozdu. Tutanağı da tescilletmek için bölge karakoluna gitmek durumunda kaldı. Karaklda da, oradaki polisler Berkay’ın dövmelerini beğenip kendisi ile fotoğraf çekilmişler. Bu karakol hikayesine dair daha fazla net bilgim yok, zira o süre içinde Angel ile otobüste Berkay’ın bütün gecemizi nasıl gibip batırdığından bahsetmiştik. izet ise yine bağırmalarına devam ediyordu. Ülkesine ödediğimiz 100 euro’dan dayak yediği için kendisine de pay biçilmesi gerektiğini savunuyordu. Dayak yediği ile kalması onu üzmüştü.
Berkay işlerini hallettikten sonra bizimle aynı otobüste yolculuğa devam etti. Destinasyona 3 saatimiz kalmıştı. Yol boyunca, Türklüğümüzden, ortodoksluğumuzdan(?) ve Bosna’yı kirletiyor oluşumuzdan söylenip durdu. Bense bu sefer Berkay’ın yanına oturdum. Karslı ile arkadaşı da çantalarına sarılıp uyumuşlardı.
Sabah saatlerinde gün ağırmışken Saraybosna’ya varmıştık. Boşnak börekleri ve cevappi bizi bekliyordu.
-
beyler ben aslında 560 binim
-
gran torino yağlı yeme dayı
-
haftasonu açıköğretim sınavceğzine bal
-
14 ocak 2025 bugün de göd koklamadım
-
döner ne ara 200 lira oldu amkkk
-
gavatım efendim
-
sırf muhalefete destek için
-
bu yaşama işlerini beceremiyorum
-
an itibariyla ben ve gibim
-
5 öncesine göre
-
kanser kazandı yazıp 4 gün
-
o değil de ne itici oruspu evladı bu
-
bidaha para muhabbeti açanın anasını gibecem
-
magnetic man denen pkklı terörist
-
bugün hic 31 çekmedim
-
açıımmmmmmmmmmmmmmmmm
-
panciksüel olmak
-
akpli olmadığım için cumhurbaşkanlık seçimi oyumu
-
yazılım nası öğreniliyor kendi kendine
-
sıçmayı düşünüyorum
-
keşke oyuncu olsaymışım
-
dünyada bi işim kalmadı
-
türk ifşa bakayım dedim
-
amerikalı kız nasıl tavlarım bunların takıldığı
-
incel olmayı artık sallamıycam
-
babama kitap aldırmalıydım v605
- / 1