-
51.
+91 -5*
-Aslında 1 dk ya, yardımcı olmak istiyor musun cidden. dedi
dıbını yolunu gibeyim, istemez olur muyum hiç demek istesem de içimdeki beyefendiye engel olamadım.
-Tabi ki de. dedim en kibar ses tonumla.
-Hadi o zaman delikanlı başla bakalım, bunlar 2. kata taşınacak, 5 dakikan var. dedi
Allah belamı versin, çüküm içine kaçsın ki 1 sn bile düşünmedim beyler.
Gözüme en hafif olduğunu düşündüğüm 57 ekran tüplü televizyonu kestirdim.
Şöyle bi ufaktan yokladıktan sonra tam "yallah" diyerek kaldıracaktım ki.
-Dur be sersem napıyorsun. dedi gülerek.
O "sersem" lafı bana o kadar iyi gelmişti ki anlayamazsınız binler.
Ben televizyonu kucaklamış ama henüz yerden kaldırmamış domalık pozisyonda beklerken kıza baktım "ne gülüyon lan aşkım" dercesine.
Bozulduğumu anlamıştı ve hemen ciddileşti.
-Ya tamam bırak bırak. dedi.
Bırakır mıyım amk hiç, canım aşkım ilk defa benden bi şey istemişti.
Televizyona ölümüne sarılmıştım.
-Birazdan gelicek biri zaten, anlaştım bi çocukla uğraşma boşuna. dedi
Hatun besbelli ayak üstü benle taşak geçmişti.
Bozulmuştum ama üzülmemiştim lan beyler.
Garip bi şekilde hoşuma bile gitmişti.
Ve o sersem lafını hiç unutmayacaktım.
Daha fazla uzatmayıp televizyonu bırakıp doğruldum.
-Neyse gelsin de en azından ona yardım edeyim, tek başına taşıyamaz çünkü. dedim
-Herkes sen mi.dedi
Bu sefer gülmemişti beyler.
ikinci gol de gelmişti, hatun beni oracığa acımadan gömüyordu. -
-
1.
+105ben olsam sktir kezban der basar giderdim amk, sırf güzel oldukları için gçtleri kalkıyor amk
-
2.
+69Amk karısına bak. Herif insanlık yapmaya çalışıyor, laf çakıyor. Keşke durun ben size yardım edeyim yine de deyip, o tüplü televizyonu kaldırdığın gibi ağzının ortasına vursaydın panpa
-
3.
+37domalıkta güldüm
-
4.
+7ben olsam 57 ekran tüplü televizyonu kafasına atardım amk
diğerleri 2 -
1.
-
52.
+87 -1*Tümünü Göster
evde kimsenin olmayışı rahatlatmıştı beni.
güneş'in kocasının nerde olduğunu henüz bilmiyordum.
girdik eve.
çok şirin ama küçük ve eski bir evdi.
sayabildiğim kadarıyla ev 1+1'di.
bekar için uygun olan bu ev çocuklu bir aile için küçük bir evdi.
güneş kahveleri yapmak için mutfağa girdiğinde merve koltukta uyuyakaldı.
yanında duran çarşafla üstünü örttüm merve'nin.
sonra güneş geldi yapmış olduğu kahvelerle.
evli bir kadın olduğu için alıcı bi gözle asla bakmasam da artık muhabbetimiz olduğu için yüzüne, gözlerine bakabiliyordum çekinmeden.
tertemiz bir yüzü vardı güneş'in.
-siz nerde oturuyorsunuz. diye muhabbet açtı güneş kahvelerimizi içerken.
-izmit. dedim
-ee burda ne işiniz var ayıptır sorması. dedi
-mert'i almaya gelmiştim. dedim
-biz de arada kaynadık dese ne. dedi merve'yi uyandırmamak için sessizce gülerek.
sonra gözüm güneş'in parmaklarına takıldı.
yüzük falan yoktu parmaklarında.
ama yanlış anlaşılır diye sormadım tabiki de.
biraz sonra kendi açtı konusunu.
-eşimle boşandıktan sonra biz de buraya taşındık kızımla işte, eski ve pahalı bi yer olmasına rağmen okulum hemen arka sokakta, yakın diye burda tuttuk evi. dedi
-öğretmen misiniz. dedim
-evet, sınıf öğretmeniyim. dedi
-ne güzel. dedim
-sizin düğün ne zaman peki. dedi sağ elimin yüzük parmağında takılı yüzüğü göstererek.
güldüm.
acı acı güldüm beyler.
-hiç bi zaman. dedim o an yüzüğü çıkartıp.
güneş şaşırmıştı.
-nişan yüzüğü değil mi o. dedi
-söz yüzüğü, nişanım 2 gün sonraydı. dedim
-sonraydı derken? dedi
-uzun hikaye güneş. dedim
-benim uykum yok, merve uyudu, mert bey'den ses çıkmadı, yarın da cumartesi, bence şartlar uygun, seni dinliyorum. dedi
çok tatlı bir uslubu vardı güneş'in, ısrar ederken bile insanı sıkmayan boğmayan bir üsluptu bu.
belki de öğretmen olmasından kaynaklanıyordu.
muhabbetin başında sizli bizli konuşurken derin mevzular açıldıkça bazen ömer'e güneş'e, bazen de sana bana döndü hitap şeklimiz.
belki de ihtiyacım olduğu için başladım anlatmaya.
ilk günden başladım hem de,
o eşyaları taşıdığım günden,
ali'den dayak yediğim günden,
sahildeki ilk öpüşmemizden,
eylül'ün gidişlerinde,
prensesin günlüğünden,
her şeyden bahsettim güneş'e.
tanımadığım birine karşı bunları bu kadar rahat anlatabileceğimi gerçekten de bilmiyorum.
işin garibi çok da iyi gelmişti.
rahatlamıştım.
yaklaşık 2 saat sürdü geride bıraktığımız 7 yılı özetlemem. -
-
1.
+11Bitsin periscope yapak abi
-
2.
+10 -39.şuku git gide yükseliyorum
ilk 28
sonra 17
şimdi 9
sonra 4
sonra 1 :D -
3.
+4martin eden de olduğu gibi boncuk abi insan tanımadığı birine derdini dinletmek için para bile verir sana iyisi denk gelmiş
-
4.
+1ömerim instagram hesabini gizliye almıssın takip ettim kabul ediver gari
-
5.
+1yazınca 95 gün... ziktin ömrümüzü bizi de toplayıp bi yere anlatsaydın ya.
diğerleri 3 -
1.
-
53.
+86*Tümünü Göster
ve en zor an gelmişti işte.
sırada cemil usta, emrah ve gamze vardı.
emrah'ı arayarak 3'ünün de kayığa gelmelerini istedim.
emrah neden diye sorsa da telefonda bi şey demedim.
eylül sürekli aramasına rağmen hep bi şekilde yalan uydurdum.
nişandan sonraki tatil yalanına onu da inandırdım,
"bu tatile gidebilmemiz için önce halletmem gereken işler var" diye avuttum eylül'ü,
"yarın nişanlım olacaksın bi gün daha sabret" dedim beni yanında isteyen eylül'e yalandan.
akşam 10 gibi buluştuk kayıkta.
cemil usta ilk defa geliyordu bizle buraya.
onu böyle çağırmak garip olmuştu ama hepsine tek tek edilemeyecek kadar ağırdı bu veda.
ve bu veda için de çok güzel günler geçirdiğimiz bu kayıktan daha uygun bir yer olamazdı.
yarınki nişandan falan konuştuk yalandan.
normalde benim de olmam gerektiği kadar mutluydu hepsi.
ama sonra farkettiler bendeki halleri.
cemil usta açtı lafı.
-neyin var evlat senin. dedi
uzun bir sessizlik çöktü denize.
hepsiyle tek tek göz göze geldim.
-gidiyorum ben usta. dedim
yüzlerindeki gülümseme kayboldu bir anda.
-o ne demek. dedi cemil usta.
-olmadı usta, yapamadım eylül'le, onun ateşi tekrar yaktı beni, kopamadı o huur çocuğundan, öldürdü bizi, yıktı bizi, kaldık altında, kalkamadık altından. dedim
-açık ol lan, ne oldu. dedi emrah.
çok fazla detaya girmeden başladım anlatmaya,
ben anlattıkça onlar hüzünlendi.
gamze çoktan ağlamaya başlamıştı bile.
sözlerimi,
-bugün size veda ediyorum, nereye gideceğimi bilmiyorum ama yarın sabah umut'u da alıp gidiyorum. dedim
cemil usta bakmıyordu bile yüzüme.
emrah yumruğunu sıkmış yere bakıyor, gamze ise ağlıyordu.
beni anlayıp anlamadıklarını henüz bilmiyordum ama emrah'ın
-in lan aşağıya. diyip beni tartaklamasıyla anlamıştım özellikle emrah'ın beni hiç anlamadığını.
onun zoruyla indim kayıktan.
cemil usta da gamze de hiç bi şey diyemeden bakıyordu bize öylece.
emrah vurmuyordu ama tartaklıyordu beni,
yakamdan çekiştiriyordu.
-bak bana. diyerek pantolonunun paçasını kaldırdı emrah.
dizindeki yarayı gösterdi.
-hatırlıyor musun bunu. dedi
dün gibi hatırlıyordum ama "hatırlamıyorum" dedim daha fazla kahrolmamak için
-dur ben sana hatırlatayım beynini gibtiğim, senin çalınan bigibletini ararken atladığım bahçe duvarından düştükten sonra oldu bu yara, bak hala izi var. dedi
tutamadım kendimi. süzüldü gözümden yaşlar.
emrah delirmiş gibiydi.
diğer bacağını açtı.
kaval kemiğindeki boyuna çiziği gösterdi.
-ya bu, bunu hatırlıyor musun dıbınakoduğum. dedi
-hatırlamıyorum. dedim aynı sebepten dolayı.
-bunu da ben hatırlatayım o zaman, cemil ustadan aldığımız bayram harçlığıyla aldığımız saçmalı tüfek vardı ya hani, içi boş sanıp sıkmıştın ayağıma, sonra ben de dövmüştüm seni hani. dedi -
-
1.
+3ilk şuku
Edit: gözüm doldu -
2.
+9en ağır veda
-
3.
+4içim gitti be "bak hala izi var"dan sonra
-
4.
+1işte bu sefer ağladım amk
-
5.
0vee göz yaşları başlar akmaya...
-
6.
0Bir ağzına Emrah aynaya baktığında hatirlasin
-
7.
+7Benim bildiğim Ömer sözden dönmezdi.. Al işte Emrah abiye verdiğin sözü yedin.. Ağzını kırsa yeridir..
-
8.
+2Değerli panpalarım bi arkadaşım için doğum günü hediyesi hazırlıyorum bana herkesin küçücük bi yardımı lazım kırmayın şu bini yardım edin işte adamsınız yardım edebilecekler bi pm atıversin seviyorum bu aileyi
-
9.
+1ulan uyuyakalmışım aq şimdi geldim abi dıbına koyim ya hayırlısı olsun
-
10.
+1Ömer yanlış yapmışsın haklısın ama bence yanlış
diğerleri 8 -
1.
-
54.
+90 -4***Tümünü Göster
önce izmit'e döndüm, o defteri yazıldığı yerde okumak için.
ömer gittikten sonra emrah hilmi abi'nin yalı çapkınını yaktığı için binemedim ona bir daha hiç.
sahildeki bankımıza gittim, orda okudum defteri.
işi gücü bıraktım. aralıksız 1 günde okudum ömer'in bu deftere yazdıklarını.
utandım, sevindim, mutlu oldum, ağladım, güldüm.
son satırları okumaya başladım.
ömer'in bizi bu sahilde emre ile birlikte gördüğünü okudum,
içim parçalandı,
ömer'in gizlice odama girip emre'nin verdiği çantayı karıştırdığını, içindekilere baktığını gördüm,
içim parçalandı.
ömer'in ısrarla o resmi kendisinden geri alıp emre'ye geri verdiğimi düşündüğünü okudum,
içim parçalandı.
ömer'in sırf bi inat uğruna, benden uzaklaşmak uğruna belki hiç mutlu olamayacağı bir kadınla evleneceğini okudum, içim parçalandı.
yeni bir hayat kurulana, bu defter benim elime geçene kadar ömer'in beyoğlunda bir durakta çalışacağını yazdığı satırları okuduğum an koştum beyoğluna.
defterde tarif edilen yerdeki tüm durakları gezdim tek tek.
sonunda buldum ömer'in çalıştığı durağı.
ama "ömer gitti abla" dediler.
ne de kolay söylediler.
bu satırları okudukça "aptal ömer" dedim hep içimden.
olayın aslını hiç bir zaman bilemeden gitti ömer.
ben o resmi ömerden hiç almadım, prensesin günlüğünde daha çok safken vermiş olduğum bir söz vardı emre'ye ama boncuk ömer sözü değildi ki bu tutulmadan ölünmesin, saf ve aptal bir kızın verdiği bir sözdü kendince. o resmi ben hiç almadım. satırları okudukça o resmi alabilecek tek bir kişi olduğunu anladım. ömerin göremediği şeyi gördüm. ceyda'nın numarasını buldum ve aradım onu. fotoğrafı tarif edip "sen mi aldın ceyda, aldıysan söyle, çok önemli" dedim, utana sıkıla da olsa onu ömer'in çocukluk resmi sanarak kendisinin aldığını itiraf etti. ben emre'nin verdiği çanta'ya sadece göz ucuyla baktım. artık benim için hiç bir anlamı olmayan resimler ve eşyalarla doluydu. ben artık ömer'e aşıktım. o akşam sen taksiye çıktığın gün ben aysel'in yanına gittim bu çantayla, olanları anlattım ona, sonra yaktık bu anlamsız anıları, içindeki resimlere bile bakmadan yaktık. sana söylemeyecek olsam aysel'in yanına gider miydim hiç, ona anlatır mıydım. sadece emre'nin adının bile huzurumuzu bozmasını istemedim, nişanımız olduktan sonra anlatacaktım her şeyi. o yüzden sen bana son gün "o resim o çantada mıydı" dediğinde sana yalan söylememek için "bilmiyorum" dedim, çünkü allah belamı versin ki bilmiyordum, sen ise bu resmin dünya üzerinde sadece tek kopya olamayabileceğini düşünemeyecek kadar salaksın ömer. aptalsın. hem de kocaman bir aptal. ama çok da kızamıyorum. eğer belki de yalansız gelseydim sana, sen de bu kadar kolay gitmezdin belki ve şimdi dönmen için yazıyorum bunların hepsini.
sensiz çok zor her şey be ömer'im.
senin yaşadığını bilerek sana dokunamamak, sevmesen de bir başka kadının koynunda uyuduğunu bilmek, çok zor ömer'im.
ben tam 3 aydır her gece sadece sen oldum be ömerim.
senin davrandığın gibi davrandım insanlara.
sen gibi okudum buraya yazılan her şeyi.
jargona uymak için senin asla kullanmadın "bin" kelimesini kullandım onlara,
kızma bana ömerim.
kırmadım ben hiç kimseyi.
beni yani aslında seni seven herkesi sevdim ben.
konuşma yapalım dediler, skype açalım dediler,
ona da buldum bi yol.
evde internet radyosu yapan, sesi senden biraz daha ince olsa da ilk dinlediğimde sen zannederek yüreğimi çarptıran sesi duydum,
berkin'i duydum, onu buldum.
onu da alet ettim bu yalana,
tam 3 gün boyunca anlattım ona tüm bu yaşananları.
o da her gece senin sesin oldu be ömer,
biz tıpkı sen gibi kırmadık yani hiç kimseyi.
ben anlattım bizi ömer.
anladılar onlar beni, anladılar boncuk ömer'i.
sadece bi defa yanlış anladılar beni.
prensesin günlüğünde, benim günlüğümde yazan "ömer ablasına ağladığımı zannederken ben çocukluk resmimize bakarak bize ağlıyordum emrem" lafımı anlamadılar.
o zaman ablan daha ölmemişti ki be ömerim.
orda ben ablanın hastalığından bahsetmiştim.
çok kızdılar bana.
ama belki de kızmaları gerekiyordur diye düzeltmedim hiç.
ben her gece sen oldum ömer.
sendeki beni tasvir edebilmek için yazdım bütün bunları,
senin beni nasıl gördüğünü,
senin beni nasıl sevdiğini,
senin insanlara nasıl baktığını görebiliyorum artık.
yemin ederim.
aldığım en büyük hayat dersi sensin,
ne olur dön de şükür sebebim ol yeniden.
ne olur gel de bayram sabahı olsun her sabah ayazım.
ne olur duy beni ömer.
bak bana,
ben artık senim.
sen gibi bakmıyor belki gözlerim,
ama sanki tıpkı sen gibiyim...
benim tek umudum sensin boncuk Ömer... -
-
1.
+51 -1The fuck. Evet abla ana bacı bırakmadık sende.Ne düşünüyorsunuz bu durum hakkında ?
-
2.
+2and he saidddddddddd i love you baby like a miner loves goooooooooooooold
-
3.
0gitmem şansın yokmuş doğru...
-
4.
0Bitirdi bu part beni
-
5.
+2LAN ÇILDIRDIM AQQQ
-
6.
+14Hassssssgibtir be rıfat abi. Uçakta muratti sigarasının üzerine boncuk ömer'den sevgilerle yazan kimdi lan ? izmit'te viyadüğün üzerindeki restoranda çekilen fotoğrafta güneş gözlüğü var, erkek gözlüğü o. açıkla bunları çabuk. açıkla lan.
-
7.
0LAAAAAAAAAN BU DOĞRUYSA VAR YA YANSIN DÜNYALARIN ALAYI, BULUN BONCUĞU
-
8.
+10beyler eylul yengının yazma amacını anladım hayata ömer abinin gözunden bakarak yazmıs omer abının sozu vardı ya "benim gibi bakabilirsen dünyaya, benim gibi görebilirsen kendini o zaman gelirim bi gün belki" bu soz ıcın yazdı sanırım abla ınsallah kavsursunuz yemın edıyorum aglıycam
-
-
1.
+3hagibtir amk adam çözdü olayı da bunu göstermemiz lazım boncuk reyize
-
1.
-
9.
+4Karı gibi, kız gibi ağlıyorum :'((((((((
-
10.
0davetiyeden anlamıştım aq zaten de, ulan osurugun50noktası gel buraya biz buna niye birlikte kafa yormadık
-
-
1.
+4Bro 2 sigarayi aynı anda içiyorum şu an. Şoku atlatayım, sen pm at, face whatsapp falan bir şekilde çözeriz olayı biz. Ömeri bulmamız lazım laaan!!!
-
1.
-
11.
+5omerin cocuklugunu nerden biliyon
-
12.
0vay dıbına koyum. biliyodum böyle bişey olacağını.
-
13.
+1Anasını gibeyim böyle işin
-
14.
+9inception izlediğimde böyle olmamıştım dıbına koyarım böyle hayatın
-
15.
+1 -1Bu durumda ortaya attığım ikili marlboro red ve ahmet kaya yakamozdur
-
16.
+2Hikâye çelişkilerle dolu
-
17.
0Vay amk
diğerleri 15 -
1.
-
55.
+86 -1*
kendi çapımda ufak bir panik yaşasam da
az ilerle yavaş yavaş yürüyen eylül'ü gördüm.
arabayı koyduğum yeri bilmiyordu ama boş boş o tarafa doğru yürüyordu.
"belki beni gördü de kalktı daha fazla üşümemek" için diye düşündüm içimden.
fazla kurcalamamıştım,
hızlı adımlarla yetiştim eylül'e.
yanına geldiğimde önce farketmesem de
sonra sokak lamlalarının parlattığı yanaklarını gördüm.
ağlamıştı.
gözleri ve yanakları ıslaktı.
yine içim parçalanmıştı lan beyler.
2-3 dk boyunca hiç bi şey konuşmadan öylece yürüdük.
aldığım sulardan birini uzattım ama görmüş olmasına rağmen istemedi.
"acaba rahat ağlayabilmek için mi beni gönderdi" diye düşündüm bir an ama çok takılmadım.
yürümeye bi süre daha devam ettik,
sonra birden durdu.
durduğu yerde bana doğru döndü.
-korkuyorum ömer. dedi
"neyden korkuyorsun?" sorusunun "emre" cevabını bildiğim için sormadım o soruyu.
bi casaret direk sarıldım eylül'e.
karşımda bir kadın olduğunu umursamadan emrah'a, cemil usta'ya, selim'e ve hatta babama sarılır gibi sımsıkı sarıldım beyler.
belki canını bile yakmıştım ama
hiç bişey demedi.
omzumda ağlamaya devam ediyordu.
-korkma, ben yanındayım eylül. dedim
-söz istiyorum senden. dedi
-ne için. dedim
-ne olursa olsun hep yanımda olacağına. dedi
-söz veriyorum. dedim
boyu bir kıza göre normalde uzun ama benden kısa olan eylül benim de istemsizce hafif öne eğilmemle dudağımın kenarından bir defa öptü beni.
kıpkırmızı olmam 1 sn bile sürmemişti beyler.
19 yıllık kulaklarımın ilk defa bu kadar çabuk yanmasına şahit olmuştum.
elim ayağım birbirine dolanmıştı.
eylül beni öptükten sonra hala yaşlı ama gülen gözlerle bana bakıyordu.
-daha fazla geç olmadan gidelim artık. diyerek eylül'ün kolundaki saati kaldırdım ve baktım.
saat 03:51'i gösteriyordu.
saate bakmamdaki tek amacım o anı asla unutmamak üzere aklıma, beynime kazımaktı.
öyle de olacaktı.
13 Aralık 2005 Salı - 03:51
yıllar sonra bile o anı unutmayacaktım. -
-
1.
+54sevindim lan, kendimmiş gibi sevindim boncuk.
-
2.
+125Boncuk. Bu hikaye kötü bitmesin ulan. inciciyiz biz hocam. Aynı ruhu farklı bedenlerde yaşayan adamlarız. Bu ruhun bedenlerine hayat hep acımasızdır olum. Hep üzer hep kullanır hep zarar verir amk. Biz bunları okumuyoruz ulan. Yaşıyoruz. Senmişiz gibi yaşıyoruz. Kimse gülmezse gülmesin yüzümüze sen gül olum. Mutlu sonla bitir ulan şu hikayeyi. Sonu mutlu değilse bile bir akşam oturup burada sızlanmak yerine gibtirgit kaçır yengeyi. Hikayeni kaçırma anılarınla bitir.
Mutlu bitir. Mutlu ol. Mutlu et. hadi eyvallah. -
3.
+3 -6La hikaye nerden nereye gitti amk evin öündeki eşyalardan balşladı kız şimdi beni butakma diyor
-
-
1.
+3 -625yaşına gelip milli olmayan hatta sevgilisi olmayan adamın drdıbını görüyorsunuz çuğulamayın. Bırakın yazıktır belki özürlüdür
-
1.
diğerleri 1 -
1.
-
56.
+86 -1*Tümünü Göster
akşamı etmiştim.
içmeye yeltendim bi ara kayığa gidip.
ama onu bile becerememiştim.
rakı bile geçmedi ulan düğüm düğüm olan boğazımdan.
eylül'e "bu akşam git, geldiğimde seni burda görmek istemiyorum" demiştim.
gidip gitmediğini çok merak ediyordum.
daha fazla dayanamayıp mesaj attım aysel'e.
"eylül gitti mi" yazdım.
"bir az önce çıktı, 10 otobüsüyle dönecek" dedi aysel.
saat 9'du.
1 saat sonra gidecekti her şeye rağmen köpekler gibi sevdiğim kadın.
"allahım yardım et" diyerek yukarı doğru baktım sahilde oturduğum banktan.
necati amcanın söyledikleri çıkmıyordu aklımdan.
"ya ben de onu kaybedersem,
ya ona son bir defa sarılamadan alırsa allah onu benden" diye geçirdim içimden.
bu sefer buna gerçekten dayanamazdım,
bu sefer ablama verdiğim sözü bile tutamazdım,
darmadağın olurdum, ayakta duramazdım.
onun benden uzakta da olsa iyi olduğunu bilerek yaşardım ama bu şekilde olmazdı,
o kadar da güçlü değildim.
bugün yaşananları,
eylül'le yaşadıklarımı düşünürken kah güldüm kah ağladım tıpkı sizlerin de bunları okurken yaptığınız gibi.
eylül'ün anlattıklarını,
deftere yazdıklarını düşündüm sonra.
hala çok ağır geliyordu.
bu benim kaderim miydi peki?
gerçekten üzülmemiz mi gerekiyordu susanoğlu sahilinde eylül'ün de dediği gibi.
ya o kaderse, yıllardır tanıdığım, eşini kaybetmiş ama kaybettiğini bile unutarak her gün karısını görmeye eve giden necati amcanın aklının başına gelip benle ilk defa karısının mezarına gitmesi,
orda bana söyledikleri..?
onlar neydi peki,
bu kader değil miydi?
çok derin düşündüm ama çıkamadım işin içinden.
ve bir mesaj geldi o an eylül'den.
"gidiyorum ömer,
dediğin gibi, istediğin gibi gidiyorum.
ama emre'ye değil,
ben sadece sen istediğin için gidiyorum,
sen beni affedene kadar gitmeyecektim,
ne okul ne sınavlar umrumda bile değil ama "sen gitmezsen ben giderim" dediğin için gidiyorum,
sözünde duracağını ve gideceğini bildiğim için gidiyorum,
ablana vermiş olduğun sözü tutabilmen için işinden olma diye gidiyorum,
sen beni öldürmüşsün ama ben seni öldürmeden gidiyorum.
aklım fikrim sendeyken gidiyorum,
sırf senin için senden gidiyorum ömer.
emrah'a, gamze'ye, cemil usta'ya, aysel'e, eniştene
ve özellikle umut'a çok iyi bak ömer.
onlar da iyi baksınlar sana,
iyi bakın işte birbirinize..
yaşattığın tüm mutluluklar için,
bana kattığın tüm güzellikler için sana sonsuz teşekkür ederim.
hakkım varsa helal olsun, -
-
1.
+8Anani skm. aglicam mk
-
2.
+4 -8Ahmet kaya. günaydın anneciğim
HAYATIMI gibTiN BE ÖMER -
3.
+35Kimse kusura bakmasın beyler ama ben bir kızı deliler gibi seven adamın kullanılıp taa istanbula taksime zütürülmesi gibi bir aciz insan görmedim hayatımda
-
4.
+1mehmet gurelli - kimse bilmez
https://www.youtube.com/watch?v=e6hZG95TxxQ
koca baslik altinda paylastigim ilk sarkidir.
diğerleri 2 -
1.
-
57.
+88 -3yarın son gün binler.
yarın 12 Temmuz.
yarın veda ediyoruz, yarın final yapıyoruz.
bugüne kadar bir kişiye bile, şuku bas, entry gir, takip et, hikayeyi orda paylaş, burda paylaş demedim.
varsa iddia eden çıksın ispatlasın başlığı komple sileyim.
merak etmeyin böyle şeyler de istemeyeceğim sizden.
hep dediğim gibi bu başlık benim başlığım olmaktan çoktan çıktı, burası sizin başlığınız ve yarın finalden sonra gibtir olup gidicem.
sizden tek ve son ricam,
yarın çoluk çocuk, torun tonbalak burda olun,
hikayenin kurgu olduğunu iddia eden bin de burda olsun,
herkese "atıldın" diyen bin de hatta,
yarın benim için çok zor bi gece olacak,
benle olun, yanımda olun, her birinizden tek tek entry okuyayım sabaha kadar.
diyeceklerim bu kadar.
ve nolur kimseye sataşmayın.
iyi geceler.. -
-
1.
+22 -1sen boyle diyince dibimdeki emniyet binasına g3 le dalasım geldi
(telefon olan g3) -
-
1.
+5boncuk allahını seversen hep beraber bir zirve yapalım amk yerinde senin gibi bir adamı tanımadan gitme aq boncugu
-
2.
+1Abi gitme be
-
1.
-
2.
+5 -1Abi dıbına koyim ya
-
3.
+3iyi geceler abi
-
4.
+3Abi sözlüğü birakmasan devam etsen muhabbet falan
-
5.
+3i ll there boncuk abi
-
6.
+5iyi geceler abi dikkat et kendine. Güzel günler , Güneşli günler.
-
7.
+2Abi hikaye bitince gitmesen?
-
8.
+3boncuğum video paylaşacaktın .
-
9.
+3Ne diyelim artık Allah yardımcımız olsun
-
10.
+6 -2atıldın diyen panpamız sağlığına kavuştu boncuk diğer binide ben adam edicem yarın burdayız allah uçak kazası vermesin. sevgiler
-
11.
+3iyi geceler kardeş.
-
12.
+1hikaye bitince gitmek nedir amk kocaman bi aileyiz la burda birlikte güldük birlikte vay amk dedik dagılmak olmaz
-
13.
+2şu atıldın diyen pünönünk adam olmuş mk baksanıza su son entrylere
her neyse yarın son kez sözlüge giricem hadi eyvAllah -
14.
+1hikaye bittikten sonra gitme be abi ara ara sohbet edelim yine
-
15.
0Yanında olmayanın amk
-
16.
+5olucaz tüm boncuk ahalisi burdayız söz verdik tutacağız.. iyi geceler..
-
17.
+3burdayım burda amk işe güce gitmiyorum burdayım amk.
-
18.
-2Şarjöre koyulup mahalle arasında sıkılan oyuncak tabanca boncuğu musun lan sen hayırdır! Nereye gidiyon bilader! Benden 2 yaş büyük olabilirsin ama burda emrah gibi niceleri var. Yalnız mı bırakacan lan! Sokuk!
Edit: Videoyu çok merak ediyorum lan. -
19.
+2Kalbimize dokundun be boncuk. Vardır herkesin içinde kalan bi Eylül'ü.Onu hatırlattın sen bize.Var ol.
-
20.
0zütür bizi gittiğin yere abi
-
21.
+4 -1ATILDIN DiYEN PiÇ BENiM ABi GELMESSEM gibSiNLER BENi
-
22.
0Yarın gelmeyeni ziksinler...
ölmez sağ kalırsak -
23.
02 ay olmuş vay amk zaman akıp gidiyo binler zaman sahip çıkın
diğerleri 21 -
1.
-
58.
+85*Tümünü Göster
güneş hiç bölmeden dinledi beni.
sözlerim bittiğinde söylediği ilk kelime.
-yapamazsın ömer. dedi
-neyi yapamam. dedim
-öylece çekip gidemezsin, sen yüreğini o kadına vermişsin, gidersen ölürsün ömer. dedi
-gitmedim, ama yine öldüm, gidersem en azımdan öldüğümü görmez. dedim
-sen gidince o da ölecek ki ömer, çok sevmişsiniz birbirinizi. dedi
-ben çok sevdim. diye düzelttim güneş'in söylediklerini.
tek bir yalan bitirmişti bizi.
yüreğim yanıyordu.
güneş durumun farkındaydı.
-öyle işte. dedim konuyu kapatarak.
-sıra sende. dedim
hiç nazlanmadı güneş.
direk anlatmaya başladı.
-19 yaşında kırşehir'de üniversite'deyken evlendim o çok sevdiğimi zannettiğim adamla. onu, Halil'i çok iyi tanımıyordum, üniversite 1. sınıfta tanışmıştık ama çok sevmiştim ben de. evlenir evlenmez hamile kaldım. cahillik işte. sonra mervem geldi ben 20 yaşındayken dünyaya. yine bi süre güzel gitti her şey ama sonra dayak başladı ömer. başka kadınların varlığını duymaya başladım. düşündüğüm tek şey kızımdı, ne gurur kalkmıştı ben de ne de başka bi şey. çok defa gözüm mor gitmek zorunda kaldım artık rapor alamadığım için okula. bir insan senede kaç defa başını kapıya vurur ömer. ben 5 defa falan vurdum. dayanacak gücüm kalmamıştı artık. merve 2 yaşındayken boşandık. onun çok borcu vardı ayrıldığımızda. zaten veremeyeceğini bildiğim için çocuk için ödemesi gereken zorunlu nafaka dışında hiç bir şey talep etmedim. ondan kurtulmak yeterdi bana. ama kurtulamadım uzun süre. boşanmamızı hazmedemedi. şu an işi gereği eskişehir'de yaşıyor. orda hala ortak arkadaşlarımız, eşimiz dostumuz var. onlardan haber alıyorum, o ne zaman istanbul'a gelse bizi bulmasın diye bi yerlere gittik kızımla hep. hep kaçtık ondan. güneş'in de hayat hikayesi böyle işte ömer. kızıyla hayatta kalmaya çalışan biriyim ben de işte. dedi
hüzünlenmiştim.
her insan başka bir dünyaydı işte.
ve herkesin dünyasında başka başka hikayeler vardı.
-evlenmeyi düşünmedin mi hiç? dedim
-düşündüm aslında, ama benim sevdiklerimi merve sevmedi, onun sevdiklerine ben güvenemedim, ben artık başkasını sevemem ömer, evleneceğim kişi sadece sırtımı dayayacağım kişi olur bundan sonra benim için, bunu da kolay kolay kimse kabul etmez. dedi
haklıydı.
-ya sen, sen ne yapacaksın ömer, eylül'den gittikten sonra sevebilecek misin bi başkasını. dedi
aslında güneş de ben gibiydi.
eylül'den sonra ben de kimseyi sevemezdim,
buna emindim.
olur da bir gün evlenirsem evlendiğim kişiye yazık ederdim.
-olur da bi gün ben de evlenirsem aynen senin düşündüklerini düşündüğüm için evlenirim. dedim
çok benziyorduk güneşle,
ikimiz de yaralıydık,
belki birbirimizin yaralarını bile sarabilirdik,
bu konuşmanın nereye gittiğini henüz bilmiyorduk,
ama hiç bi şey için kasmadım ben.
kader mi?
ol o zaman işte bu da kaderdi.
derken saatin 4'e geldiğini gördüm.
zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamıştım.
ben tam kalkmaya yeltenecektim ki
güneş yerinden kalkarak kızını yatağına zütürmek için uyandırmaya çalıştı kızını. -
-
1.
+3ilk ulan
-
2.
+17.şuku
-
3.
+131 inci Şuku..
Bugün hep 31 basacam amk
diğerleri 1 -
1.
-
59.
+87 -3*
O lafı duyana kadar arabayı alıp kaçmak aklımın ucundan bile geçmemişti beyler.
Bir an acaba lan desem bile, bana güvenen insanları hiç bir zaman yarı yolda bırakmamıştım, bırakmayacaktım, hiç bir zaman (bu lafımı unutmayın)
iyi kötü sağdan sağdan direk Cemil ustanın dükkanına gittim.
Emrah arabayı görünce müşteri geldi sanıp çayını bırakıp koştu geldi dışarıya.
Arabadan benim indiğimi görünce
-Hayırdır lan babanın arabayı mı çarptın dedi. gülerek
Benim gülmediğimi görünce ciddi bi mevzu olduğunu anlayıp o da ciddileşti direk.
-Noldu lan pek bi sıkkınsın. dedi
-Dur abi anlatırım. dedim geçtim içeri oturdum direk.
Derken Cemil usta geldi
-Ne o lan mesai yapmaya mı geldin, bizde mesai ücreti yok be evlat. diyerek gülmeye başladı.
Ben gelmeden önce ikisi de çok keyifliydi amk, şakalar havalarda uçuşuyordu. Keşke gelip keyiflerini kaçırmasaydım diye düşündüm o an.
Emrah ısrar etse de anlatmadım mevzuyu, babamın milleti gibip kaçışını anlatmak kolay değildi beyler.
Ama sonra Cemil usta
-bak evlat bana ikinciyi sordurtma. dediğinde direnmek için çok da şansım yoktu, çünkü harbiden bi daha sormaz burnumdan da getirirdi.
Bunu göze alamadığım için başladım anlatmaya.
Mevzuyu öğrenir öğrenmez
-bana niye gelmedin, biz bostan korkuluğumuyuz burda. dedi sinirlerek.
-ne biliyim usta, zaten yıllardır kahrımızı çekiyorsun, bi işi de kendim halletmek istedim. dedim.
-başımıza adam oldunuz amk. dedi
-hem sen nasıl çalışacaksın şurdan şuraya araba sürdün diye kendini şöför mü oldun sanıyorsun hem daha senin ehliyetin yok. diyerek acı gerçekleri suratıma suratıma vuruyordu. haklıydı,sustum.
Emrah "rahat ol ben halledicem şimdi sus" der gibi bi işaret yaptı.
vardır bi bildiği diyerekten mevzuyu uzatmadım. akşama kadar dükkana iki müşteri geldi, emrah'a el attım yardım ettim. akşama ne yağacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu. -
-
1.
+1Unutmadik ;)
-
1.
-
60.
+85 -1*
Aynı apartmanın önüne arkası bozdolabı, televizyon, çamaşır makinesi tarzı bi kaç eşya yüklü bir kamyonet yanaştı.
iki defa kornaya bastı ve bi kaç dk sonra binanın kapısı açıldı.
Evet beyler çok basit amk, bildiniz.
Binadan çıkan bizim hatundu.
Bu sefer yüzünü tam karşıdan ve çok net görebiliyordum.
Hatun sandığımdan daha güzeldi ki bu durum benim haricimde duraktaki diğer gencoların ve hatta amk amcaların da dikkatini çekmişti.
Duruma ayar olsam da yapacak bir şey yoktu.
Kendi kendine gelin güvey olmanın bir alemi yoktu.
Hatunun gözünden bakacak olursak muhtemelen mahalleye yeni taşınmış genç ve güzel hatunu kesen bir avuç abazaydık.
Kamyonetin şöförü yanındaki elemanla beraber arkadaki eşyaları kamyonetten indirip kaldırıma bırakıyordu.
Çok fazla eşya olmadığı için bu işlem kısa sürdü.
Ardından, şöför kadının yanına gelip bişeyler söyledikten sonra kamyonetine bindi ve gitti.
Kadın eşyalarla öylece kalakaldı.
Boynuna çapraz astığı kırmızı küçük çantasından telefonunu çıkarttı, bir süre telefon elinde bi şeyler yaptıktan sonra telefonu kulağına zütürdü.
Muhtemelen aradığı kişi cevap vermedi ve telefonu eline alıp bi kaç bi şey daha yaptıktan sonra tekrar kulağına zütürdü.
Aradığı kişi yine cevap vermedi.
Telefonu çantasına attı.
Narin bilekleriyle çamaşır makinesini sanki yerinden oynatmaya çalışırmışcasına ufaktan itti ve sonrasında bir eliyle saçlarını karıştırmaya başladı.
Çaresiz ve düşünceli olduğu her halinden belliydi.
Bizim duraktaki binler hala soluksuz kızı kesiyorlardı.
Bu mallar bi tak yemeden ben bi şey yapmalıyım diye düşünerekten kaltım ayağa ve yavaş adımlarla karşı kaldırımdaki hatunun yanına gittim. -
61.
+86 -2*
Öyle hazır cevap biri değilimdir ama hiç bi lafın altında da kalmazdım.
Aklıma hiç mi bişey gelmedi mi en azından küfür eder kaçardım. (çocukken çok yaptım)
O an hiç bişey diyemedim beyler.
Eşyaları taşımaya gelen elemanın benden iri olmaması için dua ediyordum sadece.
Ben kafamda bunları kurarken hatun telefonuyla uğraşıyor, arada kulağına zütürüp bi süre sonra offlayarak geri indiriyordu.
Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti.
Bu süre içinde Rüstem Amca 2-3 defa bizim duraktan bana "gel" dercesine el kol yapsa da anında görmezden geliyordum.
Müşteri falan düşünecek durumda değildim o an.
Ben öyle hiç bir şey yapmadan bir ömür boyu durabilirdim ama kız sıkılmışa benziyordu.
Bunu fırsat bilerek;
-Arkadaş gelmeyecek herhalde. dedim
-Bilmiyorum ki telefonuna da bakmıyor. dedi
-Yerini biliyor musunuz peki. dedim
-Yok, eşyaları aldığımız yerde karşılaştık, "evim" diye bi dükkan varmış burda, ev eşyaları satan, orda çalıştığını, eğer istersem eşyalarımı taşıyabileceğini söyledi. dedi
Eeee dercesine bi kafa işareti yaptım mal gibi tepkisiz durmamak için ve kız devam etti.
-Uff ya galiba... dedi
-Galiba ne? dedim -
62.
+84*
uzun zaman sonra ilk defa güne umutla başlamıştım beyler.
gözümü açar açmaz zıpladım yataktan.
saat 7:30'a geliyordu.
kahvaltı yapacak vaktim var ama sabrım yoktu.
elimi yüzümü yıkadım, üzerimi değiştim ve çıktım evden.
durağa gelmem 2 dk sürmemişti.
herkese selam verip çardağa oturdum.
hava soğuk olduğu için millet içerde oturuyordu.
sadece sigara içen 2 kişi çardaktaydı.
ben de Eylül'ü görürüm umuduyla çardaktaki yerimi aldım.
Dün perdesiz olan cama perde takılmıştı.
belli ki akşam evi yerleştirmişti Eylül.
"keşke yardımcı olabilseydim" diye geçirdim içimden.
sıkılmıştım, sağa sola bakıyordum.
bakmaz olaydım.
çakal kasa mavi BMW bi kaç araba ilerde duruyordu.
yine o huur çocuğu gelmişti.
"acaba eylül'ü mü bekliyordu" dedim kendi kendime ama,
sonra arabada kimsenin olmadığını farkettim.
belli ki yukarda eylül ün yanındaydı.
Üzülmüştüm lan beyler.
Yapacak bişey yoktu Ömer e yine esmer günler düşmüştü amk.
Durağın telefonu çaldı.
Benim sıramdı.
Rüstem abi "Ömer, sıra evler C blok" diye seslendi içerden.
Hiç bi şey demeden sanki kibarlık yapıyormuşum gibi sigara içerenlerden birine "buyur abi sen al müşteriyi" dedim.
Canına minneti amk, fırladı yerinden.
Millet ekmeğinin peşindeydi. -
-
1.
+48 -1panpa kusura bakma ama baştan 1 2 sayfası çok güzeldi okuyucuyu içine alan bi hikayeydi sonlara doğru varsa yoksa kızdan bahsetmişsin sıkılmaya başladım amk
-
-
1.
+35 -1gönül mevzusu panpa sanayi anılarımı anlatsam 3 yılda bitmez hikaye amk.. yine de eyw
-
1.
-
1.
-
63.
+8423 nisanınız kutlu olsun lan vitaminsizler
-
-
1.
+4Hepimizin panpa
-
2.
+4 -2
-
1.
-
64.
+85 -1*Tümünü Göster
-efendim. dedi
-sadece sen biliyorsun gideceğim yeri, senden çıkmaz di mi. dedim tırsa tırsa.
-babanın almanya'da olduğunu da bi tek ben biliyordum. dedi
verdiği cevap beni hem züt hem de mutlu etmişti.
tekrar yer değiştirine kadar yerimi bir tek rüstem abi bilecekti.
-arabayı ne yapacaksın. dedi rüstem abi.
-satalım abi. dedim
-çalıştıralım, ben sana göndereyim parasını. dedi
mantıklıydı ama risk alamazdım.
taksinin hala benim üzerime olmamamsı gerekiyordu.
emrah kabul etse onun üzerine yapardım ama gibsen kabul etmezdi,
daha ona gideceğimi nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyordum,
bir de bu dediğimi ona kabul ettirmek imkansızdı.
rüstem abi'ye devretmek üzere anlaştık.
pazartesi sabahtan gerekli işlemleri yapacaktık.
rüstem abi'nin dediği gibi olacaktı.
araba onun üzerine olacak benim adıma çalıştırılacak her ay bana rüstem abi tarafından para yatırılacaktı.
-yarın ben yokum abi. dedim
sarıldık rüstem abiyle.
hiç bi şey demedi.
-yaptığın ve yapacağın babalıklar için eyvallah rüstem abi, eyvallah rüstem baba. dedim
-sen bana babanın emanetisin ömer, dikkat et kendine. dedi
-eyvallah abi, sen de. diyerek vedalaştık.
durağa yürüdük.
şansıma taksicilerin hepsi duraktaydı.
bazılarını pek sevmesem de iyi kötü yıllarımız geçmişti hepsiyle.
onlarla da vedalaşmak lazımdı ama onların gideceğimi bilmesi demek bütün mahallenin ve eylül'ün bunu öğrenmesi demekti.
bunu bildiğim için "ufak bi tatile çıkıcaz nişandan sonra" diyip vedalaştım hepsiyle.
rüstem abi'nin donuk bakışları arasında son kez çıktım o duraktan.
sonra güler ve alzaymır necatiyle konuşmak istesem de güler görevde olduğu için akşama bıraktım onları.
sürdüm eniştemin yanına.
ona bu olanları anlatmak çok zor olacaktı ama yapacak bi şey yoktu.
dükkanda yalnızdı eniştem, müşteri yoktu.
selam vererek oturdum yanına.
-enişte. diyerek zor da olsa girdim lafa.
-efendim. dedi
-gidiyoruz enişte. dedim
-nereye. dedi gülerek.
-önce istanbula, sonra belki daha da uzaklara enişte. dedim
-o ne demek ömer? dedi
-gidiyoruz demek işte enişte, sen ben, umut ve sevim abla, gidiyoruz buralardan. dedim
-eylül? dedi eniştem merakla.
-benim için o artık yok enişte. dedim
-ömer yapma bunu, iyi düşündün mü, hem gitmek o kadar kolay mı? dedi
-burda ölmekten daha kolay enişte. dedim
-biz nasıl gelicez ömer. dedi eniştem korkuyla
-bana güvenip geleceksiniz enişte, hepinize yeni bi hayat kuracağım. dedim
-ama ömer.. dedi eniştem haklı olarak.
-gelmek istemezeniz anlarım, ama ablama vermiş olduğum bir söz var enişte, büyük bir söz hem de, o sözü bana yutturma. dedim -
-
1.
+5sigaraya nasıl başladın ? eylül yüzünden mi ?
-
2.
+18Babanın oğlusun boncuk abi. Gidişin onun gibi oldu
-
-
1.
+1yıllar sonra içime dokundu reis
-
1.
-
1.
-
65.
+84 -1*
Ve o gün hayatımda gördüğüm en güzel hatunu gördüm beyler.
Durağın karşısındaki kaldırımda mavi renk çakal kasa bi BMW'den iniyordu.
Arka koltuğun üzerinde duran iki el çantasını aldı, çocuğa fazla samimi olmayan bir sarılışla teşekkür etti.
Çocuk arabaya bindi ve gitti.
Hatun, durağın karşı kaldırımında olduğu ve hafif yan durduğu için yüzünü tam göremiyordum.
Üzerinde dizlerine kadar gelen lacivert bir elbise vardı.
1,70 boylarındaydı, melek beyazı bir teni ve uzun dümdüz simsiyah saçları vardı.
Ama böyle güzel saçları olan bir hatunun yüzünün çirkin olma ihtimali yok gibi bi şeydi bana göre.
Hatun, bir süre karıştırdıktan sonra çantasından anahtarları çıkarttı, hafifçe eğilip durağın tam karşısındaki köşe başındaki binanın kapısını açtı ve içeriye girdi.
Aşkın ne demek olduğunu bilsem belki de o an aşık oldum diyebilirdim.
Çok garip hissettim lan binler
Harbiden tarifi yoktu o an hissettiklerimin, kitlendim kaldım.
Büyülenmiştim.
Daha önce taksime de çok güzel hatunların binmişliği, hatta bazılarının telefon numaralarını bırakmışlıkları, takside benle muhabbet etmeye çalışmışlıkları hatta bazen yolu, bile bile uzatmışlıkları olmuştu ama hiç birine karşı böyle garip şeyler hissetmemiştim.
Çok belliydi işte amk, bu seferki başkaydı işte.
Acaba kim lan bu hatun diye düşünürken biri içerden 2. katın camında yazılı olan "kiralık" ilanını söküyordu.
Güneş tam olarak o katın cdıbına yansıdığı için yazıyı kaldıranın kim olduğunu görememiştim.
Vay amk dedim içimden.
Derken... -
-
1.
+1şuraya bir reserv alalım
-
2.
+1bezelyed
-
3.
+12Ya gibicem böyle adamlar bile eğer bi dıbını gibtiğimin kızı için harcanırsa ağlarım
diğerleri 1 -
1.
-
66.
+83 -1*
Durağa geldiğimde çaktırmadan arkamı döndüm ama bizim kız çoktan çıkmıştı eve.
Bi çay alıp çardağa geçecektim ki
Rüstem Amca;
-seninki aradı. dedi
-hangisi. dedim
Duraktaki binler;
-o kadar çok var ki kendi bile karıştırıyor. diyerek gülüştüler.
Rüstem amca;
-fırfır Aysel. dedi
-tamamdır çıkıyorum. diyerek arabaya doğru yöneldim.
Arabaya binerken çaktırmadan 2. katın cdıbına baktım ama göremedim kimseyi.
fırfır Aysel duyumlarıma göre mahallenin azılı kaşarlarındandı beyler.
Aynı mahallede olmamızdan dolayı uzaktan da olsa ben de tanırdım ama kişisel bi olayım hiç olmamıştı, bi falsosuna rastalamamıştım hiç.
Genelde açık saçık giyinen, düzgün vücutlu benden 5 yaş büyük biriydi.
Gece eve geç saatlerde geldiği çok olurdu ama beni bağlamazdı, bananeydi amk.
Ama taksiye başladıktan sonra ne olduysa hatunlar beni farketmeye başlamıştı beyler.
Gerçi sanayide Brad Pitt olsan bile kimin gibindeydi ki.
Bunun da etkisi oldu elbet, yıllardır görmediğim ilginin bir anda açığa çıkışı mesleğim gereği sosyal dünyaya açılmam dolayısıyla iş gereği de olsa kadınlarla iletişime geçmemle alakalıydı.
fırfır Aysel de onlardan biriydi.
Genelde gideceği yere taksiyle giderdi ve o taksi son 1 yıldır benim taksim oluyordu.
Durakta olmadığım zamanlar Rüstem Amca, "Ömer durakta yok, müşterisi var" dediği zaman "olsun ben beklerim" diyordu.
O yüzden ben de gibe gibe gidiyordum beyler. -
67.
+81 -1***Tümünü Göster
kimse bilmiyordu ömer'in nereye gittiğini.
günlerce, gecelerce bekledim.
ömer gelmedi.
yalvardım Allah'ıma, ömer yine gelmedi.
annesinde kalmaya devam ettim uzun bir süre.
ama gelmedi hiç bir haber.
bir süre sonra annesi Tarsus'a dönmek isteyince mecburen istanbul'a annemlerin yanına döndüm.
iş değiştirdim, istanbul'da çalışmaya başladım.
ama haftanın en az 2 günü gittim izmit'e, Şirintepe'ye.
bekledim Ömer'i.
kız başıma sanayiye gittim defalarca, belki cemil oto'ya gelir dedim.
orda bekledim.
ömer yine gelmedi.
aylar geçti aradan.
onun acısı 1 gün bile azalmadı içimde.
hani cemil usta'nın anlattığı 40 mum hikayesi vardı ya,
ben de o da olmadı,
aksine ona olan özlemim arttıkça bir mum daha yandı yüreğimde.
bu acı ölümden de mi beterdi ki?
beklemek.
belki hiç gelmeyeceğini bile bile beklemek,
en sevdiğini beklemek,
yalvararak,
pişman olarak,
gözyaşlarıyla beklemek.
beni eritip bitirendi.
eridim be beyler, yaşanamayacak günlerimizi düşünerek eridim ve bittim.
Şirintepe'ye geldiğim günlerden bir gün, durağa uğradım her zamanki gibi.
-gelmedi yenge. dediler yine.
-sağolun. dedim.
yaşayan bir ölüydüm artık.
etrafımla benle ilgilenen bir sürü erkek vardı.
hiç birinin yüzüne bile bakmadım.
her hafta, 1 hafta bile sektirmeden istisnasız her hafta ömer'in ablasının mezarına gittim.
ablasını ben de çok sevmiştim.
ama bu kadar sık gitme nedenim ömer'i buralardan gönderip onun o çok sevdiği ablasını ziyaret bile edememesine sebep olmamdı.
1 kendi yerime 1 onun yerine gittim hep.
bir insan hiç mi haber alamaz bir insandan.
ben alamadım beyler.
adını bile duyamadım uzun süre kimselerden.
başlarda emrah ve cemil usta kesin biliyordur diye çok baskı yapsam da onların hali de ben gibiydi.
bitiklerdi.
kanatları kırılmıştı ikisinin de.
bilselerdi böyle yaparlar mıydı hiç.
ya da cemil usta dükkanı kapatıp döner miydi hiç emrah'la ve gamze'yle Aydın'a.
onsuz nasıl geçti bilmiyorum ama aradan yıllar geçti.
geçen bu yıllarda aysel sadece işe güce verdi kendini, evlenmedi kimseyle.
gamze ve emrah cemil usta'yla aynı evde yaşadıkları için güyya mahallede adları çıkmasın diye evlendiler.
cemil usta'dan korktukları için cesur olamadılar ve böyle bir yol seçip evlendiler.
cemil usta dükkan'ın devrinden aldığı parayla aydın'da bi oto yıkama açtı.
emrah çalıştırdı orayı, o parayla ev geçindirdi. -
-
1.
+7Beyler ?
-
2.
+3defteri falan nası aldığnı çözdüm. düğünde biri vermiştir. eyW. he's just boncuk omer
-
3.
+2beyini gibeyim senin köpek gibi ağlıyorum.
-
4.
+5film sonlarında jenerikte geçer ya millet napıyo, o oluyor amk. sıra boncuk'ta.
-
5.
+13eylül'ün "beyler" demesi bir tuhaf oluyor.
-
6.
+5gibtir lan ablamizi sevemezsin sen.. Emre binine ağla sen.!
-
7.
+28Hikaye bitince bunları yazan Eylül çıkarsa eğer, sabaha kadar kederimden 10 karton sigara bitiririm! Gider yüzüme bakmayan Funda'mın kapısında yatarım aq. Sabah işe gidecem 14 saat çalışmak için, şu halime bak aq. Eylül'ün defterinden yazılanlarda "beyler" falan diyor aq. Güvenemiyom boh çıkacak diye.
-
-
1.
+2boh çıkacak ne ya, güldürdün lan godoş :D
-
2.
0Sağol totoş zütömeş panpam
-
3.
0benimde sevdiğim kızın adı funda aq süründürdü beni gibinde olmadı onun o plastik yalan hareketlerini bile özledim :(
-
4.
+2Yapma be kardeşim :( ulan pm at bana, whatsappdan dertleşelim seninle. Nedir bu fundalardan çektiğimiz :(
-
5.
0ömer defteri eylüle verdi eylül ordan yazdı ve defter bitti simdi yazan eylül diye içimde bi kurt var eğer dogru cıkarsa kardeşlerim eger harbi doğru cıkarsa bilmiyorum ramazan falan giblemem sabaha kadar içerim
diğerleri 3 -
1.
-
8.
0Amina koyayim 2 entry öncesine agliyordum ben ağlanacak 2 entry çıkardın muallak
diğerleri 6 -
1.
-
68.
+78beyler bu seferlik 2 part attım, kaçıyorum. ama dikkat ederseniz 5 parta bedel 2 part attım bunu göz önünde bulundurarak edeceğiniz küfürlerde vicdanlı davranmanızı rica ediyorum. akşam 11 de acısını çıkartıcaz söz. boncuk sözü.
kaçtım. -
-
1.
+2adamsın bekliyoruz panpa bide bi fotoğrafını atsana panpa öyle taksiye numara bıraktırıcak tipini merak ettik vallaha
-
2.
+9Panpa sana küfür edenin kaynatasını gibiyim
-
-
1.
+8inci lan burası, kişisel algılamıyorum sıkıntı yok panpa
-
1.
-
1.
-
69.
+78*
cevabı bilsem de emin olmak için
-hayırdır necati amca. dedim dikiz aynasından bakıp.
o an ağlamıyordu ama gözleri kıpkırmızıydı, ağlamıştı.
yeni farketmiştim.
-sür sen. dedi
aklını ilk defa bu kadar başında görmüştüm necati amcanın,
tavırları ve hareketleri çok netti.
mezarlığa geldik biraz sonra.
arabayla girdim içeri necati amca yürümesin diye.
tarif etti bana gideceğimiz mezarlığı.
dediği yere gelince durdum.
indik arabadan.
önden önden ağır adımlarla yürüdü necati amca.
bir mezarın başına gelince durduk.
mezar taşında Azize Hanım'ın adı yazıyordu.
neredeyse her gün huzur evinden kendi evine yıllar önce ölen karısını görmeye giden necati amca ilk defa benle geliyordu karısının mezarına.
uzun uzun baktı mezara.
hiç bi şey demeden durdu öylece mezarın başında.
sonra fatiha verdik beraber.
-sevdiğin var mı senin ömer. dedi necati amca bana bakıp.
-var. dedim zor da olsa.
-yaşıyor mu. dedi
bir an eylül'ün ölmüş olduğunu düşündüm,
düşüncesi bile elimi ayağımı titretmişti lan beyler.
yaşanan her şeye rağmen ondan nefret edemiyordum.
çok kötü oldum bir an.
-yaşıyor. dedim
-ben yapamıyorum, ama sen yap olur mu, necati amcanın hatrı için yap. dedi
-neyi. dedim anlamayarak,
-git ve sarıl ona. hala yanında olduğu için şükret allaha. dedi
-neler yaşadığımızı bilmiyorsun necati amca, yapamam. dedim
-seviyor musun hala. dedi
-çok. dedim
-yaşıyor mu hala. dedi
-evet. dedim
-o zaman git ve sarıl ona. dedi sesini biraz daha yükselterek.
-ama.. demeye kalmadan.
-biz de çok ağır şeyler yaşadık, çok kavgalar ettik ve ben onu kaybettiğimde küs idik onla, ona sarılamadan gitti Azize Hanım. dedi
çok kötü olmuştum.
-senin hala şansın var be oğlum. dedi
haklı olduğunu bildiğim için uzatmadım.
ne yapacağımı henüz bilmiyordum.
bu konuyu burda kapatıp ayrıldık mezardan.
ben necati amcayı arabada bırakıp az ilerdeki ablamın mezarına gittim.
şimdiye kadar olan en kısa ziyaretimi yaptım ablama,
ona anlatacak çok şeyim olmasına rağmen sadece fatiha verebildim.
ve ayrıldım mezardan.
arabaya binip huzurevine sürdüm arabayı.
necati amcayı bıraktım.
çok kötü olmuştum necati amcanın dediklerinden sonra.
hiç bi şey yapamadan dolandım öylece. -
-
1.
+25gözyaşlarım firari vay be necati amca sen neymişin.
-
2.
+12 -1Ulan tam boğazımda bir şey durdu gözlerim doldu amk
-
3.
+12Ağlatıyosun ama kardeşim hikayeyi şimdiye kadar misafir olarak okudum ama yapma amk bırakma hikayenin sonunda kızı. giberim yapacağın işi yaw
-
4.
+1sigara kullanmayan adama yaktıracak entry
diğerleri 2 -
1.
-
70.
+81 -3*Tümünü Göster
-gidiyorum anne, uzaklara gidiyorum, yeni bir hayat kurmaya gidiyorum. dedim
annem neye uğradığını şaşırdı.
-eylül, nişan?. dedi annem
-hepsi bir yalan uğruna mahvoldular anne. dedim
-ne diyorsun oğlum, açık konuş. dedi annem
-merak etme anne, anlarsın yakında her şeyi, senden son ricam sakın eylül'ü uyandırma ve şunu bil ki gitmek zorunda olduğum için gidiyorum ve çok iyi olacağım. dedim
annem ağlamaya başladı.
-anne sus, yalvarırım. dedim
annem susmadı ama için için ağlamadı bu sefer.
annemi içime çeke çeke öperek eylül'ün odasına geri döndüm.
altından bir kere öptüm, bir süre seyrettim onu ve
"hoşçakal sevdiğim" diyerek çıktım bir daha dönmeyeceğim çocukluğumun geçtiği o evden.
rüstem abi'yle anlaştığımızın aksine istanbul'da çalışacağım araba gelmişti içinde güneş ve merveyle ile birlikte. çalışacağım duraktan bir taksici getirmişti arabayı içindekilerle beraber istanbul'dan.
2008 model hyundai accent era'ydı araba.
buna binip içindeki yeni ailemle gidecektim gideceğimiz yere.
bi kaç gün sonra başlayacaktım beyoğlu'ndaki yeni durağımda işime ama önce emin olana kadar bi kaç gün boyunca ortadan kaybolmam gerekiyordu.
bu zaman zarfında da güneş ve merve'nin de yanımda olmalarını istedim.
güneş de bana güvenip yeni bir hayat uğruna bıraktı öğretmenliği.
her şeyin çok güzel olacağına dair söz vermiştim onlara.
güvendiler bana.
arabayı getiren taksici anahtarı bana verdi.
burdan sonra sadece ben, güneş ve merve devam edecektik yola.
tam arabaya binecektim ki koşarak bana doğru gelen eylül'ü gördüm.
o gelen kadar arabaya binip gidebilecek vaktim vardı,
ama yapamadım lan beyler, gidemedim öylece.
bekledim eylül'ün gelmesini.
ağlayan gözlerle geldi yanıma.
-nereye gittiğini sanıyorsun haaa.? diye bağırdı onu ilk gördüğüm yerde, evinin önünde.
-gidiyorum eylül, nereye olduğu önemli değil, senden gidiyorum sadece. dedim
-neden ömer, intikam mı alıyorsun, yıllar öncesinin acısını mı çıkartıyorsun benden. dedi
güldüm beyler.
içim yana yana güldüm.
ona son bi şans daha verdim her şeye rağmen.
güneşe ve merve'ye vermiş olduğum sözleri yutabilecek kadar cesurdum o an.
son bir şans daha verdim ona.
-emre'nın sana verdiği o çanta, o benden aldığın resim var mıydı içinde? dedim
-bilmiyorum. dedi eylül
"vardı" dese belki yine affetmeyi seçecektim onu, gidemeyecektim ama "bilmiyorum" diyerek yalan söylemeyi seçmişti eylül.
-ne kadar değerliymiş meğer geçmişiniz. dedim eylül'e doğru bir adım atıp.
burun buruna duruyorduk.
nefesi nefesime değiyordu.
öpebilsem öpecektim.
dokunabilsem yakacaktım,
affedebilsem ölecektim.
her şeye rağmen onda bırakmayı düşündüğüm o çok değerli kolyeye boncuk kolyesine takıldı gözüm.
gözlerimin içine baka baka, beni kaybedeceğini bile bile halan yalan söylemiş olmasından dolayı bir çırpıda elimi eylül'ün boynundaki kolyeye attım ve koparıp aldım onu. -
-
1.
+4Zor da olsa. Koparmak acıtmadı mı canını?
-
2.
+23 -5Fakirlik demiyonda panpa kılıf uyduruyon
-
3.
0Vay amk
-
4.
+4lan güneş öğretmenliği bırakmış ya daha da dönüşü olmasın artık
-
-
1.
+9 -2Arkadaşlarım, dostlarımla beraber video editörlüğü yapıyoruz. Klipler çekiyoruz, kısa filmler hazırlıyoruz. Boncuğun da izni olursa, bir gün bu hikayeyi ekranlarda görmek isteyen panpalarıma selam olsun. Şukulayın ki cevabım kesinleşsin, boncuğa pm atayım.
-
1.
-
5.
+6Ya gibecem mal mısın amk nerden biliyon yalan olduğunu doğum tarihini sordunda Muş mu dedi amk?
-
6.
+1giberim bastım çuguyu nabıyosun sen aq
-
7.
+3kadın neden öğretmenliği bıraktı arkadaş, bir haftadır tanıdığı adama güvenip iş mi bırakılır ?
kafam çok karıştı arkadaş ya.
diğerleri 5 -
1.
başlık yok! burası bom boş!