-
401.
0Rezervasyon
-
402.
+3Jupiter ziksin beni... Destekliyoruz seni panpa... arada kaynaman iyi oluyor... ben işe gidecem ikiniz de bir şeyler girin çükerim zütünüzü...
-
403.
+1Rezaldinho
-
404.
+2adamsın be boncuk
-
405.
+1Bunun kitabını çıkart sen arkadaş bu nasıl bişey helal olsun
-
406.
0Rezervedd
-
407.
0Rezerces
-
408.
+1iki gündür ağlayarak okudum aq efsane olur bu
-
409.
0reenvernasyon
-
410.
+1ula bin sırf senin yazıya takıldım diye uyelik actım
-
411.
+1Beklemedeğiz boncuk
-
412.
+4ya amk hani saat 3 oldu offlinesın hala amk.. hatun yolu gözlemedim seni beklediğim kadar bin.
-
413.
+11geldim amk geldim. başladım yazmaya, 5 dk ya başlıyorum.
-
414.
+55*Tümünü Göster
aklımdan milyon tane şey geçmişti o an.
bu emre bini nasıl olurda bir anda öylece hayatımı gibebiliyordu.
acımadan vuruyordu kardeşime.
bizimkinin de eli armut toplamıyordu ama yine de dayak yiyordu kardeşim gözlerimin önünde.
çember oluşturmuş kavgayı izleyen binleri yararak atladım araya.
yumruğun biri kaşımı sıyırdı.
acımamıştı.
acıdıysa da hissetmemiştim o an. bilmiyorum.
ikinci bir yumruk geliyordu ki emreden, havada yakaladım.
burun buruna geldik ve ölümcül bir nefretle gözlerinin içine baktım.
-çekil lan aradan. dedi burnunda soluyarak.
-kimsin olum sen. dedim.
"asıl sen kimsin" demiyerek o sonsuz döngüye sokmamıştı bizi.
-sen de kaşınıyorsun galiba. dedi.
-kaşımayı dene istersen bi. dedim.
ben bunu derken korkmamıştım hiç ama göz ucuylu etraftaki binlerde bi hareketlenme olduğunu gördüm.
giyimlerinden de belli oluyordu ki hepsi bu binin arkadaşlarıydı.
şimdi neden kavgayı ayırmadan film izler gibi izledikleri belli oluyordu.
sinirim henüz geçmemişti.
"bi kafa atsam mı lan en azından" diye düşündüm bir an.
her ne kadar bu binlerin 2'sini toplasam 1 adam etmeyeceğini bilsem de sayıca bizim 2 katımızdan da fazlalardı.
babam, ben ve kardeşimi dönerek dövdüklerini düşündüm bir an.
kardeşimin ve babamın bir anlık sinirimden dolayı dayak yemelerine gönlüm razı olmadı binler.
hala öfkeli gözlerle emre binine baksam da kendi kendimi yatıştırmaya çalışıyordum.
babam bir yandan selim'le ilgileniyor bir yandan da bana "sakin ol oğlum" der gibi bakıyordu.
her ne kadar sakin olmaya çalışsam da az önce kardeşimi evire çevire döven bine karşı nefretim bitmez, bitemezdi.
eylül'den dolayı çocuğa zaten ayar olmuşken bir de bu mevzu tuzu biber olmuştu.
-bu mevzu burda bitmedi, akşama burda görüşelim beyler. dedim diğer binlere de bakarak.
kendi aralarında güldüler.
-sen kaşınmak istiyorum diyorsan, biz hazırız di mi beyler. dedi bin emre de arkadaşlarına bakıp gülerek.
babam kolumdan tutarak beni geri çekti.
-hadi oğlum. dedi.
babam sükunetini fazlasıyla korumuştu.
selim'in koluna girdi.
içeri girdik.
hiç konuşmadan merdivenlere doğru yöneldik.
selim iki üç defa bizim onu tutacağımızı bilerek "bırakın beni" diyip geri dönmeye çalışarak bize artistlik yapsa da sonuç olarak kuzu kuzu çıkmıştık mekandan.
-siz burda durun, ben arabayı getireyim. diyerek hızlı adımlarla arabaya doğru yürüdüm.
arabayı alıp 5 dk içerisinde geri döndüm.
Selim'i ilk kanlar içinde gördüğümde çok korkmuştum ama
döndüğümde babam yandaki büfeden su ve selpak alıp elini yüzünü temizliyordu.
temizlenmiş hali daha iyi görünüyordu.
belli ki sağlam kafa yemişti ve burnu kanamıştı.
"inş kırılmamıştır" dedim içimden ama sonra "kırık olsa duramazdı" diye telkin ettim kendimi.
"kim bilir nasıl sızlamıştır" diye düşündüm. aynı anda benim de içim sızlamıştı... -
415.
+78 -1boncuk dilovasından 2 ototbüs geliyoruz acil pm at o emre nin anasını gibecezz
elim ayağım titriyo -
416.
+62 -1*Tümünü Göster
babam selim ile birlikte arka koltuğa oturdu.
hastaneye mi zütürsek, direk eve mi gitsek bilmiyordum.
öylece gidiyordum düm düz.
aradan bi 5 dk geçmişti ki Selim hüngür hüngür ağlamaya başladı.
arabayı direk sağa çektim o panikle.
babam da çok şaşkındı.
-bi yerin mi acıyor. dedi çaresizce, cevap alamayacağını bilerek.
selim ağlamaya devam ediyordu.
ben arabadan inmiş, arka kapıyı açmış, eğilerek Selim'i kendine getirmeye çalışıyordum.
-neden ayırdın abi, neden neden, bi kez daha vursaydım o huur çocuğuna. diyordu
daha önce aynı durumu ben de yaşadığım için onu kolaylıkla anlamıştım.
Selim sinirden ağlıyordu.
hırsını alamamıştı.
beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
aradan 5 dk kadar geçmişti ki ağlaması durdu.
ben de arabaya binip yola devam ettim.
kısa süre sonra selim şoku atlatmıştı.
tam "niye kavga ettiniz?" diye soracaktım ki.
-sen ne zaman geldin. diye sordu babama, Selim.
-bu sabah oğlum. dedi babam.
-hoşgeldin ama niye geldin. diye sordu meraktan. Selim benim gibi değildi, o daha gamsızdı, babamı beni gibi sorgulamayacaktı, sadece gerçekten neden geldiğini merak etti.
selim'in ablamın mevzularından haberi yoktu.
arka orta koltukta oturan babamla göz göze geldik.
kafamı "bilmiyor" dermişcesine iki yana salladım yavaşca.
onayladı o da.
-sizi görmeye geldim. dedi.
-iyi yaptın, özlemişiz. dedi selim
"kendi adına konuş" demek istesem de daha az önce dayak yediğini düşünerek sustum.
-ne kadar burdasın, gidecek misin tekrar. diye sordu Selim.
babam:
-düşünme şimdi bunları, ben daha burd... derken kestim sözünü ve akşama gidiyor dedim.
-bu akşam mı. dedi selim şaşırarak.
-eve geçelim de konuşuruz. dedi babam mevzuyu arabada daha fazla uzatmayarak.
babamın bu sözüyle rotamız belli olmuştu, hastaneye değil eve geçiyorduk.
babamı görmek iyi gelmişti Selim'e.
az önce dayak yemesine rağmen yüzündeki bir kaç iz dışında iyi görünüyordu.
belki de babamın yanında güçlü durmaya çalışıyor, rol yapıyordu, bilmiyorum.
derken eve geldik.
önce ben indim.
Selim'in kapısını açtım.
kolundan tutarak aşağıya indirdim.
ardından babam indi.
bahçe kapısı açıktı.
içeri girdik.
biz önden selim'le gidiyorduk.
evin kapısına kadar gelmiştik ki babam bahçe kapısının olduğu yerden bize doğru bakıyordu.
öylece duruyordu.
belli ki duygulanmıştı,
çok değil bi kaç sene önceki yuvası gelmişti aklına belki de.
ona baktığımı görünce devam etti yürümeye.
eve girdik.
selim'i direk kanepenin üzerine yatırdım.
dolaptan buz getirdim.
-acaba hastaneye zütürüp bi pansuman falan mı yaptırsak. dedim babama bakarak.
babam cevap vermeden selim atladı hemen.
-bi şeyim yok benim, saçmalama ne hastanesi. dedi.
hala erkekliğine tak sürdürtmemeye çalışıyordu. -
417.
+1boncuk kardeş bi kaç part fazladan sallayı ver be sabahtan beri seni bekliyorum amk saat geçmek bilmedi sıkıntıdan 2 paket sigara içtim
-
418.
+8boncuk seri ol lan 60 yaşında ki teyzelerin unutma beninin başlamasını bekledikleri gibi senin yazmanı bekliyorum amk
-
419.
+65 -1*
öylece oturuyorduk selim'in yanında.
aradan yaklaşık yarım saat kadar geçmişti.
ben artık açlıktan bayılmak üzereydim.
pazar günü saat öğleni geçiyordu ama ben en son cumartesi öğlen yarısını bitiremediğim köfte ekmek ile duruyordum.
içeri gittim.
dolabı açtım.
bi kaç zeytin, sular içinde yüzen azcık peynir acıyan gözlerle bana bakıyordu.
dolapla vedalaşmam uzun sürmedi.
dolabın üzerindeki kartlara baktım.
en yakın olanı dönerci olduğu için ev telefonundan arayarak 3 tane yarım ekmek döner 3 de ayran söyledim.
babam da selim de itiraz etmemişti.
belli ki onlar da acıkmışlardı.
yemeğin gelmesini beklerken babam cebinden telefonunu çıkarttı.
bi kaç numara tuşlayıp telefonunu kulağına zütürdü.
biraz bekledikten bi kaç tuşa bastıktan sonra karşısındaki kadının sesi bize kadar geliyordu.
kadın konuşuyor, babam dinliyordu.
cevap vermediğine göre belli ki bant kaydıydı.
aradan 2-3 dk daha geçmişti ki.
-Alo merhaba, akşam 8:30'da Atatürk Havalimanı'ndan uçağım var, biletin tarihini değiştirmek istiyorum. dedi
"ne yapıyorsun sen" der gibi baktım babama.
giblememişti.
kadın bi kaç bişey daha sordu.
adını soyadını söyledi babam.
baktım olacağı yok elinden telefonu kaptığım gibi kapattım.
sinirlenmişti ama bi şey demedi.
-önce bi konuşalım. dedim.
ve babam bi şey demeden selim'e dönüp.
-selim, kardeşim, babam bu akşam Almanya'ya dönüyor, seni de yanında zütürmek istiyor. dedim direk.
selim boş gözlerle bana baktı haliyle.
birden aşırı yükleme yapmıştım.
error vermişti çocuk.
-almanya mı, ne alaka.? diye sordu haklı olarak.
babamın konuşmasına fırsat vermeden girdim lafa.
-babam almanya'da çalışıyormuş, sana da orda çok güzel iş ayarlamış, maaşı falan da iyiymiş, hem bak kurtuluyorsun buradan. dedim.
babama baktım.
kafasıyla onayladı yalanımı.
-hayatta olmaz, ben yapamam oralarda, hem eşim dostum burda benim. dedi
eşim dostum dediği insanlar selim'in çevre mahallelerden çar çakal arkadaşlarından başkası değildi.
-orda yeni bi düzen kurarsın Selim, iyi düşün, bu fırsat kaçmaz be oğlum. dedi.
-iyi o zaman sen de gel. dedi... -
-
1.
+22kardeş bi kere de tam söyle amk ben 24 saat aç kalsam dönerci palasını bile yerim aq
-
1.
-
420.
+63 -3*Tümünü Göster
Selim'den bu kadar akıl dolu bir cevap beklemiyordum açıkcası.
kontrpiyede kalmıştım.
-ben burda takside iyi kazanıyorum zaten, hem ablam burda onu nasıl bırakayım. dedim.
mantıklı bir cevap vermiştim ki sustu.
kabullenmiş ve kafasına yatmış gibiydi.
babama dönerek 1 bilet daha al istersen dedim.
aldım zaten dedi.
her şey babamın planladığı gibi gidiyordu yine amk.
bu durum beni rahatsız etmişti ama Selim'in hayatı kurtulcak diye içten içe sevinerek sustum.
yattığı yerden doğrularak
-iyi o zaman ben eşyalarımı toplayayım. diyerek içeri geçti Selim.
bu kadar çabuk ikna olması beni de şaşırtmıştı ama iyi olacaktı her şey.
Selim içerdeyken babam gitme durumunu erteleme konusunu bi daha açtı.
-Sana tek bi şey söyleyeceğim baba, eğer 1 gün bile fazla kalırsan Selim rahat duymayacak, arkadaşlarını toplayıp çocuğu dövmeye gidecek. Selim'i tanımıyor musun? ayrıca karşımızda Kerem Abim gibi canlı bir örnek varken. Bunu bize yapma baba. dedim.
çok haklı olduğumu bilerek sustu babam.
ısrar etmedi.
-peki ama bana bi söz ver. dedi
-ne sözü. dedim.
-azcık emeğim, hatrım varsa senin üzerinde, bu mevzuyu uzatma, kapansın bitsin gitsin. dedi.
cevap vermedim.
-Ömer, bu sözü almadan gitmem burdan. dedi.
Tehdit altında
-söz. dedim
ikna olmamıştı ki hala bana cevap bekleyen gözlerle bakıyordu.
-erkek sözü. dedim.
-güveniyorum sana. dedi
bu arada selim zaten az olan eşyalarını hazırlamış duşa girmek üzereydi ki.
kapı çaldı.
-yemek geldi Selim, dur girme duşa, ye de öyle gir. dedim
kapıyı açtım.
yemeklerin parasını verdim, dönerleri alıp içeri girdim.
5 dk sürmedi yememiz.
-sen doymadın keşke 1 tane daha söyleseydim. dedim babama bakarak.
-doyduk doyduk, kesene bereket. dedi babam.
-afiyet olsun. dedim.
selim heyecanlanmışa benziyordu ki o moral bozukluğuna rağmen hızlı hareket ediyordu.
-dur oğlum acelen ne, almanya kaçmıyor ya, daha uçağa 5 saat var. dedim.
-daha ablama gidicem. dedi
Selim ablamın durumunu öğrenseydi gibsen gitmezdi bir yere.
Benim kadar çok gitmiyordu ablamı görmeye ama o da ona çok bağlıydı.
Bilirdim ki o da çok severdi ablamı.
Hatta ablamın nikahında bi köşede kız gibi ağlarken görmüşlüğüm de vardı onu.
biz mal gibi bu kısmı hiç düşünmemiştik.
babamla yalan konusunda süper bi ikili olmuştuk.
göz göze geldikten sonra babam yalan konusunda ne kadar başarılı olursa olsun topa ben girmiştim.
-ablam burda yok ki. dedim.
-nasıl yok, nereye gidecek ki ablam, saçmalama. dedi.
bizim enişte aslen muğlalıydı.
aklıma başka bişey gelmeyerek.
-bizim eniştenin kardeşi doğum yapmış, onu ziyarete gittiler Köyceğiz'e dedim.
"afferin len" dermiş gibi baktı bana babam.
-dur ariyim de konuşalım o zaman. dedi selim
babam panik olup
-ya gittiğimizde de ararız, şurda kalmış bi kaç saatimiz, hem abinle geçirmek varken. dedi.
-iyi o zaman öyle yapalım dedi. selim.
tam bir maldı, aynı durumda ben olsam kesin şüphelenir, direk ablamın evine giderdim.
ama onun bu mallığı o an bizim baya bi işimize gelmişti. -
-
1.
+18 -5çatırttttttttttt ve hikaye burda çöker bb oç ömer
-
-
1.
-1Aynen amq anlatacagin hikayeyi gibim boncuk
-
2.
-12Aynen amq anlatacagin hikayeyi gibim boncuk hani lan baban nikahta sizi yanliz birakmisti
-
1.
-
1.