-
101.
+8-devam-
çıktım bahadırlardan.
bizim evin oraya geldim.
markete girdim, sigara almak için.
para da yok üzerimde. dün gömdük bütün parayı.
marketcinin oğlu varsa, veresiye yazdıracağım amk.
böyle kıyaklar yapıyor bin bana. oradaydı.
girdiğim gibi markete
-z yine seni sordu... abi sizin aranızda ne var?- dedi.
- ne olacak dıbına koyayım bizim aramızda- dedim.
-ne atarlanıyorsun hemen. telefon numaranı istedi- dedi.
-gibtir et- dedim.
zaten bu binte benim numaram yoktu.
- anıl abiden aldım numaranı. verdim z. ye- dedi.
bana anıla abi çekiyordu, kıza abla demiyordu. ona sinirlenmiştim o sırada.
- niye kafana göre iş yapıyorsun- dedim.
- ne bilim hoşuna gitmeyeceğini. seninle ilgileniyor sandım, o yüzden şey yaptım- dedi.
- neyse gibtir et. sigaranın parasını akşama vericem- dedim. bir şey demedi.
bilmediğin numara kızın numarasıydı.
eve gidip yattım biraz.
anıl aradı.
- kardeşim, bir kız senin numaranı istemiş, verdim çağrıya- dedi.
- tamam- dedim
- yalnız kardeşim, bu kız bir çocukla gelip gidiyor. arabalı bir tip. haberin olsun. kardeşiz biz. söylemesem olmazdı-dedi.
anıl, polat alemdar ayarında takılan biri. bu tarz ağızları çok sever. neyse.
- sevgilisi oğlum o. boş ver sen- dedim.
-bir terslik olursa alırız façasını aşağı. çok züppe gibti, senin kardeşin- dedi.
sinir oldum iyice. - tamam lan- dedim. şunu da diyeyim, anıl harbiden semtte reislik yapıyor. 5 li yaşlardan beri takıldığımı için, benim gibi üç beş kişi rahat konuşuyor buna karşı. yoksa şekli var.
bir şekilde kapattım telefonu.
boş mesaj attım bilmediğim numaraya. 5 dakika sonra cevap geldi
- niye kaçıyorsun benden- yazmıştı. -
102.
+5-devam-
biraz affaldım lan. telefondan ilk defa mesaj atıyordu bana. şunu da söyleyeyim, hiçbir zaman numarasını kaydetmedim. neyse
-ne istiyorsun benden- diye cevap attım.
-konuşmak istiyorum- dedi.
-söyle ne diyeceksen- dedim. mesajla daha iyi oluyordu. karşına çıktığım zaman müsameredeki ilkokul öğrencisi gibi oluyordum amk.
- böyle olmaz yüz yüze- dedi. karşısında olursam, ne diyecekse daha rahat olurdu. biliyordu. ne hale düştüğümü, defalarca görmüştü.
-ümraniye de kuzenimin yanındayım. bu hafta olmaz- diye mesaj attım.
-geldiğinde o zaman- dedi.
-peki- dedim.
ardından valideden 20 lira alıp, direkt ümraniyeye gittim.
1 hafta daha kaldım kuzenlerde. korkuyordum beyler.
açıkcası tırsıyordum.
s. bana
- en çok senden nefret ediyorum- demişti.
z. bana
-tiksiniyorum senden- demişti.
halimi düşünün amk. nasıl daha yüz yüze bir kızla konuşayım. yerin dibindeyim zaten. nasıl oluyor bilmiyorum ama ne zaman bir kız meselesi olsa işler taka sarıyor. hele ki z. ile olduğunda taka batıyor durum, ayrıca perişan ediyor beni.
bir hafta sonra döndüm. hiç mesajlaşmadık o zaman içinde. dediğim gibi numarasını kaybetmemiştim. attığı mesajları silmemiştim. neredeyse her gün, tekrar tekrar bakıyordum mesajlara. sanki sevgili gibiymişiz gibi geliyordu lan. düşünmeyince, sevgiliymişiz gibi geliyordu.
-ne zaman, müsaitsen konuşalım- dedim.
-nihayet dönebildin. gittiysen... - dedi. bir gibim anlamadım. -
103.
+7-devam-
söylediği saat akşamdı 7 civarı.
6 buçuk gibi çıktım evden. yolda düşünüyorum. yine ne kazık girecek zütüme diye. (beyler ters köşe bir şey bekliyorsanız beklemeyin. baştan belli gibtiğimin, olayı)
düşünüyorum, düşünüyorum, çözemiyorum amk.
facebooku malum dondurmuştum, ne durumdalar w ile bilmiyorum.
kaçmak geldi yine içimden ama vazgeçtim.
böyle zamanlarda, milyon tane garip düşünce dönüyor adamın aklında.
girip oturdum cafeye. daha gelmemişti.
20 dakika kadar bekledim.
direkt okuldan gelmişti. trafik varmış. kusura bakma- dedi.
neyin kusuru lan sabahlaran akşamlara defalarca, saatlerce beklemiştim durakta. hem de gelip, gelmeyeceği belli değildi. gelmediği günler için bir defa bile -kusura bakma- demedi. bugün geleceğini biliyordum. 20 dakika koymaz bana. yıllarımı gibti. -kusura bakma- demese de olurdu. yeter ki gelseydi. anasını gibeyim. neyse.
- ne diyecektin- diyemedim. çekiniyordum.
gizli gizli bakıyorum kıza. şeytan diyor, öp dudağından, sarıl amk.
nerede bende o züt. imkansız.
nasılsın, ne yapıyorsun muhabbetinden sonra
- niye kaçıyorsun benden- dedi.
-kaçmıyorum- dedim.
-ümraniyedeyim dediğin gün, gördüm seni. otobüs durağının oradan da hiç geçmiyorsun. fark etmedim mi sanıyorsun. ahmak mıyım ben?-
beyler orta kısımlarda da demiştim. o anasını gibtiğimin otobüs durağını kullanmadım, bu meselelerden sonra. minibüsle e-5 tarafına çıkıyordum oradan biniyordum otobüse. hala öyle. ümraniye ye giderken büyük ihtimalle görmüştür beni. her neyse. konu nereye gelecek, hala anlamıyordum.
- ne istiyorsun benden. bıktım artık. vallaha bıktım- dedim.bir cesaret. sesim titriyor lan.
- senden bir şey istemiyorum x. sadece... - durdu. başını eğdi. utanır gibiydi
-onunla buluşmuşsunuz. w ye ne dedin?- dedi. -
104.
+12-devam-
ne olacak ya da ne olabilirdi ki?
-bunu mesaj yazıp sorsaydın, söylerdim- dedim.
- mesajda yalan söylerdin. ama yanımdayken yalan söylemezsin- dedi.
z çoktan anlamıştı kulu, köpeği olduğumu. köpek, itlik yapar-zütlük yapar ama sadıktır. kimin köpeği olduğunu hep bilir.
z. de kimin köpeği olduğumu biliyordu.
yine de karşımdaydı dıbına koyayım. yine de vardı. bu dıbına koyduğumun hayatında her şey sitem ettim, her şeyden pişman oldum.
ama bir kere bile ona aşık olduğum için pişman olmadım lan.
-keşke sevmeseydim onu- demedim, bir kere bile.
neyse.
yalan söyleyecek bir durum yoktu zaten ortada. w ya bir şey dememiştim.
- bu yüzden mi tiksiniyorsun benden- dedim.
- x bunu yapma. rica ediyorum bunu yapma- dedi.
- ne konuşacağım sevgilinle, bir şey konuşmadım- dedim.
sustum ardından bir şey demedim. gözünü benden ayırmadan bakıyordu beyler. ben göz ucuyla bakıp, başka tarafa dönüyordum.
- sen nasıl birisin anlamıyorum. yemin ediyorum anlayamıyorum seni x- dedi. adımı söyledikçe, hoşuma gidiyordu. adımı ilk defa duyuyor gibi oluyordum.
-niye- dedim.
-insan demez mi, ne oldu da bunu soruyorsun diye. hiç mi merak etmiyorsun?-
beyler inanın hiç merak etmemiştim. aklımın ucundan bile geçmemişti. niye sorduğu.
z. ile ilgili tek beklentim, zaten tek umudum yoktu.
sadece onu seviyordum, o kadar.
ayrıldılar mı? banane.
banane, barıştılar mı?
benim z'den yana tek bir umudum yok zaten.
onunla sevgili olmanın, mutlu olmanın hayalini bile kuramıyordum, son zamanlarda.
konuşmaya başladım o an beyler. harbiden konuştum o an
-benim bu hayatta, bir cümle, ağzımdan sadece bir kere çıktı... sadece bir kere, sadece bir kıza, seni seviyorum dedim. bir kere deme gereği duydum. ardından defolup gitmem gerekecekti, biliyorum... ama yine de dedim. seni seviyorum dedim... pespaye halde olmama aldırmadan dedim z... benden tiksinen bir kıza, hiç pişman olmadan, seni seviyorum dedim. iyi ki de dedim z.-
bu cümleyi kurdum beyler. biraz daha uzundu ama bu cümleyi kurum. aynen bunları dedim.
adam gibi hissettim o an kendimi. gerçekten adam gibi hissettim kendimi. beni hiçbir zaman sevmese de, hiçbir zaman unutmayacaktı. hissettim amk bunu, o anda. -
105.
+7-devam-
gözleri fal taşı gibi açıldı. baka kaldı bir süre.
söylemiştim, sigara içmiyordu normalde.
bir sigaramı aldı. çakmağı aldı.
yine yakmadım sigarasını. kendi yaktı.
sormadı alırken.
etrafa bakındı. bir süre.
şaşkınlığını atmaya çalışıyordu
3-5 dakka sonra.
-ne deyim ki ben sana x- dedi. - sana ne diye bilirim ki?-
hiçbir şey demedim.
- beni sevdiğin için mi merak etmiyorsun. w ile barıştık dersem üzülürsün diye mi? ya da ne bilim, ayrıldık biz derim... sende kendini fırsatçı olarak görürsün, bundan mı korkuyorsun. bu mu?- dedi.
yine saldırıya geçmişti.
- ne fark edecek ki? buna göre aşık mı olacaksın bana?- dedim.
-bunu bana niye yapıyorsun? tanışmak istediğin zaman, hayır deyip, istemeseydim. kendini beğenmiş kızlar gibi aşağılayıp, yollasaydım seni. bana bunları yapamayacaktın. bu muydu senin istediğin. iyi davrandığım için mi bana bu yapıyorsun?-
- ne yapıyorum sana?- dedim.
- vicdan azabı çekmem için uğraşıyorsun... ne derinlikte bir şey yaşadık seninle, onu da anlamıyorum ki?- dedi.
- demek ki, derinlik kişilere göre değişiyormuş... ayrıca sana vicdan azabı çektirmek gibi bir derim yok. taktan biriyim eyvallah, önceden dediğin gibi bende kendim de bir gelecek görmüyorum ama... ne bilim işte be- dedim.
cidden cümlenin sonunu getirememiştim. şu gün ki aklımla bile, orada ne diyebilirdim, bilmiyorum. -
-
1.
0pnp bence bu karı senin sigaradan otlanmak için bulusuyor gibi dikkatli ol dolandırıcı bu
bu arada 6 yıl 2 gün sonradan sa
-
1.
-
106.
+7-devam-
sustuk yine. birbirimizin olduğu tarafa gözucuyla bile bakamıyorduk. fark ediyorum yani.
-ben gitmek istiyorum- dedi.
-peki- dedim.
çok garip gelecek beyler belki ama gözleri dolmuştu. başka tarafa baktığım için fark edemedim. ama -peki- derken ona bakınca fark ettim.
nedenini hiç bilmiyorum. ama gözleri dolmuştu.
çantasını, kitapları aldı.
kalkmak üzereydi, bir doğruldu, yeniden oturdu.
tek eliyle gözünü ovuşturdu, yaşlar belli olmasın diye.
-sana demiştim ya, telefonuna yazmıştım hani. seninle tanışıklığım olsun istemiyorum diye. gerçekten keşke tanışmasaydım seninle. senin gibi birinin olduğunu bilmek bile sinirimi bozuyor... insan gibi çağırdım şuraya, insan gibi konuşuyordum. ne hale getirdin bak. hem kendini, hem beni. yazık sana x, çok yazık... karşıma çkma bir daha... -
dedi.
kalktı.
gözleri iyice dolmuştu. ağlıyordu ufaktan.
dediğim gibi niye anlamadım, hala da bilmiyorum.
ama içim yandı lan. nefret ediyordu benden, bariz. ama gözlerinden yaşlar gelince, içim sızladı amk. dengesini zor toparlayarak, yürüdü gitti. ben kaldım.
---
bugünlük bu kadar beyler. devam edeceğim. geberdim amk. -
107.
+1@530 eyvallah
-
108.
+10-devam-
Malum, z lafları sıralayıp, ağlamaklı gözlerle gitmişti.
Bir saat kadar daha oturdum kafede.
Bitmişti her şey. Umut edilebilecek bir şey varsa, umut ettirmeden bitmişti.
eve döndüm. Odaya girdim.
Yine düşünmeye başladım. Arasam mı dedim. Numarası var.
kim bilir amk, bir süre sonra ararım. 1 ay, 5 ay hatta ne bilim 1 sene sonra belki.
-Ya da- dedim.
-sileceksin telefondan. sadece bekleyeceksin.-
Koskoca hayat, iki seçenekti benim için.
Ya doğru zamanı bulmak için fırsat kollayarak beklemek
ya da
sadece beklemekti.
Telefonu çıkardım. Mesajları sildim.
Numarayı görmemek için ne varsa telefonda, hepsini sildim.
Adım gibi biliyordum çünkü,
Bir süre dayanacaktım ama en yersiz anda mesaj atacaktım ya da arayacaktım onu.
Olmayacaktı.
daha beter olacaktı her şey.
Sonuç şuydu, belki mesaj atar diye beklemek.
Daha doğrusu atmaz, aramaz ama yine de beklemek.
içim yanıyor, soğuk bir şeyler lazım içmek için.
Zaten oda zaten üzerime-üzerime geliyor.
odanın içinde değil de, bir tabutun içindeyim sanki. işin kötü tarafı, ölü olmamam.
benim gibi birinin ölü olması gerekir. beyler. ölü değilse bile, en kısa zamanda ölmesi gerekir.
Yoksa bitmez bu beklemeler.
Sonu gelmez dıbına koyayım. -
109.
+9-devam-
Mutfakta su dışında içecek sadece, asiti kaçmış sıcak kola vardı.
odama geçtim yeniden.
sıcak kolayla beraber, son kalmış sigarayı içtim.
daha taktan bir durumda olamam.
Küllüğe bastım sigarayı. pederin salondaki sigara paketini aldım.
ağrı kesici vardı yanında. zaten başımda ağrıyordu.
üç ağrı kesiciyi sıcak kolayla içtim.
sigaraya altlık oldu ilaçlar, mide bulantısı yapmadı en azından.
bayağıdır karnım açtı çünkü.
başka şeyler düşünmeye çalışıyorum.
z dışında ne olursa olsun.
perdelere baktım. sigara dumanı sinmiş, rengi atmış, leş gibi de sigara kokan perdeler.
üniversitenin ilk yıllarında, okuldan döndüğüm gibi kahveye giderdim.
son demlenmiş çayın, son bardağını içtikten sonra gece çıkardım.
Sigara yasağı yok tabii o zaman.
izmaritin kokusu saçlarıma sinerdi. saçlarımı okşar, ardından elimi koklardım.
leş gibi izmarit kokusunu alır, kendimden tiksinirdim.
böyle dönemlerde yaşadım.
böyle durumlarda, başka şeye gitmiyor kafa, insafı yok yavşak hayatın.
Kafam dağılsın diye, cep telefonundan radyo’yu açtım.
Peder sevmez müzik sesini, kulaklığı taktım mecburen.
pop kanalları geçtim. harbiden hiç gitmiyor pop öyle anlarda.
Damar çalan kanallar arasında turlamaya başladım.
Müslüm gürses’in
-aklı yok, fikri yok. Deli misalı- şarkısına denk geldim. Sesi açtım biraz daha.
z aklımda, kalbimde, duvarda, kapıda, camda, radyoda.
dönüp dönüp ona çıkıyor her şey.
Dünya kadar yol var ama hepsi tek istikamet.ona çıkıyor.
Z ye çıkıyor lan, çıkmaz sokak.
Çıkamıyorsun lan işte.
-Kaçmaya çalışmanın alemi yok- dedim. amk.
başka şeyleri düşünmeye çalışmanın alemi yok.
onu düşüneceksin,
başka yolu yok... -
110.
+10-devam-
3 gün evden çıkmadım. Bahadır arayana kadar. H
içbir şey yapmadım, uyumaya çalışıyorum sadece.
3. gün öğle saatleri aradı bahadır.
başta Açmadım telefonu.
2. Defa da çaldırınca, açtım.
-şuraya gel kanka, sana bir süprizim var- dedi.
Düşünecek durumda değilim.
Gitti yanına.
- paralı asker buldum. Gidelim mi- dedi.
Berbat durumdayım.
Saf, temiz bir aşk acısı çekiyorum masalı anlatmayacağım. Kafamı dağıtacak ne varsa, hiç düşünmeden yaparım, o haldeyim.
-olur- dedim.
Aradı kadını,
kadın- 1 saat sonra –dedi.
Para muhabbette ettiler, tek seans üzerinden.
Escort sitelerin bir tanesinden bulmuş.
Bizim semtte diye almış numarasını.
Kadın 100 lira dedi ama ardından, 75 liraya bağladı.
Dediğim gibi tek seans. -
111.
+4-devam-
Bir saat sonra yeniden aradı bahadır. Adresi aldı.
Yürüme mesafesi maksimum 5 dakika.
Kadının evinin oraya geldik.
Yeniden aradı bahadır. Kadın apartmanın adını verdi.
-Zile basın, direkt aşağı inan, kapıyı açacağım. Telefonu kapıyorum- dedi.
Bodrum kat.
Telefonu kapadı mı bilmiyorum.
Girdik binaya, aşağı indik, eve girdik.
-Hoş geldiğiniz- dedi.
Kısa boylu, çakma-ucuz sarışın, çok zayıf, 33 lü yaşlarda bir kadın.
derisi ile kemikleri yapışık gibi.
En çok da yüzüne çirkilik katıyor, bu zayıflık.
adı sudeymiş.
Yalan tabii.
Bir-iki muhabbet. Edilmek zorunda olunan, herkesin ettiği, edilmek için var olmuş genel muhabbetti.
Ardından Bahadır parayı verdi.
-ilk hangini geliyorsunuz?- dedi.
Tek çalışıyordu.
Bahadır bana baktı.
– ilk ben girmezsem, yapmam- dedim.
Bahadır
- gir, benim için fark etmez- dedi.
Odaya geçtik.
Pencere bile yok oda’da.
Havasız.
taktan bir parfüm ve sperm kokusu var oda da.
Çok defa böyle şeyler yapmıştım ama en taktan yer burasıydı. -
112.
+5 -1-devam-
Üstündeki t-shirtü, alıtındaki taytı çıkarttı. Ne altta, ne üstte iç çamaşır vardı.
Tahta gibiydi bütün vücudu. Yatağa uzandı. Çıktım üzerine öpmeye başladı. Ufacık Göğüslerini sıktım. Kalçalarını elledim. Ama tahta gibi bütün vücudu, tahrik etmedi beni. Dudaklarımı yalamaya başladı. Öpmek değildi, bildiğin yalıyordu. Ardından sakso çekti. Kondom taktı. Uzandı yeniden.
Girdim.
Bacaklarını sımsıkı sarmıştı ama hoşuma gitmiyordu hiç.
Yüz yüzeydik. Bu da hoşuma gitmiyordu.
Yalandan ahlıyordu.
-Arkanı dön- dedim.
Yüzünü görmek istemiyordum. ilk defa böyle bir durumda, altımdakinin yüzüne bakmam istemedim. Bakamıyordum.
Ters döndü.
Girdim.
Gövdemi sırtına yasladım.
Bir kolumla alttan sardım sımsıkı.
Diğer kolumla, saçını kökünden tutmuş, kendime doğru çekiyorum.
Olabildiğince güçlü.
Çenemi dayamıştın saçlarının hemen altına, ensesine bastırıyordum.
Ten tene değildik. Deri yoktu aramız, kıl yoktu. Kemik kemiğeydik.
Gidip geliyorum. hızlı değil ama olabildiğince sert giriyordum.
75 lira için buna katlanmaz diye tahmin ediyordum.
Düşünmemeye başladım ardından. Daha sert giriyordum.
Ahlamaları, zorla nefes alma sesine dönmüştü. Bir süre devam ettim. Canı yanıyordu, biliyorum.
– boşal- dedi.
Zar zor dedi. Sesi çok, vücudu az titriyordu. Sardığım için hareket edemiyordu. Nefes alışverişlerinin gürültüsü iyiyden iyiye artmıştı.
Boşaldım…
Kalktım üzerinden. Peçete verdi. Çok hızlı nefes alıp veriyordu. Yatağa oturdu. Bir yanda da Tip-tip suratıma bakıyordu. Bir şey demesini bekledim. Demedi. -
113.
+7 -1-devam-
Sardığım karın bölgesinde, kollarımın izi çıkmıştı. Ağır ağır hareket ediyordum. O giyinme gereği duymuyordu. Birazdan bahadır girecekti çünkü. Pantolonu, kazağı askıdan aldım. çıplağım hala. Gözüm peçeteyi verdiği komidinin üzerinde oyuncak ayı takıldı. Beyaz bir oyuncak ayı.
Kalp kısmı, , kırmızı çizgilerle belli edilmiş. Yine kırmızı renkle, kalp şeklinin içinde
–ı love you- yazıyordu.
Ayıyı aldım, baktım. Nedenini bilmiyorum, kadına dönüp baktım.
-ne oldu- dedi.
-nasıl yani- dedim.
Bir şey diyecek gibi oldu demedi.
Ardından -hiç- dedi.
Giyindim. Oda da hala, onun sert nefes alış sesleri vardı. Başka ses yoktu.
Çıktım odadan bir şey demeden.
Benden sonra bahadır girdi. Ben onun yerinde olsaydım, birinin ardından girmezdim. Ama o girdi.
kapının yanındaki koltuğa oturdum, bir sigara yaktım. Beklediğimden çok çabuk çıkmıştı bahadır. Keyfi yerindeydi. Çıktık evden.
Yolda bahadır. – güzel değil ama muamelesi iyi ama- dedi.
- evet- dedim. Sırf konuyu kapatsın diye. Bir süre sustu. ardından
- nasıl boşalttın lan karıyı- dedi. Anlamadım bir şey.
- ne diyorsun?- dedim.
- ne yaptın da boşaldı sude. Şeyini yalamadın demi lan kadının.-
-yok. Bir yerini yalamadım. Boşalmamıştır. Nerden çıkarıyorsun -dedim.
-fark etmedin mi?- dedi.- Hayır- der gibi başımı salladım. Cidden farkında değildim.
-girdiğimde, bacak arası hep beyazcıklarla doluydu. siliyordu-
-bakmadım bacak arasına.- dedim
-kondumu çıkarırken demi fark etmedin, kendi üzerindeki beyazcıkları- dedi.
Görmüştüm ama ne olduğunu anlamamıştım. Silmiştim direkt.
Dediğim gibi çok huuryla yattım ama boşalmalarına şahit olmadım hiç. Bir kadın boşalınca, ne olur bilmem. S ile yakınlaşmalarımızda bu uçlara gelmemiştik hiç. Başka örnekte yoktu zaten.
Ardından bahadır
-birayı da sen ısmarla, keyfimiz tavan yapsın- dedi.
-tamam- dedim. -
114.
+10 -1-devam-Tümünü Göster
Bahadırların garajına gittik önce. kimse var mı yok mu diye.
Garaj olarak anlattığım yer, binanın arkada tarafı 5-6 arabalık, ağaçlarla çevrili alan. Bahadırların, evinin bir kapısı o tarafa açılıyor.
O sıradaki bütün binalar böyle.
Hava kararmaya başlamıştı.
Girdik garaj kısmına, bahadırların annesi,
zehra,
zehranın annesiymiş ve
yine Zehraların bir akrabası kız. benden büyük, hafif tombul bir kız.
Bahadır annesinin yanında oturan, o binadan bir 40 lı yaşlarda kadın.
Bahadırların evinin garaja çıkan odasının önündeki alana masa koymuş. Okey oynuyorlar.
Çay yanlarında, hava serin, sırtlarında battaniye, ufo’da koymuşlar.
Muhabbet ediyor, bir yandan da okey oynuyorlar.
Bahadır- ooo- diye geçti yanlarına, başta annesine yardım etmeye bahanesiyle, yanlarında durdu.
Annesi halimi hatırı sordu. Bende aynı şekilde.
Ardından zehranın annesi kalkınca, onun yerine bahadır oturdu. okey bilgisiyle, zehraya hava atmaya çalışıyordu. -taş bilene gelir- falan filan. çoştukça çoşuyor yavşak. bundan bile medet umuyor yani
Zehranların akrabası olan kız, bana bakıyor bir yandan farkındayım.
– nermin teyze ben sıkıldım yerime geçsene biraz- dedi. Yancılık yapan kadına.
-ben bakkala gidiyorum bahadır, gelirm birazdan- dedim.
-ortadan kaybolma- dedi.
(zehranın akrabası olan kız, m. Diye anlatıyorum)
M arada lafa atladı.
-bende geleyim bakkala bir şeyler alacağım- dedi.
Ardından herkese sordu bir şeyler istiyor musunuz diye. Kimse bir şey istemedi.
Ben sormamıştım.
Yürümeye başladık. Kendini tanıttı kız. Bende adımı söyledim. Bakkala girdik. Sigara aldım.
O da enerji içeceği aldı. Saçma geldi bana. Neyse.
Dönüyordum binaya doğru.
-iki tur alsak, rahatsız olur musun, zehranın yanında sigara içmek istemiyorum- dedi.
Aslım tarzı bir sorunu varmış sanırım, sigara içmesine engel olmaya çalışıyorlarmış.
100 metre ilerde, park var.
Gittik oraya. Enerji içeceğiyle, yüklendi sigaraya.
Ne yapıyorsun, ne ediyorsun muhabbeti.
M iç mimarlık okuyormuş. ben 3 yaş büyük.
Yaş, okul, nerede oturuyorsun muhabbetinden sonra sustuk.
Bir şey deme gereği duymuyordum.
-bir sıkıntın mı var?- dedi.
-niye- dedim.
Karşıdan yürüye yürüye, z’nin geçtiğini gördüm.
Gördü bizi.
Zerre kadar umurunda bile değildi. O mesafeden anlıyordum bunu.
Ama uzun menzilli bir güzelliği var, o mesafeden vurdu yine de. -
115.
+14-devam-
Z geçiyor ben dalıp gitmişim. Ona bakıyorum.
M -duyuyor musun beni- dedi.
Ne dedi, ne anlattı hiç bilmiyorum.
Tamamen aklım z ye gitti.
Uzaklaşıyordu.
Bütün hayatım, bütün dünyam, kendim, aklım, kalbim sanki taşıdığı kırmızı çizgili, kahverengi çantanın içindeydi.
Koluna takmış, zütürüyordu bütün varlığımı.
Utandım kendimden...
gibimin peşine düşmüş, karıya gidiyorum. Bahadırın peşine takılmış sürekli içiyorum. Tek bir amacım, tek bir uğraşım yok.
Z ye bakıyorum. bambaşka bir dünya.
dıbına koyayım, tamam kızı seviyorum. Ama ne yapıyorum onun için. Onu elde edebilmek için, istediği gibi bir adam olabilmek için ne yapıyorum?
Hiçbir şey yapmıyorum.
Sırf sitem ediyorum, küfür ediyorum. içiyorum. Ağlayıp zırlıyorum.
Beyler hiçbir kadın, acıdığı adama aşık olmaz. Sen birine aşık oldun diye kendine acırsın. O da sana acır. Tuhaf bir zevk almaya başlarsın bundan.
Böyle bir durumdayken, bu durumdan kurtulayım der ağzın her seferinde
ama içinden hiçbir şey gelmez.
Tamamen bırakmışsın kendini. Toplayamazsın.
Nedeni de şudur beyler.
Nereden başlayacağını bilemezsin.
Bir karakterin yoktur çünkü.
Kişilere göre davranıyorsundur.
Ben x im ve bu benim. Benim karakterim bu. Diyemiyorsun.
Z, ye, s ye , w ye hepsine farklı davranıyorsun.
Hepsi başka bir x tanıyor.
Adam olmak için herkesin bir x(ben) tanıması gerekir.
Sadece o zaman kendin olabilirsin.
-gitmem lazım, özür dilerim- dedim.
Cevap vermesini, bir şey demesini beklemeden kalktım.
Z nin peşinden gitmem lazımdı.
Bütün hayatım, kendim gidiyordu lan.
soyut kalbimin, somut varlığı gidiyordu dıbına koyayım. Duramazdım.
Z’nin arkasından, Çok yaklaşmadım yürüdüm.
Ne yapacağımı, düşünmüyorum. Ya da ne yapmam gerektiğini.
bu kadar güzelken, ne diye süslenir püslenirsin ki. güzel olmayanlar uğraşsın, senin buna ihtiyacın yok ki- dedim. içimden dedim.
Ne kadar çok tenezzül etmedin sevgime- dedim. içimden dedim.
gidip diyemiyorum. -
-
1.
+1 -1Uzaklaşıyordu.
Bütün hayatım, bütün dünyam. Burada bittim kardeşim yaşamayan bilemez.. -
-
1.
+1gibtir lan
-
1.
-
2.
0rezerve burda kaldım
-
1.
-
116.
+4 -1-devam-
dıbına koyayım, böyle hayatın dedim. Sert ama sessiz çıktı ağzımdan. Duymadı tabii.
Dönüp arkasına bakmadı.
Yanına yaklaşmadım.
Eve ulaştı.
Girdi. izledim.
Ardından bende eve gittim.
Girdim odaya. Beynimde bir saniye içinde milyon tane düşünce dönüyor. Durmuyor aklım.
Uzanıyorum yok. Bir şeylerle uğraşıyorum, yok amk olmuyor.
Mecbur düşüneceğiz.
ne biçim biri olmuştum ben. Dedim.
Bir defter çıkardım.
Rezil. Alçak. Adi. yazdım
z- tiksiniyorum- demişti.
s-en çok senden nefret ediyorum- demişti.
Bunları da yazdım.
ilkokul dönemini düşündüm. Bir süre.
Anlaştıklarımı, anlaşamadıklarımı, isim olarak hatırladıklarımı yazdım.
Z ye kadar Hoşlandığım kızları yazdım. ne kadar güzeller gibisinden saçma sapan bir şey yazdım.
3 kızdı. Hiçbiri için bir şey yapmamıştım .
hepsi de çok güzeldi. Z kadar değil.
3 kızdan sadece 1 ile tanışıklığım vardı.
Diğer 2 sine platonik. Ama ahlar vahlar içinde değildim.
Dümdüz bir hayat yaşamışım. Ne rezilim ve vezir.
O an şöyle bir fikrim oldu,
Belki onlarla tanışmadan önce, bu kadar berbat değildim. Daha iyi biriydim belki. Ama beni öyle gördükleri için, öyle biri olmuştum. Olmak zorunda kalmıştım. Rezil biriymişin gibi davrandıkları için, rezil biri olmam gerekmişti. Ben istememiştim, böyle olsun. Ama bunun dışında ne olabilirdi ki? Böyle olmaması gerektiğini düşünüyordum ama bundan başka bir şey olamayacağını da biliyordum.
Bahadır aradı. Açtım
-kıza niye öyle bırakmışsın oğlum- dedi. Tamamen kapattım telefonu. Şarjım bitti diye düşünsün diye. Tek kelime edecek durumda değildim. Telefonu niye açtığımı da bilmiyorum. -
117.
+5-devam-
Bir hafta, çok az dışarı çıktım. Hep evdeydim. Beynim durmuyor. O kadar çok şey düşünüyorum ki, açık televizyon gibi yayınlar hiç bitmiyor amk.
Haftaiçiydi ama hangi gün hatırlamıyorum. Saat 9 civarı kalktım.
Zaten 5 gibi yatmıştım. Ölü gibiydim.
Yemek yedim.
Valide –iş arıyor musun hala?- dedi.
–evet- dedim.
Bir arkadaşının oğlu markette çalışıyormuş. Part-time iş ayarlayabilirmiş. Valide evdeki durumumu görüyor kötü oluyordu. O yüzden sağdan soldan iş sordurttu.
–olur- dedim.
Pgibolok için randevu almıştı.
Önceden gittiğim pgiboloğa gitmek için yola çıktım. Bu yüzden erken kalkmıştım.
Yine zeytinburnunda oliviumdaki hisse kapıldım. Tanımadığım kızlarla, tanışmaya tanışma fikri. O duruma düşmek istemiyordum. olabildiğince hızlı gittim. Para yatırdım, öyle böyle 4 saat sonra anca girebildim.
Aynı doktora girebiliyorsunuz beyler. Dosya onda olduğu için. Benim doktor genç bir adamdı. Hala orada mı bilmiyorum.
Odasına girdim. Dosyayı çıkardı. Bir süre onlara baktı. Niye kaç aydır gelmediğimi sordu.
Geçiyorum bu kısmı.
-kafamın içinde inanılmaz hızlı düşünceler dönüyor. Durduramıyorum. çok zor uyuyorum. içmeden rahatlayamıyorum- dedim.
-ne gibi düşünceler- dedi.
- genel, her şeyle alakalı-dedim.
- rahat ol. Ne bunlar söyle.- dedi.
Cidden, net olarak söylebileceğim bir şey aklıma gelmiyordu.
-bilmiyorum-dedim.
- ne zamandır böyle- dedi.
-çok uzun zamandır böyle- dedim.
-niye bugün geldin o zaman-
-son günlerde dayanılmaz oldu- dedim.
-ne oldu da dayanılmaz oldu. Ne yaptın son zamanlarda. Ya da ne yapmadın? Dedi.
-hiçbir şey yapıyorum. Sadece evdeyim- dedim.
-sevgilin var mı?- dedi.
-yok- dedim.
Babamla alakalı bir şeyler sordu. Geçen sefer hep babama sallamıştım çünkü.
Direkt geçicem.
Karıya gittiğimi söyledim. O karı aklıma geliyordu sürekli.
-niye geliyor aklına, çok mu güzeldi?- dedi
-hayır, çok çirkindi- dedim.
-değişik bir şey oldu mu? Tuhafına giden?-
Aşırı sert davrandığımda, yüzüne bakamadığımı söyledim. Oyuncak ayı aklım geldi. Onu da söyledim. Hiçbirine takılmadı ona takıldı amk
-ne olmuş, olamaz mı?- dedi.
- ne bilim tuhaf geldi. ı love you falan yazıyordu üzerinde.-dedim.
Beyler burada zaten takluk ortaya çıktı. -
118.
+6-devam-
-ı love you yazıyordu diye mi kafan karıştı? –dedi.
-bilmiyorum ki. o akşam, mahallede sevdiğim kız onu görünce peşinden gittim…(o kısımları da anlattım.z yi de m yi de)
-çok da renksiz bir hayatın yokmuş?- dedi. Taşşak geçer gibi.
-herkesin hayatı kendine zor- dedim.
-Senin sorununu söyleyeyim mi? Bak yaşlarımızda yakın-dedi.
- daha iyi olur—dedim.
Feriştahım gibilmişti zaten. derman olsun diye gelmiştim...
-kendini ezik görüyorsun. Başarısız mısın ya da ne gibi unutulmaz rezillikler yaptın? Ne kadarını yapmış olabilirsin ki?
Senin sorunun, çirkin olduğunu düşünmen de. daha doğrusu, yüzden hiçbir şeyi hak etmediğine inanman da.
Ufakken çok aşağılanmış olabilirsin ilk okul çağlarında. Çok kişi var böyle. Oradan kalma bir ezilmişlik hissi olan ama ergenlikten çıktıktan sonra, bunları atabilmiş kişiler. ergenlik pgibolojisini atlatabilmiş kişiler.
Sen ise Çirkin olduğunu düşündüğün kişinin de, hiçbir şeye hakkı olmadığını düşünüyorsun. bahçede, kolidorlarda turla biraz, gerçek hastaları gör.-dedi.
Bir şey demedim. 3 tane ilaç yazdı.
–Bolca uyutur bunlar seni. Bir tanesi, cinsel isteğini düşürür ilk zamanlar sonra düzelirsin. Format atar biraz, nefsine-dedi.
Def olup gittim. -
119.
+6-devam-Tümünü Göster
eve gittim. Valideden para alıp, ilaçları almak için çıktım.
O sırada telefonum çaldı.
Bilmediğim bir numara.
–lan z mi yoksa- dedim. Heyecanlandım biraz.
Market işi için aracı olacak çocuktu.
-Yarın gel kardeş konuşalım- dedi. Adresi verdi.
işe girdim part time.
Böyle böyle geçiyor zaman. 1 ay , bir buçuk civarı.
Ne içki içiyordum, Ne bahdırla görüşüyorum.
işe gidip geliyordum sadece.
Televizyon izliyordum akşamları.
Z hep aklımda tabii. Ama ilaçların etkisiyle, tutkuların azalıyor. Duygusal dengeni kaybetmiyorsun.
ilaçların en büyük artısı o oldu bana.
Birden çok çoşarken, bir anda ağlama moduna giriyordum eskiden.
Bu değişmişti. Dengemi sağlamıştım biraz.
Dediğim gibi zaman geçti.
2. dönem için dersleri seçtim 5 ders.
Pgiboloğa gidiyorum ama ilaçları yazdırıp, hemen çıkıyorum.
işi de bırakmadım devam ediyorum,
okula da gidiyorum. Keyiflerde değilim ama çok keder de yok.
Bir-iki defa karşılaştım, z ile yolda.
Gözucuyla baktım, geçtim yanından. tanımamıştık hiç birbirimizi.
Canım acıyordu, içim sızlıyordu. Ama olması gereken buydu.
5 metre mesafe yanımdan geçiyordu ama farklı bir zaman dilimi içindeydik.
zaman birbirine karışıyordu yanımdan geçerken
ama zaman,
aynı zaman diliminde buluşamıyordu.
kaç yaşına kadar yaşarım, kaçta ölürüm bilmiyorum. z nin de ne kadar yaşayacağını bilmiyorum.
ama ne kadar uzun yaşarsak yaşayalım, aynı zaman dilimi içinde yaşayamayacaktık.
o benim, imkansızla imtihanım. yanımdan geçip giden çaresizliğim. bunu bağırıyor bakarken.
sadece bakıyor.
bakmadan geçmiyor ama sadece bakıyor.
his yok, duygu kırıntısı, nefret belirtisi, sevgi zerresi yok.
en kötüsü budur beyler.
hiçbir şeye bakıyor,
olmayana,
bir boşluğa bakıyor beyler.
dıbına koyayım Günler geçiyor.
Hiçbir şey olmuyor. iyi ya da kötü. Hiçbir şey olmuyor. Ama umurumda değildi. Önceden olsa bir şeylerin olmasını isterdim. O dönem istemiyordum. belki de istemediğim için oldu
kötü bir şey oldu.
Pederin dobloyu vurdum.
Bir Pazar günü, peder uyurken aldım anahtarı, iki tur atarım diye. Ehliyetim var ama çok direksiyon tecrübem yok.
Hyundai marka, eski tip bir kamyonete, arkadan geçirdim.
Pederi aradım mecburen. Geldi. Karakol, o bu derken Adamla anlaştılar bir şekilde.
Sinirden cehennem kırmızısı yüzü. Döndük eve.
Ben direkt kendi odama kaçtım. oturma odasına çağırdı.
Girdim kapattı kapıyı. Ayakta duruyorum.
Bir tokat vurdu.
Bir şeyler demek istiyordu ama doğru kelimeler gelmiyordu ağzına. -
120.
+21 -1-devam-Tümünü Göster
Peder odanın içinde turluyor.
Ben sabit duruyorum.
Dövecekti...
Doğru cümleyi bulup, söyleyemediği için de dövecekti...
Doğru kelime bulunduğu zaman ise, doğru kelime bulunduğu için dövecekti.
O cümleyi ben kurmak istedim.
Bir şey dedim. sadece bu histen kurtulsun diye dedim.
Atacağı dayağı haklı çıkarmak için kullanacağı cümleyi bulamıyordu,
dayağın haklılığına inansın diye
ben söyledim, o cümleyi.
Bunu onun için yaptım
-benden kıymetli olduğunu bilmiyordum arabanın- dedim.
Yemek masasının sandalyesini fırlattı üzerime, sırtımı döndüm.
Sırtıma geldi. Göremediğim bir tekme sonucu yere kapaklandım.
Ayağının tabanıyla başıma vuruyordu.
zihnindeki her şeye karşı hissettiği bütün nefret, ayağının tabanı aracılığıyla, başıma ulaşıyordu.
Bu nefreti atabilmek için daha sert vuruyordu. Ayak tabanından çıksın, gitsin diye. Çok daha sert vuruyordu.
Hiçbir şey yapmıyordum.
Kıpırdamıyordum bile.
Sadece vuruyordu.
Vurmasını istiyorum, daha çok.
Aslında ne babamın dövdüğü bendim.
Ne de benim dayak yediğim babamdı...
Babam hayatını tekmeliyordu, kaderine vuruyordu ,
ben z den yiyordum tekmeleri, bana z vuruyordu...
Bir müddet daha vurdu. Ardından odanın kapısını açtı.
O evde, oturma odasının kapısının ilk defa kapandığını fark ettim o anda.
Yerdeydim.
Girdiğim zaman fark etmemiştim. Ama O kapı ilk kez kapandığında ben içerideydim.
Yerdeydim dedim ya...
Ama Ağlamıyordum.
Kapıya bakıyordum.
Aklım sadece z vardı.
Bu acının onunla alakası yoktu ama ben, bütün acıları onun için çekiyordum.
Ona adıyordum bütün acıları, ona ithaf ediyordum.
Dedim ya ağlamıyordum.
O an -z ne yapıyor- diye düşündüm.
Yerdeyken. Hala yerdeyken.
Ben düştüm mü yere, kolay kalkamam yerden.
Annem kapıda belirdi.
Ağlıyordu.
Babamın dayağını, elbette benden daha iyi o biliyordu.
O daha iyi tanıyordu, babamın dayağını.
Ağzım yüzüm kan revan içinde.
Kaldırdı beni ayağa, banyoya zütürdü. elimi yüzümü yıkadı. Bütün suratım şişmişti. Burnum kanıyordu. Dudağım, kaşım patlamıştı. dıbına koyayım, dedim ya ağlamadım.
Ama annem ağladı.
Çok kuvvetli, çok güçlü ağladı.
Babamın tekmelerinden, tokatlarından daha güçlüydü göz yaşları.
O kadar güçlü ağladı.
Bin gece daha dayak yesem, bu kadar koymazdı.
En güçlü gözyaşı, çok sessiz düşer.
Gözyaşını döken bile duymaz.
O kadar sessiz düşer...
o kadar sessiz akar...
o kadar sert dokunur sana
---
bu gece devam etmeyeceğim.
kusura bakmayın.
-
kurtco senin ben hayatını
-
buraya ddos atmak için güç harcayan bilgisayarın
-
bayrama kadar güzel bi hikaye oyunu
-
orusbu çocugu uyudu herhalde
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 12 03 2025
-
yalnızım be sözlük ne olacak böyle
-
bakir öleceğinizi anladığınız an ne zamandı
-
gibi dizisi hakkında 1970 sayfa entry var
-
karpuz penise iyi geliyormus
-
yuro 40 olmuş
-
beyler bu tiple benden ne olurrr
-
antisosyal bir erkeğin poposunu ellemek
-
üstat kadir mısıroğlu hazretleri
- / 1