-
76.
+9-devam-
internette sağda-solda bir söz dolaşıyor beyler
cemil meriç e aitmiş.
-acılar hatıralaştıkça güzelleşir- diye.
tamamen yalan bir söz bu. baştan sonra kolpa bir söz.
ezilip, aşağılanıp, sürekli gibiliyormuşsun gibi hissederken, hatta birine aşıkken, bu kadar umursanmazken,
o acı, hatıralaşmaz.
o dıbına koyduğumun acısı hatıralaşamaz.
o acı, acı olarak kalır.
ne zaman güzellişir derseniz.-acılan unutuldukça güzelleşir-
unutursan eğer, geçmişe takılıp kalmazsın. sürekli aklın oraya gitmez.
geçmişte ne oldu hatırlamazsan, acı çekmiş olmazsın.
gidin bakın huzurevlerine. en huzurlu olanlar, geçmişi hatırlamayanlar...
çok yaşlanmadıysan eğer, bunun yolu imkan sahibi olmaktır.
imkanın varsa, daha güzel şeylerle karşılaşırsın. daha güzel şeyler yaşarsın.
ama imkanın yoksa, çaresizlik içinde eskiyi anıp durursun. andıkça daha kötü olursun. dıbına her seferinde koyar.
imkanın yoksa hatırlamayı engelleyecek uğraşlar bulman gerekir.
uğraşların o kadar çok olacak ki, dünü bile hatırlamayacaksın.
neyse.
kızın mesajını defalarca okudum. profillerine defalarca baktım o akşam.
ertesi gün, akşamüstü bir saat vermişti. malum köpeğe gel der gibi gel diyordu. emrediyordu.
odanın içinde turladım biraz, beynim durmuştu. ne yapayım edeyim, karar veremedim amk.
kıza cevap yazmadım. ardından facebook hesabımı dondurdum. -
77.
+8 -1-devam-
evde uyku ilacı vardı. 2 tane aldım. zıbarıp yattım o gün.
ertesi gün öğlen 2 gibi uyandım. yemek yedim.
odaya kapandım yine. saatlerce hiçbir şey yapmadım oturdum. sadece sigara içtim.
ayrılmış durumdalar gibi duruyordu. kız benimle konuşmak istiyordu. nedenini bilmiyordum.
ama durum itibarıyla,- güzel kızın en yakın arkadaşı olan çirkin kız- gibiydim.
öyle hissediyordum kendimi. kısacası sevgiliydi onlar. kendimi aralarındaki köprü gibi hissetmeye başladım. zor zamanlardaydılar, sonunda ben gibilip kalacaktım. böyle hissediyordum.
gerizekalı değilim sonuçta. kız bana- ben onu değil artık seni seviyorum- gibi bir şey demeyecek. bunu biliyordum.
yine bu binin, w nin muhabbeti olacaktı.
zaten bu bine, kızı sevdiğimi bile söyleyemedim.
ne kadar ezik karaktersiz olursan ol. bazı şeyler fazlasıyla zoruna gidiyor.
ayrıldılar diye kıza iş koymaya başlamak, bana göre değil.
dediğim gibi ne kadar sap ne kadar mal olsam da. hamurumda yok bu dıbına koyayım.
sen bir kızı seviyorsun, sevdiğin kızın sevgilisinin haberi yok. ama adamla tanışmamışsın. hiçbir sorun yok bunda beyler. ama adamla tanışmışsan ve sevdiğini bilmiyorsa, kendini erkek gibi bile hissedemiyorsun.
hayat seni ne kadar giberse gibsin zoruna gitmezken, böyle taktan bir şey zoruna gidiyor hem de çok zoruna gidiyor.
facebook hesabını da bu yüzdenden dondurdum. rezil gibi sevsem de, ne yaparlarsa yapsınlar, z. yi sevdiğimi bilip yapsınlar dıbına koyayım.
ben dışarıda, uzakta, ya da ebesinin amında aşktan ölsem de, bunların arasında muhabbetlerine ortak olmak istemiyordum.
kızın buluşalım dediği saatte geçti, evden çıkmadım.
saat akşam 9 civarı evden çıktım.
bahadırın yanına gittim.
biralara aldık onların garaja geçtik. -
78.
+7 -2-devam-
olanı biteni anlattım bahadıra. w ile buluştuğumu bile. ne varsa ne yoksa anlattım.
- gibtir et, kısmet bu işler- dedi.
-kısmete inanmıyorum, allaha da inanmıyorum amk. bana böyle laflar etme- dedim.
şaşırmadı lan. umursamadı bile.
-neyi değiştiriyor bu- dedi.
tokat yemiş gibi oldum lan. bir de kafası çok çalışmaz diyordum ama çok doğru bir laf etti amk. cidden hiçbir şeyi değiştirmiyordu. o an ikimize de acıyordum. evet lan ikimize acıdım amk. böyle bir lafı edebiliyor ya, ona kendimden daha çok acıdım.
gözlerim dolacaktı, tutuyordum kendimi.
bu durumumum sadece bahadırın kurduğu cümleyle alakası yok. bütün gün, odanın içinde, her şeye sövüp saymıştım. dolmuştum yani. bir de bu konuşma eklenince, kaldıracak güç bırakmadı. konuyu değiştirdim hemen.
- geçen gün aramışsın. telefonu duymadım, kusura bakma kardeşim- dedim.
-bir şey olmaz lan ne olacak- dedi. -
79.
+9- esmaya bakıyorum- dedi. ufak çocuk, esma.
ablası 6 gibi gelirmiş, o saatte anca çıkarım dedi.
-çok uzunda kalamam. eniştem artık rahatsız oluyor- diye ekledi.
tam niye buluşmak istiyordum bilmiyorum ama sinemaya gider biraz ellerim, öperim gibisinden abazaca şeylerdi.
ç-çok uzun kalamam- deyince, -boş ver o zaman, başka gün buluşuruz- dedim.
bekliyorum bekliyorum cevap gelmedi amk. 20 dakika attı cevap.
-doğru haklısın sende.az vakitte ne yapıcan benimle. sırf görmek için o kadar yol tepmeye değmem. değmem demi x(ben)? - dedi.
başımdan aşağı kaynar sular döküldü anasını gibeyim.
sanki z. için saatlerce beklediğimi biliyormuş gibi geldi, sanki camiiye çırılçıplak girmiş gibiydim, millet bana bakıyordu sanki.
dıbına koyduğumun bir otobüs durağında saatlerce z.yi beklemiştim. defalarca hem de. z bir defa bile beni giblememişti.
züt oldum bu mesajla. içime oturdu. tam orta yere hem de.
10 dakika sonra mesaj attım
-6.45 te istanbul forumda, tramvay tarafındaki girişte beklicem- diye. -
80.
+9-devam-
amıma koyulmuştu. içmek lazımdı haliyle
eve dönmedim, bahadırın yanına gittim.
nargile kafedeydi, nargile içiyordu.
- bira alalım- dedim.
- biraz nargileyle takılayım, çıkarız- dedi.
yine yumulacağız biraya, aç karnına olmaz diye düşündüm bir şey yemek için çıktım cafeden.
az para vardı üzerimde, cafe yesem ucuza gelmezdi. tavuk dönerciye gittim. çoktan bitmişti tavuk döner. o saatte kalmaz zaten. çiğköfte aldım. dürüm. yiyorum, bir yandan yürüyorum.
yolun karşına geçip, kafenin sokağına gireceğim. elde çiğköfte.
tam o esnada karşı yoldan z. geliyor. (sevdiğim kız)
ne yapacağım bilemedim. daldım onu izlemeye. -
81.
+9-devam-
Mutfakta su dışında içecek sadece, asiti kaçmış sıcak kola vardı.
odama geçtim yeniden.
sıcak kolayla beraber, son kalmış sigarayı içtim.
daha taktan bir durumda olamam.
Küllüğe bastım sigarayı. pederin salondaki sigara paketini aldım.
ağrı kesici vardı yanında. zaten başımda ağrıyordu.
üç ağrı kesiciyi sıcak kolayla içtim.
sigaraya altlık oldu ilaçlar, mide bulantısı yapmadı en azından.
bayağıdır karnım açtı çünkü.
başka şeyler düşünmeye çalışıyorum.
z dışında ne olursa olsun.
perdelere baktım. sigara dumanı sinmiş, rengi atmış, leş gibi de sigara kokan perdeler.
üniversitenin ilk yıllarında, okuldan döndüğüm gibi kahveye giderdim.
son demlenmiş çayın, son bardağını içtikten sonra gece çıkardım.
Sigara yasağı yok tabii o zaman.
izmaritin kokusu saçlarıma sinerdi. saçlarımı okşar, ardından elimi koklardım.
leş gibi izmarit kokusunu alır, kendimden tiksinirdim.
böyle dönemlerde yaşadım.
böyle durumlarda, başka şeye gitmiyor kafa, insafı yok yavşak hayatın.
Kafam dağılsın diye, cep telefonundan radyo’yu açtım.
Peder sevmez müzik sesini, kulaklığı taktım mecburen.
pop kanalları geçtim. harbiden hiç gitmiyor pop öyle anlarda.
Damar çalan kanallar arasında turlamaya başladım.
Müslüm gürses’in
-aklı yok, fikri yok. Deli misalı- şarkısına denk geldim. Sesi açtım biraz daha.
z aklımda, kalbimde, duvarda, kapıda, camda, radyoda.
dönüp dönüp ona çıkıyor her şey.
Dünya kadar yol var ama hepsi tek istikamet.ona çıkıyor.
Z ye çıkıyor lan, çıkmaz sokak.
Çıkamıyorsun lan işte.
-Kaçmaya çalışmanın alemi yok- dedim. amk.
başka şeyleri düşünmeye çalışmanın alemi yok.
onu düşüneceksin,
başka yolu yok... -
82.
+8 -1-devam-
berrin gittikten sonra, aynaya baktım. Kendimi yolda görsem tanımazdım. Çünkü aynanın karşısında da tanımıyordum.
Aynaları sevmem beyler. Kendimi gördüğüm için aynaları sevmem.
Uyudum ardından. Bütün ağırlara rağmen. Bütün olanlara rağmen. Kesintisiz, çok derin uyudum.
Yıllar sonra ilk defa o kadar güzel uyudum.
Aklımdan geçen, iyi bir dayağa ihtiyacım varmış demekkiydi.
Eminim babamda çok rahat uyumuştur o gün.
Sabah kalktım. Gitmedim okula.
Evde oturuyorum. Kahvaltı yaptım. Televizyonun karşısına geçtim. Zarzor hareket ediyordum.
Çalıştığım yerin sorumlusunu aradım. 1 hafta gelemem dedim. Bir şeyler dedi.
Umursamadan kapattım telefonu suratına. Ardından geri aramasın diye, tamamen kapattım telefonu.
En fazla kovabilirlerdi beni, daha fazla ne yapabilirlerdi ki?
Annem dışarı çıktı.
4-5 saat sonra geldi. Elinde poşetlerle. Bana kıyafet almıştı. Her zaman giydiğim şeylerden değil. kapşonlu sweatshirtler.
Aşağı yukarı aynı modellerin, farklı renkleriydi.
Üzerinde şekil, yazı yoktu. Pazar malı. Bir de mont. Kapşonsuzdu.
Tuhafıma gitti. Her şey kapşonluydu, mont kapşonsuzdu amk.
Asker kıyafetlerinin renginde.
Z için dünya kadar para verip, aldığım kıyafetler geldi aklıma.
Daha taksitleri yeni bitmiş olmalıydı.
Aldıktan bir ay sonra kesip atmıştım.
Z ile ilgili umutlarımı kesip atmıştım yani.
Annem niye bana kıyafet aldı bilmiyorum. Mevcut durumumdan kurtaramazdı beni.
z yi getiremezdi,
geçmişi düzeltemez,
geleceği düzenleyemezdi.
Bunu yapabilirdi sadece.
O da bunu yapmıştı. -
83.
+6 -3olum küçük detaylara çok girdin lan, 27. sayfanın başında şiir yazmaya çalışıyorsun sandım hatta bi an, banane berrinin parayı aldığından amk. zaten uzun süre yazmadığın için biz günlük hayatımızda kafayı başka şeylere yoğunlaştırıp geri bu sayfaya girince, akıcılığı kaybediyor yazı.
neyse sinirlendim birden kardeşim, özür dilerim. devam et. -
84.
+9-devam-
Peder, kendime gelebilme ihtimalimi komple imkansız hale getirmişti.
Yanına gittim z’nin.
Ne sinirli, ne de öfkeliydi.
Yüzüme bakıyordu.
Hayıflanır gibi yüzüme bakıyordu.
Hiçbir şey demedim.
–seni seviyorum- demek geldi içimden. Onu da demedim.
–çok güzelsin- demek istedim. Onu da diyemedim.
-Parkın oraya gidelim- dedi
-üşümüyor musun- dedim.
-yok. Sorun yok benim için- dedi.
Cılız bir yağmur yağıyordu. Yağmıyor bile denebilir. ama hava soğuktu.
Zaten iki adımlık yol park.
Kimse yoktu.
Bir kere w ve z yi görmüştüm burada aklıma o geldi.
-her yer ıslak- dedim.
- ayakta konuşuruz o zaman- dedi.
-olmaz-dedim.
Annemin pazardan aldığı kapşonsuz montu çıkardım, bir bankın üzerine koydum.
Üşüdü diye sevdiğim kızın omuzuna değil, otursun diye bankın üzerine koydum montu.
bu aşkta bir terslik var.
-saçmalama –dedi.
-Bir şey olmaz.- dedim. Israr ettim. oturdu
montumun üzerine.
Ben bank ıslak mıslak dinlemedim, Direkt oturdum.
-montu da çıkardın, burada ıslak. X böyle olmaz.-dedi.
-boş ver beni- dedim.
Sustu, sustum
Sigara yaktım.
Elini uzattı. Elimi tutmak için değil, sigara istemek için.
Parmağındaki yüzüğü fark ettim o anda.
Pırlanta ne bilim o tarz değerli, çok pahalı bir şey değildi.
Ama yüzük vardı beyler.
o dıbına koyduğumun yüzüğünü taktığında anlam kazanan parmakta, yüzük vardı artık.
Dünyam başıma zaten yıkılmıştı. Yıkılmış parçaları biri kafama kafama fırlatıyordu.
O birinin Bütün amacı canımın yanmasıydı. Zevk alıyordu bundan.
Verdim sigarayı.
Çakmağı uzatmadım beyler bu sefer. Ben yaktım sigarasını.
-teşekkür etti. -
85.
+9-devam-
Ama çaresizce, söylecek bir şey bulamadığım için. ama br şey söylemek zorunda olduğum için
-araba yüzündendi.- dedim.
-ne arabası- dedi.
-benim yüzümden mi dedin ya. araba yüzündendi. Babamın arabası. Ben arabayı vurunca işte. Bu hale geldim . Seninle hiçbir alakası yok.-dedim
-bir araba yüzünden mi bu hale geldin?-dedi.
-sayılır-dedim
-niye cevap atmadın mesajıma o zaman. Düşünmedin mi ne halde olabileceğimi?-dedi. ses tonu yükselmişti.
-tiksiniyorsun benden diye, hoşuna gitmiştir sanıyordum-dedim.
- sen gerçekten salaksın. Ciddi söylüyorum. gerizekalısın sen.- dedi.
Hiçbir şey demedim yine.ne derse desin, istediği kadar küfür etsin, bir şe diyemezdim. ama daha fazla hiddetlendi.
-markketten çıktığında ben okula gidiyordum. O halin…. Allahım offffff. Nasıl hoşuma gitmiştir diye düşünüyorsun ya. inanamıyorum sana. bunu bana nasıl diyebiliyorsun.-dedi.
Durdu
-eve geri döndüm seni öyle görünce. Yanına da gelemedim. okula da gidemedim. Biliyordum ağlacaktım. Ağladım da. Tutamadım kendimi ağladım. Kafedeyken de aynısı oldu. Yine aynı şeyi yaptın bana,-dedi.
-özür dilerim. Çok özür dilerim.-dedim.
-benden özür falan dileme… baksana bana. Bak-bak-dedi.
Kafamı çevirmemi bekledi. hiddetlenmişti iyice. Mecburdum, çevirdim. çok güzeldi. çok sinirliydi. sevdiğimdi.
-Ben w için bir defa bile ağlamadım. Ona aşık olduğum, onu çok sevdiğim halde, onun için bir kere bile ağlamadım ben. Ama…-
(sustu. Ama bazı susmalar küfürdür. Bu onlardandı. Küfür olanlardan)
-Senin yüzünden iki defa ağladım ben x. Sevdiğim adam için bir kere ağlamayan ben. Senin için iki defa ağladım... -
Gözleri dolmuştu.
Çok güzeldi gözleri ama yine de dolmuştu. Tutmaya gücüm yetmezdi o yaşları… olabildiğince hızlı kalktı ve gitti. durdurmaya gücüm yetmezdi. çok seviyordum ama sevmek yetmezdi. ölüyordum. ama ölmek yetmezdi. kendimden nefret ediyorum ama yetmezdi. dokunsam incinir, canı yanar diye korkarken. ağlayarak gidiyoru.
-Allah benim canımı alsın-dedim
allah benim belamı versin...
sevdiği adam vardı lan,
sevdiği adam için oysa hiç ağlamamıştı.
benim için değil,
benim yüzümden ağlamıştı...
üçüncü defa ağlamıştı.…
buna değmezdim.
ama sevmiştim.
---
bugün burada biter -
86.
+8-devam-
kendimi ne kadar sıktıysam, kaşımdan kan geldi yine.
biraz baktım kızla çocuğa.
kızın elinde poşetler var, 2-3 tane.
sabah yoktu.
mango yazıyor birinde diğerinde başka bir şey marka.
civardaki bir kafeye girdiler.
ben de gittim amk.
8-10 lira para üzerimde ya var ya yok.
acildeki doktor randevuyu ertesi güne aldı, aynı gün yokmuş doktor. onu söyleyeyim de. her neyse.
girdim kafeye. bunlara göre ters bir noktaya oturdum. kız beni girerken gördü, gördüğü gibi başını eğdi. görmezlikten geldi.
bir çay içtim. mendille kaşımı sildim. kanama durmuştu.
lan -ben ne yapıyorum?- dedim. ne yapacağım yani. çocuğa mı girişeyim, kıza bir şey mi diyeyim.
ne yapayım amk. ney yani?
ben neyin peşinde, neyin derdindeydim diyorum, kendime.
çünkü konuyla hiçbir alakam yok.
onlar bir şeyler yaşıyorlar, benim alakam yok amk.
kendimden bir daha nefret ettim.
bir çay daha içip kalktım. gittim. -
87.
+8-devam -
öyle ya da böyle yedim tostu. sigara yaktım.
sigara istedi. normalde içmiyor ama canı çekmiş herhalde.
paketi uzattım ardından çakmağı.
arada şunu söyliyeyim. mal gibi çakmağı yakacağıma, çakmağı uzattım. kendi yaktı sigarasını.
çok sonra fark ettim bunu da.
bir şeyler sordu çevreyle ilgili,
-kitapçı hiç görmedim en yakın nerede- gibisinden bir şeyler sordu.
cidden yakında yoktu. bir iki yer tarif ettim ama saçma sapan bir şekilde.
-hiç anlatamadın ki- dedi.
sempatik gelmişti sanırım bilmiyorum. bayağı bir uğraştım çünkü.
- ben seninle yanındayken, kendimde olamıyorum- tarzı havalı bir laf ettim. ama hoşuna gitmedi. gülümseyen yüzü düştü hemen.
bunu fark ettiğim gibi
-oje sürmüşsün-dedim. cidden ilk defa oje sürdüğünü görüyordum.
-gözünden bir şey kaçmıyor- dedi.
ardından
-kalkmam lazım- dedi. bir iki bir şey söyleyip,
- yaa, adını unuttum furkan mıydı? - dedi.
gibti belamı o an.
adımı söyledim. sonra gitti.
garip duygular içine girdim o gün. umudum arttı. bir yandan da diyorum ki kendi kendime -kızın sevgilisi var dıbına koyduğum, ayıp değil mi?- ama ondan başka hiçbir şey düşünemiyorum amk. -
88.
+8-devam-
bir yerden değişmek gerekiyor diye başladım.
ilk iş okula gittim. nedir durum ne değildir öğreneyim diye.
bir daha ki yıl, 2. dönem dersleri alırsın dediler.
-eyvallah- dedim.
başladım iş aramaya yeniden.
iş falan bulamadım.
iddaaya sardım. üç-beş tutturuyordum.
yıllardır iddaa oynarım. en çok o dönemde kazandım.
niye bilmiyorum ama. kazanmam gerekiyordu, o yüzden belki de.
kazanamasam ne olurdu, düşünemiyorum.
bu gün bile, o zaman iddaadan bir şeyler tutturamasaydım ne olurdu bilmiyorum.
kısacası paso sigara, bira, iddaa. bültenle yatıp kalkıyordum amk.
bir süre görmedim kızı hiç.
en yakın arkadaşıma anlatmadım durumu.
ama bu kızı, meseleyi biliyordu.
en yakın dediğime bakmayın, çok görüşmüyorduk. ama çocukluk arkadaşıydık. bağımız sağlamdı. öyle sanıyordum, şu an görüşmüyoruz çünkü. her neyse.
bir akşam onlarda içiyoruz. dedi
-bir kız var, numarasını verim al takıl bu kızla- dedi.
-oğlum nasıl yapayım lan ben? kız işinden ne anlarım amk.- dedim
-kız çirkin oğlum. antalyadan gelmiş. takılıyor öyle. sinemaya zütürürsün, yiyişirsin, takılırsın.- dedi.
direkt böyle dedi.
aldı telefomu elimden, kendi telefonundan numarayı aldı.
benim telefondan mesaj attı.
- arkadaşımdan aldım numaranı. seninle karşılaştık, ben x(ben)- diye, yalan dolan anlattı.
ama bildiğin bağladı kızı amk.
forum istanbul da buluştuk kızla. -
89.
+8-devam-
bir yandan çalışıyorum
bir yandan bu oktayla takılıyoruz,
bir yandan antalyalı kızla mesajlaşıyorum.
bayağı toparlanmıştım.
hayvan gibi yiyordum. neşem biraz yerine gelmişti.
antalyalı kız iyiden iyiye erotik mesajlar atıyordu.
azıyordum bir yandan da.
oktay bir gün, karı muhabbeti açtı.
bolu merkez'de arabalı bir fahişeyi anlattı. bolunun merkezindeki birliğin askerleri, izinde bu kadını gibiyorlar. kadın arabayla geliyor. tenha bir yere çekiyor. fiyatını hatırlamıyorum. oktay her hafta bu kadına gidiyordu. bu dediğim olay gerçektir.
ben başta niyetlendim.
antalyalı kız, azdırıyor azdırıyor ama yapacak bir şey yok amk.
sonra boludaki askerlerin çoğunun bunu girdiğini öğrenince, istemedim vazgeçtim. -
90.
+8-devam-
cafeye doğru yola çıktım, yürüyorum amk.
yine dramın dibine vurdum.
ne yapıyorum, ne ediyorum diye kendimi gibiyorum.
akıl işi değil diye suçluyorum kendimi.
buluşma saatinden 10 dakika önce girdim kafeye.
gelmişti, oturuyordu.
bir baktım şöyle,
sen nasıl bir güzelliksin lan.
benim gözümden belki de öyle beyler ama onun olduğu her yer onun gibi güzel oluyordu amk.
biraz sersemledim, gittim yanına.
-merhaba- dedim.
ne elimi uzattım ne o uzattı elini. oturduk.
-seni dinliyorum- dedi.
-ben sana ne yaptım da benimle arkadaş bile olmak istemiyorsun- dedim.
yol boyuca dolmuştum, düşün düşün. direkt döktüm ortaya.
- zorunda mıyım böyle bir şeyin?- dedi.
bir şey demedim.
- ben sana hep iyi davrandım, yanına geldim oturdum muhabbet ettim. terslemedim hiç. şimdi sen ne yapıyorsun böyle- dedi.
soğuk soğuk bir ürperdim amk.
-ben senden bir şey istemedim ki.- deyip durdum.
o an aklıma, antalyalı kızın sabah dediği cümle geldi.
-hayatımda olman hoşuma gidiyor-.
bende de bu kız için benzer bir durum vardı.
başkasının sevgilisi olsa da hayatımda olsun amk. -
91.
+8-devam-
bahadırın yanına gittim.
çok iyi çocuktur ama çok kafası çalışmaz.
çocuk dediğime bakmayın benden 2 yaş büyük.
şu an onunla da görüşmüyorum. her neyse.
giriş katında oturuyorlar. odasının pencereyi tıklattım. açtı.
şaşırdı. bayağıdır görüşmüyorduk.
bolu da olduğum zaman, bir iki aramıştı ama telefonu açmamıştım.
ama umursamaz böyle şeyleri.
çok arkadaşı yok zaten. olanlarında böyle zütlüklerine bir şey demiyordu.
dışarı çağırdım.
3 bana, bir tane kendine kırmızı tuborg aldı.
normalde iyi içer ama sabah tezgah açıyor.
o yüzden bir tane aldı. onların binasının garajında oturduk, içiyoruz.
-hayvan gibi olmuşsun lan- dedi.
rusa gitmiş onları anlattı.
bende nedenini bilmiyorum ama bu kızı, mevzuyu anlattım.
-izmirli kızlar, klas kalite arar.- dedi.
dövecektim ama bir şey demedim. haklıydı amk. sırf izmir değil mesele her yer için geçerli.
neyse böyle uzun uzun, hayatla ilgili konuştu bana laf sokuyor bir yandan ama farkında değil.
kasıtlı yapmıyor. kafası o kadar çalışmaz, tanıyorum herifi yani.
-iş bul bana- dedim.
-hallederiz- dedi.
içip içip dağıldık.
geldim eve facebook açtık yine.
bu facebook kadar huur çocugu bir şey olamaz beyler.
varsa kapatın amk.
o el, mutlaka gidiyor kızın ismini yazıp aramaya.
ardından sevgilisini. bir defa, iki defa da değil.
magazin programı takip eder gibi takip etmeye başlıyorsun onları. bende olan gibi. onlar yaşıyor, sen sadece izliyorsun. -
-
1.
0rezzzzzzzzzzz
-
1.
-
92.
+8-devam-
bir hafta sonra akşamüstü döndüm eve. peder araba almış amk.
2. el doblo. sevindim bayağı. peder evde diye belli etmedim ama. ara
sıra alırım arabayı diye geçiriyorum içimden.
bir -hayırlı olsun- dedim.
- saol- dedi peder
o kadar.
ertesi sabah, valiyede sordum yedek anahtarı.
- baban evde kalmasın dedi, iş yerine zütürdü - dedi.
iyice asabım bozuldu. sanki ne yapacaktım arabayı amk. altıüstü 2 tur atar dönerdim.
ne yapayım diye düşündüm düşündüm. e
n iyisi iş bulmak dedim. bastım zeytinburnu demirciler sitesine gittim.
bekirle konuştum.
-eleman bulduk ama lazım olursa ararım ben seni- dedi.
yapacak bir gibim yok. boş boş turluyorum zeytinburnunda. demirciler sitesinden, oliviuma kadar yürüdüm amk. girdim biraz dolaştım orada. kızlara falan bakıyorum. bir şeyler yapmam lazım yani, ne olursa olsun bir şey.
tek yürüyen bir kız gördüm. gidip kızla konuşmaya karar verdim. oliviumun içinde olmaz dedim ardından. çıkmasını bekledim. takip ettim. çıktı. -
93.
+8-devam-
facebook, sms falan filan derken, iyiden iyiye yakınlaşmışlar s ile ibo.
muhabbet, gez toz, devam etmiş. buluştukları bir gün, ibo
-daire tuttum gidelim mi? -demiş.
yani günlük daire tutmuş bu bin. kızla buluşup oraya zütürüp, gibecek.
kız istememiş.
tartışmışlar bayağı. herif, niyetini açık açık söylemiş. bu arada söylemiş, nişanlılık durumunu.
senle biz bir şey olamayız. ama şöyle böyle takılırız, değerlisin yine de benim için- diye.
kız -eğer daha beni ararsan, nişanlına gider ne var ne yoksa hepsini anlatırım- diye tehdit etmiş iboyu.
arada söyleyeyim, anlatmaya başlar başlamaz ağlamaklı oldu. bayağı bir dolmuştu. kızın söylediklerinin ne kadar ekgib ne kadarı fazla bilmiyorum.
o bunları anlatınca diyecek bir şey bulamadım. biraz daha sessiz kaldık.
- ne diyeceğimi bilmiyorum- dedim ona da.
bana
-sen en azından, bütün gün gezdirip tozdurup, hadi şimdi de eve gidelim oyunları yapmıyorsun. açıkça söylüyorsun ne istediğini. huurya söyler gibi-
dedi.
anlatmıştım başlarda
-yaptığın, söylediğin her şey zoruma gidiyor- demişti bana. -
94.
+8-devam-
beyler belki bana -dıbına koyduğumun çocuğu- diyeceksiniz ama aklıma para-gezme- tozma geldi ama demedim ona bunları.
- bilmiyorum- dedim. demek zorunda kaldım.
çok sessiz bir şekilde, hayıflanır gibi- allah hepinizin belasını versin. - dedi.
hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. masaya yasladı başını, ellerinin arasına aldı.
ağlamasındaki ton gitgide artıyor, etraftakiler bize bakıyordu.
ben bir tak yapmadım ama kızı benim ağlattığımı sanıyordu etraftakiler
- kalkalım- dedim. kız başını bile kaldırmadı. hesabı ödedim. koluna girdim. zar zor kaldırdım. cidden kötü durumdaydı.
istanbul forumun, otogara bakan kısmına doğru yürüdük. tenhaydı. arka kısımda banklar var. oturduk bir tanesine.
ağlaması azalmıştı.
dimdik oturuyordu. karşıya kenetlenmiş bakıyordu.
çenesini sıka sıka
- huursun s... kaşarsın kızım... ne bekliyordun ki başka - dedi, kendi kendine.
- allah aşkına yine başlama, lütfen- dedim.
5 dakka civarı sessiz kaldı. demin ki karşıya bakan, özgüven duruşu azalarak bitmişti. aklında yine bir şeyler dönüyordu, gözleri dolmuştu çünkü. -
95.
+8-devam-
çıktım bahadırlardan.
bizim evin oraya geldim.
markete girdim, sigara almak için.
para da yok üzerimde. dün gömdük bütün parayı.
marketcinin oğlu varsa, veresiye yazdıracağım amk.
böyle kıyaklar yapıyor bin bana. oradaydı.
girdiğim gibi markete
-z yine seni sordu... abi sizin aranızda ne var?- dedi.
- ne olacak dıbına koyayım bizim aramızda- dedim.
-ne atarlanıyorsun hemen. telefon numaranı istedi- dedi.
-gibtir et- dedim.
zaten bu binte benim numaram yoktu.
- anıl abiden aldım numaranı. verdim z. ye- dedi.
bana anıla abi çekiyordu, kıza abla demiyordu. ona sinirlenmiştim o sırada.
- niye kafana göre iş yapıyorsun- dedim.
- ne bilim hoşuna gitmeyeceğini. seninle ilgileniyor sandım, o yüzden şey yaptım- dedi.
- neyse gibtir et. sigaranın parasını akşama vericem- dedim. bir şey demedi.
bilmediğin numara kızın numarasıydı.
eve gidip yattım biraz.
anıl aradı.
- kardeşim, bir kız senin numaranı istemiş, verdim çağrıya- dedi.
- tamam- dedim
- yalnız kardeşim, bu kız bir çocukla gelip gidiyor. arabalı bir tip. haberin olsun. kardeşiz biz. söylemesem olmazdı-dedi.
anıl, polat alemdar ayarında takılan biri. bu tarz ağızları çok sever. neyse.
- sevgilisi oğlum o. boş ver sen- dedim.
-bir terslik olursa alırız façasını aşağı. çok züppe gibti, senin kardeşin- dedi.
sinir oldum iyice. - tamam lan- dedim. şunu da diyeyim, anıl harbiden semtte reislik yapıyor. 5 li yaşlardan beri takıldığımı için, benim gibi üç beş kişi rahat konuşuyor buna karşı. yoksa şekli var.
bir şekilde kapattım telefonu.
boş mesaj attım bilmediğim numaraya. 5 dakika sonra cevap geldi
- niye kaçıyorsun benden- yazmıştı.
-
nobetten selamlar
-
su bunak silinse sozluk ne kaybeder
-
konstant dayı ve ramo
-
biz burda başlık açarken ispanya 6 yaptı
-
ben michael inci sözlüğün arslanı
-
ölüsü olan bir günnn
-
pedri çıkmasa on atarlardı
-
sözlükte travesti olmaması sorunsalı
-
2005 li türbanlı bakire manita
-
saniyeler ve dakikalar
-
polis chp il binasını ablukaya almış
-
4 aydır ağır depresif yaşıyorum
-
dedem rabıta yaparken bi tekme koydum
-
finansal köleler bundan ne zevk alıyor
-
uyumayin la amg
-
ucan kedi yemek öner la
-
youtube ve instaya girilmiyo
-
en iyi yöntem kestirme yöntemi
-
6 0 ne amg
-
beyler makatıma bir aparat taktıracam
-
ucan kedinin osuruk sesi
-
padişahlar neden kardeşlerini boğdurmuş
-
geçenlerde balili bir kıza fitre zekat verdim
-
sevgilileriyle sadece öpüşmüş bir kızdan
-
bızı ne lan sızın yemek sıparısınızden huur
-
inci sözlük ve twıtter sayfası cok ayrı dunyada
- / 1