1. 51.
    +11
    -devam-

    Bahadır buldu beni.
    Böyle bir halde olduğum için, en sote yere geçmeme bir şey dememişti.
    Ama morali bozulmuştu. sote bir yere geçmeme değil. başka bir şeydi.
    ilk girdiğimizdeki çoşkusu, bu kısa süre içinde bitmişti.
    -keşke gelmeseydik dıbına koyayım- dedi
    -ne oldu lan- dedim.
    -yok bir şey.- dedi
    daha da bir şey demedim.
    Ben zaten paramparça olmuştum. gerçi O da paramparça olmuştu.
    Herkes, kendi parçalarını toplamaya bakmalıydı.bu hayatta herkes, kendi parçalarının peşine düşer.
    Biz de öyle yapıyorduk.
    Herkesin paramparçalığı kendine.

    Kafamı eğmiş duruyorum.
    Gidemiyorum.
    Bahadır da gitmek istiyor ama gidemiyor
    Gidemiyorduk dıbına koyayım.
    Müzik iyice arttı, dans ediyorlardı birileri pistte, büyük ihtimalle. bakmıyorum.
    -bak lan- dedi bahadır.
    Z den mi bahsediyor bu bin diye geçti aklımdan.
    -Bak lan... kıvırcık olana bak-dedi
    -ne kıvırcığı lan- dedim.
    -oymuş erkek arkadaşı. baksana oğlum- dedi.
    -gibtir et bahadır- dedim.-gibtirtme kıvırcığını... benim derdim bana yeter-
    Bakmadım bile.
    Kolumu itekliyordu.
    -Baksana lan. Tip mi var şunda, bak bi,bak-dedi
    Baktım.
    Normal bir çocuktu. Ne benden ne bahadırdan bir fazlası vardı.
    Ama ne benden, ne bahadırdan bir eksiği de yoktu.
    Bizden daha paralı olduğu kesindi. oradaki hayatın içindeydi onlar.
    biz o hayatın içinde değildik. mekandaki herkesten, biz diye bahsedemezdik. onlar var. biz var.
    onlar oradaydı, o hayatın içindeydi.
    biz onlardan olamıyorduk oğlum.
    buraya gelsekte,
    aynı havayı teneffüs etsekte
    olamıyorduk.
    onlar, bizim giremediğimiz dünyanın içindeydiler
    biz ise, bozuk para attığında kola ya da çikolata veren makinaları andıran klimanın yanındaydık.
    huur çocugu klima, sinir olmuştum.
    ne denir bu makineye,onu bile bilmiyorum
    bu yüzden daha çok sinirlendim.
    ama o makinenin yanındaydık işte dıbına koyayım.
    ben,
    bahadır,
    bozuk para attığında kola ya da çikolata veren makineleri andıran klima.
    Müzik durdu.
    Duygusal müziğe geçtiler bir anda. bakıyorum
    Kızlar, sevgililerinin ensesinde birleştiriyordu parmaklarını.
    erkeklerin ise parmaklarını, sevgililerinin omuzlarının altında birleştiriyordu.
    bazısı alınlarında birleştirmiş başlarını,
    bazıları başları hafif eğik, gözlerini birbirine bağlamış, gülümsüyordu .
    dans ediyordu.

    dıbına koyayım
    Z ve w da dans ediyordu.
    Bir daha dayak yedim.
    Hatta Bıçaklandım, kurşunlandım.
    Şaka yapmıyordu kimse,
    espri değildi, fıkra değildi.
    huur çocuğu hayat.
    Sen kaçsan da, yakalıyor ki daha çok gibil.
    -Sen bunu hak ediyorsun huur çocuğu- diyordu hayat bana
    -Al zütüne girsin,
    Daha beterlerini hak ediyorsun bunun. Bu az bile sana diyordu-
    hayat.
    Ben başımı eğiyordum.
    Kinle de olsa, nefretle de olsa.
    Haysiyetsizce başımı eğiyordum.
    Oturduğum yerde, yorulmuştum.
    Günlerce amelelik yapmış gibi bir inşaatta, öyle yorulmuştum.
    kalkmayı denedim
    gitmek için...
    o yorgunluğa
    o yüke rağmen kalkabildim. beyler.
    sırtına yüklerini almış,
    her şeye rağmen kalkabilen hamal gibi
    kalktım dıbına koyayım...
    gitmek için
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    +10
    -devam-

    2 gün sonra eve dönerken, vakit gece.
    mahallenin yakınlarındaki parkta bir çocukla oturuyordu.
    ilkbahardayız.
    yemin ederim size bu çocuk, o iki çocuk değildi.

    uzaktan bakıyorum bunlara. çocuk kızı eve bıraktı bende peşlerindeyim.
    kıza bir laf söz, kendi aklımda kondurmak da istemiyorum.
    bu yüzden çocuga dikkatle bakmak için eve bıraktıktan sonra, çocugun peşinden gittim bir süre.
    çocuk kızı eve bırakırken, öpüştüler koklaştılar. ben değil adam gibi adam biri olsa gider tekme tokat dalardı çocuga. ama ben yapamadım. ben zaten yenik, gibik biriyim.

    baktım çocuga diğer ikisinden biri değil. karman çorman oldu her şey. hem zihnimde, hem kalbimde.

    (o tarihten bu tarihe esas çocuk bu beyler. w olarak ad veriyorum buna. daha çok karşımıza çıkacak çünkü)

    ertesi gün, bizim binanın önünden sokağa bakıyorum.
    kızın çıkmasını bekliyorum.
    1-2 saat sonra çıktı.
    yanına gittim.
    konuşmak istemedi.
    otobüse bindik.
    hala konuşmuyor amk. duvar gibi duruyor. elinde notlar var onlara bakıyor. kulaklık kulağında
    ···
  3. 53.
    +9 -1
    -devam-

    o ses çıkarmadığı için bende bir şey diyemiyorum.
    tacizci sanacaklar yoksa.
    ne yapayım ne edeyim diye düşünüyorum.
    telefonu çıkardım. mesaj olarak
    - ne oldu- yazdım.
    numarası yok tabii. telefonu verdim eline, almadı. notların üzerine bıraktım. başta oralı olmadı ama sonra okudu.

    -bu beni rahatsız ediyor- yazdı, telefonu verdi elime.
    -ne yaptım ki?- yazdım verdim.
    -erkek arkadaşıma saygım var- yazdı.
    -senin hayatına saygım var ve bir şey yapmadım ki- yazdım
    - seninle konuşmak istemiyorum, seni tanımak istemiyorum, seninle tanışıklıgım olsun istemiyorum. daha mesaj istemiyorum. bye-
    yazdı beyler. gibti bıraktı kısacası. kafamda, kalbimde ne var ne yoksa yıkıldı amk. paramparça darmadağın oldum. üzüntüden değil, çaresizlikten ağlayacaktım, zor tutuyordum kendimi.
    ···
    1. 1.
      +1
      Bi yandan sigara içip,bi yandan cem adrian herkes gider mi dinlerken bunu okudum ya amk hayatımı gibtin bro
      ···
  4. 54.
    +10
    -devam-

    bir gece mesaj geldi telefonuma.
    sinemaya gittiğim, antalyalı kız.
    - ne yapıyorsun- dedi.
    böylece konuşmaya başladık.
    bu kızlar harbiden tuhaf beyler.
    2-3 gün konuştuk bununla. bayağı bir sıcaklaştı muhabbet.
    regl gününü falan yazmaya başladı. o derece kadar vardı. neyse.

    - buluştuk, çok hızlı bir şeyler yaşandı ama hiç merak edip mesaj bile yazmadın- dedi.
    cidden kızı ne aramıştım ne de bir mesaj atmıştım.
    kıza direkt -canım istemedi- dedim.
    beyler bu aslında bir huur çocuklugur.
    sevdiğim kızı görmek için saatlerce beklerken bir yerde, bu kıza yaptığım muamele sinirimi bozuyordu.
    birine aşıksın, diğeri öylesine diyeceksiniz.
    ama öyle değil lan.
    dıbına koyduğumun hayatında, sevdiğim kız - seninle tanışıklığım olsun istemiyor- diyor sana.
    bir başka kız, öyle ya da böyle, mesaj atıp konuşuyor.
    bir şeyler yapıyor.
    ona yaptığın muameleye bak dıbına koyayım.
    belki vicdan yapıyormuşum gibi duruyor ama çok garip lan.
    ···
  5. 55.
    +10
    -devam-

    döndüm eve. biraz uzandım.
    sonra bilgisayarı açtım.
    boluda bir kere bile bilgisayar başına oturmamıştım.
    facebook açtım.
    bakıyorum ediyorum.
    hatta semtteki anıl sevgili yapmış. nargileli fotoğraflar koymuş. bir gülme aldı beni amk.
    anıl, yannan gibi adam. bir tuhaf geldi yani. ilişkisi var görünce. böyle adamlar biriyle birlikte olunca insanın tuhafına gidiyor. bende onun durumundaydım, buna rağmen tuhafıma gidiyordu.

    biraz daha bakınıyorum.
    -tanıyor olabileceğin kişiler-de,
    z var amk.
    kalp atışlarım 1. vitesten, 5.vitese geçipi şanzımanın dıbına koydu.

    ortak arkadaşımız mahalledeki minimarkette çalışan çağrı diye bir bin.
    bir de ablası var bu çağrının. her neyse.
    açtım kızın sayfasını. kafadan ilişkisi var.
    w dediğim çocukla.
    fotoğraflar, paylaşımlar hep açık.
    neler neler yazmışlar.
    sağa sola yumruk vurdum.
    sigara yaktım.
    yine aynı takun içine düştüm o gece.

    aşk mı, takıntı mı, tutku mu, bilmiyorum beyler.
    ama taktan bir hayat yaşayınca, bu tarz şeyler simgesel değer kazanıyor.
    çukur gibi amk, girdin mi çıkamıyorsun.
    öyle kolay oluyor ki bir de, ne olduğunu anlamadan yine aynı mevzuat, gibiyor iman tahtanı.
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      "ama taktan bir hayat yaşayınca, bu tarz şeyler simgesel değer kazanıyor."

      hay ağzın bal yesin be kardeş..
      ···
  6. 56.
    +9 -1
    -devam-

    yürüyor emniyetin o tarafa doğru.
    gidip konuşmaya çalıştım.
    -olivium da gördüm seni- diye girdim söze.
    -tanışalım mı- dedim sonunda.
    istemedi.
    bir şey diyemedim. gibtir olup gitti.

    ama iyice dengemi kaybetmiştim. biraz daha dolaştım zeytinburununda.
    tek başına kız arıyordum, gidip konuşmak için. saatlerce uğraştım. denk geliyordum bazısına ama durduracak zamanı bulamıyordum. ya biri geçiyordu ya teyzeler ya bilmem ne.neyse

    o gün, toplam üç kızı durdurdum, hiçbiri tanışmak istemedi.
    ertesi gün. bakırköy de denedim.
    4 kızla tanışmak istedim.
    hiçbiri istemedi.
    sadece bir tanesi- benim erkek arkadaşım var- dedi.
    diğerleri biraz tırsarak- def ol- demeye getirmişti.

    niye böyle bir şey yapma gereği duydum bilmiyorum. dediğim gibi çaresiz kalınca, ne olursa olsun diyorsun.
    iyi ya da kötü, ne olursa olsun. yeter ki bir şey olsun dıbına koyayım.

    bakırköyde turladıktan sonra eve döndüm. tak gibi hissediyordum kendimi.
    2 günde 7 kızdan ret yemiştim.
    bir taktik olsun size, hiçbir kıza- seninle tanışmak istiyorum- demeyin. yüzde 100 hayır der amk.
    neyse

    o gece antalyalı kıza mesaj attım.
    ···
  7. 57.
    +10
    -devam-

    Malum, z lafları sıralayıp, ağlamaklı gözlerle gitmişti.

    Bir saat kadar daha oturdum kafede.
    Bitmişti her şey. Umut edilebilecek bir şey varsa, umut ettirmeden bitmişti.

    eve döndüm. Odaya girdim.
    Yine düşünmeye başladım. Arasam mı dedim. Numarası var.
    kim bilir amk, bir süre sonra ararım. 1 ay, 5 ay hatta ne bilim 1 sene sonra belki.

    -Ya da- dedim.
    -sileceksin telefondan. sadece bekleyeceksin.-

    Koskoca hayat, iki seçenekti benim için.
    Ya doğru zamanı bulmak için fırsat kollayarak beklemek
    ya da
    sadece beklemekti.

    Telefonu çıkardım. Mesajları sildim.
    Numarayı görmemek için ne varsa telefonda, hepsini sildim.
    Adım gibi biliyordum çünkü,
    Bir süre dayanacaktım ama en yersiz anda mesaj atacaktım ya da arayacaktım onu.
    Olmayacaktı.
    daha beter olacaktı her şey.

    Sonuç şuydu, belki mesaj atar diye beklemek.
    Daha doğrusu atmaz, aramaz ama yine de beklemek.

    içim yanıyor, soğuk bir şeyler lazım içmek için.
    Zaten oda zaten üzerime-üzerime geliyor.
    odanın içinde değil de, bir tabutun içindeyim sanki. işin kötü tarafı, ölü olmamam.
    benim gibi birinin ölü olması gerekir. beyler. ölü değilse bile, en kısa zamanda ölmesi gerekir.
    Yoksa bitmez bu beklemeler.
    Sonu gelmez dıbına koyayım.
    ···
  8. 58.
    +10
    -devam-

    3 gün evden çıkmadım. Bahadır arayana kadar. H
    içbir şey yapmadım, uyumaya çalışıyorum sadece.
    3. gün öğle saatleri aradı bahadır.
    başta Açmadım telefonu.
    2. Defa da çaldırınca, açtım.

    -şuraya gel kanka, sana bir süprizim var- dedi.
    Düşünecek durumda değilim.
    Gitti yanına.
    - paralı asker buldum. Gidelim mi- dedi.

    Berbat durumdayım.
    Saf, temiz bir aşk acısı çekiyorum masalı anlatmayacağım. Kafamı dağıtacak ne varsa, hiç düşünmeden yaparım, o haldeyim.
    -olur- dedim.
    Aradı kadını,
    kadın- 1 saat sonra –dedi.

    Para muhabbette ettiler, tek seans üzerinden.

    Escort sitelerin bir tanesinden bulmuş.
    Bizim semtte diye almış numarasını.
    Kadın 100 lira dedi ama ardından, 75 liraya bağladı.
    Dediğim gibi tek seans.
    ···
  9. 59.
    +10
    -devam-

    Bahadır da kalktı.
    Bir şeyler dedi.
    Duymadım.
    Merdivenlerin oraya geldim.
    Kolumdan çekti bahadır.
    -Bir tuvalete gireyim, gideriz- dedi.

    Bende girdim tuvalete. Yüzüme su çarptmak için.
    o sıra bahadır işiyor, bir yandan da
    -keşke gelmeseydik lan, çok pişman oldum- dedi.
    iyiden iyiye sinirim bozuldu
    -senin suçun amcık. ağlayıp zırlıyordun karı gibi.- yüzüme su vurdum
    - sen gelmezsen, bende gitmem diye zırlıyordun. gibtiğimin pezevingi.- dedim.
    hırsımı, sinirimi bahadırdan çıkarıyorum. bir şey demiyordu.
    Çıktık tuvaletten

    Merdivenlerin orada w vardı.
    Telefonla konuşuyordu. Başını çevirince beni gördü.
    Şaşırdı halime ama yalandan gülümsedi,
    merhaba der gibi elini kaldırdı.
    çok ağır küfür ediyordu. haberi yoktu sadece.

    Bir hışımla gittim yanına.
    Boğazını tutup, duvara dayadım.
    Bahadır, kollarımdan çekiyor.
    Ama bir taka yaramaz.
    Deminki yorgun, bitmiş gebermiş halim geçmişti.
    Vücudumdaki ağrıların hiçbirini duymuyordum.
    Sinir mi dersin, nefret mi bilmiyorum ama Çok güçlü yapmıştı beni.

    W bir şeyler dedi.
    Hiçbirini duymuyorum.
    Güvenlikten biri geldi.
    Birileri başımıza toplandı.
    Bırakmıyorum boğazını.
    Bahadır, kollarımı yumruklamaya başladı.
    Hissetmiyordum ama.
    W ye Vurmakta gelmiyordu içimden.
    Ona vursam sanki z ye vurmuş olacaktım.
    Z nin canı acıyacak gibi geldi.
    Ama yine de
    Sadece boğızını sıkıyordum.
    Birini öldürebileceğim tek an o andı dıbına koyayım.
    Bir müddet öyle durdum.
    Birileri sırtıma vurmaya başladı.
    Bahadır koluma vurmayı bırakmış, vuranları durdurmak için debeleniyordu.
    güvenlik kolunu boğazıma geçirmiş çekmeye çalışıyor.
    elleriyle değil ama.
    Kurban zamanı, hareket etmesin diye hayvanların başını kollarıyla çekenler ya. o misl.
    Bir hayvan durdurmaya çalışır gibiydi, huur çocuğu.
    Bıraktım.
    Döndüm.
    Döndüğüm gibi Z yi gördüm.
    Bir anda başımı çevirip w nun
    iki gözünün arası,
    burun kemerinin üzerine vurdum kafayı.
    Anasını gibeyim ki vurdum.
    Ne olursa olsun,
    ne olabilirse olsun.
    En kötüsü neyse
    o olsun dıbına koyayım
    Vurdum işte kafayı...
    ···
  10. 60.
    +10
    Rezrvsyn
    ···
  11. 61.
    +10
    Up up up
    ···
  12. 62.
    +10
    Güzelms
    ···
  13. 63.
    +10
    Tavsye ederm
    ···
  14. 64.
    +9
    -devam-

    beyler numarasını vermedi o gün.
    ama ismini, bölümününü, kısacası bazı şeyleri hep öğrenmiştim.
    okula gidecektim, ardından bir yere daha cv bırakacaktım.
    okula gitmedim.
    direkt cv yi bırakacağım yere gittim, bıraktım.
    yol boyunca olanları düşünüyorum,
    kız niye iyi davrandı ama numarasını vermedi. hemen verilir mi numara zaten-
    kısacası bir yandan da kafamda kuruyorum. bu da bir şeydir hesabı.

    hani tanıştım. adını, sanını, nedir, ne değildir öğrendim.
    yavaş yavaş, hayatına bir şekilde tutunur ederim diye düşünüyorum amk.
    eve döndüm o gün.
    interneti açtım.
    ist üninin sitesinden kızın, ders progrdıbını aldım.
    perşembe cuma dersi yokmuş.
    2 boşa akşama kadar beklediğim gün ki meselese. her neyse.
    ders saatlerini yazdım bir kağıda.
    okulun sayfasında kızı soyadıyla ilgili bir şey bulamadım.
    hani facebooktan falan eklerim, bir şey yaparım diye.

    tepem iyice attı. bunların binasına gittim. kapı zillerindeki soyadlara bakmaya başladım. 12 daire vardı. 3 tanesinde bir şey yazmıyordu. olanları not aldım amk. o an görevimiz tehlike modundayım ama. biri yakalasa ne yapıyorsun dese ne diyeceğim amk. ziller iki taraflıydı yarı yarıya. bir taraftakileri hızlıca yazdım. binadan uzaklaştım. bir tur attım. dönüp diğer taraftakileri de yazdım

    eve döndüm. kızı internetten aramaya başladım. facebooku falan yok amk. linkedin diye bir sitede bir profil çıkıyor ama ne fotoğraf var ne bir şey.

    iyiden iyiye bunalıma girdim amk.
    ···
  15. 65.
    +8 -1
    -devam-

    o hafta sonu, midemin sağındaki ağrının iyice taku çıktı.
    gittim hastaneye. ertesi haftaiçi mideme hortum soktular.
    bir şeyleri temizlediler.
    1 hafta kendime gelemedim. biraz toparlandım.
    hangi gün hatırlamıyorum çıktım evden. akşamüstü.
    avm var yakınlarda, oraya kadar yürüdüm.
    girdim avm ye,kitapçı açmışlar.
    bir kitap aldım. etgar keretin bir kitabını.
    perperişan haldeyim hala.

    pat yine bu kız çıktı karşıma.
    yanında uzun boylu sıskadan bir çocuk var.
    el ele yürüyorlar.
    diğer çocuk değil bu.
    bu kadar kısa sürede zayıflayıp, uzamış olamaz amk.
    diğeri daha artist bir tipti, bu normal bir çocuk. kızın elinde yine poşetler var. beni görmedi bu sefer. bende görmemesi için uğraştım.
    eve döndüm.

    ulan düşünüyorum düşünüyorum, neyi dert edeyim anlamadım.
    başlarda hep görmek istiyordum kızı ama sanki kader midir nedir taşşak geçiyor benle.
    en yannan gibi anlarda, sert şekilde gibiyor beni.
    pgibolojik olarak gibilmiş durumdayım.
    yok sağlık, yok para. bir de bunlar dayak atıyor bana. bunu mu dert edeyim

    yoksa kızın yapıtğını mı? bukadar kısa sürede ne yapıyorsun ne ediyorsun? ne oluyor amk?
    ···
  16. 66.
    +9
    -devam-

    forum istanbulda buluştuk.
    tatlı falan ısmarladım. kız çirkin bildiğin. bakımsız da.
    ne yapalım, ne edelim- diye konuşuyoruz.
    -sinemaya girelim- dedim. yiyişme meselesi için gelmişim zaten. kabul etti. hiç mırın kırın etmeden.
    girdik sinemaya.
    bildiğin yiyiştik amk. zaten salon boştu. film arasında çıktık.
    tuvallete gitmek için ayrıldık. malum. her neyse.

    biraz daha turladık. elimi tutuyor amk. o elimi tutuyor ben kendimi huur çocugu gibi hissediyorum. turladık. dağılırken.
    -ya yol param yok. varsa sende verebilir misin?- dedi.
    verdim 10 lira.
    kendimi daha büyük bir huur çocugu gibi hissettim.

    aklımda diğer kızda.
    3 farklı adamla gördüm onu. malum.
    bu kıza bakıyorum. sonra diğerini hatırlıyorum.
    diğer kızı, üç farklı adamla, kısa aralıklarla el ele gördüm.
    ben bununla el eleyim.
    sevdiğim kız hep mağaza poşetleriyle geziyordu adamların yanında.
    benim yanımdaki para istiyor.
    çok garip duygular içine girdim.

    çok tuhaf beyler. çok garip amk.

    • **
    bugünlük benden bu kadar, devam edeceğim başka bir gün. eyvallah
    ···
  17. 67.
    +9
    -devam-

    kafayı sıyırdım sıyıracağım o durumdayım.
    kendi kendime, konuşup, bağırıp küfür ediyorum.
    validenin zoruyla bakırköy ruh ve sinire gittim.
    sigortam yok. (bilginiz olsun. 10 lira civarı bir para verip görüşebiliyorsunuz doktorlarla.)

    doktor sordu nedir ne değildir diye.
    ne diyeceğimi de bilemedim.
    başladım babama saydırmaya, kadere, tanrıya saydırmaya.
    2 tane ilaç yazdı.
    2 sayfa yazı yazdı.
    -şu sıralar biraz uzaklaş buralardan- dedi.
    -bir daha ki ay yine gel- dedi.
    -gelebiliyorsan bir daha ki sefere babanla gel- dedi.

    yani bir gibe yaramadı dedikleri.
    verdiği ilaçlar midenin yeniden dıbına koymaya başladı.
    bende dediği gibi uzaklaşmaya kadar verdim.
    boluda bir akraba var, onun restorana var.
    aradım, -gelmek istiyorum oraya. size yardım da ederim-diye.
    -gel, başımızın üzerinde yerin var- dedi.
    bütün yazı orada geçirdim.

    ek bilgi: bolunun kızları güzeldir beyler.

    her neyse
    döndüğüm zaman, esas kız- başka bir hal hal almıştı. esas oğlanla beraber. kız facebook açmış. ilişkisi var yapmışlardı. her şey yoluna giriyordu. esas kız, eski takılmacalı şeyleri bırakmıştı.

    daha uzun bu hikaye, bugünlük burada kesiyorum. ama bilgi olarak şunu deyim; sen bazı şeyleri bıraksan da, o şeyler seni bırakmaz. nasıl sürekli karşıma çıkıp, hayatımı gibiyordu bu kız ve daha da gibecek, onun hayatına da eski şeyleri çıkıp, gibecek.

    hepsini anlatacağım. ama bugünlük bu kadar.
    ···
  18. 68.
    +9
    -devam-

    o bunları anlatınca, bende bir şeyler deme gereği duydum amk.
    belki de bir şeyler anlatayım diye, bunları anlattı. bilmiyorum.
    ama bir şey anlatmadım.
    -sevgili olalım- diyecektim ama demedim, o bunları deyince.
    -kalkalım artık- dedim.
    şaşırdı biraz ama yine de kalktı.
    ayrıldık orada.
    ben eve döndüm.
    yol boyu düşündüm.
    anasını gibeyim, sevgi-aşk yaşamak istiyorsun. bunu kimse inkar edemez beyler. bunu ister herkes.

    ama yol boyu düşündüm dedim ya, dıbına koyayım.
    kız bana bir adamı sevdiğini söylüyor.
    bakıyorum sevdiğim kız zaten başka birini seviyor.
    nasıl olacak yani, ne kadar ezik olursan ol, adamın zoruna gidiyor beyler.
    başka birini seviyor ama şartlar gereği senle birlikte oluyor biri ve sen bunu biliyorsun.

    bunları düşünürken, aynısını benimde yaptığımı fark ettim amk.
    bende başka birini seviyordum ama istemiyordu beni, bende bu kızla sevdiğim kişinin yerini doldurmaya çalışıyordum.
    ···
  19. 69.
    +9
    -devam-

    sabahın köründe, antalyalı kız mesaj attı.
    - geçen gün saçmalamış olabilirim ama hayatımda olman hoşuma gidiyor... - diye.
    affalladım kaldım amk.
    -benden hoşlanmıyorsun sanıyordum- diye mesaj yazdım bende.
    -sadece bana karşı bazı yaklaşımların hoş değil. neyse ya boş ver bunları... işe girdim biliyor musun?- dedi.
    bu antalyalı kızın bir huyu vardı.
    sürekli -biliyor musun- diyordu. nereden bilim amk. neyse.
    böyle 2-3 mesaj daha konuştuk ama uzun uzadıya muhabbet edebilen biri değildim.
    kesildi muhabbet bir yerden sonra.

    zaten aklım akşam ki meseledeydi ama bu antalyalı kız bunu deyince -para mı isteyecek acaba- diye düşündüm.
    belki aşağılıkça gelebilir ama aklımdan bu geçti.

    berbere gittim saçları 10 numaraya vurdurttum. sakalları düzelttirdim.
    sevdiğim kıza, -konuşmak istiyorum- demiştim ama diyecek hiçbir şeyim yoktu.
    sadece onu görmek istiyordum.
    bahanede olarak da bunu söyledim.
    yine de düşünüyordum, bir mesele olsun, ne diyeyim.
    uzun uzadıya oturmak zorunda kalksın diye.
    aklımı, şuurumu yitirmiş gibiydim.

    boludan dönerken bambaşka durumdaydım. bir günde kafayı gibertmiştim.
    ···
  20. 70.
    +6 -3
    BEN BU KONUYU KÖYLÜLER iÇiN Bi ÖNEMi OLUR DiYE OKUDUM YOKMUŞ AMK:)panpa hızlı yaz amk can sıkıntısından aralarda idrarın köylüler için önemini araştırdım googlede idrarında köylüler için bi önemi yokmuş ne diyom ben amk:)
    ···