-
76.
+8-devam-
bir yerden değişmek gerekiyor diye başladım.
ilk iş okula gittim. nedir durum ne değildir öğreneyim diye.
bir daha ki yıl, 2. dönem dersleri alırsın dediler.
-eyvallah- dedim.
başladım iş aramaya yeniden.
iş falan bulamadım.
iddaaya sardım. üç-beş tutturuyordum.
yıllardır iddaa oynarım. en çok o dönemde kazandım.
niye bilmiyorum ama. kazanmam gerekiyordu, o yüzden belki de.
kazanamasam ne olurdu, düşünemiyorum.
bu gün bile, o zaman iddaadan bir şeyler tutturamasaydım ne olurdu bilmiyorum.
kısacası paso sigara, bira, iddaa. bültenle yatıp kalkıyordum amk.
bir süre görmedim kızı hiç.
en yakın arkadaşıma anlatmadım durumu.
ama bu kızı, meseleyi biliyordu.
en yakın dediğime bakmayın, çok görüşmüyorduk. ama çocukluk arkadaşıydık. bağımız sağlamdı. öyle sanıyordum, şu an görüşmüyoruz çünkü. her neyse.
bir akşam onlarda içiyoruz. dedi
-bir kız var, numarasını verim al takıl bu kızla- dedi.
-oğlum nasıl yapayım lan ben? kız işinden ne anlarım amk.- dedim
-kız çirkin oğlum. antalyadan gelmiş. takılıyor öyle. sinemaya zütürürsün, yiyişirsin, takılırsın.- dedi.
direkt böyle dedi.
aldı telefomu elimden, kendi telefonundan numarayı aldı.
benim telefondan mesaj attı.
- arkadaşımdan aldım numaranı. seninle karşılaştık, ben x(ben)- diye, yalan dolan anlattı.
ama bildiğin bağladı kızı amk.
forum istanbul da buluştuk kızla. -
77.
+8-devam-
bir yandan çalışıyorum
bir yandan bu oktayla takılıyoruz,
bir yandan antalyalı kızla mesajlaşıyorum.
bayağı toparlanmıştım.
hayvan gibi yiyordum. neşem biraz yerine gelmişti.
antalyalı kız iyiden iyiye erotik mesajlar atıyordu.
azıyordum bir yandan da.
oktay bir gün, karı muhabbeti açtı.
bolu merkez'de arabalı bir fahişeyi anlattı. bolunun merkezindeki birliğin askerleri, izinde bu kadını gibiyorlar. kadın arabayla geliyor. tenha bir yere çekiyor. fiyatını hatırlamıyorum. oktay her hafta bu kadına gidiyordu. bu dediğim olay gerçektir.
ben başta niyetlendim.
antalyalı kız, azdırıyor azdırıyor ama yapacak bir şey yok amk.
sonra boludaki askerlerin çoğunun bunu girdiğini öğrenince, istemedim vazgeçtim. -
78.
+8-devam-
cafeye doğru yola çıktım, yürüyorum amk.
yine dramın dibine vurdum.
ne yapıyorum, ne ediyorum diye kendimi gibiyorum.
akıl işi değil diye suçluyorum kendimi.
buluşma saatinden 10 dakika önce girdim kafeye.
gelmişti, oturuyordu.
bir baktım şöyle,
sen nasıl bir güzelliksin lan.
benim gözümden belki de öyle beyler ama onun olduğu her yer onun gibi güzel oluyordu amk.
biraz sersemledim, gittim yanına.
-merhaba- dedim.
ne elimi uzattım ne o uzattı elini. oturduk.
-seni dinliyorum- dedi.
-ben sana ne yaptım da benimle arkadaş bile olmak istemiyorsun- dedim.
yol boyuca dolmuştum, düşün düşün. direkt döktüm ortaya.
- zorunda mıyım böyle bir şeyin?- dedi.
bir şey demedim.
- ben sana hep iyi davrandım, yanına geldim oturdum muhabbet ettim. terslemedim hiç. şimdi sen ne yapıyorsun böyle- dedi.
soğuk soğuk bir ürperdim amk.
-ben senden bir şey istemedim ki.- deyip durdum.
o an aklıma, antalyalı kızın sabah dediği cümle geldi.
-hayatımda olman hoşuma gidiyor-.
bende de bu kız için benzer bir durum vardı.
başkasının sevgilisi olsa da hayatımda olsun amk. -
79.
+8-devam-
bahadırın yanına gittim.
çok iyi çocuktur ama çok kafası çalışmaz.
çocuk dediğime bakmayın benden 2 yaş büyük.
şu an onunla da görüşmüyorum. her neyse.
giriş katında oturuyorlar. odasının pencereyi tıklattım. açtı.
şaşırdı. bayağıdır görüşmüyorduk.
bolu da olduğum zaman, bir iki aramıştı ama telefonu açmamıştım.
ama umursamaz böyle şeyleri.
çok arkadaşı yok zaten. olanlarında böyle zütlüklerine bir şey demiyordu.
dışarı çağırdım.
3 bana, bir tane kendine kırmızı tuborg aldı.
normalde iyi içer ama sabah tezgah açıyor.
o yüzden bir tane aldı. onların binasının garajında oturduk, içiyoruz.
-hayvan gibi olmuşsun lan- dedi.
rusa gitmiş onları anlattı.
bende nedenini bilmiyorum ama bu kızı, mevzuyu anlattım.
-izmirli kızlar, klas kalite arar.- dedi.
dövecektim ama bir şey demedim. haklıydı amk. sırf izmir değil mesele her yer için geçerli.
neyse böyle uzun uzun, hayatla ilgili konuştu bana laf sokuyor bir yandan ama farkında değil.
kasıtlı yapmıyor. kafası o kadar çalışmaz, tanıyorum herifi yani.
-iş bul bana- dedim.
-hallederiz- dedi.
içip içip dağıldık.
geldim eve facebook açtık yine.
bu facebook kadar huur çocugu bir şey olamaz beyler.
varsa kapatın amk.
o el, mutlaka gidiyor kızın ismini yazıp aramaya.
ardından sevgilisini. bir defa, iki defa da değil.
magazin programı takip eder gibi takip etmeye başlıyorsun onları. bende olan gibi. onlar yaşıyor, sen sadece izliyorsun. -
-
1.
0rezzzzzzzzzzz
-
1.
-
80.
+8-devam-
bir hafta sonra akşamüstü döndüm eve. peder araba almış amk.
2. el doblo. sevindim bayağı. peder evde diye belli etmedim ama. ara
sıra alırım arabayı diye geçiriyorum içimden.
bir -hayırlı olsun- dedim.
- saol- dedi peder
o kadar.
ertesi sabah, valiyede sordum yedek anahtarı.
- baban evde kalmasın dedi, iş yerine zütürdü - dedi.
iyice asabım bozuldu. sanki ne yapacaktım arabayı amk. altıüstü 2 tur atar dönerdim.
ne yapayım diye düşündüm düşündüm. e
n iyisi iş bulmak dedim. bastım zeytinburnu demirciler sitesine gittim.
bekirle konuştum.
-eleman bulduk ama lazım olursa ararım ben seni- dedi.
yapacak bir gibim yok. boş boş turluyorum zeytinburnunda. demirciler sitesinden, oliviuma kadar yürüdüm amk. girdim biraz dolaştım orada. kızlara falan bakıyorum. bir şeyler yapmam lazım yani, ne olursa olsun bir şey.
tek yürüyen bir kız gördüm. gidip kızla konuşmaya karar verdim. oliviumun içinde olmaz dedim ardından. çıkmasını bekledim. takip ettim. çıktı. -
81.
+9 -1-devam-
yürüyor emniyetin o tarafa doğru.
gidip konuşmaya çalıştım.
-olivium da gördüm seni- diye girdim söze.
-tanışalım mı- dedim sonunda.
istemedi.
bir şey diyemedim. gibtir olup gitti.
ama iyice dengemi kaybetmiştim. biraz daha dolaştım zeytinburununda.
tek başına kız arıyordum, gidip konuşmak için. saatlerce uğraştım. denk geliyordum bazısına ama durduracak zamanı bulamıyordum. ya biri geçiyordu ya teyzeler ya bilmem ne.neyse
o gün, toplam üç kızı durdurdum, hiçbiri tanışmak istemedi.
ertesi gün. bakırköy de denedim.
4 kızla tanışmak istedim.
hiçbiri istemedi.
sadece bir tanesi- benim erkek arkadaşım var- dedi.
diğerleri biraz tırsarak- def ol- demeye getirmişti.
niye böyle bir şey yapma gereği duydum bilmiyorum. dediğim gibi çaresiz kalınca, ne olursa olsun diyorsun.
iyi ya da kötü, ne olursa olsun. yeter ki bir şey olsun dıbına koyayım.
bakırköyde turladıktan sonra eve döndüm. tak gibi hissediyordum kendimi.
2 günde 7 kızdan ret yemiştim.
bir taktik olsun size, hiçbir kıza- seninle tanışmak istiyorum- demeyin. yüzde 100 hayır der amk.
neyse
o gece antalyalı kıza mesaj attım. -
82.
+8-devam-
facebook, sms falan filan derken, iyiden iyiye yakınlaşmışlar s ile ibo.
muhabbet, gez toz, devam etmiş. buluştukları bir gün, ibo
-daire tuttum gidelim mi? -demiş.
yani günlük daire tutmuş bu bin. kızla buluşup oraya zütürüp, gibecek.
kız istememiş.
tartışmışlar bayağı. herif, niyetini açık açık söylemiş. bu arada söylemiş, nişanlılık durumunu.
senle biz bir şey olamayız. ama şöyle böyle takılırız, değerlisin yine de benim için- diye.
kız -eğer daha beni ararsan, nişanlına gider ne var ne yoksa hepsini anlatırım- diye tehdit etmiş iboyu.
arada söyleyeyim, anlatmaya başlar başlamaz ağlamaklı oldu. bayağı bir dolmuştu. kızın söylediklerinin ne kadar ekgib ne kadarı fazla bilmiyorum.
o bunları anlatınca diyecek bir şey bulamadım. biraz daha sessiz kaldık.
- ne diyeceğimi bilmiyorum- dedim ona da.
bana
-sen en azından, bütün gün gezdirip tozdurup, hadi şimdi de eve gidelim oyunları yapmıyorsun. açıkça söylüyorsun ne istediğini. huurya söyler gibi-
dedi.
anlatmıştım başlarda
-yaptığın, söylediğin her şey zoruma gidiyor- demişti bana. -
83.
+8-devam-
beyler belki bana -dıbına koyduğumun çocuğu- diyeceksiniz ama aklıma para-gezme- tozma geldi ama demedim ona bunları.
- bilmiyorum- dedim. demek zorunda kaldım.
çok sessiz bir şekilde, hayıflanır gibi- allah hepinizin belasını versin. - dedi.
hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. masaya yasladı başını, ellerinin arasına aldı.
ağlamasındaki ton gitgide artıyor, etraftakiler bize bakıyordu.
ben bir tak yapmadım ama kızı benim ağlattığımı sanıyordu etraftakiler
- kalkalım- dedim. kız başını bile kaldırmadı. hesabı ödedim. koluna girdim. zar zor kaldırdım. cidden kötü durumdaydı.
istanbul forumun, otogara bakan kısmına doğru yürüdük. tenhaydı. arka kısımda banklar var. oturduk bir tanesine.
ağlaması azalmıştı.
dimdik oturuyordu. karşıya kenetlenmiş bakıyordu.
çenesini sıka sıka
- huursun s... kaşarsın kızım... ne bekliyordun ki başka - dedi, kendi kendine.
- allah aşkına yine başlama, lütfen- dedim.
5 dakka civarı sessiz kaldı. demin ki karşıya bakan, özgüven duruşu azalarak bitmişti. aklında yine bir şeyler dönüyordu, gözleri dolmuştu çünkü. -
84.
+8-devam-
çıktım bahadırlardan.
bizim evin oraya geldim.
markete girdim, sigara almak için.
para da yok üzerimde. dün gömdük bütün parayı.
marketcinin oğlu varsa, veresiye yazdıracağım amk.
böyle kıyaklar yapıyor bin bana. oradaydı.
girdiğim gibi markete
-z yine seni sordu... abi sizin aranızda ne var?- dedi.
- ne olacak dıbına koyayım bizim aramızda- dedim.
-ne atarlanıyorsun hemen. telefon numaranı istedi- dedi.
-gibtir et- dedim.
zaten bu binte benim numaram yoktu.
- anıl abiden aldım numaranı. verdim z. ye- dedi.
bana anıla abi çekiyordu, kıza abla demiyordu. ona sinirlenmiştim o sırada.
- niye kafana göre iş yapıyorsun- dedim.
- ne bilim hoşuna gitmeyeceğini. seninle ilgileniyor sandım, o yüzden şey yaptım- dedi.
- neyse gibtir et. sigaranın parasını akşama vericem- dedim. bir şey demedi.
bilmediğin numara kızın numarasıydı.
eve gidip yattım biraz.
anıl aradı.
- kardeşim, bir kız senin numaranı istemiş, verdim çağrıya- dedi.
- tamam- dedim
- yalnız kardeşim, bu kız bir çocukla gelip gidiyor. arabalı bir tip. haberin olsun. kardeşiz biz. söylemesem olmazdı-dedi.
anıl, polat alemdar ayarında takılan biri. bu tarz ağızları çok sever. neyse.
- sevgilisi oğlum o. boş ver sen- dedim.
-bir terslik olursa alırız façasını aşağı. çok züppe gibti, senin kardeşin- dedi.
sinir oldum iyice. - tamam lan- dedim. şunu da diyeyim, anıl harbiden semtte reislik yapıyor. 5 li yaşlardan beri takıldığımı için, benim gibi üç beş kişi rahat konuşuyor buna karşı. yoksa şekli var.
bir şekilde kapattım telefonu.
boş mesaj attım bilmediğim numaraya. 5 dakika sonra cevap geldi
- niye kaçıyorsun benden- yazmıştı. -
85.
+8ulan iki saattir okuyorum içtiğim sigaranın hesabını yapamadım o derece..
Allah sana ömrün boyunca en güzel duyguları yaşatır da bu kötü zamanlarını unutursun inşallah kardeşim.
hepimiz gün içinde bazı insanların huur çocuğu olduğunu düşünürüz ama bunu gidip ilgili kişilere söylemek doğru değil. başta burda hata yapmışsın, kıza keşke daha iyi yaklaşsaydın.
hikayenin devdıbını merakla bekliyorum.
tahminlerimce;
1:w ölmüş olabilir.
2:kız sana aşık olmuş ama bir şey bunu engellemiş olabilir.
3:kız da senden hoşlanmış ama pek parlak birisi olmadığı için seni düşünmüş olabilir.
4:öyle ya da böyle kızın sana karşı hissettiği şeylere engel olan bir durum var. ve sen bunu öğrendiğinde çok kötü tramva yaşamışsın.
5:kız eşcinsel olabilir.
6:siz kardeşsiniz.
7:kızın paraya ihtiyacı olduğu için w ile beraberdi.
son olarak da; bakkal çocuğu sevmedim o binte bi ipnelik var.
bu yazdıklarımdan sonra kendimi işsiz pgibolog gibi hissettim amk -
86.
+8-devam-
2 gün evden çıkmadım.
3. gün çıktım.
ilk defa panşolsuz montu giydim. Kapşollu swithsihrtün üzerine. Aynaya bakmadım.
Kendimi yakışıklı hissediyordum.
Zaradan dünya para verip aldığım kıyafetlerle hiçbir zaman kendimi yakışıklı hissetmemiştim.
Ama Pazar malı bu kıyafetlerle, kendimi yakışıklı hissediyordum.
Altıüstü, evin oradaki markete gidecektim. Sigara almak için. Yine de yakışıklı hissediyordum kendimi.
2 gün boyunca doğru dürüst sigara bile içmemiştim.
Sabah saatleri.
Girdim markete, çağrı oradaydı.
-bu halin ne?- gibisinden sormaya başladı.
Bir şey demeden çıkıyordum ki, karşı yoldan z nin geçtiğini gördüm.
Z geçiyordu lan.
Onu anlatmaya kelimeler yetmez.
Hiçbir kelimenin kudreti, yetemez.
70 dil bilsem, onu anlatacak derinlik bir kelime, çıkmaz hiçbirinde.
O yüzden kendimi anlatmak zorunda kalıyorum.
Saklanacak zaman yoktu. Anında görmüştü beni.
Durmuştu.
Öyle şaşırmıştı halime.
Bir süre baktı.
Kıpırdamadı.
Benim beynim durdu. ne yapacağımı bilemedim.
Markete girdim yeniden.
-Ne oldu abi- dedi çağrı.
-Bir şeyler ver ordan- dedim.
-nasıl yani- dedi.
Bir süre hiçbir şey diyemedim.
-sigara ver lan işte- dedim.
Bir paket daha verdi.
- az iç abi şu sigarayı- dedi.
Küfür yemiş gibi oldum.
Uzanıp yakasına yapıştım.
kendime doğru çektim. dudak dudağa geldik neredeyse.
-sanane lan dıbına koyduğum çocuğu! sen parana baksana- dedim.
Kokurdan altına sıçacaktı.
Özür diledi.
Verdim sigaranın parasını.
Üstünü verdi. Elleri titreyerek.
Çıktım marketten.
Ortalarda yoktu z. -
87.
+8-devam-
turlamaya başladım.
Switshirtün kapşolu geçirdim kafaya.
Millet tuhaf tuhaf bakıyor. Yüzüm perperişan.
z ne düşünmüştür diye düşünüyorum
acıdı mı halime
sevinip, mutlu olup
-oh iyi olmuş-mu dedi. bunları düşünüyorum
arada, - bu halimi görüp, belki aşık olmuştur- diye de düşündüm.
kafam gibilmeye başlamıştı.
10 saniye görmüştüm onu. yine saaatlerce aklımda çıkmayacaktı.
aklımda, kalbimde z, memur gibi çalışıyor.
sabahtan akşama
işin kötü tarafı, hafta sonları da görevinin başında.
garanti sevinmiştir- diye karara vardım.
Ne yapıcam ne edicem,
Yarın ne olur.
Hiçbir fikrim yok.
Salak salak devam dolaşmaya.
iddaa bayiine girdim.
Bültenle, iç saha dış saha, averaj… bakıyorum, uğraşıyorum.
Sırf uğraş olsun diye.
Neredeyse bir buçuk saat uğraştım.
normalde hızlı maç yazardım ama haftaiçiydi.
güney amerika maçlarıyla, uefa maçlarına vardı.
bütün maçları uefadan seçip,
güney amerika liginden maçlara oynadım.
daha bilinmez geliyor, diye sanırım.bir an, daha çekici durmuştu.
Bir tane 4 liralık, iki tane 2 liralık kupon yaptım
Eve döndüm ardından. Yattım akşama kadar.
Uyuyamamıştım hiç ama yataktan çıkmamıştım.
Müzik dinlemek geldi içimden akşam saatleri.
Telefonu aldım. Sabah kapatmıştım.
Açtım telefonu
3 mesaj geldi peşisıra... -
88.
+8-gözlerini kapa- deyince,
aklıma çocukluğum geldi.
ufakken sadece pazar akşamları yıkanırdım.
annem tırnaklarımı keser, ardından yıkandırırdı beni.
çocukluğuma döndüm lan... bin. annem elmalı şampuanla yıkardı beni hep, o mis gibi yeşil elma kokusu fena yapardı. yıkandıktan sonra hep elma isterdim amk. çocukluk güzeldi be panpa. -
89.
+8-devam-Tümünü Göster
Zehra vermiş isimlerimizi.
Yoksa bahadırı tanıyorum, hayatta ispiyonlamaz beni.
Zehranın arkadaşlarından birinin kafasını yarmış bahadır.
Daha doğrusu yumruk atmış, çocuk düşerken kafasını vurmuş. Mekanın içindeyken bunlar olmuştu. Benim şuurumu yitirdiğim sırada.
Çocuk,
-ben sadece ayırmaya çalışıyordum- gibisinden bir şeyler dedi.
Kız gibiydi. Kalıbı yerindeydi, kiloluydu. ama kız gibiydi.
Çok kibar konuşuyordu, çok ince. Saçları Galatasaray gelen mancininin saçları gibiydi.
-Benim ne suçum vardı ki- dedi.
Üzüldüm çocuğa. cidden çok Naifti. dediğim gibi Kız gibi yetiştirmişler çok belli. Dünya dayak yedik, ağzımı açmıyoruz.
Çocuk bir yumruğun peşine düşmüş.
-şikayetçi olmayacaktım. Olmadım da bir süre. Ama ne yapayım. Zoruma gidiyor ya... ben bir kere bile kavga etmedim hayatımda, bir kişiye bile el kaldırmadım. şu halime bakar mısınnız?- dedi.
çocugun haline duyduğum bütün üzüntü gitti o anda. baktım haline. alnının orta yerinde pansuman bezi vardı. Kafası sarılı değil. bir yerinde morluk yoktu. gözleri şişmemiş, burnu kırılmamıştı. hepitopu kafasını bir yere vurmuştu.
bir tanede ben vurmak istedim o an. suratına bir tane patlatmak istedim.
Şikayetçi olduğu için değil, hiç dayak yemiş olmadığı için.
hiç kavga etmiş olmadığı için. vurmak istedim.
Darp değil tabii asıl mesele.
Devlet malına da zarar .
sosyal tesis, ibb gibi bir mesele. tam bilmiyorum.
gibtiğmin bahadırı boydan olan bir pencereyi gibi bir şeyi kırmış.
Yani onun kırdığını söylüyorlar ama kırmamış da olabilir.
O karmaşada kırılmış, bizim üzerimize atılmış da olabilir.
Lan bakıyorum duruma
Biz dayak yemişiz ama şikayetçi olamıyoruz.
Yani Hem dayak yedik, hem suçlu olduk amk.
Pencerenin dıbına koyayım, benim hayatım gibilmiş. Mal gibi olanları izliyorum
Devlet malı
devlet malı deyip duruyorlar.
Devlet malı kırılınca sorun olur beyler.
senin kalbim milyon kere kırılıp, parçalansa, devlet bunla ilgilenmez.
Böyle meselelerle ilgilenmez devlet amk.
ama malının peşine düşer devlet.
Bahadır saçmasapan bir şekilde savundu ikimizi.
ilk kim başlattı kavgayı dediler. tak bende kaldı.
-Niye- diyorlar. Söyleyemiyorum.
W ortalarda yok tabii, o yüzden anlatmama gerek kalmadı.
-Çarpıştık biriyle tanımıyorum- dedim. -Öyle çıktı- dedim. inandılar.
-Bu hala nasıl geldin, ne kadar süre kavga ettiniz- dedi memur.
-babamdan yediğim dayaktan kalma çoğu- dedim
Onu sormadılar.
Babam beni niye dövdü diye sormadılar. Aile içi meselelere karışmaz memurlar.
Zehranı arkadaşını bir şekilde vazgeçirdiler.
Malın tazminatını bahadırın babası ödeceyecekti.
sırf zarar karşılanmıyordu, tazminatı da vardı yai. Ya da tazminat gibi bir şey.
Bahadırın babası epey sinirlendi ama yine de Gelmişti.
Benim pederi de aradılar ama gelmedi.
O geceyi nezarette geçirdik.
Ertesi gün sabah değil, öğleden sonra bıraktılar.
Eve döndüm.
Anneme anlattım onları, kadın kalp krizi geçirecek benim yüzünden bir gün.
1-2 saat geçti.
Yerin dibindeyim. Her yer karanlık. Sadece düşünüyorum. Göremiyor gözüm bir şey o haldeyim.
Peder geldi. Banyoya girdi.
Z’den mesaj geldi o anda.
- Apartmanın önündeyim. Bugün konuşacağız x. Başka yolu yok- yazıyordu.
Baktım pencereden, hafif yağmur yağıyor ve z bütün güzelliğiyle orada duruyor.
Anasını gibeyim. Kızı kapımda bekletiyorum. Hoşuma gitti o anda.
ineceğim aşağıya başka yolu yok.
Ama ne konuşacak, ne bir şey duyacak durumdayım.
Montu aldım. Ayakkabıları giyerken
peder çıktı banyodan.
Baktı bir
-kaç, kaç…- dedi
Bakıyorum ona
-sen adam olmazsın oğlum. Sen adam olmazsın... - dedi.
içime oturdu. Yüzüm kızardı. Ama bir şey diyemedim. Hiçbir şey diyemedim dıbına koyayım. -
90.
+8-devam-Tümünü Göster
Bir süre hiç konuşmadık. Sadece sigara içtik. Sormak zorundaydım.
sordum
-nişanlandınız mı- dedim.
-hayır-dedi. yüzüğü kastettiğimi anlamıştı.
- w ile aramızda bir şey. .. ne durumdayız merak ediyorsan söyleyeyim. Bir süre ara verdik.-dedi.
Bu ara vermek lafı bir tuhaf. duyunca tuhaf oluyorsun. Hiçbir zaman aşka başlayamayacağın sevdiğinle, binin biri aşk yaşayıp, ara veriyorsa, cidden tuhaf oluyor beyler.
-niye-dedim
-onları anlattım. Seni. Daha doğrusu Senin durumunu… Kavga etmedik, ya da küslük yok. Sadece hoşuna gitmedi, seninle olanları anlatmam. Buluşmam, hatta senin onla buluşman. Bunlar yani.-dedi.
-Anladım-dedim
-Sadece kafamızın biraz boşalmasını bekleyeceğiz. O kadar.-dedi.
-anladım-dedim.
bir süre sustuk. Ben bir sigara daha yaktım.
- nasıl çözülür bu sorun biliyor musun?- dedi
-hangi sorun?-dedim
-senle benim sorunum… Ya sen gideceksin buradan ya da ben. Tamamen istanbuldan. Başka bir semt değil. Başka bir şehre. Yoksa olacak gibi değil.- dedi.
Diyecek bir şey bulamadım. Yine sessizlik oldu. Ben sustukça, çoğalıyordu sessizlik. ben sustukça artıyordu suçum.
-konuş x biraz. Anlatmaya çalış. inan ki çok üzülüyorum. Ya bakıyorum bir yok oluyorsun, diyorum bunun başına yine bir şey geldi. Benim yüzümden değildir allahım. lütfen allahım benim yüzümden olmasın. diyorum. Pat karşıma çıkıyorsun. Tahmin bile edemeyeceğim şekilde. Bir bakıyorum daha bunun etkisinden bile çıkamamışım. Başka bir şeyle çıkıyorsun.… bir anda erkek arkadaşıma vuruyorsun. Bir gece facebooktan mesaj atıyorsun. Aylarca yok oluyorsun. cafeye çağırıyorum, gelmiyorsun. görünce kaçıyorsun. bir anda peşimde, beni takip ediyorsun. –dedi.
böyle severken anlatamazsınız, anlaşılamazsınız. doğru hangisi bilemezsiniz, böyle severken. -seni seviyorum- demekten, başka hiçbir cevap olmaz. başka hiçbir cevap verilemez. bu kadar güçlüyken o, bu kadar çaresiz kalırken karşısında, hem onu hem kendini bu kadar üzerken. -seni seviyorum- diyemezdim.-her şey, seni seviyorum. bütün soruların cevabı buydu. ama bütün soruların nedeni de buydu. onu sevmemdi bütün cevaplar, bütün sorular, onu sevmemdi.
- bilmiyorum-dedim.
-nasıl bir hayat yaşıyorsun. Nasıl bu hale geliyorsun sürekli. Bilmiyorum. Kendimi suçluyorum sürekli.
Ya diyorum, tamam seviyor aşık bana. Düşünüyorum sonra.
Yok..
seven adam böyle yapmaz. Böyle davranmaz.
çok kişi ilanı aşk etti bana. Çok kere peşime takıldılar. Israr ettiler. Ama hiçbiri böyle değildi.
Olmayacağını anlıyordu. Kendi hayatına dönüyordu.
ben hiç karşılıksız kalmadım mı sanıyorsun. Lise bende yaşamıştım. Ama kabullendim. Yok, olmuyorsa olmazmış dedim.
Takılıp kalarak, zindan edemezsin hayatını. Kendi hayatına bakıyorsun bir yerden sonra.
ama sen… sen ne yapıyorsun….
inan ki Sinirimden değil konuşmak istemem, ya da w ile ilgili de değil. Ne bu anlat, ne oluyor. niye sürekli bu hala geliyorsun.?-
Ne diyebilirdim ki?, ne denebilirdi ki?
Siz olsanız ne derdiniz dıbına koyim.. Ne diyebilirdiniz?
Benim de Hiçbir şey gelmedi aklıma. Söyleyecek hiçbir şey bulamadım.
Bağıra bağıra yazdım seni içime.
keşke, sadece bunu söyleyebilseydim. ağzımdan belki hiçbir şey çıkmıyordu ama içimden bağırıyordum. dışımdan susarak, içimden bağırıyordum. -
91.
+9 -2-devam-
ben şoktayım hala,
-yürüyelim, benim acelem var- dedi.
-tabii- dedim.
otobüs durağına doğru yürüyoruz. kızla birlikte lan.
bu kadar nasıl kolay oldu onu düşünmeye başladım.
çok bu taraklarda bezim yok.
bir gariplik var.
kız -hafif mi, şey mi falan- diye de düşündüm.
yoksa imkansız yani, bana bir kızın böyle bir tepki vermesi.
kafamda hep öyle düşünmüşüm çünkü.
durağın oraya geldik. akbil yükledi bayiiden. radikal gazetesi aldı hatta. hala aklımda.
bende lark aldım amk. niye bilmiyorum. bir şey yapmam gerekiyormuş gibi hissettim.
okula gidiş istikametinin, otobüsün muhabbetleri geçti aramızda.
zaten kalkan 2 otobüs var, bizim duraktan. bindik sonunda aynı otobüse.
oturdum yanına. muhabbette başladık.
elimde yine cv kağıdı var. okuldan çıkışta bir yere bırakacağım kağıdı
-onu sordu-.iş miş dedim bir şeyler.
muhabbet açıldı,
zmirliymiş,
bölümünü falanı filanı, hepsini öğrendim tabii.
aklıma yazdım hemen.
otobüste aklıma kıyafetler geldi amk. yannan gibi bir vaziyetteydim.
utandım bir süre. her neyse.
indik otobüsten, bende o da farklı yerlere aktarma yapacağız.
yanında duraklara doğru yürüyoruz.
-ne yapmak gerek- diye düşünüyorum.
-ben buradan gidiyorum, tanıştığımıza memnun oldum- dedi.
bende - numaranı verir misin- dedim.
güldü. bir iki adım geriye attı ama.
korktu sanırım.
-yok olmaz- dedi.
-niye- diye sordum.
eveledi geveledi
-erkek arkadaşım var- dedi ama yalandı yani.
çok belli etti, yalan olduğunu. -
92.
+8 -1-devam-
o hafta sonu, midemin sağındaki ağrının iyice taku çıktı.
gittim hastaneye. ertesi haftaiçi mideme hortum soktular.
bir şeyleri temizlediler.
1 hafta kendime gelemedim. biraz toparlandım.
hangi gün hatırlamıyorum çıktım evden. akşamüstü.
avm var yakınlarda, oraya kadar yürüdüm.
girdim avm ye,kitapçı açmışlar.
bir kitap aldım. etgar keretin bir kitabını.
perperişan haldeyim hala.
pat yine bu kız çıktı karşıma.
yanında uzun boylu sıskadan bir çocuk var.
el ele yürüyorlar.
diğer çocuk değil bu.
bu kadar kısa sürede zayıflayıp, uzamış olamaz amk.
diğeri daha artist bir tipti, bu normal bir çocuk. kızın elinde yine poşetler var. beni görmedi bu sefer. bende görmemesi için uğraştım.
eve döndüm.
ulan düşünüyorum düşünüyorum, neyi dert edeyim anlamadım.
başlarda hep görmek istiyordum kızı ama sanki kader midir nedir taşşak geçiyor benle.
en yannan gibi anlarda, sert şekilde gibiyor beni.
pgibolojik olarak gibilmiş durumdayım.
yok sağlık, yok para. bir de bunlar dayak atıyor bana. bunu mu dert edeyim
yoksa kızın yapıtğını mı? bukadar kısa sürede ne yapıyorsun ne ediyorsun? ne oluyor amk? -
93.
+7-devam-
ben -bilmiyorum- dedikten sonra kız
- bilmeyecek ne var bunda- dedi.
-istemiyorum- dedim.
öyle bir şey yaptı ki, o gün kızla yiyişmeye girsem, kendimden daha çok tiksinirdim.
-peki- dedi.
10 dakika suskun oturduk öyle.
ardından kız
- bana acıyor musun?- dedi.
haklıydı ama ekgibti. hem ona acıyordum hem kendime.
- ne alakası var- dedim.
- alakasını biliyorsun- dedi.
yine bir tak anlamadım.
sonra kız anlatmaya başladı bir şeyler.
- facebooktan bir lise arkadaşım beni ekledi. o zamanlar bana aşıkmış ama söyleyememiş.- dedi.
beni kıskandırmaya mı çalışıyor gibi geldi. -bir şans ver, yazık çocuga - dedim.
-ben birini seviyordum. evlendi o biliyor musun- dedi. bir şey demedim amk.
adam 28 yaşlardaymış. antalyada. kızın anlattığına göre çok yakışıklıymış. emlakçılık yapıyormuş falan. böyle böyle anlatmaya başladı. - benim hakkımda ne düşünüyorsan, öyle değil- dedi.- özel bir şey düşünmüyorum- dedim.
-yaptığın her hareket, söylediğin her şey zoruma gidiyor.- dedi. -
94.
+24 -17-devam-
derken vakit geldi çattı beyler... içimdekileri dökecektim artık canıma tak etmişti. ne söyleyeceğimi düşünürken aklıma bir fikir geldi: ona sadece "seni seviyorum ve seni w bininden daha çok hakediyorum" diyecektim ve tepkisini bekleyecektim... zaten söyleyebileceğim daha mantıklı bişey de yoktu amk. kalbimin atışları yavaş yavaş hızlanıyordu, şakaklarımda hissetmeye başlamıştım artık nabzımı...
söyledim beyler. bir çırpıda ağzımdan çıkıverdi... kızın suratı aniden değişmişti. sen benim erkek arkadaşım hakkında ne biçim konuşuyorsun, defol hayatımdan rahat bırak beni artık dedi. beyler kendimi rezil hissediyordum, nasıl bir rezilliktir anlatamam. ayağa kalktım direkt, hiçbişey söylemeden hızlı adımlarla çıktım cafeden. derkeen... beni şok eden bişey oldu beyler... bir anda boyut değiştirdim resmen... şimdi anlatacağım şeyleri hayatım boyunca unutamayacağım heralde...
w binini yanı başımda buldum beyler. yanında da 3 dallama. sen kimsin dedi bana, kız arkadaşımı rahatsız ettiğini biliyorum ama cafeye çağırıp buluşmaya zorlamak da neyin nesi dedi... ben de refleks olarak sen kimsin lan dedim. bir anda refleks olarak ağzımdan çıkıverdi. beyler bu arada w bini uzun boylu kalıplı kaslı bişey amk... yanındaki 3 dallama da yarma gibi amk. beyler bu w bininin kafayı burnuma gömmesiyle kendimi yerde buldum, bir iki saniyeliğine şuurumu kaybeder gibi oldum. gözümü açtığımda beni asıl kahreden manzarayı gördüm: kız cama çıkmış olan biteni seyrediyordu beyler... yüzünde alaycı bir gülümsemeyle... dünyam yıkıldı beyler resmen... mideme yediğim tekmeyle kendime geldim. w bini beni ayağının altına almış kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu resmen. diğer 3 dallama da üzerime çullandı birden. kız da camdan bağırıyordu gib onu w hadi aşkım diye. beyler sonra bu w biniyle 3 dallama beni bi arabaya attılar zütürdüler deniz kenarına. orda beni sırayla bi güzel gibtiler. w bininin gibi biraz ufak gibiydi kalıbına göre, bu beni biraz şaşırtmıştı doğrusu. neyse işte beni gibtikten sonra denize attılar ben de bi yarım saat yüzüp sonra eve geldim sonra bi sigara yakıp yaşadığım bu sıradışı macerayı düşünmeye koyuldum... gerçekten ilginç bi deneyimdi. bu da böyle bi anımdır beyler hikayem bu kadardı teşekkür ederim. -
95.
+7-devam-
2-3 gün geçti. ses seda yok kimseden.
-çocuk beni tanımaz etmez nasıl bulacak- bilmiyorum.
ters bir şey derse anasına gibeceğim orası garanti.
en sonunda ben kıza mesaj attım.
-erkek arkadaşından ses çıkmadı- dedim.
5-6 saat sonra
- ne oldu bilmiyorum. telefonlarımı açmıyor, mesaj yazıyorum, cevap vermiyor.- dedi.
bende düşündüm -ne yapıp, edeyim- diye.
facebooktan w ye mesaj yazdım.
-ben kız arkadaşının tanıdığıyım, benim sohbetim geçmiş. bir yanlış anlaşılma mı oldu?- diye mesaj attım.
ne yaptığım ettiğin hakkında tek bir fikrim bile yoktu beyler.
w 1 saat sonra cevap yazdı
-doğrudur dostum. karşılıklı konuşalım mı senle- dedi.
incirli ışıkların oradaki bir kafeye çağırdı.
-tamam- dedim amk.
ama herifin üsluptan, yaklaşımı nasıldır, nasıl değildir anlamadım.
ne olur ne olmaz diye, emanet aldım yanıma.
bastım gittim, incirliye.
-
kayra 40 yaslarda ısıtme kaybı yasıcaksın
-
bikerisinde yokluktan breaking bad
-
acaba kayraya bi zenci tecavüz etse
-
trabzonu doğradılar
-
kaan kurala acayip sinir oluyorum
-
atatürk kendisi bile bugünü görse
-
kayra kac dkya yeni hesap acip gelir
-
cogu ünlü ayın dolunay oldugu zamanlar
-
dün öğrenciler geldi
-
islamda sünnet olmak mecbur mu
-
beyler doğuda damada ve geline takılan altınların
-
basketbola atan kazanır kuralı gelmeli
-
3 trilyona araba önerisi
-
her tarafta buhu
-
bu kayranın vücudu muydu la
-
sonundaa aldım be
-
çakra patlatmak
-
neden playstation joystiklerine sensor koymuyorlar
-
züt deliklerinin süper sıkı ve girmesi çok zor
-
mersobahis
-
et yemeyen erkek geydir
- / 1