1. 801.
    +1
    ayraç beyler
    ···
  2. 802.
    +1
    nerdesin lan gel bura
    ···
  3. 803.
    +1
    birazdan başlıyorum beyler.
    ···
  4. 804.
    +13
    -devam-

    Halim perperişan ama bir şey hissetmiyordum. yüzümü yıkadı. bir müddet çekti.
    -yıkan- dedi.
    banyoya gittim zor zar. yürüyemiyordum bile.
    içi rahat etmedi sanırım, hemen ardımdan geldi annem.
    Üzerimdekileri çıkardı. Sadece boxerla kaldım. Küvete soktu. aşırı sıcaktı su.
    Canım yandı.
    yaraları temizlemeye çalışıyordu.
    -gözlerini kapa- deyince,
    Aklıma çocukluğum geldi.
    Ufakken sadece Pazar akşamları yıkanırdım.
    tırnaklarımı keser, ardından yıkandırırdı beni.
    3 defa kez ağza, 3 kez burna su verir. 3 kere de başımdan aşağı su dökerdi.
    -Öğren abdest almayı- derdi.
    en son ne zaman abdest aldım, onu bile hatırlamadım.
    Tertemizdi lan çocukluğum.
    Sokakta top oynardım. Her yer beton tabii.
    En büyük acı, düşünce dizlerimdeki yaralardı.
    Erik ağacına daldığımızda, dallar ya üzerimizdeki kıyafeti yırtardı ya da bir sıyrık oluştururdu bedenimizde.
    o kadar dıbına koyayım.
    fazlası değil.
    o kadar

    Berrak, tertemizdi hatırladığım bütün görüntüler.
    Ondan sonraki, bütün görüntüler
    Berbattı.
    rezildi, kirliydi.
    Sadece z’nin olduğu anlar ışıl ışıldı… gece karanlığında bile, z varsa eğer ışılışıldı...
    Gece karanlığı rengarenkti o varsa.
    Nasıl olur lan,
    gece karanlığı nasıl rengarenk, ışıl ışık olur?
    Oluyordu dıbına koyayım.
    Oluyordu işte.
    Z bunu yapabiliyordu.
    Sanki cehennemde yaşıyordum. O bana cenneti getiriyordu.
    -Sorun cehennemde olman değil, sorun cennete gidememem- diyordu.
    -Senin canını yakan cehennemde çektiğin acılar değil, senin canını yakan cennetteki mutluluklar...
    Kaçırdıkların, ulaşamadıkların, ulaşamayacakların-
    diyordu.

    Temiz kıyafetler getirdi ardından annem.
    Bir şey demedi bıraktı kıyafetleri.
    Mahalledeki eczanede çalışan bir kız var.
    berrin.
    Onu aradı.
    Pansuman yapsın diye.
    Arası çok iyi olduğu için, kız üşenmeden geldi.
    ···
  5. 805.
    +16
    -devam-

    Berrin halimi görünce
    -çok kötü olmuş- dedi.
    Ne olmuş diye soramıyordu. Neden diyemiyordu.
    Nedenini bilmeyi istemek ayıptı o anda.
    Ama annem yine de söyledi. Yalan söyledi. Ama söyledi.
    -kavga etmiş, dışarıda- dedi.
    -Babası dövdü- diyemezdi.
    -Eşek kadar adam babasından dayak yedi- diyemezdi.
    -Kocam, oğlumu dövdü- diyemezdi.
    işte bu yüzden yalan değildi.
    her seferinde, Doğruların, gerçekler olması gerekmez.
    Bazı doğrular, gerçeklere aldırmaz. yalan doğrulaşır.
    O yalanların gerçek olması gerekir.
    Gerçek olan, o yalanlardır.

    Tek kelime bile etmiyordum.
    Biraz önce cenaze kaldırılmış gibiydi evdeki hava. Sanki, sıkıntıyı bilen sadece ben ve annem değildi.
    Cansız bütün nesneler, duvarlar, halılar,
    ne demek olduğunu hiç bilmediğim ve merak bile etmediğim, ayet yazan duvarda asılı yazılar bile o sıkıntıyı biliyordu.
    Ona göre davranıyordu sanki.

    Ağrıları hissetmeye yeni yeni başlıyordum.
    Ağrı kesici verdi berrin.
    Babamın fırlattığı, sandalyenin ayağı, sağ omzumun hemen altına gelmişti. Mosmordu.
    -Sağ omuzuna doğru yatma- dedi. -Sabah çok daha fazla ağrır.-

    Kurabiye ve çay getirdi annem berrine.
    Evlenecekmiş berrin.
    Nişanlısının kısa dönem askerliği bitmek üzereymiş.
    Harita mühendisiydmiş çocuk.
    Büyük bir mutlulukla, nasıl bir düğün, nasıl bir ev, nasıl bir düzen kuracaklarını anlatıyordu.
    yanımdaki anneme küfür ediyordu sanki. suratıma suratıma küfür ediyordu sanki.
    Büyük bir mutlulukla anlattığı için, anlattıkça anlatıyordu.
    Şu halimize rağmen anlatıyordu. Güzeldi berrin, evet.
    Ama salaktı.
    Öyle bir anda, bunlar anlatılmazdı.
    O kadar mutluydu ki, bu yüzden göremiyordu hemen yanı başındaki mutsuzluğu.
    Z yi düşündüm yine.
    Berrinin yaşadığı mutluluk hayallerini, gerçekleştirmek için yola çıkmaya üşenmeyecekti.
    Ben olmayacaktım o hayallerde.
    Ben, hayal diye kimsenin kurmayacağı olayların içinde olacaktım.
    Herkes yerini bilecek beyler.
    Herkes nerede olması gerektiğini bilecek.
    Benim o düşlerde yerim olamazdı.
    berin kalkmaz üzereydi, teşekkür etti annem, mahcup bir şekilde para uzattı,
    istemem gibi bir hareket yaptı berrin.-bir şey yapmadım ki- dedi
    -evleneceksiniz, böyle böyle birikir- dedi annem.

    Ben, berrinin yerinde olsam, o para almazdım. Ama o aldı.
    Hayalleri vardı dediğim gibi. Onun için çabalıyordu.
    Hayalleri olduğu için annemin verdiği parayı aldı.
    Benim gibi adamlar, öyle bir durumda para almaya tenezzül etmezler. Cebinde parası olmasa bile, tenezzül etmezler.
    Çünkü onun gibilerin hayalleri olur, umutları olur.
    Ama benim gibilerin, bizim gibilerin hayalleri olmaz. Umutları olmaz.
    Hatırlamak istemedikleri olur, denk gelmez istemedikleri olur, anımsatsın istemedikleri olur. Ama umutları olmaz.

    iyi dilekler ve mutluluk dileklerini sıraladı annem.
    berrin gitti.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 806.
    +1
    ya hem okuyorum hem üzülüyorum mazoşistmisin nesin panpa
    insan kendi için böyle düşünür mü yahu
    ···
  7. 807.
    +1
    rezerved
    ···
  8. 808.
    +8 -1
    -devam-

    berrin gittikten sonra, aynaya baktım. Kendimi yolda görsem tanımazdım. Çünkü aynanın karşısında da tanımıyordum.
    Aynaları sevmem beyler. Kendimi gördüğüm için aynaları sevmem.
    Uyudum ardından. Bütün ağırlara rağmen. Bütün olanlara rağmen. Kesintisiz, çok derin uyudum.
    Yıllar sonra ilk defa o kadar güzel uyudum.
    Aklımdan geçen, iyi bir dayağa ihtiyacım varmış demekkiydi.
    Eminim babamda çok rahat uyumuştur o gün.

    Sabah kalktım. Gitmedim okula.
    Evde oturuyorum. Kahvaltı yaptım. Televizyonun karşısına geçtim. Zarzor hareket ediyordum.
    Çalıştığım yerin sorumlusunu aradım. 1 hafta gelemem dedim. Bir şeyler dedi.
    Umursamadan kapattım telefonu suratına. Ardından geri aramasın diye, tamamen kapattım telefonu.
    En fazla kovabilirlerdi beni, daha fazla ne yapabilirlerdi ki?
    Annem dışarı çıktı.
    4-5 saat sonra geldi. Elinde poşetlerle. Bana kıyafet almıştı. Her zaman giydiğim şeylerden değil. kapşonlu sweatshirtler.
    Aşağı yukarı aynı modellerin, farklı renkleriydi.
    Üzerinde şekil, yazı yoktu. Pazar malı. Bir de mont. Kapşonsuzdu.
    Tuhafıma gitti. Her şey kapşonluydu, mont kapşonsuzdu amk.
    Asker kıyafetlerinin renginde.
    Z için dünya kadar para verip, aldığım kıyafetler geldi aklıma.
    Daha taksitleri yeni bitmiş olmalıydı.
    Aldıktan bir ay sonra kesip atmıştım.
    Z ile ilgili umutlarımı kesip atmıştım yani.
    Annem niye bana kıyafet aldı bilmiyorum. Mevcut durumumdan kurtaramazdı beni.
    z yi getiremezdi,
    geçmişi düzeltemez,
    geleceği düzenleyemezdi.
    Bunu yapabilirdi sadece.
    O da bunu yapmıştı.
    ···
  9. 809.
    0
    ···
  10. 810.
    +8
    -devam-

    2 gün evden çıkmadım.
    3. gün çıktım.
    ilk defa panşolsuz montu giydim. Kapşollu swithsihrtün üzerine. Aynaya bakmadım.
    Kendimi yakışıklı hissediyordum.
    Zaradan dünya para verip aldığım kıyafetlerle hiçbir zaman kendimi yakışıklı hissetmemiştim.
    Ama Pazar malı bu kıyafetlerle, kendimi yakışıklı hissediyordum.
    Altıüstü, evin oradaki markete gidecektim. Sigara almak için. Yine de yakışıklı hissediyordum kendimi.
    2 gün boyunca doğru dürüst sigara bile içmemiştim.
    Sabah saatleri.
    Girdim markete, çağrı oradaydı.
    -bu halin ne?- gibisinden sormaya başladı.
    Bir şey demeden çıkıyordum ki, karşı yoldan z nin geçtiğini gördüm.
    Z geçiyordu lan.
    Onu anlatmaya kelimeler yetmez.
    Hiçbir kelimenin kudreti, yetemez.
    70 dil bilsem, onu anlatacak derinlik bir kelime, çıkmaz hiçbirinde.
    O yüzden kendimi anlatmak zorunda kalıyorum.

    Saklanacak zaman yoktu. Anında görmüştü beni.
    Durmuştu.
    Öyle şaşırmıştı halime.
    Bir süre baktı.
    Kıpırdamadı.
    Benim beynim durdu. ne yapacağımı bilemedim.
    Markete girdim yeniden.

    -Ne oldu abi- dedi çağrı.
    -Bir şeyler ver ordan- dedim.
    -nasıl yani- dedi.
    Bir süre hiçbir şey diyemedim.
    -sigara ver lan işte- dedim.
    Bir paket daha verdi.
    - az iç abi şu sigarayı- dedi.
    Küfür yemiş gibi oldum.
    Uzanıp yakasına yapıştım.
    kendime doğru çektim. dudak dudağa geldik neredeyse.
    -sanane lan dıbına koyduğum çocuğu! sen parana baksana- dedim.
    Kokurdan altına sıçacaktı.
    Özür diledi.
    Verdim sigaranın parasını.
    Üstünü verdi. Elleri titreyerek.
    Çıktım marketten.

    Ortalarda yoktu z.
    ···
  11. 811.
    0
    olm herhangi bir kitabı sonuna kadar sabredip okuyamayan ben ,hikayeni soluksuz okdum
    lan sallama olmasın bak sonunda
    neyse panpa okurken kendini çok ezik gördüğünü farketmiştim zati
    ne lan bu melankoli anlamadım ya neyse
    ···
  12. 812.
    +2
    z kesin yine gibişe gitti amk kızı
    ···
  13. 813.
    +8
    -devam-

    turlamaya başladım.
    Switshirtün kapşolu geçirdim kafaya.
    Millet tuhaf tuhaf bakıyor. Yüzüm perperişan.
    z ne düşünmüştür diye düşünüyorum
    acıdı mı halime
    sevinip, mutlu olup
    -oh iyi olmuş-mu dedi. bunları düşünüyorum
    arada, - bu halimi görüp, belki aşık olmuştur- diye de düşündüm.
    kafam gibilmeye başlamıştı.
    10 saniye görmüştüm onu. yine saaatlerce aklımda çıkmayacaktı.
    aklımda, kalbimde z, memur gibi çalışıyor.
    sabahtan akşama
    işin kötü tarafı, hafta sonları da görevinin başında.
    garanti sevinmiştir- diye karara vardım.

    Ne yapıcam ne edicem,
    Yarın ne olur.
    Hiçbir fikrim yok.
    Salak salak devam dolaşmaya.
    iddaa bayiine girdim.
    Bültenle, iç saha dış saha, averaj… bakıyorum, uğraşıyorum.
    Sırf uğraş olsun diye.
    Neredeyse bir buçuk saat uğraştım.
    normalde hızlı maç yazardım ama haftaiçiydi.
    güney amerika maçlarıyla, uefa maçlarına vardı.
    bütün maçları uefadan seçip,
    güney amerika liginden maçlara oynadım.
    daha bilinmez geliyor, diye sanırım.bir an, daha çekici durmuştu.
    Bir tane 4 liralık, iki tane 2 liralık kupon yaptım

    Eve döndüm ardından. Yattım akşama kadar.
    Uyuyamamıştım hiç ama yataktan çıkmamıştım.
    Müzik dinlemek geldi içimden akşam saatleri.
    Telefonu aldım. Sabah kapatmıştım.
    Açtım telefonu
    3 mesaj geldi peşisıra...
    ···
  14. 814.
    +6 -3
    olum küçük detaylara çok girdin lan, 27. sayfanın başında şiir yazmaya çalışıyorsun sandım hatta bi an, banane berrinin parayı aldığından amk. zaten uzun süre yazmadığın için biz günlük hayatımızda kafayı başka şeylere yoğunlaştırıp geri bu sayfaya girince, akıcılığı kaybediyor yazı.

    neyse sinirlendim birden kardeşim, özür dilerim. devam et.
    ···
  15. 815.
    +2
    @669 cok yaşa emi aklımı okudun
    ···
  16. 816.
    +2
    şu hikayeyi yabancı diziler gibin tam gibici yerinde bitiriyorsun ya sevgi koyim
    ···
  17. 817.
    +8
    -gözlerini kapa- deyince,
    aklıma çocukluğum geldi.
    ufakken sadece pazar akşamları yıkanırdım.
    annem tırnaklarımı keser, ardından yıkandırırdı beni.

    çocukluğuma döndüm lan... bin. annem elmalı şampuanla yıkardı beni hep, o mis gibi yeşil elma kokusu fena yapardı. yıkandıktan sonra hep elma isterdim amk. çocukluk güzeldi be panpa.
    ···
  18. 818.
    -1
    http://www.youtube.com/watch?v=hqpbV-Lx5g8
    ···
  19. 819.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=XVAm81Q6FFk
    ···
  20. 820.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=X3er0uOMEj4
    ···