-
51.
+10Rezrvsyn
-
52.
+10Up up up
-
53.
+10Güzelms
-
54.
+10Tavsye ederm
-
55.
+9-devam-
beyler numarasını vermedi o gün.
ama ismini, bölümününü, kısacası bazı şeyleri hep öğrenmiştim.
okula gidecektim, ardından bir yere daha cv bırakacaktım.
okula gitmedim.
direkt cv yi bırakacağım yere gittim, bıraktım.
yol boyunca olanları düşünüyorum,
kız niye iyi davrandı ama numarasını vermedi. hemen verilir mi numara zaten-
kısacası bir yandan da kafamda kuruyorum. bu da bir şeydir hesabı.
hani tanıştım. adını, sanını, nedir, ne değildir öğrendim.
yavaş yavaş, hayatına bir şekilde tutunur ederim diye düşünüyorum amk.
eve döndüm o gün.
interneti açtım.
ist üninin sitesinden kızın, ders progrdıbını aldım.
perşembe cuma dersi yokmuş.
2 boşa akşama kadar beklediğim gün ki meselese. her neyse.
ders saatlerini yazdım bir kağıda.
okulun sayfasında kızı soyadıyla ilgili bir şey bulamadım.
hani facebooktan falan eklerim, bir şey yaparım diye.
tepem iyice attı. bunların binasına gittim. kapı zillerindeki soyadlara bakmaya başladım. 12 daire vardı. 3 tanesinde bir şey yazmıyordu. olanları not aldım amk. o an görevimiz tehlike modundayım ama. biri yakalasa ne yapıyorsun dese ne diyeceğim amk. ziller iki taraflıydı yarı yarıya. bir taraftakileri hızlıca yazdım. binadan uzaklaştım. bir tur attım. dönüp diğer taraftakileri de yazdım
eve döndüm. kızı internetten aramaya başladım. facebooku falan yok amk. linkedin diye bir sitede bir profil çıkıyor ama ne fotoğraf var ne bir şey.
iyiden iyiye bunalıma girdim amk. -
56.
+9-devam-
forum istanbulda buluştuk.
tatlı falan ısmarladım. kız çirkin bildiğin. bakımsız da.
ne yapalım, ne edelim- diye konuşuyoruz.
-sinemaya girelim- dedim. yiyişme meselesi için gelmişim zaten. kabul etti. hiç mırın kırın etmeden.
girdik sinemaya.
bildiğin yiyiştik amk. zaten salon boştu. film arasında çıktık.
tuvallete gitmek için ayrıldık. malum. her neyse.
biraz daha turladık. elimi tutuyor amk. o elimi tutuyor ben kendimi huur çocugu gibi hissediyorum. turladık. dağılırken.
-ya yol param yok. varsa sende verebilir misin?- dedi.
verdim 10 lira.
kendimi daha büyük bir huur çocugu gibi hissettim.
aklımda diğer kızda.
3 farklı adamla gördüm onu. malum.
bu kıza bakıyorum. sonra diğerini hatırlıyorum.
diğer kızı, üç farklı adamla, kısa aralıklarla el ele gördüm.
ben bununla el eleyim.
sevdiğim kız hep mağaza poşetleriyle geziyordu adamların yanında.
benim yanımdaki para istiyor.
çok garip duygular içine girdim.
çok tuhaf beyler. çok garip amk.
• **
bugünlük benden bu kadar, devam edeceğim başka bir gün. eyvallah -
57.
+9-devam-
kafayı sıyırdım sıyıracağım o durumdayım.
kendi kendime, konuşup, bağırıp küfür ediyorum.
validenin zoruyla bakırköy ruh ve sinire gittim.
sigortam yok. (bilginiz olsun. 10 lira civarı bir para verip görüşebiliyorsunuz doktorlarla.)
doktor sordu nedir ne değildir diye.
ne diyeceğimi de bilemedim.
başladım babama saydırmaya, kadere, tanrıya saydırmaya.
2 tane ilaç yazdı.
2 sayfa yazı yazdı.
-şu sıralar biraz uzaklaş buralardan- dedi.
-bir daha ki ay yine gel- dedi.
-gelebiliyorsan bir daha ki sefere babanla gel- dedi.
yani bir gibe yaramadı dedikleri.
verdiği ilaçlar midenin yeniden dıbına koymaya başladı.
bende dediği gibi uzaklaşmaya kadar verdim.
boluda bir akraba var, onun restorana var.
aradım, -gelmek istiyorum oraya. size yardım da ederim-diye.
-gel, başımızın üzerinde yerin var- dedi.
bütün yazı orada geçirdim.
ek bilgi: bolunun kızları güzeldir beyler.
her neyse
döndüğüm zaman, esas kız- başka bir hal hal almıştı. esas oğlanla beraber. kız facebook açmış. ilişkisi var yapmışlardı. her şey yoluna giriyordu. esas kız, eski takılmacalı şeyleri bırakmıştı.
daha uzun bu hikaye, bugünlük burada kesiyorum. ama bilgi olarak şunu deyim; sen bazı şeyleri bıraksan da, o şeyler seni bırakmaz. nasıl sürekli karşıma çıkıp, hayatımı gibiyordu bu kız ve daha da gibecek, onun hayatına da eski şeyleri çıkıp, gibecek.
hepsini anlatacağım. ama bugünlük bu kadar. -
58.
+9-devam-
o bunları anlatınca, bende bir şeyler deme gereği duydum amk.
belki de bir şeyler anlatayım diye, bunları anlattı. bilmiyorum.
ama bir şey anlatmadım.
-sevgili olalım- diyecektim ama demedim, o bunları deyince.
-kalkalım artık- dedim.
şaşırdı biraz ama yine de kalktı.
ayrıldık orada.
ben eve döndüm.
yol boyu düşündüm.
anasını gibeyim, sevgi-aşk yaşamak istiyorsun. bunu kimse inkar edemez beyler. bunu ister herkes.
ama yol boyu düşündüm dedim ya, dıbına koyayım.
kız bana bir adamı sevdiğini söylüyor.
bakıyorum sevdiğim kız zaten başka birini seviyor.
nasıl olacak yani, ne kadar ezik olursan ol, adamın zoruna gidiyor beyler.
başka birini seviyor ama şartlar gereği senle birlikte oluyor biri ve sen bunu biliyorsun.
bunları düşünürken, aynısını benimde yaptığımı fark ettim amk.
bende başka birini seviyordum ama istemiyordu beni, bende bu kızla sevdiğim kişinin yerini doldurmaya çalışıyordum. -
59.
+9-devam-
sabahın köründe, antalyalı kız mesaj attı.
- geçen gün saçmalamış olabilirim ama hayatımda olman hoşuma gidiyor... - diye.
affalladım kaldım amk.
-benden hoşlanmıyorsun sanıyordum- diye mesaj yazdım bende.
-sadece bana karşı bazı yaklaşımların hoş değil. neyse ya boş ver bunları... işe girdim biliyor musun?- dedi.
bu antalyalı kızın bir huyu vardı.
sürekli -biliyor musun- diyordu. nereden bilim amk. neyse.
böyle 2-3 mesaj daha konuştuk ama uzun uzadıya muhabbet edebilen biri değildim.
kesildi muhabbet bir yerden sonra.
zaten aklım akşam ki meseledeydi ama bu antalyalı kız bunu deyince -para mı isteyecek acaba- diye düşündüm.
belki aşağılıkça gelebilir ama aklımdan bu geçti.
berbere gittim saçları 10 numaraya vurdurttum. sakalları düzelttirdim.
sevdiğim kıza, -konuşmak istiyorum- demiştim ama diyecek hiçbir şeyim yoktu.
sadece onu görmek istiyordum.
bahanede olarak da bunu söyledim.
yine de düşünüyordum, bir mesele olsun, ne diyeyim.
uzun uzadıya oturmak zorunda kalksın diye.
aklımı, şuurumu yitirmiş gibiydim.
boludan dönerken bambaşka durumdaydım. bir günde kafayı gibertmiştim. -
60.
+9-devam-
internette sağda-solda bir söz dolaşıyor beyler
cemil meriç e aitmiş.
-acılar hatıralaştıkça güzelleşir- diye.
tamamen yalan bir söz bu. baştan sonra kolpa bir söz.
ezilip, aşağılanıp, sürekli gibiliyormuşsun gibi hissederken, hatta birine aşıkken, bu kadar umursanmazken,
o acı, hatıralaşmaz.
o dıbına koyduğumun acısı hatıralaşamaz.
o acı, acı olarak kalır.
ne zaman güzellişir derseniz.-acılan unutuldukça güzelleşir-
unutursan eğer, geçmişe takılıp kalmazsın. sürekli aklın oraya gitmez.
geçmişte ne oldu hatırlamazsan, acı çekmiş olmazsın.
gidin bakın huzurevlerine. en huzurlu olanlar, geçmişi hatırlamayanlar...
çok yaşlanmadıysan eğer, bunun yolu imkan sahibi olmaktır.
imkanın varsa, daha güzel şeylerle karşılaşırsın. daha güzel şeyler yaşarsın.
ama imkanın yoksa, çaresizlik içinde eskiyi anıp durursun. andıkça daha kötü olursun. dıbına her seferinde koyar.
imkanın yoksa hatırlamayı engelleyecek uğraşlar bulman gerekir.
uğraşların o kadar çok olacak ki, dünü bile hatırlamayacaksın.
neyse.
kızın mesajını defalarca okudum. profillerine defalarca baktım o akşam.
ertesi gün, akşamüstü bir saat vermişti. malum köpeğe gel der gibi gel diyordu. emrediyordu.
odanın içinde turladım biraz, beynim durmuştu. ne yapayım edeyim, karar veremedim amk.
kıza cevap yazmadım. ardından facebook hesabımı dondurdum. -
61.
+9- esmaya bakıyorum- dedi. ufak çocuk, esma.
ablası 6 gibi gelirmiş, o saatte anca çıkarım dedi.
-çok uzunda kalamam. eniştem artık rahatsız oluyor- diye ekledi.
tam niye buluşmak istiyordum bilmiyorum ama sinemaya gider biraz ellerim, öperim gibisinden abazaca şeylerdi.
ç-çok uzun kalamam- deyince, -boş ver o zaman, başka gün buluşuruz- dedim.
bekliyorum bekliyorum cevap gelmedi amk. 20 dakika attı cevap.
-doğru haklısın sende.az vakitte ne yapıcan benimle. sırf görmek için o kadar yol tepmeye değmem. değmem demi x(ben)? - dedi.
başımdan aşağı kaynar sular döküldü anasını gibeyim.
sanki z. için saatlerce beklediğimi biliyormuş gibi geldi, sanki camiiye çırılçıplak girmiş gibiydim, millet bana bakıyordu sanki.
dıbına koyduğumun bir otobüs durağında saatlerce z.yi beklemiştim. defalarca hem de. z bir defa bile beni giblememişti.
züt oldum bu mesajla. içime oturdu. tam orta yere hem de.
10 dakika sonra mesaj attım
-6.45 te istanbul forumda, tramvay tarafındaki girişte beklicem- diye. -
62.
+9-devam-
amıma koyulmuştu. içmek lazımdı haliyle
eve dönmedim, bahadırın yanına gittim.
nargile kafedeydi, nargile içiyordu.
- bira alalım- dedim.
- biraz nargileyle takılayım, çıkarız- dedi.
yine yumulacağız biraya, aç karnına olmaz diye düşündüm bir şey yemek için çıktım cafeden.
az para vardı üzerimde, cafe yesem ucuza gelmezdi. tavuk dönerciye gittim. çoktan bitmişti tavuk döner. o saatte kalmaz zaten. çiğköfte aldım. dürüm. yiyorum, bir yandan yürüyorum.
yolun karşına geçip, kafenin sokağına gireceğim. elde çiğköfte.
tam o esnada karşı yoldan z. geliyor. (sevdiğim kız)
ne yapacağım bilemedim. daldım onu izlemeye. -
63.
+9-devam-
Mutfakta su dışında içecek sadece, asiti kaçmış sıcak kola vardı.
odama geçtim yeniden.
sıcak kolayla beraber, son kalmış sigarayı içtim.
daha taktan bir durumda olamam.
Küllüğe bastım sigarayı. pederin salondaki sigara paketini aldım.
ağrı kesici vardı yanında. zaten başımda ağrıyordu.
üç ağrı kesiciyi sıcak kolayla içtim.
sigaraya altlık oldu ilaçlar, mide bulantısı yapmadı en azından.
bayağıdır karnım açtı çünkü.
başka şeyler düşünmeye çalışıyorum.
z dışında ne olursa olsun.
perdelere baktım. sigara dumanı sinmiş, rengi atmış, leş gibi de sigara kokan perdeler.
üniversitenin ilk yıllarında, okuldan döndüğüm gibi kahveye giderdim.
son demlenmiş çayın, son bardağını içtikten sonra gece çıkardım.
Sigara yasağı yok tabii o zaman.
izmaritin kokusu saçlarıma sinerdi. saçlarımı okşar, ardından elimi koklardım.
leş gibi izmarit kokusunu alır, kendimden tiksinirdim.
böyle dönemlerde yaşadım.
böyle durumlarda, başka şeye gitmiyor kafa, insafı yok yavşak hayatın.
Kafam dağılsın diye, cep telefonundan radyo’yu açtım.
Peder sevmez müzik sesini, kulaklığı taktım mecburen.
pop kanalları geçtim. harbiden hiç gitmiyor pop öyle anlarda.
Damar çalan kanallar arasında turlamaya başladım.
Müslüm gürses’in
-aklı yok, fikri yok. Deli misalı- şarkısına denk geldim. Sesi açtım biraz daha.
z aklımda, kalbimde, duvarda, kapıda, camda, radyoda.
dönüp dönüp ona çıkıyor her şey.
Dünya kadar yol var ama hepsi tek istikamet.ona çıkıyor.
Z ye çıkıyor lan, çıkmaz sokak.
Çıkamıyorsun lan işte.
-Kaçmaya çalışmanın alemi yok- dedim. amk.
başka şeyleri düşünmeye çalışmanın alemi yok.
onu düşüneceksin,
başka yolu yok... -
64.
+10 -1-devam-Tümünü Göster
Bahadırların garajına gittik önce. kimse var mı yok mu diye.
Garaj olarak anlattığım yer, binanın arkada tarafı 5-6 arabalık, ağaçlarla çevrili alan. Bahadırların, evinin bir kapısı o tarafa açılıyor.
O sıradaki bütün binalar böyle.
Hava kararmaya başlamıştı.
Girdik garaj kısmına, bahadırların annesi,
zehra,
zehranın annesiymiş ve
yine Zehraların bir akrabası kız. benden büyük, hafif tombul bir kız.
Bahadır annesinin yanında oturan, o binadan bir 40 lı yaşlarda kadın.
Bahadırların evinin garaja çıkan odasının önündeki alana masa koymuş. Okey oynuyorlar.
Çay yanlarında, hava serin, sırtlarında battaniye, ufo’da koymuşlar.
Muhabbet ediyor, bir yandan da okey oynuyorlar.
Bahadır- ooo- diye geçti yanlarına, başta annesine yardım etmeye bahanesiyle, yanlarında durdu.
Annesi halimi hatırı sordu. Bende aynı şekilde.
Ardından zehranın annesi kalkınca, onun yerine bahadır oturdu. okey bilgisiyle, zehraya hava atmaya çalışıyordu. -taş bilene gelir- falan filan. çoştukça çoşuyor yavşak. bundan bile medet umuyor yani
Zehranların akrabası olan kız, bana bakıyor bir yandan farkındayım.
– nermin teyze ben sıkıldım yerime geçsene biraz- dedi. Yancılık yapan kadına.
-ben bakkala gidiyorum bahadır, gelirm birazdan- dedim.
-ortadan kaybolma- dedi.
(zehranın akrabası olan kız, m. Diye anlatıyorum)
M arada lafa atladı.
-bende geleyim bakkala bir şeyler alacağım- dedi.
Ardından herkese sordu bir şeyler istiyor musunuz diye. Kimse bir şey istemedi.
Ben sormamıştım.
Yürümeye başladık. Kendini tanıttı kız. Bende adımı söyledim. Bakkala girdik. Sigara aldım.
O da enerji içeceği aldı. Saçma geldi bana. Neyse.
Dönüyordum binaya doğru.
-iki tur alsak, rahatsız olur musun, zehranın yanında sigara içmek istemiyorum- dedi.
Aslım tarzı bir sorunu varmış sanırım, sigara içmesine engel olmaya çalışıyorlarmış.
100 metre ilerde, park var.
Gittik oraya. Enerji içeceğiyle, yüklendi sigaraya.
Ne yapıyorsun, ne ediyorsun muhabbeti.
M iç mimarlık okuyormuş. ben 3 yaş büyük.
Yaş, okul, nerede oturuyorsun muhabbetinden sonra sustuk.
Bir şey deme gereği duymuyordum.
-bir sıkıntın mı var?- dedi.
-niye- dedim.
Karşıdan yürüye yürüye, z’nin geçtiğini gördüm.
Gördü bizi.
Zerre kadar umurunda bile değildi. O mesafeden anlıyordum bunu.
Ama uzun menzilli bir güzelliği var, o mesafeden vurdu yine de. -
65.
+9-devam-
Peder, kendime gelebilme ihtimalimi komple imkansız hale getirmişti.
Yanına gittim z’nin.
Ne sinirli, ne de öfkeliydi.
Yüzüme bakıyordu.
Hayıflanır gibi yüzüme bakıyordu.
Hiçbir şey demedim.
–seni seviyorum- demek geldi içimden. Onu da demedim.
–çok güzelsin- demek istedim. Onu da diyemedim.
-Parkın oraya gidelim- dedi
-üşümüyor musun- dedim.
-yok. Sorun yok benim için- dedi.
Cılız bir yağmur yağıyordu. Yağmıyor bile denebilir. ama hava soğuktu.
Zaten iki adımlık yol park.
Kimse yoktu.
Bir kere w ve z yi görmüştüm burada aklıma o geldi.
-her yer ıslak- dedim.
- ayakta konuşuruz o zaman- dedi.
-olmaz-dedim.
Annemin pazardan aldığı kapşonsuz montu çıkardım, bir bankın üzerine koydum.
Üşüdü diye sevdiğim kızın omuzuna değil, otursun diye bankın üzerine koydum montu.
bu aşkta bir terslik var.
-saçmalama –dedi.
-Bir şey olmaz.- dedim. Israr ettim. oturdu
montumun üzerine.
Ben bank ıslak mıslak dinlemedim, Direkt oturdum.
-montu da çıkardın, burada ıslak. X böyle olmaz.-dedi.
-boş ver beni- dedim.
Sustu, sustum
Sigara yaktım.
Elini uzattı. Elimi tutmak için değil, sigara istemek için.
Parmağındaki yüzüğü fark ettim o anda.
Pırlanta ne bilim o tarz değerli, çok pahalı bir şey değildi.
Ama yüzük vardı beyler.
o dıbına koyduğumun yüzüğünü taktığında anlam kazanan parmakta, yüzük vardı artık.
Dünyam başıma zaten yıkılmıştı. Yıkılmış parçaları biri kafama kafama fırlatıyordu.
O birinin Bütün amacı canımın yanmasıydı. Zevk alıyordu bundan.
Verdim sigarayı.
Çakmağı uzatmadım beyler bu sefer. Ben yaktım sigarasını.
-teşekkür etti. -
66.
+9-devam-
Ama çaresizce, söylecek bir şey bulamadığım için. ama br şey söylemek zorunda olduğum için
-araba yüzündendi.- dedim.
-ne arabası- dedi.
-benim yüzümden mi dedin ya. araba yüzündendi. Babamın arabası. Ben arabayı vurunca işte. Bu hale geldim . Seninle hiçbir alakası yok.-dedim
-bir araba yüzünden mi bu hale geldin?-dedi.
-sayılır-dedim
-niye cevap atmadın mesajıma o zaman. Düşünmedin mi ne halde olabileceğimi?-dedi. ses tonu yükselmişti.
-tiksiniyorsun benden diye, hoşuna gitmiştir sanıyordum-dedim.
- sen gerçekten salaksın. Ciddi söylüyorum. gerizekalısın sen.- dedi.
Hiçbir şey demedim yine.ne derse desin, istediği kadar küfür etsin, bir şe diyemezdim. ama daha fazla hiddetlendi.
-markketten çıktığında ben okula gidiyordum. O halin…. Allahım offffff. Nasıl hoşuma gitmiştir diye düşünüyorsun ya. inanamıyorum sana. bunu bana nasıl diyebiliyorsun.-dedi.
Durdu
-eve geri döndüm seni öyle görünce. Yanına da gelemedim. okula da gidemedim. Biliyordum ağlacaktım. Ağladım da. Tutamadım kendimi ağladım. Kafedeyken de aynısı oldu. Yine aynı şeyi yaptın bana,-dedi.
-özür dilerim. Çok özür dilerim.-dedim.
-benden özür falan dileme… baksana bana. Bak-bak-dedi.
Kafamı çevirmemi bekledi. hiddetlenmişti iyice. Mecburdum, çevirdim. çok güzeldi. çok sinirliydi. sevdiğimdi.
-Ben w için bir defa bile ağlamadım. Ona aşık olduğum, onu çok sevdiğim halde, onun için bir kere bile ağlamadım ben. Ama…-
(sustu. Ama bazı susmalar küfürdür. Bu onlardandı. Küfür olanlardan)
-Senin yüzünden iki defa ağladım ben x. Sevdiğim adam için bir kere ağlamayan ben. Senin için iki defa ağladım... -
Gözleri dolmuştu.
Çok güzeldi gözleri ama yine de dolmuştu. Tutmaya gücüm yetmezdi o yaşları… olabildiğince hızlı kalktı ve gitti. durdurmaya gücüm yetmezdi. çok seviyordum ama sevmek yetmezdi. ölüyordum. ama ölmek yetmezdi. kendimden nefret ediyorum ama yetmezdi. dokunsam incinir, canı yanar diye korkarken. ağlayarak gidiyoru.
-Allah benim canımı alsın-dedim
allah benim belamı versin...
sevdiği adam vardı lan,
sevdiği adam için oysa hiç ağlamamıştı.
benim için değil,
benim yüzümden ağlamıştı...
üçüncü defa ağlamıştı.…
buna değmezdim.
ama sevmiştim.
---
bugün burada biter -
67.
+11 -3-devam-
giberim sınavı dedim içimde,
bir durak sonra ben de indim. döndüm eve.
vurdum kafayı yattım. 3 gibi bizim semtte anıl var. o aradı,
-kardeşim gel bir mesele var- dedi.
bu bini severim ama hep yannan gibi işlerle uğraşıyor.
yine de kalkıp gittim yanlarına. ne oluyor ne bitiyor demeden, kavga çıktı.
anıla bakıyorum, biri elinde bıçak bunu kovalıyor. otoparka doğru kaçıyor.
20 li yaşlarda 8-10 çocuk girişti bize 3-4 kişiyiz.
biz vurduk onlar vurdu derken, bunlar bizi epey bir hırpaladı.
biri kafama sopa indirdi, kaşım yarıldı arada.
polis geliyor diye sesler çıkınca herkes kaçıştı amk.
anılı aramaya başladım.
bulsam anasını ben gibecem, yannan gibi bir konunun içinde bıraktı bizi.
telefonu açmadı. tekrar tekrar aradım. en sonunda açtı telefonu
-şuraya gel kardeşim olay büyüdü- diye saçmalıyor.
ana bacı saydım buna, rahatladım biraz.
bir süe sonra fark ettim. suratım kan içinde amk.
camiinin şadırvanında yıkadım suratımı, bir peçeteyle bastırıyorum kaşıma doğru.
şarıl şarıl kan akmıyor ama kanıyor, dikiş gerek.
bastım bir hastanenin aciline gittim. dikiş attılar.
acildeki doktor, -hap kullanıyor musun?- dedi.
anlamadım amk, hani bira içiyorum falan ama o kadar.
- yok. niye ki?- dedim.
-göz bilmem nesinde sararma var- dedi.
boynuma falan baktı, muayene etti.
-lenfler de şişmiş- dedi.
bi gib anlamadım amk. randevu aldı. iç hastalıklardan. sorun göz de değil miydi ne alaka dedim. bir şeyler anlattı.
çıktım hastaneden, biraz yürüdüm.
yine bu kız.
yanında orta boylu kilolu, sarışın bir çocuk var.
ben hayattan nefret eder durumdayım.
şimdi söyleceklerim saçma gelebilir ama o anda tanrıya inanmayı tamamen bıraktım.
varsa da -nefret ediyorum- dedim.
o an ki hırsımı anlatmam imkansız.
ağlayacaktım. tutuyorum kendimi, hırstan amk. bildiği hırstan... -
68.
+8-devam-
kendimi ne kadar sıktıysam, kaşımdan kan geldi yine.
biraz baktım kızla çocuğa.
kızın elinde poşetler var, 2-3 tane.
sabah yoktu.
mango yazıyor birinde diğerinde başka bir şey marka.
civardaki bir kafeye girdiler.
ben de gittim amk.
8-10 lira para üzerimde ya var ya yok.
acildeki doktor randevuyu ertesi güne aldı, aynı gün yokmuş doktor. onu söyleyeyim de. her neyse.
girdim kafeye. bunlara göre ters bir noktaya oturdum. kız beni girerken gördü, gördüğü gibi başını eğdi. görmezlikten geldi.
bir çay içtim. mendille kaşımı sildim. kanama durmuştu.
lan -ben ne yapıyorum?- dedim. ne yapacağım yani. çocuğa mı girişeyim, kıza bir şey mi diyeyim.
ne yapayım amk. ney yani?
ben neyin peşinde, neyin derdindeydim diyorum, kendime.
çünkü konuyla hiçbir alakam yok.
onlar bir şeyler yaşıyorlar, benim alakam yok amk.
kendimden bir daha nefret ettim.
bir çay daha içip kalktım. gittim. -
69.
+8-devam -
öyle ya da böyle yedim tostu. sigara yaktım.
sigara istedi. normalde içmiyor ama canı çekmiş herhalde.
paketi uzattım ardından çakmağı.
arada şunu söyliyeyim. mal gibi çakmağı yakacağıma, çakmağı uzattım. kendi yaktı sigarasını.
çok sonra fark ettim bunu da.
bir şeyler sordu çevreyle ilgili,
-kitapçı hiç görmedim en yakın nerede- gibisinden bir şeyler sordu.
cidden yakında yoktu. bir iki yer tarif ettim ama saçma sapan bir şekilde.
-hiç anlatamadın ki- dedi.
sempatik gelmişti sanırım bilmiyorum. bayağı bir uğraştım çünkü.
- ben seninle yanındayken, kendimde olamıyorum- tarzı havalı bir laf ettim. ama hoşuna gitmedi. gülümseyen yüzü düştü hemen.
bunu fark ettiğim gibi
-oje sürmüşsün-dedim. cidden ilk defa oje sürdüğünü görüyordum.
-gözünden bir şey kaçmıyor- dedi.
ardından
-kalkmam lazım- dedi. bir iki bir şey söyleyip,
- yaa, adını unuttum furkan mıydı? - dedi.
gibti belamı o an.
adımı söyledim. sonra gitti.
garip duygular içine girdim o gün. umudum arttı. bir yandan da diyorum ki kendi kendime -kızın sevgilisi var dıbına koyduğum, ayıp değil mi?- ama ondan başka hiçbir şey düşünemiyorum amk. -
70.
+9 -1-devam-
o ses çıkarmadığı için bende bir şey diyemiyorum.
tacizci sanacaklar yoksa.
ne yapayım ne edeyim diye düşünüyorum.
telefonu çıkardım. mesaj olarak
- ne oldu- yazdım.
numarası yok tabii. telefonu verdim eline, almadı. notların üzerine bıraktım. başta oralı olmadı ama sonra okudu.
-bu beni rahatsız ediyor- yazdı, telefonu verdi elime.
-ne yaptım ki?- yazdım verdim.
-erkek arkadaşıma saygım var- yazdı.
-senin hayatına saygım var ve bir şey yapmadım ki- yazdım
- seninle konuşmak istemiyorum, seni tanımak istemiyorum, seninle tanışıklıgım olsun istemiyorum. daha mesaj istemiyorum. bye-
yazdı beyler. gibti bıraktı kısacası. kafamda, kalbimde ne var ne yoksa yıkıldı amk. paramparça darmadağın oldum. üzüntüden değil, çaresizlikten ağlayacaktım, zor tutuyordum kendimi. -
-
1.
+1Bi yandan sigara içip,bi yandan cem adrian herkes gider mi dinlerken bunu okudum ya amk hayatımı gibtin bro
-
1.
-
bu hanfendiyle yarın buluşuyoruz
-
kayra senin o daracık deliğin var ya
-
ışıklar içinde uyu burom benim
-
helix yeni video ne zaman gelir aga
-
ucan kedi gözlerinin önünde anana zorla
-
helix ucan kedinin namusunu koruyor
-
detonecan allahın aslanı
-
şu atarinın ekranı dekormus
-
helix yapay zekaya fotonu atip ne yazdin
-
ucan kedi hastaya bakiyor su an
-
kozdesucugun biraktigi boslugu kim doldurdu
-
sleep sesini kes
-
baban hic aslan oglum diye sevmedi mi seni
-
bu ucan kedi kizmi la
-
gay scat izlemeye başladım la
-
s ktr senin neren tony stark
-
axento ucan kedıye sahıp cıkması
-
masallah herkes zengin amg sozlugunde
-
amg aptali fotomu atmis
-
cugu atmak icin surenin bitmesini bekleyen helix
-
helix vikings yan hesabi mi
-
islak kopek yavrusu gibi
-
adamın birsürü hattı var bak
-
kayra donanımhaberde evıne geldıklerınde
-
dumbki ne bekliyordun hornetçi
-
lavugun rollenmeye bak
-
kafasını yastığa koyunca yarın sözlükte
-
axento maksento toşak helix bunlar kim amg
-
ucan kedi ve helix anasını
-
bırbırınıze sovmeye alısıknız ama dıkat eddın
- / 2