-
251.
+1aslında bir ara ceyhunla konuşsam çok iyi olurdu. esranın peşini bırakmasını söylerdim iki gözünü korkuturdum belki korkudan zütü yiyip yanaşmazdı bir daha esraya. böyle eli kolu bağlı oturmaktansa birşeyler yapmalıydım. bir dahaki gün meyve bulmaya ormana gittim tek başıma. aslında ben hariç herkes mutluydu amk herkes deliksiz uyuyordu benimse uykularım kaçıyordu. keşke zombiler olsaydı da ceyhun olmasaydı...
ormana gittim. bir iki meyve falan gördüm hıyar gibi amk sanki hıyara benziyordu. geçen gün bundan nurettin abiye zütürdüm yeşil olanları zehirli değil dedi başka renkte görürsen dokunma bile demişti. bu gördüğüm yeşildi. bende afiyetle yedim. ve o an karşıma ceyhun çıktı. birbirimize sertçe bakıyorduk. o da beni bulmayı beklemiyordu hoş olmayan bir süpriz olmuştu bu...
__________________________________________________
ceyhun: selamun aleyküm birader
ben: aleyküm selam
ceyhun: nasılsın adaya alıştınız mı?
ben: canımı sıkan bir iki kişi var onları da halledersem rahatlıcam işte
ceyhun: dikkat et de onlar seni halletmesin
ben: ağır ol delikanlı gibi dur
ceyhun: durup dururken çatma giberim belanı
ben: bak dıbına kodumun oğlu seni bi daha esranın yanında görürsem yedi ceddini giberim
ceyhun: sen kimsin dünkü tak. sen esrayı ne kadar tanıyosun sanki
ben: en azından senin gibi huur çocukluğu yapıp kaçmadım
ceyhun: sen kime huur çocuğu diyosun lan!!! -
252.
+1ceyhunla birbirimize giriştik kedi köpek gibi kavga etmeye başladık. bir o vuruyor bir ben vuruyordum ağzımız burnumuz kırılmıştı. tam o an esra çıkageldi. şok olmuş halde bakıyordu ikimize de. hangimizin yanına gelicek diye bekliyordum. o an sanki bir yıl sürmüş gibiydi. istiyordum ki benim yanıma gelsin yaralarıma baksın. aynı şeyi ceyhun da istiyordu şüphesiz. ama sadece aramızda kaldı...
______________________________________________________
esra: siz napıyorsunuz allah aşkına!!!
ceyhun: sevgilin pek hırçınmış yardım etmeye çalıştım ters tepti
ben: sen? yardım? tak atma huur çocuğu huzurumuzu sen kaçırdın!!!
ceyhun: naptım lan ben sana? bu kızı senden daha çok seviyorum diye mi?
esra: ceyhun lütfen sus lütfen...
ceyhun: ne susu ya yalan mı!!!
ben: gördüm lan konuşmanızı sahilde konuştunuz başbaşa!!!
esra: sen bizi mi dinledin gizli gizli?
ben: dinledim lan!!! bana gelip niye söylemedin bu kahpe çocuğuyla konuşçam diye niye!!!
esra: yanlış anlamanı üzülmeni istemedim seni korumak istedim..
ben: beni korumak mı yoksa aklındaki soru işaretlerine cevap bulamadığın için mi?
esra: ne diyosun sen düzgün konuş
ben: kaç gündür soğuksun bana karşı. şuraya geleli 5-6 gün oldu bi kere bile ciks yapmadık
esra: ben yorgundum.. çok uğraştık ev için... başka sebebi yok
ben: hadi lan ordan bu bini gördüğün andan beri soğuk kesiyosun bana
ceyhun: he şunu bileydin o da bana aşık gibtir aramızdan
ben: ananı giberim sus kafana sıkarım leşini bile bulamazlar
esra: ben seni seviyorum ceyhunu değil!! sen bana nasıl güvenmezsin!!! -
253.
+1ben: niye bana anlatmadın esra niyeee!!! niyeee!!!
esra: gereksiz yere kafana takmanı istemedim. ama gördüm ki sen bana hiç güvenmemişsin sinsice dinlemişsin beni!!!
nurettin: gençler noluyo burda sesiniz sahile kadar geldi? olum bu ne hal ağız burun kalmamış
ben: nurettin abi ceyhun bini esraya yazıyo ve ben birazdan dıbına koycam onun!!!
tuncay: hoop hoopp sakin ol delikanlı biz ne anlaşması yaptık? sen şimdiden bozdun anlaşmayı. bak bu ada bizim huzursuzluk çıkaran paşa paşa gider
ben: ama huzursuzluğu çıkaran ben değilim ceyhundu
tuncay: doğru mu ceyhun?
ceyhun: ben sadece esrayla konuşmaya geldim ki onların kampına bile gitmedim hiç rahatsız etmedim. eski sevgilimle konuşmama da bi sorun olamaz heralde?
tuncay: ceyhunun dedikleri doğru mu esra?
esra: doğru
ben: bak tuncay bak benden büyüksün abimsin sevgilisi olan bi kıza yazmak hangi kitaba yakışır?
tuncay: kız kendi isteğiyle konuşmuş koçum zorlama yok bişey yok sana tak yemek düşer. adam akıllı dur sıkıntı yaratma
nurettin: hoooop önce düzgün konuş tadını kaçır mıyım burda
tuncay: neyse tartışmaya girmicem. hadi herkes kendi bölümüne bu kavga burda kapanmıştır
________________________________________________________________
metin pansuman yapmıştı sahilde. esra pansumana bile gelmemişti. ya bana cidden çok kırılmıştı ya da artık onu iyice kaybediyordum. beni sevdiğini söyliyordu ama hareketleri tam tersini söylüyordu. esrayı dakika dakika kaybediyordum başka açıklaması olamazdı bana göre. metine anlattım olayları. bana hak verdi. onun ve nurettin abinin yanımda olduğunu bilmek çok güzel birşeydi. bundan sonra görecektik adadaki aşk üçgenini ya da kuzey güney savaşını... -
254.
0güzel yorumlara eleştirilere teşekkür ederim dostlar
-
255.
+1aradan bir kaç gün daha geçmişti. yüzümdeki yaralar kabuk bağlamıştı. bu süre zarfında esrayla konuşmamıştık hiç. artık bana karşı buz gibi olduğunu biliyordum. ceyhundan ölesiye nefret ediyordum kendine göre haklı sebepleri olabilirdi ama aramıza girmeye hakkı yoktu. o ise çoktan ilişkimize nifak tohumlarını sokmaya başlamıştı. neyse adada çok fazla sinek börtü böcek vardı ve yattığımız yerler hiç rahat değildi nurettin abiyi metini ve furkanı yanıma aldım konuşmaya başladım...Tümünü Göster
____________________________________________________________
ben: abi eczaneye gidip şu sinek böcek kovucu ilaçlardan alalım diyorum ne dersin?
nurettin: bunun için riske girmeye değer mi koçum?
furkan: abi hepimiz sinek böceklerden fena rahatsızız yemedikleri yerlerimiz kalmadı
nurettin: sen ne dersin metin?
metin: gidelim abi haklı hem yatak falan da kaçırırız belki araba nasılsa limanda hazır tabi biri kaçırmadıysa
nurettin: aynen battaniye ya da örtü gibi bi şeyler bulsak bile kardır her türlü elektriksiz ev gereçleri işimizi görür.
furkan: abi aslında şöyle kuvvetli bi akü bulsak elektrik olayını hallederim ben yaşamımız çok rahatlar ama devamı sıkıntı akü sınırlı bi üreteç sonuçta. bize devamlı elektrik lazım çok güzel fikirlerim var aslında ama elektriksiz zor biraz
ben: ne gibi mesela?
furkan: hayata geçiremediğim bi projem vardı akıllı bi balık tutma sistemi üzerinde çalışıyordum. balıkları hareket sensörüyle yakalayıp bize sinyal vericekti ama işte bu illet çıktı başımıza
ben: ama elektriksiz de yapabilceğin şeyler vardır dimi illa?
furkan: var kanka biraz daha araç gereçim olsa basit bi duş sistemi yapabilirim ya da bi kule inşa edip onlardan biri yakınlaşıyo mu diye öğrenebilirim tuzaklar icat edebilirim. kuzey taraf ne kadar iyi olsa da içlerinde kötü insanlar olabilir.
nurettin: bunun için sana hangi gereçler lazım aklında tut yarın sabah erkenden yola çıkıp alırız tamam mı? artık burası bizim evimiz ve evimizi korumamız lazım her zaman yaptığımız gibi
ben: abi 4ümüzde kasabaya gidersek kim korucak burayı?
nurettin: saaaarpp ceeeenk gelin buraya
sarp: efendim baba noldu?
nurettin: hani hep diyodun ya bana baba ne zaman beni de zütürceksiniz avlanmaya diyodun bana ne zaman sorumluluk verceksin diyodun ya işte oğlum artık zamanı geldi. sen ve cenk biz yarın avlanmaya gittiğimizde adayı korucaksınız tamam mı? kadınlar size emanet bu ciddi bi görev karşı taraftan gelcekler olabilir size zarar vermek isteyebilirler. gözünüzü kulağınızı 4 açın olur mu?
sarp: tamamdır baba hiç merak etme
cenk: gözün arkada kalmasın nurettin amca
nurettin: aslan parçaları hadi gidin biraz daha çalışın oynayın bakalım
ben: abi sence çocuklara güvenebilir miyiz?
nurettin: başka çaremiz yok yarın işimiz büyük ve riskli onlara güvenmek zorundayız -
256.
0@565 hayır
-
257.
+1 -1gece bütün planlarımızı yaptık. kızlara da anlattık herşeyi. onlar ilk başta istemediler ama buna mecbur olduğumuzu anlayınca ses çıkarmadılar. sabah erkenden uyandık. silahlarımızı aldık. bir tane hafif makinalı silahımızı sarpla cenke bıraktık. diğeri bizimle gelicekti. atladık botumuza kasabaya geldik yarım saat bile olmadan. yavaş adımlarla ilerliyorduk arabamız orada olduğu gibi duruyordu bu bizim için büyük bir şanstı...
burayı en iyi furkan biliyordu. ona forum veya avm gibi bir yer olup olmadığını sorduk. o da bize yolu gösterdi. söylediğine göre yarım saate dediği yerde olurduk. avm biraz şehir dışında kalıyordu. umarım bir sorun çıkmazdı bizim için. çok ses çıkarmadan ilerliyorduk. ve sonunda avmye geldik. etrafta biraz zombi vardı. tek sıra haline hızlıca avmye girebilirdik. en önde nurettin abi en arkada ben olmak üzere arabadan avmye doğru sessizce koşmaya başladık...
ve sonunda avmye girebildik. ilk katta bir kaç tane zombi vardı hemen hızlıca onları indirdik. burası loş bir alışveriş merkeziydi. tabi elektrik olmayınca ne bekleyebilirdik ki sonuçta. çatı katında kocaman bir çatlak vardı ordan yeterince ışık giriyordu içeri. o çatlak nasıl oldu bilmiyordum ama sanki koca bir dev tavanı yumrukla delmiş gibiydi. görev paylaşımı yapma zamanı gelmişti...
____________________________________________________
nurettin: furkan sen ihtiyacın olan elektrikli aletleri topla ne varsa al
furkan: tamamdır abi işim bitince buraya gelirim yine
nurettin: dikkat deli var sen ve metin yastık yorgan yatak döşek falan bulun hızlı olun çok ağır şeyler almayın taşıması kolay olsun
ben: tamamdır abi hallederiz
nurettin: ben de eczaneye gidip ne ilaç falan alıcam. ekip dikmelik tohum arıcam marketten falan işte bakıcam artık. gazamız mübarek olsun koçlar... -
258.
+1 -1gençler acil bugün kız arkadaşımın yanına gitmeliyim şehir değiştiriyorum bugün maalesef yazamıcam o yüzden. durum acil olmasa yazardım yarın gece 2 part yazıcam hadi öptüm görüşürüz
-
259.
0gençler daha yeni geldim şehrime. yorgunluktan ölüyorum yarın gündüz seri 3 part geçicem öptüm iyi uykular
-
260.
+1öncelikle metinle bir tane büyüğünden alışveriş arabası kıstırdık. metin arabayı sürüyordu ben de elimde sopamla etrafı dikkatlice süzüyordum. amacımız yataş, istikbal, english home, madamme coco tarzı yatak döşek falan satan dükkanlar bulmaktı. ileride bir tane english home gördük. ben yavaşça önden girdim. içeride bir iki tane zombi vardı. beni görünce üstüme gelmeye başladılar. ilkine tekme atıp yere düşürdüm diğerini sopamla indirdim. daha sonra diğerini de öldürdüm...
içeri girdik. küçük bir ıslık çaldım başka zombi var mı diye dikkat kesildim ama yoktu. sonra işe koyulmaya başladık. dükkanın dıbına koymuşlardı. bir iki küçük pofidik yastık bulduk temiz kalanlardan. aldık onları çıktık. adadakiler bunlara bayılacaktı. ileri de solda yataş bulduk. içeri girdim bir tane zombi vardı ve tahminen yeni ölen birisinin vücudunu kemiriyordu. hemen gidip zombiyi öldürdüm. buraya bizden hemen önce birileri gelmişti çünkü yerdekinin cesedi çürümemişti...
bundan sonra daha da dikkatli olmamız lazımdı. birkaç tane yumoş battaniyelerden bulduk. bir tane de çok güzel yatak vardı ama onları alamazdık taşımak bizim için ölüm olurdu hızımı çok fena düşürürdü. burda da işimiz bitmişti. dışarı çıktık. ileride tuvalet vardı ve bana bakan bir çift göz gördüm..
_____________________________________________
ben: tuvalette biri var lan
metin: saçmalama olum buranın dıbına koymuşlar resmen
ben: gel olum bakalım bi
metin: tamam dıbına koyayım yürü hadi -
261.
+1tuvalete girdik. kimse var mı diye seslendim. hiç ses çıkmadı. metin gitmemiz gerektiğini söylüyordu. bense emindim birini gördüğüme. sıra sıra tuvaletin kapılarını açmaya başladım. ilk kapıyı açtım boştu. ikinci kapıyı açtım boştu. üçüncü kapıyı açtım boştu. dördüncü kapıyı açtım ve onu buldum. küçük bir kız çocuğuydu en fazla 11 yaşındaydı. bana korkuyla bakıyordu. ona zarar vereceğimi düşünüyordu belki de...
_____________________________________________________
ben: gel buraya abicim korkma sana zarar vermicem
kız: bişey yapma nolur
ben: sakin ol abicim bak silahımı da attım yere adın ne senin?
kız: adım pelin
ben: tamam pelin ailen nerde niye teksin burda?
pelin: bi grubumuz vardı. gezgindik biz ve sonra burayı gördük araştırmak için içeri girdik annemin yanından hiç ayrılmadım ama onu o yaratıklar öldürdü bende kaçmak zorunda kaldım buraya saklandım
ben: üzüldüm pelincim. peki gruba noldu?
pelin: onlar kaçtı çok zombi vardı burada onlarla savaşa savaşa kaçtılar ben gidemedim yanlarına
ben: ne zaman oldu bunlar?
pelin: bilmiyorum belki 1 gün olmuştur en fazla
ben: bizimle gel bak bizim kampımız var orda senin yaşlarında çocuklar da var sana iyi bakarız
pelin: peki.. zaten artık kimsem de yok...
metin: gençler artık gitme vakti şurdan bi kurtulalım bol bol konuşuruz -
262.
+1buluşçağımız yere geldik. bir iki dakka bekledik. nurettin abi de geldi yanımıza. arabasına baktım. ne olduğunu anlayamadığım tohumlardan almıştı. bir kaç ufak tefek atıştırmalık da bulmuştu. furkanı bekliyorduk..
_____________________________________________
nurettin: bu kızı nerden buldunuz?
ben: anlatırım abi. kimsesiz kalmış artık bizimle bundan sonra
nurettin: meraba kızım ben nurettin
pelin: ben de pelin nurettin amca memnun oldum
ben: abi neler buldun?
nurettin: ekimlik tohumlar buldum çürük meyvelerden falan da topladım işte bunları ekeriz iyi olur. çok ilaç bulamadım ama yine bulduklarım yeter bize. iyi oldu buraya gelmemiz
_________________________________________________________
tam bu arada bir çığlık sesi duyduk. bu furkanın sesiydi. hemen koştuk sese doğru. üç tane zombi furkanı köşeye sıkıştırmıştı. o da market arabasını öne almış elindeki sopayla onları uzak tutmaya çalışıyordu. furkan zombi avlama konusunda çok acemiydi onlarla pek haşır neşir olmamıştı. hemen furkanı kurtardık. bize minnettar olmuştu...
________________________________________________________
ben: neler buldun bakalım
furkan: çok fazla şey bulamadım. birkaç alet edevat yeterince kablo bi de güçlü bir akü buldum bunlarla hoş şeyler yapabilirim.
ben: sevindim biz de iyi şeyler bulduk ama artık gitme vakti şurdan hemen çıkalım pelin hoş şeylerle karşılaşmamış biz de karşılaşmayalım
furkan: pelin kim olum?
pelin: benim
furkan: anaaaa nerden buldunuz lan bu kızı
ben: çıkınca anlatırım geyik yapmayak hadi -
263.
0@610 bak kardeşim ben günde 5 part da yazarım ama hikaye bi yerden sonra bayar konular tek düze olmaya başlar. bak araştır onnlarca yarım kalan zombi hikayeleri var bu yüzden. ben yarım bırakmıcam hikayeyi ve dizi tadında yapmaya çalışıyorum. incideki en meşhur hikayelere bi göz at istersen hikayeyi yazanlar nerdeyse 3-4 günde 1 part atmışlar ama ona rağmen tutulmuş. bense burda her gün 1 part atıyorum. ve gördüğüm kadarıyla beğeniyosunuz çünkü takunu çıkarmamaya çalışıyorum. 5 part yazsam sıkılırsınız ya da çok hata bulursunuz saygılar
-
264.
0hızlıca dışarı çıktık. ben önden etrafı kolluyordum. arabaya doğru giderken karşımıza bir iki zombi çıktı hemen indirdim onları. eşyaları arabaya yüklemeye başladık. pelin çok korkmuştu bunu gözlerinden anlayabiliyordum. onu arabaya bindirdim
________________________________________________________________
ben: böyle olsun istemezdim ama bu yaratıkları öldürmemiz lazım yoksa onlar bizi öldürür
pelin: anlıyorum tabi
ben: ne zamandır bişeyler yemiyosun?
pelin: hatırlamıyorum en son annemleyken yedim
ben: nurettin abi şu atıştırmalıklardan versene biraz
nurettin: al koçum
ben: eyvallah abi. pelincim al bakalım ye bunları hemen
pelin: teşekkür ederim abi
__________________________________________________________________
peline nedense kanım çok ısınmıştı. yaşına göre normal boylardaydı sarışındı ve masmavi gözleri vardı. kızım gibi çok sevmiştim onu. verdiğim yiyecekleri hızlıca yedi çok acıktığı belliydi. neyse arabaya atladık limana doğru gitmeye başladık. zararsız belasız bu macerayı da atlatmıştık. ya da ben öyle sanıyordum..
__________________________________________________________________
ben: allah kahretsin abi ya çok önemli bişey unuttuk!!
nurettin: ne unuttuk olum
metin: harbi lan noldu
ben: abi su ya. suyumuz azaldı adada nerde bulucaz. bikaç günlük su kaldı hazır gelmişken halledelim
furkan: markette yoktu olum ben baktım bizden önceki grup almış baya
ben: burlarda hiç tüpçü var mıydı furkan? onlar hep su satar
furkan: var var 4-5 sokak aşağıda olcak bitane falan
ben: o zaman oraya gidiyoruz... -
265.
0demeye çalıştığım bu hikaye kimsenin gibinde değil bir günde 4 entry girilmiş neyse devam edicem ben bırakmak yok
-
266.
0tüpçüye doğru gitmeye başladık buralarda hiç zombi yoktu bu beni aşırı derecede şaşırtmıştı. bugüne kadar gördüğümüz en ücra ormanlık yerlerde bile zombiler vardı ama burada yoktu nedense. bunun sebebini furkana sormalıydım..Tümünü Göster
_________________________________________________________
ben: furkan olum lan niye hiç zombiler yok burada?
furkan: normalde nasıl oluyo ki?
ben: hee tabi sen hiç çıkmamıştın dışarı doğru. ailen de mi yok olum?
furkan: tek büyüdüm ben kendimi bildim bileli yetiştirme yurdundaydım. hiç yılmadım hırs yaptım buralara geldim. çok malım mülküm olmadı standart bi mühendis oldum kendi çapımda yaşayan biri oldum ama tinerci balici hırsız olmadım kendimle gurur duyuyorum bu yüzden
ben: helal olsun sana bak bana bi taka sap olamadım kaç yıldır üniversite okuyorum ben bilmiyorum
furkan: olsun önemli olan kendini geliştirmen bak bana bu dünyada ben bi hiçim bak sana çok rahat zombi avlıyosun güçlüsün insanları koruyabiliyosun bende hiç biri yok kendimi bile koruyamıyorum
ben: bak kanka sen bize lazımsın sen bizim grubumuzun önemli bi üyesisin. bizde senin kadar zeki bi adam yok. önemli olan her zaman kas gücü değildir beyin gücü de lazım o yüzden sen önemlisin
furkan: eyvallah kanka
ben: şimdi he niye burda zombi yok pek?
furkan: ya bi ara bizim mahallenin ötesinde insanlar bi grup halinde yaşardı bu olaylar başladığında işte. bunlar hep zombi avlardı ondan sanırım
ben: sen niye katılmadın onlara?
furkan: benim hiç doğru düzgün arkadaşım olmadı asosyal biriydim ben hem o zaman yemeğim suyum da vardı yemeğimi alıp beni gibtir edebilirlerdi o yüzden katılmadım. sizi gördüğümde kaybetcek hiç bişeyim kalmamıştı o yüzden çekinmedim hiç
ben: peki noldu onlara?
furkan: bi sabah uyandım baktım gizlice pencereden hiç birini göremedim. günlerce dikkat ettim hiç biri yoktu ne oldu bende bilmiyorum çekip gittiler heralde. belki de adaya geçen onlardır sonuçta pek görmedim onları
ben: peki bakalım haydi gençlik geldik şurayı bi halledelim
________________________________________________________________
pelini arabada bıraktık. silahlarımızı aldık ve yavaşça etrafı taradık bir iki tane zombi vardı hemen indirdim onları. tüpçüye girdik. burası büyük bir dükkandı. önde boş damacanalar vardı hayal kırıklığına uğramıştık. arka tarafa doğru ilerlemeye başladık kapısı kilitli bir depo vardı demir kapıdan. bunu kırmaya kalksak çok ses çıkabilirdi. ne yapacağımıza karar veremedik. içeride bişey de olmayabilirdi ama şansımızı denemek zorundaydık... -
267.
0o an furkanın aklına birşeyler geldi. tüpçü dükkanındaydık sonuçta o da bir iki çakmak buldu dükkanda abidik gubidik birşeyler yapıp tüpü çakmağa bağladı. şuan elimizde ne olduğunu anlamadığım bir alet vardı. çakmağı çaktığında baya kaynak makinesi gibi alev çıkıyordu. sadece asma kiliti eritsin yeterdi bizim için ve furkanda bunu başarıyla yerine getirdi. adamın zekasına hayran duymuştum gerçekten gruba bu adam lazımdı...
içeride yığınla damacana su vardı kimse buraya girememişti belliydi. muhtemelen ilk olayların başladığı zaman çakalın biri depoya kilit atmıştı bu durumları göz önünde tutmak için. ama tabi kime niyet kime kısmet derler ya bizimki de o hesap işte. adam başı birer ikişer damacana yüklendik seri bir şekilde arabaya yükledik. aslında daha fazla damacana da alabilirdik ama limanda tekneye taşırken bize çok zaman kaybettirebilirdi. olası bir zombi saıldırısı o an bizi canımızdan edebilirdi. şimdilik 3 hafta yeticek kadar su aldık yanımıza zaten arabada da pek yer kalmamıştı...
bu su deposunu keşfettiğimiz iyi olmuştu kilidimiz olsa kapısına bizde kilit vururduk ama yapıcak birşey yoktu. umarım biri burayı keşfetmez. ilk kez böylesine mutlulukla bindik arabaya. her işimiz harika bir şekilde rastgitti. hiç bir sorun yaşamadık. limana doğru yola koyulmaya başladık... -
268.
-1yolda peline çok dikkat ettim. biz neşeliydik ama onun kötü bir gün geçirdiği belliydi. yüzü hep asıktı ve sürekli pencereden dışarı bakıyordu. onun neşesini yerine getirmeliydim
_____________________________________________
ben: pelin abicim nasılsın?
pelin: eh işte
ben: bak biliyorum bu yaşadığımız dünya çok kötü bi yer şuan. ailen dağıldı annen öldü biliyorum pelin ama burda herkes ailesini kaybetti. benim babam kollarımda öldü. nurettin amcanın karısı da öyle. o kadar kötü şeyler yaşadık ki hiç birini yaşamak istemezdin. bize güvenebilirsin biz iyi insanlarız ve artık seni korucaz
pelin: teşekkür ederim abi
__________________________________________________
bu kıza cidden üzülüyorum dıbına koyayım sanki öz kardeşim gibi sevmiştim onu şu kadarcık sürede. limana gelmeye çok az kaldı. yavaşça etrafı süzüyorduk bize zorluk çıkaran bir şey olmasın diye. şimdilik bir problem yoktu. inşallah adaya dönene kadar da öyle olurdu bu operasyonu da başarıyla tamamlamış olurduk...
arabayı kıyıya yakın yanaştırdık. furkanı gönderdim bizim teknenin durumuna baksın diye bizde o an etrafı kolaçan edip yükleri boşaltmaya kalkacaktık. hava da kararmak üzereydi zamanımızı tamı tdıbına kullanmıştık. o an furkan koşarak geldi yanımıza bakışları hiç iç açıcı değildi...
___________________________________________________
furkan: beyler haber kötü
nurettin: noldu lan?
furkan: bizim tekne ortalıklarda yok...
ben: hassiikkktiiirr!!! -
269.
0@647 olum adamlara manitamın yanına gitcem yazamıcam diyorum ana avrat saydırıyolar keyfi yazmıcam desem olacakları düşün istemesemde gibe gibe yazıyorum o yüzden. çok ekşına girmek istemiyorum beyinler çorba oluyo sonra hikaye heycanını kaybediyo o yüzden ara ara dinlenme partları oluyo. bak kardeşim 75 defa söyledim 26 sayfanın 13ünü ben girmişim resmen köpek gibi yazsam ne fayda tutan hikayelere bak adamlar haftada bir part girmişler nerdeyse amk
-
270.
-2ben: kim aldı olum amk teknesini harbi gibecem napacaz şimdi ya!!!
furkan: ahahaha sakin ol lan tekne orda şaka yaptım aahaahahahah
ben: seni giberim çocuk aklım çıktı
nurettin: harbi abicim ya böyle şaka mı olur
furkan: abi günümüz güzel geçti bi de ben güzelleştireyim dedim bişey olmaz ya eğlendik ne güzel
ben: sen eğlendin amcık biz değil
furkan: neyse amk hadi taşıyak şunları
________________________________________________________________
malları tekneye taşımaya başladık. furkan zütü bize eşek şakası yapmıştı resmen neyse uzatmıyacaktım bu konuyu eğlensin bin kurusu kendi çapında. malları taşımak bizi çok yormuştu özellikle su damacanaları amımıza koymuştu resmen. bir yandan da gözüm pelindeydi kız niyeyse gerilmişti biraz. sorunu anlamam lazımdı...
_____________________________________________________________________
ben: pelin abicim noldu durgunlaştın baya
pelin: an... annemm... (hıçkıra hıçkıra ağlıyordu)
ben: şiişşşt gel buraya abicim biz varız artık üzülme lütfen
____________________________________________________________________________
içim parçalanmıştı dıbına koyayım ya. kıza hiç birşey diyemezdim birkaç günde bütün dünyası alt üst olmuştu kızcağızın. bizim güvenilir olup olmadığımızı da bilmiyordu. onun için çok zor günler başlıyordu ama elimden geldiğince ona bu kötü günleri unutturmaya yemin etmiştim. ona sevgi dolu bir ortam sunacaktım. hava iyice kararmıştı. esrayı özlemiştim. daha çok aslında onu merak ediyordum gittiğimde boynuma atlıcak mıydı yoksa gibtiri çekicek miydi bunu gittiğimizde görecektik...
adaya gelmek üzereydik. bizim kamp görünüyordu ve en sonunda kıyıya yanaştık. kimse ortalıklarda yoktu. birkaç kez seslendik ama bomboştu kampımız. hemen aceleyle yattığımız yere koştum telaşla arandım ama kimsecikler yoktu. işte şimdi sıçmıştık!
-
ucan kedinin en cok sukulananlari
-
şu entry aklımdan bır turlu cıkmıyor
-
tilki cevap versene la
-
sokiee online
-
elinizi vicdaniniza koyun ve durust olun
-
halix cringeliği
-
harbi kim lan
-
populer cocuklarsa burda fazla meshur degil
-
alizadenin yağlı tombul bacakları
-
sozlukcan detone değilse
-
kahtanın kahinlerii
-
2000 yilinda kurulmus websitede bile
-
hayat artigi o ananin kafasini matkapla
-
alizade tanrıçam ile beraber olamadan ölmek
-
çayda lipton emmi bakalım saat kaçta online
-
es geht um gloria
-
amg bazen dusunuom
-
günün stresini ekşiye bakıp atıyorum
-
tilkinin terbiyecisi diyarbakirli burocan
-
uçan kedi aylık masraf
-
sünnet istismardir nerdesin la
-
insan kendi özündede cahil kalabilir mi
-
zalinazurt gozunun ferini
-
nabıyonuz lan gerrrizekalılar
-
etsizlikten taşaklarımdan mangal yapıp
-
eskiden sabri capslerine gulerlerdi
-
bu resimde kahtanın delilerini bulacaksınız
-
sefalet cevap versene mk
-
helix gunluk mesai
-
onlıne yanına yazılan sıyah yazıyı
- / 2