-
101.
0Ellerinde shot bardakları bir elma suyu ve neredeyse her birinin elinde bir şişe vodka ile odamda takılmaya başladık. Bizler genelde vodkayı meyve suyu ile karıştırıp içeriz ama orada tabi ki de öyle bir şey yok. Herkes shot bardakları ile içiyor. Öncesinde ki yurtdışı tecrübelerimde çok kez bende o şekil içmişliğim var ama alkolü en fazla polonyada kullanmaya başladığımdan orada kazandım bu alışkanlığı diyebilirim. Abiler bir tanesi vardı herifin adı Lukasz, tüm herkes normal shot bardağı ile vodkasını shotlarken o herif bildiğimiz su bardağına koyardı amk bir dikişte yarısını diğer dikişte diğer yarısını zütürür üzerine iki yudum elma suyu içer muhabbetine yine devam ederdi. Abiler biz takılıyoruz anlatıyorum işte istanbul şöyle istanbul böyle nüfus kalabalık falan filan. Zaten nüfusu duyunca bir akıllarını oynatıyorlar adamların totalde ki nüfusuna yakınız neredeyse. Bizleri arap kültüründen olduğumuzu sanıyorlar ve hatta sürekli arapça bilip bilmediğimizi soruyorlar, ilginçtir ki, köylü olmalarına veriyorum 1 sene boyunca bize deveye binip binmediğimizi sordular. Abiler saatler geçtikçe herkes bir yerlere gitme kararı aldı bende pşamek ve sevgilisine söz verdiğimden onları beklemeye karar verdim ama kafam kırık zaten. Neyse abiler bunlar geldi ikisi ellerinde biralarla, benim bir şişe rakım ve 4lü bira paketim var. Lech adlı birayı ilk zamanlar çok içerdim. Abiler birer bira açtık sohbet muhabbet konuşuyoruz öyle. Klagib ilk içme muhabbetlerinden devam ediyoruz tanışma süreci polonyanın durumu türkiyenin durumu daha öncesinde neredeydin yurtdışı imkanları neden Nowy Sacz falan derken benim 4 lü pakette onların biralarda bitti. O saatte açık yer kalmadığından şimdi kim gidecek 7/24 alkol dükkanına dedik ve benim rakıyı açtık. Normalde rakıyı daha sonrası için sakladığımı ve rakı içme adetlerini anlattım. Çocuk efsane içiyor yalnız Kasia ne kadar sağlam iöebildiklerini anlatırken ben bir yandan rakının çok farklı olduğunu ve normal vodka gibi içmemeleri gerektğini vs anlattım. Adetine uygun su bardaklarında! içmeye başladık. 3 kişi içiyoruz. Sohbet muhabbet ederken benim aile olaylarından benim geçmişten onların ilişkisinden ailesinden konuşurken şişeyi sonladık biz. Ama sonlamadan önce bir yere gitme kararı aldık tabi ki, ben bu halde yürüyemeyeceğimi taksi çağırmamız gerektiğini söylesem de bana karşı çıktılar hem açılır hem de gideceğimiz yerin yakın olduğunu söylediler. Bende biraz mecburi biraz istemsiz okeyledim. Uzun yollardan yürüdük yeşil yeşil ormanlardan geçtik yüksek yüksek binaların dibinden yürüdük gibi geldi bana ama yürüdüğümüz yol 2 km ya var ya yok. Larocca adlı bir mekana gittik hafta içi olduğundan sadece karaoke bulabileceğimizi söylediler. Zaten biz ne kadar yaşadığımız yerden şikayetçiysek onlarda oradan şikayetçiydiler. Abiler gittik mekana hiç pişmemiş bir pizza yedik ama hayatımın en güzel pizzalarından birisi gibi geldi o an istemeye istemeye söylene söylene yedim. Hemen yanı karaoke olduğundan oraya geçtik. Masaya oturduk ama ben hiçbir tak anlamıyorum. Kafam efsane. Koydum masaya kafayı Pşameğin ve kasianın ve diğerlerinin böğürmesini dinledim. O an böğürme gibi geliyordu ama adam meğer güzel şarkı söylüyormuş. Daha sonraları çok fazla dinledim. Ben birkaç kere lavobaya kusmaya gittim sayısını hatırlamıyorum. Arada bir kafayı kaldırıp Psamek’e ve Kasia’ya bakıyorum ellerinde 1 er bira eğleniyorlar. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama bir ara kafayı kaldırdığımda ikiside masaya kafaları koymuş yatıyorlardı. Kendime artık gibtir olup gitme zamanı geldiğini zar zor anlatarak ayağa kalktım, onları kaldırdım yurda taksi ile mi yoksa yürüyerek mi döndük hatırlamıyorum. Ertesi gün akşam üzeri uyandım. Telefonlarımız birbirimizde olduğundan Psamek’i aradım ama kimse açmadı telefonu. Akşam saatleri 8-9 gibi aradığımda tekrardan yeni uyandığını, kahvaltı yaptıktan sonra tekrar içmeye başlayacağını ve rakımın olup olmadığını sordu. Kibarca tek varlığım olan rakımı onla gibtiğimi söyledikten sonra akşam planlarına benimde uygun olduğumu ve katılabileceğimi söyledim.Tümünü Göster
-
102.
0Bir şeyler yedikten sonra akşam için hazırlandım. Bu arada yurt %40 oranında doldu diyebilirim. 1 hafta içerisinde yurdun %80-90 dolması bekleniyor çünkü okul başlıyor. Level adında bir club yurda gece 10 da otobüs gönderiyor ve clubtan gece 2 de geri yurda getiriyor. Öğrencilerin bir çoğu her Perşembe burada ki partiye gidiyor. Giriş öğrenci kartını gösterdiğin takdirde 5 zloty gösteremezsen 10 zloty giriş ücreti ödüyorsunuz. 10 zloty de yaklaşık olarak 6 tl falan. Ve o gün plan Level’e gitmek. Adetlerini yavaş yavaş çözdüğümüzden ve bize her şey çok ucuz geldiğinden ilk başlarda çok para harcadık, harcadım. Psamek ve Kasia ile buluştuğmda onların gözler çoktan kaymıştı. Otobüse yürürken dikkat ettiğimde tek ayık olan kişinin ben olduğumun farkına vardım. Level’e gittik henüz öğrenci kartımı almadığımı ama erasmus öğrencisi olduğumu arkadaşım anlattı benden de 5 zloty aldılar ve içeriye girdik. Yeterince kalabalıktı zaten otobüs, Clubta da başka kişiler vardı haliyle güzel bir ortam oldu. Otobüste gelirken o sıralar erasmus öğrencilerinden 2-3 kişi vardı zaten herkesin gözü bende gibi hissediyordum. Birkaç bira içtikten ve birkaç Kamikaze shot attıktan sonra geçen akşamında üzerine güzel bir kafaya geldim ve baya baya dans etmeye başladım. Bana bakan her kızı dansa kaldırıyor çılgınlar gibi dans ediyorum amk. O gece şuanda isimlerini gerçekten hatırlamıyorum ama sanırım birinin adı Kasia idi. Arkadaşlara sorduktan sonra edit yapacağım. Kasia diyelim şimdilik, Kasia ve arkadaşı ile uzunca bir süre dans ettik. Yanımıza başka erkekler geliyor reddediyorlar, benle bayağı sıkı fıkı oldular, kucak danslarından tut öpüşmelere sarılmalara kadar güzel bir dans gecesi yaşadık. Kasia’nın arkadaşının sevgilisi olduğundan elleşmelere çok yakınlaşmalara gelmiyor ama yinede öpüşmüştük onla da. Gece otobüs ile yurda dönerken herkesin kafa efsane güzel, Kasia ben ve arkadaşı ortalardayız. Ben ayaktayım kızlar oturuyor. Otobüs bayağı kalabalık. Herkes lehçe konuşuyor zaten bişeyleri koro halinde söylüyorlar. Otobüsün yarısı ile samimi olduk tanıştık zaten Clubta, yurtta da birbirimizi görmüşlüğümüz vardı, selamlaştığımız falan. Beni de aralarına aldılar ve Piwo, Wino, Sex and Zabawa diye bağırmaya başladılar. Tek tek bana da öğretip anlamlarını söylediler. PWSZ okulumuzun kısaltılmış ismi. Piwo=Bira, Wino=Şarap, Sex, Zabawa=Party&Eğlence. 10 dakikalık bir yol mesafesini böyle bağıra çağıra eğlenceli şekilde geçirdikten sonra aşağıdayken ben Kasia ve arkadaşına partiye odamda davet edebileceğimizi söyledim. Reddetmediler. Benim odaya çıktık ben Kasia ile bayağı yakınım zaten, arkadaşı sevgilisi olduğundan uzak davranıyor, dans falan ediyoruz ama uzun süreli öpüşmeler falan yok. Bu arada Sonrasında Kasia’nın da sevgilisi olduğunu öğrendim. Kafalar bayağı güzel olduğundan Carpe Diem ayağına ben kızı zütürmeye çalışıyorum. Biraz müzik biraz danstan sonra bunlar gitme kararı aldılar. Ben bunları odalarına kadar geçirmeye gittim eğer arkadaşı giderse ben kızı kesin zütüreceğim. Çünkü kız sürekli arkadaşım var izin vermez deyip duruyor. Neyse Kasianın arkadaşı gitti ben bunla bir şey konuşacağım deyip 5 dk diyerekten odadan çıktım. Koridor boş ve karanlık biz uzun süreli öpüşmeler elleşmeler yaşarken hadi benim odaya gidelim dedim. Hayır demedi. Benim odaya gittik, Doğuş geç geleceğinden ben yalnız kalıyorum odada. Geçtik benim odaya ben direkt doğuşun yatağa attım Kasia’yı. Hem soyunuyoruz hem öpüşüyoruz ama aynı zamanda kız bana yapamam sevgilim var deyip duruyor. Ama ben dinlemiyorum Carpe diem deyip duruyorum kız da evet deyip onaylıyor. Abiler bir defalık aşk yaşadık kızla sonra ikinciye devam edecekken yapamam, yanlış yapıyorum deyip bu gitmek istedi. Ama kapı kilitli ve anahtar cebimde, bende söylemiyorum nerede olduğunu. Sonra bu anahtarı ver deyip yanıma geldi. Bende bilmiyorum nerde odluğunu dedim öyle konuşup bakışırken biz tekrardan öpüşmeye başladık. Öpüşüp elleşirken, zaten soyunuğuz, ikinci defa aşk yaşadık. Aradan 2-3 saat kadar vakit geçmişti eğer gitmek isterse anahtarın cebimde olduğunu söylemiştim. Ben uyumuşum, sabah kalktığımda yanımda yoktu. Uyandım üzerime bir şeyler giyinip saçımı başımı düzelttikten sonra onların katına indim. Koridorlarına girdiğimde lavobada makyaj yapıyordu, arkasından sarıldım ve öptüm yanağından. Döndü oda beni öptü sonra ağzından öptüm, öper öpmez beni ittirdi ve istemediğim halde benle ilişkiye girdin neden yaptın bunu bana sevgilim var benim uzun süredir falan yardırdı bana. Tartışma sonrasında içine boşalıp boşalmadığımı sordu bende belki evet belki hayır dedim çünkü hatırlamıyordum. Neyse önemli değil ertesi gün hapı için Türkçeye çevirebileceğim tabirle Allahtan arkadaşımda varmış onu kullandım dedi ve artık bir ilişki yaşamak istemediğini çok sarhoş olduğunu ve istemsizce yaptığını söyledi bende okey dedim ama benim bir suçumun olmadığını zorlamadığımı onunda isteyerek yaptığını ısrarla belirtip kendimi aklamaya çabaladıktan sonra uzunca bir süre konuşmadık.Tümünü Göster
-
103.
0Meraklılarına IG: erdisch_
-
104.
0Abiler çok kötü gidiyor her şey, çok bunaldım. Bugün iş yerinde etkinlik vardı, etkinlik dediğim düğün amk, boğaza bakıyor mekan sağlam manzarası var bayağı bir koşuşturduk çıkmama 1 saat kala SGK dan görevliler geldi, binler sigorta girişimi yapmamışlar daha 1 haftadır çalışıyorum erken çıkardılar sıkıntı çıkmasın diye. Sigorta yapmadıklarına mı üzüleyim yoksa erken çıktığıma mı sevineyim bilemedim amk. Bende çıktım nargile içeyim dedim, alkol nerde amk şişesi markette bile 5 lira olmuş. Gerçi 3 tane içebilirdim ama veresiye nargile içiyorum amk öyle bir mekanım var merdiven altı, benden başka müşterisi yok senelerdir gelir giderim. Müsavimi oldum resmen. Ama parasız zamanlarımda yardımı dokunuyor veresiye içiyorum amk. Neyse en büyük ekşınım bu işte türkiyede.
-
105.
0neyse haydin devam edelim.
-
106.
0Neyse abiler, en son Kasia hikayesini anlatmışım. Düşünüyorum ne anlatayım diye de kronolojik gitmeye çabalayacağım, hatırladığım kadarıyla.
-
107.
0Neyse abiler, en son Kasia hikayesini anlatmışım. Düşünüyorum ne anlatayım diye de kronolojik gitmeye çabalayacağım, hatırladığım kadarıyla.Tümünü Göster
Abiler günler böyle ye iç sıç yat şeklinde gidiyor, aynı üniversiteden arkadaşım doğuş hala gelmedi polonyaya. Muhsinle takılıyorum arada bir hani şu apaçi dediğim. Leh arkadaşlarla taılıyorum arada sırada, herkesin gelmesini bekliyoruz işte. Şimdi efsane çocuk, yavşak utku ile tanışma hikayemi anlatacağım. Çünkü ismini çok fazla duyacaksınız onunda. Bu arada okulun açılmasına çok az kaldı ve okul bize ve yurtta kalanlara yemek verecek, öncesinde bir grup toplantısı gibi bir şeyler yapacak.
Yine can sıkıntısından patladığımız günlerden birinde ellerde bira ile kat kat mutfakları dolanırken, mutfaklar ortak kullanım alanı olduğundan sohbet edecek kişiler hatta ve hatta düşürecek kızlar bulabiliryorsunuz. Bizde o çabalar içerisinde can sıkıntısından dolanırken kaçıncı kattı hatırlamıyorum muhsinle bir mutfağa girdik. Bizim bu utku yanında 2 kızla konuşuyor. Ama ben kendimce bozuntuya vermiyorum tipten direkt Yozgatlı eşek giben bir tip olduğunu anlarsınız zaten ama döğmeler falan aynı zamanda efsane gözüküyor çocuk. Neyse abi kızlar gitti falan biz bununla muhabbete başladık türk olduğumuzu falan zaten direkt muhabbetle anlayıp Türkçeye döndük. Sohbet muhabbet ilerledi nereden geliyorsun ne yapıyorsun falan. Bizim ki ankarada yaşıyor Hacettepeyi 3. Sınıfta bırakmış çok sevdiği Melis diye sevgilisi ile ayrıldıktan sonra ankarada yaşamak istememiş ve polonyanın 80 bin kişilik köyüne normal öğrenci olarak gelmiş. Bu arada arabasını satarak da gelmiş önemli bir detay. Sonradan çok muhabbeti geçecek. Sohbet muhabbet ilerledikçe Muhsin ‘abi sen tuvalette zütünü temizleme işini nasıl hallediyorsun’ dedi bende harbi he nasıl hallediyorsun ben ıslak mendil peçete falan elden ne geliyorsa temizliyorum dedim. Bizim ki abi valla benim züt nasıl bir şey bilmiyorum giriyorum tuvalete 5 saniyede ne var ne yok çıkarıyorum peçete ile siliyorum geçiyor diyerek taşşağa alırcasına güldü. Bizim bu çocuk Kanun çalıyor yeşil pasaportlu ailesi falan memur daha 20sine gelmeden avrupanın neredeyse tamdıbını gezmiş ana dili gibi ingilizce bilen, ateist, açık fikirli, çoğu zaman insanların fikirlerine saygılı ancak kendisi bir şey yaptığında insanların fikirlerini önemsemeyen bir tip. Ve her zaman çıkarları doğrultusunda hareket eden bir arkadaş kendisi.
Abiler günler geçti okul toplantıyı yaptı, erasmuslular geldi, yurt neredeyse çakılı doldu. Tek gelmeyen doğuş kaldı. Bu arada Doğuş istanbulda hala çalışıyor, ailesi benim aile yapıma bir nebze olsun yakın. Annesi ile babası ayrı, baba tarafı ile görüşmüyor annesi başka şehirde yaşıyor ve kendisi evsiz orda burada, babaannesinde yaşayan bir tip. Taksim çocuğu, beyoğlundan çıkmaz, istanbulda ki bütün avm lerde ne olup bitiyor ne çakallıklar dönüyor, bütün ünlü markaların mağazalarında çalışmış avm çocuğu. Kendince tiki, sürekli kovalayan ama bir o kadarda samimi akıllı çocuk, düşüncelerine sahiptim o zamanalr. işte çalıştığından vakit bulamadığı için bütün ama neredeyse bütün evraklarını ben hallettim ve ona sadece polonyaya gelmek zahmetini bırakmıştım. O sıralar ben muhsinle tartışmalar yaşamış kendisinin apaçi olduğunu bir kerede akıllı düşünemediğini falan yüzüne söyledikten sonra aramızı açmıştım. Bu arada erasmusa gelmeden önce okul mail ile bize türkiyeden okullarına gelecek öğrenci listesini mailleri falan göndermişti. Onlardan birisi ile ‘Katrin’ ismini kullanacağım bu kişi için, daha gelmeden konuşmuş, tartışmış, kavga etmiştim. Muhsinle de aynı şekilde gelmeden önce görüşmüş konuşmuş ve polonyada görüşmek üzere dedikten sonra polonyada kavga ederek aramızı açmıştım. Listeden 2 kişi iptal oldu anlayacağınız. Ama tartışma sebeplerine gelince bana göre hepsinde ben haklıyım. Daha sonraları kendileri özür dileyecek ve çok daha fazla şeyler yaşayacaktık. -
108.
0Doğuşla facebooktan konuşmalarda tartışmalar yaşamış hala neden gelemdiğini, gelemsi gerektiğini, welcome partinin olacağını vs tüm bilgilendirmeleri yapmama rağmen kendisi onun için çabalamama rağmen beni giblememiş mesajlarımı okuyup cevap atmıyordu. Polonyaya gelmeden önce ki planlarımızda maddi olarak çok sıkıntı yaşayacağımızı ikimizde kendimize söyleyerek dürüstçe konuşurduk. Ailevi olayları falan samimice dile getirip birlikte takılma hatta ve hatta aynı odada kalma kararı almamıza rağmen o samimiyet kendisinde bulunmuyordu. Geleceği günü facebooktan öğrenmiş, kendisi muhsinle irtibata geçmiş yol tarifine kadar onla halletmiş herşeyi. Buna rağmen aramızda ki samimiyet kendimce devam ediyordu ve onun için o kadar çabaladığımdan sebep ona bağırıp kızma hakkını kendimde buluyordum ama bulmamam gerekiyormuş. Neyse abiler akşamlardan bir gün ben utku oturuyoruz. Doğuştan ümidi kesmişim ben artık, utku da sürekli oda arkadaşından yakınıp duruyor, kendisi leh. Dedim gel oda değiştir doğuş diye bir arkadaş gelecek ama birlikte kalmayacağız gelmek istersen gel, onunda canına minnetmiş amk direkt odaya yerleşti. Doğuşun yatakta kızla aşk yaptık derken utkunun yatağında ilk kızı ben halletmiş oldum. 1-2 gün geçti utku ile takılıyoruz sohbetler, muhabbetler, anıları anlatırken doğuşun geldiğini öğrendim. Utkunun odaya yerleşmiş, oda arkadaşı Polonyalı çıktı geldi benim kata. Biz bayağı ateşli bir tartışma kavgadan sonra doğuşun haklısın kanka ama böyle oldu işte falan filan demesiyle pek umursamadım sonrasında. Doğuşu tanıdığım herkesle tanıştırdıktan sonra birlikte içmeye başladık. Yalnız şuanda hatırlayamadığım doğuşun welcome partide olup olmadığı. Şuanda welcome partiyi anlatacağım hatırladığım kadarıyla. Telefondan sorduğum kadarıyla partide yokmuş. Demek ki daha sonrasında gelmişti. Neyse. Abiler okulun welcome partisi var, ona hazırlanıyoruz. Utku, ben Muhsin falan ve diğer erasmuslular. Utku diğer erasmuslular ile konuşuyor ama ben pek muhabbet etmiyorum hatta selam dahi vermedim o ana kadar. Hazırlandıktan sonra utkunun ankaradan Sonat abisi, Benzersiz adam Kırkağaçlıoğlu abimiz ile tanıştım. Efsane herifdir kendisi. 28 yaşında master için gelmiş isviçrede yaşamış efsane Neo Nazi hikayelere sahip bir kişilik. Daha doğrusu her konuda bir anıya sahip kendisi abartısız :D Çok fazla bilgili ama bir o kadar da ergen bir kişiliğe sahip, ama yine de hala severim kendisini. Abiler sonat abimiz daha sonraları hemen hemen her partide göreceğimiz ses dalgalarına göre hareket eden ışıklarını tişörtüne takmış, matrix gözlüklerini takmış partiye hazırım gençler sloganları ile milletle tanışma merasimlerine başladı. Biz her hafta sürekli devam edeceğini öğrendiğimiz otobüsümüze bindik Level Cluba gidiyoruz. Millet efsane sarhoş. Ayık tek kişiler biz türkler. Daha öncesinde dediğim gibi okul bize erasmusa gelecekler listesini mail yolu ile attığından tüm yabancıları türk zihniyetimiz ile facebooka kadar iletişime geçmiş herkesle zaten gelemden tanışmış gibiydik. ^tane ispanyol 3 tane italyan beklentilerimizden 3 italyan ablamız gelmekten, yani erasmustan vazgeçmiş ancak ispanyollarımız orada idi. ispanyollardan birisi olan Ana Belen ablamıza doğuş daha gelemden aşık olmuş bana sürekli fotoğraflarını çekmemi ve yollamamı söylüyordu. Bende onlarla zaten tanıştığımdan arayı samimileştirdiğimden rahatça gidip fotoğraf çekip yollayabiliyordum. Bizim kafalar ayık olduğundan ve erasmusun ilk zamanları olduğundan paralarımızı mekanlarda kolayca çar çur edebiliyorduk. Bizden başka herkes cluba gelmeden önce alkolünü marketten ucuza almış içmiş ve mekanda sadece bir bira içerek çok ucuza partiyi yaşıyorlardı. Biz aptallar ise bara gidip 50 şer shot kamikaze 2-3-5 bira bittikçe yine kamikaze içerek onların kafasına gelmeye çabalıyorduk. ispanyollar ile o gece baya bir samimileştikten, Clubta ki tüm kızlarla dans ettikten sonra yurda nasıl geldiğimi hatırlamayarak sonlandırdım partiyi. zütü başı dağıtmak bu olsa gerek diyeceğim ama orada partilerin bir çoğu bir çok insan için bu şekilde. Alkolü ne için içiyorum ki sorusuna bunun için diyebiliyoruz ve diyebiliyorlar.Tümünü Göster
-
109.
0Doğuş arkadaşımız ispanyol ablamıza öyle bir yazıyor ki ilk tanıştırdığımda kızın 4 kelimelik ad ve soyadını hatasız kıza söyleyerek tanışmasını yaptı. Kızda bundan etkilendi tabi. Abiler zaman böyle geçiyor okula gidip geliyoruz. Katrin ve sevgi diye bir kız bizim sınıfımızda aynı derleri alıyoruz. Bazı derslerimiz sadece erasmuslulara özel bazı dersler diğer leh öğrenciler ile. Polak hocalarımız ve gençler bizim türk kzılarına efsane yazıyor. Ma bizimkiler kezbanlıktan olsa gerek baya bir normal takılıyorlar, kimseye selam verme yada muhabbet etme çabaları yok. Bunların ingilizce zaten yok denecek gibi bir şey. Hele sevgi nasıl gelmiş hala şoklardayım. Katrin denen varlık anlıyor ama konuşamıyor klişesinden destek alarak geçiniyor. Hoca bir soru sorduğunda ikiside bana dönerek yardım dilenen bakışları atıyorlardı. Ama ben türklerle muhabbet etmek istemediğimden pek yardımcı olmuyordum. Bunun sebei ingilizcemi geliştirmek Türkçe konuşmamak idi. Hatta hoca Türkçe arkadaşlarına anlat dediğinde birkaç kere reddetmişliğim vardır. Tabi günler böyle geçerken bunlar benden iyice gıcık kapmaya başladılar. Olmayan ingilizceleri ile benim konuşmam ile dalga geçiyorlar, benim aaa fuck demem olsun her türlü çıkışlarım konuşmalarım bunlar için bir eğlence modülü haline gelmeye başlamış, bunları çok sonraları öğreniyorum tabi ki. Karşılıklı nefretleşirken biz utku doğuş ben 3 lü olarak baya samimi takılıyoruz her yerden kızları kovalıyor partiler sonrasında günlerin mütalaasını yapıyor şu kızla şunu yaptım bu kızla bunu yaptım, kanka biliyor musun şu kızı şununla öpüşürken yada eve giderken gördüm gibi bilgileri paylaşıyor partilerin makarasını yapıyoruz.Tümünü Göster
Bir gün ben level cluba doğuş ve utku Studjo dediğimiz bir cluba geçtiler. Ben neden oraya geçtiğimi hatırlamıyorum yada neden erken döndüğümü. Bunu doğuş ve utkunun ağzından dinliyorum, Bizim tük kızı grubu Simay, Sare, Katrin bir odada kalıyor, Tümay tek odada kalıyor, Kübra leh bir kız ile kalıyor, Big mama dediğimiz efsane ablamız da bir leh ile kalıyor. Erkeklerden ise aramıza çok daha sonradan katılacak olan Orkun ve Burak abimiz bizim yan odada kalıyorlar. Muhsinle kimse zaten takılmıyor çocuk kendi halinde devam etti bütün sene. Neyse abiler. Bir parti dönüşü Sonat abimiz utku ve doğuş Planty dediğimiz büyük parktan studjo dan dönüyorlar gece 3-4. Sonat o gün Tümay ile tanışıyor ve bayağı bir etkileniyor Rapunzel gibi uzun sarı saçlı gözlüklü dişlek bir kız. Neyse Sonat bizim çocuklara gibebirmiyim acaba falan gibisinden kızı anlatıyor, Utkunun tepki Abi türk kızı amk ne bekliyorsun bakire kızımı gibeceksin diye bir dalga moduna geçiyor. Doğuşta atbi yancısı bunla iyi bir taşşşak geçiyorlar. Sonat, yok abi bakire değil o kız diye cevap veriyor. Nereden anladın abi ? zütünden anlarım ben diye cevap verdikten sonra kahkahalar ve taşşak geçmeler havada uçuşuyor. Bunların kafası zaten taşşşak gibi açlıktanda geberiyorlar. Sonat farklı bir yurtta kaldığından yolun bir yerinde ayrılıyorlar ve doğula utku efsane bir kafayla şarkı yazıyorlar: Çok tatlısın çok seni veren allaha şükürler olsun, çok güzelsin çok ben zütünden anlarııııııımmmmm şeklinde bağıra bağıra yurda dönüyorlar. Ben o sırada ya level clubtayım yada odamda kafam taşşşak uyuya kalmışım. Yurdun yanına yaklaştıklarında guşguşlu Ebe Simay balkona çıkarak ay susun be susun ne böğürüyorsunuz bu saatte diye atarlanıyor. 4. Kattan taaa aşağıya bir çemkirmeden sonra açlıktan gebermek üzere olan utku ve doğuş bekleyin sakın uyumayın geliyoruz deyip onların yanına gidiyorlar. Böylelikle bizim grup diğer türklerle ilk bu şekil tanışıyorlar. Bunlar karınlarını doyurduktan sonra odaya geliyorlar günün mütalaasını yapıyoruz ben tabi şok bu Kezbanlarla nasıl niye tanıştınız gibi sorularla yardırırken öyle deme kanka iyi kızlar ama ne olum sanki bişey yapıcaz sanki Kezban olum olar gibi sözlerle konuyu değiştirip diğer leh kızlarına sonatın bakirelik anlama teorisini dinledikten ve şarkıyı birkaç kere daha söyledikten sonra sabaha karşı uyuduk. -
110.
0Reserved beyler sağlam hikaye
başlık yok! burası bom boş!