-
1.
+6 -1Daha önce hiç ruh çağırmayı denediniz mi?
Çağırmayı başardıysanız eğer, size hayatı zindan etmeye çalıştı mı?
Yaşadıklarım(ız) tamamen gerçek, bu sefer okuyacağınız başımızdan geçen olay cinlerle alakalı değil, pgibopat bir ruh ile alakalı!
Başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum, kendimi zora sokmadan, hızlı hızlı yazıp hikayenin dıbına koymadan yazacam.
O yüzden seri ol falan demeyin, yazacam işte.
Ben sadece yazacam, okuyup okumamak size kalmış beyler.
-
2.
0anlıyorum primci hızlı ol birşeyler çıkarsa diye okuyacam
-
3.
0rez inci sözlük hatası: entry metni girilmelidir.
-
4.
0Sonu diğeri gibi taktan bitmesin rica ediyorum
-
5.
0Sonu güzel olursa olunur panpa rezzz
-
6.
+2Turgay, benim çocukluk arkadaşım. ilkokulda beraberdik, orta okulda okullarımız değişti ama hala aynı sokakta, yan yana oturuyorduk. 6 sene önce, 7 ağustos 2009'da 16. yaşıma gireceğim gün Turgay, Esin, Damla ve Gökberk'i bize çağırdım, doğum günümü kutlamak için. Hepsi aynı sokağın çocuğu, aileler hiç bir zaman lafını yapmazdı çocuklarının arkadaşının evinde olmasına, kalmasına(Hiç bir zaman kızlara cinsel gözle bakmadık). Annemle babam o zamanlar vardiyeli çalışıyorlar, ikiside gece vardiyesinde, saat akşam 8 annemle babam doğum günümü kutladılar, pasta almışlardı koydular mutfakta masanın üstüne, öptüler kutladılar tekrar mumları söndürdüm annemler çıktı, kaldık arkadaşlarla biz bize.
Gökberk biraz manyak bir çocuk(Hala da öyle!) işi gücü yaratıkları, cinleri, ruhları araştırmak. Bu bize dedi ki "Hadi beyler bayanlar ruh çağıralım". Esin ve Damla korkacaklarını söylediler, Turgay bana bakarak göz kırptı "Ne dersin?" der gibi, olur ifadesiyle kafamı salladım, Esin ve Damla'yı ikna ettik A4 kağıda Gökberk büyük bir ustalıkla şekilli şekilli harfleri yazmaya başladı, A'dan Z'ye bütün harfleri, EVET ve HAYIR yazılı 2 parça kağıt, 0-9 arası bütün rakamları yazdıktan sonra masaya internette gördüğü gibi dizdi. -
7.
0Sonra ?
-
8.
+1Pastaya hiç dokunmadan olduğu gibi tezgahın üzerine koydum, ışıkları kapattım buzdolabından 4 tane mum çıkarttım tıpkı Gökberk'in söylediği gibi, yavşak herif pasta mumlarının olmayacağını, normal uzun mum olması gerektiğini söylemişti, ne alakaysa.
G: Eveet yavaş yavaş başlayalım korkan var mı?
E D : Biiiiz
G: (pff) Kimin ruhunu çağıralım arkadaşlar fikri olan?
B: (Taşak geçiyordum) Avril'ı çağıralım kanka.
T: Ulan Barış o ölmediki daha
B: Biliyorum be olum, ben inanmıyorum böyle şeylere dalga geçiyorum ahah
E: Albert Einstein'ı çağıralım mı ne dersiniz hem derslerimize yardımcı olur!
G: Emin misin Esincim bak sonra fazla zekisin diye kafan falan patlamasın?
E: Off Gökbeeeerk! Dalga geçme hadi madem bu işi çok iyi biliyorsun çağır şu zeka küpünü.
T B D : ... !?
G: Esin sen tam bir gerizekalısın anladı herkes, tamam onu çağırmaya çalışacam.
Herkes parmağını masadaki fincanın üzerine koydu. Biz gülmemek için zor tutuyoruz kendimizi sürekli birbirimize bakıyoruz falan, o esnada Gökberk söylenmeye başladı "Eyy 18 Nisan 1955 yılında vefat etmiş Albert Einstein, beni duyuyor musun?"
B: Olum adam belki şu an hurilerle sevişiyordur rahatsız etmesek mi?
G: Ya bi sus lan!
Devam etti "Beni duyuyorsan bir işaret ver" o esnada mumun biri söndü, Esin ve Damla çığlık atarak kalktılar yerlerinden baktım Turgay pis pis gülüyor, üfleyerek söndürmüş muallak. -
-
1.
0lan pekekent kızlara cinsel gözle bakmıyoruz diyonuz mübarek alberti hurilerle seviştiriyonuz
-
1.
-
9.
+1Gökberk'in davranışı biraz sertleşmiş gibi geldi bana, kalktı, mumu bir daha yaktı, ışığı açtı "Bakın çocuklar, şurada ciddi bir şey yapıyoruz, gerekli önemi gösterin lütfen" diyerek bağırdı ışığı kapattı ve sandalyeye geri oturdu.
-BENi DUYUYORSAN BiR iŞARET VER
Diye bir bağırdı, ben bile yerimden sıçradım bir hareketlenme var sanki diye herkes masaya bir baktı fincan hareket ediyor, Gökberk tek gözünü kapatmış fincanı takip ediyor. Fincanın hareket etmesi durunca aynen şunu söyledi "O değil de ben gelsem olmaz mı? yazdı"
B: Hö? Olum dalgamı geçiyorsun ya, kim hareket ettirdi lan fincanı doğru söylesin bak korkmaya başladım ben!
T: Bu sefer anam avradım olsun ben yapmadım aga, zaten tek parmakla nasıl hareket ettirebilirim o fincanı biraz düşün.
E: Damla ile bana hiç bakmayın zaten korkudan zor duruyoruz.
O esnada balkon kapısı durduk yere sert bir şekilde kapandı, bütün mumlar söndü. Bir kaç saniye sonra aniden 4üde yanmaya başladı, Gökberk'in "Hemen parmaklarınızı koyun fincana" demesiyle parmakların fincanda buluşması bir oldu.
G: Sen kimsin? Bize kendini tanıt!
Fincan sırası ile y a k ı n d a ö ğ r e n e c e k s i n i z harflerine gitti ve bunu herkes okuyabildi.
G: Bizden ne istiyorsun?
S a d e c e harflerine sırası ile gittikten sonra durdu ve bir kaç dakika hareket etmedi. Gökberk'in arkasından bir gölge geçti ve bunu kendisi hariç herkes gördü. Damla kekeleyerek bir şeyler söylemeye çalıştı "Gö gö gökberk ark arkandan bi bi bişey geç geç geçti" der demez çığlığı bastı ve kalkarak ışığı açtı, söylediği tek şey "Kırmızı gözler" oldu. -
10.
+1Damla'yı sakinleştirmek o kadar kolay olmadı, eve gitmek istediğini söyledi. Herkes kalktı masadan Esin çantasını almak için geri döndüğünde "fincan hareket ediyor!" diye bağırdı Gökberk ve Turgay direk yanına gitti, Gökberk'in anlayabildiği tek şey şuymuş "yat bitti"
G: Yat bitti, ne demek olabilir bu sizce?
B: Acaba limanlarda yat mı kalmamış onu mu anlatmaya çalışıyor?
G: gibeyim senin dalga geçmeni kızlar kusura bakmayın ama küfürü hakediyor Barış.
B: Ya olum ne bileyim şaka gibi geliyor bana, hepiniz anlaşıp öyle mi geldiniz anlamadım ki?
Hepsi ile vedalaştıktan sonra korku içinde tekrar doğum günümü kutlayıp gittiler, ben bütün gece ne yapacaktım lan koskoca evde, tek başıma? Ya harbiden dalga geçmiyor da, Damla'nın söylediği kırmızı gözler doğruysa? içimi birden korku kapladı ve evdeki bütün ışıkları açtım, televizyonun sesini yarıya kadar getirdim, uyumak istemiyordum. Kanepede otururken aklıma pasta geldi, bari pasta yiyeyim diye mutfağa gittiğimde pastanın üzerine basılmış gibi ezildiğini gördüm. Tezgaha koyduğum yerde üzerine basılmış gibi duruyordu. -
11.
+1Telefon çaldı, gittim telefonu açtım "Alo alo" diyorum ses yok, homurtu var yalnızca, kapattım telefonu kapatır kapatmaz bir daha çaldı açtım babamın sesini duydum "Barış eve geliyorum oğlum patrondan izin aldım senin doğum günün olduğunu söyledim sağolsun izin verdi" Tamam baba diyebildim sadece, oturdum kanepeye ve başladım beklemeye. 45 dakika ya geçti ya geçmedi geldi babam elinde bir kutu vardı. Girdi içeri, anneminde birazdan geleceğini söyledi. Kutuyu gündüz açmamı söyledi, bende koydum yatağımın yanına tekrar geçtim içeri babamın yanına. Tam oturmuştum ki telefon çaldı babam açtı, arayan Gökberk'ti verdi telefonu bana.
G: Alo Barış, hacı nabıyosun var mı bi sıkıntı?
B: Yok aga da ben ufaktan korkuyorum ya.
G: Hacı Damla kafayı yemiş evde. Duydun mu bağırışmaları?
B: Yoo duymadım ne olmuş ki?
G: Damla annesini bıçaklamaya falan çalışmış. Kapı önüne çıksana sen.
Babama Gökberk çağırdı çıkabilir miyim dedim fazla durma biz senin için eve geldik bugün dedi, indim kapının önüne 2 dakika sonra Gökberk ve Turgay geldi, ikiside sesleri duymuş ben duymamıştım. Acaba niye duymadım diye düşünüyordum. -
12.
+1Tam kendi aramızda konuşurken Damla çıktı dışarı, sol elini yumruk yapmış bize doğru geliyordu. Ne oluyoruz lan demeye kalmadan bu Gökberk'e bir kere vurdu.
G: Damla nabıyosun sen kendine gel lan!
D: Senin yüzünden gözümün önünden gitmiyor şimdi o gözler mutlu musun şerefsiz!
T: Damla bi sakin ol ne oldu anlatsana?
D: Kes sesini Turgay. Tam uyumak için yatağıma yatmıştım gözlerimi kapatır kapatmaz o gözleri gördüm tekrar, kendime geldiğimde sağ elimde bıçakla annemin başındaydım babam kolumu tutuyordu.
Biz duyduklarımıza inanamadık, ne oluyor la der gibi baktık birbirimize, Damla Gökberk'ten özür diledi ağlayarak tekrar eve gitti. Benim aklımdaki tek soru ben o bağırışları nasıl duymamıştım? -
13.
+1Gökberk ikimizede "Korkmayın be olum bişey olmaz geçicidir bu" dedi evine gitti, Turgayla biraz muhabbet edip olanlar hakkında konuştuktan sonra eve girdim, babam televizyon izliyordu. Telefon çaldı, açtım telefonu babam!
Babam : Babacım nasılsın? Kusura bakma bu akşam yanında olamıyoruz ve üstüne ben mesaiye kalacam yarın geç gelecem.
Ben arkamı döndüm direk, babam sandığım şey orada yoktu. "Tamam baba, kolay gelsin" diyerek telefonu kapattım ve direk söylediğim şey "Ananı gibeyim" oldu, Gökberk'i aradım, söyledim olayı "Bir şey olmaaaz hayal görüyorsundur" dedi ve suratıma kapattı telefonu züt veren. Ben nasıl uyuyayım şimdi diye düşündüm kendi kendime ve o an aklıma babam sandığım şeyin getirdiği kutu geldi, odama gittim kutu oradaydı. Açtım kutuyu açtıktan sonra ortalık kapkaranlık oldu, gözlerimi açtığımda annemle babam yanımdaydı ve saat öğlen 2ydi.
B: Anne, baba? Ne oldu bana ya?
A: Oğlum geldiğimde yerde öylece yatıyordun nefes aldığını farkedince herhalde uyurken yataktan düştün zannettim ve yatağa kaldırdım seni. Daha sonra kendi kendine sayıklamaya başladın benden uzak dur diye, baban geldi ona anlattım uyanmanı bekledik.
Hagibtir lan ne oluyor derken birden aklıma dün akşam geldi, ruh çağırmaya çalıştığımız zaman.
B: Anne biz dün akşam Gökberk ve diğerleriyle korku filmi izledik ondan korkmuşumdur dedim. Annemle babam yanımdan gittiğinde kalktım direk tek tek herkesi aradım, önce Gökberk, sonra Turgay, sonra Esin ve Damla. Hepsinde durum normal gibiydi, taa ki parka çıktığımızda Damla'nın "Ben sanırım ne olduğunu anladım" demesine kadar. -
14.
-3Uyuyayım ben, yarın kaldığım yerden devam edecem.
-
15.
0Broo eger sacma bir yere baglarsan fena kufur yiyecen :D
-
16.
0rezz rezz
-
17.
+1capsi görünce okuma isteğimi aldı zütürdü amk ahahaha
-
18.
0Rezerved amk sarıyor
-
19.
0Harbiden sardi rizorvirt
-
20.
0rezarvuar