10 15 dakikalık beklemenin ardından muavine biletini gösterip otobüsteki yerime yerleştikten sonra şu yolculuk bi an önce bitsin diye dua etmeye başladım ve tam o sıralarda otobüs hareket etti.
Hiç bilmediğim daha önce gitmediğim sadece haberlerde orda burda gördüğüm bi şehre gidiyordum.
Antalyaya vardığımda ya sudan çıkmış balık gibi olup milletin beni ayakta gibmesine izin verecektim ya da umursamaz tavırlarla işlerimi halletmeye çalışacaktım.
Kafamdaki sorulara cevapları yine kendim veriyordum ama görmediğim için sadece iç rahatlatıcı oluyordu.
Başıma neler gelecekti kim bilir neler...

Beyler hikayeyi yarım bıraktı gibtiroldu gitti falan demişsiniz de fırsat buldukça yazacağımı yarım bırakmayacağımı söyledim. Ve bırakmayacağım. Belki size bi yardımım dokunur hayat hakkında ya da sadece vakit geçirmeniz için bi hikaye olur. Okuyun ve sabırla bekleyin her fırsatta yazıyorum. Bi ilişkim var şuanda. Açıkcası hayatımı ve herşeyi 2.plana atıp buraya odaklanamam. Anlayışla karşılamanızı umuyorum.
Yazmaya devam ediyorum.

Ben de kafamı cama yaslamış dışarıdaki ağaçları izliyorum. Önümdeki tv açık ama bazen çekiyor bazen çekmiyor. Dandik alet işte hepsi aynı tak. Amk usb portu koymuşlar takıyosun şarj olmuyor telefon ne biliyim bağlanmıyor. Televizyonların benim için en iyi kısmı bazılarında okey var,101 var. Onun harici başka işe yaramaz. Herneyse.
Aradan 1-2 saat geçmişti ki muavin servise başladı.
Hemen 1 kek 1 de meyvesuyu kaptım kendime. Kahvaltı olsun diye.
Sabah sabah sigaraları köklemişim aç karnına midem leş olmuş bi lokma bişey girsin dimi.
Ha bi de beyler otobüste karı kız yoktu o yüzden bi macera beklemeyin. Gördüysem de hatırlamıyorum.
Otobüste çok fazla bişey olmadı otur otur kıçımın kökü ağrıdı o kadar. Bi de en sinir olduğum kısım otobüsün terminallerden yolcu alması.

Anlayacağınız otobüs yolculuğu sinirli geçiyordu.
Afyon'du sanırım orda bi yerde mola verdik karnımda köpek gibi aç dedim şurdan bişeyler alıp yiyiyim ama bütçe kısıtlı.
Afyonun sucuk döneri meşhur ablalarda onu satıyor büfe açmışlar. Gittim dedim 1 yarım ne kadar? 10 lira çekti amk. Alır mıyım lan almadım tabi.
Tesisin içerisine gidip 1 tost 1 ayran aldım ona da 7 8 lira bayılmışımdır ama yarım ekmeğe 10 lira verecek kadar enayi değilim.

Yemeği bitirdikten sonra tuvalet ihtiyacımı giderip otobüse bindim. Oteli arayıp nasıl gelececeğimi sormak için telefonu cebimden çıkarıp 242li numarayı tuşladım.
Ulaşım hakkında bilgilendikten sonra yemeğin verdiği çöküntüyle birazcık kestireyim dedim. Zaten antalyaya vardıktan sonra da bi ton yol çekicem.

Gece yarısına yakın antalyaya vardım ve terminaldeki servislere gidip laraya hangisinin kalktığını sorduktan sonra beklemeye başladım. Beklerken sigara yakmamak olur mu olmaz çıkardım içerisinde 5 6 dal kalmış paketi içerisinden aldım 1 tane başladım tüttürmeye. Sanki tüttürünce vakit daha hızlı geçecekmiş gibi.
20dk bekledim ya da beklemedim servisçinin arabaya bindiğini görüp ben de peşi sıra atladım.

Terminalden otel 40 50dk sürdü. Baya uzakmış amk tam ters yönmüş.

Panpalar siz bunları okuya durun ben de laptoptan oteldeki anılarıma ait fotoğrafları bulayım. Diğer partlarda atıcam.

Otele vardım girişteki yetkiliye burda işe başlayacağımı görüşmek için geldiğimi söyledim. Şuanda işe alımla ilgili birisi olmadığını ama lojmanda kalabileceğimi söyledi. Mecburen tamam dedim gecenin bi vakti nereye gidicem.
Oteldeki gece mesaisi bitenlerle birlikte servise doluşup lojmana doğru yola çıktık kısa süreli yolculukta içim kıpır kıpır oldu. Hiç tanımadığım biriyle kalıcam. Yarın muhtemelen iş başı.

Ha bi de görevli adam lojman güvenliğine beni onun gönderdiğini idareten kalacağımı herhangi bi odaya yerleştirmesini söylememi istedi.

Lojmana vardık ve söylediklerini aynen ilettim adam tamam yeğenim gel dedi seni bu odaya verelim. Adamla beraber gittik odaya girdim teşekkür ederim dedim kapattım kapıyı. Arkamı bi döndüm kocaman bi abi elinde de lark, içiyor. Çok sağlam bi abiydi daha sonra anladım. Hatta lark bile içtim.

Hemen tanışma faslına geçtik. Ben e*** böyle böyle vsvs
Tanıştık ettik.
Ben bavulu açtım şort tişört giydim girdim yatağa.
Odayı anlatıyım birazcık. 2 kişilik oda 1 balkonu var. Mutfak yok. Banyo tuvalet. Ama gayet iyiydi oda.

Yatağa girdim ama uyuyamıyorum baya zorladım kendimi uyumak için. Saat yaklaşık 3 gibi bayılmışım. Hiç hatırlamıyorum.
9 da abi kaldırdı mesai o saatte başlıyormuş gidelim beraber seni yetkili abiye ulaştırayım dedi. Tamam abi dedim giyindim çıktım.

Vardık otele bana müdürün odasını gösterdi girdim.
Müdür - Ben

Müdür: Hoşgeldin e***
B: hoşbulduk efendim.
M: efendim demene gerek yok abi diyebilirsin. Rahat ol.
B: hebebe kemküm tamam öyle diyim abi...

Müdürün bu şekilde konuşması beni rahatlatmıştı. Be kadar hiyerarşik düzen olsada senin üstündeki insan seni sıkmıyorsa baskı yapmıyorsa rahat çalışırsın işini benimsersin.

işe alındım. Ve mesaiye başlamadan önce 1 şort 1 tişört verdiler üniforma olarak. Giyindim hemen çıktım dışarıya havuzbaşına. Benim ekipten arkadaş geldi yanıma kardeşim hoşgeldin boşgittin benim ismim bu. Memnun oldum ettim. Tanıştık.

Neler yapacağımı, etkinliklerin ne zaman başladığını, benim bugün görevimin ne olduğunu söyledi.

Samimi söylüyorum 1 hafta boyunca günde 3 defa yaşlı amcalara dedelere dart oynattım.

Ha bu arada artık lojmanda kalmıyordum. Animatörler otel içerisinde kendilerine ayrılmış odada kalıyormuş. Beni de aldılar.
Ama oda leş. 1 oda da 5 kişiyiz. Odalar geniş ama geniş olsa nolur 5 tane taşşak var.

1 haftalık dart maceramdan sonra artık havuz oyunları ve plaj oyunlarona başlamıştım.

Bu fotoğraf havuz başından Alman bi bebe :

http://imgim.com/A3z35q.jpg

Beyler bi şuku verin, entry girin göreyim burdamısınız?

Beyler biliyorum baya ihmal ettim ama 4 gün boyunca boşum ve bu 4 gün içerisinde hikayeyi bitireceğim. Atacağım partlarda fotoğraflarda olacak. Ve partları olaylara göre yazacağım. ilk part geliyor yerinizi alın.

ilk defa yaptığım bi iş olmasına rağmen insan ilişkilerinde iyi olduğum için çabucak adapte oldum ama az buçukta olsa utangaçlık vardı. Hala var aslında kaç yaşına geldim yine de birazcık utangacım.
Herzaman ki gibi sabah 9 da kalkıp restorana kahvaltıya çıktım. Beyler biz diğer müşteriler gibi kahvaltı yapamıyoduk masaya oturup hayvan gibi abanamıyoruz yemeklere. Sabahta morning turu attığımız için vakitte yoktu ayrıca. Kendime 2 tane karışık tost yapıp bi de yanına çay alıp aşağıya dj kabinine gidip yumulmaya başladım.
işe başlayalı 2 hafta olmuştu nerdeyse ama hala bende tık yok. Animasyon demek gerçek anlamda eğlenmek ve işi biliyosan ciks demek.
Tostu bitirdikten sonra elime mikrofonu alıp; ingilizce,almanca,rusça misafirlere günaydın demeye havuzbaşına çıktım.
Yavaş yavaş gülümseyerek geçerken havuzun arka taraflarına doğru snack barın oraya geldiğimde dehşete kapıldım,elim ayağım titremeye başladı. Böyle bi güzellik olamaz daha önce görmemiştim belli ki yeni gelmişti otele. Morning turunu bitirdikten sonra tanışmak için bişeyler yapmam gerek diye düşündüm. Ne yapabilirdim? Etkinliğe alabilirdim.

http://imgim.com/E3mG6A.jpg

Su topunu yapacak arkadaştan rica ettim bugün ben yapsam sabah ki etkinliği diye. Çocukta dünden razı direk kabul etti.
Takımları ayırmak için bandanalar kullanıyoruz. Kırmızı ve Mavi. Bandanaları aldım elimde de topla havuzun yanına gittim oynayacak insan aramak için.
Su topunu oynatırken kızlar ağırlıklı yapıyodum ki belki 3 5 tanesini ellerim diye öyle de oluyordu. huurlar dünden razı gibilmeye. 1 2 3 4.. derken 2 takımda hemen hemen hazırdı ama ben onu da istiyordum. ismini vereceğim zaten gibseler bulamazsınız. Ekaterina. Rus. 18lik çıtır.

Ekaterina'nın yanına gittim ve büyük ısrarlar sonucu ikna edip kendi takımıma aldım. Niye kendi takımıma aldım diye sorarsanız. Ona samimi yaklaşmak, sürekli onu oynatmak, ilgisini çekmekti amacım ve öyle de oldu.

Her top bana geldiğinde ona atıyordum. Sayı yapmasını sağlıyordum. Dipten yüzüp yanında bi anda beliriyordum.
O da onla ilgilendiğimi farketmişti belli ki çünkü aynılarını bana yapıyordu.
Oyun 30dk sürüyordu. 30dk dolunca oyunu bitirdim ve havuzdan çıktım. Oyunu da biz kazandık bu arada.
Ekaterinanın yanına gidip gerçekten çok iyi oynadığını söyledim tebrik ettim ve bundan sonraki yaptığım oyunlarda kesinlikle geleceksin dedim. (Bu konuşulanlar ingilizce). Seve seve kabul etti.

Ha bu arada daha yeni tanıştık ismim e*** dedim o da ekaterina dedi. Memnun oldum falan fistan...
Yanında ayrılıp malzemeleri yerine koydum ve öğle yemeği için hazırlanmaya başladım.
Duş alıp şortumu ve animasyon tişörtümü değiştirip havuzbaşına geçtim.

Öğle yemeğinde genellikle sosis, salam,sucuk, pişi yani hızlı yemekler oluyordu.

Gözlerim ekaterinayı arıyordu ve onun masasına geçmem lazımdı ama henüz gelmediğini farkettim. Biraz kuytuya geçip beklemeye başladım.