Okul da resmi olmasa bile bana göre bittiğine göre önümde yapmam gereken bi kaç şey kalmıştı.
3+1 evde 2 kişi kalıyordum öncelik olarak ev arkadaşımla konuşup seneye de benle kalacak mı kalmayacak mı bunu öğrenmem lazımdı.
Koca evde niye 2 kişi kalıyosunuz diye sorarsanız önceki senelerde 4 hatta 5 kişi kalıyorduk ama benim ailemden ötürü maddi yetersizlik yüzünden arkadaşlarım evden ayrıldı adamlar da sıkıntıya mı girsin mk tabiki çıkacaklar evden herneyse.
Ben - Ev arkadaşım
B: kardo seneye kalacak mısın evde?
Ea: kanka bilmiyorum ya
B: olum evet ya da hayır de seni zorla turmuyorum kırılmam.
Ea: kanka kalmıcam çünkü ev sahibi aradı baya laf etti hem ben buralıyım gidip ailemle kalayım daha iyi.
B: tamam bro.
Ev arkadaşım buralıydı onu söylemeyi unuttum. Ailesinden ayrı kalmak nasıl onu görmek için yanımda kalıyordu.
Ev sahibinin çocuğu aradığını kirayı istediğini öğrenince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Cebimde kiraya yetecek para yok ve bursumun yatmasına daha 3 koca gün vardı.
Hemen ev sahibini aradım ve durumu açıkladım. Adamla tartıştık haklıydı ayın 1i diye anlaştığımız kirayı 5 gün geciktirmişiz ve ben 3 gün daha istiyordum. Rica ettim lütfen dedim abi durumlar böyle böyle zor da olsa kabul etti.
O an evden çıkmaya da karar verdim ama kirayı vermeye gittiğimde söyleyecektim.

Ev işini de hallettiğime göre geriye faturalar kalmıştı. Cebimde kalan az çok parayla onları ödeyip rahatlamayı planlıyordum.
Ev arkadaşımdan yarısını alıp onları ödemeye çıktım faturaları ödedikten sonra biraz hava alıp çay kahve içip arkadaşla buluşmaya karar verdim.
Fatura işini de halletmiştim ve hemen arkadaşımı aradım.
ismi serhat olsun. Hala arkadaşım dediğim için kendime kızıyorum...
B - Serhat
B: kanka nerdesin?
Serhat: evdeyim kanka hayır mı?
B: öylesine aradım olum akşam işin var mı? Bi kaç bişey içeriz?
Serhat: he tamam kanka haber et çıkmadan.
B: kardo ben dışardayım kafeye geçiyorum bi çay kahve içeyim akşam ararım.
S: tamam kanka.

Serhatla da konuşmuştum akşam buluşacaktık. Havalar ısınmaya başladığı için üstümde tişört ve ince bi hırka vardı.
Kafeye geçip kendime bi kahve doldurdum ve sabah düşündüğüm yaz planımı ayarlamak için araştırmalar yapmaya başladım.
Birsürü gezmeyle alakalı web sayfasında dolaştıktan sonra iş imkanları nerelerde fazla nerelerde az diye bakınıyordum.
Seçenekleri eledikten sonra 2 şehir kalmıştı.
izmir - Antalya
Yabancı dil okuduğum için ve iş imkanları daha iyi olduğu için antalyayı seçtim.
"Bölümüm almanca tercumanlıktı mezun oldum artık."
Evet antalyaya gidecektim ama ne iş yapacaktım?
Dil ile alakalı olan mesleklere göz gezdirdim ve hala öğrenci olduğum için en garanti iş garsonluktu. Daha önce de yapmıştım haftada 2 gün de hala yapıyordum.
Antalya ve Garsonluk fikrini kafamın bi köşesine attım.
Bunları yaparken vakit te bayağı geçmişti o kadar düşünürken sigaralarıda ardı ardına yakmıştım habersizce.
Hemen kalktım ve hesabı ödedikten sonra serhatı aradım kardo bara geç ben geliyorum diye.

kimse var mı orda? bi sesiniz soluğunuz bişeyiniz çıksın beyler. şuku falan atın da göreyim...

Lanet olası şehrin havası da ne anlaşılmaz. Gündüz sıcak akşam soğuk. Üstüm ince olduğu için üşümeye başladım ve hava da kapatmıştı iyice.
Hızlıca bara doğru giderken marketten bi paket sigara aldım. Bir kaç dakika sonra bara gelmiştim.
Bu bar aynı zamanda haftanın 2 günü köpek gibi çalıştığım yerdi. 3 katlı taktan bi yer ama çaresizdim çalışmak zorundaydım.
3.kata nam-ı diğer mabed'e çıktım.
Arkadaşlarla selamlaştıktan sonra "1 tane herzamankinden" diyerek siparişimi verdim. Herzaman ki dediğim şey "50cl efes arjantin bardak"
Biramı yudumlayıp serhatı beklerken bi sigara yaktım. Sigaranın yarısına gelmiştim ki serhat girdi içeri.
Serhat hafif kısa boylu baterist upuzun sarı saçları olan bi arkadaş.
Selamlaştık ve oturmasını istedim.

Serhat da birasını ısmarladı ve tokuşturduktan sonra yudumlamaya başladık.
Genelde serhat beni arar telefonla bu sefer ben aradığım için meraklı ve endişeli bi şekilde sordu.
S: Hayırdır kanka bişey mi var?
B: yok be olum sadece yaz için plan yapıyordum onu anlatacaktım senin de fikrini aliyim istedim.
S: anlat bakalım neymiş
B: kanka yazın otostopla antalyaya gidip orda yaz boyunca çalışmayı düşünüyorum durumları biliyosun o yüzden.
S: kanka bence olur gibi hem kafa dağıtırsın hem para kazanırsın gibiş sokuş saymıyorum bile yakışıklı adamsın vesselam.
B: senden de onayı aldığıma göre bu iş tamamdır.
Serhat planımı iyi bulmuştu ve bana desteğini göstermişti. Bu beni daha da hevesli yaptı.
Biralarımız bitmiş yenileri gelmişti hava da iyice soğukluğunu çektiğim sigarayla ciğerlerime kadar dolarak belli ediyordu ama umursamadım kışın doğalgaz faturası çok gelmesin diye 3 kat yorganla yatan adamdım hayırdır dedim kendi kendime.
Biralar gitti geldi gitti geldi 3 4 5 derken saat 12 yi bulmuştu. Serhatla sohbetimizin de sonuna yaklaşıyorduk.
Kardo dedim hadi kalkalım. Kafasıyla onayladı ve hesabı ödedik.
Dışarı çıktığımızda alkolün verdiği yetkiyle soğuğu hissetmiyordum bu iyi bişeydi hafif çakır olan kafamla eve gidince iyi bi uyku çekecektim. Serhatla vedalaştık evin yolunu tuttum.

Dediğim gibi alkolün etkisiyle yatağa girer girmez uyudum.
Odam konum itibariyle sabahın ilk ışığını alan yerdi ve o camdan yansıyan hafif sıcaklıkla çok erken bi vakitte uyandım.
Okul da bitmişti sabahın bu saatinde kalkıp ne gib yicem diye kendi kendime söylene söylene gidip bi bardak su içtikten sonra peşimden sürüklediğim yorganla salona gidip uyudum. Normal de uyandıktan sonra bi daha asla uyuyamazdım ama koltuk o an bana dünyanın en rahat yatağı gibi gelmişti. Yorganı göğüs kafesime kadar çektim ve uykuya daldım.
Bilinçaltımda kalan yaz planım rüyama girmişti.
Rüyamda antalyada kafede garson olarak çalıştığımı gayet mutlu olduğumu görüyordum. O kadar mutluydum ki hiçbir sorunum yokmuş unumu elemiş eleğimi asmış kazandığım 3 kuruşla maldivlere tatile bile gidecekmiş hissi vardı.
Mutluluğum çok uzun sürmedi ev arkadaşımın beni uyandırmasına kadar.

Kanka saat kaç oldu hadi kalk bi kahvaltı yapalım dışarı çıkalım azcık beraber vakit geçirelim dedi.
Uzun süreden sonra mutlu olduğumu hissettiğim anda beni uyandırması sinirlendirmişti ama çocuk nerden bilecekti ki rüyamda mutlu olduğumu. Koltuktan doğruldum ve tamam dedim elimi yüzümü yıkıyim kahvaltıyı yapalım hazırlanıp çıkalım dedim.
Hemen gittim sabahları yaptığım rutin işlerimi halledip kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Ben menemen yaparken ev arkadaşım da masayı kurdu. Öğrenci evi işte fix şeyler. Menemen zeytin peynir ekmek.
Kahvaltımızı yaptık ben üstümü değiştirdim ve dışarı çıktık.
Her zaman gittiğimiz kafeye geçip kendimize 2 tane ay aldık.
Ev arkadaşımın planımdan haberi yoktu ona da söyleme gereği duydum fikirleri az da olsa önemliydi. Ben zaten destek istediğim yerden desteği almıştım o na sadece laf olsun diye anlatmak istedim.
Anlattıklarımı 2 göz 2 kulak dinledi ve
Kanka yaparsın ama
Ama dedim? Ama ne?
Nerde kalacaksın?
işte o an kafamda şimşekler çaktı. Harbi dedim lan nerde kalıcam? Kafede kalamam? Kafeler barınacak yer sağlamıyordu.

Ev arkadaşımın bunu söylemesi gerçekten iyi olmuştu kırk yılın başı bi işe yaradı pekekent. Bu arada hala görüşürüm onunla. Evlendi. Mutlu.
Ulan dedim o zaman ne iş yapıcam? Hala öğrenciyim tercümanlık yapamam yapsam bile yine kalacak yerim yok.
Antalyadaki oteller aklıma geldi. Otelde çalışabilirdim direk bölümümle de alakalı turistler! Samet kendi telefonundan ben kendi telefonumdan otel bakmaya başladık. Kemer... alanya... manavgat... side... merkez... kaş... yok yok oraları istemiyodum. Çok kırsal olmasın merkeze yakın olsun istiyordum. Lara/kundu bölgesi evet işte burası en ideal bölgeydi. Bu bölgedeki otellere baktık eleman açıkları var mı diye.
Bingo! Cso animatör arıyordu. Hiç yapmamıştım ama elimden her iş gelirdi tam bir kalifiye elemanım işte...
Hazır olan cv mi biraz daha pekiştirerek gönderdim artık sadece cevap vermelerini bekliyordum. Tek oraya bel bağlamakta olmazdı başka otellerede cv gönderdim ama nedendir bilmiyorum o otel benim içime sinmişti. Orayı istemiştim daha çok. Sebepsizce.

Okuyan varsa eğer şuku atsın ya da entry girsin de göreyim... Cidden kendi kendime yazıyorum gibi şuan.

Az çok bilginiz varsa çoğu otel / 5 yıldız ve üstü çalışanlarına lojman sağlar. Mağara gibi olur ama yine de kalırsın kalmak zorundasındır çünkü ekmeğinin peşine gitmişsindir oraya.
Herneyse devam ediyorum.
Aradan 2 gün geçti ben hala otelden-lerden cevap bekliyordum. Sabah yine erken kalkmıştım ama kfamda bi tilki dönüyordu ulan bişey yapacaktım ama ne yapacaktım? Zınnnzz zınnnzz telefonun titreşimiyle ne yapacağım konusuna açıklık gelmişti.
Arayan ev sahibiydi.
Es: alo kardeşim
B: efendim abi?
Es: kardeşim nerdesin bak kaç oldu saat beni mi öteliyorsun.
B: abi yok getiricektim bugün daha yeni kalktım falan filan.
Es: ben anlamam ulan kalk getir şu parayı çileden çıkarmayın adamı altıüstü üçbeş kuruş vereceksiniz. Çabuk getir.
B: tamam abi geliyorum hemen.
O şekilde konuşması beni sinirlendirmişti tam bir sinir küpü olmuştum sabahın köründe bu şekilde bi telefon konuşması güne kötü başlayacağımın habercisiydi belkide.
Ayrıca dıbına kodumun davarı kirayı hep elden alıyor. Banka hesabı falan yok gibiğin.
Üstümü değiştirip hemen çıktım. Bi dolmuşa atladım ve ev sahibinin yanına gittim.

Ev sahibimi tanıtmak gerekirse.
Kendisi orta yaşlarda bi yemciydi evet bildiğiniz yemci kuş yemi o yemi bu yemi tak yemi bilimum hayvanlarla ilgili şeyler satıyodu pet shop ama tam değil.
Adamın sesi tok heybetli ve elleri nasırlıydı kendi kendime hep dalga geçerdim amk nasıl asılmışsa yılların emeğiyle elleri 2 cm nasırlı diye.
Dükkanın kapısına gelmiştim ama tırsıyodum adamı görseniz sizde tırsarsınız amk cidden bak.
Girdim içeri direk odaya aldı ofis gibi kasa falan var ufak bi yer mk yemcinin ofisi ne kadar olur 2 mt kare bi yer.
Abi dedim buyur kirayı veriyim.
Es: kardeş dedi bu ne kadar devam edicek böyle ben sizle mi uğraşıcam bundan sonra böyle yok adam akıllı gününde getireceksiniz. Yoksa gibtir olun evi boşaltın.
B: çıkıyoruz evden amk evine kalmadık halden anlamıyosan sokarım evine dedim.
Kirayı verip çıktım ordan. gibtir olun diyene kadar adam akıllı söylücektim abi kusura bakma ayıp ettik buyur bu son kira hakkını helal et diye. Ama küfür etti. Bende gibtir çekip çıktım.
züt lalesi hala sinirliyim ona.

Gececi tayfa burda mısınız?

Yolun karşısına geçip hemen bi minibüs durdurup eve geçtim evde daha fazla kalamazdım en azında 3 5 gün kalabilirdim ama fazlası olmazdı.
Hemen eşyalarımı topladım ve sameti çağırdım kardo dedim evden çıkıyoruz biliyosun ama ben seneye yine gelicem ben gelene kadar eşyaları senin ailenin evine taşıyalım mı dedim. Tamam dedi ayıp ediyosun mk sorduğun soruya bak.
Kendime en ihtiyacım olacak şeyleri ayırdım diğerlerini de kolilere bavullara doldurdum.
Koli nerden buldun diye soracak olursanız yan taraftaki marketten aldım. Çok detaya inmiyorum.
Ev arkadaşım işimiz bitince abisinden rica etti arabayla gelebilir misin eşya taşıyacağız diye. O da kabul etti sağolsun.
Çok fazla eşyam yoktu sıkıştıra sıkıştıra tek seferde hepsini arabaya doldurup zütürdük.

Ev arkadaşımın ve abisinin yardımı için bi jest yapmam lazımdı. Onlara çay kahve bişey ısmarlamayı teklif ettim zorla da olsa güzel bi yere zütürdüm.
Çaylarımızı yudumlarken;
Ea - abisi - ben
Ea: kanka noldu cevap var mı?
B: yok kanka 1 tanesi reddetmiş sanki astronot arıyolar amk.
Ea: gibtir et kanka bekleyelim çıkar bi tanesinden olumlu cevap.
A: hayırdır gençler ne iş?
B: yazın antalyaya gitmeyi düşünüyorum abi iş için bi kaç yere başvuru yaptık mevzu o.
A: afferin ulan sana. Hem burda çalışıp okuyosun hem de yazın boş durmayacaksın. Takdir ettim aferin. Bizim çocuğa da gelir inşallah böyle hevesler.
B: sağol abi eyvallah inşallah.
Ea: abi ne alaka şimdi ya niye beni taşlıyosun.
A: sus giberim belanı ekmek elden su gölden yaşıyosun az feyz al arkadaşından
Bu takışmalar biraz daha sürdü oraları gibtir edin.
Çayımız kahvemiz de bitmişti. Söğüt gölgesi değil mekan amk akşama kadar çöküp kalalım dedim kendi kendime.
Hesabı ödedim gizlice ve geldikten bi beş on dakika sonra çıkalım mı artık dedim. Aynen dedi ev arkadaşım. Abisi de onayladı. Kalktık.

Biz ev arkadaşımla çarşıya abiside eve gitti heralde ya da işe bilmiyorum sormadım.
Kirayı verdik.
Faturalar tamam.
Benim daha fazla burda kalmama gerek yoktu ama bi yerede gidemiyordum başvuru yaptığım yerlerden birbir olumsuz cevap alıyordum ama hala cevap vermemiş olan 2 yer vardı. 1i istediğim otel!
Ev arkadaşımla akşama kadar herzaman gittiğimiz kafede çay kahve içip tavla oynadık...
Ama benim içim kıpır kıpırdı sürekli telefona bakıp acaba cevap gelecek mi mail gelecek mi diye bekliyordum.
Cv me numaramı da eklemiştim ve mail yoluyla başvuru yapmıştım.
Yalvarıyodum kendi kendime nolur cevap o otelden gelsin diye...
Akşam olmuştu soğuklar iyiden iyiye gitmişti ama hala kırıklık vardı.
Ev arkadaşıma dedim yürü eve gidelim sıkıldım.
Tamam dedi.
Çocuğun ismini de söyleyeyim artık hep ev arkadaşım yazmaktan parmaklarım yoruldu. ismi samet bundan sonra böyle hitap edicem.
Eve gittik televizyonu zaplamaya başladık amk tvsinde herzaman ki gibi bişey yoktu saatte baya geç olmuştu zaten.
Samo dedim ben yatıyorum hadi sana iyi geceler

Yatıyorum dedim ama ne yatmak...
Uyku gelmiyor. Bir sağa dön bir sola dön içimde hala 2 yerden beklediğim yanıtları alamamanın verdiği heyecan var. Uyuyana kadar onların hayalini kurdum.
Ulan dedim kendi kendime düşünsene;
Çağırdılar seni görüşmeler herşey iyi geçti pat başladın işe... Hem para kazanıp hem eğleneceksin.
Animatörlüğü bilmeyen arkadaşlar için söylüyorum. Oteldeki tüm etkinliklerden sorumlusunuz. Spor faaliyetleri, Eğlence faaliyetleri, Akşamları şov-gösteriler.

Bunların hayalini kurarken uyuya kalmışım. Uzunca bi süre uyumak istiyordum işlerimi yoluna soktuğum için birazcık dinlenmek istiyordum.
Uyandığımda saat öğleyi geçmiş yüzüme vuran güneşten terlemiş bi vaziyette kalktım saat öğleden sonraydı 1-2 belki erken belki geç hatırlamıyorum şuanda çokta şaapmayın.
Uyanır uyanmaz hemen telefona yapıştım.
1 mail 3 cevapsız arama.
Maili açmadan dua ediyorum içimden inşallah dedim o oteldir lan inşallah!
Kilidi kaldırdım maile tıkladım ve evet! istediğim otel beni görüşmeye çağırıyordu.
sevinçten olduğum yerde yatakta debelenmeye başladım. yorganı bi sağa bi sola atıyorum yastığı duvara fırlatıyordum...
hemen cevapsız aramalara baktım.
2 samet 1 bilinmeyen numara.
sametin neden aradığını az çok tahmin ettim çokta önemsemedim açıkcası. samet işte ne diye arayacak...

Bilinmeyen numarayı aradım. normalde ne açarım ne de ararım. beni kimse aramaz zaten kolay kolay arayanlarda hep arkadaşlardır onlardır bunlardır yani.
Aramamın diğer sebebide numara sabit hattı. 0242 kodlu. Kodun neresi olduğuna internetten baktım ve ANTALYA.
Aradım insan kaynaklarından bi bayan açtı. ismini şuan hatırlamıyorum çokta önemli değil.
iK : Buyrun cso insan kaynaklarından ben m***
b: iyi günler beni aramışsınız, sanırım iş görüşmesi için idi. Çünkü hemen hemen aynı dakikalarda mailime iş başvurunuz onaylanmıştır görüşmeye gelin diye mesajda gelmişti.
iK: öncelikle isminizi öğrenebilirmiyim?
b: ben E***
iK: evet e*** bey başvurunuz onaylandı lakin 1 hafta içerisinde burda olmanız gerekmektedir aksi takdirde diğer başvuranlardan alacağız.
b: 1 hafta değil yarın ordayım!
dedim ve teşekkür edip telefonu kapattım.
sevinçten yerimde duramıyordum herşey yoluna girmişti ve öyle devam edecek gibiydi. bilirsiniz işte...
ardından sameti aradım ve
b: noldu lan aramışın sabah 2 defa
s: kanka eve gelirken bişey lazım mı diye soriyim diye aradım
b: yok la yok sen lazımsın direk gel, işin gücün bitince
dedim.
s: tamam kanka noldu la bişey mi var
b: sen gel mübarek dedim sürprizim var.
s: heycanlandırma lan bin gelicem hemen
b: tamam hadi kapat telefonu
Telefonu kapattım ve duş almak için banyoya geçtim. Üstümdeki herşeyden arınmak istiyordum. tertemiz bi sayfaya başlıyordum sonuçta yarından itibaren burda olmayacaktım ve yeni iş yeni arkadaşlar yeni bir şehir herşey yeni olacaktı. benim de yenilenmem lazımdı.

Okuyanlar var ise bu gecelik bu kadar. Artık uyuyacağım arkadaşlar. Yarın kaldığımız yerden devam edicez.
Hikayenin daha doğrusu, Geçmişimin sadece giriş kısmını yazdık. Olaylar bundan sonra başlıyor. Beni üstüste yaktıran olaylara çok az kaldı. Rezinizi alın. Şukunuzu ekgib etmeyin. Hadi iyi geceler...