-
4.
-1Anan yaşıyodu o tarihte sen nerden bilecen yiğen
-
3.
0Yaramın başı saygilar
-
2.
+1yooaahh mkkom
-
1.
+1 -1Şu anda burada bu yazıyı okuyorsunuz. içeriği az çok belli Türkün şanlı tarihi.Şanlı Tarihi dedim ama bütün Türk Tarihi yok malesef.Çok isterdim uzun uzun anlatmayı ancak alanım kısıtlı, vel hasılı kelam diyorum ki;sadece Osmanlı imparatorluğuna değineceğim. Burada neler var mesela; Osmanlı istihbaratı, politikalar, askeri düzen. Ancak şunu söyleyebilirim ki burada Osmanlı'nın karanlık yüzüne değinmeyeceğiz. Lakin şöyle bir özet geçmeden başlamak doğru olmaz.Tümünü Göster
Tarihte bilinen ilk uygarlık Türklerdir.M.Ö.6000 lerde boy gösteren Türkler ilk çiftçiliğe geçilme dönemlerinde belli bölgelerde toplanarak kendi kültürlerini oluşturmuştur.ilk Türk Kültürüne Anav Kültürü adı verilir. Bazı kaynaklara göre Sümerler de Türk'tür.Bu Sümerler mevzusunun üç farklı teorisi vardır.ilk teorimiz Aryen bir devlet olduğudur ancak Aryenler o coğrafyada M.Ö.1500 yılından itibaren bulunur ki buda ilk teoriyi çürütür. ikinci teorimiz Türkler. Türkler Altay dağlarından Mezapotamya'ya gelebilir. Sonuçta üç asırda bütün dünyayı gezmiş bir kavimden bahsediyoruz(Kavimler Göçü).Bu henüz yaşamakta olan bir teoridir.Üçüncü ve son teorimize göre ise Elamlılar yani ilk imparatorluk Elam imparatorluğu'nun devamı ,ki bilinen adıyla Antik Mısır da denebilir, olarak kurulmuştur. Bu teoride çok göze uzak bulunmaz. Türklerin ana vatanı Kuzey Moğolistan'daki Orhun Vadisi kabul edilebilir. Türklerin islam ile tanışması bilinenin aksine Araplar sayesinde değil iranlılar sayesinde olmuştur.ilk Türkiye kelimesini italyan filologlar Türklerin yaşadığı alana vermiştir.ilk Türk kelimesi ile Orhun Yazıtlarında geçer. Sonrasında atalarımız Altay ve Tanrı Dağları'nın arasında boylar haline ayrılmaya başlamıştır.Az çok bu zaman dilimi içinde de neredeyse en kullanışlı savaş tekniği olan süvari tekniğini oluşturmuştur. Tarihte bilinen ilk Türk Devlet adını alabilecek Devleti , Tomris HATUN efsanesinin hükümdarı olduğu Sakalardır. Ardına Hunlar ve bölünmüş devletleri (Ak Hun , Hun imparatorluğu'ndan bağımsız bir devlettir.)gelmiştir. Asya Avar , Sabir devletleride bu dönemin Türk devletleridir. Orta Çağda ise Göktürk Kağanlığı ,Kutrigurlar, Tuharlar, Hazarlar, Karluklar, idiller ve Uygurlardır. islamiyet sonrasında ise ;Karahanlılar, Peçenekler, Kıpçaklar, Şirvanşahlar, Gazneliler ,Harzemşahlar, Selçuklular, Selçuklu'dan tamamen bağımsız Anadolu Selçuklular ve Memluklar( Memluklar da bir Türk Devletidir.Çöl Türk diye de bilinirler) kurulmuştur. Bu dönemde beylikler de kurulmuştur ancak o konuya girersek uzar gider bu liste . Moğol istilasının ardına ,Bahri Hanedanlığı, Haleci Hanedanı, Osmanlı Devleti, Tuğluk Hanedanı, Timur imparatorluğu, Safeviler,Kırım Hanlığı, Babür imparatorluğu ve Afşar Hanedanlığı kurulmuştur. Dünya Savaşı sonrasında kurulan geçici cumhuriyetlerden sonra da Türk devletleri günümüzdeki Halini almıştır. Ancak bu devletler dışında yaşayan Türkmenlerde vardır.Ve en sonunda bu devletlere yol göstericilik yapacak olan Şanlı Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.Şimdiki halimizi bir göz önünde bulundurursak hiçbirimiz safkan Türk değiliz .Türk Devletleri listesi bununla da bitmez,bu kesilmiş, hatta ciddi miktarda kesilmiş bir listedir. Daha adını bile bilmediğimiz onlarca devlet vardır. Bazı yabancı uyruklu Türkologlara göre bine yakın Türk Devleti kurulmuştur.
Herneyse şimdi sayfalara ,kitaplara, kitaplıklara,kütüphanelere sığmayacak tarihimizi mümkün olduğunca kısaltarak yazdıktan sonra ana konumuz olan Osmanlı Devletine geliyorum.Bir takım kavramların sonrasında sultanların dönemlerindeki olaylardan, özel hayatlarına kadar anlatacağım.Bu çok kısa (!)giriş bölümü bittiğine göre ; Başlayalım...
OSMANLIDA TAHTA GEÇiŞ :Şöyle bir söz vardır belki bilirsiniz ; Dünyayı erkekler, erkekleri kadınlar yönetir. Osmanlı'da taht taliplerinin tahta çıkması II.Mehmet döneminden itibaren entrikalar ile olmaya başlamıştır. Hatunlardan birisi Padişaha erkek çocuk vererek Sultanlık mertebesine yükselir. Bu vakitten sonra ise kendi şehzadesi tahta çıksın diye elinden geleni yapar. Bunu yaparkende paşalardan ve askerden destek sağlamaya çalışır.Bu işe karışan paşaların kellesi elbet birgün gider, karışmayanlar ise elbet birgün azledilir.Eh sarayda tutunmak zordur.Şimdi diyelim ki şehzade tahta çıkamadı, yerine kardeşi çıktı. Tahta çıkamayan şehzadeye 2 seçenek sunulur.Ya sarayda kalarak göz önünde bulunur yada kendisine verilen sancağa gider ve emrine verilen asker ile yaşdıbını sürdürür ancak asker sayısında artış olduğu anda kellesi alınır.
Cülus Töreni:Cülus Arapça bir kelimedir ve "oturmak" anldıbına gelir. Bir padişahın vefatı veya tahttan indirilmesi sonrasında yeni padişahın, tahta çıkma törenidir. Cülus, Babüssade önünde yapılan en önemli ve görkemli törendi. ilk önce tahta Babüssaade önüne çıkartılır. 2. avluda askerler, ulema ve devlet adamları olur. Taht kapının önüne çıktıktan sonra desturla padişah gelip kapının önündeki tahta oturur. Sonra ilk veziriazam ve diğer vezirler, sonra kaptanıderya, defterdarlar, nişancılar, kazaskerler ve ulema padişahın eteğini öper, bağlılıklarını bildirirler. II. Mahmud'un cülusuyla beraber devlet adamları padişahın eteğini öpmez, yanına konulan bir örtüyü öperler. II. Abdülhamid ile beraber artık kimse padişahın eteğini öpmez, yakından veya uzaktan kişi kendisinin dört parmağını öpüp önce kalbine sonra alnına dokunup padişahı selamlarlar. Tören esnasında valide sultan veya haseki sultanlar adalet kulesinden töreni izlerler. Bu süre zarfında tören esnasında padişahın konuşması uygun değildir. Tören bittikten sonra Babüssaade'nin kapıları açılır ve padişah içeri girer. Böylece tahta çıkan kişi resmen padişah olur. Bu tören yapılmadan padişah olunamaz. Daha sonra tellallar bütün payitahtı sokak sokak gezip yeni padişahın tahta çıktığını halka bildirirler. Törenden sonra bütün vilayetlere yeni padişahın tahta çıktığı bildirilir ve ilk cuma namazında padişah adına hutbe okunur. Cülus merasiminin ardından kapıkulu askerlerine cülus bahşişi (cülusiye) dağıtılır.
Askeri Düzen : Osmanlı'nın askeri düzeni temel olarak tüm Türk Devletleri'ninki ile aynıdır;Turan Taktiği. Ancak ben burada biraz daha detaya inmek istiyorum. Osmanlı sağ ve Osmanlı sol , yani kanatlar beylerbeyi askerlerinin ve paşaların emrindeki askerlerin oluşturduğu yapılardır.Bu bölgelerde genellikle 'Sipahi' denen ağır zırhlı tımar süvarileri olur. Bunların birçoğu Beylerbeyi Orduları'na mensup olsalar bile padişahın emrinde de bulunanları görülür. Sipahiler tam donanımlı askerlerdir. Bunun yanı sıra kanatlarda Azap ve Başıbozuklar da bulunur ancak az miktardadır.Bu yarı donanımlı sınıfından sayılan askerler aslen padişahın emrinde göbekte bulunurlar. Birde donanımsızlar vardır ki ;Müsellemler. Bu askeri sınıf yanlızca elindeki tırpan gibi tarım aletleri ile savaşır, genelde arkadan ordunun ağırlıklarının taşınmasına yardım ederler. Osmanlı göbekte ise Yeniçeriler , Tüfekçiler ,Topçu ocakları ve Azaplar bulunur. Turan taktiğini de hepiniz az çok bilirsiniz, o öne ricat vermek için çıkan askerler genellikle başıbozuklardır. Hatta burada şöyle de bir bilgi vermek isterim, Başıbozukların savaşırken gözü o kadar dönermiş ki farkında olmadan kendi askerlerini de öldürebilirlermiş.
Yıldız istihbarat Teşkilatı : Abdülhamit döneminde kurulan Türklerin ilk organize istihbaratıdır.O dönemde gelişen iç ve dış olaylar, Abdülhamid'i, doğrudan kendisine bağlı bir istihbarat teşkilatı kurmaya sevk etmişti. Bu olaylara örnek kendi veziri dahi başkalarının adına ve devlete karşı çalışır olmuştu. Bunun sonucu olarak Yıldız istihbarat Teşkilatı kuruldu. Teşkilat, emsallerinden farklı olarak devlete değil tek bir kişiye, Abdülhamid'e hizmet veriyordu. Teşkilat daha sonra, Abdülhamid lehine çalışanlar ve aleyhine çalışanlar olmak üzere ikiye ayrıldı. Teşkilat, ülke içerisinde özellikle Ermeni komitacılara karşı istihbarat faaliyetlerinde bulunmaktaydı. Bununla beraber yurt dışında da oldukça iyi organize olmuştu. Paris, Roma, Londra gibi çeşitli merkezlerde kişi ve kurumları yakından takip etmekteydi. Çok kısa sürede geniş bir coğrafyaya yayılan hafiyeleri sayesinde saraya, ayda 3000'den fazla jurnal gelmekteydi. Teşkilat, 1908 yılında Abdülhamid'in tahttan indirilişine kadar faaliyetlerine devam etmiştir.
Sığdıramadım devamı gelecek
(bkz: birzatimuhterem)
başlık yok! burası bom boş!