/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 35.
    0
    Recaizade
    ···
  2. 34.
    0
    Okuyorum pampa devam et
    ···
  3. 33.
    0
    Rez s.2 dıbına kodumun malları saçma sapan hikaye okurlar şunu okumazlar
    ···
  4. 32.
    +1
    Son parta 5 şuku yada son parttan itibaren 5 entry gelirse devam edicem. Kimse dinlemiyor gibi hissediyorum dıbına koyum
    ···
    1. 1.
      0
      Okuyom pampa yaz
      ···
  5. 31.
    +3
    Hala ona delilercesine aşık olduğumu söyleyememiştim. Zaten öyle bir sey olmasıda imkansızdı.

    2 hafta su gibi geçti. Tüm gücümle çalışıyordum. Sınav zamanı geldi. 8 kişi toplandık. Sırayla dövüştürücekti. Biz hercaiyle en son dövüşücektik.

    ilk dövüş kumral bir oğlanla bir kız arasındaydı. Kumral kız gerçekten çok iyi dövüştü ve dövüşü aldı. Senpai yanına geldi. Kızın eline bir silah verdi. Öldür onu dedi. Kız şaşırmıştı. Daha doğrusu orda olan herkes şaşırmıştı. Kız hayır dedi. Senpai oğlana dönüp benimle gelmeye hak kazandın. Kızı kampa geri zütürün dedi. 2 dövüş daha oldu. Kimse tetiği çekmeye cesaret edememisti.

    " Hercai sen benimle direk geliceksin. Bin Malik sen dövüşüceksin " dedi senpai bana. "

    Hercaiyle göz göze geldik.

    Karşımda 190 boylarında birisi vardı.

    " Başarılar " dedi.

    Şaşırmıstım.

    " Cedkan sen.."

    " Benim dedi. Hadi bitirelim şu işi kardeşim. " dedi.

    Dövüşü ben kazanmıstım. Elime silahı verdi senpai.

    " Öldür onu " dedi. Senpaiye baktım.

    " Hayır onu öldürmüycem. Ama senle gelicem " dedim.

    " Sana öyle bir seçenek sunduğumu hatırlamıyorum " dedi. Silahı senpaiye doğrulttum. Elim titriyordu. Cedkan ve Hercai bana endiseli gözlerle bakıyorlardı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Senpai maskesini çıkarttı.

    " Hadi yap evlat. " dedi.

    " Baba ! " dedim.
    ···
  6. 30.
    0
    Eğitim son hızıyla sürüyor. Ülkeler arası soğuk savas dönemi hala sürüyordu. Anlaşmaya varmaya çalışıyorlar ama herkes patlamaya hazır barut gibiydi. Ülke geneline sosyal medya yasağı getirildi. Halk tarafından tepkiler sürüyordu. Cumhurbaskanı kararlıydı.

    " Bu olayları atlatana kadar hic bir basın unsuruna izin vermiycez. Sadece yerel kanal ve yerel radyo işlerini sürdürücek. Olayları size tümüyle aktarıyoruz zaten. Endişe edicek bir durum yok "

    Dedikleri hala inandırıcı gelmiyordu. Son 1 yılda inanılmaz derecede yol katetmiştim. Ok kullanabiliyordum. Bazı teknikleri de öğrenmiştim.

    " Rusyaya gidiyoruz " dedi senpai.

    Neden der gibi baktım. Bir şey demedi.

    " Hazırlan " diye ekledi.

    Arkasından hercai geldi. Senpai yanımızdan ayrılmıstı.

    " Endiseli görünüyorsun " dedim.

    " Rusya yeni bir silah peşinde. Atom bombasından daha tehlikeli bir silah. Sadece tek tuşla milyonları öldürücek bir silah. " dedi

    " Nedir bu silah " dedim Hercaiye.

    " Kendi bünyelerinde çalışan bir giyim markasına zehirli kapsüller yerlestirmisler. Hangi marka olduğunu bilmiyoruz. Birlik ' in istihbaratı sadece bunu aktardı bize. "

    Hercai gerçekten çok boş bakıyordu. Ciddi bir şey vardı sanırım. Ama Birliğe hala güvenmiyordum.

    " istihbarat ne kadar güvenilir " dedim.

    " MiT ten daha güvenilir " dedi soğuk bir şekilde.

    Bir şey demedim eşyalarımı hazırlamaya gittim. Yanında 7 kişiyle senpai geldi.

    " Başka ajanlar olduğunu bilmiyordum. " dedim.

    " Hayır başka ajanlar yok. Sadece benle gidicek 3 kişiyi belirliycem. " dedi senpai.

    Hercaiyle göz göze geldik. Ben burda 7 aydır vardım. Onlar ise yaklaşık 3 yıldır burdalardı. Onları yenme şansım yoktu.

    "2 hafta sonra kararımı vericem. iyi hazırlanmaya bakın derim. " dedi senpai.

    Kafamı çevirdim. Kimseye bakmadan arkamı dönüp ordan ayrıldım. Hercaiyle her gece buluştuğumuz dağdaki mağaraya gittim. Burdan bütün yıldızlar gözüküyor ve insanı gerçekten ferahlatıyordu. Hercai geldi bir süre sonra.
    ···
  7. 29.
    0
    3 ay geçmiştı Hercaiyle tanışmamızın üstünden. Bu kamptaki tek insani yönümdü o benim. Hala suya vurmaya devam ediyorduk. Ne işe yaradığı hakkında en ufak fikrim yoktu.

    " Hercai kalasları getir. "dedi senpai.

    "Evlat gel buraya"

    Senpai beni çağırıyordu. Tası alıp kenara koydum. Hercai yi izlemeye koyuldum. 5cm kalınlığında kalasları getirdi önüme koydu.

    " Bütün gücünle vur " dedi senpai ciddi bir şekilde.

    " Bak suya vurdurdun tamam cesetleri koklattın ona da bir sey demedim. Ama elimi kırmaya gönüllü değilim. Sen kafayı yemissin iyice " dedim alaylı bir şekilde.

    Senpainin gözleri açıldı. Tekrar boynumdan tutup yere vurcak sandım.

    " Tamam. Dediğin olsun boynumu rahat bırak. " dedim.

    Hercai gülmüstü. Ona baktım birde kalaslara. 2 tane taşın üstüne koydum ve kalasa tüm gücümle vurdum. Çat diye ses geldi. Sanırım elim kırılmıstı. Ama bir sey hissetmiyordum. Kalası kırmayı başarmıştım.

    " Ama nasıl ? " dedim senpaiye.

    " irade gücünü sabırdan alır " dedi yine.

    " Bugünlük bu kadar. Sizinkiler de zaten araziden dönmüşlerdir. Yarın okla çalışıcaz " dedi.

    Başımla onayladıktan sonra Hercaiyle kampa doğru yola koyulduk. Konuşmamama yasağını hafifletmişlerdi. Maske olayınıda aşmıştık artık yüzbaşıyla. Yeni gelenlere sert davranıyorlardı. Rahatım yerindeydi diyebiliriz. Savaş sartlarında ne kadar olabilirse tabi.

    " Türkiye ve Rusya arasındaki gerginlik sürüyor. Halkın bir kısmın israille masaya oturulmasına karşı çıkıyor. Ülkenin genelinde israille ittifaka hayır protestoları tüm hızıyla sürüyor. "

    Yüzbaşı yine haber izliyordu sanırım. Kapısını tıklattım içeri girdim.

    " Ne oldu Malik " dedi gülerek.

    " Biraz konuşabilir miyiz efendim ? " dedim.

    Bir şey söylemedi. Ne diyeceğimi merak edercesine bana bakıyordu.

    " Sorun annem efendim. 4 aydır kendisinden haber almadım. En azından öldü mü onu benim için öğrenir misiniz ? " dedim.

    Gözlerini benden kaçırdı. Bir şeyler biliyordu ama saklıyordu eminim. Bir şeyler söylemedi eliyle git işareti yaptı. Odasından çıktım.
    ···
  8. 28.
    0
    panpa bak hala okuyorum on numara yazıyon aq devam et sen
    ···
  9. 27.
    0
    "Senpai bana köstebekler sana yolu göstericek demişti buraya ilk geldiğimde ama ben ortalıkta köstebek yuvası felan görmüyorum " dedim.

    Hafif bir kahkaha attı. Çok sıcak bakıyordu.

    " Bir gün anlarsın " dedi.

    Yine üstünde durmadım. insanları okumak konusunda başarılıydım. Bu üstüne gidilicek bir kız değildi.

    " Geç kaldınız " dedi senpai.

    "Uykucu uyanamadı bir türlü ve senin emirlerin işte uyandırma demiştin. " dedi hercai.

    Senpai bana bakıyordu. Açıkcası bu adamdan hiç hoslanmamıstım. Sesini maske aracılığıyla değistiriyor. Sesi sanki robot gibi çıkıyordu. Ve bu durum bile beni başlı başına rahatsız etmeye yetiyordu.

    " Taslara su doldur " dedi senpai bana

    Dediğini yaptım.

    " Suya vur " dedi.

    Şaşırmıstım. Suya vurmamı istiyordu. Dediğini yaptım. Suya vurdum.

    " Daha hızlı "

    Daha hızlı vurdum.

    " Çok daha hızlı "

    Dahada vurmaya devam ediyordum. Vur dedikçe vurdum. Su kalmamıstı tasta.

    " Git tasa su doldur " dedi.

    Kızmıstım.

    " Tastaki suya vurmayı mı yoksa adam öldürmeyi mi öğreticeksin " dedim.

    Sesim biraz fazla çıkmıştı. Hercai olanı biteni boş bir ifadeyle izliyordu. Ona baktım. Normalde gülmesi lazımdı. Niye boş bakıyordu. Kendi kendimle konuşmaya dalmışken. Senpai tek eliyle boynumdan tutup havaya kaldırdı. Nefes alamıyordum. Ayaklarım yerden kesilmiş. Senpaiye bakıyordum.

    " USTA !! "

    Hercai bağırdığıyla yere düşmem bir oldu. Nefes nefese kalmış boynum acıyordu. Senpai diz çöktü kulağıma

    " irade gücünü sabırdan alır "

    Dedi. Kızmıstım.

    " Sen kaçığın birisin " dedim.

    Tekrar doğruldu. Ayaka kalktı arkasını döndü ve

    " Tasa su doldur" dedi..
    ···
  10. 26.
    +2
    Yatağıma yattım. Evi özlüyordum. Ordan ayrılmak bana inanılmaz derecede koymuştu. iç geçirdim. Kim bilir şuan nerdeydi annem. Hücrenin kapısına vurdular. Hücre gözü içinden bir kağıt uzattı birisi. Kim olduğunu tam anlayamamıştım. Kağıtta hic bir sey yazmıyordu. Sadece aldım ve masanın üstüne koydum. Onu düşüncek ne halim vardı nede merakım. Güzel bir uyku çekmeliydim.

    Kalktığımda öğlen civarlarıydı. Neden bu kadar geçe kaldığımı bilmiyordum. Hücreden dışarı baktım. Klagib eğitimimizi yaptırıyordu gardiyanlar. 2 tane daha ceset vardı. Bunlara alışmıstım.

    " Günaydın uykucu "

    Kafamı çevirdim. Aynı tatlılıkla bana bakıyordu. Gülümsedim konuşmadan selam verdim kafamla.

    " Senpai uyandırmamamı söyledi. Hadi hazırlan tapınağa gidiyoruz. " dedi.

    " Adın ne ? " dedim.

    Döndü. Sorduğum soru karşısında şaşırmıştı.

    " El Faser " dedi.

    "Peki gerçek adın ne ? " dedim.

    Vücudunu bana geri çevirdi. Söyleyip söylememek arasında kararsız kalmıştı.

    " Hercai " dedi.

    " Hercai. Peki anlamı ne ? " dedim.

    " Duygusuz " dedi.

    " Niye bir anne kızına bu ismi koysun ki ? " dedim.

    Gözlerini devirdi. Dışarı doğru baktı. Kış olmasına rağmen bugün yakıcı bir güneş vardı. Gözlerini kısıp güneşe doğru baktı.

    " Bugünlük benim hakkımda bu kadar öğrendiğin yeter. " dedi.

    Üstelemedim. Kafamla onay verdim. Başımda bekliyordu.

    "Eeee ? " dedim.

    " Ne ? " dedi.

    " Çıkta üstümü giyineyim " dedim.

    Gülmüştü. Sonradan bende gülmüştüm. Dışarda cesetler varken benim buna takılmıs olmam benide güldürmüştü. Fazla üstünde durmadım. Tamam bir eğitim alıyorduk iyi hoştu ama insani duygularımı kaybedemezdim. Üstümü giyindikten sonra yola koyulduk.
    ···
  11. 25.
    0
    Akıt gelsin panpa
    ···
  12. 24.
    0
    Sen yaz panpa baya iyi bir hikayeye benziyor
    ···
  13. 23.
    +2
    Olum boşuna yazıyorum gibi hissediyorum. Ne şuku ne entry. Bir kendinizi belli edin dıbına koyum. Duruma göre devam ederim. Sahurculara 3 part attım miss.
    ···
  14. 22.
    0
    "ilk başlayanlar için iyi iş çıkarttın "

    Bu bir kız sesiydi. Kafamı çevirdim tekrar aynı kızla gözgöze geldik.

    " Biliyorum konuşmak yasak ama bu sadece kendi aranızda yani gardiyanlarla konuşmak serbest " deyip güldü ve maskesini çıkardı.

    Hala kinlenmiş bir bakışla yüzüne bakıyordum. Onu kampa ilk getirdiklerinde ben vardım. Oysaki şuan gardiyanim diyordu. Ya benimle dalga geçiyor yada ölmeye çok heveslenmisti.

    " Kampa ilk getirildiğinde ben başındaydım. Söylesene gardiyan olabilmek için yüzbaşının altına mı yattın üstüne mi çıktın ? " dedim.

    Yüzü hafif somurttu. Acır gözlerle bana bakıyordu. Yada söylediklerime içerlemisti. Ve bana kin duyarak bakıyordu. Tam anlamadım.

    " Otobüsle getirilirken casus olup olmadığını öğrenmek için ilk kez geliyormuşum taklidi yaptım. 2 yıldır burdayım. Senpai söyledi yeni ekip arkadaşım senmişsin sanırım. "

    Güldüm. Yüzüne hafif sırıtarak. Jason Statham bakışı attım ve

    " 1 numaralı kural yanlız çalışırım " dedim.

    Güldü. Bu salaklığı demin ki sözümü affetsin diye yapmıştım. Sanırım affetmiştide. Gözleri birden düzeldi. Ve cok sevecence bakıyordu. Yani bu şartlarda çok sevecence.

    " Evet filmlerle aram iyidir. Ama bu aralar televizyon izliycem vaktim olmuyor " dedi.

    Hoşuma gitmişti. Ellerimi çözdü. Elime bir şey sıkıştırdı.

    " Makirana. Gece başın ağrırsa yada aynı sesleri duyacak gibi olursan bunu suyuna karıştır iç. Ve lütfen kimseye söyleme " deyip gülmüstü.

    Elimdeki otu cebime koyup hücreme doğru ilerliyordum. Etrafıma bakındım. Yine Birlikten eksilenler olmuştu. Bayılıpta tekrar ayılamayanlar..
    ···
  15. 21.
    0
    Köstebekler konusunda sanırım dalga geçiyordu. Çünkü hafif birde gülme sesi yankı yapmıştı. O an kampın siren sesini duydum. Araziden geri dönüleceği zaman yüzbaşı bu sireni çalardı. Sese doğru gitmeye başladım. Çok geçmeyen bir yürüyüşten sonra diğer kamptakileri gördüm. Başlarında olduğum zaman ki kızda onlarlaydı. Saçından tanımıştım. Göz göze geldik. Bir 5 saniye baktıktan sonra yürümeye devam etti. Bende üstünde fazla durmadım. Zaten bugün yaşadıklarım bana yeterdi. Uyumam lazımdı. Kamp yerine ulaştığımda yine alanda toplanmıştı herkes.

    " Evet bugünkü sınava hazır mısınız ? "

    Demişti yüzbaşı gülerek. Ne sınavı zaten 10 saattir arazideydik. Yorgunluktan gebercekken birde sınav meselesi çıkmıştı. Yere çakılmış kazıklar vardı. Bizi çarmaha gerer gibi gerdiler. Aniden kafamda ağlama sesleri ve silah sesleri gelmeye başladı. Delirdiğimi düşündüm. Etrafıma bakıyordum herkes acı içinde kıvranıyordu. Maskeyle alakalı bir durum daha vardı sanırım. Bazı kişiler aniden bayılmıstı. Elektrosok cihazı getirdiler. Bayılanlara elektrik vererek ayıltmaya çalışıyorlardı. Tepki vermeyenler ise çoktan ölmüştüm. Aniden sesler kesildi. Karşımda babam duruyordu. Etrafıma bakındım herkes acı içinde kıvranmaya devam ediyordu. Şaşırmıstım.

    " Sen gerçek değilsin. Sen ölmüstün. Mezarına gitmistim. Her yıl gitmistim baba. " dedim.

    " Gel oğlum, bırak kendini bana gel. Gidelim burdan. " dedi babam.

    Etrafıma tekrar bakındım. Herkes kıvranmaya devam ediyordu.

    " Sen gerçek değilsin. Bugün de ölmüycem lan " diye bağırdım.

    Vücudumda aniden bir yanma hissettim.

    " Konuşmak yok " diye bir ses geldi.

    Sesin nerden geldiğini anlamamıstım. Etrafımda kimse yoktu. Babam hala karşımda duruyordu. Tam 3 saat babam karşımda durdu. Ve ben tam 3 saat ağlama ve silah sesleri dinledim. Kılımı bile kıpırdatmadan dinledim. Sadece bos boş babama bakarak dinledim...
    ···
  16. 20.
    0
    " Demek ismimi öğrendin. "

    Arkamdan geliyordu ses arkamı döndüm. Yine aynı maskeyle karşımdaydı. Yarısı siyah yarısı turuncu olan maskenin kenarı hafif yırtılmıştı.

    " Aklımda bazı sorular var umarım yanıtlayabilirsin " dedim.

    " Ne o yeni arazi arkadaşın hepsini yanıtlamadı mı " dedi.

    Maskesini hafif sıyırdı. Ağzı gözüküyordu. Nedense çok tanıdık gelmişti. Yada bu aralar tanıdık şeyler görmeyi o kadar özlemiştim ki. Sorusuna yanıt vermemiştim. Cedkandan bahsetmiycektim. Onu riske atamazdım. Hala bir sınavda olup olmadığı mı düşünüyordum.

    " Ne gibi sorular ? " dedi.

    Yüzü birden ciddileşmisti. Yani ağzından öyle anlıyordum.

    " Asker olarak yetiştirilceğimiz söylendi. Nedir bu suikast meselesi. " dedim.

    " Bak Bin Malik devlet bazı konularda yetersiz kalıyor. Hem dış bağlantılarımız hemde iç bağlantılarımız için bu örgütü kurduk. ismine Birlik dedik. Sorunlu çocukları toplayıp buraya getirdik. Evden kaçmış, evsiz yada hapishanede olanları.

    Sorunlu çocuklar cümlesi kafama takıldı. Yanı başımda bir tane ceset asılı ve adamım beni 1 dakika sonra öldürmeyeceği bile kesin değilken bu cümle sinirimi bozmuştu.

    " Devletimizde zaten yeterince asker var. Bizim için gerekli olan donanımlı kişiler. Kimsenin bu Dünyada 2. Bir şansı olmayacak 1 tane var oda şimdi. Ve biz bunu kullanıcaz " dedi.

    Yüzüm asıldı. Babamda vefat etmeden önce bu sözü her fırsatta söylerdi.

    " Babam gibi konuştun " dedim.

    Yüzü birden düştü. Arkasına döndü. Sırtında duran yarım ay hançeri aldı ve bana fırlattı. Korkmustum. Hançer Senpai yazısının ortasına saplandı. Hançere baktım. Kafamı geri çevirdiğimde Senpai ortalıkta yoktu.

    " Kampa geri dön. Köstebek yuvaları sana yol göstericek "

    Cümlesi tapınakta yankılanıyordu. Bir bu ekgibti. Gizemli bir adam. Bir ceset. Ve arkamda bırakacağım bir çok ceset. En kötüsü de, şimdi kampa geri nasıl dönücektim.
    ···
  17. 19.
    0
    Rez devam edersen okuruz
    ···
  18. 18.
    +1
    Ve yanına doğru yürümeye başladım. Tek görebildiğim. Boş bakan bir cesetti. Boynundan iple asılmış ve vücudunun belli kısımlarında darp izleri vardı. Bir yerden tanıyordum cesedi. Rus General Merkovan Teneereye çok benziyordu. Ve düşündüğüm gibi çıktı. Rus donanmasına ait bir dövme. Sırtının sol üst omuz hizasına işlenmisti. Duvarda ise bir isim yazıyordu. Merkovan Teneerenin kanıyla yazılmış sadece tek bir isim, tek bir kelime.

    SENPAi..
    ···
  19. 17.
    +1
    Gözlerimi aralığımda tapınak gibi bir yerdeydim. Başımda tıpkı bizim maske gibi maske takan bir adam vardı.

    " Ayağa kalk " dedi.

    Sesi sanki gırtlağına 100 lerce mermi boşaltılmış da öyle konuşuyor gibi çıkıyordu.

    "Kimsin sen ? Burası neresi ? Sesin niye öyle "

    Dedim. Kafam karışmıştı. Yüzbaşının sınavlarından birisi herhalde diye düşündüm.

    "Kalk ve benimle dövüş " dedi. Yerde duran kılıca bir tekme attı. Kılıç ayağımın dibinde durdu.

    "Senin kim olduğunu bilmiyorum. Seninle dövüşmüycem"

    Dedim.

    "O zaman ölüceksin "

    Sırtındaki kılıfta duran 2 tane kılıcı büyük bir ustalıkla çıkartıp. Hizalayıp bana doğru salladı. Refleks olarak yerdeki kılıcı aldım ve blok yapmaya çalıştım. Ama cok güçlüydü direk tekrar kılıcı yere düşürdüm.

    "Bu hayatta her sey bir karşı koymayla başlar. Babana karşı koyduğun ilk günü hatırlıyor musun ? 9 yaşındaydın ve evden kaçmıştın. Her şey aslında o zaman başladı. Seni buraya Birlik getirmedi. Seni buraya sen getirdin evlat " dedi.

    Gözlerimde canlandı 9 yaşındaydım. Babam sırf istedigim netbooku almadı diye bağırıp çağırıp evi terk etmistim. 3 gün beni aramıslardı. Sonra eve geldiğimde babamın ölüm haberini almıştım. ittifak tarafından öldürülmüstü.

    " Babamın adını ağzına alma. Öldü o. ÖLDÜ !! "

    Diye bağıra çağıra ağlamaya başlamıştım. Gözlerimi kapatıp hüngür hüngür ağlıyordum.

    " Beni birlik seni suikastci olarak yetistirmemi istedi. Bu şerefe çok az kişi erişebilir. Kıymetini bil. Zorlu ve acî dolu bir süreç seni bekliyor evlat "

    Dedi. Hala ağlıyordum ve bağırarak,

    " Sizin için ben bir sadece hiçim ve katilim. Başbakanı mı öldürtceksiniz yoksa orgenerali mi !! "

    Diye bağırıyordum. Babam aklıma gelince sinirlerim daha çok bozulmus. Kendimi tutamamıstım.

    " Zamanı gelicek evlat her şeyin bir zamanı gelicek "

    Gözlerimi kaldırdığımda yanımda kimse yoktu. Sadece eski iran tapınaklarından birindeydim sadece. Belki de kafayı yiyordum ve sadece gördüklerim bir hayaldi. ilerde bir insan silüeti dikkatimi çekti. Ayağa kalktım
    ···
  20. 16.
    0
    rez panpa
    sardı
    ···