-
1.
+165 -27bakın bin kuruları, iyi dinleyin beni. size 1 yıl içinde hayatımın nasıl değiştiğini yaklaşık 1 haftalık süreçte anlatıcam.
yalan demek için karalamaya gelip,
dur şu partıda okuyayım ondan sonra karalarım kafa yapısında olan liseliler gibtirsin gitsin. şu an muğlanın bi ilçesinde,
kışın neredeyse insanın yok denilebilceği bi sahil beldesinde son 1 haftalık tatilimi yapmak üzere bulunmaktayım. ondan sonra yurtdışına çıkıyorum. bi daha döner miyim bilmiyorum.
ama içimdekileri, tanımadığım birilerine anlatmadan rahatlayamıcam. bu 1 senede ne mi oldu ? size extrem ne mi anlatabilirim ? kısaca şöyle diyebilirim. böyle bi süreçte
hiç beklenmedik bi şekilde para kazandım. bu hikayeyi okurken, kahkaha atacaksınız, ananı gibeyim manyaksınız olum siz diyeceksiniz, duygulanacaksınız,
belki de hikayeden sonra kendi hayatınız için radikal bir karar alacaksınız ya da okuduğunuza pişman olup, okuduğunuz her partı unutmak için zütünüzü yırtacaksınız.
iradesine hakim olamayacak arkadaşların okumasını istemediğim olaylar yaşadım. hayatım tamamen mi değişti ? evet. olumlu yöndemi peki ? evet harika.
en azından şimdilik.. -
2.
+24 -4üniversiteyi son senemde bıraktıktan sonra ailemle aram çok fena açılmıştı.
neden böyle bi gibiklik yaptın diyecekseniz, o kısımların olayla hiçbir alakası yok.
tamamen aptal bir bunalım içinde olup hayatımda farklı bi şeyler istememle alakalı. bıraktıktan 1 ay sonra iyi mi yaptın diye sorsanız, allah benim belamı versin,
niye böyle bir şey yaptım. hayatımın dıbına koymuş olabilirim şu an! bu nasıl bi cesaret ve aptallıktır kafamı gibeyim tarzı bi cevap verirdim muhtemelen.
ama bu olaydan yaklaşık 40 gün sonra bunalımdan çıkma amaçlı yaptığım isteğin babam tarafından kabul edilmesi sonucu hayatımın değişim süreci ve şeklinin böyle olacağı
kimin aklına gelirdi ki ? bunun adı kader mi ? aptal şansı mı ? yoksa ömrüm boyunca beni takip etme ihtimali olan bir bela mı ?
inanın bu sorunun cevabını şu an ben dahil kimse bilmiyor. bu 1 haftalık tatilde tek yapacağım soğuk suda yüzmek, tatlı esintinin olduğu terasta biramı içmek ve yaşadıklarımı sizlere anlatmak olacak. -
3.
+22 -1Haftasonu küçük bi bavul ile birlikte sırt çantamı da yanıma alıp yola koyuldum.
yazlığımızın bulunduğu yer yazları hareket etmeyi zorlaştırcak kadar kalabalık ve eğlenceliyken, kışları tek tük yaşlı çiftlerin doğayla başbaşa huzur buldukları bi yere dönüşüyor.
Vardıktan sonra siteye girene kadar arabanın hızını 30 km'nin üstüne çıkarmadan deniz kıyısında seyir ettim siteye girinceye dek, gözlerim denizde-aklım başka dünyalarda etrafıma bakarken.
birilerini görmeye veya duymaya dikkat etmeye gerek olmayacak kadar boştu ortalık. Arabayı parkedip eve yerleştikten sonra tozlu sandalyeyi silmeden bıraktım kendimi
üstüne. Terasta temiz havayı sonuna kadar içime çekerek denizi izleyerek ve kitabın küçük bi kısmını eriterek uyuya kalmışım.
korkuyla sandalyeden devrilmeyi son anda atlatarak uyandığımda çok fazla üşüdüğümü ve havanın karardığını farkettim. Nereden gelmişti beni uyandıran bu ateş etme sesi ? -
4.
+21babamdan isteğime gelirsek--- 2 hafta boyunca xxx daki yazlığımızda yalnız başıma kafamı dinlemek için arabanın ve yazlığın anahtarını istemekti. maddi açıdan ortalama yaşam standartlarına sahip bir aileyiz. ne fakirliği yaşadım absürd durumlar haricinde ne de aşırı lüksü.
ama o yazlık kararı belki bütün hayatımı lüks yaşamamı veya 3 ay sonra ölmeme neden olabilecek bir yola girmeme neden oldu. bu gece küçük bir ön açıklamayla girişi yapmak istedim böyle.
yarın gece ve arkasındaki 6 gece boyunca anlatıp, bitirip gibtir olup gidicem. belki gittikten sonra duruma göre eklemeler yaparım yeni hayatımdan. bugün yeni geldim yorucu bir gündü. yarın ve arkasındaki 6 gece görüşmek üzere...
iyi geceler hepinize. -
5.
+19 -1aşağıya düştüğümde gülüyorlardı mal gibi benim ananı gibeyim ananı gibeyim yandım dondum gibi tepkilerime katıla katıla. az önce öyle bir mekandan o ciddiyetle buraya gelen insanlar şimdi çılgınlar gibi eğlenebilceğiniz 3 tane manyak arkadaş olmuşlardı bi anda. onların yanında kendimi enteresan bir şekilde huzursuz hissettiğimden çok, güvende ve mutlu hissetmeye başlıyordum sanki. 10 dakika falan zifiri karanlıkta suda kızların elinden tutarak ve mikonun sesini takip ederek yüzdüm.
çıktığımızda tek titreyen bendim herhalde. her gün yaptıkları bir şeymiş gibi rahattı hepsi, gülüyorlardı sadece.
2-3 saat daha onlarla takıldıktan sonra eve geçmek istediğimi söyledim. jipten eve kadar zütürmelerine izin vermeden eve belirli bi mesafe varken indim ve izlemediklerinden emin bir şekilde titrer halde koşarak eve vardım. niye bu kadar doğal ve rahattım bilmiyordum. nolmuştu lan bana ? hadi korku olayını, esrarengiz insanlar olmalarıını geçtim. 2 tane efsane güzellikte ve mükemmel fiziğe sahip olan kız yanımda çıplakken aklımdan geçen ilk şey onları gibmek olması gerekirken yemin ederim aklıma bile gelmedi. hayran
olmuştum hepsine tamamen sanki, vücutlarına ya da suratlarının güzelliğine değil ama, bütünüyle etkilenmiştim onlardan. hemen sıcak suyun altına soktum kendimi.
uzun süre kalıp ısındıktan sonra elektrikli sobanın karşısına geçip kutuyu aldım önüme. yeterince geç kalmıştım zaten açmak için.
bakalım ne vardı içinde beni o yuvarlak masa tayfasının önünde bi sonuca varmamı engelleyecek kadar önemli olan. o an tek emin olduğum para falan yoktu o kutuda. -
-
1.
0Ulan picoz burda bitirilir mi
-
1.
-
6.
+20açtım televizyonu mikonun dediği gibi kafama göre takılmaya başladım. sanki babamdan anahtarını alıp geldiğim yazlık burasıymış gibi.
ne sahildeki kavgayı, ne bigibleti getirip ardından karşımda dünyanın en umursamaz insanıymışcasına soyunan kızı ne de dolaptaki paraları düşünerek, abuk subuk zaplarken kanalları sızıp kalmışım bi süre sonra. gözlerimi açtığımda havuza bakan geniş salon kapısı açık, tatlı bir esinti ve konuşma sesleri beni karşılamıştı.
çok samimi konuşmalar olduğunu hissettiğim ses tonlarına karışan gülüşmelerle birlikte enteresan bir diyalog dönüyordu 4 kişi arasında. merak edip yanlarına çıkmak için
ayaklandım vücudumdaki halsizlik ve sanırım dünden kalan tekme ağrısıyla birlikte.
dün gördüğüm kızlardan biri, yeni bir kız daha ve kendimin iri olduğunu
düşündürtmeyi bırakan kalıpta bi çocuk konuşuyorlardı. beni kapının eşiğinde görür görmez seslendi hemen miko. tanıştırdı hepsiyle teker teker. iri vücutlu eleman
kato, bigibleti getiren kıza balkı ve diğer kızın adı da leraymış. sözde... çok sıcak davrandılar bana karşı. dünkü olaylardan hiç bahsetmediler bi süre.
ciddi ciddi aile gibiydiler. ama farklıydılar. hepsi kendi toplumunun lideriymiş de burada birleşiyorlarmış gibi. o kadar kendilerine güvenen ve aynı zamanda mütevazi olan
insanı bi arada görmemiştim ben. bi tek kato, miko için canını vercek bi yancı gibiydi ama kesinlikle aptal biri değildi. dayanamayıp dün eve gelen diğer kızı sordum.
o nerde? onun adı ne? tarzı 1-2 basit soru şeklinde. o bi süre burada olamayacak, yapması gereken ufak tefek işler var diye yanıtladı balkı. -
7.
+18Sahile fazla uzak sayılmazdık. 5-10 dk yürüdükten sonra, tekel bayiden 4-5 tane bira ve onlara eşlik edicek miktarda çerez alıp deniz kıyısına yürüyüp kumlara saldım azmanımsı vücudumu. ilk 2 tanesini hızlı bir şekilde bitirdikten sonra kalanlarla tatlı bir sevişme moduna girmiştim. biraz içip biraz yiyordum, kuma uzanıp gökyüzünü izliyor tekrar doğrulup denizin görünmeyen uzaklıklarında dalıp tekrar içkiden bir yudum alıyor aynı döngüyü slowmotion bir şekilde tekrarlıyordum. Kafamın biranın sonlarına doğru yaklaştığım zamanında tatlılaştığı anda arkadan gelen bağırışma sesiyle irkildim. Arkama dönüp baktığımda 3 kişinin 1 kişiyi kumu yararak düşe kalka kovaladığını gördüm. bu saatte, böyle bi yerde, böyle hararetli bi kovalamaca çok fena korkutmuştu beni.
bana doğru geldiklerini farkettiğimde suya girdim nedenini bilmeden korkudan. ama onlar beni farketmeden çocuğu yakaladılar ve kumda yere düşürünce tekmeleye koyuldular. içimi acıtan bi sahneye tanık oluyordum o an. Normalde bu tür olaylara müdahale etmem ama durmucak gibi hareket eden bu dengesiz tiplere ben olmasam da kafamdaki alkol etkisi bi hamle yapmam gerekliliğini hatırlattı. Sadece kafamın göründüğü sudan hafif hafif çıkarak arkası dönük olan 2 kişi ve 1 i tamamen çocuğa odaklı vurmaya devam eden gruba yaklaştım yerden 2 elime de kum alarak. çok adi bi hareketle birinin ayağına arkadan çok sert vurarak diğerlerine rastgele kumu fırlatarak anlamsız bir şekilde dalmaya başladım. hiç beklemediklerinden dolayı, normal şartlarda hayatımı gibebilecek olan bu adamlar kumun da etkisiyle yalpaladılar.
cidden ne olduklarını şaşırmışlardı. ayağına vurduğum adam yere kapaklanmış, kumu isabet ettirmeyi nasıl başardığımı bilmediğim sırtı bana dönük olmayan adam bağırarak
gözüyle boğuşuyordu ve sadece göğsüne kum isabet ettirebildiğim yakındaki adama tekme tokat girip yere düşürmüştüm. -
8.
+18kafama göre takılabilceğimi, önemli telefon görüşmeleri yapması gerektiğini söyledi. üstüme kuru bi şeyler verdi ve çıktı gitti evden. arkasından baktım pencereden tekrar bigiblete binip bastı gitti. içimden dıbına koyayım rastgele birinin evine mi soktu ? başıma iş falan gelmesin tarzı şeyler geçse de, böyle bi hareketin anlamsızlığını düşünüp rahatlattım kendimi. sıcak bir duşa girdim, yeni kıyafetleri giydim ve evi dolaşmaya başladım. bütün odaları manyak gibi gezdim. dolapları açtım karıştırdım. kadın erkek farketmeksizin 100 lerce pahalı kıyafetlerin, çeşit çeşit ayakkabıların, asla giyemeyeceğimi düşündüğüm takım elbiselerin ve en çok huzursuz eden kısımsa içi para dolu olan alışveriş poşetlerinin olduğu dolaplara tanık oldum. böyle bir evde beni yalnız başına bırakması çok şaşırtmış ve
korkutmuş olsa da, ne paraları alıp kaçabildim ne de birilerine haber vermeye çalışıp evime dönmeyi denedim. aptal aptal oturup mikonun dönmesini bekledim.
uykum da gelmiyordu, gerçi böyle bi gecede uykum olsa bile nasıl uyuyabilirdim ki ? yaklaşık 60-70 dk sonra bigibleti getiren kızlardan biri geldi eve. ananı gibiyim diyordum
böyle bi kızın ne işi var burda. neyse, koduğumun çocuklarının hepsi mi telaşlı şekilde telefonla konuşur anlamadım. hızlı hızlı içeri girdi beni umursamadan soyundu
iç çamaşırlarıyla o taş gibi ciksi kız karşımdaydı. üstüne siyah bir etekle gömlek giyip eline de dolaptan çıkardığı kese kağıdını alıp bi tarafa ayrılma diyerek evi terketti. ne oluyordu bu dıbına kodumun evinde ? kimdi bu insanlar ? kafam allak bullak olmuştu ama gidemiyordum bi tarafa. çok merak etmiştim bu insanları.
hepsi büyük bir şeyin parçası gibiydi. -
-
1.
0Rez rez rez
-
1.
-
9.
+15 -2hem değişik insanlar olduklarını, boş tipler olmadıklarını hissetmiştim hem de bi yandan dıbına koyayım yaşınız kaç sizin? ne işleriniz var bu kadar önemli olan ? tarzı sorular geçiriyordum aklımdan. sonra söz hakkı ona gelmiş gibi lera girdi devreye. sen kimsin anlat bakalım biraz, hiç görmedim seni daha önce buralarda, kimsenin yapmaya cesaret edemiceği bi şey yapmışsın dün. tarzı 2-3 cümle sıraladı sakin bir ses tonuyla. çok kısa bir şekilde bahsettim kendimden. topu topuna 2 hafta falan buralardayım diye, en son olarak da, ha bu arada düne gelince sarhoştum sanırım, yoksa en iyi ihtimalle 3 kişi 1 kişiyi döverken gördüğümde bi taraf seçmek zorunda kalsaydım çoğunluğa katılırdım muhtemelen dedim. miko anlamlı bir bakışla karışan sesli gülüşü bıraktı ortaya ve elini
omzuma atıp hafif sarıldı. kızlar ve kato da gülümsemişlerdi. neden bilmiyorum benim için samimi ve zeki bir insan olduğumu düşündüklerini belirttiler.
içimden ne ara bu kanıya vardınız amk, övüp övüp beni mi gibeceksiniz tarzı düşünceler geçirirken dışarıya sadece eyvallah kelimesini sunabildim.
birbirlerine onaylar bakışlar attıktan ve bu konuşmalar 1-2 dk daha ilerledikten sonra, miko benimle özel bi şeyler konuşmak istediğini belirtti.
20-25 yaş ortalamasında olan ve büyük bir lidere ihtiyaçları olmadığını apaçık belli eden bu grubun, birbirine değer veren ve çok zeki olduğunu düşündüğüm insanlardan
oluşan, değişik bir amaca sahip bir topluluk olduğunu düşünmeye başladım şiddetli bir şekilde. acaba ne konuşacaktı benimle ? dün yaşananlar aramızda kalacak
tarzı klişe bir cümleyle mi karşılacaktım yoksa farklı şeyler mi beni bekliyordu ? tamam konuşalım diyebildim sadece. -
10.
+17yola çıkmadan kumsaldan ilermeye devam ettik, jandarmanın o saatlerde dolandığını, üstümüzü başımızı görüp sorguya çekme ihtimalini düşünerek...
kumsalda ilerleyip çocuklardan uzaklaştıktan sonra iyice üşüdüğümü hissettim. hava fazla soğuk değildi aslında ama yaz olmadığı için ıslak vücudum dayanamamaya başladı.
kötü olduğumu gören miko 1-2 rahatlatıcı cümleyle biraz daha yürümemi sağladı.
yola çıktığımızda ara bir sokağa girdik. beni kuytuda bekletip telefonunu çıkardı birini aradı ve telefonda az önceki olayla ilgili olduğunu düşündüğüm bir kavgaya tutuştu. yaklaşık 7-8 dakika sonra sonra 2 tane 20-25 yaş aralığında olduğunu düşündüğüm
efsane kız bigibletlerle geldi, fısıldayarak bi diyalog geçti aralarında.
kızlar bigibletleri mikoya bıraktı, biri hafif süzdü beni sonra umursamadan ara sokağa
daldılar. rüya olduğunu düşünmeye başladığım olaylar oluyordu. ne alaka amk diyordum. bigiblet ne ? kızlar niye getiriyor ve yürüyerek gidiyorlar ?
biri taşak mı geçiyor amk. her neyse; miko atla peşimden gel bi 10-15 dk izle beni bu sokaklardan gidicez dedi. kaç senedir yazlığım var orda yemin ederim öyle yerler olduğunu
hiç bilmiyordum. orman kıyısında bi yere zütürdü bizi 20 dakikaya yakın bi sürede.
lüks, havuzlu bi evin önüne bıraktık bigibletleri zaten topu topu 2-3 ev vardı orda birbirinden lüks olan. kafamda napıyorsun sen burda amk salağı, senin olmayan aklını gibeyim tarzı küfürler dönerken içimdeki merakı da bastıramayarak peşinden sürüklenmeye devam ettim. gizli bi bölmeden evin anahtarını çıkardı ve girdik içeri. hayatımda sadece yabancı filmlerde gördüğüm bi evin içinde
topu topu 1 saat önce abuk subuk bi durumda tanıştığım çocukla bulmuş oldum kendimi. -
11.
+15 -2o kadar çok şey görmüştüm ki şu kısa sürede, bana bi şey olmaz diyip yürüdüm aralarına.
3 tanesi leblebi gibi indi anasını satayım.
zaten sarhoş adamlar bi de hiçbir şey çıkarmadılar çakı falan. iyice zütüm kalkmıştı orda, sanki teknik bilen adamları sıraya dizmişim gibi. bi yannan yediğim yoktu oysa.
5-6 tane zavallının arasında sınanıyordum sadece. yere düşen binlerden biri ayağıma sarılınca, dengem alt üst oldu yatırdılar beni. aha dedim sarko efendi, şimdi zütünden
kanı damla damla çekecekler. ağrıyan yerlerine ağrı katacaklar.
hepsi sülük gibi bi tarafıma sarıldı dıbına koduğumun vitaminsizleri. 2 tanesi de ayakta arada sırada tutturamasalar da tekmelemeye başladılar. bizim züt kız da arkadan gülüyordu. erifler de gülmesinden bi şey anlamamışlar herhalde kendilerini kahraman gibi hissetmiş daha da bana odaklanmışlardı avradını gibeyim. iyice çaresiz kalınca ben,
o masum sevimli kız suratını ciddileştirip tek tek o 6 kişinin hayatını gibti.
ama öyle böyle değil, amlarının dıbını gösterdi tek tek. o sahneye tanık oldum ya ben, o zütü taklu velet, o çocukların dıbına koydu ya. kesin komada falandım. okulu falan bırakmamıştım.
okulda bi kaza geçirmiştim, rüya falan görüyordum,
xxx tatili falan yoktu hepsi yalandı diye düşünmeye başladım. -
-
1.
0dıbına koyayım son entryleri gülmeyle şaşırma karışık okudum. nasıl bir hikaye oldu bu gibicem. hepsi sülük gibi bi tarafıma sarıldı dıbına koduğumun vitaminsizleri sahnesini gözümde canlandırıp haykırdım aşsdlka
komiklik katmadan anlat şu hikayeyi gibicem. ne güzel esrarengiz tipler var, güldürme.
-
1.
-
12.
+16özgün 1 saatten fazla yürüttüğü yolun sonunda, ağaçların arasında kalan bi eve soktu bizi. ve o günü hiç kimse evden çıkmadan geçirdik. ertesi günün gecesi gittiğimiz yer, kanımın ciddi anlamda donmasına neden olmuştu. ormanın ıssız bir köşesinde, eski bir evin önündeki yeşillik alanda, gördüğüm 40-50 kişilik grup, siz kimsiniz lan avradını gibeyim tepkisini vermeme sebep olmuştu içimden. kaçıp gitmemek için zor tutmuştum kendimi. neden bu tür insanlar var anasını gibeyim ? insan mı hatta bunlar? gibi şeyler söylüyordum donup kalmış halimle. nilanın neden huzursuz olduğu anlaşılmıştı. yaklaşık 50 tane, uzun boylu,kel ve gözleri yuvalarından çıkcakmış gibi korkunç bakan bir grubun hangi dilde söylediğini anlayamadığım sözleri, o korkunç ayin anına tanık olmam ve onların bizi farketmesi... hayatımın en korkunç anı o an olmuştu diyebilirim.
başka bir zaman, mikoları tanımadan önce, ya da ne bileyim yalnız başıma gezindiğim bir anda görmüş olsam o adamları, bırakın kaçmayı, direkt kalbim durur ölürdüm muhtemelen.
sadece filmlerde olabilir diye düşündüğüm adamlar capcanlı bir şekilde karşımda duruyorlardı. benim, ne gibi bir özelliğim olduğunu düşünmüşlerdi de, böyle bir yere
göndermişlerdi dıbına koyayım. bizi farkettikten hemen sonra sözlerine, ses desibellerini yükselterek 10 saniye daha devam ettiler ve bir anda sustular.
o ölüm sessizliği anında tek duyduğum kalbimin atış hızıydı. aldığım bütün sakin kalma eğitimleri silinmişti. çünkü, ortalarında yatan adam ve adamın etrafında çevrili 3 hayvan ceseti tüylerimi diken diken etmişti, nasıl sakin kalabilirdim bilmiyordum. özgünün bana dönüp, biz adamlarla uğraşırken sen yerde yatan adamı kaçıracaksın demesi, korkunç düşüncelerimden kısa süreli irkilip kendime gelmemi sağlamıştı. ama o sakinlik 10 saniye falan sürmüştü sanırım.
neredeyse 50 kişinin olduğu canavar tipli bir tarikatı 3 kişi nasıl oyalayacaktınız ?
ben ölü olup olmadığını bile bilmediğim bir adamı, yakın mesafede bir aracımız yokken, nasıl taşıyacaktım ? niye bu adamı kaçırıyorduk? kimdi bu bin kurusu ?
sen niye bu kadar sakinsin anasını gibeyim? gibi şeyler düşünürken, konuşamayıp sadece onayladım dediklerini kafamı sallayarak. sadece yutkunabilmiştim o an. -
-
1.
0Bu kadar mi la hikaye
-
2.
0Hangi ergen macera kitabından arakladın bunu kro
-
3.
0Hangi ergen macera kitabından arakladın bunu kro
-
4.
0Hangi ergen macera kitabından arakladın bunu kro
-
5.
0Devam panpaaaa
diğerleri 3 -
1.
-
13.
+12 -4gözlerimi sıcak bir el temasıyla açtığımda, bizimkiler içeri kamp kurmuş, adamların ırzına geçmiş halde karşımdaydılar. katoyla sığır ayılmış ama çok kötü haldelerdi.Tümünü Göster
kas yığınını tamamen soyup ortada bir sandalyaye bağlamışlar. katoların tam olarak kendilerine gelmelerini bekliyorlardı. nilaya neler olduğunu sorduğumda tek tek anlatmıştı,
boşver falan demeden. bunlar, eve girdikten 20 dk sonra katodan haber alamazlarsa,
evi basacaklarmış.
meğer mikonun, evin önünde söylediği'herkes yapması gerekeni biliyor lafı',bununla alakalıymış.
ben onlar tarafından salınıp, dışarda beklerken uzaktan izlemişler beni. katoların olmamasına anlam veremeyip yine de beklemişler bir süre,
ama ben tekrar içeri girince harekete geçmişler ve şoka uğratmışlar adamları.
gözümü zor açabiliyordum, çok sağlam vurmuştu huurnun evladı. o yanık suratlı, kül tablasını isabet ettiremediğim huur çocuğundan hıncımı almak istiyordum.
hafif ağrıyla doğrulup yanına gittim pekekentin, ağzı yüzü patlamış kafasını zor kaldırcak haldeyken bana bakıp güldü ve cesur adamsın ama hayatının en büyük hatasını yaptın dedi. sonra tekrar eğdi yukarda tutmakta zorlandığı kafasını. neyine güveniyordu hala, bu huur çocuğu bu haldeyken anlamıyordum.
mikoya dönüp sorun olur mu tarzı bir bakış attıktan sonra ,gözlerinden aldığım onaylayıcı bakışla birlikte, saçlarından tutup kaldırdım bini ve tam gözünün altına doğru 2 tane vurup bıraktım. iyice hareketsiz bir şekilde kalmıştı öyle. 1 saat falan daha orda oturduktan
sonra toplu bir şekilde, mikonun liderlerini buzlu suyla ayıltıp söylediği son 2 cümleyle ayrıldık evden.
1. 'katoyla birlikte adama getirdiğimiz çantadan bahsederek' bu çantayı sana bırakıyorum hastahane masrafların için.
2. ama aynı hatayı tekrarlaman durumunda 2. çantayı çok daha farklı bi sebep için yakınlarına vermek zorunda kalırım dedi.
bu lafları başka birinin ağzından, başka bir ortamda duysam kahkaha atarak gibtir ordan huur çocuğu derdim, ama miko dediğinde ciddiye alınması gerektiğinin farkındaydım. adamın bana taşak geçer gibi verdiği 2 desteyi de erifin zütünün altına koydu aşağılayıcı bir hareketle.
eve herhangi bir zarar vermediler ve adamları o halde bırakıp döndük geri. o haftasonu, ailemin yanına gitme olayını suratımdaki yara bere yüzünden erteledim.
biliyorum muhtemelen verdiği sözü tutmayan huur çocuğunun teki olduğumu düşüneceksiniz ama, planlarım tamamen değişti.
pazartesiye kadar hikayeyi devam ettiremeyeceğim, eğer planlarda başka bi aksilik olmazsa pazartesi bütün detaylarıyla devam edeceğim.
küfürler, çüküler falan sorun değil, hakkınız, ama bitirdiğimi düşünüp bırakmayın başlığı.
o 1 senede olanların hepsini öğreneceksiniz söz veriyorum.
pazartesi gece burada olucam inşallah. iyi akşamlar tekrardan kusuruma bakmayın. -
-
1.
0okuma hızım gelişti be amk
-
2.
0iyi gidioduk da bu ara kotu oldu ama dert deil bekleriz kardes sen yarim birakma da. .d.d
-
3.
0bekleriz amk sen yaz
diğerleri 1 -
1.
-
14.
+16serananın masaya yumruğunu değdirmesiyle
bütün maskeliler kalkıp odayı terketti enteresan bir düzen içinde.
noluyoruz dıbına koyayım demiştim.
giberim yapacağınız işi de oynuyacağınız oyunu da. bu ne lan!
biri böyle bir şey yaşadım diye anlatmaya kalksa, kes dıbına koduğumun evladı git çükünle oyna diyip taşak geçerdim.
ama 2 gündür rüyada ya da koma derecesinde bi sarhoşluk içerisinde olamazdım. bu olanları tek tek görüyordum. o grup tek hareketle dağıldıktan sonra kato hiçbir işaret almadan kapıyı açtı,
yanıma gelip kafama poşeti geçirdi ve arabaya zütürdü beni. 1-2 dk içinde serananın poşeti kafamdan çıkarmasıyla ben serana ve miko jiple yola çıkmıştık.
çok meşhur bir tepe vardır bizim orda efsane bir manzarası vardır. geceleri tek tük bira içenler-sevişenler falan gider en fazla, ama kışın tamamen boş olurdu.
arabayı o tepeye sürdükten sonra yürüyerek o tepenin yamacından ilerledik. bildiğiniz aşağısı uçurum olan bi yerde hiçbir şey sormadan arkalarından yürüdüm. tek hamleyle
öldürürler ulan beni diye düşünüyordum, sonra öldürcek olsalar 100 defa yaparlardı diye rahatlatıyordum kendimi. gittiğimiz o korkunç yerde balkı da bizi bekliyordu.
dıbına koduğumun kızı ne yapıyorsun burda? ne ayaksınız lan siz diyordum kendi kendime. bakmaya korktuğum yerlerde gece yarısı yürüyorduk ve gittiğimiz yerde kız tek başına bekliyordu. ne abuk subuk insanlardı bunlar amk. -
15.
+15kolumu omzuna alarak beni destekleyecek şekilde, gülmeye de devam ederek arabaya zütürdü. iyi en azından yarısını indirdin, hiç beklemiyordum falan diye taşak geçmeye devam ediyordu.
beni yan koltuğa oturtup direksiyona kendi geçti.
hayatımda öyle araba kullanan kızı gibtir et herhangi birini görmedim ben kendi gözümle.
uçurdu dıbına koduğumun delisi, evin önüne nasıl geldik hatırlamıyorum.
sanki hiçbir şaşırcak şey yokmuş gibi şaşırtmaya devam ediyordu koduğumun manyağı.
benimle eve çıktı, ben ağrılı halde kaburgalarımı tutarak hafif yamuk yürürken soyunmama yardım etti.
kendi de soyundu ve benim oyundan kazandığım isteğe geldi sıra diyerek gülümsetmeyi başardı beni. yatağa uzandık birlikte, karşımda bana bakıyordu o mükemmel vücutlu sempatik suratlı ruh hastası.
bi anda karnıma tekmeyi geçirip yataktan düşürdü sonra gülerek. nefesimi kesmişti ecdadını gibtiğim, küfür bile edemedim acıdan.
2 miz de çıplakken sen yerde uyuyorsun, ben burada dedi gülümseyerek.
ha bu arada sarko tanıştığıma memnun oldum ben nila dedi.
hemen uyu ve güzel güzel dinlen, hakettin bunu diyerek konuşmasını bitirdi.
ilk başta o anlamsız hareketinden, zaten acıyan yeterince yerim olduğu halde vurmasından
dolayı çok sinirlenmiştim, az daha saldırcaktım ama sakinleştim kısa süre sonra.
gerçi saldırsam nolcaktı dıbına koyayım yattığı yerden giberdi beni.
yüzümde acıyla karışmış gülümseyen bir surat soğuk zeminde uzanırken tavanı izliyordum bi süre sonra.
o kadar absürd olaya, acıya ve saçmalığa rağmen gülüyordum sapık gibi. mutluydum. tavanı izlerken sızmışım ben de. -
16.
+13 -2kutuyu açarken istemsiz bir şekilde elimin titrediğini farkettim.
sanki bomba vardı dıbına koduğumun kutusunda heyecan yapmıştım işte.
ne mi vardı içinde ?
5 bin tl nakit ve 10 farklı kişinin fotoğrafı. 2 si ağzı yüzü patlamış muhtemelen ölmüş şekilde yatarken 8 tanesi mükemmel evlerinin efsane manzaralarında pozlar vermiş cins tiplerdi. tek benzer yönleri hepsinin saçları 3 numaraydı ve gülen yüz ifadelerine sahiptiler aynı katoyla miko gibi. bi de fotoğrafların altında bulunan zarfta bi kağıt vardı. bana o paranın çok büyük katlarına sahip olmanın basitliğinden ama bu seçimin tamamen benim ellerimde olduğuma dair basit bir üslupla yazılmış yazı vardı.
o 2 si gibi de olabilirmişim diğer 8 i gibi de yazıya göre. 2-3 basit ritüelle birlikte en altta onayladığıma dair kanlı bir parmakla basmamın söylendiği bir yer ve sanırım benim için kullanacakları isim olan sarko nun altına atılması gereken bir imza. anlamsız bi kahkaha atmıştım orda sinirden mi bilmeden.
sarko ne dıbına koyayım diye şiddetli bir şekilde güldüm gözümden yaş gelene kadar. oyun mu oynuyor bu dıbına koduğumun muallakleri benimle ? yeter bu kadar taşak geçmek diye düşünmüş olsam da bi süre, ilk günkü kavga, zütürdükleri evler, paralar, serananın beni o şekilde etkisiz hale getirişi falan geldi aklıma.
hayır şaka değildi vardı dönen bi şeyler... -
17.
+15adamlar zütümü kanırta kanırta gibse elimden hiçbir şey gelmezdi.
yaklaşık bi 10 dk falan geçtikten sonra cins cins dönüşler ve genelde yokuş yukarı olduğunu
hissettiğim yerlerden geçerek sonunda varmıştık. kato sırtımdan tutarak yürümeme nazik bir şekilde yardımcı olarak bi eve soktu ve beni merdivenlerden indirdi,
1-2 kişiye selam verip çeşitli kapılardan geçirdi. son olduğunu düşündüğüm odada gözlerimi açtı ve bildiğiniz korku sahnesi gibi yuvarlak masa etrafında suratları maskeli 6-7 kişi oturmuş beni izliyorlardı sessizce. taşak mı geçiyorlardı benimle ? o samimi dediğim insanların ne alakası olabilirdi bu tiplerle?
ya da film falan çekiyor amk evlatları kendi çapında diye düşündüğüm bile oldu. tamam hafif zeki ve cins tipler olduklarını hissettiriyorlardı ama bu neydi amk.
ilk defa korkuyu hissettim derin bir yutkunmayla birlikte... -
18.
+15sonra o tepeden biraz aşağıya indirdiler beni, yaklaşık 3 katlı bir bina mesafesine geldiğimizde denize rahatça bakabilceğimiz bi kayanın üstündeydik. kimse bilmiyordur herhalde bu tür yerleri diye düşünürken mikonun kafa işaretiyle birlikte kahkaha atarak soyunmaya başladılar hepsi. giberim yapacağınız işi diyerek mikoya var gücümle bi yumruk attım. size yemin ederim herhangi bir kızın öyle bir hamle yapabilceği aklımın ucundan geçmezdi. dıbına koduğumun seranası tek hamleyle kilitledi beni attığım yumruktan sonra, nereye dokunduğunu anlayamadığım küçük bir dokunuşla nefesimi kesti.
3-5 saniye bekledikten sonra, konuşmaya başladı sakin bir ses tonuyla rahatlatmaya çalıştı beni. sakinleştiğimi gördüğünde bıraktı yarı çıplak vücuduyla.
öyle güzel bir kızın nasıl benim gibi bir sığırı o şekilde etkisiz hale getirdiğine anlam vermeye çalışırken miko doğruldu yerden gülümseyerek, estetik ameliyatımı da
tamamladığımıza göre girelim artık şu denize diye gülmeye başladı yine. hepsi soyundu ve arka arkaya o tepeden suya atladılar bana hiçbir şey demeden çırılçıplak.
çığlıklar eşliğinde düştüler suya tek tek. allahın manyakları ben bakamıyorken atladılar aşağıya. normalde ya kaçmam gerekirdi ya da en kötü gelmelerini beklemek,
mantıklı olan bunlardan biriydi çünkü. ben naptım peki ? onlardan biriymiş gibi soyunup arkalarından atladım gözlerim kapalı azman gibi bağırarak. -
19.
+15Ben altıma alıp yumrukladığım çocukla uğraşırken gözüne kum kaçan erif beni tekmeyle düşürdü ve tam üstüme çıkıp belamı gibeceklerini düşündüğüm an kafalarına inen
2 bira şişesiyle biri yığılıp kalmışken diğeri kafasını tutmuş halde acıyla kıvranıyordu kumda. Ben olayın şokunu atlatmaya çalışırken ayaklarına tekmeyi attığım adam da 2-3 yumruk darbesiyle kendinden geçmişti ve mikoyla tanışmamız bu şekilde gerçekleşmişti. Çok cesur ve insana güven veren bir bakışla beni yerden kaldırmak için elini uzatırken, bana miko diyebilirsin sağol bu arada beni fazla yorulmaktan kurtardığın için dedi.
Ne yorulması falan derken şaşkın şaşkın, ben onlar bana vururken sızıp kalmışım sıkıntıdan, karı gibi dalıyorlardı görmedin mi? ninni gibi gelen yumruklarına dayanamayıp sızmışım. uykumu aldıktan sonra dinlene dinlene döverdim ben onları falan diyip gülümsüyordu. ben olayın etkisini, adrenalin anının hafif geçmesiyle şaşkın şaşkın hissederken, o hiçbir şey olmamış gibi şaka yapabiliyordu. bi yandan kanayan dudağını üstüne silerken bi yandan hadi al eşyalarını uzayalım burdan dedi. zaten yanıma hiçbir şey almamış olan ben, hiç sesimi çıkarmadan tanımadığım çocuğun peşine takılmıştım gece yarısı. kimdi bu çocuk? neden bu kadar korkusuzdu ? beni nereye zütürüyordu ? o an bunların hiçbirini düşünmeden güven veren sesine bıraktım kendimi, sadece onu izledim. -
20.
+13 -1saat yaklaştığında arabaya atlayıp, adrese doğru yola çıktım. keşke araç isteseydim dıbına koyayım, bu arabanın başına bi şey gelirse hayatım kararır benim diye tırsarak ilerledim. denilen yere gittiğimde 2 kişinin beni beklediğini gördüm uzaktan. arabayla yanlarına kadar gitmeden inip çantayla birlikte yürüdüm.
beni bekleyen kato ve tanımadığım sığır gibi bi adamdı. tanıdık yüz görünce rahatlamıştım biraz. çantayı elimden alıp peşlerinden takip etmemi istedi.
kato kavgada da yoktu bugün. ben niye hem kavgaya zütürülüp hem taşıma kısmında yer alıyordum dıbına koyayım. nereye diye sorduğumda, sadece bakıp cevap vermeden
ilerledi. içimden o an sövmüş olsam da, takip ettim katoları. bu sefer bi tane evin önünde durduk gayet lüks. ama evin içine girdikten sonra, kanım donmuştu dıbına koyayım. hayatımda hiç o kadar korkunç bir dizayn ve tipler görmedim. bizim burdan ancak cesetimiz çıkar diye düşünürken, kato erifin biriyle o an anlayamadığım bi dilde diyaloğa girdi. içersi tıklım tıklım çirkin adam doluydu ve hepsi bize odaklanmıştı. konuşma tamamlandıktan 2 dk sonra kas yığını görünümlü ve liderleri olduğunu düşündüğüm yanık suratlı adam indi yanımıza. çantayı eline alıp, katoyla diğer sığırı kafa kafaya vurdu ve yere düşürdükten sonra adamlarına tekmeletti çırpınmaları kesilene kadar. elim titriyordu o an. ama katoyu tanıdığımdan dolayı içim o kadar parçalanmıştı ki, yan taraftan küçümser bir suratla ve sessiz bir mimikle gülümseyen adamın suratına tükürüp bi anda 3-4 tane yumruğu arka arkaya vurdum. hiç kimse nolduğunu anlamamıştı. o hareketten sonra öldürülmeyi beklerken, o yanık suratlı bin çantayı açıp elime paralardan 2 deste verip, mikoya selamlarımı ilet dedi gibik aksanıyla, diğer arkadaşlar bizim misafirimiz olacak diyip gitmeme izin verdi. -
-
1.
0yazmıcan mı kardeş
-
2.
0Lan yazsana amk
-
3.
0hadi sarko bekliyoz amq
diğerleri 1 -
1.