1. 1.
    +1
    "biraz" neresi hocam?
    ···
  2. 2.
    0
    Picasso 25 Ekim 1881'de Malaga, ispanya'da doğdu.(ismini annesi rüyasında görmüştür) Babası bir ressam ve resim öğretmeniydi. Küçük yasta resim yapmaya babası tarafından yonlendirildi. Resim yeteneği kısa sürede keşfedildi. 1895'te Barcelona Güzel Sanatlar Okulu'na girdi. [1901]yılından itibaren anne soyadı olan Picasso'yu kullanmaya başladı. Desenleri ispanyol bir dergi olan Juventut'ta yayımlandı.

    1900'de ilk kez Paris'e gitti. Dönemin yenilikçi sanatçılarının yaşadığı Montmartre semtinde bir süre para içinde yaşadı. Picasso yaklaşık 1901-04 arasındaki ilk dönem yapıtlarında sıradan insanların, sirk palyaçolarının, akrobatlarının resimlerini yaptı. Büyük kentlerdeki yaşam kadar, sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Ne var ki, tablolarında bu yaşamın hüzünlü yanını yansıttı. Sanatçının bu dönemi 'Mavi Dönem' olarak tanımlanır.

    Pembe dönem
    Bu dönemde Picasso, soğuk renklerin aksine neşeli portakal ve pembe renkleri kullandı. Bunun muhtemel nedeni ise o dönemde arkadaş olduğu Fernande Olivier ile olan ilişkisiydi. Bu dönemde de akrobatlar ve palyaçoları eserlerinde kullandı. Bu dönem, Mavi Dönem’in aksine Fransız etkisindeydi. Bu dönemin en ünlü eserleri Garçon a la pipe, Woman in chemise (Madeleine), Lady with a Fan, Two Youths, Harlequin Family, Harlequin’s Family With An Ape, La famille de saltimbanques, Boy with a dog, nude boy ve The girl with a goat’tur.

    Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. 1907'den 1914'e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir.

    I. Dünya Savaşı sırasında Picasso, Jean Cocteau ile beraber Roma'da kalır. Burada sahne dekoratörü olarak çalışırken dansçı Olga Kokhlova'yla tanışır. Picasso ikinci eşi olan Olga Kokhlova ve oğlunun birçok portresini yapmıştır. (Paul en Pierrot, 1925, Picasso Müzesi, Paris)

    20'li yılların başında ressam klasisizme geri döner: Trois Femmes à la fontaine (1921, Modern Sanat Müzesi, Paris). Ayrıca mitolojiden de esinlenir: les Flûtes de Pan (1923, Picasso Müzesi, Paris).

    Picasso tanınan en üretken sanatçıdır. Guiness Rekorlar Kitabı'na göre, toplam resim, 100,000 baskı, 34,000 kitap resmi ve 300 heykel ve birçok seramik ve çizim üretmiştir.

    Bir genelevdeki beş hayat kadınını gösteren ve Kübizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak görülen ünlü eseri Avignonlu Kadınlar, Fransa'da 1907 yazında çizilmiştir

    En tanınmış eseri Alman ordularının Guernica kasabasını bombalamasını anlatan Guernica adlı eseridir. Resim 1937'de yapılmıştır. Bu resim şu anda Madrid'de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, "Bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, "Hayır, siz yaptınız" cevabını vermiştir. Bu resim Picasso'nun savaşa ve Guernica'nın bombalanmasına karşı duyduğu güçlü nefreti anlatmaktadır. Resimdeki insan ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    iyi bi arabaydı içinde iyi karı gibiliyo
    ···
  4. 4.
    0
    aslında aslında!! hangimiz bir picasso değiliz ki
    ···
  5. 5.
    0
    kandinski istiyorum ben o yok mu? bir miktar kandinski lütfen
    sonra ımmm biraz da kazimir malevich olsun
    ···
  6. 6.
    0
    kopi pastcı bin, hem ekşicisin hemde kopyacısın ake, şimdi burdan gibtir git. bütün ekşi bilgilendirme başlıkları gibi bu da copy paste dıbını yakayım.
    ···
  7. 7.
    0
    @20 vay birisi farketmiş. zekisin oğlum lan. bana da ver
    ···
  8. 8.
    0
    @20 ya ne olacağıdı oturup birde kendim mi yazacaktım la züt bir de sadece 2 tanesi ekşiden onu yazan larda başka yerden alıntı yapmış(hepsi orda olsa ne olur a.q) neyse uslubumu bozmıyacağım daha fazla senin için
    ···
  9. 9.
    0
    @21 annene verdim yarakseven, ondan git al.
    ···
  10. 10.
    0
    @20 birde bu süper zekandan ötürü senin tebrik etmek istiyorum nerden anladın lan
    ···
  11. 11.
    0
    oğullar çok büyük bi operasyon gerçekleştiriyorsunuz, çok fena da ayar veriyosunuz, napsam netsem *
    ···
  12. 12.
    0
    gibiyim picassoyu da tablolarınıda afedersin ama
    ···
  13. 13.
    0
    hayrettttttttttttt lan kimse özetgeç dememiş gelişme var sözlük yazarlarında.
    ···
  14. 14.
    0
    seviye tavan olmuş
    ···
  15. 15.
    0
    "güzel"e ait yargımızın da bilgi ile geliştiğini bilemeyenler için ekgib bilgiyle değerlendirilen bir sanatçıdır. bu eleştiri resimlerini hiç bir şeye benzetemediğini söyleyenler için olduğu kadar, çok güzel bulanlar için de doğrulanabilmektedir.

    tabii bu satırların ardından okuyucu benim picasso'dan ne anladığımı soracaktır. cevabım gayet basit. picasso'nun resmi, bir arayışı temsil eder. klagib resmin kalıplaşmış sınırları içinde ifade edilemeyenin bulunması adına çıkılmış heyecan verici bir serüveni. gerçi aynı arayışın heyecan verici notaları, her retrospektif adımda "fauve" lardan empresyonistlere derken, turner'dan constable' a geriye doğru attığınız her adımda, (ronesasın hayranlık uyandıran ressamlarını hiç saymıyorum bile) giderek giottoda ama kapadokya'da kilise duvarlarına yapılmış adı bugüne kalmamış ressamların eserlerinde de bulunmaktadır. ama sanatçıyı sanatçı yapan da bunu yaparkenki (tam da üzerindeki adıyla) "tarzı"dır.

    peki nedir picasso'nun tarzını bu kadar özel kılan? cevap ona çıplak gözle bakanların gördüğü çarpıtılmış figürlerin ardında ama tam da o figürlerin yarattığı ifade gücündedir. ne olduğunu örneklemek için küçük bir karşılaştırma yapacağım, ve bunu yaparken ronesansın ustasından "şahlanan at" taslağını izlemekte bana katılmanızı istemekle başlayacağım :

    usta'nın anghiari savaşı tablosuyla şahikasına varan at resmetme takıntısı herkesce bilinir.
    http://maquetland.com/ ... images_articles/anghiari.jpg
    muhtememelen "adoration of the magi" tablosunun arka planında savaşan atlılar için yapılmış bir ön çalışmada ise o yaşanan serüvenin bir anında yaşanan arayışın canlı bir örneği bulunuyor:
    http://www.galleryofart.us/ ... +horse+1483-98.jpg.html
    usta, atın bütün hareketlerinin her yönden her açıdan nasıl göründüğünü ararken aslında bu muhteşem hayvanın ruhuna ulaşmayı bir kızılderili büyüsü gibi at olup şahlanmayı yaşamayı hedefler gibidir. bu, avlayacakları hayvanların ruhlarını da elde etmeyi hedefleyen ilk insanların mağara duvalarlarına o hayvanları resmetmelerini çağrıştırmıyor mu? işte bu noktada picasso'nun böğrüne saplanmış bir mızrakla ölmekte olan atı için yaptığı bir başka taslağa uzanalım:
    http://homepage.mac.com/ ... ches/headofhorse2may37.jpg
    bu at resmin son halinde ise şu sekilde tasvir edilecektir:
    http://homepage.mac.com/ ... t/studyguides/picasso.html

    leonardo usta, atı herşeyiyle resmetme aşkını taslakta girdiği çabayla sınırlandımak zorunda kalıyordu, aynı güçlü istek picasso'yu gördüğü her açıyı olduğu gibi tuvale aktarmaya vardırmıştır dersem abartmak olur mu bilmem ama, eğer amaçlanan buysa büyük ressam o ölmekte olan atın ruhuna ulaşırken iç savaşla can çekişen ispanya'sının da ruhunu yakalamayı başarmış görünüyor bana.
    http://thelastgasp.files.wordpress.com/ ... -784569.jpg
    http://web.org.uk/picasso/guernica.html
    http://www.guardian.co.uk/ ... features.highereducation
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    0
    "picasso' nun fırçasının geçtiği yerde artık resim yeşermez." *

    pgibozmos(un)da kaybolmuş deli><dahi. görülenler aleminde sürekli geçişerek değişen dengelerin, yönsemelerin, tarihçelerin, yüzlerin, ruhların imgelerine ayna tutan, kural sevmez bir öteki. sentetik kübist.

    "insanları uyandırmak gerek. şeyleri algılama biçimlerini altüst etmek. insanları kızdıracak, kabul edilmez imgeler yaratmak lazım. pek güvenilir olmayan, tuhaf bir dünyada yaşadıklarını, sandıkları gibi bir dünyada bulunmadıklarını anlamalarını sağlamak... " diyerek açıklamış sanatla ve bizlerle derdini. sanatsal ereğiyle derdine derman da oldu. bunun getirisi olan tanınmışlığıyla, sanıyorum, geçen yüzyıl içerisinde yaşamışlar arasında yerküreyi en çok etkileyen insanlardan biri de oldu aynı zamanda.

    p.s. bir de fotoğraflarını çeken ara güler' in anlatımıyla;
    yaşdıbının son zamanlarında geçirdiği cannes' daki şatosu "notre dame de vie" de otururken; her alışverişini, fiyatsal değeri çok küçük meblalarda da olsa çekle ödüyormuş picasso. altında imzası olan bir çekin bozdurulmayacağını, muhtemelen bir anı olarak saklanacağını ya da birilerine satılacağını, böylece cebinden hiç para çıkmayacağını bilerek, herkesle, herşeyle dalgasını geçen biri gibi hınzırca yapıyormuş bunu üstelik.
    ···
  17. 17.
    0
    evet sanat dostları sizin yorumlarınız nedir picasso hakkında
    ···
  18. 18.
    0
    siz ne düşünyorsunuz sanat dostları
    ···
  19. 19.
    0
    picassonun tuvalini zütüne sokmayı düşünüyoruz yannan dostu =)
    ···
  20. 20.
    0
    allahtan sadece bahsetmişsin, neme lazım sonra destan gibi yazardın falan.
    ···