-
1.
+3evet amk, biraz da ben konuşayım. giblersiniz giblemezsiniz umrumda değil. sadece yazmak istiyorum. liselilik etmeyin yeter...
öyle çok bi hikayem de yok gerçi sizi heyecanlandıracak. ne başımdan trajik bi olay geçti, ne çılgınlar gibi am gibebildim. sıradan bir burjuva hayatı denebilir. orta halli bir ailenin tek çocuğuyum. lüks içinde yaşamadım ama fakir de değiliz, sağolsun babam bir şeyimi ekgib etmedi, gameboylar playstationlar almadı ama kitap aldı. orta hal işte. ekmek elden su gölden gençlik geçirebilecek kadar işte. evet bu açıdan şanslıyım. -
2.
+2ben dinliyorum panpa yazmak istedigin bir şey varsa devam et
-
3.
+1dediğim gibi sıradan bir burjuva hayatı. önümde belirsiz bir gelecek var. babamdan fabrikalar, saraylar kalmayacak. napıcam? ders çalışıcam, iyi okullara giricem, diploma alıcam, gibtir et eğitimini, etiket alıcam. nitekim yaptım bunların hepsini. lgs ve öss vardı ben girdiğimde. iksinde de çocuğu koyup memleketin en yüksek puanlı okullarına kapağı attım.
-
4.
+1evet bu açıdan da şanslıydım. belki çok isteyip de oralarda olamayanlar vardı. ama çok da mutlu olamadım bunlardan. çünkü ben o lisede okumak istemiyordum, çünkü ben her sabah küfrederek okula gidiyodum, çünkü ben mühendislikten hoşlanmıyordum. bunların hepsini inceden farkındaydım ama işte...
yetiştiğim çevre yüzünden katlandım nedense. çünkü und roro'nun dersleri iyiydi, o zaman okumalıydı. o gibtiöin etiketini göğsüne takmalı ve sonra kurumsal şirketlere girip bey olmalı, ordan yükselmeli, zengin olmalı. çünkü beklenti bu. benim facebook'taki arkadaşlarımın tümü bu hayatı yaşıyor. böyle bir rüya. kazanmak, kazanmak, yükselmek, talep ettiğinin fazlasını kazanmak. seni bu şekilde motive edip çzgürlüğünü elinden alan, çaktırmadan hayatını giben, ama "yok hacı biz sana para veriyoruz, dünya senin, kafan rahat olsun sen gez takıl" diyen bir sistem. -
5.
+1benim belki de şu hayatta en sevmediğim şey, arzla talep yaratan orrrospu evlatları. tabi, yüzyıllardır öyle bir toplum oluşturulmuş ki dünya üzerinde; ne sunsan atlayacak gerizekalılarla dolu dünya. ipad, iphone sıralarında bekleyen denyolar mesela. nedir dıbına koyim, bir üst model gelince ne oluyor sanki. sanki hayal ettiğin ürüne kavuşuyorsun, hayır sana sundukları ürüne kavuşuyorsun. yine de tatmin oluyorrsun çünkü paran var, satın alma gücün var. ona sahip olunca bir statün oluyor (bu bizim memleketteki görgüsüzler için geçerli). yine de dünya tüketiyor amk. gibeyim böyle sistemi.
-
6.
0oha oha oha yazıyor bide
-
7.
0okucamm panpa.. suku
-
8.
0bu noktada @19 panpam haklı işte. uyuştur kendini ve düşünme.
koca dünyada küçücük bir yere ve öneme sahibiz. doğduk ve ölücez, madem son belli neden böyle kafa gibesin ki? bul bi yolunu rahat et.
ama sorun şu ki, bu da bir kaçış işte. kadın, alkol, şiir... eyvallah. ama ya o kendinle başbaşa kaldığın o an suratının çökmesi ve herşeyin anlamsızlaşması. işte bu çok koyuyor eğer kendini böyle uyuşturmuşsan.
bu yüzden mesela bir ilişki bitince insanlar çökebiliyor, ya da akşamdan kalma uyanınca dünyadan tiksinebiliyor; eğer içten içe kendini değersiz hissediyorsan.
şu hayata öyle bi şekilde, öyle yapıcı bi şekilde tutunmalı ki, diğer detaylar ufak tefek kalsın.
bu noktada yine bir kıskançlık ve öfke doğuyor içimde daha önceki enty'de bahsettiğim ne istediğini bilen sağlıklı insanlara karşı. -
9.
0öz babamdan bunu duyuca bi durdum. lan amk 20 senelik bir ilişki bile böyle olabiliyorsa... kendi dandik ilişkilerimi saymam, zaten 1 seneyi geçemedim bi kızla henüz. ama o kadar ciddi ilşiki olabiliyor ve bunlar aslında ne kadar çarpık temele dayandırılmışlar çoğu zaman. ve bunlar farkedilmiyor ve insanlar evleniyor ve ürüyolar. bu bahsettiğim aşkla, sevgiyle evlenme durumu, güya en sağlıklı olanı.
yine toplum baskısı bi yerde. genelde nedir, çık, nişanlan, evlen, doğur.
ve yine toplum baskısı: aileyi yürütemiyosan sorunlusun, ve asslında doğal bişey olan ayrılıklar böyle büyüyor ve travmatik hal alıyorlar.
@18 panpama geri dönecek olursam, yani aslında aileye de bel bağlamamak lazım. böyle patlayabiliyor. eğer ailene çok bağlanmışsan, bir boşanma, çocuğun kimde kalacağı davası ot tak derken hayatın gibiliyo, pgibolojin bozuluyor.
peki neden ben herşeyin en olumsuz yönünü bulup da çıkarıyorum amk? gibeyim lan böyle böyle hayattan soğuyorum. nedir amk git manita yap, aşık ol, uyuş gitsin, işe gir paran olsun, yaşa gitsin amk nedir lan? niye bu kadar eleştiri?
belki de hayata karşı bu eleştiri, bu tepki, yer yer nefret, benim elde edemediklerimden kaynaklanıyor.
ben bunları burada yazıyorum ama mesela, geçen kasımdan beri yalnızım, 2012de sevişmedim, üniversitede akademik başarım olamadı, senelerdir vasat bir hayat sürüyorum ve tüm hayatımın böyle geçeceğine dair bir inanç içime yerleşti.. -
10.
0evet, ana babadan ayrılıp iş güç sahibi olup kurulan aileler var bide. hacı benim güvenim yok malesef bunlara, özellikle bu yeni dönemde, kadınların erkeklerin ekonomik özgürlüklerinin olabildiği, tüketimin, aç gözlülüğün daha fazlasına sahip olmanın pohpohlandığı dönemde.
ama benim bu evlilik olayına inancımı sarsan asıl şey, kendi ailemden geldi.
zaten soğuk savaş ortamında büyüdüm ben. tek çocuğum. bizimkiler bi kavga ederdi, atıyorum 3 ay konuşmazlardı evde. aynı yatakta yatarlar, 3ümüz yemek yeriz akşam, ama birbirleriyle konuşmazlar.
neyse sonra ben 18 oldum, o sıralar babama da sinir oluyorum, ergenlik muhabbetleri falan. fecii bir kavga çıktı evde. ben annemin tarafını tuttum gibtir çektim babama, adam oğlum değilsin artık dedi falan. ağırdı aslında. o kadar pgiboloğa falan gittim, ilk defa burda yazıyorum bunları. tam da össye gireceğim senenin yazı. amk bunlar bi küstüler, 1 sene boyunca konuşma yok. ben babama tavırlıyım, adamcağız misafir odasında kalıyo, yemekler ayrı yeniyo vs. saçma sapan bir ortam. yaşayan bilir.
herneyse, sonra ben öss'ye girdim, babam evi terketti. başta gibtirsin gitsin modundaydım. sonra baktım annem kötü, akrabalar diyo babanı geri çağır falan diye. gittim buluştum adamla. dedi ki:"ben zaten hep ayrılmak istiyordum, senin 18 olmanı bekledim ve ayrıldım annenden, artık dönmem."
nası koydu var ya panpalarım... lan amk çocuğu, bu nası laf lan. o kadar sevişmişsin beni doğurtmuşsun, o kadar destek olmuşsunuz birbirinize, o kadar bereber hayat kurmuşsunuz, denecek laf mı lan bu!! -
11.
0@18 panpa, haklısın belki de, bir şey sahiplenilecekse bu aile olmalı. şu hayatta ne olursa olsun bizi en samimiyetle seven ailedir amk. kadın seni 9ay taşımış, emzirmiş, büyütmüş. anne lan.Tümünü Göster
ama aileyle ilgili sevmediğim bir şey var o da, bazen koruyucu görevinin bizleri bireyselleşmekten alıkoyması ve ayrıca ailenin ister istemez bir bağlılık yaratması.
mesela benim şöyle bir anım var. biliyorsunuzdur herhalde küçük karabalık kitabını, samet behrengi'nin. on numara çocuk kitabı. küçük balık sıkılır aynı dereden aynı ortamdan, yeni şeyler keşfetmek ister, sonuna ne gelecceğini bilmese de denemek ister. nitekim yola çıkar ve sonunda ölür. ama değmiştir. ben bunu çocukken annemle okuduğumda, beraber "çok saçma nedden gittiki balık evinden, ne güzel, güvende yaşıyolardı" sonucu çıkarmıştık annemle.
doğru olan balığın büyüyünce gitmesidir, gidebilmesidir, ne olursa olsun bireyselleşebilmesidir, kolaya kaçmamasıdır. ama bizim kültürde aile, büyük sözü o kadar kutsal ki, gençlerin böyle cesur adımlar atması çok ender gerçekleşiyor. dıbına koyim mesela başka hangi ülkede vardır acaba "yap ama hobi olarak yap evladım" lafı?
örneğin danimarkada gençler 18 yaşına geldi mi devlet onlara öğrenci maaşı veriyor ve hepsi aileden ayrılıyor, kendi hayatlarını kurmaya başlıyor. istediğini öğrenmeyi seçiyor, istediğiyle takılıyor. ot tak alkol gibiş çılgın parti hepsini doyasıya yaşıyor(hatta 18inden önce). çünkü ailesi onu yetiştirirken diyorki, evet ben seni şimdi büyütüyorum ama sen bir bireysin ve zamanı geldiğinde ayrılıcaz.
bence bu durum bizim kültürden daha iyi. eğer durumumuz azıcık iyiyse, hepimiz öğrenciyken gibtir et hacı peder yolluyo para, geçinmeye çalışalım modundayız. var yani bizde bi aileye güvenme, aileden kopamama.
sonra bazen aileler kendi hayallerini çocuklarına dayatıyor ve bunu çocuğun iyiliğineymiş gibi inandırıyor. mesela iş kurup oğluna devreden baba. oğlan belki konuya yeteneksiz, başka birşeye yetenekli, ama babası işi kurdu, ona sormadan onun geleceğini düşünüp kurdu ve çocuk onu devam ettirmeli. tabiki can kurban böyle babalara. ama demek istediğim, bizlerin özgür, radikal kararlar verbilmemiz gerçekten zor. istisnai. ve belki de en özgür olanlar en baştan durumu olmayan ve okumak için, para kazanmak için aileden daha bağımsız kendini var edenler.
ana babadan ayrılınca kurduğumuz ailemizden bahseddecek olursak, onu da sonraki entryde yazayım bari, çok sıcak lan zaten amk bu ne gibik hava.. -
12.
0bana benziyorsun bin aferin
keine lust -
13.
0ortak temel ihtiyaçları var her insanın.
bi kere karnı doyacak, güvende olacak, sevip sevilebilecek(cinsellik dahil).
tabi bunlar yetmez,
bi de insanın bi şekilde kendini var etmesi lazım bence. ne biliim, kendini yaratması, geliştirmesi, eğitmesi, kendi fikirlerini üretebilmesi..
ama burada bi incelik var. üniversite bitirip işe başlamak, parayla da yaşam komforunu arttırmak, sonra radikalden okuduğu haberleri facebook'ta paylaşıp evet tıpkı benim düşündüğümü yazmışlar demekten bahsetmiyorum. çünkü bunu yapan, benim gözümde eğitimli cahil gibi bişeydir.
okumuş etmiştir, ama manipüle edilmektedir ve farkında değildir.
benim bahsettiğim var etme, harbiden fark yaratmadır. sabırla dünyayı keşfetmek, okumak, okumak, belli bir alanda çalışmak, işin piri olmak... ana akımı farkında olmak, ondan uzak durabilmek, bu şekilde de, uyutulmadan yaşayabilmek...
eğer bir insanda bu temel varsa zaten gerisi gelir. böyle bi insanın kendisine samimi bir saygısı olur bi kere. zaten kendisine sevgisi saygısı olmayan bir insan bu kaddar gelişemez. öyle olduktan sonra özgüven de gelir, aşk da gelir, para da gelir.
işte bu insan bence sağlıklı bağ kurar hayatla ve çevresiyle. çünkü temel ihtiyaçları giderilmiştir, içinde bir ekgiblik yoktur.
öbür türlü, her ekgiblik bir kıskançlık, öfke, şiddet yaratıyor. -
14.
0bu ekgiblikler herkeste farklı şeyden kaynaklansa da, bazı ortak sonuçları oluyor insanlar üzerinde gözlemlediğim.
mesela, evde otorite kuran baba. belki iş yerinde, hayatta eziliyodur, elde edemediği bir sürü şey vardır ama evde kral odur. o ne derse o olur, olmazsa şiddet vardır. öyle de bir tatmin.
mesela, yannan kürek cemiyeti derneği yönetim kurulu üyeliği için çabalamak. bi tak olamıyor, bari o gibindirik yerde bi şey olsun da önemli hissedebilsin.
mesela, yalnızlıktan kıvranmak ve orrrroospunun birine mazoşistçesine bağlanmak, zorla aşık olmak.
mesela, alkolik kardeşlerim.
mesela, manyak gibi çocuğunun üstüne titreyen anne, çocuğu gereğinden fazla sahiplenmek, iyi anneyim diye tatmin olurken aslında çocuğun kendisine bağımlı olmasından haz duymak.
çok meselalı oldu, hoşuma gitmedi bu görünüm. her neyse. hepinize iyi geceler panpalar. -
15.
0panpa bu noktada önerim yeni alternatif fikirler için bol bol film izlemen ve kitap okumandır. dikkatini çeken, eğilimin olan noktaya yoğunlaşarak bunu amaç haline getirirsin ve bir süre sonra o amaç olursun. tabi istersen ;)
-
16.
0Devamini bekliyorum panpa
-
17.
0arada uğra yaz bir şeyler panpa
-
18.
0reserved
-
19.
0eski yazdıklarıma benzer şeyler yazasım pek yok ama yine biraz içimi dökeyim...
son bir kaç gündür son manitamı özlüyorum panpalar. geçen entrylerde bahsettiğim huur değil ama bu başka. zaten türk de değil.
içinden gelmiş, şu şarkıyı dinletmişti bana: http://www.youtube.com/watch?v=uzm1BOn-N6Y
güzel şarkı deyip geçmiştim.
ama şimdi defalardır dinliyorum, ve onu özlüyorum...
sözlere bak amk!
"see me, want me, give me, trust me
feed me, fuck me, love me, touch me
this whole world is cold and ugly
what we are is low and lovely
i am the most beautiful boogie man
the most beautiful boogie man
let me be your favorite nightmare
close your eyes and ill be right there
while... open... all... over... a-gain" -
20.
0bu dünyayı farklı algılayabilmek istiyorum. dünyaya hak ettiği üzere cold and ugly deyip geçebilmek, onu gibtir edebilmek istiyorum. beni sinir eden, hayattan soğutan tüm detayları görmezdden gelebilmek istiyorum.
kendim için doğru bir yol seçebilmiş olup, şu şarkıyı şimdiki gibi gözlerim dolu değil, sevdiğim insan yanımdayken ona sarılarak dinleyebilmek istiyorum.
ne alkol, ne ot, ne antidepresan. hepsinin dıbına koyimm. kafamı gibip duruyorlar. beynimde yalandan bi denge oluşturmaya çalışmak ne kadar anlamsız. bi yerden patlıyor işte, gecenin bir yarısı, bir başıma, kötü hissedip, böyle şeyler yazıyorsam hepsinin dıbına koyim, bi taka yaramıyolar uzun vadede.
yine en güzel ilaç sevgi lan.
keşke kendimi sevsem, sürekli eleştirecek bir yanımı bulmasam, keşke çevremi de sevsem, keşke yaptıklarımı, yapabileceklerimi, üretkenliği sevsem.
keşke ailemi sevsem, keşke bana her zorluk çıkarttıklarında içimden geberin gidin amk yalnız bırakn diye geçirmesem.
keşke insanları sevsem, bana kazık atanları öldürme hayalleri kurmasam arada.
keşke kendimle barışık ve güçlü olsam da, yenemediklerime karşı, zorluklara karşı falan içimde bu şiddet arzusu olmasa.
-
kayra esc gidiyorum yalani
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 28 04 2025
-
imamoğlu hapiste napıyor acaba
-
calisan kadinin namusu
-
ismet o gün ağlamadı
-
aklim hala mardinli kürt adam da
-
bu size de oluyo mu aq
-
sirkannnnnn nirdesin 1000
-
memur olup burdurda yaşamak
-
dedem disariya işe namaza filan gitti mi
-
sevgilisiyle ortalık yerde öpüşenler recmedilmeli
-
rammstein adlıı yazarı bıçakklamalıydım v136
-
keşke her gün sarhoş olsak
-
yahudiler kıral adamlar
-
dunyadaki bu duzeni degistirmemjz lazim
-
bizden yasca buyuk diye sabah askam ana baci
-
lgbt yasak demokrasi yasak
-
melek goz denen mağdur
-
inci sözlüğün hala yaşaması sorunsalı
-
bu buyuk basaridir
-
dışarıdan pizza söylemek
-
ya abi kimligin çipi nasil düşer
-
ardıyanık
-
sekismeyecegin kizla arkadaslik
-
trumpin kulagindan vurulmasi kurgu muydu
-
evde oturmak yerine giyim magza da dar pantolon
-
ehliyetle kimlik birlestirme muhabberi vardi
-
ezhel terörist ama müziği kötü be abi
-
demokrasi ve kadina ozgurluk
-
enercidrink yatla geçip durma şurda
- / 2