+2
-1
Yanı başımdaki ihtiyar annem ve babam göz yaşı döküyordu. Fakat ne için? Ölüm anımın yaklaştığı için mi yoksa bir deist olarak öleceğim için mi? Kanser teşhisi konulup da ömrüm için zaman biçildiğinden bu yana onlara hep bunu vasiyet ettim. Cesedim yıkanmasın, kefen istemiyorum, cenaze merasimi de keza öyle. Dua falan istemem.
Bir annenin rahminde ilk kalp atışlarım başlayacak, bilincim henüz kapalı olacak ve ölürken nasıl ışığa yürüyorsam yeni hayatıma da o ışığa giderek başlayacaktım. Daha doğrusu buna inanıyordum. Şimdi işte tam bu kırılma noktasındaydım. Çevremdekiler dahil ben de artık yolun sonuna geldiğimi anlamıştım. Doktorlar ailemi dışarı çıkardılar. Yanıbaşımdaki ekg cihazı henüz stabil aralıklarla dıt dıt sesi veriyordu. Kalbimin yavaşladığını hissetmemle etrafımdaki doktorların da telaşı arttı. Dıt sesi mi yavaş aralklarla ötmeye başladı, yoksa bana mı öyle geliyordu? Ama soluğum da kesiliyordu. Birden etrafımdaki seslerin bulanıklaştığını fark ettim. Kalbim yavaş atıyordu ama her bi atışı kulağımda top sesi gibi yankılanıyordu. Güm... Güm... Güm... Görüntüler de bulanık hale geldi ve bir noktadan sonra sadece o sesi duydum. Güm.. Güm... Güm... (Ses yok)
Birden gözümü açtım. Etraf kapkaranlıktı. Ve bir ses işittim. Rabbin kim? O an damarımda kan aksaydı muhakkak durduğunu hisseder, yüzüme kan gitseydi yüzüm bembeyaz kesiliverirdi. Dehşet bir korkuyla cevap verdim.
...