-
76.
0istediğim şeyin bu olduğunu anladım. sessizliği bana zarar vermeden yaran insanları izlemekti istediğim tek şey. köşeme çekilip olanı biteni tarafsız bir gözle izleyip iki tarafın da anasına bacısına küfretmek istiyordum.
trakya insanını severim, ancak fazlaca kancıklık yapmayı da çok severler, çok kahpeleri de var, tanımadığı insan için sırf yolunu kaybetmesin diye sorduğu adrese kadar zütüren de.
ve gece yarısı kızlarla gezmeye çıkan üniversite gençlerini çatılardan aşağıya atlatarak kaçırmaya çalışan huur çocukları da.gece yarısı pavyona dönmüş bir şahin de 4 5 erkek sizin yanınızda durup sizden ateş isterse kaçın.
ciddiyim kaçın.
her neyse, trakya insanı yemek konusunda ne kadar yeteneksiz gözükse de bu mangal işlerinde şampiyonluğa oynarlar.
kanat ve etin kokusu burnumun içinden girip beynimdeki mideyi yöneten kısma tavsiyede bulunuyordu. çok geçmeden elinde bir tabakla birisi geldi yanıma. cigaramı söndürmemiştim hala. saklamadım da,çekinmem zaten.
gömleğin düğmelerini sonuna kadar açmış atletiyle,iki çizgili pijamasıyla tam bir trakya insanıydı karşımdaki.
kokmuştur enişte, dedi.al nemalan biraz.
sağolasın dedim, cigaramı gördü, güldü ağzın da kurumuştur senin dedi. güldüm.gitti iki pet bardak kaptı vodka da getirdi.
markasını bilmiyorum da etle birlikte güzel gitmişti.bir müddet konuştuk, cigara ikram ettim. beraber içtik. ailesini anlattı. çocuğunun ilkokula başlayacağını söyledi eylülde. uzunköprüyü beğenip beğenmediğimi sordu.
ben de her yabancı gibi övdüm de övdüm. -
77.
0uzun uzun konuştuk, adam rahatsız etmiyordu. muhabbeti güzeldi. şivesi taklit edilemeyecek kadar şopardı.
bir ara kalktı,dur şu vodkayı alayım yanımıza da keyfimiz kaçmasın dedi. eyvallah dedim, yanında akrabaları olduğunu düşündüğüm iki genç de geldi.
işte o iki gençten birisi 3 ayımı uzunköprünün çeşitli binalarında, devlet hastanesinde ve köprü altında ve yol boyunca uzanan çorak tarlalarda geçirmemi sağladı.
adı sözlüklerde ferhat olarak geçmesine rağmen ferat kalmıştı. ferat bize iki mandalina kap bea. dedi bizim samimiyet abidesi atletli abi. onun da adı hasan bu arada. diğer sakin çocuk da ismail.
tanıştık ettik, kadınların içinden gözleri keskin bir siyaha çalan kız çıktı geldi yanımıza, ismail i çağırdı. gençlerdi biraz yürümek ve uygun bir yerde sevişmek için can atıyorlardı.
ikisi gittiler. hasan,ferhat ben. oturup her şeyden konuşmaya başladık. cigaradan açıldı mevzu. istanbuldaki durumları sordu. değişik bir şekilde anlattım,her şeyi anlatsaydım eminim ki o ördekli gölde yeller eserdi. çizgi filmdeki gibi birden kaybolurlardı.
belki de boğazıma sarılır bizi istanbula zütür derlerdi. bilinmez. -
78.
0rezerved
-
79.
0aslında uzunköprünün de istanbuldan farkı yoktu. istanbuldan daha pahalı bir yerdi. alternatif yoktu burada. edirneye uzaktı, istanbula daha uzaktı, çoraktı.
kısacası gereksiz ve gibindirik bir yerdi.ne gibime fethetmişler burayı diye düşündüm her çarşıya çıktığımda.
o istiklal caddesi muamelesi gören çarşıya.
iyice kaynaştık,bir şişe vodka gölün dibine felix gibi inmişti feratın sert bir hamlesiyle. kafalarımız hoş olmuştu.
alkol gerçekten etki yapar insana. bünyeye kroşesini vurur ve kendinize gelmenizi bekler.
arabalarına bindik.iki araba gelmişlerdi biz efsane beyaz torosa bindik.
bir şarkı açtılar.ama ne şarkı.
kayınçom açmış yine şarabı selam veriyor bana.
burhan öcal ın trakya all starsla yaptığı albümün en klas parçalarından biri olan kayınço şarkısı. otogara geldik, indim.atletli abi bana bir apartta çalıştığını söyledi.ben de mecburiyetten ziyaret edeceğimi söyledim.
evime davet edemezdim tabi.eve atla gelirdi abi. balkondan atına bakıp dururdu yerinde mi diye.
trakyadaki yılgı atları kadar berbat bir durumdaydım ben de.ancak bu en doğal hali bile komik olan yerde bana beklediğimden fazlasını verdi. yüzüm epey güldü. -
80.
0rezerve
-
81.
0kafası zom olmuş, ağır ağır oynayan romanların arasına giren ferhat her gelene gülümseyerek bakan, gözleri kısılmış esmer tenli beyaz bıyıklı abilerin cüzdanlarına göz koymuştu.
burhan öcal ın düzenlediği opaz şarkısını açtılar cdden.
müthiş bir şarkı.
bazı şarkılar eğlenceli görünmesine rağmen içlerinde buruk ve hatta ölümcül bir acı taşırlar. beatles adlı müptezel grubun the helps şarkısı gibi.
opaz da böyleydi,o küçük kızın sesi insanı parçalıyordu oynamaya teşvik etmekten öte." oyna " dedikçe beynim daha fazla acımaya başlıyordu.
ancak ağır roman havası isteyenleri tatmin etmişti bu ağıt.
ferhatta sadece benim farkettiğim işini yapıyordu. işini bitirip yanıma geldiğinde adamlarını kimliklerini ceplerine koyduğunu bile söyledi.
iyi niyetli huur çocuğu. lazım olur diye kimliklerini ehliyetlerini bırakmış, nakite yönelmişti. -
82.
0takipteyiz panpa devam
-
83.
0Kız paraları yerine yerleştirdi özenle. Tekrardan kapattılar sandığı. aldıkları gibi bıraktılar.
Hayatımdaki en adrenalin dolu anlardan birisiydi, burada başıma gelecek en ufak şeyi camdan atlamaya
tercih ederdim.
Ancak artık feratla kızın aralarında sessizce konuştuklarını görünce bu işi ilk kez yapmadıklarını
anladım.
Kız kardeşini bildiğin sırf şu adamın paralarını tırtıklamak için hacıdayının oğluna itelemişti.
kız da zaten futursuz birisine benziyordu, büyük ihtimalle daha kimseye aşık olmamıştı.ve o yüzden
benim seneler önce düşündüğüm gibi düşünüyordu.
aşkın olmadığını,tek gerçeğin nefes alıp verdiğimiz sürece rahat ve konforlu yaşamak olduğunu
düşünüyordu.
haksız mı ? haklı.ne gerek var bu kadar sıkıntıya ?yollarını bulmuşlardı ne güzel. ferat çeşitli aralıklarla geliyor, gerçek paraları sahteleriyle değiştiriyor, birikimini yapıyor, kıza açtığı bir banka hesabına koyuyordu kızın payını ve evden çıkarken de alnından öperek abilik görevini yerine getiriyordu.
kız saftı nihayetinde. böyle bir trakya kızını bulup uzaya kaçasım vardı.ya da aya çıkıp iki kadeh vodka koyup dünyaya bakarak türkiyeyi bulmaya çalışırdık. ayın bir çukuruna girer güneşsiz sabahlara kadar mokoko yapardık.ama olmadı tabi ki.hiç bir trakyalı hatun gözüme hatun gibi gelmiyordu kahpem oldukça.
o da zaten ay gibiydi, benim uydumdu.su olsam ona damlardım.o derece.her neyse.
evden çıktık. kafalarımız tamamen açılmıştı. napalım abi dedim, söyle bu gece ne istersen yapalım. farketmez dedim her evine gitmek isteyen insanlar gibi.o da farkmaz deyince gittik bir kaç şey içtik,ben yorulduğumu söyledim, kaçacağımı söyledim. tamam abi dedi.5 tomardan ikisini uzattı bana. suratına baktım.
eğer bu tomarları alırsan her gece bu taku yiyeceğiz der gibi bakıyordu. inadına aldım.iyi para vardı çünkü.
kahpenin finalleri de başlamıştı. -
84.
0kahpenin finalleri giblediği yoktu,ama hepsine girecekti,bir sene burada yetmişti kahpeme. sıkılmıştı.bunalmıştı.ve en önemlisi eski evini özlemişti. manzaraya bile alışamamıştık. camdan bakınca ağaçların arasından geçen toroslar görüyorduk sürekli.Tümünü Göster
kahpe erkenden gitmek istiyordu ancak ne olur ne olmaz diye dikkat çekmemek için tüm final sınavlarına girmesini söyledim. hatta durumu anlatınca çalışmaya bile başlamıştı.
aklı her kız gibi ters orantıda işliyordu.
ben de bu durumdan daha fazla güç alıp ferhat biniyle bir iki hafta daha takılarak bu yazı har vurup harman savuracak miktarda para ihtiyacımı karşılamak istedim.
ferhatla oturduk bir gün uzkopun beyaz saray adlı çaybahçesinde.
dedim neden yalan söyledin oğlum ? gelmezdin abi başka türlü dedi. dedim ulan hadi o gün bana işin düştü, yardım için adam lazımdı o yüzden uydurdun iki dakikada.
ama neden en başta tanıştığımız ilk zamanlarda yine aynı yalanı söyledin dedim.
inandırıcı olması için dedi.
çünkü ferat bini uzkopun adı çıkmış muallaklerindendi. yani yanında gezen insanlara uzkopta kimse selam vermezdi, ancak ben onun için biçilmiş kaftandım. buraya kafa dinlemeye gelmiş bir turisttim. istanbulluydum.burada çevrem yoktu.her an her zütlüğü yapabilirdi bana.
ama öyle de olmadı pek.
benim tepkisiz kalmam çok dikkatini çekmiş olacak ki daha rahat takılmaya başladı.bir gece yunanistan ın uzunköprü sınırındaki bir kasabasına geçtik. pyhton muydu neydi adı tam bilmiyorum.
askerlere iyi para verdiğin zaman gezip gelmene müsade ediyorlardı.
girdik uzkopun yunan versiyonuna, hiç bir fark yoktu. ferat bini bir kaç eve girdi burada. biraz da döviz elde ettik. kasabanın merkezine kadar gidecek halimiz yoktu, ayrıca biri yakalasa savaşa neden olurduk amk.
tekrar geçtik uzkopa, yürüye yürüye geze geze otostop yapa yapa geldik çarşıya.
abi dedi,bir kaç yere daha gidip bitiricem bu işi, gibtirolup gidicem dedi. nereye gideceğini sordum. tabi ki istanbula gelecekti.
dünya istanbulda akıyordu zaten.
tanrı ilk önce istanbulun surlarını yaratmış ve etrafını da ona göre düzenlemişti. tabi ki istanbula gelecekti.
aradan 2 gün geçti, artık gitmemize az bir zaman kalmıştı.bir gecede iki eve girecektik.ilk önce üniversite öğretmenlerinin birinin evine, daha sonra da hacıdayının eski ahbaplarından ve uzkopun haskovayla yürüttüğü projenin mimarlarından birinin evine girecektik. -
85.
0adamın dibisin lan
-
86.
0devam edeceğim bir 10 dakikaya.bir kaç entry sonra da bitireceğim zaten.
okuyanlara eyvallah. -
87.
0hirsiz huur cocuklari ananiZi gibeyim sizin pic kurulari
-
88.
0panpa uzat amk ya
edit :şuan ne iş yapıyosun panpa askerlik durumları ne alemde -
89.
0evlere gireceğimiz günün öncesinde biraz kafa dağıttık,bir düğüne gittik. içtik kalktık, uzunköprünün kavak mahallesinde bir kerhaneye gittik, başında polis bulunan devlet malı huurlardan birini gibti ferat.
oradan çıkıp bir türkü bara geçtik,bir iki kadeh bir şeyler içtik.
sonra atbaba ydı yanlış hatırlamıyorsam o sokağın ismi. oraya gittik,o sokağın ortalarında bir çocuk parkı vardı, feratı gören çocuklardan biri geldi yanımıza,ne olduğunu anlamadım. ferat halini hatrını sordu binin başını okşadı, sonra aldı çocuğu yanımıza. biraz çocuğu gezdirdik.ne olduğunu anlamış değildim. daha 12 bile yoktur belki çocuk.
vakit geç olmasına rağmen bin hala yanımızdaydı. ferat ilk hangisine gidelim diye sordu.en zor olanı halledelim dedim. gittik bu uzkop haskova birleşiminin mimarlarından birisi olacak züteleğin evine.
uzunköprü ve haskova türkiye ve bulgaristanın yetimleriydi. kendi şehirlerinin belediyelerinden bir yardım bulamamış ve kendisi gibi bir kasaba bulup güçlerini birleştirmek istemişlerdi.
bizim kerizlerin efendisi de bu proje kapsamındaki bir konferans için gravatını takıp medeniyete olan köleliğini göstererek bulgaristana gitmişti.
ev boştu anlayacağınız.
çocuk ben ve ferat eve geldik. çocuk geçti, cebinden ilginç bir alet çıkartıp girişti kapıya.bir iki kurcaladı tak diye açtı.
tam bir çingeneydi. çocuğu o saatte alkışlayamayacağımız için ferat eline bir dondurma dolabını satın alabilecek kadar para sıkıştırıp yolladı çocuğu.
eve girip kapıyı kapadık. içerisi çok çikçikliydi.tam bir modern insan eviydi, içeride bulgaristanlı dostlarıyla çekildiği fotoğraflardan burbon viskilere kadar her şey vardı. lincoln gelip bu eve girse köleliği kaldırdığı için kendinden utanırdı. -
90.
0takipteyiz panpa
-
91.
0beynim zonkluyor amk. kusura bakmayın nette cidden problem var.gri ekranla da bir iki entrym yalan oldu.
tamamlayacağım bu hikayeyi. zaten az olay kaldı.
bu arada bir üniversitede kaydım var, arada gidip uğruyorum. askerliği de öyle böyle geçiştiriyoruz işte.5 ay yapıp gelirim kafasındayım. onun dışında bir grup şirketinde bir firma adına çalışıyorum. herkesin yapabileceği basit işlerden birisi.
kusura bakmayın lan, böyle muallaklik yapıyorum ama cidden feci zonkluyor kafam.bu gecelik müsade. -
92.
0up up up
-
93.
0up up up
-
94.
0yaz yavaş yavaş yaklaşıyordu, kahpenin finallerinin başlamasına 1 hafta kalmıştı, ancak zerre umrunda değildi. istediğini bulamamıştı. şehri terketmek istemiştik, ancak fazla huzur dolu bir kasaba için fazla aksiydik.
huzur bize yaramamıştı,ben ne idüğü belirsiz bir gaspçının peşine düşmüştüm o da günde 8 saat yarak kürek bir üniversite müsvettesinde, müdür muavininin kendisini padişah sandığı, esnaf gibi davrandığı bir yerde harcıyordu.
yavaş yavaş okula daha az gitmeye başlamıştı.biz de tüm gün oturup etv deki belgeselleri izliyorduk. sırtlanların alengirli dünyası, erkek aslanların dişilere karşı olan ezikliğine tanık oluyorduk. günler geçiyordu.
feratla bir gün oturup iki şişe öküzgözünü devirdiğimizde müthiş bir cesaret edindik nedendir bilinmez.
ferhat gidelim abi şu hacının evine, alalım tüm parasını. dımdızlak kalsın huur çocuğu dedi. sevdiği kızın kaynatasından bahsediyordu.
bu bahsi geçen kaynatayı bir kaç kez görmüştüm, gece yarısı kalkıp gelininin yeni doğan bebeğiyle yatmasına rağmen kalçalarını okşayabilecek bir huur çocuğuna benziyordu.
hacılığı meslek icabıydı, ceketinin pantolonunun her cebinde tomarla para vardı.
hatta uzkopa bağlı bir köyün (adını vermeyeceğim, nolur nolmaz.) tamdıbına yakınının ona ait olduğu söylenir.
ve hala evinin yanındaki kaçak yaptığı gecekonduları 150 200 lira gibi fiyatlara kiralardı.
çarşıda bir kuyumcusu vardı. oğlu da bu kuyumcuda sözde meslek öğreniyordu. onun altın bileziğini babası geçirmişti koluna. oğlunun kılına zarar gelmesini istemiyordu. ileride oğlu bu karıdan sıkılıp başkasını istediğinde ilk önce karıları toplar oğluna gibtirir hangisini beğenirse onu alırdı bu adam.
öyle böyle değildi. müthiş bir huur çocuğuydu bu hacı dayı. -
95.
0okuyoruz panpa
-
iddaa oynanmaz artik
-
gran torino saç ektirdiği kafasını paylaşıyor
-
gsi sende bipolarlık var mı
-
naber lan suç işleme potansiyeli olan tipler
-
şu karının tutuklanması
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 19 01 2025
-
soyunu devam ettirmek
-
saat 22 de fena uykum gelmisti
-
muslolar bu ulkeyi yasanmaz kildi
-
ateyiz ahlakı capsli
-
esnaf lokantasına silahlı gidip
-
zütten ciks
-
soldaki foto daha azdırıcı
-
beyler yıkanıyorum capsli
-
31spor emmim sınavceğzin nasıl geçti
-
kendi özüne düşman bir millet
-
amkun lubunyası kimsın de
-
şikeli maçlar sonrasi mackolik yorumlari
-
pgibolojik sorunları olanlara tavsiyeler
-
bu fotoya bakınca bir acayip oluyorum
-
daha fazla nefret gerekli
-
aga bak googla satanist ayin yazıyorum
-
ey ermeni gençliği
-
mustafa kemal ruhumuzu söküp aldı
- / 1