bir zamanlar anadoluda

film bombastik, adam yapmış beyler.
gelgelelim benim derdim o değil. filmden çıkınca bakiim eloğlu ne demiş film hakkında diye ekşi sözlük'e gireyim dedim, dıbını yurdunu gibtiklerim canımı sıktı. vay efenim nuri bilge yine müthiş bir iş yapmış ama bilmemne sekansı gereğinden fazla uzun olmuş, vay efendim karanlıkta yapılan çekimlerde kullanılan ışık oyunları sinema okullarında okutulmalıymış, filan.
e dıbına goduklarım, hepiniz mi sinema olayının kompedanısınız derdini yurdunu gibtimin muallakleri.
sinema işi kolay tabi, al filmi izle yorum yap. buyur çek desen "hikmet el salla lan, eherere", başka da yok.

özet: ekşicilerin topunu gibiim.

film başyapıt beyler. izleyin.yalnız amlı aramasın gözleriniz yok çünkü gerçi cemile var ama onun da güzelliği, masumiyeti gibimizi kaldırmaya değil elindeki gaz lambasıyla hepimizin kirli içini bir an aydınlatmaya yarıyor.

yemin ediyorum çekimler nuri bilge diye bağırıyor. bu kadar pesimist filmler hep bu adamdan çıkıyor hep. daraldım. üç maymunda da daralmıştım. karanlık hep çok karanlık bu adam. yalnız bu kadar mı iyi gözlem yapılır. polislerin arabada zanlıyı giblemeden ettikleri muhabbetin aynısını vakti zamanında çok yaşadım. gözlemin çok iyi nuri fekat hacım öldürdün bizi. bu ne karamsarlık dıbına koim. koskaca filmde 2 espri yapıldı. birincisi clark gable olayı, ikincisi don giymemiş sürekli zikişe hazır maktül.
doktor yalan yere ifade verdiğinde yüzüne sıçrayan kan.. ve o kan izinin kalması. ah nuri ah yedin bizi evladım. ama güzel bi metafor. karının huurluğu da topuklu ayakkabıyla anlatılmış. bu çok iyidi. çok beğendim. havlayan köpek kaç para kaç filminde olduğu gibi gene vicdan metaforu olarak kullanılmış zira katilin nasıl korktuğunu görebilirsiniz. şu taner birsel sanat filmlerinde ne kadar da iyi oynuyor züt herif, yanlız yılmaz erdoğanın performansı da iyidi amua goyim. arapa diyecek sözüm yok huur evladı midesine o kadar düşkün ki kavunları cesedin yanına koydu, burda verilmek istenen mesajda ölen ölür hayat devam ediyor gibi yorumladım ben. filmin özet analizi budur. pesimist nuri bi filminle de şaşırt bizi bin.

sinemada izlerken fenalık geçirip migrenimin tutmasına neden olan 2 saatten fazla olan film.

bugun avengersa gittim 150dk hiç sıkılmadan izledim amk bi sorun var ama...

dıbına çaktığımının nuri bilge zütü seni oscar a aday göstereni gibeyim o elma zütüne girsin iki buçuk saat sıkıntıdan önümde yiyişen çiftlere bakıp osbir çekçekdim nerdeyse

not: sen yapma bari yılmaz reyiz

gelgelelim muhtarın kızı sahnesini hiç beğenmedim. o ne öyle hepsinin içi açılıyor falan. bırak yaaa. nedenini tam anlayamamakla birlikte, evet ben bu sahneden çok rahatsız oldum.

filmden yeni geliyorum binler Nuri gibmiş ortalığı 3 saat izliyorsunuz sonra gidiyorsunuz bi tak anlamadan bu kadar basit

Sıpoylır
Elma sahnesinde bi gibim yok

oldu olacak once upon a time in anatolia amk

(bkz: kola var mı)

ya hala düşünüyorum ben bu filmi o köy sahnesi araf gibi bi şeydi galiba ondan sonra aydınlanıyo her şey katil adam orda hayal ediyo ya ölen adamı he işte orda boğuluyo filan cidden asıl ölüm anı o anmış yani bu mallar dövüşmüşler sanırım sonra bunu öldü sanıp diri diri gömmüşler işte o sahnede topraktan boğulup öldüğünün sinyalini çakıyo.
cemile melek gibiydi ayrıcana cidden köylerde öyle kızlar var lan.en son aşufte gibin ayakkabısını gösteren kadın da tam bi ırıspıydı.
bi de o doktor anadolunun vicdanını temsil ediyo güya hani çocuğun adı babasıza çıkmasın diye olayı örtbas ediyo her şeyi çok güzel bilip anladığı halde anadolulu duygusallığı yapıo mal işte biz istediğimiz kadar okuyalım avrupalılar gibi realist olamayız he.
he bi de o cesedin yanına kavun koyan adam sen ne iğrençsin bişisin yaa en sefmediğim tip ama kara mizah oluyo o da tabi.
ha bi de bu son o muhtar rolündeki adam gerçek hayatta doktormuş.
ayrıca oyuncuların yüz hatlarını ezberledim valla iki saat ışık tutmuş hepsine de.

oh bence biraz anlamışım ama hala şeyler var yani neyse :/

filmin sonunda savcı eczaneden aldığı ilaçları içerek intihar ediyor. doktor ise onun otopsisinde teknisyen şakir'in elindeki bistüriyi alıp kalbine saplıyor ve o da intihar ediyor. film son olarak şakir'in yüzüne sıçrayan kanları gösteriyor.

dvd si çıkmış beyler nete düştümü gören bilen varsa msj atsın amk

cinebonusta iki kişi 33 liraydı. ehee abla öğrenci indirimi var mı dedim var o da 1 liraymış ama son seans olduğu için onu da yapamadık. sövdüm aldım tabii

doktor cinayeti kuran adam. kanın yüzüne bulaşmasıda bunu temsil ediyor.

yannız biletler 16 lira içime oturdu huur çocukları

amk türkiye bosna hersek ortak yapımı diyolar bi tane bosnalı oyuncu yok

neşet ertaşın allı turnam türküsünün çaldıgı sahne çok fenaydı lan, filmde çalan tek müzik de buydu sanırım.

not: eleştiri film ile ilgili bilgiler içermektedir. izlemeyen arkadaşların dikkatine - alt metin hazineleriyle dolu harika bir sanat sineması. hikaye, cinayet mahalini arayan birkaç görevlinin hikayesi yüzeyde. ama alttaki hikayeler ile bu üst hikaye arasında kurulan bağ muhteşem. nuri bilge, doktor, polis ve savcının bu yolculuk boyunca kendi hayatlarındaki cinayet mahaline dönmelerini sağlıyor kırsalda geçen tek gecede. savcı eski eşini aldattığı, doktor mesleğini ilişkisinin önüne koyduğu, eşinin gitmesine göz yumduğu, polis ise eviyle ve oğluyla ilgili sorunlardan kaçtığı için hepsinin istemeden de olsa kendi hayatlarında insanları gerçek ve gerçek olmayan anlamda öldürdüklerinin farkına varmalarını istiyor karakterlerinin ve tabii ki bizlerin ceylan. aslında cinayet için illaki silaha ihtiyaç yoktur, yeteri kadar umursamazlıkta bunun için yeter demeye getiriyor yönetmen. karakterlerin geçirdikleri işte bu tek gece hayatlarının üzerlerine serilmiş o umursamazlık toprağının kazınarak alttaki ölü/ölülerin ortaya çıkmasına yeterli oluyor. filmin otopsi sahnesindeki kumu umursamama ise bu yüzleşme sonunda gerçeklerin farkına varılsa bile bununla baş etmenin zor olacağı için bu sorunlar yokmuş gibi yapıp, karakterlerin hayatlarına devam edeceğini, yalan ve görmezden gelmenin özelde bu karakterler, genelde ise insanoğluna ait bir hastalık olduğunu vurgulayarakta muhteşem bir finalle filmi noktalıyor. bütün bunların sonunda film (yine) popüler sinemaya düşkün, hıza, aksiyona alışkın sinema seyircisine değil, alt metin okumayı seven, sanat sinemasına düşkün sinema izleyicisine hitap ediyor. hitap kitlesi için türün en iyilerinden. iyi seyirler.

-spoiler alert-

filmin çoğu sahnesinde sanki oradaymışım hissi verdi bana.her karakterin doğrudan yada dolaylı kadınlarla bir problemi var.bir yerde kast sistemini de anlatıyor. herkes altındakini eziyor. kafam güzel başka zaman daha dikkatli bir şekilde editlerim.

sinemada heralde ara vermeyi unuttular dedik 1 bucuk saat sonra ara olunca şok geçirdim. o yol git git bitmez mi amk. muhtarın dialoglar çok iyiydi yalnız. filmi sevdim mi sevmedim mi kararsızım amk