rez yeşil in sol taşşa

Elektrikler geldi okuyamadm

Seri seri kardesim badi seri

5 Eylül 2000

Giderken bir anda başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. "Suikasti tam olarak engelleyemedik." dedim. "Ben nişangahtan izledim, tam tetiğe basacaktım. indirdin adamı." dedi. "Silahı nereden buldun?" diye sordum. "Ertuğrul Ağabey birisine yönlendirdi, basit bir bakkal." dedi. "INISlar geldi mi?" diye sordum. "Bilmiyorum çok durmadım." dedi.

Ellerimi yüzüme koydum. "Bizi 2 kişi gönderdilerse buraya, birimiz yapamazsak birimiz yapalım diye gönderdiler. Savaş çıkarmak isteyen adam sadece bir tane ajanla mı yetinir?" diye sordum. Bana baktı. Arabanın direksiyonuna sertçe vurdu. "Ulan akıl edemedik. Senin bir anda sıçradığını görünce takip ettim bırakmamalıydım." dedi.

Şaşırıyordum, çünkü ne beni takip ederken ne çatılarda Vatanı görememiştim. Gerçekten iyi yetişmiş, yetiştirilmiş bir Türktü. Yafa'ya girdiğimizde askerler sokakların başındaydı. "Dümdüz devam et. Bizi arabanın içinden göremezler, hızını arttırma." dedim. Sokaklar aranıyordu. "Yolu kesmişlerdir ilerde nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Köprü var, köprüye gidiyoruz." dedim. "Ulan delirdin mi? Köprüde kesin çevirme vardır." dedi el frenini çekti.

"Dediğimi yap, köprüden geçtikten sonra gerisi basit." dedim. Köprüye doğru sürdü. Al Jumariyah köprüsünden geçiyorduk, köprüyü geçtikten sonra karşımızıa kavşak çıktı. "Dönme bir yere dümdüz devam et." dedim. Dümdüz devam edip otobana çıktık. Dümdüz devam ederken Mohamed Al-Qasim caddesinin kavşağı çıktı. "Dümdüz devam et." dedim. "Yolları nerden biliyorsun?" diye sordu. "Bilmiyorum." dedim.

rezerve ettim burda dursun tek tek okuyacam

rezzerd

rezervapur

BıREZzırs

Rezzzzzzzz

5 Eylül 2000

"Çıkamayacağız buradan." dedi. "ileride çevirme var." dedim. "Nereden biliyorsun?" diye sordu. Camı açıp kafamı çıkardım dürbün ile baktım. "Dönebiliriz." dedim. Filistin caddesine gelmiştik. "Buda çok büyük cadde gözüküyor, buraya girersek çıkamayız. Bas." dedim. Filistin caddesini geçtik. "Çevirmeye doğru hızla gidiyoruz." dedi.

"Önümüzde Ömer Bin Katip ile başlayan bir cadde olacak, ilk sağa sapmada sağa gir." dedim. Ömer bin Katip caddesine girdik. Karşı yola baktım. "Karşı yola geçmemiz lazım. Bu şekilde iyice giriyoruz Irağın içine, çıkışa doğru gitmemiz lazım." dedim. Dümdüz gittikten sonra karşımızda yine bir dört yol çıktı. "Ters şeride gir, sola dön dedim." bana baktı. "Buradan çıkacaksak bunu yapmak zorundayız yoksa ırağın içine doğru gireceğiz iyice." dedim. Ters şeride girdi en kötü 2 km ters şeritte gittik sola döndü. Düz şeride girmiştik. "Şimdi bas gaza gidiyoruz." dedim. Otobana girmiş gibi hızla gidiyorduk.

Rezerve

Rez okucam

Kurtlar vadisi ırak rez

5 Eylül 2000

Karşımıza yeni bir cadde gelene kadar hızla gittik. "Nereye?" diye sordu. "Kanal var, kanalı geçemezler peşimize düşerseler." dedim etrafa bakıp, haritada gözükmüyordu. "Dümdüz devam et."

"Önümüzde imam Ali caddesi var, kanal oraya ulaşıyor mu bilmiyorum. Ulaşıyorsa yavaştan çıkıyoruz." dedim. En kötü 20-30 kilometre gittik. Hastaneler filan çıktı karşımıza "Nereye?" diye sordu. "Tek yol var. "dedim. Yine köprüden geçecektik. "Ulan köprüden boşu boşuna geçtik, aynı yola dönüyoruz. Kısa yoldan gidebilirdik." dedi. "Tüm Irak seni arıyor şuan, rahat rahat çıkarız zaten." dedim. Sustu. Köprüden geçtik.

Pluto caddesine geldik. Dümdüz devam et, çıkıyoruz Bağdattan dedim. Kavşak çıktı önümüze, "sağa sağa. " dedim. Sağa döndü ve gaza bastı. Arkamı dönüp Bağdat'a baktım. "Sence başardık mı?" diye sordum. "Bilmiyorum, ilk suikasti engelledik." dedi. Tikrite doğru yola çıkmıştık çoktan, dönme şansımız yoktu.

Bu vatan da kesin memati

beyler incide yeniyim

Rezervasyon

rezerve

5 Eylül 2000

"Çok var Türkiyeye." dedi. "Haklısın, arabayı değiştirmek gerekiyor, böyle gidilmez." dedim. "Ne yapacağız?" diye sordu. "Bilmiyorum." dedim. Tiktir Üniversitesinin önünde durduk. "Önümüzde köyler var, saklanabilir miyiz?" diye sordum. "Bilmiyorum." dedi. "Üniversiteye girersek dikkat çeker miyiz?" diye sordum. Gaza bastı. Köylere doğru gitmeye başladık.

"Köyleri arayacaklardır." dedim. "Köylere değil, kırsala çekeriz." dedi. Al Mahzam köyünün yolu nehirin yanında bitiyordu. Nehire iyice yaklaşıp yoldan çıktık ve durduk. "Ne yapacağız? Tüm Irak bizi arıyor." dedim. "Bilmiyorum, gizli kalır büyük ihtimalle de bizi bulursalar iyi olmaz." dedi.

Ya bu adam mitte dimi???