/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +545 -26
    23 Şubat 1999

    Dağda oturmuş etrafı izliyordum, yurdumun dağlarında. PKK dağılmıştı. Çelik ve Çekiç harekatları, terörist başının yakalanması. Artık PKK dağılma sürecini bırakmış yenilgiyi tamamen kabul etmişti. Uzun yıllar dağda ısınmaya ateş yakamayan biz şimdi istediğimiz gibi hareket ediyorduk. Ailemi özlüyordum.

    "Kaç aydır buradasın aslanım?" diye sordu gözlüklü adam. ismini öğrenmeye gerek duymuyordum. Zaten gerçek adı değildi. Sorsan gerçek adını bile unutmuştu. Cevap vermedim. Çünkü kaç aydır orada olduğumu biliyordu. Saçlarına ak düşmüş olan bu adam uzun yıllardır bu dağlarda geziyordu. Buraları karış karış biliyordu. Yanında ki adamların teşkilatta ki ismini, katılışını hatta doğum tarihini bile biliyordu. Ben dahil çevremizde ki 7 kişi de bunun farkındaydı.

    Cevap vermememi yadırgamadı, hatta tebrik eder gibi bakıyordu. Biz 26 yaşında gençtik. O ise 50 yaşına gelmişti en kötü. Tecrübeleri saçlarında ki aklardan belli oluyordu. Tek gözümüz açık, mağarada uyuduk. Doğuda başka türlü uyuyamıyorsun. Uyumak denmez gerçi, kendini dinlendirdin denir. Her an ölüme, öldürmeye, çatışmaya hazır olarak uyumak, uyurken üşüdüğünü hissetmek. Sahi, uykusuzluk nedir? Bir kez yaşamıştım, 6 gün boyunca uykusuz kalmıştım. En sonunda yere yığılmışım.
    ···
  1. 2.
    +24 -190
    Sular kegibti okuyamadım

    Edit: hala okumadım.. gibseniz de okumam.!
    ···
    1. 1.
      +28 -1
      Ayni espriye kac kere gulmemizi bekliyosun amk cocu
      ···
      1. 1.
        -3
        (bkz: kes lan önüncü)
        ···
      2. 2.
        +1
        Bunun kitabını bizzat sen yaz ister gercek ister kurgu almazsam binim amk bu kadar güzel anlatılabilir yada zaten varsa söylede alalım pampa
        ···
      3. 3.
        0
        Adamin sacina ak dusmus nasil hayatta kalmis ag
        ···
      4. 4.
        +1
        Çükü vermek için giriş yapıtım bin
        ···
      5. diğerleri 2
    2. 2.
      +1
      kod kabul edildi panpa. yarın ilk iş ofisime gel.
      ···
    3. 3.
      -1
      O ajan bendim panpa ifşa oldum
      ···
    4. 4.
      0
      Hasbunallah
      ···
    5. diğerleri 2
  2. 3.
    +4 -5
    Rezervatuallah
    ···
    1. 1.
      0
      helal et panpa

      yalanına sokuyum
      ···
    2. 2.
      +1
      okumayın beyler hikayenin yarısında yazarı vuruyolar mk adam sonunu getirmedi
      ···
    3. 3.
      0
      Aynen okumayın beyler sonu yok zütüne koduğum yarıda bıraktı vakit kaybı
      ···
    4. 4.
      0
      troll yapmayın yazar hala yazıyor
      ···
    5. diğerleri 2
  3. 4.
    +87 -2
    17 Haziran 2000

    Ailemin yanında, istanbul'a dönüyordum. içimde garip bir heyecan vardı. Normal kimliğim ile tüm benliğim ile. Beni yurt dışında ki işimin başında zanneden annem, babam ve nişanlım. Her şey bitmişti aslında. Dağlar temizlenmiş PKK tamamen çekilmişti. Askere en fazla taciz ateşi geliyordu fakat biz her zaman dağda durmak zorundaydık.

    Dönüşümlü olarak dağda bekliyorduk. Bazılarımız köylere iniyordu bilgi toplamak amacıyla. PKK çekilmeye başladıktan sonra köylere inmeler azalmış, halk kendi haline bırakılmıştı. Hayatımın neye dönüştüğünü düşünüyordum. Daha çocuk yaşta askeri eğitimlere başlamıştım. Aslında ilk aldığım dersler tarih dersleri olmuştu. Basit tarih dersleri ile çektiler beni oralara, tarih dersine ilgim yoktu pek fakat bu farklıydı, o yıllarda okulda öğrendiklerim gibi değildi. Bana anlattıkları şeylerle gurur duyuyordum. Kendimi görüyordum. Ben bu kanı taşıyorum diyordum.

    Sonra işte, şuan olduğum adam olmak için uğraşıp askeri eğitime başlamıştım. Askeri eğitimin yanında zihinsel her türlü eğitimi aldım. Farkında olmadan çok şey öğrendim. Bir zaman sonra insanların gördüklerinden farklı şeyler görüyordum. insanlar bir şeye odaklanırken ben olayları bütünüyle süzebiliyordum. insanların mimiklerinden bazı şeyleri anlayabilecek duruma gelmiştim. Etrafımdakilere ustaca yalanlar söylüyor, onları çok basit şekilde kandırabiliyordum.

    Kritik kararları anında verip, başarılı olabiliyordum. Üniversite boyunca teröristler ile uğramıştım. Türk intikam Tugayı ile birlikte hareket ettim fakat dışardan bakınca normal bir öğrenciydim, ben bunları yaparken Çelik ve Çekiç harekatları oluyordu. Onlara katılmayı çok istemiştim fakat başaramamıştım.
    ···
    1. 1.
      +16 -1
      1 ay önce uefa kupasını almıştık dün gibi aklımda vay aq
      ···
  4. 5.
    +68 -1
    23 Haziran 2000

    istanbula döneli 4 gün oldu. Henüz ailemin yanına gitmedim. Birkaç işim vardı. Vatan adlı çocukluk arkadaşım ile buluştum. Benden iki yaş büyüktü. ikimizde ne olduğumuzu biliyorduk, aslında beni bu işlere o sürüklemişti. Oda nişanlıydı, evlenmesi için hiçbir engel yoktu fakat evlenemiyordu. Nişanlısını oyalıyor bir şekilde uzaklaşmaya çalışıyordu. O konu hakkında konuştuk. Kafası çok karışıktı. Kendisine dış görev verilmesini istiyor fakat başaramıyordu.

    Dış görev verilirse bu şekilde nişanlısından "iş" için uzaklaşmış olacaktı. Daha mantıklı yalanlar uyduracak gereksiz şüpheleri yok edecekti fakat işler devlete göreydi, sen isteyemiyordun. Devlet sana veriyordu. Devlet ne derse oydu, çekipte gidemiyordu. Birisini seviyordu ama vatan sevgisi daha ağır basıyordu. Biraz konuştuk onunla benim ne yapacağımı sordu ayak üstü, baba ne derse o diyip vedalaştım ve otelin yolunu tuttum.

    Irak-Amerika soğuk savaşı sürüyordu. Bize öğretilen bir şey vardı, komşunda olan bir yangın sana da sıçrardı. Irakta bir savaş çıkarsa bu kesinlikle bize sıçrayacaktı. Benim korkum aslında olası bir savaş değil bize sıçramasıydı. Siyasetçilerin yanlış tercihleriydi. Bize sıçramaması için elimizden geleni yapmamız gerekiyordu fakat iç işlerine karışmamız bizim bina içinde yanlış anlaşılmamıza sebep olabilirdi. Hem kim izin verir ki ailesinin iç işlerine başka bir ailenin karışmasına? Biz sadece yangını söndürmek için uğraşmalıydık.

    Amerika bir şeyler planlıyordu. Saddam'a atılan iftiralar artık normal boyutta değildi. Abartısız avrupada 10 kişiyi çevirip 10 kişiye de "Saddam teröristlere yardım ediyor mu?" diye sorsanız alacağınız cevap "Kesinlikle." olur.
    ···
  5. 6.
    +1
    Rez pnp
    ···
  6. 7.
    +66 -1
    24-25 Haziran 2000

    Uzun zaman sonra ailemle vakit geçiriyordum. Her ne kadar berbat yerlerden gelirsen gel, her ne yaşamış olursan ol annenin kollarında çocuk oluyordun yeniden. Babam işleri soruyordu. Aslında bir şeylerden kuşkulanıyor gibiydi de. O gün annem beni elleriyle besledi. Odama girdim. Çocukluğumun geçtiği oda. Bir nebze de olsa rahat bir uyku uyumuştum. Sabah uyandığımda duşa girdim. Nişanlımı evinden alacaktım, ailesi ile de görüşemiyordum.

    Nişanlımın evine gittiğim zaman Semra Teyze beni zorla içeri sokmuş çay ikram etmişti. "Aman oğlum ne zamandır ortada yoksun." diyerek bir diğer annem olmuştu. Söylediğim gibi ben çok iyi bir yalancı olmuştum. Hem nişanlımı hem ailesini kandırabiliyordum. Nişanlımın babası evde değil işteydi. Yakın zamanda oraya da uğrayıp konuşmak zorundaydım. Aklımda başka şeyler vardı.

    Vatan gibi bende evlenemezdim. Dış görevlere gönderiliyor kendimi tamamen kanıtlıyordum. Dış görevler bittikten sonra beni şehirlere verecek orada ki düzeni sağlamamı isteyeceklerdi. O zaman evlenmek için bir bahanem kalmayacaktı. Onu düşünüyor dalıyordum. Nişanlım ile evden çıkıp her zaman buluştuğumuz yere gittik. Siparişleri verdikten sonra ben bu düşünceler arasında girdabın içine girmişken nişanlım evlilik ile ilgili hayal kuruyordu.
    ···
  7. 8.
    +58 -1
    1 Eylül 2000

    Uzun zamandır kimseden haber yoktu. Bana bir şekilde ulaşılmıyordu. Bende dikkat çekmemek için gerekli yerlere gitmiyordum. Ertuğrul Sancar, belki de hayatımı bu isim değiştirmişti. Bana her şeyi bu adam öğretmişti. Tarihten tutun adam öldürmeye kadar. Şimdi yanına uğrayamıyordum. Evde boş boş oturuyordum. Dikkat çekmek istemiyordum. Bir işin ucundan tutmak lazımdı. Vatan'ın yanına gittim. Gazeteleri okuyordu.

    Beni görünce iki çay söyledi. "Gördün mü yakında bir şeyler olacak demiştim." diyerek lafa girdi ve gazeteyi gösterdi. Haberi okuduğum zaman şaşırdım. Soğuk savaşta olan Amerika ve Irak barış için ilk adımı attı yazıyordu. Amerika dışişleri bakanı Irak'a gidecek ve bizzat Saddam ile görüşecekti. "Saddamın bu adamı muhattap alması çok saçma değil mi?" diye sordum. "Saçma olan bu değil. Amerika Irak'ı çiğ çiğ yemek için bekliyor. Ne olduysa birden dost kesilmek için adam gönderir oldu." diye cevap aldım.

    Bende düşünüyordum. "Suikast olabilir." dedim. "ihtimal." dedi Vatan ve masaya vurdu. "Bu işin altında ne varsa Türkiyeyi çok etkiliyor. Irak her şey için başlangıç olur. Diğer güçlü ülkeler Libya ve iran. Orada ki hakimiyeti ele geçirirseler bizim için iyi olmaz. Özellikle bu tip yerlere terör örgütlerini koğuşlandırıp bizimle çevrede ki ülkelerle savaşa sokarsalar her şeyden daha kötüsünü yaşarız. Masa üstünde terör örgütleriyle fiilen ülkelerle savaşırız." diye devam etti.

    Aslında haklıydı. Bize sınır olmayan ülkeler de bu işin içindeydi. Her türlü sıkıntı yaşardık. "Çıkar kokusu ne zaman gidiyormuş?" diye sordum. "4 gün sonra." dedi. Çayımı bitirip kalktım. Eve doğru yürümeye başladım. Ertuğrul Ağabey'in bana verdiği telefona baktım. Her gün en az 8-10 kez bakıyordum. Belki bir operasyon haberi alabilirim diye bu sefer mesaj atmıştı. Şifre kullanmaksızın "Yarın dükkana gel." yazmıştı.
    ···
    1. 1.
      +5
      ... Libya ve iran. Orada ki hakimiyeti ele geçirirseler bizim için iyi olmaz. Özellikle bu tip yerlere terör örgütlerini koğuşlandırıp bizimle çevrede ki ülkelerle savaşa sokarsalar her şeyden daha kötüsünü yaşarız. Masa üstünde terör örgütleriyle fiilen ülkelerle savaşırız." diye devam etti.

      Bugünü görmüş resmen.
      ···
  8. 9.
    +5
    Rez anlat okuyorum panpa
    ···
  9. 10.
    +63
    2 Eylül 2000

    Diğer gün dükkana gittiğimde Vatanda oradaydı. Bu sefer çay sayısı üçtü. "Eee nasıl gidiyor işler?" diye sordu Ertuğrul Ağabey, güldüm. "iyi değil, batacağız bu gidişle." dedim. Bu sefer gülen Ertuğrul Ağabeydi. "Bazen sağlam işler alırsınız bir anda zirveye çıkarsınız, korkmayın." dedi.

    Yeni bir göreve gideceğimiz kesinleşmişti. Ben ve Vatan kalkıp evin yolunu tuttuk telefonumda yine mesaj vardı. Bu sefer şifreliydi. Şifrenin yanında sayılar vardı. Şifreyi çözdüğümde bir gazete ismine ulaştım. Gazeteyi aldım ve sayılara göre kelimeleri bulup kağıda yazmaya başladım.

    1-4
    2-8
    3-1
    4-6
    5-1
    6-8
    11-6

    "Irak'a gidiyorsun. Bakana yapılacak olan suikasti engelleyeceksin."
    ···
    1. 1.
      +59
      Polat abi ölümsüz liderrr senmisin
      ···
    2. 2.
      0
      Nekadarduman gerisini usendim yazmaya honkurdum pic jajdja
      ···
  10. 11.
    +46
    3 Eylül 2000

    Sabah uyandığım zaman ilk işim Ertuğrul Ağabey'in yanına gitmek oldu. Dükkanda bir kadın vardı. "Ertuğrul Ağabey, ne kadar mübarek adamsın." dedim ve güldüm. "Irakta güzel bir iş aldım. Bana kıyafet lazım halledebilir misin?" diye sordum. "Halledilir, halledilir de Irak'a şu sıralar girmek kolay olmasa gerek?" dedi. "Her şey hazırlandı Ağabey, bu gece oradayım. Akşama kadar halledebilrisen kıyafetleri iyi olur." dedim ve çıktım.

    Nişanlım ile buluştum. Yeni bir iş olduğunu döneceğimi söyleyip vedalaştım. Son hazırlıkları yapıp küçük bir çanta ile Ertuğrul Ağabeyin yanına gittim. Yanında kimse yoktu. Dükkanın kapısını kilitleyip arka tarafa geçti.

    Arkasından arka tarafa geçtim. "Kıyafetlerin hazır aslanım, Irak'a girişin kolay olacak ama çıkışın kolay olmayabilir. Ne yap et o suikasti engelle eğer yapamazsan tam burnumuzun dibine savaş başlayacak. Biletin" dedi ve bileti uzattı.

    Kafamı salladım. Arka bölümde dinleyici riski yoktu fakat iş ön tarafa gelince sorun olabilir diye ağabey-kardeş gibi konuşuyorduk. Kıyafetleri valize koyup çıktım. Önce Irak'a yakın bir yere uçacaktım, ordan bir şekilde geçmenin yolunu bulacaktım.
    ···
    1. 1.
      0
      vay amuha koyım gitme olum yerler bak gitme lan
      ···
    2. 2.
      +12
      Olay 2000de gerceklesmis dingil sen yokken gitmis yani bosa feryat etme
      ···
  11. 12.
    +48 -1
    4 Eylül 2000

    4 Eylül'ün ilk saatlerinde Iraktaydım. Sincar'da geziniyordum. Bir şekilde Bağdat'a ulaşmalıydım sabaha kadar. Yerde bir gazete vardı. Aldım, arapça biliyordum, öğretilmişti. Tahmin ettiğim gibi Bağdatta konuşacaklardı da, suikasti ne zaman nasıl yapacaktı Amerika kendi bakanına karşı?

    Sabaha karşı Tıkritteydim, uykusuzluktan bayılacak gibiydim. Bağdata gitmek için bir araba kiraladım. 2 saat 45 dakika sonra Bağdata girdim. Yolda hiçbir çevirme ile karşılaşmamış olmak beni şaşırttı hemen bir otele girdim.
    ···
    1. 1.
      0
      Sardı devam et
      ···
    2. 2.
      0
      #REZERVETULLAH SARDI DEVAM ET PANPA
      ···
  12. 13.
    +5
    rez ulann yazz adamsın
    ···
  13. 14.
    0
    Rez sonra okuyacam
    ···
  14. 15.
    -3
    Rezullah
    ···
  15. 16.
    +9 -1
    kurtlar vadisinin etkisinde kalmamaya çalış sakıncalı neyse okumaya başlıyalım
    ···
  16. 17.
    +4
    Rezervuar dibine kadar okuyacam pnpa anlat
    ···
  17. 18.
    0
    Rezervasyon
    ···
  18. 19.
    +1
    Rez bin
    ···
  19. 20.
    +1
    Rezerve
    ···