/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Rezerve
    ···
  2. 27.
    0
    Rezerved
    ···
  3. 28.
    0
    kitap gibi amk
    ···
  4. 29.
    0
    Çok fena sarıyo be
    ···
  5. 30.
    0
    Okunur bu başlık
    ···
  6. 31.
    0
    Bu defter eline nasil gecti dicem züt gibi suratima bakicaksin
    ···
  7. 32.
    0
    4 Eylül 2000

    Buluşma devlet binasında olacaktı büyük ihtimalle. Terör bölgesi olduğu için bir yere uğramadan direkt geçecekti devlet binasına, yürümeye başladım. Devlet binasını gördüğüm zaman durdum. Bir şekilde fotoğrafını çekmem gerekiyordu ama dikkat çekecektim. Etrafta sivil INIS vardı, buna emindim.

    Bu yüzden ilk kez gelen bir insan gibi önce etrafın en son devlet binasının fotoğrafını çektim. Hem devlet binasına yakın yerlerde ki yüksek yerleri görmüş oldum, hemde devlet binasının fotoğrafını çekmiştim.

    Bakanın geleceği yolun üstünde bir süre yürüdüm, duracakları yer yoktu. Büyük ihtimal araba zırhlıydı. Roketatarı hesaba katmıyordum. Büyük ihtimal keskin nişancı ile halletmeye çalışacaklardı. Yol boyunca da güvenlik hat safhada olacaktı.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 4 saat
    ···
    +33
    4 Eylül 2000

    Yolun üstünde yürüyüp fotoğraf çekinirken bir kişinin beni izlediğini farkettim. INIS olma ihtimali çok yüksekti. Kendimi bozmayıp geri döndüm. .Fotoğrafları inceledim bir süre. Dikkat çekmemeye çalışıyordum. Adamda elinde gazete ile bir banka çöktü. Bu hareketinden sonra eğitimli bir ajan olduğunu anlamıştım.

    Devlet binasına doğru yürümeye başladım yeniden. Kalabalığa karışıp izimi kaybettirecektim. Adamın beni izlediğini farkedebiliyordum. Bir yerde su almak için durdum ve etrafımı süzdüm. Adamla göz göze geldik.

    Normalde adamı öldürebilirdim fakat çok dikkat çekerdi. Sessiz sedasız fotoğrafları çekip otele dönmem gerekiyordu. Adımlarımı hızlandırdım. Bir zaman sonra koşmaya başladım. Zaytoun sokak boyunca koştum. Karşıma kavşak çıktı. Kavşaktan sağa doğru koşup dar sokaklara girdim. Yoksul aileler burada yaşıyordu. Evler kerbintendi ve evler arasından bir kişi anca geçebilirdi. Koşuyordum arkama bakmadan. Sağa sola dönerek devam ediyordum. Bir ara kaybolduğumu düşünmeye başlamıştım.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 4 saat
    ···
    +5
    -3
    Zaytoun Sokak Mısır Kahire'de lan, hani Irak'taydın !!!
    rg7321
    182 gn 9 saat
    ···
    +5
    amk gül sokak bitek istanbulda mı
    gallosh
    180 gn 9 saat
    ···
    +4
    https://www.google.com.tr ... 6184cb:0x96855f926e3dc0b2
    hekhan
    182 gn 6 saat
    ···
    +27
    4 Eylül 2000

    Kendimi yola attığımda önümde bir tünel sağımda Arbataash Tamuz caddesi vardı. Hızlı adımlarla yürümeye başladım amacım Ahmed Muhriyi bulmaktı. Biraz daha yürüdükten sonra bir dört yol çıktı. Sola baktığımda yafa sokağı gördüm. Hatırlamaya çalıştım. 12 sokak saydım ve 13.Sokakta karşıma Terzi Ahmed Muhri çıktı.

    içeri girdim. Terlediğim belliydi. içerde bir kadın vardı, kucağında çocuğu ile Ahmed Muhri olduğunu düşündüğüm adamla bir şeyler konuşuyordu. Ahmet Muhri 60lı yaşlarda bir adamdı, konuşmasından Iraklı olduğu belli oluyordu. "Selamun Aleyküm." diyerek içeri girdim ve sıramı beklemeye başladım.

    Ara sıra da sokağı kesiyordum. Tedirginliğimi gizlemeye çalışsam bile INIS beni takip etmişse kapana kısılacaktım. Kadın çıktıktan sonra "Hoşgeldin." dedi çok güzel bir Türkçe ile. Beni şaşırtan Ahmed Muhri'nin Türkçe bilmesi değil, bir Türk gibi Türkçe konuşmasıydı. "Türkçe biliyorsun." dedim. "Ben arap değilim." dedi. Türk olduğunu anlamıştım.

    "Neden geldiğimi biliyorsun." dedim. "Biliyorum bazı şeyleri söylemem lazım sana." dedi. "Dinliyorum." dedim.

    "Bak eğer yakalanırsan beni tanımıyorsun, burada büyük bir bilgi arşivliyorum. Beni ifşa edersen iyi olmaz. Ayrıca Türksün ama Türkiye'nin bir ilgisi yok. Yakalanırsan sen bizi, biz seni tanımıyoruz." dedi kafamı salladım. Alıştığım cümlelerdi.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 4 saat
    ···
    +4
    Türk olduğunu nasıl anladın amk oha
    yazamansen
    185 gn 22 saat
    ···
    +2
    -1
    La hikayeyi iyi okusana amk insan sarrafi oldum herkezi hemen anliyorum diye basladiydi hikayeye
    dersteozbircekenergen
    183 gn 13 saat
    ···
    +30
    -1
    4 Eylül 2000

    "Otele dönmeyeceksin. Bugün burada kalacaksın. Şuan için sokağa çıkman çok tehlikeli." dedi. "Dönebilirim otele." dedim, güldü. "Burayı tanımıyorsun bile, çevik olamazsın. Ne olduğunu anlayamadan alırlar seni içeri, güvenlik önlemleri hiç bu kadar fazla olmamıştı. Boşuna terlemedin ya." dedi.

    Haklıydı, koşmuştum terlemiştim ve büyük ihtimal INIS ajanı beni hatırlıyordu. En kötü ihtimal yakalanırsam 2 gün tutulacaktım. Tedbir amaçlı en iyi ihtimal böyleydi, kaçtığım için yanlış anlaşılıp cezada alabilirdim. Bu yüzden kafamı salladım sadece. Çektiğim fotoğraflara baktım. "Şehrin haritası lazım." dedim. "Çekmecede." dedi ve ayağa kalktı.

    "Sokağa bak." dedi. Sokağı incelerken dolabın arka tarafını açtı, dolapta kumaş vs vs vardı. Küçük bir oda açıldı, büyük değildi. "Bugün burada kalacaksın, planlamanı burada yap. INIS çoktan seni aramaya geçmiştir." dedi.

    içeri girdim dolabıkapattı. Küçük bir masa vardı. içeride küçük kitaplar vardı. Rehber olduğunu düşündüm bunların, şehrin çeşitli dillerde haritaları vardı. Kör noktalar bile işaretlenmişti. Masa lambasını açıp çektiğim fotoğrafları harita üstünde işaretledim. Fotoğrafları incelemeye başladım açık arıyordum.

    O sırada dükkana birilerinin girdiğini farkettim.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 33.
    0
    rezervsyon
    ···
  9. 34.
    0
    Rez kalsın bakarım
    ···
  10. 35.
    0
    Rezerveddd
    ···
  11. 36.
    0
    Çalıntı
    ···
  12. 37.
    0
    Drvam knk
    ···
  13. 38.
    0
    Çalıntı
    ···
  14. 39.
    0
    http://www.incisozluk.com...%BC%C4%9F%C3%BC/sahibi/1/
    ···
  15. 40.
    0
    http://www.incisozluk.com...%BC%C4%9F%C3%BC/sahibi/1/ çalıntıııı
    ···
  16. 41.
    0
    Nedir bu defterlerden günlüklerden çektiğimiz
    ···
  17. 42.
    0
    23 Haziran 2000

    istanbula döneli 4 gün oldu. Henüz ailemin yanına gitmedim. Birkaç işim vardı. Vatan adlı çocukluk arkadaşım ile buluştum. Benden iki yaş büyüktü. ikimizde ne olduğumuzu biliyorduk, aslında beni bu işlere o sürüklemişti. Oda nişanlıydı, evlenmesi için hiçbir engel yoktu fakat evlenemiyordu. Nişanlısını oyalıyor bir şekilde uzaklaşmaya çalışıyordu. O konu hakkında konuştuk. Kafası çok karışıktı. Kendisine dış görev verilmesini istiyor fakat başaramıyordu.

    Dış görev verilirse bu şekilde nişanlısından "iş" için uzaklaşmış olacaktı. Daha mantıklı yalanlar uyduracak gereksiz şüpheleri yok edecekti fakat işler devlete göreydi, sen isteyemiyordun. Devlet sana veriyordu. Devlet ne derse oydu, çekipte gidemiyordu. Birisini seviyordu ama vatan sevgisi daha ağır basıyordu. Biraz konuştuk onunla benim ne yapacağımı sordu ayak üstü, baba ne derse o diyip vedalaştım ve otelin yolunu tuttum.

    Irak-Amerika soğuk savaşı sürüyordu. Bize öğretilen bir şey vardı, komşunda olan bir yangın sana da sıçrardı. Irakta bir savaş çıkarsa bu kesinlikle bize sıçrayacaktı. Benim korkum aslında olası bir savaş değil bize sıçramasıydı. Siyasetçilerin yanlış tercihleriydi. Bize sıçramaması için elimizden geleni yapmamız gerekiyordu fakat iç işlerine karışmamız bizim bina içinde yanlış anlaşılmamıza sebep olabilirdi. Hem kim izin verir ki ailesinin iç işlerine başka bir ailenin karışmasına? Biz sadece yangını söndürmek için uğraşmalıydık.

    Amerika bir şeyler planlıyordu. Saddam'a atılan iftiralar artık normal boyutta değildi. Abartısız avrupada 10 kişiyi çevirip 10 kişiye de "Saddam teröristlere yardım ediyor mu?" diye sorsanız alacağınız cevap "Kesinlikle." olur.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 10 saat
    ···
    +59
    -1
    24-25 Haziran 2000

    Uzun zaman sonra ailemle vakit geçiriyordum. Her ne kadar berbat yerlerden gelirsen gel, her ne yaşamış olursan ol annenin kollarında çocuk oluyordun yeniden. Babam işleri soruyordu. Aslında bir şeylerden kuşkulanıyor gibiydi de. O gün annem beni elleriyle besledi. Odama girdim. Çocukluğumun geçtiği oda. Bir nebze de olsa rahat bir uyku uyumuştum. Sabah uyandığımda duşa girdim. Nişanlımı evinden alacaktım, ailesi ile de görüşemiyordum.

    Nişanlımın evine gittiğim zaman Semra Teyze beni zorla içeri sokmuş çay ikram etmişti. "Aman oğlum ne zamandır ortada yoksun." diyerek bir diğer annem olmuştu. Söylediğim gibi ben çok iyi bir yalancı olmuştum. Hem nişanlımı hem ailesini kandırabiliyordum. Nişanlımın babası evde değil işteydi. Yakın zamanda oraya da uğrayıp konuşmak zorundaydım. Aklımda başka şeyler vardı.

    Vatan gibi bende evlenemezdim. Dış görevlere gönderiliyor kendimi tamamen kanıtlıyordum. Dış görevler bittikten sonra beni şehirlere verecek orada ki düzeni sağlamamı isteyeceklerdi. O zaman evlenmek için bir bahanem kalmayacaktı. Onu düşünüyor dalıyordum. Nişanlım ile evden çıkıp her zaman buluştuğumuz yere gittik. Siparişleri verdikten sonra ben bu düşünceler arasında girdabın içine girmişken nişanlım evlilik ile ilgili hayal kuruyordu.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 10 saat
    ···


    +51
    -1
    1 Eylül 2000

    Uzun zamandır kimseden haber yoktu. Bana bir şekilde ulaşılmıyordu. Bende dikkat çekmemek için gerekli yerlere gitmiyordum. Ertuğrul Sancar, belki de hayatımı bu isim değiştirmişti. Bana her şeyi bu adam öğretmişti. Tarihten tutun adam öldürmeye kadar. Şimdi yanına uğrayamıyordum. Evde boş boş oturuyordum. Dikkat çekmek istemiyordum. Bir işin ucundan tutmak lazımdı. Vatan'ın yanına gittim. Gazeteleri okuyordu.

    Beni görünce iki çay söyledi. "Gördün mü yakında bir şeyler olacak demiştim." diyerek lafa girdi ve gazeteyi gösterdi. Haberi okuduğum zaman şaşırdım. Soğuk savaşta olan Amerika ve Irak barış için ilk adımı attı yazıyordu. Amerika dışişleri bakanı Irak'a gidecek ve bizzat Saddam ile görüşecekti. "Saddamın bu adamı muhattap alması çok saçma değil mi?" diye sordum. "Saçma olan bu değil. Amerika Irak'ı çiğ çiğ yemek için bekliyor. Ne olduysa birden dost kesilmek için adam gönderir oldu." diye cevap aldım.

    Bende düşünüyordum. "Suikast olabilir." dedim. "ihtimal." dedi Vatan ve masaya vurdu. "Bu işin altında ne varsa Türkiyeyi çok etkiliyor. Irak her şey için başlangıç olur. Diğer güçlü ülkeler Libya ve iran. Orada ki hakimiyeti ele geçirirseler bizim için iyi olmaz. Özellikle bu tip yerlere terör örgütlerini koğuşlandırıp bizimle çevrede ki ülkelerle savaşa sokarsalar her şeyden daha kötüsünü yaşarız. Masa üstünde terör örgütleriyle fiilen ülkelerle savaşırız." diye devam etti.

    Aslında haklıydı. Bize sınır olmayan ülkeler de bu işin içindeydi. Her türlü sıkıntı yaşardık. "Çıkar kokusu ne zaman gidiyormuş?" diye sordum. "4 gün sonra." dedi. Çayımı bitirip kalktım. Eve doğru yürümeye başladım. Ertuğrul Ağabey'in bana verdiği telefona baktım. Her gün en az 8-10 kez bakıyordum. Belki bir operasyon haberi alabilirim diye bu sefer mesaj atmıştı. Şifre kullanmaksızın "Yarın dükkana gel." yazmıştı.

    bianlatipgidicem07
    186 gn 10 saat
    ···
    +3
    ... Libya ve iran. Orada ki hakimiyeti ele geçirirseler bizim için iyi olmaz. Özellikle bu tip yerlere terör örgütlerini koğuşlandırıp bizimle çevrede ki ülkelerle savaşa sokarsalar her şeyden daha kötüsünü yaşarız. Masa üstünde terör örgütleriyle fiilen ülkelerle savaşırız." diye devam etti.

    Bugünü görmüş resmen.
    digibartalnil
    182 gn 8 saat
    ···
    +58
    2 Eylül 2000
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    0
    reserverd
    ···