-
1.
+8 -5" varoşa başka bakar gökyüzü."
kabataslağı yapılmış, fakat sonradan müteahhitinin kaçtığı eski sitelerden birinde iki tinerci, aslı ve ben kırılmış son sigaramızı çarşafa döküp yeniden onarmakla uğraşıyorduk. elimizde hepimize yetecek kadar ot olmasına rağmen, daha fazla kafa yapsın diye üstüne sinek ilacı sıktığımız için bulaşmıyorduk. acayip kusuyordu insan içtikten sonra. züt gibi bir kafaya sahip olmak için kusmayı göze alamıyorduk, gerek yoktu.
güntekin ve goril oturmuş tinerlerini bezlere dökmekle uğraşıyorlardı. aslı çarşafı yaladı, sigarayı sardı. içtik.biraz muhabbet ettik, sonra dışarı çıktık. esenlere gitmemiz gerekiyordu. bulunduğumuz yeri söylemeyeceğim çünkü feci ifşa muhabbeti dönebilir.
çıktı siteden, kırmızı ışıklarda durduk. yanımızdaki otobüs durağında bekleyen bir çocuğun yanına gittik,bir süre otobüs bekler taklidi yaptık. daha sonra çocuktan akbilini vermesini rica ettik, kızardı,korktu. aslı çocuğun boğazına yapıştı ben de elimin tersiyle hafif bir tokat attım. çıkartıp verdi akbilini sağolsun. ertesi gün bu durağa akbilini bırakacağımızı, bulursa ne ala, bulamazsa kendi sorunu olduğunu söyledik.
şehir merkezlerinden birinin metrosuna doğru yol aldık.
dinleyenler varsa devam edeceğim ? - 2.
-
-
1.
0Bir yıldır aradığım hikaye amk, sonunda buldum
-
1.
-
3.
+1karşı yola geçtik, çocuğun hıçkıra hıçkıra evine dönüyordu. evde annesinin üstüne üstüne gidip neler olduğunu öğrenmek için çocuğun kafasını gibeceğini, babasının işten gelip oğlunun durumuna bakacağını, bize küfürler yağdırıp, devletin bir tak yapmadığını söyleyeceğini biliyordum. olan yine çocuğa olacaktı, arkadaşları tarafından da duyulacaktı.Tümünü Göster
kısacası akbilini kullandığımız çocuk taşakoğlanına dönecekti ailesi ve arkadaşları arasında. babası " vuramadın di mi ağızlarına bi tane " diyecekti annesi " taş da mı bulamadın gerizekalı " diyecekti...
her neyse. akbili bırakacaktık ertesi gün oraya.ama biliyordum, birisi gelip gözetleyebilirdi. goril hallederdi o işi tinerci sonuçta, kimse niye sokaktasın bu saatte diye sormaz, kıvrılır durakta bir iki saat uyur, akbili bırakır. takılır.
ne diyorduk ? geçtik karşıyola. üstümüz başımız feci derecede kokuyordu. aslı çocuğun arkasından bakıp " bugün de okula gitmeyi versin puşt " dedi. güldüm,aklıma üç karış sakalla yaz sonrası lisenin son sınıfına başlamak için okula gidip, müdür yardımcısından yediğim %20 sini hissettiğim tokatı anımsadım." gibtir lan dıbına kodumun teroristine bak " lafını yeniden duyar gibi oldum muavin bininin.
otobüs gelmişti, bindik.şöför üstümüz başımız tertemiz olmasına rağmen bize cins cins baktı, aslı da şöförün ondan beklediği hanım kızlığı sergilemeyip, cins cins baktı haliyle. aldım akbili bastım, aslı geçti. biraz daha bekledim yine bastım. aylık değildi, daha yaptırmamış herhalde hibine, bize yetecek kadar bakiye vardı. geçtik oturduk yerlerimize.
aslı nerden baksanız 3 4 senedir kullandığı pilli mp3ü çıkardı, içinden bir şarkı açtı. kulaklığın sol tarafını bana verdi, kendisi cam kenarı insanıdır. süper insandır, karşı cinse çok ilgi duyarım ancak aslı başka bir kızdı benim için,onu üçüncü bir kolum gibi görüyordum.iki elimden tutsalar,bir yerden kurtulup, göbeğimi delip karşımdaki insanın boğazını sıkardı, eminim.
aslı genelde sansar salvo denen bir elemanı dinlerdi, daha sonraları araştırdığımda bu adamın da bizim sattığımız uyuşturucu türlerinden müzdarip olduğunu duydum. hikayeye başlarken de onun gökyüzü şarkısındaki sözünü almam bu yüzdendir, aslıya olan özlemim ve saygım yüzünden.
aslı sansar ın " pgiboz " adında bir şarkısını açtı.
fırtınalı bir gece yağmur sağanak
dalgalı denizde kendini boğmak
herşeyi bırakıp hiç bir şey olmak
dumanaltı bir gece doğmak
diye gidiyordu yanlış hatırlamıyorsam,bu güzel bahar gününe uymuyordu bu şarkı,ama müthiş bir ritim vardı.
yol boyunca dinleyerek gittik. daha sonra metro durağında inip, metroya bindik. esenler de indik.
tufan ı bulmamız gerekiyordu. Bizim insanların beyninde yaratacağımız tufan için tufandan yeni şeyler satın almamız gerekiyordu. -
4.
+1esenler metro durağında indik, yanlış hatırlamıyorsam bir yokuşa benzer bir yol vardı. oraya doğru yürümeye başladık, insanların kendini göstermeye başladığı aktif bir caddeye çıktık. kendimi işine yeni başlamış bir pekekent gibi hissediyordum, tüm dünya benim için müşteriydi, iran devrim muhafızlarına bile bonz satabilirdim.
obama ya beyzbol sporunun anlamsızlığını lsd tribi yaşatarak anlatabilirdim.
neyse.gel gelelim esenlerde şakirt yayınları yapan bir çadır gibi bir şey mevcuttu o zamanlar,iki liraya kitap satıyorlardı, inceledim biraz. aslı da kolumdan çekiştirdi " ya bırak, rızıdan mı bitti ? " diyerek çekiştirdi beni. aldırmadım devam ettik.
ara sokağa girdik, esenler belediye binasına kadar gelmiştik. tramvay yolu hala görünüyordu. fazla uzaklaşmamayı her zaman tercih ederim.
nereden baksanız 6 7 tane ulaşım aracının olduğu bu şehirde kaçmak çok kolaydır benim için. vapurdan iner, teleferiğe binerim, teleferikten iner, trene atlarım.her şekilde kaçabilirim.
devletin polisini devletin imkanlarıyla hiç koşmadan altedebilirim. tabi ki duraktan uzaklaşmamak kaydıyla.
tufanın yanına vardık, kendisi kazım karabekir mahallesi diye bir yerde bir manavda çalışıyordu.
manav önlüğünde bozukluk yerine, küçük wedd torbaları bulunan adamdı, geçtik manavın kapısını kapadık, kapalı yazısını astı.
oturduk konuştuk, çay söyledik, adıyaman tütünü içtik.
"dolu yok oğlum, kafam züt gibi sabahtan beri. cemil bini yeni bir şey getirdi, aklın hayalin almaz,iki dumanda ölüm tribine girdim dıbına koyayım " dedi.
güldük ettik, aslıyla muhabbet ettiler, aslıya " nası kızsın lan sen " temalı güzel konuşmalar yaptı. aslıyı kimse çekici bulmuyordu, bulamıyordu.çünkü öyle bir kızdı ki ona muhtaç olduğunuzu bir bakışıyla size kabul ettirebiliyordu. -
5.
0fazla kıvrandırmadan, uzun uzun yazıyorum.siz okurken devam edip, arayı soğutmamak adına.
dinleyenler belirtsin, gerek pm gerek rezerv. dinleyen birilerinin olduğunu bilmek gerek sonuçta hevesin kaçmaması için. sıkmak istemiyorum kimseyi.
ona göre devam edeceğim. -
6.
-1neyse, konuştuk ettik,
mesele geldi yeni mala.
dedim oğlum nedir bu adı sanı yok mu ? yok oğlum bilmiyorum ki sormadım,ama hala züt gibiyim dıbına koyayım dur getireyim dedi.
gitti getirdi. domates reyonuna koymuş hayvan herif. aslı baya gülmüştü o domateslerin içinde söndürdüğü cigarayı ararken, güzel gülüyordu. tımarhanedeki beyaz yüzlü bir kadının kedi severken güldüğü gibi. gitti getirdi, yaktım.önce taktan bi koku çıktı.ama çıkan duman çok koyuydu. müthiş bir rengi vardı. aslı da aldı bir iki duman.
" ekinezya gitmiyor mu artık " dedi tufan.
"yok dıbına koyım, herkes aynı şeyiğ satıyor,ada çayı na dayayacaksın sinek ilacını satacaksın en iyisi dıbına koyıyım,al marketten sermayesi bile yok."
güldük falan. dedim abi yok mu ismi bunun amk.
"ulan yeni şey dedin al yeni şey, sokturtma adına,de işte bişeyler, hollandadan kuzen getirdi de,adı da patrick de ilk kluivert denemiş de ondan böyle diyorlar de " diyip durdu.iyi dedim. patrick cebimde aslı yanımda. çıktık dışarı. döndük anavatanımıza.
bakırköy. -
7.
0ilk önce incirliye geçtik, cebimizde 20 gram patrick vardı. 4er gramdan satarız, çabuk elden çıkar parayı koyarız bir hafta geçiniriz diye konuştuk aslıyla.
ama kafamız kim kardashian zütü gibi cavcaklıydı. yürüyüşümüzün değiştiğini hissedebiliyordum. aslı " ezan mı okunuyor " dedi." okunuyordur herhalde, günde 5 vakit okuyorlar yanlış hatırlamıyorsam " dedim. sonra bilen bilir bir tartışmaya girdin mi uzar gider.
aslı 7 kere ben 5 kere diyene kadar git allah git town center ın önüne kadar geldik. sonra ben yaşlı bir adamı çevirip sordum. adam feci korkmuştu. gözlerimiz kanlanmıştı sanırım, aslıya döndüm bak dedim dayıya sorup öğrenicem şimdi, aslı nın family guy daki adama benzediğini sandım bi an.neyse döndüm. dayı sanki evrilememişiz de maymun kalmışız gibi hayretle bakıyordu.
dayı dedim, ezanı duyuyor musun ?
"yok evladım, vakti değil,az önce okundu öğle " dedi
dedim dayıcım genelde duyar mısın ?
"duyarım" dedi.
dedim kaç kere duyarsın günde ?
5 dedi.
eyvallah dayı, lazım mı bişeyler dalga malga dedim. aslı güldü adam arapça illallah etti,biz de güle güle geçtik karşıya, ticaret meslek lisesinin sokağına girdik. ilerledik bir çaycıya girdik.
kafamız açılana kadar burada dolaştık.
sonrası lise çıkışı, istasyon,sahil ve türkü barlardı.
bugün bunları elimizden çıkarmamız gerekiyordu. ertesi hafta büyük bir asimile partide maestro olmayı düşünüyorduk aslıyla. üç beş üniversite öğrencisinin arkadaşına düzenleyeceği bir partide mangal yeller gibi ot yetiştirecektik. -
8.
0oturduk çaylarımızı içtik, çaycı tanıdık olduğundan benden pek para almazdı, ancak buralarda dolaşmamı da pek istemezdi,en son bir lise öğretmeniyle burada yaka paça birbirimize girdiğimizden beri bana temkinli yaklaşıyor.
banane kardeşim, öğrencilerini giberim onun.ben mi diyorum al ağzına at şu yarım hapı diye ? ben mi diyorum winston içme kubar iç diye. banane dıbına koyayım, gelip buluyorlar soruyorlar.bal reklamları gibi satmıyoruz ya.işimzi düşüyor geliyoruz işte buralara.
çaycının adını vermeyeyim, malum oralardan olanlar tanıyabilir. çünkü bilindik birisi kendine göre.
yine de sever beni, çok işimi görmüşlüğü vardır, malımı hiç etmeye çalışan bir bini gece yarısı evinden alıp çay ocağına oturttuğumda gıkını çıkartmamıştı. biraz daha geç kapatmıştı.
gel gelelim, kalktık eyvallah çektik ona da,yollanmaya başladık.ilk önce yenimahalle tren istasyonuna indik, kimse yoktu, genelde gorilin arkadaşları buraya gelir, ellerinde bişey olmasa da sigara içerlerdi, kaçak trene atlarlardı, atlamadan önce sigara da olsa o esrarlı ortamda bir şeyler içerlerdi.
daha sonra oradan ayrılıp meydana gittik, durumlara baktık.
şimdi bu iş öyle bir şey ki,hiç yapmaz diyeceğiniz adam bile atatürk heykelinin önünde lsd satabilir. evde hazırlanmış votkaları pet şişeyle satar ancak, normal votka değildir tabi.
herkesi anlayabiliyorduk, kimin ne sattığını az buçuk kestirebiliyorduk. kendimize göre muhabbete giriş yöntemlerimiz vardı. satıcı olduğunu düşündüğümüz kişinin yanında muhabbet eder,onu yanımıza çekmeye çalışır, daha sonra yanımıza sokulmak isteyen insanın hayatına sokardık.
kimseye çalışmıyorduk,biz sadece bu taku içmeyi bilmeyen insanların mallılklarını kullanıyorduk. büyük insanlarla işimiz yoktu, kokain dediğiniz şeyin kafasını patlayan şekerin üstüne pudra ve bir miktar çay katarak yaşayabilirsiniz. ciddiyim,üstüne bir iki bitkisel karışım yaptığınız zaman gerçek bir kafa yaşarsınız. inanmayacağınızı biliyorum, deneseniz de yapamayacaksınız. ancak var böyle formüller.
satıcılarla bugünlük uğraşmaya gerek yoktu, vardı zaten sermayemiz. önce bakırköyün en nezih binlerinin yetiştiği lisenin önüne doğru yürüdük istanbul caddesine inip... -
9.
+2minibüslerin önümüzden ard arda geçtiği, etrafımızda nezih insanların sessizce yaşadığı binaların konuşlandığı yarak kürek bir semtte, insanların beyin dalgalarını gibecek şeylerden para kazanmamız fazla komik geliyordu bana.ben bu taku gidip güneşli ssk nın önündeki o umutsuz insanlara, işkur kapılarında hayal kurabilmek için para kazanmak gerektiğini düşünen insanlara satmak istiyordum.
tek derdi, öğretmeninden azar yemek olan ve tek hayali gelişen teknolojinin son ürünlerini satın almak olan bin kurularına satmak istemiyordum.ama gelir dağılımında adaletsizlik var malum.
bir huur çocukluğu var. para yanlış kişilerde.
aslı bu okuldan çok insan tanır, aslıyı da bu okulun yönetiminden çok kişi tanır.en son fizik öğretmeninin zütüne tükenmez kalem soktuğu gün uzaklaştırma almıştı bu okuldayken. hoca ona öğretmenler odasında sigaranın zararlarını anlatırken o açık düğmesine ilişen gözleri görmüş ve masadaki tükenmez kalemi tam zütünün deliğine sokmuştu anlattığına göre.
hani gavur der ya " in god we trust." yanlış...
in aslı we trust.
ona inanıyordum, burada da işleri yürüteceğine emindim. eski okul arkadaşlarından bir kaçı geldi,bir iki kız cins cins bakıp ilerledi. güzel bir kız gelip halini hatrını sordu, tokalaştık.ancak duydukları kokudan tiksindiklerinin farkındaydım.
üstümdeki koku olmasa ilerde tek derdimin ona bir tek taş almak olacağı bir kadın bulabilirdim buralardan.ama tufan bini gaza getirdi işte... mürüvetime engel oldu bin.
üç beş eleman bir kaç kız toplam 7 8 kişi toplandık. aslı " ee napıyoruz ? yapalım bir şeyler ne zamandır görüşmüyoruz " dedi. çoğu onayladı, sadece tokalaştığım kız biraz ırım kırım etti aslı onu da ikna etti, onunla arası iyiydi. gittik dersaneler sokağına. girdik bir cafeye. sohbet başladı döndü dolaştı kimyasallara geldi. -
10.
+1aslı istediği konunun gelip çattığında memnuniyetin doruklarındaydı. efsane bir çıkış bekliyordum, ikna kabiliyeti çok iyidir, simsiyah saçlarını küt kestirdiğinden beri tam bir diktatöre dönmüştü. baştan aşağıya zarifçe zarar vermek için yaratılmış gibiydi.
emin denen bir eleman vardı, ortamın maestrosu oydu. vardır böyle insanlar alpha male derler. ortam adamıdır.her şeyi onlar organize eder.o da hemen atlamıştı.
aslıya canının sıkkın olduğunu biraz kafa dağıtmak istediğini söyledi.
aslı da memnuniyetle cevapladı.
" emin, senin için grdıbını 10 dan veririm, 4 gramla o dinlediğin gruplarla aynı sahnede yer alırsın gün boyunca."
emin yarak kürek metal gruplarına bayılırdı. nerede bilinmez bir grup var bulur çıkartır dinler ve dinlediği için kendisiyle gurur duyar ve kızların bu grupları dinlediği için onlara dıbını sunmalarını beklerdi.
özetle salağın tekiydi.
aslı devam etti.
bak bugün denedik bunu arkadaşla - tokalaştığım kahpenin gözünden düşmüştüm, gece beni düşünerek vucuduyla oynaması imkansızdı artık.- buraya gelene kadar amuda kalkmadığımız kaldı. kapanırsın odana yakarsın cigaranı kimse yokken, sonra sen slash ben selamet...
gibeyim esprini aslı... herkes güldü ben somurttum.
neyse ilk 4lüğü bu bir onluk 8 8lik bine kitledik.
amı zütü dağıtıp anasına babasına ağzını yayarak konuşacağına emindim, camdan bile atlayabilirdi kamil.ama gidip arkadaşlarıyla kova yapıp bu malı ziyan edeceğini biliyordum. çaylar içildi zütler gibildi, alışveriş yapıldı. aldık 40 lirayı devam ettik, aslı hırkasının iç cebine koydu parayı. istasyona doğru devam ettik oradan ayrılıp. -
11.
0Cafeden çıktık, istanbul caddesine yöneldik. aslı bi paket sigara aldı bi bakkaldan. sigaralarımızı yaktık, gemileri karadan yürütüyorduk, bizans askerleri gibiydi tüm bakırköy. onların önünde filikalarımızı koymuştuk ortaya... bizim için 40 lira güzel paraydı. gün içinde yetecek paraydı,eve yatmak için gidiyorduk. yatıp kalkıp gün içinde insanları zehirle imtihana sokuyorduk.
Bizim kazandığımız para için ayın 20 günü akşama kadar çalışan insanlar vardı,ve ünvanlarıyla gurur duyuyorlardı, yangın merdiveninde sigara içmek dışında atraksiyonları yoktu.
Bizde de pek atraksiyon olmazdı. işler yolundaydı.
Aslı aç mısın diye sordu .Açtım,ama bünye olarak değil, zihinsel olarak açtım,bir tavuk dönerle olacak iş değildi, herkesin bana 4 gram için 40 lira vermesini istiyordum. tüm dünyayı tribe sokmak istiyordum.
Değilim dedim.sen ? Ben de değilim.o zaman ilerleyelim şu istasyona. gittik,yolda carousel in önünde bir iki rapçi gördük, aslı nereden tanıyorsa selam verdi muhabbet ettik bu yürüyen gardırop kılıklılarla, sansar ın da sahne alacağı bir underground parti varmış bakırköy kültür merkezinde hafta sonu. aslı sevinmişti, gidecektik... bir 4 gramlık patrick parasını sansara bayacaktık. aslının mutlu olması için cebimdeki tüm otları ilk gördüğüm polise verip, karşılığında sadece sigaramı yakacak bir ateş dileyebilirim. yeter ki gülsün.
“Ben havlarsam o ısırır ben uyursam o horlar” der al pacino bir filminde.tam o durumdaydık. birbirimize görünmez kemiklerle bağlıydık.
istasyona yöneldik. -
12.
+2korsan kitapçılardan birine doğru yöneldik. aslı " al şimdi bak ne bakacaksan " dedi. güldüm.bir kaç kitap inceledim.hep aynı şeyler... bir cinayet yaratıp hafif polisiye katıp kendi düşünceleri ve yorumlarını serpiştiren yazarların birbirlerine benzeyen kitapları.
aslı tezgaha geçti,30 yaşlarında bir adam duruyordu tezgahta,
a - naber irfan abi... napıyorsun ? nasıl gidiyor ?
irfan bini tedirgindi, tabi tanınan bilinen bir esnaftı. oğlan gibtiğine emindim. karısından bulamadıklarını taksimdeki folloş binlerden bulmaya çalışıyordu.
i-iyi be aslı nolsun, hayırdır kitap mı bakacaktın.
aslı bir kitabı aldı cebinden küçük bir poşet çıkartıp koydu içine ve sayfayı açtı. kitabın adı zargana ydı.
a-evet bu kitabı övüyorlar baya, nasıl okudun mu ?
irfan daha da tedirginleşti. kitabı kapayıp tezgahın altına koydu. aslıyı kolundan tuttu elimdeki kitabı atıp irfan binine öyle bir baktım ki zütünün gibileceğinden korktu. aslının kolunu bıraktı, genç bir çocuğu çağırdı tezgaha bakması için.
irfanla karşıdaki banklardan birine oturduk, altımızdan trenler geçiyordu. elbet birisi bu trene kaçak atlardı yenimahalleden diye düşündüm.
irfan " nedir bu " diye sordu." adı ne ? "
aslı - patrick
irfan - patrick mi ?
ben - patrick işte abi, patrick kluivert. insanı sert bir plaseye çeviriyor dakikada.
irfan bini güldü,ne kadar bu dedi ?
gramı 15 dedi aslı. aslıya döndüm. ulan az önce niye 10 dedin der gibi baktım, giblemedi.
irfan çok dedi. tabi alışmıştı relaxlatan çay türevi şeylere. dıbına koyayım irfan.ama bunu satmadan gitmeyeceğimizi biliyordu.
kaç gram var dedi irfan.
aslı çok gram var ama sana 4 gram ayırdım.
60 çok dedi irfan.
sen dene, olmazsa biz iade ederiz sana beğenmediğin takdirde.
eyvallah dedi irfan,50 lira çıkardı. uzatmayın dedi, tezgaha doğru yürüdüm zargana kitabını aldım irfanın yanına geldim kitabı açtım.tak yere düştü poşet.
irfan gözümün içine baktı, alelacele 20 lira çıkardı.70 verdi.var mı sizde 10 lira diye sordu amcık evladı.yok dedik, olursa veririz.
yere düşen poşeti rahatça uzattım, kimsenin umrunda değildik. oradan da ayrıldık. -
13.
+1dinleyen kalmadı mı ?
-
14.
0elimizde 100 lira gibi bir para vardı, yeterdi aslında.ama bugün bitireceğiz diye and içmiştik neredeyse. aslı resmen bir xabi alonso gibi oyun kurmaya devam ediyordu bakırköyde."artık bir yemek yeriz herhalde ?" diye sordu. yeriz dıbına koyım niye yemeyelim."ne yiyelim ?" diye sordu, kapitalizme domalacağımızı biliyordum.big king ranch sos soğan halkası derken paranın dıbına koyacaktık. dedim,burger yapmayalım, yedikten sonra kendimi tak gibi hissediyorum.Tümünü Göster
güldü.bir dürümcüye soktu bizi.o an vejeteryan olasım geldi, künefesine,dürümüne saydırmak istiyordum. para lazımdı.her şey için. künefeye vereceğim 5 lira bir paket sigara için yeter de artardı ne gerek vardı ? ama aslı öyle istedi, öyle yaptık.
süper bir ziyafet çektik kendimize. kişi başı 10 ar liradan kurtulduk. nerden baksak bir 4 gram boşa gitmek üzereydi. olsun.cimrilik ve tutumluluk arasındaki ince çizgide zeybek oynuyorduk aslıyla karşılıklı.
kebap salonundaki dürümcü de tam yavşaktı. sanki yıllardır arkadaşmışız gibi karşıladı bizi, gıcık oldum muallakye, dumanla da işi yoktu hem, gibtirsin gitsindi... aslı bozuntuya vermedi, hadi abi biz kaçıyoruz dedi, verdi parayı çıktık.
aslı herşey için biçilmiş kaftandı. yanında bir hiç gibiydim.ama bensiz bir işe kalkışmayacağından da emindim. hala eminim.
dürümcüden çıktık bir ps cafeye girdik... buna ne gerek vardı ? aslıyla oturup pes mi atacaktık ?hayır tabi. gittik.dükkan sahibi baya iyi karşıladı bizi, ilginç bir adamdı, güzel bir cafeydi, yalan yok. eğlenceli yerdi,tam bir hippi partisi yapılacak yerdi. içerdeki tüm liseliler, tüm guitar hero oynamak isteyen ergenler gözümde duman avcıları gibiydi o anlığına.
ancak alışverişin sadece dükkan sahibiyle alakalı olduğunu anladım. cafenin üst katına çıktık. buraya da çiftlerin yiyişebileceği bir yer yapmıştı.cam kenarına geçtik. sigaraları yaktık muhabbet ettik, yakında evleniyormuş. arkadaşlarıyla beraber bir bekarlığa veda partisi benzeri bir şeyler yapacakmış. yüklü bir mal arıyormuş. aslı durumu anlayınca elimizdeki kalan otları adama iteleyebileceğimizi düşünmüştü sanırım. başladık konuşmaya. adama üstümüzde yetecek kadar olduğunu söylediğinde üst katın kapısını kapattı, zaten kimse yoktu. kitledi kapıyı aşağıdaki çocuğa kimsenin gelmemesini tembihledi. aslı ben ve ps cafenin sahibi, patrick in 4 grdıbını çıkartıp bong un türkçedeki adı kova işine girdik.ben de mal ziyan olacak adam beğenmeyecek diye tribe girdim.o kafayla içtim.
sonra aslı aldı dumanı.en son da adam. eğildi pete. -
15.
+1oldum olası bu kova icadından nefret etmişimdir, aslı da pek sevmez.Tümünü Göster
goril bir keresinde floryaya yüzmeye gittiğimizde denizde kova yapmayı teklif etmişti, gerçek bir gorildi.şu behlüle final bölümünde yaptıkları halıflex sakal gibi gorilin tüm vucudu kıllarla donatsaydık, herhangi bir goril yavrusu sanar bağrına basardı am biniriğini.
goril iyi adamdır, güntekin de öyle, babası ne kadar edebiyat düşkünü de olsa evladı tam bir tiner bağımlısı, tinerin tüm harflerini ezberlemiş bir binin teki. semtteki tüm köpekleri neredeyse kendine köle etmişti güntekin beni de pek severdi,az zütünü kurtarmadım. gorille ikisi bizden daha kötü durumdalar.ilk entry de bahsettiğim sitede yaşıyorlardı. herkese korku salıyorlardı ancak kimse onların sitesine girmeye çalışmıyordu. züt korkusu işte. zamanında elit insanlar yaşasın diye yapılan sitelerde esrar dumanından, tiner kokusundan kılları simsiyah olmuş kuduz köpekler takılıyordu. sadece asansörü ekgibti sitenin. camları da ordan burdan çaldıkları örtülerle kapatmışlardı. yaşayıp gidiyorlardı çalarak. günün birinde onların da mağdur durumuna düşeceklerini bilerek, kendilerini mağdur edecek insanları bekleyerek yaşadılar.
kafaları dünyamızın seviyesine düşmesin, kendi yarattıkları hayal dünyasında yaşasınlar diye her akşam bir tiner alıp bırakırdım muallaklere. köpekleri de zararsızdı bize karşı. ancak ne zaman bir fırından geçseler fırıncı altına sıçardı köpekler yine vitrine saldıracak diye, napsın hayvanlar et nedir bilmezler...
bu kadar bilgiden sonra konuma döneyim, adam da aldı, öksürdü biraz dumanın etkisiyle.ben oldum olası tam duman alamam şu kovadan birazını illa salacağım dışarıya.ama adam oral sex hastası sanki. dibine kadar aldı dumanı. helal olsun.
ben bu kadar kafi deyip çekildim 2 3 kapak sonra. aslı da yüzünü yıkamaya gitti kattaki tuvalete, adam tek devam etti. hayatının neredeyse %60 ını anlattı bana.
babasının taksi plakası kralı olduğunu, annesinin ailesinin sırça köşklerden çıktığını karısının avukat olduğunu, sırf şu taktan uzak dursun diye babasının burayı açtığını... her şeyi. adam zenginlik içinde sefalet yaşıyordu. ayda binlerce para kazanıyor ama bu dükkanda kalmayı bir sefalet olarak görüyordu.
haklıdır belki de,banane. paramızı versin yeter.
adamla anlaştık. malı beğendi, baya beğendi hatta.ne kadar dedi.
aslı gramı 20 dedi. artık neden böyle dediğini biliyordum, adam geri kalan tüm malı alacak aslı da en fazla 15 e kadar inecekti.
ama nedendir bilinmez. adam o kafayla kabul etti,dur bi hesap makinası kapayım dedi, baya güldük arkasından. yürürken tek başına titanikteki aşıklara benziyordu herif. sallana sallana...
kaptı geldi hesap makinesini.
adam - kaç gram var ?
ben -4 şimdi içtik.
adam -tamam onu da hesap edelim.
ben -yok, beraber içtik. lafı olmaz.
adam -lan ne beraber içtik, kitlediniz bana tüm dumanı.
üstelemedim iyi dıbına koyayım dedim.
4 öyle sattık 4 öyle sattık.12 gram vardı. yetmez dedi adam, ertesi gün e 20 gram daha ayarla dedi. aradım tufanı. dedim böyle böyle, cemile sorup dönücem dedi.
döndü bi 10 15 dk sonra.o ara adamla bi pes attık, fark çaktı muallak bana. neyse bunlar ayrı mevzular. döndü tufan.gel yarın al dedi.
tamam dedim, hesapla 32 * 20 kaç çıkıyor ?
nasıl hesapladıysa o kafayla e li rakam çıktı. dedim var dıbına kodumun müptezeli.
hesapladım, çakma abercombie satan esnaflar gibi hesap makinesini adama çevirdim,640 yazıyordu. adam çıkardı 650 verdi. aldık koyduk cebe. durun dedi. biraz kafam düzelsin öyle çıkarsınız.
camı tam açtık. baya bi muhabbet ettik hakkında çok şey öğrendik, ertesi gün için sözleştik.bu saatlerde malı getirecektik. haliyle akbili de liseli bine vermeyecektik. üzüldüm bine o an.o kafayla bi onu düşündüm.lan yazık çocuğa dedim, minibüse para vericek boş yere... ağlayacak gibi oldum aslı hafiften uyardı tatlı bir tokat attı adam ayıkmasın diye. eyvallah dedim kalktık çıktık adamın kafa düzelince, döndük mahallemize. -
16.
0netim yavaş. word e yazıyorum, öyle aktarmaya çalışıyorum arada hata veriyor kusura bakmayın.
yazıyorum yani, içeri alınmadım bu arada. öyle bir durum olmadı daha beter şeyler geldi. hepsini yazacağım. uzun uzun yazıyorum işte. -
17.
0saat fazla geç olmamıştı, aslı nın muhafazakar ailesinin sıcak yuva müsvettesine girmeden önce biraz daha zamanı vardı.ben de rahattım hep. ailem pek önemsemezdi nereye gidip nerede kaldığımı. çünkü onların benim hakkımda düşündüğü geleceği daha liseyi bitirmeden gibip atmıştım.Tümünü Göster
doktor olmayacaktım, avukat savcı ya da polis. hiç bir şey olmayacaktım.ama adam olmuş kişilere amı zütü dağıtıp benim en ayık zamanımdaki rahatlığa kavuşabilmeleri için onlara en pislik yerde sakladığım otları, küçük hijyen poşetlerine koyup gri bir ambalajla sunarak mutlu edebilecektim hepsini.
siteye gitmeye karar verdik, goril kapının önünde bin diye seslendiği köpekle oynuyordu. sitenin arkası geniş bir çayırdı. dikenli tellerle kapalıydı. sanki goril ve güntekin burada karantinaya bırakılmış gibiydi bir kaç köpekle beraber.
bizi görünce gorilin gözleri güldü resmen. köpek de aslıya yılıştı. geçtik içeri. yukarıdan bir kaç insan sesi daha geliyordu. site her zamanki gibi döl,ter,ot,tiner, votka karışımı şeylerle kokuyordu. yukarı çıktığımda mahallenin en bilindik huurlarından birini gördüm, güntekinin bir kaç tinerci arkadaşı vardı, yenimahalleden gelmiş muallakler.iki gramlık zevk için yol yürümüşler.bir iki tane daha kıza benzer bişey vardı. tinercilerle takıla takıla erkekleşmişler.
bir kaç tane de zamanın apaçilerinden vardı, semt çocukları. sadece ota takılanlar. bildiğin parti kurmuş güntekin.
diğer katlarda da birilerinin olduğunu anladım, baya kalabalıktı, aslı cins cins baktı bana çıkalım der gibisinden.ben nedense biraz durmak istedim.bu işin nereye gidebileceğini düşündüm.
köpeğin biri acayip hırlıyordu. goril iti sakinleştirmeye çalıştı. güntekin de bi kızın göğüslerinin arasında elindeki cigarayı sıkıştırmaya çalışıyordu. kızın göğüsler küçüktü, baya uğraştı,en sonunda kızın canı yandı sanırım ateş değdi bi tarafına, çığlık attı, herkes şok oldu.
köpek daha fazla havlamaya başladı. diğer köpekler de çığırından çıktı.
apaçiler kaçmaya başladı, ikinci kattan atladı birisi o korkuyla. güntekin elinden kaçmaya çalışan kızı tuttu. kız harabe bir sitede yarı çıplak güntekin gibi bir muallaknin elinde rehin kalmıştı. goril birden " susun lan susun. kelime edenin zütünü giberim burada " dedi. giberdi,erkek kadın ayırt etmezdi o anda biliyorum, hayvanlara sevgi gösterirdi ama canını sıkan insanları cidden zütünden giberdi, çok liseliyi kavga etmek yerine bağlayıp gibmişliği vardır bu sitede.
giden gitsin diye bağırdı güntekin. kız goril aslı ve ben kalmıştık. herkes kaçmıştı bir anda. köpeklerin o merdivenlerden inişini hiç unutmayacağım.
gorille dışarı çıktık. kızın ağlayışlarını duyuyordum.ama saplanmıştı bir kere, memlekette çok var böyle kızlardan, kendilerini hemen belli ederler, zamanında apaçi ortamlarında bir iki kere ot ve tinerle tanışıp anandan babadan geçen çok küçük düşünceli kızlar mevcut.
ancak hiç birisi aslı kadar zeki ve güçlü değil.
neyse.bir yandan kızın bağırışları diğer yandan gorilin güntekine ettiği küfürler...
goril baya sıkılmıştı güntekinden " gibicem abi " diyordu.
Goril - en sonunda zütünden gibip 12.kattan atacağım huur çocuğunu o olacak. sigara var mı ?
A-Var al.
G-Eyvallah.
dıbına kodumun evladına bak ya,bizim zütümüz gibiliyor tüm gün aç acına gezip iki kerizi tokatlayacağız da midemize ekmek girecek diye,bu muallaknin evladı, yenimahalleden karı getiriyor siteye.
giberim böyle işi.
Ben napıcaksın oğlum dedim ? buradan çıkıp nerede kalacaksın.
G-Muhtaç olmasam güntekinin kanını giberim, kanını... ama işte doğru diyorsun ee ne var ne yok ?
olanı biteni anlattım, biraz sigara içtik. kola çekirdek yaptık, yoldan geçenlere laf attık, sonra da ayrıldık oradan evlere dağıldık. ertesi gün daha yoğun olacaktı. -
18.
0hızlı yazmaya çalışıyorum. uzun uzun yazıyorum zaten.bi paragraf yazıp zütlük yapmıyorum işte. okuyan okusun.
olayın gerçekliğini daha iyi anlatabilmek için bazı şeyleri betimlemek gerek sonuçta. devam ediyorum dinleyenler için. -
19.
0" geceler gündüzden daha acımasız, dayanamıyorum."Tümünü Göster
orhan gencebay.
evlere dağıldık. aslı yla evlerimiz karşılıklıydı. perdesi her zaman kapalı, ışıkları her zaman açıktı.her akşam 8 ile 10 arasında ara sıra kalkar gölgesini görürdüm.bir oraya bir buraya dolaşırdı odayı.
daha sonra anladım ki dinlediği şarkılardan daha fazla zevk alabilmek için kalkıp elinde deodorantla kendini sahnede sanıp duvarlara konser veriyormuş... bir gün beraber içtiğimizde kulağında mp3 üyle sitede sahne almıştı. duvarlara konser vermişti. herkes kendini rockstar hissederdi eline vileda alınca. haha.
ama aslının olayı başkaydı, hepimize bir hip hop ziyafeti veriyordu.ben orhan gencebay taraftarıydım en başından beri,en sevdiğim şarkı " nereden bileceksin " di.aşık olmasam da,ancak bugün cafede gördüğüm hanımhanım kız diye nitelediğim kız aklımdan çıkmıyordu.
biraz daha aslının gölgesini izledim, yorulmuş olacak ki konserini yarıda bıraktı, ışığını kapadı.
ben de erkenden yattım. kafamda binbir soruyla.
ertesi günün sabahında buluştuk, tufan ı aradım. halledeceğini söyledi, 12 gibi tufanın yanına gidecektik takıldık ettik, cebimizde iyi para vardı,ama aslı yanına 50 lira almıştı.iyi yapmıştı. yoksa o paranın dıbına korduk.
asgari ücretin 770 lira falan olduğu şu günlerde biz bugünün parasıyla 750 lira toplamıştık bir günde. güzel iş. şimdi müşterimizin itibarını kazanmak için tufan muallaksine bel bağlamak zorundaydık.12 de tekrar aradım, gelin alın patrick sıkıldı dedi.
eyvallah dedik. gittik aldık geldik, cafeye yöneldik.
adam aldı, hassas tartısı vardı binin, tartmıştı biraz fazla geldi herhalde.onu da bizden olsun diye bıraktık herife. eyvallah dedi, bizi de davet etti partisine, aslı gelemezdi sonuçta.ben uygun olursam geleceğimi söyledim.
pazar günüymüş partisi. aslı da hip hop partisine gidelim deyip duruyordu, sansar ı izlemek için. peki dedim gideriz.bir günde iki partiyi çekecek adam değildim ben, kafamda orhan gencebay çalıyordu " yokluk ateşten gömlek sensizlik ölüm gibi."
bazen de tom waits denen balgamik adam... " oh no how we danced ?" ulan ne oynadık be diyor adam. rain dogs şarkısı benim için daha uygundu sanki.tom waits mikrofonu kapıp orhan gencebayın önünde eğilerek geçti kafamdaki sahneye. aslıdan beter durumdaydım, aşık olmanın sınırındaydım, ayıktım,aşırı sosyalleşeceğim bir gün vardı önümde. -
20.
0o gün fazla para harcamadık. saat üç gibi döndük semte, aldık sinek ilacı sıktığımız otları yanımıza epi topu 100 lira para çıkardı. güntekin biraz ot istedi.ona bıraktım. daha doğrusu beraber kökledik.
yenimahalledeki karıya sultanlar gibi davranıyordu bin. hareminin ilk cariyesi sonuçta, aylarca otuz bir çektikten sonra bulduğu deliği okşuyordu resmen adam. fantezi olsun diye yeni bi gri pijama almış kıza, öyle dolaştırıyor sitede, pijama sütyenle. köpek sever gibi okşuyor kızın göğüslerini yığıldığı kartonun üstünde.
sardık bir tane oturduk. aslı ben goril güntekin ve güntekinin namı diğer karısı bir köpek sürüsüyle beraber muhabbet ediyoruz elimizdeki cigaralarla.iki tane sardık. birini güntekinle karısı döndü, diğerini de goril ben ve aslı. goril pek içmez zaten. tüyleri kokuyor sonra.
bu ot cidden iyi bir kafa yapmasa da insanı yerden bir 10 15 cm uçuruyordu.ben de bir cesaret bulup aslıya meseleyi anlattım, dedim o kahpeyi ayarla bana, hangi kahpe dedi dedim şu hanım hanım bir kız vardı, samimiydiniz.
aslı dumur olmuş bir şekilde bakıyordu " ciddi misin ? " dedi." parmaklıklara dayanmış goril kadar " dedim. goril güldü.
aslı bakarızla geçiştirdi meseleyi.ama aslıyla konuştuktan sonra resmen aşık olmuştum kıza.o kızın elini tutabileceğim düşüncesi bile yetiyordu, güntekin gibi hayvan değildim.
hayvan herif zaten nasıl gaza geldiyse pijamasını indirdi kızın lap diye, züt ortaya çıktı, nereden bulduysa tanga ayarlamış yırtık pırtık bişey. kızın da keyfi yerindeydi. olabilecek en iğrenç sevişmeyi sergilediler bize, hepimiz pür dikkat izledik.
güntekin kaldırıp duvara yasladı hatunu. devdıbını biliyorsunuz zaten. goril ben ve aslı çıktık üst kata. siteden dışarıya baktık, biraz kafamız açılmaya başlamıştı.
aslı haftasonu gidiyor muyuz konsere dedi
ne konseri dedim. sonra hatırladım. tamam dedim gideriz. goril sordu ne konseri falan diye, king kong çıkıyormuş, yeni albümünün lansman partisi var,gel sende dedim " gibtir lan pekekent " deyip güldü. sonra goril de biraz dert yandı " abi çekelim lacileri insan içine karışalım sıkıldım ben " dedi, eyvallah dedim. haftasonu onu da cafecinin partisine zütürecektim, teklif ettim kabul etti direkt.
-
cfrkn adlı yazarın gey olduğunu duydum
-
cfrkn benden sana tavsiye
-
oğlanın biriyle date çıktım 3 bira ısmarladı
-
souki ne haber dost
-
ikinci kayra vakası
-
cfrkn beklemede kal geliyoruz
-
eskiden sözlüklerde fenomen tipler olurdu
-
aceyip ve joseph evde tanga giyip femboy
-
20 6 25 ramstain ananı
-
cfrkn denen mossad ajanı
-
cfrkn memati benzerliği
-
anasına sövdüm it gibi hırlıyor mk
-
20 06 2025 cfrkn ananı
-
beyler bali li sevgilimi unutmak için
-
bugün suriyeli bir kadına 100 tl verdim
-
cfrkn bana eski bir dostu hatırlatıyorsun
-
karneller nasıl
-
ateist havucun son hali
-
cfrkn karşılık veriyor
-
la 1 ay önce tinderdan tanıştığım başka bir kız
-
kısa süreli ilişki arayan kızlar
-
bu oyunu hatırlayanlar kesinlikle liseli değildir
-
mehdi gelmiştirrrr
-
kara deliğin içinde atom bombası patlattım
-
4 yıllık lise hayatım sona erdi
-
bu oyunu hatırlayanlar liseli degildir
-
son dakika zekeriya beyaz öldü
-
gotcapsivarmı bak hele buraya
-
normal11ey reyisliği adamlığıı
-
az önce yediğım sucukların eşşek eti olduğunu
- / 2