şu inci sözlük'e verdiğim zamana asla yazık demem. çok şeyler öğrendim.
burada gerçekten akıllı olan ama aptal rolü yapan çok cengaverler var, hissediyorum. külotlarımı annem babam görmemiştir ama 300.000 üyeli bir sözlükte teşhir edebiliyorum. seviştiğim erkeklerden bahsedebiliyor, amcık capsimi dahi verebiliyorum ki sırf onu görebilmek için himalayaları aşan bir çok erkek bilirim.
bir incici ile arkadaş olmak, reeldekinden farklı olsa gerek, daha gerçekçi, daha dobra, bol amk oç'lu, daha samimi.
gerçekten böyle bir arkadaşa ihtiyacım var. entri numarası 35 ile bitenle arkadaşlık yapacam türü bir oçluğu yapmayacam haliyle, bu ciddi bir istek.
izmirdeyim, arasıra atlantik ötesinde yaşarım, bazen karadeniz dağlarını arşınlar, çiçek toplarım. fizan'da olmanız, arkadaşım olamayacağımız anldıbına da gelmez. neti var skypisi var.
benimle arkadaş olmak ister misiniz?
edit: bu entrim sazan.avi değildir dememe gerek var mı? hem, arkadaşlığın sazanlığı olur mu, veya sazanın arkadaşı?
edit: sizinle kahve içebilir, sohbet edebilir, inançlarınızı paçavraya çevirebilir, satrançta şahınızı kıçınıza sokabilirim. bildiğin arkadaşlık işte.
edit: arkadaş olursak size kendimi de ifşa etmiş olurum. ilk buluşmamızda CK kot minimi giyecem, öküz gibi bacaklarıma bakarsanız mekanı terk edeceğim. ilave olarak, çantamda biber gazı spreyi de mevcut.
edit: favori sohbet mekanım: izmir- pasaport iskelesi.
karşımızda karşıyaka vapuru, arşipelin kıpkızıl güneşi vapuru aşkla delmiş geçmiş. arkadaşım sağır dilsiz o an, kelimelere gerek yok. birlikte güneşe selam duruyoruz...
http://resim.manzara.gen....port-iskelesi-800x600.jpg
edit: bana öyle bir şey söyleyin ki çarpılayım, arkadaşınız olmam için bir ışık belirsin. "yolla panpa arkadaş olalım" diyen bir erkek brad pitt olsa kaç yazar. çok şey istemiyorum sanırım...
edit: inboxıma gelen örnek güzel bir mail: kütlesi çok büyük bir yıldız, yakıtı bittiğinde ya da evrimini tamamladığında, kendi çekim kuvvetine karşı koyamaz ve çevresindeki her şeyle beraber içine, kendi kalbine doğru çökmeye başlar. işte, yani öyle ki, tonlarca, milyonlarca ton madde, küçücük, minnacık bir toplu iğne başından küçük bir alana, bir hacme hapsolur. adeta yok olur. o karanlıkta zaman akmaz, durur. zamanın akmadığı o gizemli karanlığa "kara delik" denir. gözlerin gibi...
edit: bu da başka bir mail. yarağı pırlantadan olsa bu malla arkadaş olmam: "hadi gel kollarıma yakaladım işte muck muck muck oooohhşşyyşşşşş"