/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +12
    Biraz dinlenicem arkadaşlar bugün Eminönü soğuğu sert çarptı sanırım sıtma oldum. Yarın devam edicem dinlemek isteyen arkadaşlar rez alıp yarın başlığı kontrol edebilir.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
    2. 2.
      0
      Rezzervasyon
      ···
    3. 3.
      0
      Devam et yoldas bize onculuk et.
      ···
    4. diğerleri 1
  2. 77.
    +12
    O sene okulu sol güvenceye alıp öyle bitirecektik. Okula başladık bizim sınıfın çoğunun son sınıfın verdiği özgüven ve babacanlık duygusu kabarmıştı o sene. Okulda ki örgütlülüğü de iyic yitirmiştik ve okul o politik kimliğini kaybetmişti. Hikmet zaten son senemiz olduğunu ve başımızın boşuna belaya girmemesini söylüyordu. Ama bizim sınıf ve öğretmenler bizi hala komünist olarak tanıyordu ve bize o bakış açısıyla bakılıyordu. Komünist olunca topluma farklı kalıyor insan arkadaşlar, sizin gibi düşünmeyen insanlarla pek duramıyorsunuz, mesela Hikmet sınıf ortamında bir anda "O zamanlarda yaşasaydım Troçkist revizyonistlerin cephesinde olmaktansa öncü partinin hegemonyası altına girmeyi yeğlerdim" gibisinden bir cümle kurduğunda ilkerler bir şey anlamadan saf saf bakardı.
    O sene sadece politik olarak 1 Mayısa katılmaya gitmiştik ve gördüğümüz en kalabalık TKP kortejinde yürümüştük. Parti binasını da epey boşlamıştık, politikaya gelince de sadece arada AKPye giydirir ve gündemde olan olayları sınıf içerisinde tartışırdık. ilkerin ailesi CHPliydi, Recebi bilmiyorum fakat AKPyi övdüğü olurdu, Furkan vardı bir de sınıfta sık takıldığımız o da TKPli olmak istiyordu bizim gibi ama ailesinin MHPli olduğunu söylüyordu. 11 Mayısta Reyhanlıda bombalı saldırı oldu, o zamanlar şimdi ki kadar sık saldırı olmadığı için halk alışık değildi ve bu saldırı bizi sarsmıştı...
    ···
  3. 78.
    +12
    Bu hikayeye başlarken Hikmet ile başlamıştım, dolayısıyla Hikmet ile bitirmek istedim arkadaşlar. Bu yüzden son paragrafı Hikmetin yazmasını istedim ve beni kırmayıp son paragrafı yazdı, direk olarak metni yapıştırıyorum...

    "Merhaba ben Hikmet. Sinan yoldaşın hikayesini sizler gibi ben de okudum ve hatta bizzat onunla beraber yaşadım :D Bizim mücadelemiz seneler önce başladı, 7 sene sürdü ve senelerce de sürecek. Sinan yoldaşın gözlerinde ki kıvılcımı daha henüz ilk eyleminde görmüştüm. O kıvılcım o gün Sinan yoldaşta, ondan 1 sene önce bende, yarın başka bir yoldaşta yanacak ve o kıvılcımlarla devrim ateşini yakacağız. Yaktığımız ateş büyüyüp devrim olacak ve yemin olsun sönmeyecek arkadaşlar."
    -Hikmet

    Şuan bu dizeleri okuyorsanız hikayemin sonuna gelmiş demeksiniz, bunun için okuyan herkese kişisel teşekkürlerimi sunuyorum...

    Daha önceden de belirttiğim gibi hikayeyi yazarken bazı arkadaşların ismini almıştım, bu arkadaşlar özelden bana destek verenler ve hikayeyi sıkı takip edenlerden oluşuyor. Aralarından bir iki tanesini de hoş sohbet ettiklerimin arasından seçtim. Aşağıda ismi olan arkadaşlar bana özel mesaj yoluyla yaşadıkları şehirleri yazarlarsa sevinirim. Hepinizin nick6 başlıklarına yarın "Bir sosyalistin anılarına şahit olmuştur... " yazılacak ve aranızdan birine söz verdiğim gibi Gezide sattığımız "Boyun Eğme" t-shirtlerinden birini hediye edicem arkadaşlar...

    fuckerfukara45
    nativerock
    obeydalek
    madapaka
    biji biji yaptırmadılar
    skywalkermert
    waccuwantmenn
    dusubasa
    sronnake
    kızıldusunur
    ···
  4. 79.
    +11
    Özelden bir çok kez Türkiye Komünist Partisinin, PKK ile bir bağlantısı olup olmadığı soruluyor buna bir aydınlık kazandırmak şart oldu arkadaşlar.
    TKP çok köklü bir sınıf partisidir, sınıf mücadelesini Türkiye'ye sokan partidir ayrıca. Maalesef toplumda bütün komünistlere karşı böyle bir bakış açısı var, TKPnin PKK ile uzaktan yakından bir ilişkisi bulunmamakla beraber, Kürt hareketiyle ilgilenmeyen bir partidir. Fakat toplumda ki Kürt sorununu tanıyan ve bunun için mücadele eden sayılı partilerdendir. Şunu da belirtmek isterim ki TKP, 1920'den beri eline sadece bir kere silah almıştır, onu da Kurtuluş Savaşına destek için antiemperyalist bir düşünce sonucu gerçekleştirmiştir. Bizim öncü misyonumuz Mustafa Suphilerden bu güne proleterya olmuştur, öyle de kalacaktır.
    ···
  5. 80.
    +11
    Arkadaşlar özelden bazı aynı sorular sürekli geliyor onları buradan cevaplayıp devam edicem...
    Ben ateistim Hikmet Alevi, Şuan Oktayın yanında kalmıyorum tek başıma yaşıyorum, hayatım boyunca hiç bir eylemde silah ve molotof kullanmadım TKP resmi bir siyasi partidir ve silahlı yapılanması yoktur, hala TKPdeyim fakat şu aralar biraz pasifist takılıyorum, t-shirt almak isteyen arkadaşlar ben t-shirt satmıyorum fakat aranızdan birine daha önce de söylediğim gibi bir tane hediye edicem, 1 Mayıs için inci Sözlük korteji kurmak isteyen bir arkadaş var​ ve beni de çağırıyor, katılmak isteyen arkadaşlar olursa buraya yazabilir, normalde TKP kortejinden başka bir kortejde yürümem fakat eğer ciddi rakamlara ulaşırsak sizin için gelebilirim.
    ···
    1. 1.
      0
      Yapalım abi bunu
      ···
  6. 81.
    +11
    Grup yavaş yavaş üzerimize doğru gelince kız yoldaşlar geri çekilmiş, bizler ise kol kola girmiştik. Oktay yine yanımdaydı, grup yaklaştıkça ellerinde ki sopalar görünmüştü. Normalde bir öğrenci örgütü okul önünde toplanınca maksimum 5 dakika içinde polisler etrafı çevirir ve tutardı fakat o gün 10-15 dakika geçmesine rağmen gelmemişti. Bizler flamalarımızın kumaşlarını çıkartıp ceplerimize koyduk ve gayet uzun aynı zamanda kalın olan plastik bayrak sopalarını kendimizi savunmak için adeta kuşanmıştık. Üzerimize birden hızla yürümeye başlayan grup "Aponun binleri Yıldıramaz Bizleri!" sloganlarıyla bize taş ve cam şişe fırlatmaya başlayınca bizler bayraklarımızın sopalarıyla üstlerine koştuk ve çarpıştık. Çıkan kavgada büyük bir arbede yaşanmıştı, göz gözü görmüyor ve herkes birbirine saldırıyordu. Yaklaşık bir dakika boyunca kavga ettik ve yara alıp yara verdik. Epey kan döküldükten sonra, önce üniversite içinden ÖGB ordusu ardından 3 otobüs dolusu Çevik Kuvvet gelerek bizleri ayırmıştı. Bizleri de, dışarıdan gelen gruptan kişileri de gözaltına almışlardı. Dışarıdan gelen faşist gruptan kaçmaya çalışanlar olmuştu, biz bütün itirazlarımıza rağmen o otobüse bindirilmiştik. Hem silahsız ve tamamen yasal olan demokratik hakkımızı kullanarak eylem yapmıştık, hem de bir grup faşist tarafından bize hakaret ve iftira içeren sloganlarla kışkırtırılarak kelepçelenmiştik...
    ···
    1. 1.
      0
      Sinirlendim lan neyse rez
      ···
    2. 2.
      -2
      Kim bunlar

      Bozkurtlar!!
      ···
  7. 82.
    +11
    Okul tekrar başlamıştı, okula girdiğimde üniversiteye yeni başlayacak öğrenciler vardı ve heyecanlı görünüyorlardı. Oktayda buluştuk ve kafeye geçtik, yarım saat sonra bizimkiler de geldi ve kahvaltı edip çay içmiştik, o hafta hızlı ve stabil geçmişti. ikinci hafta okula yeni başlamış 3 yoldaş bizimle tanışmak ve örgütlenmek istemişlerdi. Aralarından biri çok gözü pek görünüyordu, Orhan Rizeliydi fakat hiç bir zaman kendine Rizeli demez Hemşinli derdi, Hemşinliler Rize'de yaşayan küçük etnik bir halktı. Orhan Karadeniz şivesine yakın bir şiveyle konuşan, saçları uzun, hafif sarışın, beyaz tenli ve iri gözlü bir yoldaştı. Orhanla sıkı birer dost olacaktık...
    ···
  8. 83.
    +11
    Ailemin yanında kaldığım için ailem de olanları öğrenmişti ve bana bu konu için fazlasıyla tepki göstermişlerdi. Anneme üzülüyordum, çünkü o çocukluğumdan beri benim kılıma bile zarar gelmesini istemezdi. Babam ise beni oturtup konuşmuştu fakat içimde artık bir sosyalist devrim ateşi yanıyordu ve babamın bütün söyledikleri içimde ki devrim ateşini titreten fakat biraz bile söndüremeyen bir rüzgar gibi geliyordu. O an Oktay aramıştı ve bana yarın okulda bu saldırıyı protesto edeceğimizi söylemişti...
    Ertesi gün okulda tekrar bir araya gelip dün ki saldırıya dair açıklama yapmış, ardından "Gündoğdu Marşı" söylemiştik. Kalabalık bir ÖGB duvarı ve kampüsteki öğrenciler bizleri izliyordu. Herkese açık bir mesaj veriyorduk aslında; "Yurdumuza faşist dolmuş vurun gardaşlar vurun!"...
    ···
    1. 1.
      0
      Elinize sağlık yoldaş vurun
      ···
    2. 2.
      0
      Devamı yoqmu qnq
      ···
    3. 3.
      0
      Way mk ya
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 84.
    +11
    Bu söz öğretmeni susturmuştu ve mezhep konusunu hızlı hızlı bitirmişti. O ders Hikmet dişlerini sıkmaktan kızarmıştı ve morali çok bozuk görünüyordu ama ona rağmen boynundaki kolyeyi içeri sokmamıştı. Bunu neden yaptığını hala bilmiyorum ve ona da soramıyorum ama yanlış ve faşist bir düşünceydi. O teneffüs Hikmet kimseye uğramadan dışarı çıkmıştı. Recep ve Aleyna bu sene önümde oturmuyorlardı ama o teneffüs Recep yanıma gelerek bana Hikmetin söylediği lafı anlatarak gülmeye başladı ve 5 dakika civarı bu konuyu anlatarak Alevileri aşağıladı. Recebi lise birden beri tanıyor ve her zaman alttan alıyordum ama o an elim ayağım boşaldı. Kaşlarımı çatarak "Yeter"dedim. Recep o pis sırıtmayı kesmeden "Ne diyorsun Sinan?" dedi. Onu dediği anda Hikmet içeri girdi ve aramızda bir şeylerin olduğunu anlamış olacak ki ne olduğunu sordu. Ben anlatmayacaktım ama ilker yumurtladı, ilkerin böyle her şeyi yumurtlama huyu vardı. Hikmet Recebin suratına bir kaç saniye baktı ve burnuna çok sert bir yumruk attı, biz hemen araya girip Hikmeti sınıftan çıkardık. Recep sınıftan çıkamamıştı sıraya oturmuş, gözlerinden yaşlar gelmiş halde burnunu tutuyordu, o ucube çocuk bir yumrukla safdışı kalmıştı. Recep ve Hikmet o gün disipline gitmişti ve Hikmet anlattığına göre müdürden iki tokat yiyip uyarı almıştı.
    Recebin burnundan çıkan ses bunları yazarken tekrardan kulağımda çınlıyor beyler...
    ···
  10. 85.
    +11 -1
    Hikmet bu olaydan sonra sınıfta hafiften korkulan bir tip olmuştu. Recep ile de uzun süre görüşmedik, biz konuşmazken Aleyna ile çıkmaya başlamışlar sonradan haberimiz olmuştu. Yine Hikmetten duyduğuma göre müdürün odasında birbirlerinden özür falan diletmiş müdür bunları. O sene parti binasına fazla gitmemeye başlamıştık, okulda da karşıt görüşlü öğrenciler olmayınca köşemize çekilmiştik ama geçen seneden yazdıklarımızın izleri hala tuvalet kapılarında ve okulun duvarlarında duruyordu. Arada ilker, Hikmet ve ben evlerimize giderdik. ilkerlerin evlerinin binasının altında bir bodrum kat vardı orayı üstümüze almıştık resmen. Duvarlara spreylerle sosyalist sloganlar yazar, sigara hatta arada gizli gizli bira içerdik, bir de küçük eski bir televizyon vardı onunla da vakit geçirirdik. Hikmet bizi ilyas ile tanıştırmıştı birde, ilyas Hikmetlerin mahallesinde oturan Hikmetin çocukluk arkadaşıydı. Mardinliydi, epey esmerdi ve bembeyaz dişleri vardı. ilyas bize Kürtçe, ilker de Arnavutça kelimeler ve küfürler öğretirdi. Bir süre böyle sakin bir şekilde geçti fakat 1 Mayıs tekrar yaklaşmıştı ve TKP liselileri pikniğe çağırıyordu...
    ···
  11. 86.
    +10
    1 Mayıs günü gelmişti ve üniversite olarak hazırdık. Pankartlar yapılmış, flamalar hazırlanmış ve parti binasına gidilmişti. Fakat bir sorun vardı, AKP günler önceden 1 Mayısın Taksim'de kutlanmayacağını söylemişti. Bu çok zeki bir politikaydı fakat biz neyin ne olduğunu anlayabilen insanlardık. Kalabalığı bölmek ve yılların 1 Mayıs konumu haline gelmiş Taksim Meydanını kapattıtmıştı. Fakat biz bu sene Taksime girecektik ve bunu günler öncesinden planlamıştık...
    Bu arada ben TKP bölünmesi sonucu KP'deydim arkadaşlar bunu da çok soran olmuştu belirtmek istedim. Parti binasına gidip flamaları ve üstlüklerimizi almıştık, sırt çantalarımız sırtımızdaydı ve içi limon, gaz maskesi, su gibi malzemelerle doluydu. Taksim meydanın önüne polisler barikat kurmuştu ve biz adını vermeyeceğim bir otelin içine saklanmıştık. Yaklaşık 30 kişi kadardık ve tamamen gönüllü yoldaşlar aramızdaydı, bu büyük bir eylemdi, Oktay ve çoğu yoldaş aramızda yoktu. Bir anda anlaştığımız gibi meydana doğru sloganlar atarak girdik ve karşımıza çıkan polisleri aşarak meşhur heykelin önüne geldik. Polis koşan yoldaşlarımızdan bazılarını yakalamış ve gözaltına almıştı, içeride olan herkes kol kola girdi ve slogan atmaya başlamıştık, o an içimden Türkiye Sol tarihinin en büyük eylemlerinden birini yaptığımızı düşünüyordum...
    Sanırım hiç birimiz inanamıyorduk fakat yasak konulmuş Taksimin tam göbeğindeydik. Sloganlar atarak geri çekilmeye başladık, bu sefer polis bütün kiniyle bize saldırdı. Jop ve yumruklarla polis bize vuruyordu fakat biz ona rağmen elimizde ki bayrak sopalarıyla kendimizi korumuyorduk. Polis dört koldan saldırarak bizleri gözaltına almıştı, o an etrafta bizleri seyreden emekçi abilerin alkış ve destekleri yediğimiz bütün polis dayağına yetiyordu...
    https://youtu.be/bQhGfiygUog
    ···
    1. 1.
      0
      O otelden çıkan 30 kişilik güruh u hatırlıyorum AMK
      ···
  12. 87.
    +11 -1
    Barikata doğru kol kola girmiş yürüyen tahminimce 50 kişi "Faşizme Karşı Omuz Omuza!" sloganıyla yürüyorduk. O an insanın içinde güçlü bir adrenalin duygusu oluyor ve sadece hedefi düşünüyorsunuz, ben en önde yanımda Zeki ve Oktay yoldaşla yürüyordum ve ÖGB barikatina karşı ilk çarpışanlardan olacaktım. Parkamın önünü kollarım kollara bağlıyken zar zor açmıştım, tam ÖGB tarafından kurulan etten duvara yaklaşmışken aramızda kadın yoldaşlarımızın olmasına rağmen barikatın arkasından taş, cam şişe ve bilimum küçük zarar verici maddeler atılmaya başlanmıştı. Tahminimce 100 kişilik ÖGB joplarını çıkartıp bize ve karşıda ki gruba saldırmaya başlamıştı, bir anda müthiş bir arbede yaşanmıştı, göz gözü görmüyordu ve çok kuvvetli bir uğultu etrafı sarmıştı, o an hemen 5-10 metre karşımda duran bir çember sakallıyıyla bir güvenlik görevlisi boğuşuyordu. Koşarak bütün gücümle çember sakallıya bir yumruk attım ve yere düştü. Yumruğu attıktan sonra sağ elimin parmaklarında bir zonklama oluşmuştu fakat o adrenalin ile pekte bir şey hissetmiyorsunuz derken güvenlik görevlisi sırtıma bir jop darbesi indirmişti. O an nefesim çok ani bir şekilde kesilip gözlerim kararmıştı fakat düşmemiştim, yerden kalkan çember sakallı yobaz suratıma bir yumruk atmıştı. Kendimi korumaya çalışırken 4-5 tane yoldaş bana vuran çember sakallıyı dövüp yerde tekmelemişlerdi, o yoldaşlık ruhu insana çok güzel bir duygu yaşatıyor arkadaşlar çok. Güvenlik görevlileri yerde ki çember sakallıyı tekmeleyen yoldaşlarıma vurmaya başlayınca nefesimin hala daraldığını hissetmeme rağmen güvenlik görevlilerine tekme tokat saldırmıştım. Okula çevik kuvvet ekiplerinin gelip yoğun biber gazıyla kalabalığa dalması sonucu hem olaylar bitmişti hem de okulda o gün ders işlenmeyip öğrenciler eve erken yollanmıştı...
    ···
  13. 88.
    +10
    Özelden attığınız mesajlar için hepinize teşekkür ederim arkadaşlar. T-shirtü bugün Madapaka nickli arkadaşa yolladım muhtemelen yarın kendisine ulaşır. T-shirtü alınca kanıt olarak buraya fotoğraf atmasını istedim ve yapacağını söyledi. Sözlüğe de uzun süre girmeyebilirim, soran olursa bir Bombaragas vardı anılarını anlatıp gitmişti dersiniz * Hoşçakalın arkadaşlar..
    Ve unutmayın;
    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...
    ···
  14. 89.
    +13 -3
    Liseli deselerde senin geçtiğini yollardan geçiyorum şuan komünizm hayaleti burdada dolaşıyor büyük bir ateş yakacak ve yaktığı ateş hiç sönmeyecek
    ···
  15. 90.
    +13 -3
    Ertesi hafta, okula mescit açılması için bir takım tartışmalar söz konusu olmuştu. Okulda ki radikal islamcı öğrenciler okula mescit istiyordu ve bunun için stant kurup imza toplamaya başlamışlardı. Bu kitle AKP iktidarından önce bir eğitim kurumunun içine mescit açılmasını asla dile getiremezdi, bu yüzden o dönemlerde sadece başörtü yasağına karşı ses çıkartabiliyorlardı. Fakat AKP iktidarı bu kitle için laikliği, modernizmi ve bilimi ortadan kaldırmak için çok uygun bir iktidar dönemiydi. Biz bu insanların amaçlarının yıllardan beri kökünden ucuna kadar biliyorduk. Okulun içine dün başörtüsünü sokanlar bugün mescit koyacak, yarın ise başka bir dini istekle karşımıza çıkacak ve kademe kademe istediklerini elde edip laik eğitimi yok edeceklerdi. Fakat bu ülkede yıllardan beri solcu öğrenciler vardı ve biz bu gericilere her zaman olduğu gibi yine geçit vermeyecektik...
    ···
    1. 1.
      +3 -4
      Müslüman olmak gericilik demi sana göre. özgürlük için savaşıyoruz dersiniz ama sizin gibiler en çok özgürlüğe karşı çıkanlardır
      ···
  16. 91.
    +10
    Arkadaşlar kusura bakmayın öğrenci evinde büyük internet sorunu çekiyorum, hem aylık besliyorsun herifleri hemde böyle sorunlar çıkartıyorlar sana neyse devam ediyorum şimdi
    ···
  17. 92.
    +9
    Bu sene okulda bizden farklı bir örgütlenme denemesi daha olmuştu. Halkevleri okulumuzda ki mücadeleyi görüp lise yapılanmaları olan Liseli Genç Umut örgütünü okulumuzda örgütlemek istemişti fakat 2-3 kişi ile pekte başarılı olamamıştı. Onun yanında okuldan mevzun olan yoldaşlarımızın gidişi bize kitlesel bir kayıp yaşatmıştı. Ben ve Hikmet ile birlikte 5-6 kişi takılıyorduk ve yeni gelen lise birinci sınıflara da örgütleme çalışması yapmamıştık. Okulda zaten gücün bizde olduğunu düşünüyorduk fakat parti binasında bizleri aktif olmamız için uyarıyorlardı. Bu sorunların önüne kimse geçmiyordu ve gayet pasifist takılmaya başlamıştık fakat bu suskunluğu bir din dersinde Hikmet bozacak ve bizlere tekrardan kolları sıvatıcaktı...
    ···
    1. 1.
      0
      Dola Hikmet yoldaş
      ···
  18. 93.
    +9
    O sene bir kaç küçük olay daha yaşanmıştı fakat diğerleri kadar çarpıcı olaylar değildi, onları geçiyorum arkadaşlar. 2016 senesi bu şekilde sona ermişti. Yazın internetten bir kızla tanışıp, biraz yakınlaşıp, kısa bir süre sonra beraber olmaya başlamıştık. Benimle tanışırken politikayla pek ilgisi yoktu fakat laik bir ailede büyümüş, pek bilinçli olmasa da bir Kemalistti. Benimle beraber olduktan sonra benim ve hediye ettiğim kitaplar sayesinde o da Marksist-Leninist olmuştu. O yaz liseden ilker, Hikmet ve Yasin beraber tatile de gitmiştik. Yazı o tatille bitirmiştik. He bir de oradan ayrılmadan hemen önce Hikmet yanında getirdiği kırmızı spreyi bavuldan bizim şaşkın bakışlarımız içinde çıkarırken, yine boş durmayıp Erdek Ocaklar sahilinin yakınında bir duvara kırmızı spreyle "Tek Yol Devrim!" yazıp oraya hatıramızı bırakmıştı, yolunuz düşerse eğer hala duruyorsa sahilin orada bir duvarda o yazılamayı görürseniz Hikmeti anarsınız arkadaşlar...
    Sene 2017 ben üniversite üçüncü sınıftayım...
    ···
  19. 94.
    +9
    2016 1 Mayısı için IŞiD canlı bomba tehditleri burjuva medyamız tarafından ortalığa yayılmıştı, bunun yanında dünyanın gelmiş geçmiş en büyük antikomünist devleti olan ABD, vatandaşlarına Türkiye için 1 Mayıs uyarısı vermişti. Vermişti ki bizim işçimiz, gencimiz ve niceleri 1 Mayısa korkusundan gidemesin. Fakat sol örgütler bundan korkacak değildi, herkes 1 Mayıs için Bakırköy'de​ toplanacaktı. Kalabalık fazla kitlesel olmamıştı, DiSK harici işçiler zaten fazla yoktu, daha çok sosyalist kesimden gelenler vardı, normalde her 1 Mayıs onbinlerce o işçi meydanlarda kendi gününü kutlardı fakat bu sene medyanın saldığı korku ile DiSKten bile fazla bir katılım olmamıştı. Her sene olduğu gibi çok yoğun bir güvenlik önlemi alınmıştı, fakat çoğu sol örgütler bu 1 Mayısa gelmeme kararı almıştı, bu çok can sıkıcı bir durumdu. Meydana girerken yanımda Orhan ve Oktay yoldaşlar vardı, flamalarımızda çark çekiç yerine orak çekiç, TKP yerine KP yazıyordu, 2017'de KP tekrar TKP ismini ve çark çekiç logosunu geri alacaktı. O sene en büyük katılım HDPten olmuştu, onun yanında sadece; Halkevleri, Çarşı, CHP, SYKP, Haziran Hareketi, DiP, SGDF, TSiP, EMEP, ESP, DiSK ve KESK sendikalarının yanında biz de Türkiye Komünist Hareketi olarak alıyorduk fakat bizden bile çok fazla gelmeyenler olmuştu. Alana girdiğimizde o eski canlılığı göremesem de 1 Mayıs heyecanına yine kapılmıştım, halay ve horonlar çekiliyor, sloganlar atılıyor ve sohbetler ediliyordu. Devletin belirlediği alanda kutladığımız için herhangi bir polis müdahalesi olmamıştı fakat hayatımda gördüğüm en cansız 1 Mayıstı...
    http://i.sabah.com.tr/sb/...ayis-kutlamalari/15_d.jpg
    ···
  20. 95.
    +9
    Öğretmenimiz okuldan atılmamak için mahkemeye kadar gitmiş ve en sonunda zafer direnenlerin olmuştu, öğretmenimiz okulda kalmıştı...
    Bir ay herhangi bir sorun yaşanmamıştı, Hikmet beni arayıp Ankara'ya çağırıyordu, benimle birlikte istanbul'a geri döneceğini ve ailesinin yanına gideceğini söylüyordu. Bir Cuma gecesi otobüse atlayıp Ankara'ya gitmiştim, iki gün orada kalıp Hikmetin yoldaşlarının bazılarıyla da tanışmıştım. Ardından beraber istanbul'a​ gelmiştik ve Hikmeti evine Okmeydanına bırakmıştım. Okmeydanında değişik bir olayda olmuştu onu da anlatıyım, Hikmetin evine yarım uğrayıp babası ve Mahir Abiyle görüşmüştüm, akşama doğru tek başıma eve dönerken beni sokağın köşesinde üç çocuk çevirmişti. 15-16 yaşlarında olan bu genç arkadaşlar yaşça büyük olan bana kim olduğumu ve mahallelerinde ne aradığımı soruyorlardı. Ben bir şey yapmadan gülümseyip Hikmetin arkadaşı olduğumu söylemiştim, çocuklardan biri belinde ki küçük silahı çıkartıp bir eliyle saklayarak ters bir şekilde "Neye gülüyorsun lan sen Hikmet kim oğlum?" gibisinden bir şey söylemişti, Hikmeti tanımıyorlardı. Ben silahı görmeden önce gayet sakindim fakat silahı görünce biraz beklemelerini ve Hikmeti arayacağımı söylemiştim. Hikmetin gelmesini beklerken çocuklara benim de sosyalist olduğumu söylüyordum, tam çocuklarla olumlu olumlu konuşmaya başlamışken Mahir Abi ve Hikmet yanımıza gelmişti, Mahir Abi bana silah çekmiş olan çocuğa çok sert bir tokat atarak çocukları yollamıştı. Mahir Abiyi tanıyor olmalılardı ki hiç bir şey demeden hızlı hızlı gitmişlerdi, Mahir Abi çocukların uyuşturucu satıcılarına karşı nöbet tuttuklarını ama ergenliklerinden dolayı biraz heyecanlı olduklarını söyleyip benden onlar adına özür dilemişti. Ardından benim onca ısrarıma rağmen dolmuşa kadar benimle gelmişlerdi.
    ···
    1. 1.
      0
      Biraz hızlı yoldaş
      ···