-
476.
0Rezervasyon
-
477.
0bekliyoruz yoldaş
-
478.
+11 -1Barikata doğru kol kola girmiş yürüyen tahminimce 50 kişi "Faşizme Karşı Omuz Omuza!" sloganıyla yürüyorduk. O an insanın içinde güçlü bir adrenalin duygusu oluyor ve sadece hedefi düşünüyorsunuz, ben en önde yanımda Zeki ve Oktay yoldaşla yürüyordum ve ÖGB barikatina karşı ilk çarpışanlardan olacaktım. Parkamın önünü kollarım kollara bağlıyken zar zor açmıştım, tam ÖGB tarafından kurulan etten duvara yaklaşmışken aramızda kadın yoldaşlarımızın olmasına rağmen barikatın arkasından taş, cam şişe ve bilimum küçük zarar verici maddeler atılmaya başlanmıştı. Tahminimce 100 kişilik ÖGB joplarını çıkartıp bize ve karşıda ki gruba saldırmaya başlamıştı, bir anda müthiş bir arbede yaşanmıştı, göz gözü görmüyordu ve çok kuvvetli bir uğultu etrafı sarmıştı, o an hemen 5-10 metre karşımda duran bir çember sakallıyıyla bir güvenlik görevlisi boğuşuyordu. Koşarak bütün gücümle çember sakallıya bir yumruk attım ve yere düştü. Yumruğu attıktan sonra sağ elimin parmaklarında bir zonklama oluşmuştu fakat o adrenalin ile pekte bir şey hissetmiyorsunuz derken güvenlik görevlisi sırtıma bir jop darbesi indirmişti. O an nefesim çok ani bir şekilde kesilip gözlerim kararmıştı fakat düşmemiştim, yerden kalkan çember sakallı yobaz suratıma bir yumruk atmıştı. Kendimi korumaya çalışırken 4-5 tane yoldaş bana vuran çember sakallıyı dövüp yerde tekmelemişlerdi, o yoldaşlık ruhu insana çok güzel bir duygu yaşatıyor arkadaşlar çok. Güvenlik görevlileri yerde ki çember sakallıyı tekmeleyen yoldaşlarıma vurmaya başlayınca nefesimin hala daraldığını hissetmeme rağmen güvenlik görevlilerine tekme tokat saldırmıştım. Okula çevik kuvvet ekiplerinin gelip yoğun biber gazıyla kalabalığa dalması sonucu hem olaylar bitmişti hem de okulda o gün ders işlenmeyip öğrenciler eve erken yollanmıştı...
-
479.
0öyle bi anlatıyorsun ki arkadaş sanki ben de ordaydım. devam!
-
480.
0Rezervasyon
-
481.
0Dinlemedeyim yoldaş harika yazıyorsun
-
482.
0Hangi lisedeydin acaba
-
483.
0Rezervasyon
-
484.
+10 -1O olaydan sonra bir daha okula mescit yapımı için bir imza kampanyası yapılmamıştı. Suratımda gözle görülebilir bir iz yoktu fakat sırtımda 1 ay boyunca morlukla gezmiştim, Oktayın ise dudağı patlamıştı. Sağ elimin orta parmağının ise attığım yumruğun etkisiyle kemiğinde bir soyulma ve küçük bir şişlik meydana gelmişti. Olaylardan sonra okulda bizlere destek veren öğrenciler gelip bizlere geçmiş olsun dileklerini sunmuşlardı, gelenlerin çoğu tipik CHPli Ulusalcı-Kemalist kızlardan oluşuyordu fakat o Türkçü çocukta bizimle çay içmeye gelenlerin aralarındaydı. Çocuk iki yan masada oturuyor ve ara sıra çaktırmadan bana bakıyordu, anlaşılan hala beni hatırlıyordu. Kalkıp yanına bir sandalye çekip "Merhaba arkadaş nasılsın?" diye sormuştum, "iyiyim siz nasılsınız?" diye karşılık vermişti. Çok kibar ve efendi bir çocuğa benziyordu, biraz konuşmuştuk ve bana isminin Erdem olduğunu söylemişti. "Dün bizim aramızda seni de gördüm Erdem, ne için solcularla yürüdün?" diye sorduğumda bana büyük bir Mustafa Kemal Atatürk hayranı olduğunu ve malum kişilerden nefret ettiğini söylemişti. Türkçülerin hepsini internette görmüştüm, bu çocuk canlı gördüğüm ilk Türkçüydü ve hepsi bana "ırkçı Kemalist" geliyordu, fakat çokta ironikti ki Nihal Atsızın ve manevi babası Rıza Nur denilen hastanın birer Kemalizm düşmanı olduğunu hatta bir çok kez Mustafa Kemal'i sert bir şekilde eleştirdiğini ya bilmiyorlardı ya da görmezden gelmeye çalışıyorlardı. Bunu dediği anda bu kokuşmuş gerici zihniyete karşı olan sadece bizim olmadığımızı anlamıştım, radikal islamcılar zamanında sadece komünistlere karşı ses çıkartabiliyordu çünkü hiç bir iktidar AKP iktidarı kadar Mustafa Kemal düşmanlığını meşrulaştırmamıştı, fakat şimdi siyasi doruklarını yaşadıkları için saldırılarını Mustafa Kemale kadar indirmişlerdi...
Edit: Yarın devam edicem arkadaşlar, hikayeyi yazmaya başladığımdan beri gündemi pek takip edemiyor ve kitap okuyamıyorum. Bu gece onlarla ilgilenicem, hepinize iyi geceler... -
-
1.
0Atsızın Atatürk düşmanı olduğunu biyerinden sallama.
-
1.
-
485.
+3Senin için kaç gündür inciden çıkmıyorum kültür deposu adam iyi geceler
-
486.
0iyi geceler arkadaş sabırsızlıkla bekliyoruz
-
487.
-7Sizin gelmişinizi geçmişinizi gibiyim amk komünist sosyalistleri refarandumdan bi evet çıksın o zaman görün amk çapulcuları
-
-
1.
0Ulan asil çapulcu sizsiniz
-
2.
0Vallaha
-
1.
-
488.
0Bu okul nerde yoldaş hemen oraya kaydımı aldırcam
-
489.
0Devam qnq heycanla okuyorun
-
490.
0ilk yazmaya başladığın günden beri okuyorum yoldaş devam
-
491.
+8Bazı arkadaşlar özelden Nihal Atsız ve Rıza Nurun Mustafa Kemal hakkında ısrarla iyi şeyler düşündüğü savunuyor. Bakın arkadaşlar, kitap okumaktan sakın korkmayın, okuyabildiginiz kadar okuyun ki her seferinde bir sosyalistin karşısına mahcup durumda kalmayın. Ben bir komünist olmama rağmen Türkiye Milliyetçilik tarihi hakkında da çok fazla kitap okudum. Nihal Atsız, "Z Vitamini" romanında üstü kapalı bir şekilde CHP, Kemalizm ve Mustafa Kemal'i sert ve alaycı bir dille eleştirmektedir. Aynı zamanda yazdığı bazı makalelerinde de eleştirdiğini de çok iyi hatırlıyorum. Övdüğü sözleri de mevcut lakin bu sözler sadece askeri yönünü destekler niteliktedir, siyasi yönetimini ve partisi CHPyi eleştirmiştir. Rıza Nur ise Atsızın manevi babasıdır ve hatratlarında Mustafa Kemal'e çok sert eleştirilerde bulunmuş ve bir takım kendince iddialar ortaya atmıştır. Teker teker yazmakla uğraşmıyorum dileyen araştırıp bizzat kendisi de öğrenebilir. Benim burada kimseye bir saygısızlığım olmadı, özelden aciz aciz küfür edip durmayın rica ediyorum. He birde ideolojiniz ne olursa olsun A olan durumu B olarak algılamaya kendinizi zorlamayın lütfen...
-
492.
+9O sene bir kaç küçük olay daha yaşanmıştı fakat diğerleri kadar çarpıcı olaylar değildi, onları geçiyorum arkadaşlar. 2016 senesi bu şekilde sona ermişti. Yazın internetten bir kızla tanışıp, biraz yakınlaşıp, kısa bir süre sonra beraber olmaya başlamıştık. Benimle tanışırken politikayla pek ilgisi yoktu fakat laik bir ailede büyümüş, pek bilinçli olmasa da bir Kemalistti. Benimle beraber olduktan sonra benim ve hediye ettiğim kitaplar sayesinde o da Marksist-Leninist olmuştu. O yaz liseden ilker, Hikmet ve Yasin beraber tatile de gitmiştik. Yazı o tatille bitirmiştik. He bir de oradan ayrılmadan hemen önce Hikmet yanında getirdiği kırmızı spreyi bavuldan bizim şaşkın bakışlarımız içinde çıkarırken, yine boş durmayıp Erdek Ocaklar sahilinin yakınında bir duvara kırmızı spreyle "Tek Yol Devrim!" yazıp oraya hatıramızı bırakmıştı, yolunuz düşerse eğer hala duruyorsa sahilin orada bir duvarda o yazılamayı görürseniz Hikmeti anarsınız arkadaşlar...
Sene 2017 ben üniversite üçüncü sınıftayım... -
493.
0Bitiyor lan :(
-
494.
0vay be ne hikaye ne hayatmış. devdıbını bekliyoruz
edit: arkadaş bir de çok özele girmezse hangi bölümde olduğunu sorabilir miyim? hatırladığım kadarıyla önceki partlarda yok -
495.
0Bitti mi yav
başlık yok! burası bom boş!