/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +6
    Hadi lan alın son part seviyorum sizi
    B:Nida aslında ben sana bir şey söyleyecem.
    Döndüm bana baktı.
    N:Efendim canım.
    Canım deme gaza geliyorum amk.
    B:Şey ııı diye gevelerken kızın telefonu çaldı sanırım kurtulmuştum. Annesiyle konuştu. Kalktı boş tabakları bardakları aldı. Bana döndü. Sonra ellindekileri bıraktı. Bana sarıldı. Başını göğsüme yasladı.
    N:Çok güzel günlerimiz oldu çok güzel günlerimiz olsun dedi. Bana baktı sence dedi.
    B:Daha bir şey olmadı ki.
    N:3 yılda hiç bir şey olmadı demi okya. Aferin sana öküz dedi sarılmayı bıraktı
    B:30 yıl hapis yesem,30 yıl düşünecek kadar anımız olmadı ki dedim.
    N: Ne hapsi ya ben 30 yıl bekleyemem seni dışarıda. Yani suç işleme iyi geceler. Doğum günün tekrardan kutlu olsun. Dedi ve tekrardan sarıldı. Gitti arkasından baka kaldım. Döndü baktı. Gülümsedi gitti. Kapıyı da kapattı sanki peşinden gidiceğiz.
    Ulan aşk ne güzel şeysin be dıbına koyduğum.
    ···
  2. 52.
    +2
    Geldim beyler geceye kalmadan yazacam. Biraz bekleyin yazıp atacam şimdi
    ···
  3. 53.
    +7
    Nisanda havalar güzeleşir. Ağaçlar çiçek açar. Etrafta güzel kokular yayılırdı. Bu havada moralin bozuk olması için deli veya sorunlu olmak gerekir.

    Ama ben ne sorunluydum ne de deli. Her taku düşünmekten sınava çalışmamıştım. 2 ayda da bir şey yapamazdım. Nida ya sorsam sürekli çalışıyordu zaten. Zorunlu bir şekilde okula gidiyorduk hocalar anlamadığımız şeyleri sorun anlatalım diyorlardı. Ulan yarram anlatamamışsın ki bilmiyoruz. Zaten sınıfta boştu rapor koparamayanlar ailesini araya sokamayan 5-6 kişi vardık. Nida da söz vermişti. Sürekli geleceğine dair.

    Top oynardık zaten 6 kişi falandık çok samimiydik onlarla yani dışarıda bile gezerdik. Neyse maç sırasında kızlarda vardı. Nida baktım kalbini tutu çıktı oyundan nefes nefeseydi, içten içte korkuyordum ama biraz dalga geçtim,”Ne o sigaraya tekrar mı başladın nefes nefese kaldın” dedim. Yok dedi iyiyim ben dedi. Oturdu bizi izledi üstüne düşmedim. Tersler diye.

    O maç sakatlandım ben. Beddua etti herhalde. Koşarken, pat bilek burkuldu ayağımın üstüne düştüm bu seferde ben hastanelik oldum. Diz kapağımın altından alçıya aldılar ayağımı. Burada önemli bir şey vardı. O kemik çatlama anından, alçı kalkana kadar Nida sürekli yanımdaydı.
    Hiç rahat bırakmadı. Okulda yardım ederdi. Eve gidene kadar. O kız bana o kadar çok değer veriyordu. Bende onun değerini belli etmiyordum artık işler değişti. Yavşak olacaktım. kızlar öyle kazanılmaz mıydı?
    ···
    1. 1.
      +1
      Hiç de kazanılmadı her kız bir oyun her oyunun bir kuralı var
      ···
    2. 2.
      0
      Ben hep öyle gördüm panpa. Meğersem değilmiş sen daha iyi bilirsin
      ···
  4. 54.
    +6
    Okula mutlulukla geliyordum. Ama millet zombi gibi uykusuzluktan gözlerinin feri gibilmiş. Çoğu yürüyemiyor amk. Arkadaşa espiri yapıyorum soruyu çözdükten sonra gülüyor.

    Benim mutluluğa ayak uyduran bir Nida vardı. Birlikte mutluluk yayıyorduk etrafa. Milletse sigara molasını vermek için lavaboya gitmeye üşenecek halle gelmişti.

    N:Okya
    B:Canıım(Yavşak)
    N:Sıkıldım ya gezelim hadi.
    B:Tamam dedim.
    Öğle arası, Beldenin merkezine indik marketten bir iki şey aldık. Konuşa konuşa yürümeye başladık. Aslında çok güzel bir yerdi benim okuduğum yer. Öyle şehir merkezinde değil sadece yakın, etrafta bahçeler var ağaçlar, insanları çok iyi sırf o yüzden okunurdu orada.

    Eskiden sigara içmeye indiğimiz yere oturduk. Konuştuk biraz işte. Sınava canı sıkılmış. ÖSYM’yi gibeyim, senin canın sıkılmasın. Ama ben yanlış anlamışım:
    B:Yaparsın sen ya ne zamandır çalışıyorsun.
    N:Sınavdan korkmuyorum ki ben. Sonrasından korkuyorum.
    B:Nasıl yani ?
    N:Düşünsene okya; 4 yılda çok arkadaş edindik bazılarıyla aramız bozuldu(50 lirası olan huur) bazılarıyla kavga ettik(Nida ya yavşayan lavuk) Çok güzel anılarımız oldu.
    Sustu bir an
    N: Unutulmaz futbol maçları yaptık. Bunların hepsi anıyla kalacak. Bir kaç kez aradıktan sonra kimse birbiriyle görüşmeyecek. Birbirimize verdiğimiz o gitmeyeceğim sözünü bozacağız. Ya ben gideceğim ya sen ya da ikimizde gideceğiz. Ne bileyim o kadar alıştım ki hiç beklemezdim böyle olacağını…

    Ayağa kalktım, sonra keko oturuşu gibi dizlerimin üstüne çöktüm ona baktım.
    B:Ben kovsan da gitmem ki Nida. Erkek adam sözünü tutar Nida. Ben gidemem ki.
    N:Neden?
    B:ÖSYM başkanını öldürdüğümde hapse gireceğim. Benim daha 30 yıllık anılarım olmadı ki. Belki ikimizde ayrı şehirlere gideceğiz. Ama arada bir buluşup arkadaşa( cafe) gidip otururuz. Yıllar sonra belki o geç kaldığımız sinemaya gideriz birlikte. Unutulmaz futbol maçlarımız olur. Senin için kavgaya da girilir. Ben seni birçok kez ararım, birçok kez dinlerim seni. Ama ne ben gideceğim ne de sen Nida. Çünkü…
    N:Çünkü ne
    B:Çünkü ders başlayacak yok yazılmamız lazım kalk dedim.

    Bilmiyorum orda neden söylemedim. Neden konuşmadım. Aşağısından tak dolu bir su geçen. Bi yanı hep gübre olan ayağımızın altı çamur olan bu romantik ortamda söyleyemezdim diye. Ama biliyordu aşıktı yoksam neden tutardı ellerimi?
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    +7
    Nida ile yaptığımız konuşmadan bir nebzede etkilenmiştim.
    Ben sınavı takmamış bir sene daha bekler girerim diye düşünmüştüm.

    Fakat o gidecekti bense hiçbir şey olmayacak gibi yaşamaya devam ediyordum. Bırak onla aynı tercihleri yapmayı aynı puanı bile alamazdım. Arkadaşlarımın çoğu da gidecekti. En yakın arkadaşım bile gidecekti. Yalnız kalacaktım sanırım.

    Az da olsa koymuştu. Sınav stresine son 2 ay girmek nedir amk. 2 ay boyunca deli gibi çalıştım çoğu gün sabahladım bitirebildiğim kadar konu bitirdim. Sınavdan hemen sonra o akşam bizim lise deki binlerle buluşup içecektik.

    Diplomalar alındı hocalardan helalık istendi alt devredekilere ve daha görüşemeyeceğim arkadaşlara eyvallah diyip gittim liseden. Akşdıbına arkadaş babasının arabasını almıştı.

    Okulun bulunduğu beldeye zütürdü bizi sonra 4 kişiyiz herkes test kitaplarını getirmiş yakmak stres atmak için. Kitaplar yandı, içkiler içildi 30km hızla eve döndük hepimiz saat sabah karşı 3 telefonda mesaj vardı.
    “Yarın saat 2 de bizim evin oraya gel” Nida dan gelmişti.
    “Tamam, ben saat 2 de orada olurum” yazdım.
    Vurdum kafayı yattım. Sabah kalktığımda yazdığım mesaja baktım ”RSMAM ven bem sat 2 de orda ölrm” gibi bir şey yazmışım tabii karşılığında “Ne?” diye mesaj almışım.30 dakika önce. Düzeltip özür diledim duşa girdim. Yemek yiyip çıktım.
    ···
  6. 56.
    +4
    Evinin önünde bekledim biraz geldi sonra. Yürüdük ama nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ne yapalım diye sorduğumda gezelim biraz dedi. Çok zamanı yokmuş. Sınav konusunu açmadım. O da açmadı kaldı öyle.
    N:Ee 3 ayımız var dedi
    B:Şehir dışına gitmeyecek misin?
    N:Hayır
    B:Peki
    N:Off okya. Bilmiyorum moralim bozuluyor. Sürekli hayatımda yer alan insanların çekip gitmesine moralim bozuluyor.
    Lisenin bitmesini takmıştı kafasına. Üzgün görmekte istemiyordum onu. Pek bir şey yapmadık. Parka gidip oturduk biraz sonra evine gitti.
    1 hafta falan konuşmadık. Yani ne o aradı ne de ben. Aslında ben bir iki iş ile uğraştım sağdan soldan para topladım. Akşam televizyon izlerken telefonum çaldı. O arıyordu. Açtım
    B:Alo.
    N: Hayırdır, tatil bitmeden saldın beni başından
    B:Ne alakası var, önemli bir iki şey vardı onları hallediyordum.
    N:Anladım peki görüşecek miyiz?
    B:Çarşamba günü(2 gün sonra) saat 1 de buluşalım mı?
    N:Programıma bakayım. Hmm işim yok olur, nerede?
    B:Ben seni alırım.
    Dedim ve kapatım. işte 2 gün sonra belki sadece Mert’e bahsettiğim duygularımı ona da bahsedebilirim.Ret edemeyeceği bir teklif hazırlamayı düşündüm. Yada sade abartılı olursa da ret eder diye korktum. Ortasını buldum. Herşey hazırdı. Peki ya ben hazır mıydım? Ya obana karşı hep arkadaşça konuşmuşsa. Böyle bir şey yapmamı, kaldırmazsa. Bunları düşünüp moralimi gibtim sürekli. Uyku gelmez oldu heyecandan.
    ···
  7. 57.
    +7
    Çarşamba buluştuk işte. Haziranın 25’ i. Kapısında bekliyorum prensesi. Çıktı saçlarını yapmış kıvırcık haline. En güzel tişörtünü giymiş. Hafifte bir makyaj vardı yüzünde. 1 Ay önce pijamayla gözündeki çapakla gelirdi okula.

    N:Nereye gideceğiz?
    B:Arkadaşa(kafe)
    N:Ha peki.
    Sanki umduğu şey olmamış gibi yüzündeki silinmesi gitti.
    Kafeye geldik içerde çalışanlara selamımızı verdik. Arka tarafa açıklık alana gittik. Ama kafe bomboştu. Tek müşteri bizdik. Nida ne oluyor neden kimse yok burada dedi. Hal bu ki şaşırması çok doğaldı, yaz tatilinde bu saatlerde gittiğinizde boş yer bulamazdınız kafe de.
    Neyse kafenin sahibi geldi(Yusuf abi).Hoş geldiniz falan. Dedi nasılsınız muhabbetleri falan geçti.
    Y:Güzel kızımıza kahve yakışıklıya da bir çay getiriyorum. dedi
    B:Aynen öyle güzel abim
    N:Yusuf abi kafe niye boş dedi.
    Y:Valla bizde bilsek sinek avlıyoruz şu aralar dedi gitti.
    Nida pek tatmin olmamıştı bundan. Çay ve kahve geldi. Sonra Nida kahvesini içerken yüzüne bir gülümseme yerleşti tahmin etmişti herhalde. Bir iki şeyden konuştuk okuldan yazın ne yapacağımızdan:
    N:Yazı yalnız geçirmek istemiyorum okya sakın bi yere tatile falan gitme dedi.
    B:Köye gidip çalışacağım ama
    N:Olsun benle de görüş yine dedi.
    Tamam dedim. Suskunluk oldu. Bir iki espiri yaptım güldük. Liseyi ziyaret etme konusu açıldı onu da konuştuk. ikinci bardaklarda gitmişti. Artık sırasıydı. Kendi kendime gazı veriyordum hadi amk yaparsın falan diye. O sırada radyoda çalan Cem karacanın şarkısından şu sözleri duydum ”Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamette”
    ···
  8. 58.
    +3
    Nida diye söze başladım. Gözlerini bana dikti. Yerimde doğruldum ve dik oturdum. Aldığım uyarı ve yardımları dikkate alarak sadece gözlerinin içine baktım. Yusuf abi de anlamış müziğin sesini kısmıştı. Efendim dedi. Ve 2 haftadır sürekli okuyup ezberlediğim konuşma metnini aklıma getirdim. Aynı şekilde hatırladığım kadarıyla aktarıyorum beyler.
    B:Sana şimdi bir şey söyleyeceğim biraz uzun olacak fakat bittiğinde konuş tamam mı?
    N:Olur dedi. Oda yerinde düzeldi arkasına yaslandı gözümün içine baktım. Biraz sustuktan sonra başladım.
    B:Tamam. Off. Biliyorsun seninle lise 1 den beri süren bir arkadaşlığımız var. Birlikte yaptığımız onca şey onca anı var. Onca değil aslında yüzlerce hatta binlerce. Beraber ağladık beraber güldük çoğu zaman. Kimseye söylemediğimiz sırlarımızı anlattık. içimize gömdük. Lise 2 de birden o kadar samimi olmuştuk ki senle. Ben bile “ne oluyor lan?” demiştim. Çok çabuk alıştım sana çok çabuk yer edindin hayatımda seni silip atmakta kolay olmazdı. Küstük tartıştık kavga ettin benle bende kızdım sana hatta bağırdım. Gurur yapıp özür dilemediysem o günlerde. Özür dilerim. Yazı birlikte geçirdik konuştuk saçma saçma şeyler yaşadık. Lise 3 olduk. Ben bunları hızlı hızlı anlatıyorum sana ama dolu dolu günler geçirdik seninle beraber. Çoğu kez bize siz sevgilisiniz saklamayın dediler. Yalan söylemeyin artık bize. Dediler. Bana üvey kardeşini anlatın. Ailevi sorunlarını anlattın o zamanlar. Ben o sene değiştim biraz. Bazı duygularımı bastırdım içimde. Kimseye konuşmadım kimseye anlatmadım, içimdekileri. Her sırrımı bilirdin, dayanamaz söylerdim sana ama bunu bilmedin. Ben yüzündeki gülüşü silecek şeyler söylemezdim sana dedim.
    ···
  9. 59.
    +2
    Beyler bekliyorsunuz diye part part attım uzun bir parta atardım da hepiniz asabi çıktınız
    ···
  10. 60.
    +6
    Duraksadım biraz. Su içtim devam ettim
    B:Teyzeyi hatırladın mı kocasından bahseden teyzeyi? Kızım dikkat et bu oğlana diyen teyzeyi.1 hafta konuşmamıştık doğru düzgün o olaydan sonra. Peki ya gofreti? Senin şirin gofret istemelerini. Kavga etme mi? Seni bir başkasıyla konuşurken görünce, kıskanıverdim.
    Paranoyaklaştım. Gece 1 e kadar kapında durdum. Belki başkasıyla telefondan konuşuyordur diye. Sana teselli verirdim. Ben gitmeyeceğim diye. Buraya gelip pasta yemiştik senle. Hediyeler aldık birbirimize. Sırf sen bilmiyorsun diye kimyayı ezberlemiştim. Övünmek için söylemiyorum. Ama hep kimyam iyi oldu sayende. Ben bunları yaptım. Çünkü ben seni seviyorum.(Ufak bir rahatlama)
    Yaptığım onca şey, buluşma, hediye, kutlama, kapıda bekleme hepsi, hepsi birer “Seni seviyorum” demekti.
    Duraksadım, gülümsedim.

    Ben aşıktım sana. Çok aşıktım belki yada deli gibiydi. Bir açıklaması vardır elbet. O yüzden kıskandım seni. Bir başkasıyla görmek deli etti beni. Birazda olsa şanslıydım. En azından konuşuyordum, yan yanaydık evimiz çok yakındı ve sürekli buluşuyorduk. Çoğu platoniğin bulamadığı şeylerdi bunlar. Dedim

    o sırada Nida’ya baktım sağ gözünden bir yaş düştü yere umursamadım bitirmem gerekiyordu cümlelerimi.
    Sen gideceksin şimdi belki üniversiteye belki eve. Buradan ya tek çıkacaksın ya da el ele çıkacağız senle ama ben sana söylemeseydim içim içimi yerdi. Sen bana sürekli sarıldığında kokun o kadar güzel gelirdi ki. Daha çok alabilmek için hep hiç sigara içmeseydim de o kokuyu alabilseydim derdim. Sen başını omzuma koyup ağladın bende senle ağladım. Sen benim hayatıma girdin kalbimde yer edindin. Herkesi siliverdim hayatımdan bir sen önemliydin.

    O kadar güzel “Canıım” derdin ki bana. Bu canım feda olsun sana. Uzatmak istemiyorum Nida, belki çok büyük bir hata yaptım 4 yıllık arkadaşlığı bitirdim. Belki de “gitmeyeceğim” dediğim sözü tutmadım.(Ayağa kalkıp yanına gittim diz çöktüm) Fakat ben seni çok güzel sevdim be dedim. Lafım bitmiş gibi gözyaşımı sildim elini tutup gözlerine baktım. Ayağa kalktım.O da kalktı. Gözyaşlarını sildi.

    “Canıım” diyip sarıldı bana. Başını göğsüme yasladı. Güldüm. Ağlarken güldüm amk.
    ···
  11. 61.
    +1
    Beyler hikayenin yarım kalmadığını düşündüğüm bir yerde bıraktım. Yarın ard arda part yazar atarım hepinize iyi geceler
    ···
  12. 62.
    +4
    Beyler bilirsiniz platoniğin acısını. Yani 2 yıl boyunca ne çektiğimi yazdım buraya. Sürekli konuşmadığım için içim içimi yerdi. Meğersem o da bana platonkmiş. ikimizde birbirimize aşıkmışız. Ben konuşana kadar.
    Sarılmalar bitti. Artık olaya sevgili gözüyle bakıyorduk. Benim bunu herkese haber vermem gerekiyor. Ulan kız o kadar güzeldi ki. Artık sevgilisi olduğu bilinsin istedim.El ele çıktık kafeden. Kafede ki çalışanlar bize mutluluklar dedi. Bizde eyvallah diyip gittik. Kafeden çıkınca geç kaldığımız sinemaya gittik. Geç kalmadan girdik filme bu sefer. Koltuklarda bile rahat değildim eskiden şimdi ise el ele oturuyorduk.

    Beyler o anları anlatıp da sizden küfür yemek istememem. Bir iki yer var onlara değineyim.
    O günün akşamında telefonum çaldı Nida arıyordu.
    B:Efendim canım
    A:Ben annesi.
    B:M-merhaba efendim.
    A:Merak etme Nida her şeyi anlatı. Artık birlikte olduğunuzdan bahsetti. Üzmeyesin o kızı.
    .
    .
    B:Tamam efendim.
    Diyip sinirle kapadım telefonu. Ben arkadaşlarına anlatır sandım gitmiş annesine anlatmış.Bu yüzden ilk kavgamızı da etmiştik

    B:Neden anlattın Anne’ne
    N:Kızlar sevdiği ve gitmeyeceği emin olduğu adamı anlatır ailesine.
    Bende tamam falan saçmaladın iyice diyip kapattım telefonu.

    Zaman hızla geçiyordu. Hiç hızlı geçmeyen zaman şimdi hemen geçiyordu. Sanki uyuyunca ertesi haftaya uyanıyordum. Onun bana verdiği zarfı daha okumamıştım. Doğum gününe de az kalmıştı. Temmuza girmiştik yani. iyi her şey güzeldi ama bununda bir sonu olacaktı. O gün bizim kabusumuzdu.
    ···
  13. 63.
    +5
    Bizim mahallede gezip tüm esnafın bakışlarına maruz kaldığım sırada markete gitmek istedi. Girdik, bir iki şey aldık. Cüzdanı çıkardığımda fotoğrafını gördü. Ses etmedi o sırada. Marketten çıktığımızda:
    N:O fotoğraf çok kötü neden hala saklıyorsun ki.
    B:Askerde hangi fotoğrafına bakacağım ben?
    N:Birlikte bir tane çekelim o zaman.
    B:Sen de olacak mı o fotoğraf?
    N:Derslerde başkalarına mı bakayım yoksam sana mı?

    Açmıştı o konuyu yine. Kapattım ben de. Kafe de otururken Mert, birlikte fotoğrafımızı çekmişti. Biraz eskiydi ama en güzeliydi. Çünkü elimi tutuyordu. Onu bastırdık. Biri cüzdanıma biri de çerçeveye sığacak şekilde yaptık bunu tabii. Oda aynı şekilde yaptırdı bir tane. Ah o günler.
    Canım cicim aylarındaydık işte. Cıvık cıvık canım aşkım benim lafları doluydu. Sonra ciddiyetin bozulduğunu fark edip 1 kelime belirledim Hep onu söyledim.”Güzelim” ne abartılıydı ne de vıcık vıcıktı. O da bana “Canım” derdi hep. Bir şey demezdim.

    Doğum günü geldi çattı ben yine planımı yaptım hediyesini falan ayarladım. Ama bu sene daha önemliydi. Çünkü bu sene biz sevgiliydik.
    ···
  14. 64.
    +5
    ilişkimiz güzeldi ama tek bir sorun vardı.
    Eskiden daha az buluşurduk, bende o gittikten sonra sigara içerdim. Ama buluştuğumuz için paket bile zütürmezdim. Kırardı sigaralarımı. Yanı içme aşkım sevmiyorum kokusunu derdi. Bende bırakmaya karar verdim. Temmuzun başında sigarayı bırakmıştım. Önceden bırakmayı neden düşünmedim diye kendime kızdım. Her neyse doğum günü gelmişti. Abartma demişti sadece bana. Bende abartacak para da yoktu ki. Bizim sitede çardakta bekledim. Geldi 2 kişilik pastamızı yedik. Hediyesini verdim. Abartmamışsın dedi. Öyle istedin dedim. Abartmana gerek yoktu çünkü. Sen yanımdasın artık mutluyuz. Sen benim canımsın dedi gülümsedi. O muhteşem gülüş. Çok güzeldi lan o gülüş.
    Sende benim şımarık prensesim dedim.
    Kalktı sarıldı bana. En güzel doğum günüm ama annemler bekliyor diyip gitti. Sigara alıp geri oturdum çardağa. Bırakma hikayeydi. Söylediği şeyleri düşündüm. Harbiden birlikteydik artık.2 yıl süren anlamsız çabalarım son bulmuştu birlikteydik o benim prensesimdi. Mutluydum gülüyordum. Çok iyi geliyordu her şey. Kalktım eve gittim. Verdiği kutuyu açtım. Bizim fotoğrafımıza baktım. Arkadaş olduğumuz zamanlarda çektiğimiz fotoğraf. Aramızda 7-8 cm boşluk vardı. O kadar mesafeliydim ahaha. Zarfı aldım. Her ne yazıyorsa çok önemliydi. Ya çok kötüydü ya da çok güzeldi. Kutuyu toplayıp tekrar kaldırdım eski yerine koydum. Biramı almıştım oturdum koltuğa. Zarfı yırtıp açtım. 2 sayfa el yazısı vardı karşımda. Onun yazısıydı.
    ···
  15. 65.
    +3
    Gri ekranını gibem 10 dakia sonra attı akşam mektubu size atarım beyler iyi günler
    ···
  16. 66.
    +6
    “Merhaba okya,
    Bunu sana doğum günümde açmanı söyledim çünkü başlıca sebepleri var.
    O zamanlar yani okuduğun sıralarda benim şehir dışına çıkmama ve üniversite hazırlıklarıma başlamış olurum. Kusura bakma ama bu çalışmanla sen ile ben aynı üniversiteye bile gidemeyiz.

    Benim sana bazı şeyleri söylemem gerekiyor. Genelde bunu erkekler yapar ama bu seferlik ben yapacağım herhalde.
    Ben seni sevdim. Lise 1 in sonundan beri sana aşığım ben. Hatırlar mısın? Birlikte kutladığımız ilk doğum günümü. Temmuz ayında ısrar ettirip çağırmıştın beni. Doğum günü tarihi unutmuştun. Yanlış günde kutlamıştın. Ama yine de kutlamıştın, o kadar samimi bile değildik ama yine de sen kutlamıştın doğum günümü. O zaman anladım bana değer verdiğini. Çocukça bir hayaller kurdum sürekli sende bana aşıksın. Bir sabah gelip “Seni seviyorum” dersin diye. Hayalde kaldı onlar.

    Lise boyunca bekledim ben seni. Hiç belli etmedim sana arada bir konuşmaya çalıştım. Hiç kusura bakma da çok küfür ettim sana “Hadi be insafsız bekletme beni. Giderim bak.”kızgındım sana. Ya çok salaksın, körsün herhalde beni fark etmedin. Ah be okya.

    Oysaki seninle çok güzel anılarımız vardı hatırladın mı o teyzeyi benim sana tavırlı olmama sebep olmuştu Nedenini hiç düşündün mü? Lise bitecekti ve ben seninle sadece arkadaş kalabilmiştim. içime oturmuştu. O zamanlar. Tamam, belki her gün farklı şeyler oldu farklı anılarımız oldu. Fakat lise bitimine ne kadar yaklaşırsak, o kadar içimi korku kapladı. Ben gidecek arkadaşlarımın hiçbirine üzülmedin. Seni kaybettiğime daha çok üzüldüm.
    Gitmeni engelleyebilirdim ama tavır yaptım sen söyleyene kadar söylemeyecektim.

    Bu mektuba yazdım ve artık ne olursa belki hiç istemezsin beni belki seninde bana karşı duyguların vardır. Konuş benimle o duygularını. Sevdiysen beni elimden tut. Anlat her şeyi. Biliyorum sende aşıksın bana, aşık olmasan tutar mıydın ellerimi?

    Ben anneme bahsettim sana. Sizin ne kadar gururunuz varsa bizimde var işte. Bırak o konuşsun ilk yoksam kaybedersin dedi. Bundan korktuğum için sürekli söz verdirdim sana ne olursa olsun gitme diye. Söz dedin hep sözünü tuta gel artık.

    Ben yoruldum artık birisi çok yakışıyorsunuz dediğinde geçiştirmekten. Sevgilisiniz dediler dışarıdan hep hayır içimden ise hep inşallah dedim sürekli.

    Ben yoruldum okya. Kol kola oturalım bir banka senle. Başımı omzuna koyayayım. Bütün dünyalar benim olsun hem sen demez miydin? “Sen mutlu ol yeter ki, her şeye razıyım” Mutlu et beni bir gün papatya ile gel yanıma kapımda bekle beni. Bende naz yapayım hiç çıkmamayıyım.
    Senin aptalığınla uğraşmaktan hayal bile kuramadım. Ama mutluydum. Mutluydun. Ama mutluyduk olmadı hiç.”Biz” olmadık.
    Salak, aptal, öküz, en ağır küfürler. Kırgınım sana gel de gönlümü al.”

    Ulaan.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +2
    Mektubu tamdıbını bir entrye yazdım beyler küfürlerinizi en içten saygılarımla kabul ediyorum. Kusura bakmayın
    ···
    1. 1.
      +1
      bu gece bitir artık
      ···
      1. 1.
        0
        Panpa eğer bu gece biritirsem 1 senelik olayı birden atlarım zaten 1 günde 3 yılı anlatım 2 güne kalmaz biter
        ···
    2. 2.
      +1
      Harika gidiyorsun biraz daha hizli yazsan iyi olur
      ···
  18. 68.
    +6
    Kusura bakmayın beyler bekliyorsunuz diye işimi olabildiğince erken bitirmeye çalıştım.

    Mektubu okuduktan sonra, ağladım biraz mutluluktan tabii sonra defalarca ama defalarca okudum. Şuan bu hikayeyi yazarken mektup önümde. Katlanma yerleri yıpranmış artık bazı kelimeler gözyaşları yüzünden silinmişti. Her neyse o mutlulukla açık çiçekçi bulup papatya yaptırdım. Kapısının önüne gittim ve aradım aşağıya in diye. Geldi biraz sonra saçlarını toplamış altında pijaması var üstünde de bir tane penye. Ah ulan bir kızın o en doğal anı, aşık olmaya yetmez mi? Beni gördü duraksadı kapıda papatyalara baktı sonra bana baktı gülümsedi:
    N:Okumuşsun demek
    B:Okudum. Defalarca okudum. Koşarak geldim yanına. Beni mutlu ettin ya bir teşekkürü borç bildim
    N:Sen erken davrandın ilk sen söyledin. Geç oldu ama güç olmasın değil mi canım?
    Geldi bana sarıldı öptü yanağımdan, dudağımı çevirdim. Eliyle sıktı dudaklarımı “hayır olmasss” dedi.
    Diz çöktüm önüne 10 dakika da hazırladığım konuşmamı söyleyecektim. Çiçeği uzattım aldı. Konuşmamı bekliyormuş gibi kaşlarını kaldırdı gözlerini bana dikti.
    B:Benim senin gibi, mutluluktan ağlatacak mektubum yok. Veya aynı üniversiteye girmemi sağlayacak kadar edebiyat bilgimde yok. Ama nasıl teşekkür edileceğini iyi bilirim.
    Ben senin neyi sevip neyi sevmediğini, senden daha iyi bilirim. Kusura bakma çok iyi arkadaş olamadım sana, belki çok iyi bir sevgili olabilirim. Bende hep yanlış düşünürdüm bu kızın sevgilisi neden yok diye. Erkekleri sevmiyor mu yoksam diye saçma saçma düşünürdüm. Benden başka erkeği sevememişsin onu söyledin. Ben senden başkasını sevemedim. Senden başkasına gidemem. Bırakıp gidersen diye söylüyorum bunları sana ben sana deliler gibi aşığım. Ben elini tutuyorum ya şu an senin yetmişimde tutmak isterim bu elleri. Gece gündüz çalışmaya da razıyım belki okumadım cahil kaldım. Prensesime, prensesler gibi hayat yaşatamam belki. Belki bu dediklerimin daha iyisi olur ya da daha kötüsü. Ama biz birlikte mutluyuz. Birlikte mutlu kalalım benimle sözlensene Nida?
    N:Nasıl yani?
    B:Sözlenelim işte birisi sorduğunda sözlüm var dersin. ilişkimize ad koyarız annenle babanla tanıştırırsın. Hem böylece hiç gitmem Nida. Hiç gitme demiştin bana ben gitmek istemem ki.
    N:Ailemiz izin vermezse
    B:Kaçırırım seni. Sen istedikten sonra bir engel çıkmaz ki karşımıza
    Göz yaşlarını sildi. O hep gülerdi ama çok az ağlarken görürdüm.Bu sefer mutluluktan ağladı.Üzüntüsünü yaşatmak istemezdim ona.
    N:Seni seviyorum
    B:Bende seni seviyorum
    Sarıldık binlerce kez sarılmıştık ama sanki bu çok içten gelmişti ikimiz aynı anda karar vermiştik. Sarıldık aynı anda. Aynı anda kokladık birbirimizi. Gözyaşlarını silip saçlarından öptüm. Helalimdi o kız. Sanki o yol bitmişte uçurumdan düşecekken elimden tutmuştu geri dönüyorduk o yolu. Bu seferde yol bitmiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      vay vay vay
      ···
  19. 69.
    +4
    Biraz uzunca tartıştık bu konuyu nasıl söyleyeceğiz falan diye. Annesinin haberi vardı olumlu karşılar dedi. Kadınla oturup uzunca konuşmamıştık ama bende öyle hissediyordum. Peki ya babası?
    Babasına annesi bahsetmiş Nida’nın konuştuğu birisi var diye babası bir şey dememiş ama bilirsiniz beyler babaları hele kız babası birisi gelse sözleneceğiz biz dese adam delirir katliam olur. Nida ailesiyle konuşacak ve beni bir akşam yemeğine davet ettirecek. Yani her şey kıza kalmıştı.
    Eve giderken bir hata yaptığımın farkına vardım. Lan kıza sözlenelim dedik yüzüğü unuttuk. En güzelinden iki tane yüzük almak için işe girdim. Tabii hemen girmedim biraz aradım ama bulamadım Yusuf abi’ye falan sordum bildiğin bir yerde iş var mı diye. Kafe de çalışsana olum yazın çok sıkışığız dedi olmaz falan desem de kabul etmek zorunda kaldım. Arkadaşlar işe girdiğimi falan öğrenince gelip kafeye oturdular bahşiş falan da bıraktılar. Sıkışığım aldım ne yapayım.
    Nida da gelirdi arada çalıştığımda. Yusuf abi ilk başlarda ses etmedi ama gözleri gibecek gibiydi. Bende Nida’yı kovalardım eve gitsin diye ama sürekli kalıp bana yardım etmeye çalışırdı. Neden çalıştığımı sorduğunda cevaplamazdım.
    Ben tepsiyle masa masa geziyorum çayları almak isteyen varmı diye. O da arkadan adisyonla geziyor adisyonu güncelliyor. Koşuşturmasını sevmiyorum ama ben yorulmayayım diye çabalıyor. Sevgi böyle bir şey işte.
    ···
  20. 70.
    +5
    iş çıkışı Nida aradı beni
    N:Aç mısın?
    B:Bu saatte aç olunur zaten.
    N:iyi bir şey yemeden bize gel.
    B:Anlamadım. Aloo, alooğvvv.
    Sonda balgam sökmüş olabilirim. Ama haber vermeden çağırdı sinirden bağırdım. Leş kokuyorum terden çoraplar sırılsıklam ayaklar kokacak. Saçım başım düzgün değil sakalda var. Baktım 1 saate yakın bir vaktim var.

    Eve koştum hemen minibüs beklerken zaman kaybetmedim iyi ki beklememişim eve girdiğimde minibüs daha mahalleden yeni geçiyordu. Direk duşa girdim nefes nefese duş aldım. Çıktım sakalı kestim. Çorapları değiştirdim. 40 dakikada hazır olmuştum. Onlara giderken bir hediye almak gerekir ne zütüreyim diye düşündüm. Yine çiçek aldım amk. Çiçek mi çikolata mı diye tereddüt ettim.20 lira bayılıp o Ece çikolatasını aldım. Çiçeği apartmanın yakınına bir yere bıraktım. Merdivenleri yavaş yavaş çıkıyorum kaçsam mı diye? Zili çaldım. Kapı açıldı annesini gördüm. Dışarı çıkacakmış gibi süslenmişti sandım ki gidecekler Nida ile ben yemek yiyecem. Patavatsızlık edip iyi ki sormadım benim için süslenmişler amk. Annesi içeri buyur etti çikolatayı aldı Nida geldi merhabalaştık baba daha yok.
    içeri girdik assolist yayılmış koltuğa maç izliyordu. Beni görünce Hafif bir doğruldu elini uzattı hoş geldin dedi maça devam etti. Kadınlar kalktı masa kurmaya gittiler. Hayda ne yapacağım lan ben nerden bileyim tanımadığımla muhabbet kurmayı Nida mıyım ben. Biraz maça baktım Baba bağırdı “Ne oldu yemek açlıktan ölüyoruz amk” dedi. Böyle rahat küfür eden yayılıp maç izleyen adam babalık yapıyordu o kıza. Onun babalığını gibeyim. Zaten geç kalmamı ima etmişti bağırarak. gibeyim böyle karşılayacaksan hiç gelmem amk. Adamı hatırladıkça sinirleniyorum amk. Kalktık masaya oturduk. Yemek başladı çekiniyorum ben yiyemedim bir türlü Nida bana bakıp kaşlarını çatardı. Assolist cellada çalmasını söylemiş
    konu açmıştı (babasına s diyecem beyler.)
    S:Ee okya annen baban nasıl ?
    B:Rahmetli oldular.
    S:Kimle yaşıyorsun la sen
    B:Teyzemlerle.
    S:Tamam işte onlar nasıl
    B:(iyiler ananı gibmeye gelecekler) iyiler efendim siz nasılsınız?
    S:iyi iyi.
    Biraz sesizlik oldu zaten herifi tanımadan öncede uyuzdum tanıdıkça yine uyuz oldum. Konu değişti başka şeyler açıldı konuşuldu bende müsaade isteyip kalktım.

    Nida da aşağıya kadar geldi. Eşlik etti bana. ilk sınav bitti falan dedim sarıldı teşekkür ettim beklemesini söyledim. Apartman önüne koyduğum çiçekleri aradım onu da çalmışlar amk. Deli oldum sinirli sinirli eve gittim. Neyse önemli olan ömür boyu katlanmaktı.
    Tümünü Göster
    ···