-
26.
+6Beyler hızlı yazamadığım için özür dilerim. Yazıp entry atıyorum hemen. Diğerleri gibi sigara molası da demem ben Yazabildiğimizce yazıyoruz ne kızıyorsunuz amk.
-
27.
+6Mertle çıkışta biraz Yürüdük bizim Nida ile sürekli gittiğimiz cafeye oturduk ikimiz. Bende en baştan anlattım şu olay oldu bu yüzden sevdim.Şu oldu o yüzden küstüm.Ama Nida nın sırlarını anlatmadım.O lavuk olayını anlatım. Ne yapalım falan dedim. Biraz durdu en başından beri adam gibi dinlemişti.
Bende birisine olayı anlatmanın içimi dökmenin mutluluğunu yaşadım.
M:Şimdi diyeceğime kızma
B:Tamam olum
M:Birisi Nida ya teklif edecek dedi.
Birden sinirle ayağıya kalktım sandalye devrildi. Millet bize baktı
M:Otur dıbına koyayım. Dinle bi
B: Ne diyorsun amk.
M:Olum bak.. Lafımı bölme. Bi çocuk ayarlayacağız. Bu Nida ya teklif edecek. Böylece Nida nın sevgilisi olup olmadığını anlayacaz.
Aklıma yatmadı. Biraz tartıştık.
B:Olum çocuk teklif ettiğinde Nida kabul ederse kafanı giberim senin.
M:Yok olum ayarlarım ben onu. Bir iyilik yapacağız onunda içine etmem.
Tamam, eyvallah dedim hesabı ödedim kalktık. Ertesi gün bir tane çocuk buldu. Konuştu olayı resmen pekekentlik yapıyorduk. içten içe gavattım.Ha bu arada belirtmemişim Nida ya ben sorsam bana yalan söylebilirdi.O yüzden böyle bir şey yaptık.Çocuk öğle arası Nida ya sormuş. Konuştu ders başlamadan geldi konuştu. Sevgilisi yokmuş zaten bu sene teklif edenlerin hiçbirini kabul etmemiş. Hem benim senin ablanım demiş. -
28.
+6Hadi lan alın son part seviyorum sizi
B:Nida aslında ben sana bir şey söyleyecem.
Döndüm bana baktı.
N:Efendim canım.
Canım deme gaza geliyorum amk.
B:Şey ııı diye gevelerken kızın telefonu çaldı sanırım kurtulmuştum. Annesiyle konuştu. Kalktı boş tabakları bardakları aldı. Bana döndü. Sonra ellindekileri bıraktı. Bana sarıldı. Başını göğsüme yasladı.
N:Çok güzel günlerimiz oldu çok güzel günlerimiz olsun dedi. Bana baktı sence dedi.
B:Daha bir şey olmadı ki.
N:3 yılda hiç bir şey olmadı demi okya. Aferin sana öküz dedi sarılmayı bıraktı
B:30 yıl hapis yesem,30 yıl düşünecek kadar anımız olmadı ki dedim.
N: Ne hapsi ya ben 30 yıl bekleyemem seni dışarıda. Yani suç işleme iyi geceler. Doğum günün tekrardan kutlu olsun. Dedi ve tekrardan sarıldı. Gitti arkasından baka kaldım. Döndü baktı. Gülümsedi gitti. Kapıyı da kapattı sanki peşinden gidiceğiz.
Ulan aşk ne güzel şeysin be dıbına koyduğum. -
29.
+6Mart ayına doğru. 11. Sınıflardan bir kız beni çağırdı bizde koridorda konuştuk. Tabii konuşurken o sırada Nida geçti. Kızın yüzüne baktı tip tip. Kızın bana söylediği şuydu. Ben Lise 2 deyken beni görmüş ve aşık olmuş. 2 yıl boyunca benden vazgeçememiş. Gideceğim için sadece sevdiğini itiraf etmek istemiş. Açılamamak koyuyor bilirsiniz beyler. Her neyse kıza umut vermek istemedim. Ee ıı falan diye geveledim. Gitti.
Nida da benim gelmemi bekliyordu. Geldi karnımı sıktı. O kız kimdi dedi. Gülümsedim. Kıskandı yani bilmiyorum anlamsızca mutlu oldum Ne gülüyorsun ya dedi hata yaptı sandı herhalde sonra gitti. Kızın bana söylediği her şeyi aynı şekilde anlatım bana ne diye geçiştirdi ama aramızda bir şey olmadığını anlayınca mutlu olmuştu.
Yine eski şaklabanlıklar devam ediyordu millete sataşıyorduk birlikte. Su atıyordu üstüme. Futbol maçları falan. Dersi umursamıyor sanıyordum. O gece anladım umursadığını. Yine kapısının önündeyim. Saat 11 ama hala uyumamış. 12 oldu uyumadı. Lan hadi hava soğudu uyu da gidelim amk diyorum içimden saat 1 oldu ışık hala yanıyor. Aradım bunu biraz geç açtı:
N: Alo.
B:Ne yapıyorsun?
N:Hiç kitap okuyordum. Neden aradın bir şey mi oldu
B:Yo sıkıldım bende aramak istedim hala uyumamışsın neden ayaktasın?
N:Kapımın önünden gittiğinde bende uyumaya gideceğim dedi. Kapattı. -
30.
+6Olaylar sonra patlak verdi zaten. Ben Nida ile hiçbir şey olmadan konuşuyordum. Mert geldi Olum çabuk gel dedi. Gittim Bizim bu Nida ya teklif eden çocuğu. Aykut denen lavuk dövecekmiş(Nida nın omzuna dokunan)Niye diye dedik Nida ya teklif ettiği için. Sonra çıkışta ben, teklif eden çocuk, mert. Karşı da Aykut denen lavuk iki üç arkadaşı var işte. Bir güzel kavga ettik. Beyler kahraman değilim.Öyle bir vurduğumla yere sermem helal olsun bir iki tane sağlam geçirdi. Olay kapandı. Sonra Nida nın haberi oldu bu olaylardan:
N: Arkamdan iş mi çeviriyorsun? Olayları artık başkasından duyuyorum.
B:Sana ne demeli hiç bir şeyden bahsetmiyorsun.
O lavuk olayına değindim
N:Ya sen kimsin ki benim yaptıklarıma konuştuğum insanlara karışıyorsun sana ne dedi.
B:Sen benim her şeyimsin.
N: Artık değilim. Artık benden bir şey gizliyorsan hiç değilim dedi gitti. Sinirim bozuldu o gün. Ne dediğimin sonradan farkına vardım. Pişman oldum söylediğim şeylere. Ağladım o gün resmini öpüp uyukuya dalmışım. Kalktım telefona baktım 12 cevapsız arama 7 si Mert’en 5 Nida’dan ilk merti aradım ilk önce iyi haber olsun diye bir de küstüm Nida ya -
-
1.
+1birader okurken gozumden yas geldi aq artik degilim ne demek ya
-
1.
-
31.
+6Doğum günümdü hafta sonuna denk gelmişti. Yani öyle arkadaşlarla abartılı bir şey yapmadık bazıları ailesi çıkmasına izin vermediği için arayıp kutlamışlardı. Ama hala Nida aramamıştı kutlamamıştı.
Moralim bozuk oldu o gün amk. Saat 11 gibi telefon çaldı. Açtım Nida’ydı “10 dakika sonra bizim evin önüne gelebilir misin ?” dedi ve kapattı. Bende hemen üstümü giyip parfümü üstümde bitirip çıktım koşarak gittim beklemesin diye.
Kapının önüne geldiğimde ışık gördüm. Döndüğümde Nida Elinde pasta ile beni bekliyor.
N:Biraz daha geç gelseydin Mumlar bitecekti. Hadi üfle dedi. Pastayı yere koydu gülüyordum. Bende tam üfleyecekken dur. Dilek dile dedi bana. Tamam dedim kabul ettim. Dileğimi tuttum. (Nida beni kabul etsin.)üfledim. Alkışladı. Oturduk.
Benim aldığım gibi 2 kişilik pasta almıştı. Kestim yedik konuştuk. En güzel doğum günüm bu dediğimde,”Daha hediyeni vermedim dur.” Dedi. Eve gitti. 5 dakika sonra geri geldi. Elinde bir tane poşet vardı. Küçük bir kutu vardı. Kutuyu çıkardım. Hediye paketini yırtım. Kutuyu açtım. Ayakkabı kutusu işte kapağında. Birlikte çektiğimiz bir fotoğrafı yapıştırmıştı.
içinde birkaç tane daha fotoğrafımız vardı. 30 dakika geç kaldığımız filmin bileti vardı. Birlikte bahçeden aldığımız elmanın çekirdeklerine kadar. Ona verdiğim papatyalar vardı. Hepsini kutuya doldurmuştu. Belki size göre hiçbir şeydi ama bana göre her şeydi. O kutu en altta da bir tane zarf vardı aldım açacağım sırada elimden aldı.
N:Bana bir söz ver dedi.
B:Ne sözü?
N:Bunu benim doğum günümde okuyacaksın dedi
B:Temmuza kadar nasıl dayanayım yırtarım okurum ben dedim.
N:Ben sana güvendiğim için buraya koydum Temmuz’da okuyacaksın söz mü canım benim?
B:Söz.
Senin canını yerim. -
32.
+6Rakı unutturur dediler. Rakı içerdim her ay para biriktirip alırdım tek başıma içerdim. ilk önce 1 ayda bir tane, sonra 2 haftada, sonra 1 haftada, en sonunda ise bir oturuşta biterdi rakı. Sigarayı çoğaltmıştım. Paket almamın yanında tütünde sarıyordum.
Sanki bunlar bir marifetmiş gibi size anlatıyorum. Müslüm baba açıp içmek, hiç bir işe yaramadı. Ne unutturdu ne de acımız hafifledi.
Her neyse artık daha yakındık birbirimize. Bazen ellerimiz birbirine değerdi. Ses etmezdik hiçbir şey demezdik ikimizde, ellerimiz birbirine yakınca kalırdı 5 dakika falan. Kavga ederdik. Kalkıp giderdi. Elinden tutardım gitmesin diye. Sırf bunun için gereksiz şeylerden kavgalar ettik. -
33.
+6Kendi kendime mi konuşuyorum amk
-
-
1.
+1ben okuyorum
-
1.
-
34.
+6Karar vermiştim, riski önüme alıp söyleyecektim onu sevdiğimi. 15 tatil girdi araya görüşmedik ben şehir dışına gittim. Tatil bitti okul geri açıldı. Sarıldık özlem giderdik. Kimseden utanmıyorduk sınıfta sarılırdı bana kokusu az da olsa üstüme sinerdi. O hiçbir parfüme sığmayacak kokusu. Utanmıyorduk sarılırken çünkü kimse yanlış düşünmüyordu. Hatta sarılırken, Mert ve Barış’ta sarılırdı. Gülerdim onlara.
Bizim binler aramızda gerçekten dostluktan başka bir şey olup olmadığını sorardı. Duygu karmaşası içindeydim kendim bile emin değildim anlatamazdım. Yok, lan diyip geçiştirirdim hep. O bana Biyoloji anlatırdı ben ise ona kimya anlatırdım. Yanıma otururdu. Sıkışırdık. Ama daha yakındık ses etmezdim. Konuyu anlatırken kokusu gelirdi burnuma. Uyuşturucu gibi etkisi var lan. Gözlerim kararırdı. Bazen de karşıma otururdu. Kitaba bakardı o bense gözlerine. Başını eğdiğinde saçlarının düşüşüne bakardım. Bazense hiçbir şey yapmazdık.
Uyurduk ikimizde. O gözlerini kapattığında onu izlerdim. Gözlerini açacağını düşündüğüm anda kapatırdım gözlerimi. Ah ulan. O günler, gözlerine az mı bakıp ağlamamıştım. Ne yapacağımı bilemezdim. -
35.
+6Nida ayın 10 unda buradaydı 12 sinde buluşacaktık sürekli gittiğimiz cafede. Akşam saatleri işte Nida geldi. Bende hediye yokmuş gibi hediyeyi kasaya bıraktım. Hoş geldin fasılları oturduk:
N:Ee kutlamayacak mısın doğum günümü? Hediyem nerde ?
B:Unuttum ya özür dilerim.
N:Pislik.
Daha konuşmadı bir soruma cevap verdi “Pasta yedin mi bugün?” “Hayır.”dedi. Zaten 5 dakika gibi bir süre sonra Ali abi pastayla geldi. Pasta fakir işi 2 kişilikti. Mumlar var üstünde. iki kişilik pasta aq 3 mumdan sonra almaz zaten. Pastanın bulunduğu tabağın, kenarında papatyalar var, sırf seviyor diye. Neyse. Mumu üfledi diğer müşterilerde alkışladılar. Yüzü kızardı. Ama gülüyordu. Sanki demin bana sinirli değilmiş gibi tekrar konuşmaya başladık. Hediyesini getirdim. Açtı küçük kutu işte bileklikler var “Sen seversin” dedim kalktı sarıldı bana. Kızım sarılma bak, bu yüzden olaylar değişiyor işte.O günün sonunda bir şeyin farkına varmıştım konuşması değişmişti. Canım falan diyordu yakınlık, kuruyordu yürürken veya yan yanayken başını omzuma koyuyordu. Ve hep değindiği bir cümle kuruyordu.”Söz ver bana, gitmeyeceksin hiç.” Diye. Ulan içimden mi geliyordu, yoksa yalan mıydı? Ama hep “Söz lan” demiştim. Herhalde ikimizde farkındaydık bir gün birisi, sözünde durmayacak ve gidecekti. -
-
1.
+4Ulan içimdeki küller tekrar alev aldı. "Söz ver bana hiç gitmeyeceksin." Bu dialoga gireli birkaç ay oldu. Ve bir gün birisi sözünde durmadı ve gitti... Biri benim adıma sigara yaksın ben kullanmıyorum.
-
2.
+1Bu sigara benden sana gelsin panpa
-
3.
0ikinizede şuku amk
diğerleri 1 -
1.
-
36.
+6Bu böyle devam etti nida da bizimkilerle tanışmıştı. Ağustos un sonunda sözlendik eylülde o artık başka şehre gidecekti. Buradan uzaklara. Otobüse binerken el saladı bana koşup geri sarıldı. Bende bulunduğum şehirde 2 yıllık bir bölüm okumaya başladım.
Her an ne yapsa yazıyordu facebook tan fotoğraf atıyordu şuradayım şunlayım bunlayım diye. iyi güzeldi bende ya evde ya da işteydim. vize zamanı pek konuşmazdık zaten. 2 haftalığına geldi buraya. Görüştük ama değişenler vardı biraz kilo vermişti yürüyüşü yavaşlamaştı sürekli bir yerim ağrıyor diyordu. Soğuk olur kışın bizim buralar. Bende grip olmuş sanardım, montumu verirdim. Ama üşümüyorum derdi. Sırf montumu almamak için kat kat giyinirdi. Sonra gitti zaten hasta hasta gitti.
Yaza doğru daha az görüştük daha az dışarı çıktı akılanmış dedim. Yazı beraber geçirecektik. Kabul etti. Yaza doğru buluştuk artık nerdeyse 2 yılımız olmuştu. Mutluyduk mesuttuk. Ama çok gezmedik sürekli oturalım yorgunum derdi bana. Kıyamam sana derdim masaj yapayım derdim. Masumdum herhalde. Sırf teşekkür öpücüğü için yapardım onca şeyi. Ah çok mutluyduk. Küçük bir şehirdi bizimkisi çok gezemedik. O bana söylediği birlikte tatile gidelimi gerçekleştirdik o yaz. Tabii teyzemler de yanımızda gelmişti. iki genç yalnız bırakılmaz dediler geldiler bizimle.
Ne kadar kısıtlasalar da bizi eğlenmiştik o yaz tekrar gitti üniversiteye. O arabaya binip veda ettiğimde ağlardım gitmesin yine. Derdim. Okul devam ettik. 2 ay falan geçti kalktım onun bulunduğu şehre gittim. Kovaladı beni git ya sokakta mı yatacaksın bana dedi. Sokakta yattım bir gece o da uyumamış ama hiç yanıma gelmemişti.
Gezdirdi beni orda ki en samimi arkadaşlarıyla tanıştırdı çevresinde ki erkeklerle tokalaşırken ellerini sertçe sıkardım. Geri geldim şehre devam ettim okula güzel geçti günler. -
37.
+6“Merhaba okya,Tümünü Göster
Bunu sana doğum günümde açmanı söyledim çünkü başlıca sebepleri var.
O zamanlar yani okuduğun sıralarda benim şehir dışına çıkmama ve üniversite hazırlıklarıma başlamış olurum. Kusura bakma ama bu çalışmanla sen ile ben aynı üniversiteye bile gidemeyiz.
Benim sana bazı şeyleri söylemem gerekiyor. Genelde bunu erkekler yapar ama bu seferlik ben yapacağım herhalde.
Ben seni sevdim. Lise 1 in sonundan beri sana aşığım ben. Hatırlar mısın? Birlikte kutladığımız ilk doğum günümü. Temmuz ayında ısrar ettirip çağırmıştın beni. Doğum günü tarihi unutmuştun. Yanlış günde kutlamıştın. Ama yine de kutlamıştın, o kadar samimi bile değildik ama yine de sen kutlamıştın doğum günümü. O zaman anladım bana değer verdiğini. Çocukça bir hayaller kurdum sürekli sende bana aşıksın. Bir sabah gelip “Seni seviyorum” dersin diye. Hayalde kaldı onlar.
Lise boyunca bekledim ben seni. Hiç belli etmedim sana arada bir konuşmaya çalıştım. Hiç kusura bakma da çok küfür ettim sana “Hadi be insafsız bekletme beni. Giderim bak.”kızgındım sana. Ya çok salaksın, körsün herhalde beni fark etmedin. Ah be okya.
Oysaki seninle çok güzel anılarımız vardı hatırladın mı o teyzeyi benim sana tavırlı olmama sebep olmuştu Nedenini hiç düşündün mü? Lise bitecekti ve ben seninle sadece arkadaş kalabilmiştim. içime oturmuştu. O zamanlar. Tamam, belki her gün farklı şeyler oldu farklı anılarımız oldu. Fakat lise bitimine ne kadar yaklaşırsak, o kadar içimi korku kapladı. Ben gidecek arkadaşlarımın hiçbirine üzülmedin. Seni kaybettiğime daha çok üzüldüm.
Gitmeni engelleyebilirdim ama tavır yaptım sen söyleyene kadar söylemeyecektim.
Bu mektuba yazdım ve artık ne olursa belki hiç istemezsin beni belki seninde bana karşı duyguların vardır. Konuş benimle o duygularını. Sevdiysen beni elimden tut. Anlat her şeyi. Biliyorum sende aşıksın bana, aşık olmasan tutar mıydın ellerimi?
Ben anneme bahsettim sana. Sizin ne kadar gururunuz varsa bizimde var işte. Bırak o konuşsun ilk yoksam kaybedersin dedi. Bundan korktuğum için sürekli söz verdirdim sana ne olursa olsun gitme diye. Söz dedin hep sözünü tuta gel artık.
Ben yoruldum artık birisi çok yakışıyorsunuz dediğinde geçiştirmekten. Sevgilisiniz dediler dışarıdan hep hayır içimden ise hep inşallah dedim sürekli.
Ben yoruldum okya. Kol kola oturalım bir banka senle. Başımı omzuna koyayayım. Bütün dünyalar benim olsun hem sen demez miydin? “Sen mutlu ol yeter ki, her şeye razıyım” Mutlu et beni bir gün papatya ile gel yanıma kapımda bekle beni. Bende naz yapayım hiç çıkmamayıyım.
Senin aptalığınla uğraşmaktan hayal bile kuramadım. Ama mutluydum. Mutluydun. Ama mutluyduk olmadı hiç.”Biz” olmadık.
Salak, aptal, öküz, en ağır küfürler. Kırgınım sana gel de gönlümü al.”
Ulaan. -
38.
+6Duraksadım biraz. Su içtim devam ettim
B:Teyzeyi hatırladın mı kocasından bahseden teyzeyi? Kızım dikkat et bu oğlana diyen teyzeyi.1 hafta konuşmamıştık doğru düzgün o olaydan sonra. Peki ya gofreti? Senin şirin gofret istemelerini. Kavga etme mi? Seni bir başkasıyla konuşurken görünce, kıskanıverdim.
Paranoyaklaştım. Gece 1 e kadar kapında durdum. Belki başkasıyla telefondan konuşuyordur diye. Sana teselli verirdim. Ben gitmeyeceğim diye. Buraya gelip pasta yemiştik senle. Hediyeler aldık birbirimize. Sırf sen bilmiyorsun diye kimyayı ezberlemiştim. Övünmek için söylemiyorum. Ama hep kimyam iyi oldu sayende. Ben bunları yaptım. Çünkü ben seni seviyorum.(Ufak bir rahatlama)
Yaptığım onca şey, buluşma, hediye, kutlama, kapıda bekleme hepsi, hepsi birer “Seni seviyorum” demekti.
Duraksadım, gülümsedim.
Ben aşıktım sana. Çok aşıktım belki yada deli gibiydi. Bir açıklaması vardır elbet. O yüzden kıskandım seni. Bir başkasıyla görmek deli etti beni. Birazda olsa şanslıydım. En azından konuşuyordum, yan yanaydık evimiz çok yakındı ve sürekli buluşuyorduk. Çoğu platoniğin bulamadığı şeylerdi bunlar. Dedim
o sırada Nida’ya baktım sağ gözünden bir yaş düştü yere umursamadım bitirmem gerekiyordu cümlelerimi.
Sen gideceksin şimdi belki üniversiteye belki eve. Buradan ya tek çıkacaksın ya da el ele çıkacağız senle ama ben sana söylemeseydim içim içimi yerdi. Sen bana sürekli sarıldığında kokun o kadar güzel gelirdi ki. Daha çok alabilmek için hep hiç sigara içmeseydim de o kokuyu alabilseydim derdim. Sen başını omzuma koyup ağladın bende senle ağladım. Sen benim hayatıma girdin kalbimde yer edindin. Herkesi siliverdim hayatımdan bir sen önemliydin.
O kadar güzel “Canıım” derdin ki bana. Bu canım feda olsun sana. Uzatmak istemiyorum Nida, belki çok büyük bir hata yaptım 4 yıllık arkadaşlığı bitirdim. Belki de “gitmeyeceğim” dediğim sözü tutmadım.(Ayağa kalkıp yanına gittim diz çöktüm) Fakat ben seni çok güzel sevdim be dedim. Lafım bitmiş gibi gözyaşımı sildim elini tutup gözlerine baktım. Ayağa kalktım.O da kalktı. Gözyaşlarını sildi.
“Canıım” diyip sarıldı bana. Başını göğsüme yasladı. Güldüm. Ağlarken güldüm amk. -
39.
+6Kusura bakmayın beyler bekliyorsunuz diye işimi olabildiğince erken bitirmeye çalıştım.Tümünü Göster
Mektubu okuduktan sonra, ağladım biraz mutluluktan tabii sonra defalarca ama defalarca okudum. Şuan bu hikayeyi yazarken mektup önümde. Katlanma yerleri yıpranmış artık bazı kelimeler gözyaşları yüzünden silinmişti. Her neyse o mutlulukla açık çiçekçi bulup papatya yaptırdım. Kapısının önüne gittim ve aradım aşağıya in diye. Geldi biraz sonra saçlarını toplamış altında pijaması var üstünde de bir tane penye. Ah ulan bir kızın o en doğal anı, aşık olmaya yetmez mi? Beni gördü duraksadı kapıda papatyalara baktı sonra bana baktı gülümsedi:
N:Okumuşsun demek
B:Okudum. Defalarca okudum. Koşarak geldim yanına. Beni mutlu ettin ya bir teşekkürü borç bildim
N:Sen erken davrandın ilk sen söyledin. Geç oldu ama güç olmasın değil mi canım?
Geldi bana sarıldı öptü yanağımdan, dudağımı çevirdim. Eliyle sıktı dudaklarımı “hayır olmasss” dedi.
Diz çöktüm önüne 10 dakika da hazırladığım konuşmamı söyleyecektim. Çiçeği uzattım aldı. Konuşmamı bekliyormuş gibi kaşlarını kaldırdı gözlerini bana dikti.
B:Benim senin gibi, mutluluktan ağlatacak mektubum yok. Veya aynı üniversiteye girmemi sağlayacak kadar edebiyat bilgimde yok. Ama nasıl teşekkür edileceğini iyi bilirim.
Ben senin neyi sevip neyi sevmediğini, senden daha iyi bilirim. Kusura bakma çok iyi arkadaş olamadım sana, belki çok iyi bir sevgili olabilirim. Bende hep yanlış düşünürdüm bu kızın sevgilisi neden yok diye. Erkekleri sevmiyor mu yoksam diye saçma saçma düşünürdüm. Benden başka erkeği sevememişsin onu söyledin. Ben senden başkasını sevemedim. Senden başkasına gidemem. Bırakıp gidersen diye söylüyorum bunları sana ben sana deliler gibi aşığım. Ben elini tutuyorum ya şu an senin yetmişimde tutmak isterim bu elleri. Gece gündüz çalışmaya da razıyım belki okumadım cahil kaldım. Prensesime, prensesler gibi hayat yaşatamam belki. Belki bu dediklerimin daha iyisi olur ya da daha kötüsü. Ama biz birlikte mutluyuz. Birlikte mutlu kalalım benimle sözlensene Nida?
N:Nasıl yani?
B:Sözlenelim işte birisi sorduğunda sözlüm var dersin. ilişkimize ad koyarız annenle babanla tanıştırırsın. Hem böylece hiç gitmem Nida. Hiç gitme demiştin bana ben gitmek istemem ki.
N:Ailemiz izin vermezse
B:Kaçırırım seni. Sen istedikten sonra bir engel çıkmaz ki karşımıza
Göz yaşlarını sildi. O hep gülerdi ama çok az ağlarken görürdüm.Bu sefer mutluluktan ağladı.Üzüntüsünü yaşatmak istemezdim ona.
N:Seni seviyorum
B:Bende seni seviyorum
Sarıldık binlerce kez sarılmıştık ama sanki bu çok içten gelmişti ikimiz aynı anda karar vermiştik. Sarıldık aynı anda. Aynı anda kokladık birbirimizi. Gözyaşlarını silip saçlarından öptüm. Helalimdi o kız. Sanki o yol bitmişte uçurumdan düşecekken elimden tutmuştu geri dönüyorduk o yolu. Bu seferde yol bitmiyordu. -
-
1.
+3vay vay vay
-
1.
-
40.
+5 -1Geliyorum okuyan panpalarım varsa kaçtım sanmasınlar
-
41.
+6Okula mutlulukla geliyordum. Ama millet zombi gibi uykusuzluktan gözlerinin feri gibilmiş. Çoğu yürüyemiyor amk. Arkadaşa espiri yapıyorum soruyu çözdükten sonra gülüyor.Tümünü Göster
Benim mutluluğa ayak uyduran bir Nida vardı. Birlikte mutluluk yayıyorduk etrafa. Milletse sigara molasını vermek için lavaboya gitmeye üşenecek halle gelmişti.
N:Okya
B:Canıım(Yavşak)
N:Sıkıldım ya gezelim hadi.
B:Tamam dedim.
Öğle arası, Beldenin merkezine indik marketten bir iki şey aldık. Konuşa konuşa yürümeye başladık. Aslında çok güzel bir yerdi benim okuduğum yer. Öyle şehir merkezinde değil sadece yakın, etrafta bahçeler var ağaçlar, insanları çok iyi sırf o yüzden okunurdu orada.
Eskiden sigara içmeye indiğimiz yere oturduk. Konuştuk biraz işte. Sınava canı sıkılmış. ÖSYM’yi gibeyim, senin canın sıkılmasın. Ama ben yanlış anlamışım:
B:Yaparsın sen ya ne zamandır çalışıyorsun.
N:Sınavdan korkmuyorum ki ben. Sonrasından korkuyorum.
B:Nasıl yani ?
N:Düşünsene okya; 4 yılda çok arkadaş edindik bazılarıyla aramız bozuldu(50 lirası olan huur) bazılarıyla kavga ettik(Nida ya yavşayan lavuk) Çok güzel anılarımız oldu.
Sustu bir an
N: Unutulmaz futbol maçları yaptık. Bunların hepsi anıyla kalacak. Bir kaç kez aradıktan sonra kimse birbiriyle görüşmeyecek. Birbirimize verdiğimiz o gitmeyeceğim sözünü bozacağız. Ya ben gideceğim ya sen ya da ikimizde gideceğiz. Ne bileyim o kadar alıştım ki hiç beklemezdim böyle olacağını…
Ayağa kalktım, sonra keko oturuşu gibi dizlerimin üstüne çöktüm ona baktım.
B:Ben kovsan da gitmem ki Nida. Erkek adam sözünü tutar Nida. Ben gidemem ki.
N:Neden?
B:ÖSYM başkanını öldürdüğümde hapse gireceğim. Benim daha 30 yıllık anılarım olmadı ki. Belki ikimizde ayrı şehirlere gideceğiz. Ama arada bir buluşup arkadaşa( cafe) gidip otururuz. Yıllar sonra belki o geç kaldığımız sinemaya gideriz birlikte. Unutulmaz futbol maçlarımız olur. Senin için kavgaya da girilir. Ben seni birçok kez ararım, birçok kez dinlerim seni. Ama ne ben gideceğim ne de sen Nida. Çünkü…
N:Çünkü ne
B:Çünkü ders başlayacak yok yazılmamız lazım kalk dedim.
Bilmiyorum orda neden söylemedim. Neden konuşmadım. Aşağısından tak dolu bir su geçen. Bi yanı hep gübre olan ayağımızın altı çamur olan bu romantik ortamda söyleyemezdim diye. Ama biliyordu aşıktı yoksam neden tutardı ellerimi? -
42.
+5Bizim mahallede gezip tüm esnafın bakışlarına maruz kaldığım sırada markete gitmek istedi. Girdik, bir iki şey aldık. Cüzdanı çıkardığımda fotoğrafını gördü. Ses etmedi o sırada. Marketten çıktığımızda:
N:O fotoğraf çok kötü neden hala saklıyorsun ki.
B:Askerde hangi fotoğrafına bakacağım ben?
N:Birlikte bir tane çekelim o zaman.
B:Sen de olacak mı o fotoğraf?
N:Derslerde başkalarına mı bakayım yoksam sana mı?
Açmıştı o konuyu yine. Kapattım ben de. Kafe de otururken Mert, birlikte fotoğrafımızı çekmişti. Biraz eskiydi ama en güzeliydi. Çünkü elimi tutuyordu. Onu bastırdık. Biri cüzdanıma biri de çerçeveye sığacak şekilde yaptık bunu tabii. Oda aynı şekilde yaptırdı bir tane. Ah o günler.
Canım cicim aylarındaydık işte. Cıvık cıvık canım aşkım benim lafları doluydu. Sonra ciddiyetin bozulduğunu fark edip 1 kelime belirledim Hep onu söyledim.”Güzelim” ne abartılıydı ne de vıcık vıcıktı. O da bana “Canım” derdi hep. Bir şey demezdim.
Doğum günü geldi çattı ben yine planımı yaptım hediyesini falan ayarladım. Ama bu sene daha önemliydi. Çünkü bu sene biz sevgiliydik. -
43.
+5Hiç saate bakmadan Merti aramıştım. Saate öğleden sonra olmuş.iyi haber diye aradım bini açtı.
M:Alo
B:Ne oldu lan 7 kez aramışsın. Bu telefonla 7 görüşme bile yapmadım ben amk diye güldüm.
M:Olum kaç saatir arıyorum daha yeni mi aramak aklına mı geldi.
B:Ne oldu anlat lan.
M:La şey ıı.
B:Gevelemesene pekekent bir şey mi oldu? iyi misin ?
M:Nida hastaneye kaldırmış.
Sustum lan bir şey demedim.
B:Hastane dedim.
Hastahane adını verdim koşa koşa çıktım evden. Nida yı geri aradım. Nida beni neden aramış diye. Aradım. Tanımadığım bir ses açtı anladım ki annesiymiş:
B:Nida ?
A:Ben annesi.
B:Merhaba efendim? Nida iyi mi ? Nasıl oldu ? Niye kaldırıldı?
A:Buraya gelebilirsen konuşuruz dedi.
Annesi durumu anlattı bana işte Nida rahatsızlanınca" okya ya haber verdiniz mi?" diye sonra bayılmış annesi sanmış ki haber verilmesi gerekiyor. Sonra telaşlanmayayım diye tekrar tekrar aramışlar beni -
44.
+5Okula gitmesine yakın bir zamanda konuşmaya karar verdim. Konuştuk biraz tartıştık özür diledim:Tümünü Göster
B:Özür dilerim Nida senle bu noktaya geldiğimiz için Bu konuşmayı yaptığımız için.
N:Ben özür dilerim
B:Senin hatan yok ki ben beceriksizim seni üzmeyeceğim diye kendime söz verdim onu tutamadım dedim. Sanki dinlemiyordu beni. Parmağına taktığım yüzüğü çıkardı. Avucumu açtı ve oraya bıraktı.
N:Hoşça kal okya
Hiçbir şey diyemedim o an belki yüzüğü beğenmemişti diye düşündüm. Olduğum yerde kaldım.2 yıl taktığı yüzüğü neden beğenmesin amk. Ayrılmıştık işte. Beni orda bırakıp eve gitti. Ben kaldım orda ne hareket ettim ne kolumu indirebildim. Elimde ki yüzük düşünce kendime geldim
kafamda saçma saçma şeyler geçiyordu.
Yüzüğü aldım yerden. Avucumun içinde sıktım. Sinirliydim bir şeye sinirliydim neye sinirliydim bilmiyorum. Türlü türlü şeyler düşündüm. Başkası vardır hayatında. O başka şehre gitmiş ama ben onu koruyamamıştım başkasıylaydı belki de. Eve gittim ama evde durmadım. Geri geldim apartmana belki yüzüğü geri takmamı falan bekliyordur diye. Beklemiyordu sadece ben bekliyordum. Tekele gittim sigara aldım ilk gün. Cüzdanda ki resmimizi yere koydum. Elinin olduğu yere de yüzüğünü koydum. Gidemedim. Suç attım o gece kendime sevgi bile olamamıştım. O hayat felsefesi sandığım şeydeki “Adam gibi sevi” gerçekleştirememiştim. Sinirle bir şey yapmamak için alkolde almadım o gün. Gece boyunca baktım odasına erkenden uyudu. Rahatça uyuyabiliyordu artık. Fakat benim gecelerim yeni başlıyordu.
Birkaç gün sonra o kaldırım rakı masam olmuştu. Bira ile gittim sek rakı ile gittim. Benim en güzel pardon en güzel anılarımız o evin önünde olmuştu. Bir kaç gün boyunca dertlendim. Müslüm baba dinledim Neşet Ertaş dinledim. Müzik listem onun sevdiği şarkılar değil de acı ile dolmuştu. Bekledim sürekli o kapının önünde bir gün çıkarda artık yeter acı çekme benim canım açıyor diye bekledim. Köyüne su gelmesini bekleyen köylüler gibiydim. Veya askerde ki oğlunun gelmesini bekleyen baba gibiydim. Onlarda bekliyordu bende.
Nice şişeler kırdım o kapıda nice izmaritler gördü o kaldırım. Bağırdım uyutmadım mahalledekileri. Çöpçü abiler uğraşırdı benim çöplerimle. Temizlemezdim arkamdakileri. Geçmişim temiz bile değildi artık bende değildim. Gideceği zamanı biliyordum. Gizlice gittim o otagara. Otobüsün çıktığı yerde bekledim sürekli durduğu ışık vardı. Otobüs durdu beni heyecan bastı. Gözüm onu aradı gözgöze geldik. Sigaramı söndürüp yürümeye devam ettim. Sanki o sigara kadar değeri yoktu hayatımda onu söylemek istemiştim. Nasıl yoktu amk. Yılların anısı vardı lan. -
45.
+5Aramız düzelmişti hafiften. Sadece bana karşı böyle olmadığını anladım. Her neyse biraz iyi gidiyordu. Belki her şey yolundaydı. Ama herhalde o yolda yanlıştı.
Okulda herkes birbirini sevecek diye bir şey yoktur. Yani bazı sebeplerden kavgalı küs olanlar vardır bilirsiniz. işte bizim sınıfta bir tane huur vardı. Bana yavşardı takmazdım. Ama sürekli Nida ile konuştuğum için Nida ile kavga edeceklerdi.
Bu kızın parası çalındı veya kayboldu. 50 lira bir para. Bu amk kızı cüzdanını sıraya koymuş gitmiş sınıftan. içerde de 5-6 kişi mi ne var. Nida ile bende sınıftayım. Bu kız geliyor. Cüzdana bakıyor. Puf parası yok gitmiş. Ama size söyleyeyim beyler ne cüzdan oynamıştı nede o sıraya birisi gitmişti. Bu sonra Nida ya yürüdü paramı sen çaldın diye.
Millet sakinleştirmeye çalışıyor yok işte sen düşürmüşsün yok getirmemişsindir. Yanında bi yerdedir. Diyor daha çok sinir etti. Nida da sakince ben almadım üstümde 30 lira para var başka bir şey yok. inandırmaya çalışıyor inanmıyor dıbına koduğumun bozuk kaşarı. Müdür geldi sonra para hakkında 3-4 saat konuşuldu.
Müdür sonra “Kim aldı onun dıbına koyacam süründürecem. huur çocuğuyum atmazsam” diye. Zaten huur çocuğuydu. Sonra Nida ya karşı çıktı sen mi çaldın kızım. Ver parasını yalan söyleme dedi. Ulan huur çocuğu. Kız kaldıramadı ağladı o sırada, kimse inanmıyordu Nida’ya . Dedim hocam ben çaldım. Nida yı boş yere suçlamayın. (Baba gibi koru)Dedim böyle böyle. Parayı da sakladım getirim size. Dedim. Sonra parası çalınan kız yok hocam okya yapmamıştır. Dedi. Yok, hocam dedi. Nida hala ağlıyordu. Ulan keşke yanımda param olsaydı 50 lira gibi göstersem aha al çaldığım para diye. Sonra olay kapandı gitti zaten