/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +7 -1
    Genelde teneffüste bizimkilerin kimya sorularını çözüyorduk beraber. Sırf onun eksiği var diye kimyayı yalayıp yutmuştum. Kimyager olacak derece bilirdim kimyayı. Soru çözmeler ders çalışmalar derken teneffüste insan göremezdim.

    Okulda hocalar rahat bırakırdı bizi üstümüze düşmezlerdi. Derste çıksak derse geç kalsakta bir şey demezlerdi. Nida derslere geç giriyordu. Ulan o çocukla mı konuşuyordu da geç kalıyordu sinir kapladı her yanımı teneffüste Nida ile beraberdim pekekent geldi bizim sınıfın önüne beni görünce geri gitti. Ertesi teneffüs baktım Nida ile tartışıyorlar Nida nın yanında bir şey yapmıyordum çocuğu. Kodumun çocuğu.

    Öğle arası baktım lavaboda sigara içiyor. Bende içiyordum o sırada tabi. Çevrede yapmış yok şu kızı şöyle giberim diye yanında ki lavukları anlatıyor. Konu Nida ya geldi. Bir tane tokat attım. Sen sigara mı içiyon lan yaram dedim. tutum kolundan müdürün odasına zütürdüm attım bunu. Müdür de biliyor lavaboda sigara içildiğini arada gelip gidiyor kafasına esince. Dedim böyleyken böyle. Müdür bunu bir güzel dövmüş yollamış.
    Beyler biliyorum arkamdan bin falan diyorsunuz falan. Ama Nida nın haberi olmadan bine ders verme yolum buydu.
    ···
  2. 27.
    +6
    Kendi kendime mi konuşuyorum amk
    ···
    1. 1.
      +1
      ben okuyorum
      ···
  3. 28.
    +6
    Beyler hızlı yazamadığım için özür dilerim. Yazıp entry atıyorum hemen. Diğerleri gibi sigara molası da demem ben Yazabildiğimizce yazıyoruz ne kızıyorsunuz amk.
    ···
  4. 29.
    +6
    Rakı unutturur dediler. Rakı içerdim her ay para biriktirip alırdım tek başıma içerdim. ilk önce 1 ayda bir tane, sonra 2 haftada, sonra 1 haftada, en sonunda ise bir oturuşta biterdi rakı. Sigarayı çoğaltmıştım. Paket almamın yanında tütünde sarıyordum.

    Sanki bunlar bir marifetmiş gibi size anlatıyorum. Müslüm baba açıp içmek, hiç bir işe yaramadı. Ne unutturdu ne de acımız hafifledi.

    Her neyse artık daha yakındık birbirimize. Bazen ellerimiz birbirine değerdi. Ses etmezdik hiçbir şey demezdik ikimizde, ellerimiz birbirine yakınca kalırdı 5 dakika falan. Kavga ederdik. Kalkıp giderdi. Elinden tutardım gitmesin diye. Sırf bunun için gereksiz şeylerden kavgalar ettik.
    ···
  5. 30.
    +6
    Olaylar sonra patlak verdi zaten. Ben Nida ile hiçbir şey olmadan konuşuyordum. Mert geldi Olum çabuk gel dedi. Gittim Bizim bu Nida ya teklif eden çocuğu. Aykut denen lavuk dövecekmiş(Nida nın omzuna dokunan)Niye diye dedik Nida ya teklif ettiği için. Sonra çıkışta ben, teklif eden çocuk, mert. Karşı da Aykut denen lavuk iki üç arkadaşı var işte. Bir güzel kavga ettik. Beyler kahraman değilim.Öyle bir vurduğumla yere sermem helal olsun bir iki tane sağlam geçirdi. Olay kapandı. Sonra Nida nın haberi oldu bu olaylardan:
    N: Arkamdan iş mi çeviriyorsun? Olayları artık başkasından duyuyorum.
    B:Sana ne demeli hiç bir şeyden bahsetmiyorsun.
    O lavuk olayına değindim
    N:Ya sen kimsin ki benim yaptıklarıma konuştuğum insanlara karışıyorsun sana ne dedi.
    B:Sen benim her şeyimsin.
    N: Artık değilim. Artık benden bir şey gizliyorsan hiç değilim dedi gitti. Sinirim bozuldu o gün. Ne dediğimin sonradan farkına vardım. Pişman oldum söylediğim şeylere. Ağladım o gün resmini öpüp uyukuya dalmışım. Kalktım telefona baktım 12 cevapsız arama 7 si Mert’en 5 Nida’dan ilk merti aradım ilk önce iyi haber olsun diye bir de küstüm Nida ya
    ···
    1. 1.
      +1
      birader okurken gozumden yas geldi aq artik degilim ne demek ya
      ···
  6. 31.
    +6
    Mart ayına doğru. 11. Sınıflardan bir kız beni çağırdı bizde koridorda konuştuk. Tabii konuşurken o sırada Nida geçti. Kızın yüzüne baktı tip tip. Kızın bana söylediği şuydu. Ben Lise 2 deyken beni görmüş ve aşık olmuş. 2 yıl boyunca benden vazgeçememiş. Gideceğim için sadece sevdiğini itiraf etmek istemiş. Açılamamak koyuyor bilirsiniz beyler. Her neyse kıza umut vermek istemedim. Ee ıı falan diye geveledim. Gitti.
    Nida da benim gelmemi bekliyordu. Geldi karnımı sıktı. O kız kimdi dedi. Gülümsedim. Kıskandı yani bilmiyorum anlamsızca mutlu oldum Ne gülüyorsun ya dedi hata yaptı sandı herhalde sonra gitti. Kızın bana söylediği her şeyi aynı şekilde anlatım bana ne diye geçiştirdi ama aramızda bir şey olmadığını anlayınca mutlu olmuştu.
    Yine eski şaklabanlıklar devam ediyordu millete sataşıyorduk birlikte. Su atıyordu üstüme. Futbol maçları falan. Dersi umursamıyor sanıyordum. O gece anladım umursadığını. Yine kapısının önündeyim. Saat 11 ama hala uyumamış. 12 oldu uyumadı. Lan hadi hava soğudu uyu da gidelim amk diyorum içimden saat 1 oldu ışık hala yanıyor. Aradım bunu biraz geç açtı:
    N: Alo.
    B:Ne yapıyorsun?
    N:Hiç kitap okuyordum. Neden aradın bir şey mi oldu
    B:Yo sıkıldım bende aramak istedim hala uyumamışsın neden ayaktasın?
    N:Kapımın önünden gittiğinde bende uyumaya gideceğim dedi. Kapattı.
    ···
  7. 32.
    +6
    Mertle çıkışta biraz Yürüdük bizim Nida ile sürekli gittiğimiz cafeye oturduk ikimiz. Bende en baştan anlattım şu olay oldu bu yüzden sevdim.Şu oldu o yüzden küstüm.Ama Nida nın sırlarını anlatmadım.O lavuk olayını anlatım. Ne yapalım falan dedim. Biraz durdu en başından beri adam gibi dinlemişti.
    Bende birisine olayı anlatmanın içimi dökmenin mutluluğunu yaşadım.
    M:Şimdi diyeceğime kızma
    B:Tamam olum
    M:Birisi Nida ya teklif edecek dedi.
    Birden sinirle ayağıya kalktım sandalye devrildi. Millet bize baktı
    M:Otur dıbına koyayım. Dinle bi
    B: Ne diyorsun amk.
    M:Olum bak.. Lafımı bölme. Bi çocuk ayarlayacağız. Bu Nida ya teklif edecek. Böylece Nida nın sevgilisi olup olmadığını anlayacaz.
    Aklıma yatmadı. Biraz tartıştık.
    B:Olum çocuk teklif ettiğinde Nida kabul ederse kafanı giberim senin.
    M:Yok olum ayarlarım ben onu. Bir iyilik yapacağız onunda içine etmem.
    Tamam, eyvallah dedim hesabı ödedim kalktık. Ertesi gün bir tane çocuk buldu. Konuştu olayı resmen pekekentlik yapıyorduk. içten içe gavattım.Ha bu arada belirtmemişim Nida ya ben sorsam bana yalan söylebilirdi.O yüzden böyle bir şey yaptık.Çocuk öğle arası Nida ya sormuş. Konuştu ders başlamadan geldi konuştu. Sevgilisi yokmuş zaten bu sene teklif edenlerin hiçbirini kabul etmemiş. Hem benim senin ablanım demiş.
    ···
  8. 33.
    +6
    Karar vermiştim, riski önüme alıp söyleyecektim onu sevdiğimi. 15 tatil girdi araya görüşmedik ben şehir dışına gittim. Tatil bitti okul geri açıldı. Sarıldık özlem giderdik. Kimseden utanmıyorduk sınıfta sarılırdı bana kokusu az da olsa üstüme sinerdi. O hiçbir parfüme sığmayacak kokusu. Utanmıyorduk sarılırken çünkü kimse yanlış düşünmüyordu. Hatta sarılırken, Mert ve Barış’ta sarılırdı. Gülerdim onlara.

    Bizim binler aramızda gerçekten dostluktan başka bir şey olup olmadığını sorardı. Duygu karmaşası içindeydim kendim bile emin değildim anlatamazdım. Yok, lan diyip geçiştirirdim hep. O bana Biyoloji anlatırdı ben ise ona kimya anlatırdım. Yanıma otururdu. Sıkışırdık. Ama daha yakındık ses etmezdim. Konuyu anlatırken kokusu gelirdi burnuma. Uyuşturucu gibi etkisi var lan. Gözlerim kararırdı. Bazen de karşıma otururdu. Kitaba bakardı o bense gözlerine. Başını eğdiğinde saçlarının düşüşüne bakardım. Bazense hiçbir şey yapmazdık.
    Uyurduk ikimizde. O gözlerini kapattığında onu izlerdim. Gözlerini açacağını düşündüğüm anda kapatırdım gözlerimi. Ah ulan. O günler, gözlerine az mı bakıp ağlamamıştım. Ne yapacağımı bilemezdim.
    ···
  9. 34.
    +6
    Okula mutlulukla geliyordum. Ama millet zombi gibi uykusuzluktan gözlerinin feri gibilmiş. Çoğu yürüyemiyor amk. Arkadaşa espiri yapıyorum soruyu çözdükten sonra gülüyor.

    Benim mutluluğa ayak uyduran bir Nida vardı. Birlikte mutluluk yayıyorduk etrafa. Milletse sigara molasını vermek için lavaboya gitmeye üşenecek halle gelmişti.

    N:Okya
    B:Canıım(Yavşak)
    N:Sıkıldım ya gezelim hadi.
    B:Tamam dedim.
    Öğle arası, Beldenin merkezine indik marketten bir iki şey aldık. Konuşa konuşa yürümeye başladık. Aslında çok güzel bir yerdi benim okuduğum yer. Öyle şehir merkezinde değil sadece yakın, etrafta bahçeler var ağaçlar, insanları çok iyi sırf o yüzden okunurdu orada.

    Eskiden sigara içmeye indiğimiz yere oturduk. Konuştuk biraz işte. Sınava canı sıkılmış. ÖSYM’yi gibeyim, senin canın sıkılmasın. Ama ben yanlış anlamışım:
    B:Yaparsın sen ya ne zamandır çalışıyorsun.
    N:Sınavdan korkmuyorum ki ben. Sonrasından korkuyorum.
    B:Nasıl yani ?
    N:Düşünsene okya; 4 yılda çok arkadaş edindik bazılarıyla aramız bozuldu(50 lirası olan huur) bazılarıyla kavga ettik(Nida ya yavşayan lavuk) Çok güzel anılarımız oldu.
    Sustu bir an
    N: Unutulmaz futbol maçları yaptık. Bunların hepsi anıyla kalacak. Bir kaç kez aradıktan sonra kimse birbiriyle görüşmeyecek. Birbirimize verdiğimiz o gitmeyeceğim sözünü bozacağız. Ya ben gideceğim ya sen ya da ikimizde gideceğiz. Ne bileyim o kadar alıştım ki hiç beklemezdim böyle olacağını…

    Ayağa kalktım, sonra keko oturuşu gibi dizlerimin üstüne çöktüm ona baktım.
    B:Ben kovsan da gitmem ki Nida. Erkek adam sözünü tutar Nida. Ben gidemem ki.
    N:Neden?
    B:ÖSYM başkanını öldürdüğümde hapse gireceğim. Benim daha 30 yıllık anılarım olmadı ki. Belki ikimizde ayrı şehirlere gideceğiz. Ama arada bir buluşup arkadaşa( cafe) gidip otururuz. Yıllar sonra belki o geç kaldığımız sinemaya gideriz birlikte. Unutulmaz futbol maçlarımız olur. Senin için kavgaya da girilir. Ben seni birçok kez ararım, birçok kez dinlerim seni. Ama ne ben gideceğim ne de sen Nida. Çünkü…
    N:Çünkü ne
    B:Çünkü ders başlayacak yok yazılmamız lazım kalk dedim.

    Bilmiyorum orda neden söylemedim. Neden konuşmadım. Aşağısından tak dolu bir su geçen. Bi yanı hep gübre olan ayağımızın altı çamur olan bu romantik ortamda söyleyemezdim diye. Ama biliyordu aşıktı yoksam neden tutardı ellerimi?
    Tümünü Göster
    ···
  10. 35.
    +6
    Nida ayın 10 unda buradaydı 12 sinde buluşacaktık sürekli gittiğimiz cafede. Akşam saatleri işte Nida geldi. Bende hediye yokmuş gibi hediyeyi kasaya bıraktım. Hoş geldin fasılları oturduk:
    N:Ee kutlamayacak mısın doğum günümü? Hediyem nerde ?
    B:Unuttum ya özür dilerim.
    N:Pislik.
    Daha konuşmadı bir soruma cevap verdi “Pasta yedin mi bugün?” “Hayır.”dedi. Zaten 5 dakika gibi bir süre sonra Ali abi pastayla geldi. Pasta fakir işi 2 kişilikti. Mumlar var üstünde. iki kişilik pasta aq 3 mumdan sonra almaz zaten. Pastanın bulunduğu tabağın, kenarında papatyalar var, sırf seviyor diye. Neyse. Mumu üfledi diğer müşterilerde alkışladılar. Yüzü kızardı. Ama gülüyordu. Sanki demin bana sinirli değilmiş gibi tekrar konuşmaya başladık. Hediyesini getirdim. Açtı küçük kutu işte bileklikler var “Sen seversin” dedim kalktı sarıldı bana. Kızım sarılma bak, bu yüzden olaylar değişiyor işte.O günün sonunda bir şeyin farkına varmıştım konuşması değişmişti. Canım falan diyordu yakınlık, kuruyordu yürürken veya yan yanayken başını omzuma koyuyordu. Ve hep değindiği bir cümle kuruyordu.”Söz ver bana, gitmeyeceksin hiç.” Diye. Ulan içimden mi geliyordu, yoksa yalan mıydı? Ama hep “Söz lan” demiştim. Herhalde ikimizde farkındaydık bir gün birisi, sözünde durmayacak ve gidecekti.
    ···
    1. 1.
      +4
      Ulan içimdeki küller tekrar alev aldı. "Söz ver bana hiç gitmeyeceksin." Bu dialoga gireli birkaç ay oldu. Ve bir gün birisi sözünde durmadı ve gitti... Biri benim adıma sigara yaksın ben kullanmıyorum.
      ···
    2. 2.
      +1
      Bu sigara benden sana gelsin panpa
      ···
    3. 3.
      0
      ikinizede şuku amk
      ···
    4. diğerleri 1
  11. 36.
    +6
    “Merhaba okya,
    Bunu sana doğum günümde açmanı söyledim çünkü başlıca sebepleri var.
    O zamanlar yani okuduğun sıralarda benim şehir dışına çıkmama ve üniversite hazırlıklarıma başlamış olurum. Kusura bakma ama bu çalışmanla sen ile ben aynı üniversiteye bile gidemeyiz.

    Benim sana bazı şeyleri söylemem gerekiyor. Genelde bunu erkekler yapar ama bu seferlik ben yapacağım herhalde.
    Ben seni sevdim. Lise 1 in sonundan beri sana aşığım ben. Hatırlar mısın? Birlikte kutladığımız ilk doğum günümü. Temmuz ayında ısrar ettirip çağırmıştın beni. Doğum günü tarihi unutmuştun. Yanlış günde kutlamıştın. Ama yine de kutlamıştın, o kadar samimi bile değildik ama yine de sen kutlamıştın doğum günümü. O zaman anladım bana değer verdiğini. Çocukça bir hayaller kurdum sürekli sende bana aşıksın. Bir sabah gelip “Seni seviyorum” dersin diye. Hayalde kaldı onlar.

    Lise boyunca bekledim ben seni. Hiç belli etmedim sana arada bir konuşmaya çalıştım. Hiç kusura bakma da çok küfür ettim sana “Hadi be insafsız bekletme beni. Giderim bak.”kızgındım sana. Ya çok salaksın, körsün herhalde beni fark etmedin. Ah be okya.

    Oysaki seninle çok güzel anılarımız vardı hatırladın mı o teyzeyi benim sana tavırlı olmama sebep olmuştu Nedenini hiç düşündün mü? Lise bitecekti ve ben seninle sadece arkadaş kalabilmiştim. içime oturmuştu. O zamanlar. Tamam, belki her gün farklı şeyler oldu farklı anılarımız oldu. Fakat lise bitimine ne kadar yaklaşırsak, o kadar içimi korku kapladı. Ben gidecek arkadaşlarımın hiçbirine üzülmedin. Seni kaybettiğime daha çok üzüldüm.
    Gitmeni engelleyebilirdim ama tavır yaptım sen söyleyene kadar söylemeyecektim.

    Bu mektuba yazdım ve artık ne olursa belki hiç istemezsin beni belki seninde bana karşı duyguların vardır. Konuş benimle o duygularını. Sevdiysen beni elimden tut. Anlat her şeyi. Biliyorum sende aşıksın bana, aşık olmasan tutar mıydın ellerimi?

    Ben anneme bahsettim sana. Sizin ne kadar gururunuz varsa bizimde var işte. Bırak o konuşsun ilk yoksam kaybedersin dedi. Bundan korktuğum için sürekli söz verdirdim sana ne olursa olsun gitme diye. Söz dedin hep sözünü tuta gel artık.

    Ben yoruldum artık birisi çok yakışıyorsunuz dediğinde geçiştirmekten. Sevgilisiniz dediler dışarıdan hep hayır içimden ise hep inşallah dedim sürekli.

    Ben yoruldum okya. Kol kola oturalım bir banka senle. Başımı omzuna koyayayım. Bütün dünyalar benim olsun hem sen demez miydin? “Sen mutlu ol yeter ki, her şeye razıyım” Mutlu et beni bir gün papatya ile gel yanıma kapımda bekle beni. Bende naz yapayım hiç çıkmamayıyım.
    Senin aptalığınla uğraşmaktan hayal bile kuramadım. Ama mutluydum. Mutluydun. Ama mutluyduk olmadı hiç.”Biz” olmadık.
    Salak, aptal, öküz, en ağır küfürler. Kırgınım sana gel de gönlümü al.”

    Ulaan.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 37.
    +6
    Bu böyle devam etti nida da bizimkilerle tanışmıştı. Ağustos un sonunda sözlendik eylülde o artık başka şehre gidecekti. Buradan uzaklara. Otobüse binerken el saladı bana koşup geri sarıldı. Bende bulunduğum şehirde 2 yıllık bir bölüm okumaya başladım.

    Her an ne yapsa yazıyordu facebook tan fotoğraf atıyordu şuradayım şunlayım bunlayım diye. iyi güzeldi bende ya evde ya da işteydim. vize zamanı pek konuşmazdık zaten. 2 haftalığına geldi buraya. Görüştük ama değişenler vardı biraz kilo vermişti yürüyüşü yavaşlamaştı sürekli bir yerim ağrıyor diyordu. Soğuk olur kışın bizim buralar. Bende grip olmuş sanardım, montumu verirdim. Ama üşümüyorum derdi. Sırf montumu almamak için kat kat giyinirdi. Sonra gitti zaten hasta hasta gitti.

    Yaza doğru daha az görüştük daha az dışarı çıktı akılanmış dedim. Yazı beraber geçirecektik. Kabul etti. Yaza doğru buluştuk artık nerdeyse 2 yılımız olmuştu. Mutluyduk mesuttuk. Ama çok gezmedik sürekli oturalım yorgunum derdi bana. Kıyamam sana derdim masaj yapayım derdim. Masumdum herhalde. Sırf teşekkür öpücüğü için yapardım onca şeyi. Ah çok mutluyduk. Küçük bir şehirdi bizimkisi çok gezemedik. O bana söylediği birlikte tatile gidelimi gerçekleştirdik o yaz. Tabii teyzemler de yanımızda gelmişti. iki genç yalnız bırakılmaz dediler geldiler bizimle.

    Ne kadar kısıtlasalar da bizi eğlenmiştik o yaz tekrar gitti üniversiteye. O arabaya binip veda ettiğimde ağlardım gitmesin yine. Derdim. Okul devam ettik. 2 ay falan geçti kalktım onun bulunduğu şehre gittim. Kovaladı beni git ya sokakta mı yatacaksın bana dedi. Sokakta yattım bir gece o da uyumamış ama hiç yanıma gelmemişti.

    Gezdirdi beni orda ki en samimi arkadaşlarıyla tanıştırdı çevresinde ki erkeklerle tokalaşırken ellerini sertçe sıkardım. Geri geldim şehre devam ettim okula güzel geçti günler.
    ···
  13. 38.
    +6
    Duraksadım biraz. Su içtim devam ettim
    B:Teyzeyi hatırladın mı kocasından bahseden teyzeyi? Kızım dikkat et bu oğlana diyen teyzeyi.1 hafta konuşmamıştık doğru düzgün o olaydan sonra. Peki ya gofreti? Senin şirin gofret istemelerini. Kavga etme mi? Seni bir başkasıyla konuşurken görünce, kıskanıverdim.
    Paranoyaklaştım. Gece 1 e kadar kapında durdum. Belki başkasıyla telefondan konuşuyordur diye. Sana teselli verirdim. Ben gitmeyeceğim diye. Buraya gelip pasta yemiştik senle. Hediyeler aldık birbirimize. Sırf sen bilmiyorsun diye kimyayı ezberlemiştim. Övünmek için söylemiyorum. Ama hep kimyam iyi oldu sayende. Ben bunları yaptım. Çünkü ben seni seviyorum.(Ufak bir rahatlama)
    Yaptığım onca şey, buluşma, hediye, kutlama, kapıda bekleme hepsi, hepsi birer “Seni seviyorum” demekti.
    Duraksadım, gülümsedim.

    Ben aşıktım sana. Çok aşıktım belki yada deli gibiydi. Bir açıklaması vardır elbet. O yüzden kıskandım seni. Bir başkasıyla görmek deli etti beni. Birazda olsa şanslıydım. En azından konuşuyordum, yan yanaydık evimiz çok yakındı ve sürekli buluşuyorduk. Çoğu platoniğin bulamadığı şeylerdi bunlar. Dedim

    o sırada Nida’ya baktım sağ gözünden bir yaş düştü yere umursamadım bitirmem gerekiyordu cümlelerimi.
    Sen gideceksin şimdi belki üniversiteye belki eve. Buradan ya tek çıkacaksın ya da el ele çıkacağız senle ama ben sana söylemeseydim içim içimi yerdi. Sen bana sürekli sarıldığında kokun o kadar güzel gelirdi ki. Daha çok alabilmek için hep hiç sigara içmeseydim de o kokuyu alabilseydim derdim. Sen başını omzuma koyup ağladın bende senle ağladım. Sen benim hayatıma girdin kalbimde yer edindin. Herkesi siliverdim hayatımdan bir sen önemliydin.

    O kadar güzel “Canıım” derdin ki bana. Bu canım feda olsun sana. Uzatmak istemiyorum Nida, belki çok büyük bir hata yaptım 4 yıllık arkadaşlığı bitirdim. Belki de “gitmeyeceğim” dediğim sözü tutmadım.(Ayağa kalkıp yanına gittim diz çöktüm) Fakat ben seni çok güzel sevdim be dedim. Lafım bitmiş gibi gözyaşımı sildim elini tutup gözlerine baktım. Ayağa kalktım.O da kalktı. Gözyaşlarını sildi.

    “Canıım” diyip sarıldı bana. Başını göğsüme yasladı. Güldüm. Ağlarken güldüm amk.
    ···
  14. 39.
    +6
    Kusura bakmayın beyler bekliyorsunuz diye işimi olabildiğince erken bitirmeye çalıştım.

    Mektubu okuduktan sonra, ağladım biraz mutluluktan tabii sonra defalarca ama defalarca okudum. Şuan bu hikayeyi yazarken mektup önümde. Katlanma yerleri yıpranmış artık bazı kelimeler gözyaşları yüzünden silinmişti. Her neyse o mutlulukla açık çiçekçi bulup papatya yaptırdım. Kapısının önüne gittim ve aradım aşağıya in diye. Geldi biraz sonra saçlarını toplamış altında pijaması var üstünde de bir tane penye. Ah ulan bir kızın o en doğal anı, aşık olmaya yetmez mi? Beni gördü duraksadı kapıda papatyalara baktı sonra bana baktı gülümsedi:
    N:Okumuşsun demek
    B:Okudum. Defalarca okudum. Koşarak geldim yanına. Beni mutlu ettin ya bir teşekkürü borç bildim
    N:Sen erken davrandın ilk sen söyledin. Geç oldu ama güç olmasın değil mi canım?
    Geldi bana sarıldı öptü yanağımdan, dudağımı çevirdim. Eliyle sıktı dudaklarımı “hayır olmasss” dedi.
    Diz çöktüm önüne 10 dakika da hazırladığım konuşmamı söyleyecektim. Çiçeği uzattım aldı. Konuşmamı bekliyormuş gibi kaşlarını kaldırdı gözlerini bana dikti.
    B:Benim senin gibi, mutluluktan ağlatacak mektubum yok. Veya aynı üniversiteye girmemi sağlayacak kadar edebiyat bilgimde yok. Ama nasıl teşekkür edileceğini iyi bilirim.
    Ben senin neyi sevip neyi sevmediğini, senden daha iyi bilirim. Kusura bakma çok iyi arkadaş olamadım sana, belki çok iyi bir sevgili olabilirim. Bende hep yanlış düşünürdüm bu kızın sevgilisi neden yok diye. Erkekleri sevmiyor mu yoksam diye saçma saçma düşünürdüm. Benden başka erkeği sevememişsin onu söyledin. Ben senden başkasını sevemedim. Senden başkasına gidemem. Bırakıp gidersen diye söylüyorum bunları sana ben sana deliler gibi aşığım. Ben elini tutuyorum ya şu an senin yetmişimde tutmak isterim bu elleri. Gece gündüz çalışmaya da razıyım belki okumadım cahil kaldım. Prensesime, prensesler gibi hayat yaşatamam belki. Belki bu dediklerimin daha iyisi olur ya da daha kötüsü. Ama biz birlikte mutluyuz. Birlikte mutlu kalalım benimle sözlensene Nida?
    N:Nasıl yani?
    B:Sözlenelim işte birisi sorduğunda sözlüm var dersin. ilişkimize ad koyarız annenle babanla tanıştırırsın. Hem böylece hiç gitmem Nida. Hiç gitme demiştin bana ben gitmek istemem ki.
    N:Ailemiz izin vermezse
    B:Kaçırırım seni. Sen istedikten sonra bir engel çıkmaz ki karşımıza
    Göz yaşlarını sildi. O hep gülerdi ama çok az ağlarken görürdüm.Bu sefer mutluluktan ağladı.Üzüntüsünü yaşatmak istemezdim ona.
    N:Seni seviyorum
    B:Bende seni seviyorum
    Sarıldık binlerce kez sarılmıştık ama sanki bu çok içten gelmişti ikimiz aynı anda karar vermiştik. Sarıldık aynı anda. Aynı anda kokladık birbirimizi. Gözyaşlarını silip saçlarından öptüm. Helalimdi o kız. Sanki o yol bitmişte uçurumdan düşecekken elimden tutmuştu geri dönüyorduk o yolu. Bu seferde yol bitmiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      vay vay vay
      ···
  15. 40.
    +5
    Okula gitmesine yakın bir zamanda konuşmaya karar verdim. Konuştuk biraz tartıştık özür diledim:
    B:Özür dilerim Nida senle bu noktaya geldiğimiz için Bu konuşmayı yaptığımız için.
    N:Ben özür dilerim
    B:Senin hatan yok ki ben beceriksizim seni üzmeyeceğim diye kendime söz verdim onu tutamadım dedim. Sanki dinlemiyordu beni. Parmağına taktığım yüzüğü çıkardı. Avucumu açtı ve oraya bıraktı.
    N:Hoşça kal okya
    Hiçbir şey diyemedim o an belki yüzüğü beğenmemişti diye düşündüm. Olduğum yerde kaldım.2 yıl taktığı yüzüğü neden beğenmesin amk. Ayrılmıştık işte. Beni orda bırakıp eve gitti. Ben kaldım orda ne hareket ettim ne kolumu indirebildim. Elimde ki yüzük düşünce kendime geldim
    kafamda saçma saçma şeyler geçiyordu.

    Yüzüğü aldım yerden. Avucumun içinde sıktım. Sinirliydim bir şeye sinirliydim neye sinirliydim bilmiyorum. Türlü türlü şeyler düşündüm. Başkası vardır hayatında. O başka şehre gitmiş ama ben onu koruyamamıştım başkasıylaydı belki de. Eve gittim ama evde durmadım. Geri geldim apartmana belki yüzüğü geri takmamı falan bekliyordur diye. Beklemiyordu sadece ben bekliyordum. Tekele gittim sigara aldım ilk gün. Cüzdanda ki resmimizi yere koydum. Elinin olduğu yere de yüzüğünü koydum. Gidemedim. Suç attım o gece kendime sevgi bile olamamıştım. O hayat felsefesi sandığım şeydeki “Adam gibi sevi” gerçekleştirememiştim. Sinirle bir şey yapmamak için alkolde almadım o gün. Gece boyunca baktım odasına erkenden uyudu. Rahatça uyuyabiliyordu artık. Fakat benim gecelerim yeni başlıyordu.

    Birkaç gün sonra o kaldırım rakı masam olmuştu. Bira ile gittim sek rakı ile gittim. Benim en güzel pardon en güzel anılarımız o evin önünde olmuştu. Bir kaç gün boyunca dertlendim. Müslüm baba dinledim Neşet Ertaş dinledim. Müzik listem onun sevdiği şarkılar değil de acı ile dolmuştu. Bekledim sürekli o kapının önünde bir gün çıkarda artık yeter acı çekme benim canım açıyor diye bekledim. Köyüne su gelmesini bekleyen köylüler gibiydim. Veya askerde ki oğlunun gelmesini bekleyen baba gibiydim. Onlarda bekliyordu bende.

    Nice şişeler kırdım o kapıda nice izmaritler gördü o kaldırım. Bağırdım uyutmadım mahalledekileri. Çöpçü abiler uğraşırdı benim çöplerimle. Temizlemezdim arkamdakileri. Geçmişim temiz bile değildi artık bende değildim. Gideceği zamanı biliyordum. Gizlice gittim o otagara. Otobüsün çıktığı yerde bekledim sürekli durduğu ışık vardı. Otobüs durdu beni heyecan bastı. Gözüm onu aradı gözgöze geldik. Sigaramı söndürüp yürümeye devam ettim. Sanki o sigara kadar değeri yoktu hayatımda onu söylemek istemiştim. Nasıl yoktu amk. Yılların anısı vardı lan.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    +5
    Aramız düzelmişti hafiften. Sadece bana karşı böyle olmadığını anladım. Her neyse biraz iyi gidiyordu. Belki her şey yolundaydı. Ama herhalde o yolda yanlıştı.
    Okulda herkes birbirini sevecek diye bir şey yoktur. Yani bazı sebeplerden kavgalı küs olanlar vardır bilirsiniz. işte bizim sınıfta bir tane huur vardı. Bana yavşardı takmazdım. Ama sürekli Nida ile konuştuğum için Nida ile kavga edeceklerdi.
    Bu kızın parası çalındı veya kayboldu. 50 lira bir para. Bu amk kızı cüzdanını sıraya koymuş gitmiş sınıftan. içerde de 5-6 kişi mi ne var. Nida ile bende sınıftayım. Bu kız geliyor. Cüzdana bakıyor. Puf parası yok gitmiş. Ama size söyleyeyim beyler ne cüzdan oynamıştı nede o sıraya birisi gitmişti. Bu sonra Nida ya yürüdü paramı sen çaldın diye.
    Millet sakinleştirmeye çalışıyor yok işte sen düşürmüşsün yok getirmemişsindir. Yanında bi yerdedir. Diyor daha çok sinir etti. Nida da sakince ben almadım üstümde 30 lira para var başka bir şey yok. inandırmaya çalışıyor inanmıyor dıbına koduğumun bozuk kaşarı. Müdür geldi sonra para hakkında 3-4 saat konuşuldu.
    Müdür sonra “Kim aldı onun dıbına koyacam süründürecem. huur çocuğuyum atmazsam” diye. Zaten huur çocuğuydu. Sonra Nida ya karşı çıktı sen mi çaldın kızım. Ver parasını yalan söyleme dedi. Ulan huur çocuğu. Kız kaldıramadı ağladı o sırada, kimse inanmıyordu Nida’ya . Dedim hocam ben çaldım. Nida yı boş yere suçlamayın. (Baba gibi koru)Dedim böyle böyle. Parayı da sakladım getirim size. Dedim. Sonra parası çalınan kız yok hocam okya yapmamıştır. Dedi. Yok, hocam dedi. Nida hala ağlıyordu. Ulan keşke yanımda param olsaydı 50 lira gibi göstersem aha al çaldığım para diye. Sonra olay kapandı gitti zaten
    ···
  17. 42.
    +5
    ilişkimiz güzeldi ama tek bir sorun vardı.
    Eskiden daha az buluşurduk, bende o gittikten sonra sigara içerdim. Ama buluştuğumuz için paket bile zütürmezdim. Kırardı sigaralarımı. Yanı içme aşkım sevmiyorum kokusunu derdi. Bende bırakmaya karar verdim. Temmuzun başında sigarayı bırakmıştım. Önceden bırakmayı neden düşünmedim diye kendime kızdım. Her neyse doğum günü gelmişti. Abartma demişti sadece bana. Bende abartacak para da yoktu ki. Bizim sitede çardakta bekledim. Geldi 2 kişilik pastamızı yedik. Hediyesini verdim. Abartmamışsın dedi. Öyle istedin dedim. Abartmana gerek yoktu çünkü. Sen yanımdasın artık mutluyuz. Sen benim canımsın dedi gülümsedi. O muhteşem gülüş. Çok güzeldi lan o gülüş.
    Sende benim şımarık prensesim dedim.
    Kalktı sarıldı bana. En güzel doğum günüm ama annemler bekliyor diyip gitti. Sigara alıp geri oturdum çardağa. Bırakma hikayeydi. Söylediği şeyleri düşündüm. Harbiden birlikteydik artık.2 yıl süren anlamsız çabalarım son bulmuştu birlikteydik o benim prensesimdi. Mutluydum gülüyordum. Çok iyi geliyordu her şey. Kalktım eve gittim. Verdiği kutuyu açtım. Bizim fotoğrafımıza baktım. Arkadaş olduğumuz zamanlarda çektiğimiz fotoğraf. Aramızda 7-8 cm boşluk vardı. O kadar mesafeliydim ahaha. Zarfı aldım. Her ne yazıyorsa çok önemliydi. Ya çok kötüydü ya da çok güzeldi. Kutuyu toplayıp tekrar kaldırdım eski yerine koydum. Biramı almıştım oturdum koltuğa. Zarfı yırtıp açtım. 2 sayfa el yazısı vardı karşımda. Onun yazısıydı.
    ···
  18. 43.
    +7 -2
    Sanki benden gizli şeyler oluyordu. Okulda, mahallede, arkadaş ortamında, sokaklarda. Beynimle kalbim arasında. Karışık bir şeyler vardı ama ben bile farkında değildim. Ya da salaktım ki o kadar düşünecek kapasitem bile yoktu. Arkadaşlarla da planladık işte karneler alındıktan sonra internet cafeye gidip 1.3 atacaktık söz ver la demişlerdi ta bir ay öncesinden ee tabi kendine güvenen herkes orda olacakı bende kötü değildim yani. Tamam dedim gelecem dedim. O günün sonunda Nida da geldi yanıma
    N:Ee karneler alındıktan sonra ne yapacaz
    B:Ben oyun oynamaya gideceğim
    N:3 ay burada olamayacağım insan bir evlada demek için bir şey yapar dedi gitti.
    Sinirlendi herhalde bana. Herneyse peşinden koştum yanına gittim arkadaşlarla plan yaptık falan dedim. Trip attı gönlünü almak için bende kabul ettim. Bizim cs planıda yattı.
    Beyler gece atarım partları sabah okursunuz kusura bakmayın iyi forumlar
    ···
    1. 1.
      +1
      zütüne koyim ya
      ···
  19. 44.
    +5
    Sonra bende ergence bir şey yapmaya karar verdim. iki tane defter aldım 4 yılda ki anıların hepsini yazdım 1 ay içinde. Ellerim şişti umursamadım bazen bira ısındı masada bazen sigara küllükte söndü. Lise, üni hayatım boyunca oturmadığım masama o yazı için oturmuştum. Hiç küfür etmedim hiç kızmadım ona mutluluklar yazdım o iki deftere. Sonra göndersem mi göndermesem mi diye düşünürken zaten tatil gelecekti. Birkaç günlük tatil oda buradaydı. Eve geldiğinin ikinci gün gittim mahallesine. Canlanmıştı mahalle sanki ağaçlar kışın bile yaprak açmıştı. Kedi köpeğin geçmediği mahalle insan kaynıyordu. Kapısını çaldım onun açmasını beklemiyordum zaten. Kapısının önüne poşetle bıraktım bir tane de kağıt yapıştırıp üstüne Nida’ya yazdım.

    Kaldırımıma geçmiştim hemen. Bekledim odasının lambası yandı. Sonra geri kapandı çay alacaktır herhalde dedim 1 saat falan bekledim tekrar yanmadı. Çöpe atmıştır la dedim gittim eve. Emin olmadığım şey bile koydu bana. 5 Gün sonra gidecekti buralardan. 4.Gün uyuyordum kapı çaldı Açtım kimse yoktu. Kapı koluna bir tane poşet asılmıştı. Benden zeki kız ben yere bırakmıştım amk. Aldım poşeti. Küçük bir not defteri vardı ilk 6 sayfası doluydu sonrası boştu:

    “Benim senin gibi uzun yazacak kapasitem yok. Edebiyatım kötü. Defterleri okudum hatta yanımda zütürmeyi de düşünüyorum. Ben seni sevdim ve halada seviyorum hayatımda kimse yok aslında söylemeyecektim bunları sana. Benim hayatımda senden başka kimse olmadı olmazda zaten. Ben sözü bozdum okya sürekli sana söz verdirdim gitme diye ben gittim üzgünüm ama böyle olması gerekiyor. Okula devam etmeyeceğim okulu bırakmama bir şey sebep oldu. Ama gidecem Ankara ya gideceğim tedavi olmam lazım. Çünkü ben kanserim.
    ···
  20. 45.
    +5
    Bunu söylemeyecektim sana ayrılırsak belki daha az üzülürsün hayatına devam edebilirsin. Kurtulabilme olasılığımda var. Kafam karışık. Ama beni ne kemoterapi nede başka bir şey kurtarır radyasyon tedavisi olmam lazım.(Beyler bilimsel terimlerle dıbınıza koymak istemiyorum hastalığı 4.dereceden ve tümör tüm ciğere yayılmış radyasyonla yok edebilme olasılıkları varmış diye devam ediyor yazı) Ben sana aşıktım ve aşık kalacağım ölmeden önce seni seviyordum ölürsem yine de severim. Fakat ben istemem ki hep bana bağlı kal. Önünde çok güzel bir hayat var. Ve o hayatı sigara içmeden bitirmeni isterim” yazmış. Ulan yanlış mı okudum diye defalarca tekrar tekrar okudum. Sonra yüzüğü de alıp koştum evine. Gözyaşları içinde. Kapısına kadar koştum çaldım zili ard arda babası açtı Nida dedim sadece. Babası çağırdı sonra gözyaşlarımı sildim üzülmesin diye.

    Nida geldi o kadar süre görememiştim. 4 yıl boyunca hep aynı gelmişti bana gözleri hafif yerde saçları önüne düşmüş bir şekilde gelirdi. Sarıldım ona sarılırken ağladım. Yüzüğü taktım parmağına ben seni seviyorum diyebildim nedenir ki. Sarılı kaldık uzun süre ağladık ikimizde. Adımı söyledi sus dedim. Bastırdım onu kendime. Sanki gitmesine engel olabilirmişim gibi sarıldım ona. Annesi aldı onu kollarımdan. Konuştuk biraz kapı kapandı yüzüme. Gidemedim inemedim o merdivenlerden sürekli geri döndüm. Ulan. Hayat o kadar gibici ki. Ertesi gün koştum otagara aynı otobüse bindik yanına oturan abladan rica ettim yerlerimizi değiştirdik.

    Yol boyunca el ele oturduk. Konuştuk eskilerden anılardan. Annesi babası arkadaydı hiç ses etmediler. Annesinin de babasının da ağlamaktan gözleri şişmişti hiç mi inancınız yoktu kurtulabilirdi. Yol boyunca kendimi tutum ağlamadım. Güldürdüm onu gülerken acı bir gülüş vardı yüzünde. Ah geldik Ankara’ya direk hastaneye. Gittik ailesi girdi içeri konuşmuşlar önceden kanser tedavisini başlatmak için Ankara dalarmış. Annesi dedi gel biz kardeşimde kalacaz sende gel kal dedi yok dedim halamlarda kalırım ben dedim. Her tedavi aşamasında her doktor görüşmelerinde beraber gittik. Ben üzgün durmamaya çalıştım ama korkuyordum Ankara da gezdik kızılayı çok sevdi. Çok gittik oraya. Ama yavaşça giderdik arada engelli arabası var ya onla zütürürdüm onu. Bir eli her zaman elimin üstündeydi belki öyle güvende hissediyordu kendisini. Kötü de olsa güzel geçti günlerimiz ve her günün sonunda aynı diyalog olurdu:
    N:Yaptığın her şey için borçluyum sana
    B:Hayatıma girerek ödedin borcunu
    N:Kabul etmem ben o ödeme şeklini
    B:Alman hesabı yapalım o zaman ben seni gelinlikle göreyim. Ödeşiriz.
    N:Kabulumdür beyefendi. Sizden gelecek her şeye razıyım.
    B:70 de tutmazsam bu elleri yakarım ben her yeri.
    Gibi konuşmalar geçerdi aramızda yüzümüzde bir gülümseme sürekli güldüm güldürdüm moral olsun diye. içimizde bir korku vardı her şey onda bitiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      ağlattın dıbına koyim
      ···