bir saç teli yüzünden başıma neler geldi

o zamanlar sürekli evimde kalan bir kız arkadaşım var. beraber yaşıyoruz resmen, niyeyse haftasonları da karıyı ailesinin yanına yolluyorum, ben de ailemin yanına gidiyorum böyle bir rutinimiz var.

askerliği yapalı da 2-3 sene olmuş. asker arkadaşım aramasın mı? alpercim ben izmire geliyorum sende kalabilir miyim.

dedim gel taşşağını yidiim. zira bu adam sayesinde askerliğin eziyeti bana çok azalmıştı. şöyle bir örnek vereyim, bu adam kanına girdiği benim yazıcısı olduğum binbaşıyla, bizim takım komutanı yüzbaşıyı kapıştırıp bizim içtimalardan spordan vb. muaf olmamızı sağlamıştı. öyle taşaklı bi adam. nizamiyede nöbetçileri astsubayları kafalamış, yüksek güvenlikli askeri bölgeye gibimizi taşaamızı sallaya sallaya elimizde poşetler yemekler telefonlar giriyoduk. neyse, adamın askerde bana yaptığı iyiliklerin bi kısmı bu.

neyse bu geldi benim eve, ben de haftasonu nasılsa, kızı yolladım. benim kızla tanıştı evlen bununla çok iyi kız falan dedi.

sonra gece tabii gezdik eve geldik. muhabbet gibişe sokuşa dönünce, eleman ben uzun boylu hatunlardan hoşlanıyorum abi dedi.

ertesi gün eleman kaçtı tabii. benim kız da eve geldi. üstüne ben bi posta benim hatuna çaktım. üstüste iki karıya çakıyorum iki günde kafası yaşıyorum böylece. ergen beynimi gibeyim.

benim hatun gibişten sonra banyoya gir. dünkü karıdan kalan sarı saç tellerini bul. benim odaya getir. "alper bunlar ne"

taksi parasını verdik. aldık hatunları salonda oturuyoruz. evdeki içkilerden açtık içmeye başladık.

bu arada elemana karıları ayarladıktan sonra haber verdim aklı çıktı pekekentin. dedim bendensin aq. 50 lira falan da o verdi.

içtik sçtık, odalara dağıldık.

ben bi 20-25 dakikada bittim. karılar hemen toplandı uçarak gittiler. elemana sordum nasıldı diye. herif gibmemiş lan! önce karının üstüne uzanırken kafasını çarpmış. karı yavaş olsana be diye bağırınca morali bozulmuş. bi de ayak tırnağıyla çizmiş karıyı *

moraller altüst. bunun çakmadığı karı (sevda) tuvalete girip saçlarını yapıyor tarıyor falan, benim kız da çıkar çıkmaz alıp gidiyorlar evden. olay bu.

şu 45 dakikada sktiğim karının yüzüne de söylemiştim. gibiştik evine bırakıyorum. "kızlara güven olmaz değil mi burcu".

eve alpercim kızlara kesinlikle güvenmeyeceksin.

"bak amk sana mesaj atalı 45 dk. olmuş, bu arada işi bitirdik evine bırakıyorum seni"

hey gidi amk.
- kuzenimin yengesi evleniyo : yalan
- kuzenim evde : yalan
- kuzenimin kızı geldi ona bakıyom : kendi gayrımeşru kızı

gibi gibi.

Para topluyoz beyler adama gavatlık lisansı alacaz

zütüne sok deseydin.

dedim bu saatte senin kadar güzel bir kız sevgililer gününde yalnız başına çalışsın? gel sana güzel bir yerde bir akşam yemeği ısmarlıyayım, ikimiz de yalnızlıktan sıyıralım.

kabul etti. benim kız arıyo hala tabii rapor verecek amaaaa telefon sessizdeeee.

yemek bitene kadar aradı sürekli. mms falan atıyo o zaman resimli. odayı falan çekmiş. ulan karı milletini tanımasam. toplam 45 dakika içinde ertesi hafta evlenecek karıyı aldım evinden gibtim evine geri bıraktım. bu kadar hızlı olur bu işler. nesine güveneyim ben karıların.

ben full inkâr devam. gibiş üstünde yakalansan bile inkâr edeceksin. dedim bilmiyorum. gülüyo sinirden, nasıl bilmiyosun ben bi gün gittim evden yoktu, şimdi var, nerden geldi söyle.

bilmiyorum dedim. kız inanmadı, inanır gibi yaptı onca beraber geçirdiğimiz zamanın hatırına.

ilişkimizdeki ilk büyük depremdi. sonra sevgililer gününde yani 14 şubat'ta dedim ki, ben bu güne çok önem veririm, birlikte olalım hem sana süprizlerim olacak.

kız da erteleyebileceiği bir işi vardı eskişehir'de. tutturdu gibtir olup gittiiii.

şimdi ne düşünürsün? başkası var, ve karı beni direk aldatmaya gitti. tam sevgililer gününde yapılacak iş mi bu?

habire arıyo beni telefondan işte rapor veriyo aklınca, hani yanında kimse yok diye. yoldayım, otele girdim falan.

ben de işyerindeyim, o zamanki işimde de karı kaynıyo, hatta bi hatunun bende gözü var. mesaiye kaldık, baktım o hatun çalışıyo.

gittim yanına

şöyle bi okudum. bir şeyi atlamışım. o şaak şak sesi bizim kankadan gelmiyomuş. o zifiri karanlık plajda o şak şak sesi hangi huurçocuundan geliyodu acep.

arabadayız. tam basıp gidicem, çocuğu almadık tabii. çocuk annesine ulen sen var ya sennnn diye işaret barnaağını yukarı dikti sallıyo. seni gidi seniii der gibi. bastım kaçtım ordan. ne ortamlar aq. çocuk büyüdüyse gelip beni bulup skmesin. 14 yaşındaymış sonradan öğrendim

ben yıldızları gösteriyorum falan. ulan karıda da ingilizce yok. bi şekilde gibmem lazım. nerden başlasam nasıl anlatsam uuuuu

derken, bizim elemanların ordan şaak şaak ses gelmeye başladı. zifiri karanlık. dedim eleman başladı. benim karıya baktım kollarımın arasında bana sırıtıyo.

ne ara donu sıyırıp üstüme çıktı karı anlamadım, tek bildiğim alttan kaymaya başladım hatuna bi şekilde. içine boşalır gibi oldum, hemen çektim. karı panikledi. ne olur ne olmaz diye az uzağa gidip işedi falan bi amcığı temizledi.

geldi, kalktık baktım benim kanka çoktan arabaya girmiş kızla oturuyor.

bastık gittik otellerine bıraktık. son geceleriydi, ertesi gün gittiler. ama devamı azzz sonraaa

karının yanında otelden bi çocuk çıkmasın mı? benim boyda. bu avrupalı çocuklar ne uzun oluyolar lan. benimkinin oğlu. afacan bişey. saçları uzatmış, yeşil bi tşört üstünde. karılarla arabaya bindik.

kolpaysa gibim kalkmasın lan. bu kadar büyük konuşuyorum. en değerli varlığımı ortaya koydum *

gittim ertesi gün aldım bunu. nasıl ağlıyor sarılıyor bana. ulan kesin verdi birine geldi. kesinnn

neyse. o kadar midesiz değilim ayrılmam lazım. bi iki kere daha zikip ayrılayım derken yürü dedi gezelim biraz.

hiç unutmuyorum o anı. vay ... vay. giden kızın arkasından konuşmak yakışmaz.

bende opel astra var o zaman. mithatpaşa'dan göztepe tarafına arka yoldan (sahilden değil) gidiyoruz. elleri titreyerek bi sigara yaktı. gözleri doldu. sonra bi başladı bağırmaya "ben yaparım ama sennnn. sen yapamazsın. sokakta benimle yatmak için deliren bir sürü adam varrrr. sen yapamazsııın"

ananın amı huur çocuğu. bak nasıl sinirlendim yine ellerim titriyo. gittim sakince evine bıraktım ve bu onu son görüşüm oldu.

kızkardeşi (baldız) geldi bunun eşyalarını aldı evden. böylece hayatım kurtuldu.

daha ilk tanışmamız olacak. benim kanka kendi hatununa kayacak. kız bununla beraber gelmiş. uyarıyor beni.

- alper bak karı evli, öyle çarşıda falan elele gezmez
- karı çocuğunu da getirmiş, kaç yaşında falan bilmiyorum ters bi durum olmasın dikkat et.
- karı diskoda falan yanaşmaz sana sen gece artık içirip bi kuytuda gibicen bunu.

aha dedim. benim kız yokken eve bir iki kere çağırdığım escort hatun geldi aklıma. adı sevda (takma adı tabii), uzun boylu bir şey. dedim yapayım mı lan bu kıyağı bu herife, bi karı ısmarlıyayım mı diye içimden geçirdim. ee ben izleyecek miyim? kendime de ayarlıyayım dedim.

önce sevdayı aradım, karı tek başına 200 lira çekti. sonra gittim, bunun mamasının telefonu da vardı bende (sude). onu aradım dedim ki bana uzun boylu hatun lazım. uzun boylu hatun ayarlıcam sana tamam dedi. iki kişiyiz, iki karı lazım dedim. bana da bi karı ayarladı. toplam 200 lirada anlaştık. bi baktım, gelen karı sevda! ahaha mal yaaa. bi de ufak tefek bi karı getirmiş, kuzenim dedi. yeniymiş piyasada dikkatli olacakmışım.

konuya dönelim. 14 şubat gecesi, restorandan çıkıyoruz. kız tuvalete gitti. benim asıl hatun eskişehirden yirminci cevapsızı yapıyodu ki, açtım. "naapıyosun"

naapayım dedim. seçille yemek yiyorum.

"neeeeeeeyyyy" başladı bağırıp çağırmaya. dedim böyle böyle. sana demiştim, ben sevgililer gününde yalnız kalmam.

kapadım. sessize aldım. ertesi sabah kamil koç bornova'da inecek ben alıcam bunu.

devam panpa iyi gidiyor