uyandığımda hava kararıyordu gece eğitimi vardı kısaca şöyle helikopter seni bir hedefe 10 mil uzakta bırakır sende kendi imkanlarınla o hedefe varır bayrağı flamayı alır geri bıraktığı yerde botla bekleyen genelde üst rütbelilerin botuna binip görevi bitirirsin.

kıyafetleri giyindik bu seferki eğitim farklıydı 50 mt havan denize ellerin bağlı şekilde atlıyacaktın eğer görevi başarırsan bu senin ,için onur başaramassan adın beceriksize çıkar.
ekipmanlarıma baktım bileklerimi arkadan plastik kelepçe ile bağlamışlardı.

sırtıma bir tekme havada uçuyordum bu işin sırrı havada kelepçeyi koparmak çözmekti havadayken iki kolumu zıt istikamete doğru çekip kopardım kelepçeyi suya inerken nefesimi tutdum burnumdan nefesi çok yavaş şekilde verdim.

denizin üstünden gitmek yerine altından yüzerek gittim hedef küçük kayalıklarda bir flamaydı fakat süreli olduğunu kulaklığıma söyledi en yüksek ve en hızlı dereceyi yapana mükafat dediler.
hızlandım o kayalıklarda bir sat komandosu hırsı ile koşup filamayı alıp denize atlarken flama azımdaydı.

kurbağalama stilinden yüzmeye başladım hızlanıp hedefe doğru vardım bota bindim fakat süre ilerliyordu yavaş gidiyordu bot öne geçtim denize tekrar dalıp karaya doğru yüzdüm .

ormanlık alandı ve kuzey istikametine doğru deparla koştum önüme engeller çıkacaktı bunları bilerekten koştum ana hedefe varırken çalılklardan koşmak yerine zıpladım gerçekten hiç kimsenin aklına gelmezdi çalıları süs gösterip tuzak kurmayı..

12 nolu flamamı yerine astım kronometreyi durdurdum 11: 04:23 süremdi ilk ben gelmiştim ama ciğerlerim şişmişti bile sigaramı yakıp çadıra girdim içerde bir tane tüm genaral vardı sigaramı yere atıp söndürüp esas duruşa geçtim.

aferim asker geç istirahate dedi . emredersiniz komutanım dedim. oturdum koltuğa karı eritip suyunu çıkartıp onu ısıtmışlardı onu içtim kulaklığımdan dışarı çıkmamı söyledi bin başı .

dışarı çıktığımda komutan anlımdan öptü afferim asker . sağol . rahatda dinleyin beni.
burdaki 23 kişi artık şanlı ordumuzun bir ferdidir allah yar ve yardımcınız olsun allaha emanet olun. saol.

karargaha doğru yüzerken gözüme bir şey parladı gittiğimde denizin üstünde bir madalya desen madalya değil para desen para değil arapça bir şeyler yazıyordu almadan gittim.

soğuk bir duşa girip yatağıma yattım ranzamdaki resmime baktım yeni başlıyoruz daha dedim. ranzadan kalkıp cam kenarında sigaramı yaktım devrem geldi biraz sohbet ettik şafak doğmasını bekledim sadece 2,5 saatlik uyku uyumuştum şafağın domasına yakın tekrar ormana girdim.

koşmaya başladım önümden bir geyik geçti ona yetişmek için koştum ama yetişmek değildi derdim onun gibi hissetmekti şınav mekiklerimi çektim kayalıklara tekrar tırmandım suyumu içip güneşin doğuşunu o zirvede izledim..

hızımı alıp denize atladım yüzerek yatakhaneye kadar gittim soğuk suda duş aldım kahvaltı için yemekhaneye gittim kahvaltımı millet uyanmadan yapıp spor alanına gittim tekrar..

okuyanlar varsa rez alıp + lasın devam ederiz talebe göre

sporum bitti yeni gelenler beni izlerken ben tüpsüz dalışla biraz şow yapmak istedim daldım yine yıldızlara doğru yıldızı aldım yaklaşık 6 dk sonra yüzeye çıktım milletin bana şaşkın gözle bakmasına sebeb oldum.

yüzbaşı geldi üstünü giyin odama gel dedi emredersiniz komutanım dedim . koşup kurulanıp kıyafetlerimi değiştirdim odasına gittim kapıyı çaldım.
gel .

B: beni emretmiştiniz komutanım
Y: gel fırat şunu sana genelkurmaydan yollamışlar
B: ne bu komutanım
Y: fırat özel göreve gidiyorsun bunu bil
B: nereye komutanım
Y: amerikaya
B: ne görevine komutanım
Y: bir personelimizden haber alamadık amerikaya amerikan askeri gibi gideceksin onun yerini bulup buraya getireceksin.
B: kimi bulacağım komutanım
Y: binbaşı TY.
B: emredersiniz komutanım

kutuyu açtım içinde bir kimlik bir asker kimliği birde silah vardı zarfta 5 bin dolar bir kredi kartı bir komando bıçağı birde zarf vardı .
zarfı açtım .

genelkurmaydan gelen yazıydı yazıyı okudum ve bana amerikada yardımcı olacak işbirlikci yüzbaşının ismini soy ismini bir kağıda yazıp tüm evrakları imha ettim görev resmi olarak yarın sabah itibariyle başlıyacaktı biraz .

heycanlı biraz aksiyonlu bir iş olacağa benziyordu sadece ama sadece ülkeme çalışmanın verdiği gurur bambaşkaydı. amerikaya özel bir uçakla gidecektim orda beni yüzbaşı karşılayıp .
kamufulaj ve rozetkart verecekti komutanımla vedalaştım eski dostlarıma sarıldım tüm gün boyunca sadece aklımdan düşündüm nedir ne değildir diye ailemi aradım ve belçikaya gideceğimi söyledim.

eğitime gideceğimi söyledim ama gizli bir görev beni bekliyordu bismiilah dedim eşyalarımı toplayıp dolabıma kilitledim. gecenin karanlığında uçağa binip amerikaya doğru yola koyulduk uçakta uyudum uyandığımda kaptanın bir saatlik yolumuz kaldığını söylemesi beni daha da motive etmişti.

uçakta sigara yasak olmasına rağmen tuvalette sigaramı içtim sonrada aklımda plan kurdum operasyon olumsuz giderse yüzerek gelemezdim türkiyeye .
uçağın piste inmesiyle beni omuz ve gögüsünde bayrağımızı taşıyan bir yüz başının karşılamasından sonra .

boş bir odada sohbet ettik kendisi bordo boreli olduğunu söyledi biraz planı konuştuk ülkeden resmi kağıt gelene kadar onunla birlikte askeri alana gitmem gerektiğini anlattı sigaramı yakmak istedim engelledi şuan sen bir sivilsin dedi.

askeri alana girdik 4 türk askeri ile tanışdık durumdan habersizdi onlar biz sadece bordo bereli ile o belgeler ve o türk askerini bin başını alıp karargaha ankaraya zütürmekle görevliydik.

kamufulajımı giyinip sakal traşı oldum kafamada beremi taktım yemek için bm askerlerinin bulunduğu yemekhaneye gittik önümde ilerleyen bordo bereli nin aldığı yemekleri aldım yanıma su alıp masaya oturdum. türkçe konuşurken. bir bayan

yüz başı geldi o ise dağcı komandoymuş tanıştık onunlada zeynep yüz başı ercan yüz başı ile aynı masada yemek yerken zeynep yüzbaşının sözlerine kafam karışmıştı yalnız 2 kişi bu operasyonda olduğunu söyledim.

ercan yüzbaşı oda bizimle dedi sordum bin başı nerde diye doğu virjinya da bir eski polis karakolunda esir dedi. belgeleri sordum daha çok jeopolitik ve diplomatik belgeler olduğunu söyledi bana zeynep yüz başı virjinyanın çok soğuk olduğundan da bahsetti.

- 35 derecelik soğukluktan bahsederken arkada bir kargaşa çıktı muhtemelen bir dil krizi dedi ercan yüzbaşı operasyon kağıt gelmeden başlamaz dedi ve yemek bitti. dışarda eğitim alanında spor salonu da vardı yer altına inşa edilmiş.

parayla taks ve kicktaks turnuvası vardı ercan yüzbaşı sordu daha önceden mma karma dövüş sporu ve taks şampiyonluğum var dedim. o zaman katılma deşifre olabiliriz operasyon sekteye uğrar dedi.

kafana göre takıl ama dövüşme sakın dedi. olur diyip gitmesini bekledim.

daha çok katılmaktan yana değildim bir ermeni askerinin bana düello teklif etmesinden sonra eski dövüşcü kimliğime büründüm aslında polarımı çıkarttım ve ringe çıktım botlarımı çıkarmamı söyleyince komple soyundum atlet ve şort kaldım ringde .

piskolojime belki yenik düştüm ama burda o ermeni askerinin bir yerini kırmadan yollamak bize yakışmazdı kafamı sola çevirdim bir türk tüm genarali gördüm selam verdim kafa salladı bana.

bu askerde devam et anldıbına gelirdi vucut dili dersinden aklımda kalmıştı ortaya siyahi bir komandoydu muhtemelen tek şeritli birisi bize kuralları söyledi elimize bandaj verdi birazdan diplomatik kriz çıkartacaktım belkide.

ortada başla sözüyle birden eskilere döndüm ilk hamleyi ondan bekledim bana tekme atmak isterken ben geri çekildim sağ ayağı havadayken sol bacağına sol ayağımla tekme attım havadan yere düştü. yumruk salladı ama refleks ve garddan dolayı darbe almamıştım.

sol kulağına doğru sol kroşeyi vurdum onun sersemiyle aparkat ve eski bir tabir olan pandatolyo hareketi ile onu bir kez daha yere devirdim ve azından kan gelmeye başladı maçı bitirmişti ayağa kalkınca gördüm kulağının alt tarafından çene kemiğine kadar bir kegib vardı..