bir sapıklık yaptım anlatıyorum

reserved

claudia beni ikna etmek için "diş fırcası dahil herşey hazır" dedi. sue 'ye bakıyorum, kara gözleri ile bana "kal" diyor. madem araba kullanmayacağım, doldurdum bardağımı... iyice sarhoş oluyoruz.

rezerved yarın @275ten devam

@200den devam edicem reserved panpa dinliyoruz

ortam güzel ama kimse hala doğal değil. ben zATEN afallamalardAYım. sue nerdeyse hiç konuşmuyor. evli çift almanya da tao kültürünün bilmem ne gibimi anlatıyor. claudiA gibecek gibi bakıyor, ben ezik. harald harika bir adam drigend gibi aksiyonlarla kaynaştırıyor bizi.

mangaldan gelenleRLE doyduk. epey de şarap içtik. herkes biraz sarhoş ve yorgun. gecenin ikisi oldu. ben artık gideyim dedim. kaçıp da kurtulsam diyorum. "hayatta bırakmayız" dedi harald. "alkollüsün burada kalacaksın". "zaten hepimize yetecek oda var"...

başta okudum panpa sonra nickni gördüm we ayıktım

reserved

4 gündür bitiremedin amk

yazmaya erken başlADIM galiba. sol taşşak liseli işgalinde.

gelen eşler de şeker inanlar, ayrıntılarla boğmayım. ama tek başına gelen kadın, claudia anlatmaya değer. çok güzel bir kadın. harald'ın en sevdiği arkadaşlarından biriymiş, mimar kendisi. az konuşuyor, ağzını açtığında mutlaka birilerini azarlıyor. özgüveni tavan yapmış diyecem ama değil, bir takıntısı vaR. SONRADAN anlayacaksınız.

burda mısınız panpalar?

alkol alıyorum reahatlamak için fakat kontrol elden kaçmasın diye de yudum yudum içiyorum. sue ile göz göze gelmekten önceleri kaçınıyordum sonra bir şekilde bana yakın oturdu. gülümsüyor, çaktırmadan elimi tutuyor hem çaylak davranışlarımla inceden dalga geçiyor hem de "seni seviyorum" bakışları ile cesaret veriyor. kocası bahçede bacalı, havalandırmLI fırın gibi grill ile uğraşırken sue beni mutfağa çağırdı. nefes verir gibi öptü beni. yapmacık değil, ateş gibi soluyarak...

anlat panpa

bu şarkıyı defalarca dinledik. şarap mum ışığı, havada dostluk ve sevgi var.

bir saat sonra kapı çaldı. tayland ve alman bir çift, bir de 35 yaşlarında güzel bir alman kadını geldi. parti kıvamın az da olsa girdik. fakat ben hala tedirginim. rahat olamıyorum amk. gibtiğim kadın kocası ve arkadaşları ile karşımda ve bana tek kelime ile yaptığımın hesabını sormuyorlarç tr' de bu durumlarda kan çıktığını bilen biriyim so nuçta.

teşekkürler cappucinoicenbaykus

bir saat kadar samimi sohbet ettik. fakat harald bir kere bile "sue ile ne işin var?" gibi bir konuya girmedi. sanki uzun yıllaredan beri tanışan aile dostlARIYIZ. NEFiS bir müzik seti var. elime bir uzaktan komuta aleti verdi, ekranlı bir şey ve müzik listesi var. "dilediklerini seç" dedi. onların sevmesi ihtimaline kafa yormadan gözüme çarpan best'lerimden bir kaç tanesini seçtim. hatırmda kalan bu:

http://www.youtube.com/watch?v=tIdIqbv7SPo

Yalanciyim abi'nin yazdıkları için.

http://ccc.incisozluk.cc/...ıyorum/@yalanciyim%20abi

dün işim vardı. daha doğrusu hikayenin en zor bölümüne gelince iş icat ettim. benim bile kafam hala karmakarışık iken size alıştığınız, kaymak gibi tek boyutlu bir anılar demetini nasıl sunabilirdim?

nerde kalmıştım? sue beni kocasının grill partisine davet etti. harald ile tanıştım, partide üç kişiyiz. hafif tedirginim. adam çok şeker bir insan, doğal ve arkadaş canlısı. Sanat tarihi okumuş, ABD'ye gitmiş 2 yıl orada yüksek lisans yapmış. sonra hindistan'a gitmiş, uzak doğu sufizmi ile yatıp kalkmış. tayland'a geçip sue ile tanışmış. bilmediğim bi sürü uzak doğu felsefesi kastı, yoga, taoculuk ... falan. sonra sue ile evlenip onu almanyaya getirmiş. Babası soylu bir aileden, "von" titel'i kullanıyor. seçkinlere villa satan bir makler firması var. ayrıca uzak doğudan antik el sanatlarının açık artırmasını yaptığı bir müzayede işletmesi var.

bunları şeker gibi sohbeti sırasında laf aralarından cımbızlayıp ben çıkardım. mütevaziliği bunları sıralamaya elvermezdi.

takibe aldım bu başlığı gerçek veya yalan yazarın tasvirleri çok iyi, fotoğrafla da birleştirince harikulade oluyor.